• Sonuç bulunamadı

(1)İstanbul'da depreme yönelik yürütülen projelerin büyük bir çoğunluğu teori aşamasından öte gidemiyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "(1)İstanbul'da depreme yönelik yürütülen projelerin büyük bir çoğunluğu teori aşamasından öte gidemiyor"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İstanbul'da depreme yönelik yürütülen projelerin büyük bir çoğunluğu teori aşamasından öte gidemiyor. İncelemeler yapılıyor, raporlar çıkarılıyor, haritalar hazırlanıyor, ancak somut adımlar bir türlü atılamıyor. Yetkililer, binaları yıkıp yeniden yapmak veya güçlendirmek için "ilgili yasalara ve büyük bir maddi kaynağa ihtiyaç olduğunu" söylüyor.

Büyük Marmara depreminin üzerinden 8 yıl geçmesine karşın, yaklaşık 1 milyon yapının bulunduğu İstanbul'da, bazı kamu binaları hariç, hiçbir binada depreme yönelik gerekli çalışmalar yapılmadı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü (DEZİM) ve Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) bünyesinde çeşitli kurumlarla işbirliği halinde onlarca proje yürütülüyor. Ancak bu projelerin büyük bir çoğunluğu henüz teori aşamasında bulunuyor. İncelemeler yapılıyor, raporlar çıkarılıyor, haritalar hazırlanıyor, ancak somut adımlar bir türlü atılamıyor.

Yetkililer, binaları yıkıp yeniden yapmak veya güçlendirmek için "ilgili yasalara ve büyük bir maddi kaynağa ihtiyaç olduğunu" söylüyor. İBB'nin yürüttüğü bazı projeler şöyle:

* Deprem Master Planı: İstanbul'da deprem güvenliğinin artırılması amacıyla ODTÜ, İTÜ, YTÜ, BÜ'ye hazırlatılan ve 2003'te biten planda, depreme yönelik teknik, idari ve hukuki yapı, bölgesel ve ulusal stratejiler yer alıyor.

* Zeytinburnu Pilot Projesi: İlçedeki binalar incelendi. Olası bir depremde 16 bin binanın hasar göreceği, bunlardan 2 bin 500'ünün ise büyük hasara uğrayacağı ortaya çıktı. Fatih'te 38 bin 580 bina incelendi. Küçükçekmece'de ise incelenen 46 bin apartmanın yüzde 30'u, yani 13 bin 800 bina risk altında. Avcılar'da bulunan 23 bin 400 binadan orta hasarlı olan 497 bina güçlendirildi. Bakırköy'de 439 binada çok yüksek risk, 2 bin 900'ünde yüksek risk, 4 bin

126'sında orta risk, 275'inde düşük risk, 2 bin 200'ünde minimum risk belirlendi. Riskli bu binaların güçlendirilebilmesi için yaklaşık iki yıldır kentsel dönüşüm ile ilgili yasanın çıkması bekleniyor.

* Heyelan ve fayların araştırılması: Marmara Denizi'nde ve karada mevcut heyelanların ve fayların araştırılmasına yönelik çalışmalar TÜBİTAK ve İTÜ ile ayrı ayrı yürütülüyor.

* Mikrobölgeleme ve risk analizleri: Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile İBB arasında imzalanan anlaşma kapsamında 2001'den beri Mikrobölgeleme Projesi sürüyor. Proje kapsamında muhtemel bir depremde, kentte hasar riski yüksek alanların belirlenmesi konusunda mahalle bazında binaların ve altyapının hasar görebilirliği

incelemelerinin yapılması hedefleniyor. Bu kapsamda İstanbul için mevcut verilerin toplanması tamamlandı. Saha incelemeleri yapıldı. Proje yardımı olarak sunulan bu çalışma, Ekim 2002 tarihinde İBB'ye sunulan bir raporla sonuçlandı.

* Marmara'nın deprem hareketleri projesi: "Marmara Bölgesi'nin deprem aktivitesinin çok disiplinli yöntemlerle izlenmesi ve İstanbul kıyı şeridi/kıta sahanlığı zeminine olası etkilerinin araştırılması" projesi için bilimsel ve teknik işbirliği protokolü imzalandı. DEZİM ile TÜBİTAK MAM, Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü (YDBE) arasında bilimsel işbirliği halinde şu ana başlıklar gerçekleştirilecek: Bölgedeki depremler hakkında TÜBİTAK MAM YDBE'nin yapageldiği sürekli çalışmalarla elde edilecek bilimsel bulgulara dayalı bilgilerin AKOM'a sürekli akışı sağlanarak orta vadede afet koordinasyon ve teyakkuza yönelik bilgi edinilmesi sağlanacak. İstanbul'u etkileyebilecek bir depremin sonucunda denizde meydana gelebilecek heyelanları ve etkilenebilecek potansiyel kıyı alanları

tanımlanarak depremden önce etkilenebilecek potansiyel kıyı alanları kestirilebilecek.

* Sismoloji çalışmaları: Aktif fayların ve depremlerin aktivitesini izlemek üzere, 18 istasyondan oluşan bir deprem ağı kuruldu.

* Marmara'da Depremi İzlemeye Yönelik Yeni Yöntemlerin Uygulanması Projesi: İBB ile TÜBİTAK-MAM arasında 2001'de imzalanarak yürürlüğe giren, 2002 ve 2003 yıllarında uygulanan işbirliği protokolü kapsamında yapılan çalışmalar ile deprem öncesi kabuk hareketlerinin, yüzeye çıkan suların fiziksel ve/veya kimyasal özelliklerinde ölçülebilir ve güvenilir değişikliklere neden olduğunun saptanabilmesi durumunda, yetkilileri depreme karşı uyarma imkânı olacak.

* İstanbul için Deprem Hasar Analizi Program Geliştirme Projesi (HAZTÜRK): DPT, TUB ve İTÜ ile birlikte

(2)

yürütülen bu projenin amacı, Türkiye'de ve özelde İstanbul'da acil durum yönetimi, risk azaltma, planlama, hazırlıklı olma, müdahale ve iyileştirme konularındaki ulusal programlara destek vermek amacıyla, risk-tabanlı zarar analizi yaparak can ve mal kaybını azaltmak, insanları ve kurumları doğal afetlerden korumak. Amerika Federal Acil Durum Yönetimi Kurumu'nca 1992'de geliştirilen bu programın İstanbul için geliştirilmesi öngörülüyor.

* Foresight projesi: İBB, Avrupa Birliği 6. çerçeve Programı uyarınca gerçekleştirilen "AB Ülkelerinin Risk Yönetim Sisteminin Kurulması Projesinde (FORESIGHT Project) yer aldı. Proje, 4 doğal afet laboratuvarı alanında (Türkiye, Alpler, Azor Adaları, Portekiz ve İzlanda) afet olayları ve birbirleri ile olan ilişkiler mekaniği üzerine bilimsel araştırma ve inceleme çalışmalarını kapsıyor.

Cumhuriyet 19.08.2007

Referanslar

Benzer Belgeler

Dördüncü Haçlı Seferi, yüzyıllar boyunca varlığını koruyan ve Ortaçağın en güçlü devleti kabul edilen Bizans İmparatorluğu’nun 1453’te son

Dördüncü sınıf öğretmen adaylarının teknoloji tasarım ve uygulamalarının, fen bilimleri derslerinde, daha etkili bir biçimde kullanılabilmesi

Konu olarak, “sendika yöneticileri ve güvenceleri”ni seçmemizin amacı; demokratik düzenin gereği olan, sendikaların sürekliliğini sağlayan, sendikaları temsil eden,

Sosyal bilimler alanıyla ilişkili kavramlar bu kadar belirsizken ve hatta tam da krizin içindeyken, eylem alanının ortasında, sürekli olarak sırat köprüsünde,

Ancak İbâzîler’in İslam tarihinden ve kendi siyasi tecrübelerinden damıtarak oluşturdukları bu siyaset düşüncesi bir sözlü nazariye olarak kalmamış

17 Ağustos 1999 Gölcük ve 12 Kasım Düzce dep- remlerinden sonra yapılan araştırmalarla, özellikle sismik çalışmalardan, Marmara Denizi’nin tektonik yapısı ile ilgili

Olguların tamsal dağılımı; fasyatomi def ekti 28 olgu, yüz kırıklan 7 olgu,ekstremde doku defekti 5 olgu,ön kol ve bilekte keşi 4 olgu, skalpte doku defekti