• Sonuç bulunamadı

Bir göl ekosisteminde bitkilerden başlamak üzere besin enerjisinin organizmadan organizmaya kademeli olarak aktarımına Besin Zinciri denir.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir göl ekosisteminde bitkilerden başlamak üzere besin enerjisinin organizmadan organizmaya kademeli olarak aktarımına Besin Zinciri denir."

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BİYOMANİPULASYON

(2)

BİYOMANİPULASYON

Biyomanipulasyon veya besin ağı yönetimi göl ve su

kaynaklarının su kalitesini iyileştirmek için uygulanan

biyolojik bir tekniktir.

Ekolojik bir temele dayanır.

Uygulamalarda biyomanipulasyon ve

besin tuzu azaltma önlemleri birlikte gerçekleştirilirse göl

iyileştirme işlemleri hızlanabilir.

(3)

Bir göl ekosisteminde bitkilerden başlamak üzere besin enerjisinin organizmadan organizmaya kademeli olarak aktarımına Besin Zinciri denir.

GÖLLERDE BESİN ZİNCİRİ

(4)

Göllerde besin zincirinin ilk halkası fotosentez yapma yetenekleri ile ilk ürünü oluşturan bitkisel planktonla (fitoplankton) başlar.

Fitoplanktonu besin olarak kullanan küçük herbivor ve daha büyük karnivor zooplanktonik organizmalar ise zincirin ikinci halkasını oluşturan birincil tüketicilerdir. Bunlar sucul sistemin sekonder üretiminde rol oynarlar.

Birincil tüketicilerle beslenen diğer bentik ve nektonik organizmalar (omurgasız ve omurgalı hayvanlar) ikincil tüketiciler olarak kabul edilir.

(5)

Göl sularında bütün sucul hayvanlara doğrudan veya dolaylı

olarak besin sağlayan bitkisel planktondan başlayıp balığa kadar ulaşan besin zincirleri

mevcuttur.

(6)

A. Büyüklük Etkinliliği

Hipotezi

Bu hipotez ilk defa 1965 yılında Brooks ve

Dodson tarafından ortaya atılmıştır.

Tatlı su göllerindeki büyük ve küçük vücutlu herbivor zooplanktonların bollukları arasında gözlenen ters ilişkiyi

açıklamaya çalışmaktadır.

Biyomanipulasyonun bir restorasyon tekniği olarak kullanılması 1980’li yıllarda başlamıştır.

Biyomanipulasyon ile ilgili kavramsal çalışmalar iki önemli hipoteze ulaşmamızı sağlar

(7)

Büyüklük etkinliği hipotezi aşağıdaki şekilde açıklanabilir:

1) Planktonik herbivorların hepsi ince partikül haldeki materyal (1-15 ) için rekabete girerler.

2) Büyük zooplankterler hem ince-küçük hem de büyük partikülleri de alabildikleri için bu daha etkin bir biçimde yapabilirler.

3) Bundan dolayı predasyon (avcı baskısı) düşük

yoğunlukta olduğunda küçük planktonik herbivorlar

rekabet yüzünden büyük formlar tarafından elimine

edilirler.

(8)

B) Trofi basamakları arasındaki ilişkiler hipotezi

Piscivor Balık

Planktivor Balık

Zooplankton

Algler

Bu hipoteze göre;

Basamağın en üstündeki piscivor balıkların varlığı veya yokluğunun gölün verimliliğini ve suyun berraklığını etkileyen alt basamaklarda etkili olabileceğini varsaymaktadır

(9)

Göllerdeki Besin Ağı

* Besin tuzu girişinden (Aşağıdan-Yukarıya kontrol),

* Predatör balıklar ve zooplanktonla beslenenlerden

(planktivor balık) etkilenir (Yukarıdan aşağıya kontrol)

(10)

Fitoplankton biyomasının azalması suyun berraklığını ve farklı biyolojik toplulukların gelişimini arttıracaktır.

Piscivor biyomasındaki artış ile planktivor balık biyoması

azalacak, buna karşın zooplankton biyoması artacaktır (Özellikle büyük Daphnia türleri) ve sonuçta fitoplankton biyoması

azalacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

A sıl dikkate şayan olan İstanbul ciheti hep Veznecilerin çalgıcı dük­ kânlarında, yahud, şurada burada etrafın a beş on şakird toplıyabilen ü stadlann

Toprak çözeltisinde bulunan iyonlar ise kök etki alanına Kitle Hareketi ve Difüzyon ile taşınır...  Kitle hareketi ile iyonların kök

HACCP: Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları olarak tanımlanan, gıda güvenliği için önemli olan tehlikeleri tanımlayan, değerlendiren ve kontrol eden sistemi ifade eder

 ETEC’de ani sulu diyare, ciddi olgularda koleraya benzer kramp tarzında karın ağrısı vardır.  Ateş, bulantı ve

Genetik yapının aktarılmasıyla elde edilen canlı artık kendi türünde bulunmayan yeni ve yabancı bir genetik yapı taşır.. Örn: Bir bakterinin belli bir özelliği bir

1996 yılında Amerika’ da genel nüfusun % 50’sinin, kolej sporcularının % 76’sının, vücut geliştirme sporu yapanların % 100’ünün besin takviyesi kullandığı

• Kolin ihtiyacı civciv ve tavuk yemlerine 1300 mg/kg, hindi yemlerine ise 1900 mg/kg

Cheung ve arkadaşları 5 SDNS’li çocuklarda serum IgE düzeyinin rölaps döneminde kontrol grubuna göre yüksek olduğunu, ancak remisyondaki hastalar ile