• Sonuç bulunamadı

Başbakan Erdoğan ın Batman Mitingi nde yaptığı konuşmanın tam metni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Başbakan Erdoğan ın Batman Mitingi nde yaptığı konuşmanın tam metni"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Başbakan Erdoğan’ın Batman Mitingi’nde yaptığı konuşmanın tam metni

Mart 14, 2014 - 6:02:00

Batmanlı tüm kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum. Beşiri, Gercüş, Hasankeyf; sizleri sevgiyle kalpten selamlıyorum. Kozluk, Sason; sizleri gönülden selamlıyorum.

Aşkınız, sevdanız, hayır dualarınız için sizlere sonsuz teşekkür ediyorum. Allah sizlerden razı olsun.

Rabbim uhuvvetimizi, muhabbetimizi, yol arkadaşlığımızı daim eylesin. 30 Mart seçimleri inşallah Türkiye için, Batman’ımız için, milletimiz için hayırlara vesile olsun.

Kardeşlerim, sizlerle bugün anlamlı bir sohbet yapacağım. Diyorum ki başımızı iki elimizin arasına alalım ve iyi düşünelim. Batman bu seçimlerde esere mi oy verecek, yoksa ideolojilere mi oy verecek?

Esere. Niye? Çünkü havaalanından buraya gelene kadar bir merkezi yönetim olarak yaptıklarımıza bakıyorum, bir de yerel yönetimin yaptıklarına bakıyorum. Görüyorsunuz değil mi? Kardeşlerim, ideoloji insanın karnını doyurmuyor. İdeoloji modern bir yaşamı bize kazandırmıyor. esere ihtiyacımız var, Esere ihtiyacımız var, eserlere ihtiyacımız var, hizmetkar olan belediyelere ihtiyacımız var.

Kardeşlerim, 30 Mart’ta biz sadece Belediye başkanı, sadece Meclis üyesi, muhtar seçmekle

kalmayacağız, 30 Mart’ta ya eski Türkiye diyeceğiz ya da yeni Türkiye diyecek yolumuza öyle devam edeceğiz. Kardeşlerim, eski Türkiye’de nelerin olduğunu sizler çok iyi biliyorsunuz, Batman eski Türkiye’nin acılarını çok yakından yaşadı. Batman, gerçekten büyük acılara şahit oldu. Eski Türkiye’de ne vardı? Eski Türkiye’de yasaklar vardı, eski Türkiye’de türküler yasaktı, şarkılar yasaktı, annenin kendi evladıyla kendi dilinde konuşması yasaktı. Eski Türkiye’de kitaplar yasaktı, eski Türkiye’de klavyeler, harfler yasaktı, olağanüstü hal vardı, yol kontrolleri vardı, boşaltılmış köyler, yasaklı mezralar vardı. Eski Türkiye’de sokakta, okulda, kamu kurumlarında devletin vatandaşına dayattığı anlamsız kurallar vardı. Eski Türkiye’de üniversitelerde okullarımızda başörtüsü yasağı vardı.

Üniversiteye girişte kardeşlerim, katsayı engeli vardı. Kamuda, Meclis’te başörtüsü yasağı vardı. Eski Türkiye’de yolsuzluk vardı. Eski Türkiye’de yasakların yanında yoksulluk vardı. İşte 3 Kasım 2002’de siz bize yetki verdiniz. 12 yıl boyunca eski Türkiye’nin izlerini silmenin mücadelesini verdik. 12 yıl boyunca 77 milyonun kardeşliğini pekiştirmenin mücadelesini verdik. Anlamsız ne kadar yasak varsa kaldırdık. Türkülerin, şarkıların, kitapların üzerindeki yasakları kaldırdık. Ana dil üzerindeki yasakları kaldırdık. Biz sizlerle gurur duyuyoruz.

Yasakları kaldırmakla yetinmedik, farklı dil ve lehçelerin öğretilmesinin, öğrenilmesinin, kurslar açılmasının, üniversitelerde bölümler kurulmasının yolunu açtık. Klavyeler üzerindeki, seçim

propagandalarındaki yasakları kaldırdık. Olağanüstü hali kaldırdık, yol kontrollerini azalttık. Köylere dönüşü başlattık. Bize ne diyorsunuz o zaman Partimizi kurduğumuzda buraya geldiğimde biliyor musunuz; şu olağanüstü hali kaldırın yeter diyordunuz. Kaldırdık mı? Ama biz onunla yetinmedik, daha neleri kaldırdık neleri. En önemlisi de; eski Türkiye’de canlar yitip gidiyordu, yeni Türkiye’de biz akan kanı durdurduk, acıları dindirdik, akan gözyaşlarına son verdik.

Kardeşlerim, Türkiye hamd olsun çok güzel bir bahar iklimi yakaladı. Batman, bu baharı çok yakından yaşıyor, çok yakından hissediyor. Batman’dan acı haberler gelmiyor, Batman’a acı haberler gelmiyor, Batman gençlerini artık kaybetmiyor, canlarını kaybetmiyor. Batman’da artık kepenkler kapanmıyor.

Kardeşlerim, evlerimizde hamd olsun huzur var, sokaklarımızda huzur var, caddelerimizde,

(2)

ilçelerimizde, köy ve mezralarımızda artık huzur var. Bakın buraya gelmeden önce kardeşlerim Doğu ve Güneydoğu Bölgemizde Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya, Elazığ, Ağrı, Muş, Bitlis, Bingöl, Siirt illerine gittim. Her ilimizde çözüm sürecinin başlattığı baharı gördük. Her ilimizde huzuru, istikrarı, barışı, kardeşliği daha yoğun şekilde hissettik. Her ilimizin sadece bir yıl içinde çok farklı bir çehre, farklı bir manzaraya kavuştuğunu gördük. Bir yılda, bir yıllık barış ortamında bunlar oluyorsa, 5 yıl, 10 yıl içinde neler olacağını sizler düşünün.

Önümüzde kardeşlerim atacağımız daha çok önemli adımlar var. Batman’da kurduğumuz üniversiteye hem Türkiye’den, hem dünyadan daha çok öğrenci gelecek. Başta Hasankeyf olmak üzere Sultan Süleyman cami, tarihi hanları, köprüleri, batmanın tabii güzelliklerini görmeye daha çok turist gelecek.

Yaptığımız yatırımlarla zaten Batman’ın çehresi değişti, daha çok yatırımla inşallah Batman bölgenin parlayan yıldızı olacak. İşsizliği daha da azaltacağız, barajlarla daha çok toprağı sulayacağız. Barış ve huzur ortamında daha çok iş yerinin açıldığını, daha çok atölyelerin, fabrikaların kurulduğunu

göreceğiz. Bu süreç muhafaza edilirse, bu süreç böyle korunursa, göreceksiniz Batman’ın huzuru, bereketi, kardeşlik iklimi daha da güç kazanacak.

Sevgili kardeşlerim, işte bu huzur iklimini, bu bahar havasını, bu çözüm sürecini bizimle birlikte sizler koruyacaksınız. Siz bu süreci sahiplendiniz, bugüne taşıdınız. Sizden bu sürece daha sıkı

sahiplenmenizi, bu güzel ortamı daha ileri seviyelere taşımanızı rica ediyorum.

Bakın şu noktanın altını özellikle çiziyorum: Kardeşlerim, Türkiye’nin 81 vilayetinde 77 milyona aynı dille, aynı üslupla, aynı cümlelerle konuşan bir kardeşiniz, bir Başbakanınız var. Kardeşlerim, 77 milyonu şu 11 yıllık Belediye Başkanlığımda ve geçmişimde hep bir ve beraber olarak kucakladık.

Çözüm süreci Batman’da nasıl umutla, nasıl heyecanla karşılandıysa, bilin ki Trabzon’da, Aksaray’da, Antalya’da, Muğla’da, İzmir’de, İstanbul’da aynı sıcaklıkla, aynı heyecanla, aynı umutla karşılandı. Biz AK Parti olarak bu işi çözeriz dedik, 77 milyonun desteğiyle bu çözüm sürecini başlattık. Bedeli ne olursa olsun çözeceğiz, böyle dedik. Gerekirse baldıran zehrini içeriz dedik, ama bunu çözeriz.

Canımızı ortaya koyacak bunu çözeceğiz dedik. Bize siz nasıl destek verdiyseniz, nasıl bize hayır dualar ettiyseniz, Çankırı, Çorum, Kırşehir, Kayseri, Konya da aynı şekilde destek verdi, aynı şekilde hayır dualarını okudu.

Kardeşlerim, Türkiye gerçekten kucaklaşıyor. Türkiye gerçekten helalleşiyor. Türkiye bütün tarihinde olduğu gibi bugün de artık bir oluyor, birlikte oluyor, kardeş oluyor, hep birlikte Türkiye oluyor.

Kardeşlerim, işte Türkiye’nin bu birliğinden, bu beraberliğinden ciddi şekilde rahatsız olanlar var.

Kardeşlerim, çözüm sürecinden rahatsız olanlar Batman’a barışın, huzurun gelmesinden rahatsız olanlar var. Türkiye’ye aynı dille, aynı üslupla konuşamayanlar, Türkiye’yi bir bütün olarak

kucaklayamayanlar işte bu süreçten rahatsız oluyorlar. Kardeşlerim, işte BDP gerilimi siyaset tarzı yaptığı için, silahların gölgesinde siyaset yapmaya alıştığı için işte bu süreçten rahatsız oluyor. Şimdi elinden istismar araçları kayıp gidiyor. Gençlerin yaşıyor olması, kanın durması, gözyaşının durması, yoksulluğun sona ermesi; BDP’nin elindeki istismar aracını alıyor ve BDP bundan rahatsız oluyor.

Değerli kardeşlerim, doğrusu ben şu Batman’ın sokaklarından gelirken buraları böyle bozuk, çamur içinde böyle adeta kanallar halinde bu sokakların bu denli bozuk olduğunu görünce dedim ki; ya burada hangi belediye var? Dediler ki burada BDP Belediyesi var. Daha önce de onlar vardı, tamam da belediyenin işi bu ara sokakları yapıp düzeltmek değil mi? Şurada şehrin içinden geçen bu güzel yolları kim yaptı? Biz yaptık. Ne kadar ana arter varsa bu güzellikleri, şu güzel Batman’ımıza kim kazandırdı? Kardeşlerim, üniversiteyi kim kazandırdı? Devlet Hastanesini kim kazandırdı? Batman Havalimanını kim kazandırdı? Okullarımızın sayısı artıyor, bunları kim kazandırdı? Kardeşlerim, bizden önce buralarda olanlar niçin Batman’ın yüzüne bakmıyordu da biz baktık? Ah kardeşlerim, biz size sevdalıyız. Biz size aşığız. Biz dertliyiz dertli.

(3)

Kardeşlerim, biz yola çıkarken bir şey söyledik. Ne dedik? Tek millet dedik, tek millet. Kardeşlerim burada ne var; Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Zaza’sıyla velhasıl 36 etnik unsurla ben hepinizi seviyorum, ama ben kardeşim Türk’ü Türk olduğu için sevmiyorum, Kürt’ü Kürt olduğu için

sevmiyorum, Arap’ı Arap olduğu için sevmiyorum, beni yaratan Allah onları da yarattığı için seviyorum.

Kardeşlerim, biz hiçbir zaman bir etnik unsurun partisi olmadık, 77 milyonun partisi olduk. Biz sizlere efendi olmaya gelmedik, biz sizlere hizmetkar olmaya geldik; bizim farkımız bu.

Kardeşlerim, çıkıyor BDP diyor ki biz Kürtlerin temsilcisiyiz. Hadi canım sen de ya, sen Kürt

kardeşlerimin temsilcisisin de, onlar adına ne yaptın bugüne kadar, ne yaptın? Elinde silahla dağlarda dolaşmaktan başka ne yaptınız? Ailelerden yavrularımızı dağlara kaçırmaktan başka ne yaptınız?

Kardeşlerim, barış elde silahla olmaz. Barış, tatlı dille olur, hizmetle olur, işte biz sizi seviyoruz. İşte barışın temsilcileri burada. Bu ülkede barışın teminatı biziz. Onun için bu reformları yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Şimdi benim şu anda 60 kadar Kürt kardeşim milletvekili, AK Parti’de. 5 tane bakanım var Kürt, ayrım yok, hepsi var bizde, ayrım yok. Şimdi az önce Mehmet Şimşek kardeşimi dinlediniz, öyle mi? O da Kürt, içinizden biri. Bak buradan çıkmış, Mehmet 9 kardeş, ben en az 3 dedim, ama Mehmet’in babası 9 tane. Tabii o anacığı, anası tabii bütün mesele, analar analar. Onlar 9 kardeşi aldı, büyüttü, yetiştirdi, onlar da okudular ve şu anda hem Türkiye’ye, hem Batman’a Mehmet

kardeşim hizmet veriyor, öyle mi? Şimdi değerli kardeşlerim, el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, 30 Mart’ta da diyorum Batman’ın yerel kaderini değiştireceğiz. 16 gün var, 16 gün. 16 gün

gece-gündüz demeden kapı-kapı dolaşmaya var mıyız? 16 gün kapı-kapı dolaşmaya hanım

kardeşlerim, var mıyız? Bu işi var ya siz bitireceksiniz, siz. Hanımlar, bu işi siz bitireceksiniz evvel Allah.

Bakınız MHP şehit cenazelerini istismar ediyor, CHP’yi zaten hiç konuşmama gerek yok. Nerede olduğunu, ne düşündüğünü, siyasetinin, vizyonunun ne olduğunu kendileri bile bilmiyor. Kardeşlerim, Hakkari’de bir başka, Edirne’de bir başka. Akşam başka, sabah başka.

Kardeşlerim, ama şimdi son zamanlarda bir gelişme var biliyorsunuz; şimdi artık Pensilvanya’dan kasetler geliyor ve bu kasetlerle işi götürmeye çalışıyor. Biliyorsunuz değil mi? Pensilvanya’nın burada da temsilcileri var mı? Sizin de kapılarınızı çaldılar mı? Ablalar falan geliyor mu size de? Gereğini yapıyor musunuz? Aman ha, aman ha bunlara gereken dersi vermeniz lazım. Hangi yüzle buraya geliyorsunuz demeniz lazım. Senin hocan benim başımı açmak için fetva veren hocadır, defol deyin bunlara. Bunlara gereken dersi kapıya geldiğinde vermeniz lazım. Hangi yüzle buraya geliyorsun?

Kardeşlerim, ha bu arada bir şey söyleyeyim; bakınız seçimde bunlar sizi yanıltabilir, başka oyunlar oynarlar. Oy pusulası üzerinde AK Parti’nin sütununa oyu vururken oraya Esma yazın da diyebilir, sakın bu oyuna gelmeyin, en ufak bir yazı olmayacak, sadece mühür. Verilen mührü, evet mührünü AK Parti’nin altına basacağız o kadar. Çünkü bunlarda takiye var, bunlarda yalan var, bunlarda iftira var, bunlarda fitne var, bunlarda fesat var. Kardeşlerim, bu oyunu hep beraber bozuyoruz.

Ya söylediği lafa bak; sevgili Peygamberimizi Miraç’tan indiriyor, kamyonete bindiriyor ve onunla beraber yürüyorlar. Şu hale bak ya, şu hale bak. Kalmadı. Başka ne var söyleyeyim, ne diyor? Savaş Ay söyleşi yapıyor bununla, ne diyor? Diyor ki; Hazreti Cebrail inse parti kursa ben ona da oy vermem diyor. Ya bir dakika, sen ne yapıyorsun ya, sen çizgiyi iyice dağıttın. Bir defa meleklere iman var ya bizde, meleklere iman var, bu nasıl bir benzetme. Bunu nasıl söylersin? Kardeşlerim, iyice burada bir dağıtma var.

Bu kızlarımıza, bu yavrularımıza kardeşlerim, çok enteresan, imam hatip okullarında bile başörtüsünü yasakladılar. İmam hatiplerin orta kısmını kapattılar. Kardeşlerim, ben 4 çocuğumun 4'ü’ü de imam hatipte okuttum. 2 kızım, 2 oğlum, 4’ü de orada okudular. Ama kızlarım çok çile çekti. Oğlum, katsayı engeline takıldı. Ve değerli kardeşlerim, bütün bunlara rağmen, bakın kızlarımı dışarıda okutmak

(4)

zorunda kaldım ve Amerika’da başörtülü olarak üniversitede okuyabildi, ama benim ülkemde okuyamadı. Oğlum katsayıdan dolayı burada okuyamadı, yüksek puan aldı, sonra o da Amerika’da okudu, gitti Harvard’da masterını yaptı, yine Amerika’nın önemli bir üniversitesinde de doktora.

Şimdi kardeşlerim, bu çile neydi ya? Niye bizim kızlarımızı başı açık, başı örtülü ayırdılar ya, neydi bu düşmanlık ya, neydi bu zulüm ya? Bundan dolayı hüngür hüngür ağlayan yavrular vardı. Belediye Başkanıydım, İstanbul’da Vakıf Gureba Hastanesinde yatıyorum ve yanıma doktor bey iki tane kızımızı getirdi. Bu kızlar yanıma geldiğinde gözleri yaşlıydı. Hayırdır, niye ağlıyorsunuz dedim. Başkanım, biz üniversiteden atıldık dediler. Niye dedim. Başörtüsünden dolayı dediler. Tabii ben de duygulandım, ben de ağladım. Daha sonra doktor bey yanıma geldi, dedi ki; Başkanım, bundan dolayı şu anda ruh noktasında, psikiyatrik noktada bir sıkıntıları var dedi, onun için burada tedaviye aldık dedi.

Kardeşlerim, Allah aşkına soruyorum ya, bu zulüm değil mi? Bu zulüm değil mi? Hani Said-i Nursi diyor ya, “Zalimler için yaşasın cehennem” diyor ya, işte biz de öyle diyoruz. Bu zalimler için yaşasın

cehennem. Ne oldu, geldik, siz sabrettiniz ve ne oldu? Sabreden zafere erdi. Ve şimdi artık orta

kısımlar da açıldı mı? Bütün meslek okulların hepsi rahatlıkla katsayı olmadan üniversitelere girebiliyor mu? Başörtülü olarak da girebiliyor mu? Başı açık, başı örtülü kardeşçe sınıflarda beraber

okuyabiliyorlar mı? Devlet dairelerine girebiliyor mu? Ne oldu, Türkiye bölündü mü? Türkiye parçalandı mı? Ey başörtüsü düşmanları, ne oldu ya, uzaya uydu gönderdiniz de bizim kızlarımızın başörtüsüne mi takıldı, ne oldu? Ne yaptınız bugüne kadar, hangi eseri ürettiniz bu ülkede? Buyurun, Parlamentoda başörtülü olmak yasaktı. ya Parlamento burası, Parlamento, yani halkın temsilcilerinin oluşturduğu bir yer. Başı açık olan girebilir, başı örtülü olan giremez; olur mu öyle şey ya, millet ya bu millet, milletin temsilcisi. Şimdi artık başörtülü de var mı Meclis’te? Hamd olsun. 4 tane hanım kardeşimiz başörtülü olarak şu anda Parlamentoda görev yapıyor. Bakın bunu da gördük, ne güzel günler. Ve normalleşen Türkiye bu. Birlik beraberlik içerisinde olan Türkiye bu, işte arzumuz buydu, hamd olsun, bugünleri gördük. Yeterli değil, daha iyi olacak.

Peki BDP ne yaptı? Ne yaptı Allah aşkına soruyorum? Normalleşme adına ne yaptı? Bunların hepsi birbirinin aynı. CHP’si, MHP’si, birisi Türk ırkçılığı yapıyor, siyasi Türkçülük, öbürü de siyasi Kürtçülük yapıyor, hiç birbirinden farkı yok. Kardeşlerim, biz Kürt kardeşlerini de bağrına basan, Türk kardeşini de bağrına basan, 36 etnik unsuru bağrına basan bir partiyiz. Onun için ne dedik? Tek millet dedik.

İki; tek bayrak dedik. Geçen gün ne oldu, çok enteresan. Bu Kılıçdaroğlu kalkmış, bayrak noktasında AK Parti’yi eleştiriyor. AK Parti diyor bayrağımızın kadri kıymetini bilmiyor.

Değerli kardeşlerim, ya sen Hakkari’ye gittin, CHP bayrağının dışında bir tane Türk bayrağı

dalgalandıramadın. Buyurun, işte Batman burada, Türk bayrağı, Parti bayrağı hepsi iç içe; mesele bu.

Ben daha ilkokulda büyük kızım okurken şiir yarışması vardı. Bu şiir yarışmasında kızım geldi akşam bana dedi ki; baba, şiir okuma yarışması var, ben de şiir okumayı severim, kızım onu biliyor, ben hangi şiiri okuyayım. Ben de kızıma dedim ki; kızım, Arif Nihat Asya’nın bayrak şiiri var. Sen dedim, bayrak şiirini oku ve kızıma verdim, hazırlandı, hazırladık, neyse girdi birinci oldu. Şimdi tabii o şiirin ben bir kıtasını şöyle okuyayım: Çok anlamlı, Arif Nihat Asya’nın bu şiirinde:

“Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,

Kızkardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü!

Işık ışık…”

Ooo, siz bu işi iyi biliyorsunuz.

“Işık ışık dalga dalga bayrağım.

(5)

Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.”

Devam edeyim mi?

“Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım.

Seni selamlamadan uçan kuşun Yuvasını bozacağım.”

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder…

Gölgende bana da, bana da yer ver!

Sabah olmasın günler doğmasın ne çıkar Yurda ay yıldızlı ışığın yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün Kızıllığında ısındık,

Dağlardan çöllere düştüğümüz gün Gölgende ısındık.

Ey şimdi rüzgarlarda dalgalı Barışın güvercini, savaşın kartalı Yüksek yerlerde açan çiçeğim Senin altında doğdum

Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:

Yeryüzünde yer beğen!

Nereye dikilmek istersen, Söyle, seni oraya dikeceğim.”

Kardeşlerim, Kılıçdaroğlu herhalde bunu şimdi dinlemiştir. Ama şimdi Kılıçdaroğlu bunu yarın bir yerde okursa şaşmayın ha. Çünkü, ben Rabia işaretini yaptım, baktım ki o da Rabia işaretini yapıyor.

Kardeşlerim, ikincisi; tek bayrak dedik. Şehidimizin kanı rengi, bağımsızlığın ifadesi hilal, sembol yıldız.

Üç; tek vatan, değil mi? Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Kardeşlerim, İzmir’de ne varsa Batman’da da o olacak, Sinop’ta ne varsa Hatay’da da o olacak, 780 bin kilometrekarede aynı şeyler olacak; modern Türkiye böyle kurulur. İşte bunu biz yapıyoruz, BDP filan bunu yapamaz.

(6)

Kardeşlerim, BDP burada belediyesinde çalışanın maaşını ödeyemez.

Kardeşlerim, merkezi yönetimle yerel yönetimi el ele verdireceğiz. Bak, bu kardeşiniz Belediye Başkanlığından geliyor, İstanbul gibi bir şehrin Belediye Başkanlığını yaptım, CHP’den aldım ve

CHP’den aldığı zaman borç içindeydi, rezaletti İstanbul, çöp dağları vardı, hava kirliliği vardı, susuzluk vardı, her şeyi biz giderdik İstanbul’da, o gün bugündür hamdolsun hala bir sıkıntı yok.

Şimdi tek devlet diyoruz, Rabia. Devlet içinde devlet, asla. Paralel yapı, paralel devlet, böyle bir şey olamaz.

Kardeşlerim, bakınız şunu bileceğiz: Bir defa dershanelere giden yavrularımız varsa çekin alın. Var mı gidenler? Çekin alın. Okullarında okuyanlar varsa çekin alın. Devletin okulları bize yeter. Hafta

sonlarında takviye kursları Milli Eğitim başlatacak ve ücretlerini biz ödeyeceğiz, ücretsiz olarak hafta sonlarında Cumartesi-Pazar takviye kursları vereceği anne-babanın isteğiyle, yavrularımızın talebiyle buna başlayacağız. Niye? Artık yavrularımızın sömürülmesini istemiyoruz.

Bunlar geceleri bir de evlerde, yurtlarda beddua seansları yapıyorlar biliyorsunuz, Başbakana beddualar, bakanlarıma beddualar. Ya sizin beddualarınız tutmaz be. Bana buradaki abların duaları yeter, buradaki ağabeylerin duaları yeter. Ne mağdurlar, ne mazlumlar var, Suriye’den, Mısır’dan, Filistin’den, Myanmar’dan bize dualar geliyor, onlar bize yeter.

Kardeşlerim, bakınız çok enteresan şeyler oluyor, Pensilvanya’daki zatın bir tek Mısırlı çocuk için bir cümle kurduğunu duydunuz mu? Suriyeli çocuklar için bir cümle kurduğunuzu duydunuz mu? bir tek Filistinli çocuk için gözyaşı döktüğünü duydunuz mu? Mavi Marmara şehitleri ağzını açtığını duydunuz mu? Ama mesele istismar olunca, mesele sokakları hareketlendirme olunca, Pensilvanya Gezi

olaylarının arsasında duruyor maalesef buraya fitne mesajları gönderiyor. Bazı kendini bilmez işverenler de sokaklara ateşe verme çağrısı yapıyor. Malum medya densizce, hayasızca, edepsizce günlerdir sokaklarda çatışma çağrısı yapıyor. İnanın bunların gözyaşı sahte, bunların çocukların ölümüne ağlamayacak kadar taş kalpliler. Eğer bunların çocuklara gerçekten merhameti olsaydı, o merhameti biz Mısır’daki, Filistin’deki, Suriye’deki çocuklar için de görürdük. Eğer bunları çocuklara gerçekte acımaları, merhametleri olsaydı biz bunu çözüm sürecinde görürdük, ama göremedik, göremedik.

Kardeşlerim, varsın onlar öyle yürüsün, ama biz inandığımız doğru yolda yürümeye devam edeceğiz.

İşte bakın, bunlar sokaklarda çatışmaları körükleyerek Tunceli’de bir polisimizin, İstanbul’da da Burak yavrumuzun şahadetine neden oldular. Rabbimden şehit polisimiz ve Burak evladımız için rahmet niyaz ediyorum, mekanları inşallah cennet olsun diyorum.

Kardeşlerim, tabi ki biz gerek yargı olarak, gerek emniyet olarak gereği neyse bunların hepsi yapılacaktır. Şimdi çıkmışlar birçok şeyler söylüyorlar.

Değerli kardeşlerim, biz bütün adımlarımızı güvenlik içerisinde atacağız, hiç endişeniz olmasın.

Benim sizlerden istediğim şudur: Bakınız kardeşlerim, CHP, MHP, BDP, bunların hepsi fitne başıdır, Pensilvanya bunların yanındadır ve bunlar bütün bu olaylardan rant sağlamaya çalışıyorlar, cam, çerçeve, esnafın her şeyini indiriyorlar. Ya biliyorsunuz buralarda şu kepenk kapatma nedir ya? Niye sen bu esnafın kepenklerini kapatıyorsun? Bu BDP’nin zihniyetinde yok mu? Niye kapattırıyorsunuz, bu esnafın ticaretini niye engelliyorsunuz? Çünkü bunlarda özgürlük anlayışı bu, özgürlük anlayışı bu. Ne yapacaksan bırak hayat normal devam etsin, sen de yapacağını orada yap.

30 yıl bu bölgede akan kandan beslendiler, 30 yıl aziz şehitlerimizin, Türk ve Kürt gençlerinin kanıyla beslendiler. Şimdi biz bunu durdurmak için, bu acıları dindirmek için çalışıyoruz. Başka oyunların,

(7)

başka tuzakların, başka tahriklerin peşindeler. İnşallah milletimiz bunlara geçit vermeyecek, milletimiz bu huzuru bozanlara, gençleri tahrik edenlere izin vermeyecek. İşte 30 Mart’ta bunlara çok ağır bir ders vermenizi sizlerden bekliyoruz.

Kardeşlerim, İnönü’nün birkaç doğru lafı var, bunlardan bir tanesi ne biliyor musunuz? Onu söyleyeyim, bu çok önemli, namuslular namussuzlar kadar cesur olmadıkça bu ülkede başarıyı yakalayamazsınız.

Şimdi ben sizden bunu istiyorum. Sizin dürüstlüğünüz, sizin namuslu sandığa gidişiniz; çünkü sandık namusumdur diyor benim vatandaşım.

Mersin’de Arslanköy, 46’da orada bir tuzak kuruldu, geldiler, oyları istedikleri gibi alıp götürmek istediler. Karşılarına kimler dikildi biliyor musunuz? Kadınlar dikildi, Arslanköy’ün kadınları dikildi, bu sandık bizim namusumuzdur dediler, alıp götüremezsiniz dediler. Bu demokrasinin orada gerçekten bir direnişiydi. İşte ben Batman’da da 30 Mart’ta inanıyorum ki bunu göreceğiz.

Kardeşlerim, tabi AK Parti karşısında bir blok var, CHP, MHP ve onların başında tabi Pensilvanya, BDP beraberler.

Şimdi kardeşlerim, biz eserimizle konuşuyoruz, onlar laf üretiyorlar. Biz lafa değil… O kadar. Şimdi 30 Mart, laf mı, icraat mı?

Kardeşlerim, bildiklerinizi bilmeyenlere anlatmanızı istiyorum. Tamam hanım kardeşlerim? Tamam beyler? Gür sedayla.

Şimdi bu adımları atarken bakınız biz neler yaptık? Şu kitapçığın içinde Batman’da neler yaptığımızın hepsi var. Ve biz kardeşlerim, Batman’a şu 12 yıl içerisinde 6 katrilyon yatırım yaptık, 6 katrilyon.

Kardeşlerim, biz bu yatırımlara baktığımız zaman, eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, adalette, enerjide, aklınıza ne gelirse, tarım hayvancılıkta her türlü yatırımları yaptık. Şimdi bu adımları daha da geliştirerek inşallah devam ettireceğiz.

Bakınız siz 30 Mart’ta, 17 Aralık, 25 Aralık darbelerini yapanlara hesap soracaksınız. Kardeşlerim, bütün bu olanlara rağmen biz sağduyulu olacağız.

Ve biz bütün bu olanlardan sonra eğitimde attığımız adımla değerli kardeşlerim, önemli bir yere geldik.

Yavrularımız kitaplarını ücretsiz olarak alabiliyor mu? Alabiliyor. Eğitim yardımı alabiliyor mu?

Üniversite; biz gelmeden önce 3 ayda 45 liracık alıyordu burs, 2002 için söylüyorum, şimdi 300 lira, öyle mi? Kredi Yurtlar’da kalıyorsa 200 lira da beslenme yardımı alıyor, 500 lira. Kardeşlerim, bunları biz yaptık, biz yaparız.

Sevgili kardeşlerim, sağlıkta attığımız adımlara baktığımızda, istediğin hastaneye gidiyor musun?

İstediğin eczaneden ilacını alıyor musun? Sevgili kardeşlerim, Allah aşkına, bu CHP’nin tarihinde, ki bu Genel Müdür Kılıçdaroğlu SSK’nın Genel Müdürüydü, onun döneminde SSK hastanelerinde kuyruklarda az mı bekledik ya, ne çileler çektik ya, ilaçlarımızı bile alamıyorduk ya. Ya hangi yüzle çıkıyor da konuşuyor bu adam ben anlamıyorum.

Kardeşlerim, bakınız eğitimde sadece biz geldiğimizden bu yana Batman’da 1846 yeni derslik inşa ettik, okullarımıza 6 bin bilgisayar gönderdik, 437 okula internet bağlantısı sağladık dünya ile görüşsün Batmanlı gençler, 173 bilişim teknolojisi sınıfı kurduk.

Şimdi FATİH Projesi, Batman’da 605 sınıfa etkileşimli tahtaları yerleştirdik, sevgili kardeşlerim, 459 adet tablet bilgisayarı Batmanlı gençlerimize dağıttık. Türkiye genelinde 163 bin tablet bilgisayar dağıttık, inşallah bu ay 675 bin adet daha tablet bilgisayarı öğrencilerimize göndereceğiz.

(8)

Önümüzdeki 18 ay içinde Türkiye genelinde 350 bin akıllı tahtayı sınıflara monte edeceğiz.

Ve değerli kardeşlerim, Batman’da her yıl 7 bine yakın öğrencimiz için direkt annelerin hesabına eğitim yardımı yatırıyoruz.

2007’de Batman Üniversitesi’ni kurduk. Ah kardeşlerim, geldiğimizde kaç üniversite vardı Türkiye’de biliyor musunuz? 76, şimdi 99 tane biz yaptık, 81 vilayetin tamamında üniversite var.

Kardeşlerim, bununla da kalmadık, üniversitelerde artık göçü engelledik, artık Batman’ın evladı Batman’da okuyor, hatta dışarıdan da geliyor, o da okuyacak inşallah.

Üniversitemizde 7 fakülte, 3 yüksekokul, 4 meslek yüksekokulu ve 3 enstitü açtık. Ve bugün Batman Üniversitesi’nde kaç öğrenci okuyor biliyor musunuz? 6 bine yakın öğrenci okuyor. 17 trilyon buradaki öğrencilerimize şu ana kadar burs verdik.

Zaten sağlıkta yeni hastanelerle… Bakın burada MR yoktu, ultrasonografi yoktu, tomografi yoktu, değerli kardeşlerim, bunların hepsi şimdi Batman’da var. 400 yataklı bir devlet hastanesini burada kurduk, ağız ve diş sağlığı merkezini kurduk, Kozluk’a, Gercüs’e, Besiri ilçelerimize sağlık tesislerini kazandırdık. Ayrıca, Batman’a 200 yataklı bir kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesini de yapıyoruz. Kardeşlerim, Hasankeyf’e, Sason’a, Kozluk’a yeni sağlık tesislerimizin de ihalesi sürüyor.

Toplu konutta Batman’a 4464 konut yaptık ve sahiplerine de teslim ettik, yeni bir Batman meydana getirdik ya.

Biz geldiğimizde Batman’da bölünmüş yol neydi biliyor musunuz? 13 kilometre. Biz 10 kat fazlasını yaptık, 112 kilometre.

Kardeşlerim, bütün bunlarla sizin hizmetinizde olan bu AK Parti kadrosuna Allah aşkına oyunuzu vermeyeceksiniz de hiçbir hizmeti gelmeyen BDP’ye hala oy mu vereceksiniz ya, soruyorum? Onun için diyorum, esere mi, ideolojiye mi?

Ve bütün bunların yanında değerli kardeşlerim, biz bakın Batman’ı Diyarbakır, Siirt ve Mardin’e bölünmüş yollarla bağladık.

135 kilometre uzunluğundaki Batman-Bitlis karayolu bağlantısının 99 kilometresini bölünmüş yol alarak yaptık, 36 kilometresini de 2015 yılına kadar bitiriyoruz.

Batma çevre yolunu inşallah yılsonuna kadar tamamlıyoruz, burada da kararlıyız.

Batman şehir geçişi bitti, Batman şehir geçişinde bulunan Gültepe Köprülü Kavşağını tamamladık; öyle mi? Devlet Hastanesi ve Şevket Başak Köprülü kavşaklarını ise inşallah bu yılsonuna kadar

tamamlıyoruz.

Batman-Hasankeyf-Gercüs-Midyat yolunun 39 kilometrelik kesimini de bölünmüş yol olarak bu yıl içinde bitiriyoruz.

Kardeşlerim, 160 trilyon lira proje bedeli olan Hasankeyf -1 viyadüğünü bu yılsonunda, Hasankeyf-2 viyadüğünü de 2015 yılında tamamlıyoruz.

Neredeyse yapıldığı günden bu yana yenilenmeyen Batman sınırları içerisinde bulunan 47 kilometrelik demir yolunu adeta sıfırdan yapmışçasına biz yeniledik.

Kardeşlerim, sadece yolları değil, tarihi gar ve istasyonları da aslına uygun olarak biz yeniledik.

(9)

Kardeşlerim, Batman-Sinan arasındaki Ilısu Barajı nedeniyle su altında kalacak demir yolunu ise yeni yol olarak ayrıca yapacağız, ihale hazırlıkları devam ediyor.

Bakınız, Batman Havalimanı, biz geldiğimizde ne kadar yolcusu vardı biliyor musunuz? Zaten orada bir çatı vardı çatı, öyle 4 direk üzerinde bir çatı, yani orada terminal binası filan yoktu biliyorsunuz, gelip onun altına giriyordu. 2006 yılında değerli kardeşlerim, 35 bin olan Batman Havalimanı yolcu trafiği şu anda ne biliyor musunuz? 497 bin. Bu neyi gösteriyor? Batman ayağa kalkıyor ayağa; ama BDP’yle değil ha, AK Parti’yle kalkıyor.

Kardeşlerim, bütün bunlarla birlikte inanıyorum ki 30 Mart’ta benim değerli hanım kardeşlerim, beyler;

el ele vereceğiz, çalışacağız, gidilmedik, çalınmadık kapı bırakmayacağız.

Ve tarımsal destekte 12 yılda 5 kat desteği artırdık, Batman’a 337 trilyon nakit tarım ve hayvancılık desteği verdik.

Kardeşlerim, parçalı arazileri birleştirmek, üretim girdilerini azaltıp, üretici gelirlerini artırmak için arazi toplulaştırma çalışmalarına önem verdik ve bunun için 24 trilyon kaynak kullandık. Batman’da 50 bin hektar alanda toplulaştırma çalışmalarını bitirerek parçalı arazileri birleştirdik.

Sevgili kardeşlerim, şimdi 30 Mart’ta çok güzel bir ismi, çok yetenekli, becerikli bir çalışma arkadaşımı biz Batman’a aday olarak belirledik, evladınız, avukat Mehmet Emin Ekmen. Görüyorsunuz yerinde duramıyor.

Şimdi değerli kardeşlerim, tabi Mehmet Emin gerçekten Batman’da siyaseti bizimle beraber yıllar yılı yürüttü gençliğinden bu yana, çözüm sürecine çok önemli katkılarda bulundu ve şimdi de Batman’a belediye başkanı olarak hizmetkar olmaya hazırlanıyor. Akil İnsanlar Heyetinde yer aldı, barışı kapı kapı dolaşarak anlattı ve değişik projelerle şimdi inşallah Mehmet Şimşek kardeşimle el ele verecekler ve milletvekilimiz Ziver kardeşimle el ele verecekler ve Batman’ı bulunduğu yerden çok daha ileri bir noktaya taşıyacaklar.

Benim Batmanlı kardeşimi çöpe değil, susuzluğa değil, Batmanlı kardeşlerime insanca yaşayabileceği bir şehri hazırlayacaklar. Hükümet olarak biz zaten yatırımlarımızı yapıyoruz, bundan sonra da

yapmaya inşallah Mehmet Emin Ekmen kardeşimle beraber devam edeceğiz ve burayı Mehmet Emin kardeşim inşallah ilçe belediyeleriyle birlikte, belde belediyeleriyle birlikte, il genel meclis, belediye meclis üyeleriyle el ele vererek Batman’ı çok daha farklı bir yere götürmemiz lazım. Buna var mıyız?

El ele veriyor muyuz? Çalışıyor muyuz? O zaman ben diyorum ki, bu iş Allah’ın izniyle bitiyor.

Hazır mıyız?

Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey Batman’ı hatırlatıyor, bana her şey Türkiye’yi hatırlatıyor.

Gününüz kutlu olsun, 30 Mart hayırlı olsun, Allah yar ve yardımcımız olsun.

Referanslar

Benzer Belgeler

İnşallah şu anda konuyla ilgili etüt proje çalışmaları devam ediyor, inşallah Yozgat’ımızı da bu noktada artık yurt dışındaki akrabaların gidişi-gelişi, her şeyi

Ve değerli kardeşlerim, şu anda bakın sadece iki kalem 17 katrilyon, bunu da biz ödedik.. Bütün bunlar yolsuzlukların oldukları bir iktidarda

Sevgili kardeşlerim, Bingöl’ün saygıdeğer güzel insanları, 24 Temmuz 2010’da Bingöl’e geldim, biliyorsunuz halk oylamasını startını buradan verdik, ilk toplantıyı

Ben şimdi yeni bir şey söylüyorum, daha önce de söylemiştim, dedim ki; bakın 30 Mart’ta eğer AK Parti sandıklardan birinci olarak çıkmazsa, çünkü siyasette liderlerin

Ona şöyle bir baktığımızda şunu görüyoruz: Gıda tarımda yaklaşık 1,5 katrilyon, orman su işlerinde 1 katrilyon 300 trilyon, İller Bankası olarak 765 trilyon,

Kardeşlerim, biz gelene kadar Zonguldak’a ne kadar bölünmüş yol yapıldı biliyor musunuz..

Şimdi de Mustafa Yel kardeşimizle istiyoruz ki Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Tekirdağ’ın tüm ilçelerine, artık köy yok, mahallerine, beldeler de mahalle,

Şimdi bizim iktidarımıza bu tür çamuru atan Kılıçdaroğlu, soruyorum sana; 12 yıl önce 230 milyar dolar milli geliri olan Türkiye, şu anda 820 milyar dolar milli gelire