• Sonuç bulunamadı

DIKKAT EKSIKLIĞI VE HIPERAKTIVITE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DIKKAT EKSIKLIĞI VE HIPERAKTIVITE"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DIKKAT

EKSIKLIĞI VE

HIPERAKTIVITE

Burcu Kılıç Tülü

(2)

«Gazete bayisi olduğum için her gün yüzlerce insanla uğraşıyorum. Artık insan sarrafı oldum, ben de biraz psikiyatrist sayılırım.»

«Doktor Bey, yediği önünde yemediği arkasında. Biz zamanında ne yokluklar çektik. Ona her türlü olanağı sağlamaya çalışıyoruz. Ama bir türlü kendini derslere vermiyor. Bilgisayar dedin mi akan sular duruyor.

Bilgisayarda kimsenin yapamadıklarını yapıyor ama dersleri zayıf. Öğretmenlerine sorsan isteyince

yapamayacak çocuk değil diyorlar; ama derste hep aklı başka yerdeymiş. Dinleyince anlıyormuş.

Geçende bir komşunun oğlundan ders aldırdık, çok güzel anlıyor ama yarım saat sonra dikkati bitiyor dedi. Nasihat etmekten ağzımda tüy bitti; kızsak

olmuyor vursak olmuyor. Ne yapacağımızı şaşırdık.»

(3)

Deniz 8 yaşında ilkokul ikinci sınıf öğrencisi. Okul büyükten küçüğe herkes onu tanıyor. Cana yakınlık, hazır cevaplık, sevimlilik konularında üstüne yok gibi görünüyor. Ama

sınıfta uzun süre oturamama, sık sık ayağa kalkma, söz almadan konuşma, hep önce ben yapayım derken bazen

arkadaşlarıyla geçinememe, öğretmeni sınıfın tam dikkatini toplamışken alakasız bir soruyla sınıfın dikkatini dağıtma, teneffüslerde aşırı koşturma gibi sorunlar hem kendisine hem çevresine zarar veriyor. Öğretmene göre dersi biraz dinlese zaten başarılı olan Deniz çok daha başarılı oluyor.

Evde ise durum biraz daha zor. Anne Deniz’le görev

yaparken neredeyse bir elini bağlamak zorunda kalacak.

Ders yaparken masanın üzerine tırmandığı mı kalmıyor, en ufak bir fırsatı dikkati dağıtmak için hemen

değerlendirmediği mi? Deniz'in annesi ders bitince küçük

çaplı bir çatışmadan çıkmış gibi oluyor.

(4)

 Sabah servise yetişmek ise ayrı bir festival. Kendi istediği bir yere giderken anne babayı oturtmayan Deniz, okula hazırlanırken aniden «ağır çekim»

bir çocuk haline geliyor. Çorabının tekini giymesi 5 dakika!

 Tanı ve tedaviye başlandıktan sonra ki gidişat…

 Eve gelen inşaat mühendisi amcanın yorumları

 Anne baba «Acaba yanlış mı yapıyoruz?»

(5)
(6)
(7)

YORUMLAR…

«Sanki hep aklı başka yerde»

«Aşırı dalgın»

«Hayal dünyasında»

«Çok sakar»

«Onun kaybettiği eşyalarla üç çocuk daha okurdu»

«Çok unutkan»

«Beş dakikalık işi üç saatte yapıyor»

«TV karşısında saatlerce oturuyor ama dersin başına oturunca 5 dakikada bir çişi geliyor»

(8)

DEHB NEDIR?

 Aşırı hareketlilik

 Dikkat sorunları

 İstekleri erteleyememe (dürtüsellik)

(9)

DSM V’E GÖRE

Dikkat eksikliği

Aşırı

hareketlilik ve dürtüsellik

Birleşik

görünüm

(10)

DEHB’in Şiddeti

DEHB’

in tipi

DEHB’e eşlik eden bozuklukla

r

Erken tanı ve tedavi

Çevresel etkenler

Zeka düzey i

(11)

DHEB

Normal ya da normal

üstü zeka

Süreç

DHEB Düşük ya

da sınır

zeka Süreç

(12)

TARIHÇESI

18 yy «kötü çocuklar»

19. yy «fevri delilik»

20 yy. da tanımlanmış ilk çocuk psikiyatrisi bozukluğu

1902 George Still, «ahlaki kontrolde bozulma»

‘yaramazlık sorunu’ ‘sert tutumlar’

1. Dünya Savaşı sonrası, 1917, ABD, beyin iltihabı salgını

Minimal beyin hasarı?

1940, Minimal beyin disfonksiyonu

1950, Metilfenidat (Ritalin)

1960, İlerleyen çalışmalar kalıtım

1965 ICD, 1968 DSM II, 1980 DSM III alt tipler

DSM V’de başlangıç yaşı 7’den 12’ye

(13)

DEHB NE SIKLIKLA GÖRÜLÜR?

 Kuzey Amerika, %10, yaklaşık 10 milyon kişi

 Avrupa, %1-2

 Okul çağı %3-5

 Cinsiyete göre

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Thomson Innovation 提供我們一個專利檢索的平台,在 Thomson Innovation

İlginçlik şurada: Kurguladığımız akıl deneylerinde, kuşun sonsuz kere gidip gelmesi, lambanın sonsuz kere yanıp sönmesi, kaplumbağanın sonsuz kere son bulun-

Değişken kapı ve kontrol kapısı oksit tabakasıyla bağlandığında hücrenin değeri “bir” olarak algılanır..

1979-84 yıllarında Çevre M üsteşarlığında Daire Başkanı olarak çalışan Gürpınar, 1984’te Başbakanlık Çevre Genel Müdürlüğü’nde uzman olarak görev

Evvelki yazılarda yeni göçleri doğuran, 1) Siyasi baskı, 2) İk­ tisadi cezp, 3) Milli tecanüs ih­ tiyacı âmillerinin rol oynadığını görmüştük. Bir

Gökalp’ın, Prens Sa- bahaddin’deıı farklı olarak, şöhre­ ti yalnız ilim ve siyaset sahala­ rında doğmamış; aynı zamanda Türk milliyetçiliğine sarih

Emekçi halkı en iyi tanıyanlardan (Çünkü onlarla birlikte yaşamıştı.) biridir Orhan Ke­ mal, Bereketli Topraklar Üzerinde (1954) adlı unutulmaz romanında bir