• Sonuç bulunamadı

GENEL TEKRAR 1-Kendisinden böyle söz eden bir yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 4-Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "GENEL TEKRAR 1-Kendisinden böyle söz eden bir yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 4-Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GENEL TEKRAR Türkçe benim biricik vatanım, memleketim, evim.

Nereye gitsem onu da beraberimde götürürüm. Ben Türkçeye tutkunum. Uzun yıllar Fransızca öğretmenliği yaptım. Fransızcayı da çok rahat konuşurum. Biraz

İngilizce okudum, derken dört yıl İtalyanca kurslarına gittim, İtalyanca öğrendim. Bir parçacık da Almancaya el attım.

Ama benim için Türkçenin yeri başka. Her insan kendi dilini sever ama bence Türkçe dünya dillerinin en güzellerinden biri.

1-Kendisinden böyle söz eden bir yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Ana dil bilincine sahiptir.

B) Türkçeyi diğer dillerden üstün tutmaktadır.

C) Yabancı dil öğrenmeye yatkındır.

D) Yabancı dilleri çok etkili kullanmaktadır.

Rekreasyon, insanların boş zamanlarında kendilerini mutlu edip haz alabilecekleri her türlü etkinliği kapsayan

aktiviteleri ve faaliyetleri içerir. Rekreasyon, genel olarak insanın yaşamını canlandırması ve yenilemesi demektir. Boş zaman değerlendirme etkinlikleri olarak da bilinir. Hiçbir zorunluluk olmayan etkinlikleri tanımlayan vakit geçirme yöntemidir. Bedeni, ruhu ve zihni çeşitli ekinliklerle dinlendirme olarak da tanımlanır. Bazen bir piknik alanı, bazen bir müze rekreasyon mekânı olabilir. Boş zamanın düzenli olarak spor yoluyla eğerlendirilmesi tanımı rekreasyon için kullanılmıyor. Rekreasyon, sportif

faaliyetlerle birlikte kültürel, sanatsal ve bilimsel faaliyetleri de kapsıyor. Boş zamanlarda ortaya çıkan faaliyetler bütünü. Bireysel veya her yaştan kitlelerle şehirde veya kırsal alanlarda yapılabilir. Sanayileşmiş toplumlarda stresten uzak kalmak için doğan bireysel ihtiyaçların sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

2-Bu parçadan rekreasyon ile ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Bu tür etkinliklerin açık veya kapalı alanlarda yapılabileceği

B) Bir faaliyetin, rekreatif faaliyet olabilmesi için gönüllü olarak yapılması gerektiği

C) İstenilen zamanda yapılan doğa yürüyüşü veya denizde yüzmenin rekreasyon faaliyeti olabileceği

D) İnsanlar arasında dayanışma kültürü ve dostluklar oluşturarak toplumsal bütünleşme sağlayabileceği

Cam bizim için sıradan bir şey olsa da bilimciler için değil. Ne kadar sıradan görünürse görünsün onlar için hâlâ

çözülmemiş birçok sır barındırıyor. Şu sıralarda yayımlanan iki ayrı makaleye bakılacak olursa da yıldızının yeniden parlamaya başladığı kesin. Bazı kimyacılar, sıvı bir maddenin katı bir hâle dönüştürülmek üzere ne kadar hızlı

soğutulduğuna bağlı olarak camın da her seferinde farklı şekilde oluştuğunu söylüyorlar. Bulguları, uzun süredir

“ideal” bir cam dönüştürme yolu arayışındaki katı hâl fizikçilerinin umutlarını belki paramparça edecek ama daha iyi plastik ve farklı polimer arayışındaki sanayicilerin çabalarına da katkıda bulunabilecek türden.

3-Bu parçada cam ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) İnsanlığın, üretimi konusunda geç kaldığına B) Oluşumunun hâl değişimi ile ilgili olduğuna

C) Farklı grupları ilgilendiren taraflarının bulunduğuna D) Bilim adamlarının ilgisini çekmeye devam ettiğine

İnsan geçmiş zamanı, şimdiki zamanı ve gelecek zamanı aynı anda düşünüp yaşayabilme özelliğine sahip tek canlıdır. Bunu istediği şekilde yaşama hakkı da kendisine aittir. Genellikle dün bugünü, bugün yarını, yarın ise geleceği inşa ederek devam ediyor. Geçmişte olumlu veya olumsuz bir sürü olaylar yaşıyor, anılar ya da acılar biriktirerek yolumuza devam ediyoruz. Olumlu olanlar anı olarak kalırken olumsuz olanlar ise “dert prangası” olarak geleceğimizi şekillendirmede engel teşkil edebiliyor. Anı olarak biriktirdiğimiz güzel şeylerin gelecekte bizlere sıkıntı yaşatmak gibi bir etkileri yoktur. Geleceğimizin prangaları olan geçmişin yükleri olumsuz yaşanmışlıklarımız oluyor genellikle. Yaşanan istenmeyen olay ve deneyimlere tecrübe gözü ile bakıp bunlarla yüzleşememiş olanlar bu geçmişin yükünü geleceğe de taşımak durumunda kalıyor ve o yükün altında geleceğe yürümekte zorluk çekiyorlar.

4-Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanı yaşama bağlayan; anılarına bağlanarak yol alması, sık sık onları hatırlamasıdır.

B) Geçmişte yaşadıklarını unutan insanın, geleceğini kurabilmesi ve ilerleyebilmesi zordur.

C) Akıllı insanlar, yaşadıkları olumsuzluklardan ders çıkarıp hayatlarına buna göre yön verirler.

D) Prangalarını sırtlarından atıp onlara edinilmiş kâr gibi bakanlar yarını güzel yaşarlar.

Mimari, insanların mekândaki hareketlerini etkiler. Eskiden şehir kültürü; mescit, cami, medreselerin büyük katkıları ile oluşurdu.

Zengin de fakir de kanaat kültürüne sahipti. Modernleşme ile toplum daha çok tüketmeye alıştırılınca zenginler önce evlerini değiştirmeye ve sonra yeni hayat tarzının istediği her türlü ürünü alıp kullanmaya başladı. Salon nasıl gecekondu ile apartmanı sosyal sınıf boyutunda ayırdıysa salon eşyası da sosyal sınıflar arasında bir ayrışma unsuru hâline geldi. Salon eşyaları sadece ekonomik değil aynı zamanda kültürel içerikli olgular oldu. Bu süreçte maddi refah artarken yalnızlık da arttı.

Samimiyet ve komşuluk ilişkileri ile birlikte huzur da azaldı.

Zenginlik ve sınıf değiştirme eski komşuluk ilişkilerini zayıflattı.

Çünkü artık komşu komşunun külüne muhtaç değildi.

5-Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mimarinin insan davranışları ve toplumsal hayat üzerindeki etkisi

B) Modernleşme ile toplumun, tüketici toplum hâline getirilmesi C) Artık insanların komşuya olan ihtiyacının azalması

D) Salon ve salon eşyasının sosyal sınıfları belirleyici unsur olması

Yazının iyisini kötüsünü hemen anlar, bu konuda düşüncesini söylerken hatır gönül dinlemezdi. Ünlü bir yazarın, dergisi için yazdığı yazıyı beğenmemiş, ona: “Bu yazı gazete yazısı olmuş, ben dergi çıkarıyorum; dergi yazısı isterim.” demişti. Gazete için çalakalem yazılırdı, dergi yazısı için özen göstermek gerekirdi.

Kendisi de haftalık başyazısını en iyi biçimde yazabilmek için zorlanırdı. “Yazdığım yazı, yazabileceğimin en iyisidir yoksa onu yayımlamam.” derdi.

6-Bu parçadan, sözü edilen kişi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Kim olursa olsun, onunla ilgili düşüncelerini açıklamaktadır.

B) Yazarlık yeteneğinin üstün olduğuna inanmaktadır.

C) Dergi yazısının kendine özgü nitelikler taşıdığını düşünmektedir.

D) Düşündüklerini uygulamaya koymaktadır.

(2)

öğrenmedik mi? Grup olarak yaptığımız işlerde işin

kolaylığındaki artış, kişi sayısının ne kadar arttığına mı bağlı?

Yoksa kalabalıkta fark edilmez diye gücümüzün hepsini kullanmadığımız olur mu? Ringelmann bu durumun ne kadar doğru olduğunu ölçmek için bir deney düzenlemiş.

Öncelikle bir yere bağlı olan halatı kişilerin tek başına tüm güçleriyle çekmesini istemiş ve herkesin tek tek halatı çekerken ne kadar güç uygulayabildiğini kaydetmiş.

Sonrasında ise katılımcılardan çiftler hâlinde, üçerli, altışarlı gruplar ile aynı halatı çekmelerini istemiş ve halata

uygulanan toplam gücü ölçmüş. Kişi sayısı arttıkça

uygulanan gücün doğru orantılı olarak artmadığı gözlenmiş.

Birden fazla kişi olduğunda herkes tüm gücüyle çekmek yerine biraz kaytarmış. Psikolojide “sosyal kaytarma” olarak tanımlanan bu durum aslında kişilerin, “Başkaları nasıl olsa yapıyor, benim yapmama ne gerek var?” cümlesini

kendilerine söylemeleri ile ortaya çıkmaktadır. İnsanlar grup içerisinde çalışırken harcadıkları çabanın gözden kaçacağını düşünürler. Bu nedenle tam performans sergilemek yerine kendilerince üstlerine düşeni yaparlar.

7-Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki “sosyal kaytarma”ya örnek gösterilebilir?

A) Koro elemanlarının tamamının şarkıya eşlik etmemesi B) Ava çıkan insanların aynı oranda balık avlayamaması C) Alkış tutan insanlardan bazılarının ellerini kuvvetli vurmaması

D) Göç sırasında bazı kuşların diğerlerinin uçma hızına yetişememesi

8-Bu parçaya göre Ringelmann’ın yaptığı deneyin amacı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Birlikte yapılan işlerin daha rahat gerçekleştirildiğini ispatlamak

B) Yapılan işin kolaylaşmasıyla kullanılan iş gücü arasındaki bağlantıyı göstermek

C) Ortak çalışmalarda üyelerin tüm performansını sergilemediğini kanıtlamak

D) İnsanların psikolojilerinin çalışma şekillerini etkilediğini ortaya koymak

Kesin olarak biliyorum ki hisleri benim hislerimle karışacak.

Böylece ben de karmakarışık olacağım. Düşünceleri de benim düşüncelerim üzerinde yuvalanacak.

9-Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Oğluna yeni ayarladıkları kreşe gitmek için iki saat önceden uyanıyordu.

B) Emekli olup şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenler burada toplanmış.

C) Küçük kuş, çalı çırpı getirerek bütün kışı burada geçirmeyi planlıyordu.

D) Hasta kadın, güçlükle sandalyeden doğrulup sarsak adımlarla kapıya geldi.

“Müziksiz bir hayat hatadır.” olsa gerek. Gerçekten de profesyonel müzisyenler bir tarafa, sıradan bir dinleyiciyi bile alıp başka dünyalara götüren, notaların samimi vuruşuyla mutlu eden şey müziktir. İnsanoğlunun ilk bulduğu hatta iletişim aracı gibi kullandığı sanat dalı müzik olabilir mesela. Dolayısıyla müzik dinlemeyen, dinlemediğini söyleyen insanın hayatında bir şeyler eksiktir.

10-Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?

A) Tanımlama B) Tanık gösterme C) Karşılaştırma D) Örnekleme

Fiziksel kanunlar, insanlar olmasa da var olan kanunlardır. Bir başka ifade ile fiziksel kanunların varlığı, insanların varlığına ihtiyaç duymaz. Yer çekimi kanunu, suyun kaldırma kuvveti vb.

yasalar insan olsa da olmasa da gözlem yapsa da yapmasa da vardır. İnsanlar; gözlem yaparak kanunların varlığını anlar, deney yaparak da doğruluğunu test eder. Gözlem ve deney yapılması fiziksel kanunları etkilemez, bu deneyler ve gözlemler sonucunda olması gereken ve beklenen olaylar meydana gelir.

Doğa bilimlerinde gözlem ve deneyi yapan kişi, olayları etkilemez sadece onları anlamaya çalışır.

11-Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Doğa bilimlerinin devamlılığını sağlaması, insanların yaptığı deney ve gözlemlerle bağlantılıdır.

B) Fiziksel kanunların varlığı, insanlık tarihinin varlığıyla eş zamanlı olarak ortaya çıkmıştır.

C) Yapılan deney ve gözlemlerin fiziksel kanunlardan beklenen sonucu ortaya koyması tabiidir.

D) Fiziksel kanunlar olsa da olmasa da insanlık her daim varlığını devam ettirecektir.

Kartal ve kartal sembolünün Türk kültüründe konumlandığı yeri anlamak için ilk önce Türklerin evreni algılama biçimlerine bakmak gerekmektedir. İçinde yaşadıkları kubbeli çadırlardan hareketle gökyüzünün kubbeli bir yapıda olduğuna inanan Türkler, Kutup Yıldızı’nı Kök Tengri’nin sarayı ve göğün

değişmeyen merkezi olarak kabul etmişlerdir. Devlet ordularının bulunduğu yeri, Kutup Yıldızı’nın yeryüzündeki karşılığı olan evrenin merkezi saymışlardır. Devleti ve orduları yöneten hükümdarlar ise Kök Tengri’nin yeryüzündeki temsilcileridir.

Güneşin göğün zirvesinde yer aldığı düşüncesi ile gök ve güneşle ilişkilendirilen sıcaklık, ateş, parlaklık gibi unsurlar hükümdar kutu olmuştur.

12-Bu parçadan hareketle Türklerin inancıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Yaşadıkları mekânların, inançlarını şekillendirdiği B) Gök cisimlerinin, evrenin merkezi olarak kabul edildiği C) Hükümdarlara kutsal bir anlam yüklenildiği

D) Ordunun, Kök Tengri’nin yeryüzündeki temsilcisi olduğuna inanıldığı

(3)

Muhabir:

(I) - - - - Yazar:

− Çoğu yazarın aslında dönüp dolaşıp aynı şeyi yazdığı söylenir.

Benim de yolum her defasında bir biçimde geçmişe, geçmişin bugün üzerindeki izlerine çıkıyor. Bilirsin, insanlar üçe ayrılır:

Geçmişte yaşayanlar, bugünde yaşayanlar ve gelecekte yaşayanlar. Geçmişte yaşayanlar hep maziyi kurcalar;

“keşke”lere, pişmanlıklara saplanmış yaşar. Gelecekte yaşayanlar yarının kaygılarından kafasını kaldıramaz. Bugünü yaşayanlarsa çocuklardan ve delilerden oluşmuş şanslı bir azınlık. Ben kendimi bildim bileli ilk kategoriden paçayı

kurtaramadım. Sürekli “Neden?” diye sormak ve cevabı bulmak için geriye doğru bakmak gibi fena bir huyum var. Yazarken de bunu yapıyorum.

Muhabir:

(II) - - - - Yazar:

− Sorunlarla yüzleşmekten, onlarla hesabımızı kesip dostça ayrılmaktan yanayım. Bize acı veren bir şeyle doğru şekilde vedalaşamadıysak unutmak, sağlıksız bir şey hatta imkânsız.

Kaçtığımız, halının altına süpürdüğümüz travma; hiç

ummadığımız anda yeniden karşımıza dikilebilir çünkü. Bir de ben tecrübenin faydasına inanırım. Buna acı tecrübeler de dâhil. Hatırlamak hiç değilse tekrar etmeyi engeller.

13-Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmedir?

A) I. Romanlarınızı yazarken zaman kavramını bilinçli mi kullanıyorsunuz yoksa bu sizde bir alışkanlık mı?

II. Romanlarınızda yer verdiğiniz yaşantılar sizin yaşadığınız ve unutamadığınız yaşantılar mı?

B) I. Geçmiş, bugün, gelecek... Eserinize baktığımızda bu üç anın izlerini görmek mümkün. Bu sizin için vazgeçilmez bir durum mu?

II. Roman kahramanlarınız genellikle kendileriyle yüzleşen kişiler. Kahramanlarınızı yaratırken kendi karakterinizi ortaya koyuyor musunuz?

C) I. Eserlerinizde sıklıkla yer verdiğiniz kahramanların geçmiş yaşantıları sizin bugünden sıkılmanız ve gelecekle ilgili var olan kaygılarınızdan dolayı mı?

II. Son romanınızdaki kahraman, unuttuklarını hatırlayıp tekrar unutmayı diliyor. Kahramanlarınıza bu ikilemde acı çektirmenizin amacı nedir?

D) I. Niye hep unutmak-hatırlamak ekseninde ilerleyen romanlar yazıyorsunuz, bu bir tercih mi yoksa sizin bu kavramlarla bir meseleniz mi var?

II. Peki ama gerçek ne kadar sert olursa olsun yüzleşmek daha iyi değil mi? Siz ne dersiniz, unutmak mı daha iyi, hatırlamak mı?

(I) Kuasarlar her ne kadar aşırı derecede parlak olsalar da çok uzak oldukları için sıradan teleskoplarla görülmeleri çok zordur. (II) İlk kuasarlar 1950’lerde radyo teleskoplarıyla yapılan çalışmalar sırasında keşfedilmişti. (III) Ancak optik teleskoplarla yapılan çalışmalar sırasında çoğu zaman bu radyo dalgası kaynakları tespit edilemiyor, bazen de yıldız benzeri noktasal bir ışık kaynağı görülüyordu. (IV) Bu gök cisimlerine ilk olarak “yıldız benzeri radyo dalgası kaynağı”

adı verildi.

14-Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Gözlemler, gökyüzünde çok güçlü radyo dalgası kaynaklarının olduğunu gösteriyordu.” Cümlesi getirilebilir?

A) I B) II C) III D) IV

Arapçada “maskhara” kelimesinden türeyen maske, eski zamandan bu yana yüzü örten ve taktığı kişiye farklı bir kimlik kazandıran bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Eski topluluklarda maske yaygın olarak avlanmalarda kullanılmıştır. Maskenin sıklıkla kullanıldığı uygulamalardan biri de dinî ayinlerdir. Sürekli değişimin yaşandığı hayatın akışı içinde, maske algısı da zamanla değişim ve dönüşüme uğramış ve daha çok, soyut bir uygulamaya dönüşmüştür. Ortaya çıktığı andan itibaren karşısındakine mesajı iletmeye yarayan bir araç olduğu için iletişim anlamında önemli bir unsur olan maske, günümüzde de insanların sosyal hayatta sıklıkla kullandıkları bir haberleşme formuna dönüşmüştür. Kimsenin göremediği ama kişinin farklı rollere bürünerek farklı bir kişilik olarak taktığı soyut maskeler vardır. Maske, var olduğu andan itibaren kendini arayan insanın sığındığı bir form olarak da kullanılmıştır.

15-Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

A) Maske, günümüzde de eski dönemlerdeki anlayışla kullanılmaktadır.

B) Geçmişte aksesuar olan maske, artık sağlıklı ilişkiler için engel olmuştur.

C) Maskeler, günümüzden önce de birçok alanda kullanılmıştır.

D) Maske, insanları değiştiren ve geliştiren bir yapıya kavuşmuştur.

I. İnsanoğlu, karşılaştığı dertler sayesinde olgunluğa erişir.

II. Dertler, seni hayattan uzaklaştırmamalı; aksine hayata sıkı sıkı bağlamalıdır.

III. Güçlü bir karaktere sahip olan kişiler, dertleriyle başa çıkabilir.

IV. Dertler, kişilerin yetkinliğe ulaşmalarında bir basamak vazifesi üstlenir.

16-Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV

(I) Kurşun, kalemlerde karbon elementinin bir formu olan grafit kil yardımıyla sertleştirilerek kullanılır. (II) Grafit kristali, iki boyutlu düzlemde karbon atomlarının birbirine bağlanarak oluşturduğu yassı levhaların üst üste yığılmış hâlidir. (III) İnce atom levhaları kalem hareketlerinden kaynaklanan sürtünmenin etkisiyle birbirleri üzerinden kolayca ayrılarak kâğıdın liflerine yapışır ve kağıtta iz bırakır. (IV) 18. yüzyılın sonlarına doğru, Edward Nairne silgiyi icat etmeden önce, insanlar kurşun kalem hatalarını düzeltmek için beyaz ekmeğin içini kullanıyorlardı. (V) Günümüzde ise silgilerin neredeyse tamamında polivinil klorür (PVC) gibi petrol bazlı sentetik kauçuk türevleri tercih ediliyor.

17-Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V

Bugün bildiğimiz kadarıyla sağ elini kullanan insanların %95 kadarında dil merkezi, beynin sol tarafında yer alıyor. Fakat solakların sadece %19’unda dil merkezi beynin sağında görünürken %20 kadarında ise dil işlevi her iki beyin yarısının birlikte çalışmasıyla ortaya çıkıyor. Her iki elini kullanan insanlardaki dağılım da solaklardaki bu dağılıma çok

benzemekte. Beklentiler açısından en aykırı sonuç ise solakların yaklaşık %60-70’inde dil işlevlerinin yine beynin sol tarafında yani motor olarak baskın olan tarafın karşısında olması.

18-Bu parça aşağıdaki düzyazı türlerinin hangisinden alınmıştır?

A) Söyleşi B) Fıkra C) Deneme D) Makale

(4)

En şanslı insan, dertlerini unutup tebessüm edebilen insandır.

19-Yukarıdaki cümle için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Etken fiildir. B) Fiilimsi yüklem görevindedir.

C) Özne-yüklem dizilişi var. D) Kurallı cümledir.

Öğrencilerin de katılımıyla konular etkileşimli olarak öğreniliyor.

20-Bu cümlede vurgulanan öğe aşağıdakilerden hangisidir?

A) Özne B) Nesne C) Dolaylı tümleç D) Zarf tümleci

İnsanlar, bir kısım istek ve dileklerinin karşılanması için dağlara yalvarır.

21-Yukarıdaki cümle için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Etken fiildir.

B) Geçişsiz fiildir.

C) Bağlaçla kurulan cümledir.

D) Dolaylı tümleç vurgulanan öğedir.

(I) Dünya’daki rüzgâr enerjisinin büyük kısmı, atmosferin yükseklerinde bulunur. (II) Bilimsel çalışmalar atmosferin alt katmanlarındaki rüzgârların sıradan rüzgâr türbinlerine sağlayabileceği azami gücün 400 TW olduğunu gösteriyor.

(III) Söz konusu olan atmosferin tamamı olduğundaysa bu değer 1800 TW’a çıkıyor. (IV) Üstelik yüksek irtifalardaki rüzgârlar daha güçlü olmanın yanı sıra daha düzenli ve süreklidir.

22-Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde çatı özelliği aranmaz?

A) I B) II C) III D) IV

Uzak bir iklimin ılık havasında Güneş, yer, gök, deniz, iç içe kaynaşır

23-Bu dizelerin öğelerinin doğru sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

A) Yer tamlayıcısı - zarf tümleci - nesne - yüklem B) Zarf tümleci - özne – zarf tümleci - yüklem C) Zarf tümleci - özne - nesne - yüklem

D) Yer tamlayıcısı - özne - zarf tümleci - yüklem

24-Aşağıdaki cümlelerin hangisi çatı yönünden diğerlerinden farklıdır?

A) Zafer Meydanı son yılların en kalabalık günlerinden birini yaşıyordu.

B) 14 Mart Tıp Bayramı, ülkemizde bu yıl daha da anlamlı bir şekilde kutlandı.

C) Daha önce hiçbirimiz bir kuyruklu yıldızı bu kadar net görmemiştik.

D) Yarım yamalak Türkçesi ile salondaki dinleyicileri selamladı.

kaplar.

25-Yukarıdaki cümle için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Edilgen fiildir. B) Geçişli fiildir.

C) Basit cümledir. D) Zarf tümleci vurgulanan öğedir.

Futbolcuları taşıyan uçak, havaalanına indiğinde sizi bilgilendirecek.

26-Bu dizelerin öğelerinin doğru sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

A) Özne - zarf tümleci – belirtisiz nesne - yüklem B) Özne – dolaylı tümleç – belirtili nesne - yüklem C) Özne - zarf tümleci – belirtili nesne - yüklem D) Özne – dolaylı tümleç – belirtisiz nesne - yüklem

Şehrin birçok noktasına dün akşam m2ye 100 kg civarında yağış düştü.

27-Yukarıdaki cümle için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Etken fiil B) Belirtisiz nesne vurgulanan öğedir.

C) İsim fiil vardır. D) Birleşik cümledir.

Bu genç yazar, son yıllarda adını edebiyat camiasında sıkça duyduğumuz kalemlerden biridir.

28-Yukarıdaki cümle için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Etken fiil B) Edilgen fiildir.

C) Sıfat fiil, sıfat tamlaması görevindedir. D) Geçişsiz fiildir.

Onun öykülerinin en belirgin özelliği, aile içi iletişim sıkıntılarını tebessüm ettiren bir üslupla anlatmasıdır.

29-Bu cümlenin özellikleri aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

A) Olumsuz – kurallı – basit – fiil B) Olumlu – devrik – birleşik – isim C) Olumlu – kurallı – sıralı – isim D) Olumlu – kurallı – birleşik – isim

(I) Romanın anlatım biçimi iç içe geçmiş ikili anlatımdan oluşmaktadır. (II) Tarihler verilerek oluşturulan bölümlerin birinde “ben anlatıcı” kullanılırken diğerinde “hâkim bakış açısı”

kullanılmıştır. (III) Bu da romana bir oyun havası vermiştir. (IV) Öykü, roman gibi vaka anlatımları esasında bir oyundan ibaret değil midir; sinema, tiyatro metinleri bu oyunlardan çıkmakta değil midir? (V) Hayatın kendisi bir oyundur aslında.

30-Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümle, kurallı birleşik cümledir.

B) II. cümle, birleşik bir fiil cümlesidir.

C) III. cümle, basit yapılı ve olumlu bir cümledir.

D) IV. cümle; biçimce olumlu, anlamca olumsuzdur

31-Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem geçişli olduğu hâlde nesne kullanılmamıştır?

A) Davetlilere hizmet etmesine herkes şaşırmıştı.

B) Yağmur yağınca sular, yığının üzerinden akardı.

C) O anda dedesinin ne kadar zayıfladığını anladı.

D) Akşama kadar ara vermeden çalışıp bitirdi.

(5)

1D 2D 3A 4D 5A 6B 7A 8C 9B 10D 11C 12D 13D 14B 15C 16B 17C 18D 19A 20D 21C 22D 23D 24B 25D 26D 27B 28C 29D 30D 31D

Referanslar

Benzer Belgeler

E) İnsan evrende nasıl bir işleve sahiptir?.. Sizce bu dünyada kaç farklı kalem vardır? Bin… on bin… belki de milyon tane. Kurşun, tahta, tükenmez gibi birçok türde

C) Epistemolojinin bilginin değeri ile ilgili sorularına D) Sanatın güzelin ne olduğu ile ilgili sorularına E) Felsefenin ana konularının sorularına.. Felsefenin temel

A) Ailesiyle iletişimi azaldığı için B) Derslerini ihmal ettiği için C) Sağlığı bozulabileceği için.. Islak elle prizlere dokunmamalıyız. 3- Bu cümle

A) Yakınsak iki dizinin toplamı da yakınsak- tır. B) Yakınsak her dizi sınırlıdır. C) Yakınsak iki dizinin çarpımı da sınırlıdır. D) Yakınsak iki dizinin

42. Karayolu Taşıma Kanununa göre aynı taşıtla bütün güzergâh boyunca aynı yolcu grubunun taşınması ve kalkış noktasına geri getirilmesi şeklindeki kapalı kapı

22) Aşağıdakilerden hangisi yere göre bir hız değildir?.. a) Doppler paraketesi tarafından ölçülen hız. b) GPS tarafından hesaplanan

Ne gezersin melul melul bu yerde Aman Kerem beni rüsva eyleme. Düşürürsün beni onulmaz derde Aman Kerem beni rüsva eyleme. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi

A) Sabah saatlerinde bağıl nem daha yüksektir. C) Havanın sıcaklığı arttıkça maksimum nem miktarı artmış, bağıl nem azalmıştır. D) Hava kütlesinin nem taşıma