• Sonuç bulunamadı

109 numaralı Üzeyr (Özer) Sancağı Tapu Tahrir Defterinin transkripsiyonu ve değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "109 numaralı Üzeyr (Özer) Sancağı Tapu Tahrir Defterinin transkripsiyonu ve değerlendirilmesi"

Copied!
155
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANA BİLİM DALI

109 NUMARALI ÜZEYR(ÖZER) SANCAĞI TAPU TAHRİR DEFTERİNİN TRANSKİRİPSİYONU VE DEĞERLENDİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ İlknur DAĞLI

Tez Danışmanı: Prof. Dr. Bilgehan PAMUK

GAZİANTEP Haziran 2014

(2)
(3)

ÖZET

109 NUMARALI ÜZEYR SANCAĞI TAPU TAHRİR

DEFTERİNİN TRANSKRİPSYONU VE DEĞERLENDİRİLMESİ

DAĞLI, İlknur

Yüksek Lisans Tezi, Tarih Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Bilgehan PAMUK

Tahrir defterleri, zengin içeriği ile Osmanlı Devleti’nin tarihi yönlerini aydınlatan önemli kayıtlardandır. Özellikle yerel tarih araştırmalarında bu defterler oldukça faydalı veriler sunmaktadır. Tahrir defterleri ait oldukları bölgenin, köyleri, mezraları, vergi mükellefi nüfusu, vergileri vb. hakkında bilgiler içerir. Çalışma konusu olan 109 numaralı tahrir defteri, 1516 yılında Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine giren Üzeyr sancağı ile ilgili bilgiler içermektedir. Bu tez çalışmasında M. 928-H. 1521 yılında tutulmuş olan bu defterin transkripsiyonu yapılarak, defterde yer alan bilgiler doğrultusunda söz konusu dönem içerisinde Üzeyr sancağına bağlı nahiyeler ile bu nahiyelere bağlı yerleşim yerleri ve buraların sosyo-iktisadi durumu irdelenmeye çalışılmıştır. Üzeyr sancağı bu dönemde üç nahiyeden oluşmaktadır.

Bunlar Arsuz, İskenderun ve Üzeyr nahiyeleridir. Çalışmanın değerlendirme kısmında bu nahiyeler incelenmiştir. Bunun yanı sıra değerlendirme bölümünde bir özet defter olan 109 numaralı tahrir defterinde adı geçen Antakya, Kınık, Berendi ve Bakras nahiyeleri ile ilgili bilgiler de sunulmuştur. Halkın geçim kaynakları, nüfusu ve yaşam tarzları da değerlendirme bölümünde açıklanmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Osmanlı, Tahrir, Üzeyr, İskenderun.

(4)

ABSTRACT

The Transcription and Assesment of The Tahrir Register Number 109

DAĞLI, İlknur

M. A. Thesis, Department of History Supervisor: Prof. Bilgehan PAMUK

Registering books are among the important records enlightening the history of Ottoman Empire. These books give quite useful knowledge, especially on local history researches. Registering books include konowledge about the villages, fields, taxpayers and the population of the region they related to. Being the study subject, 109 numbered registering book includes knowledge about the Uzeyr sanjac which entered the sovereignity of Ottoman Empire in 1516. In this thesis study, the registering books recorded in H. 928-M. 1521 are translated. Also, the subdistricts belonging to Üzeyr sanjac in that time and the settlement and the socioeconomic condition committed to these subdistricts are investigated. Uzeyr sanjac is constituted to three subdistricts that time. These are; Arsuz, İskenderun and Uzeyr. These subdistricts are researched in the evaluation part of the study. Also, it is presented knowledge abaout the subdistricts such as, Antakya, Kınık, Berendi and Bakras which are mentioned in 109 numbered registering book in evaluation part.

Key Words: Ottoman, Register, Uzeyr, Iskenderun.

(5)

ÖNSÖZ

Tarih; insanın geçmişi ile bugünkü varlığı arasındaki kaçınılmaz bir etkileşim olarak, Sosyal Bilimler içerisinde ayrı bir yere sahiptir. Dolayısıyla insanlığı ilgilendiren ve insanların yaptığı her şey tarihin konusudur. Tarih içerisinde, Türk tarihinin önemli bir bölümünü teşkil eden Osmanlı Devleti tarihinin de incelenmesi önemli ve bir o kadar da zor bir iştir. Zor olan bu işin başarıyla yapılmasını, kaynak teşkil edebilecek birinci el belgelerin incelenmesi kolaylaştıracaktır. Bu tür belgelerin en önemlilerinden biri de Tahrir Defterleridir.

Tahrir Defterleri; Osmanlı Devletinin idari, sosyal ve mali politikalarını anlamak bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle bu defterler şehir, iktisat ve sosyal tarih araştırmalarının vazgeçilmez kaynaklarındandır. Tahrir defterleri esas alınarak yapılan çalışmalar, XX. Yüzyılın ortalarından itibaren önem kazanmaya başlamıştır. Bu çalışmaların çoğu defterlerin transkripsiyonu ile değerlendirilmesi şeklinde olmuştur.

Araştırma konusu olan 109 Numaralı Üzeyr Sancağı Tapu Tahrir Defteri, Başbakanlık Osmanlı Arşiv’inden temin edilmiştir. Bu defter, Üzeyr sancağının yanı sıra Antakya, Berendi, Kınık, İskenderun, Bakras ve Arsuz nahiyeleri hakkında da bilgiler içeren bir mücmel yani özet defterdir. Çalışmada bu bilgiler ışığında söz konusu nahiyelerin demografik, ekonomik ve sosyal yapısı incelenmeye çalışılmıştır.

Defterin rika türünde yazılmış olması ve bazı yerlerinin silinmiş olması nedeniyle ortaya çıkan yanlış okumalarımın mazur görülmesi ümidindeyim.

Çalışma esnasında gerek çalışmanın zorluğu gerekse eksikliklerimden kaynaklanan durumlarda hoşgörüsünü hiçbir zaman esirgemeyen ve tüm yoğunluğuna rağmen çalışma boyunca içerik-metod açısından uyarı ve yardımlarıyla desteğini sürdüren tez danışmanın Sn. Prof. Dr. Bilgehan Pamuk’a teşekkürü bir borç bilirim.

İlknur DAĞLI

(6)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ……….…..…..I KISALTMALAR………...II TABLOLAR……….………III ÖZET……….….…IV ABSTRACT……….….…V BİRİNCİ BÖLÜM

GİRİŞ...………..1

İKİNCİ BÖLÜM ÜZEYR YÖRESİNİN TARİHİ ve ÖZEROĞULLARI………..……….3

2.1. Özeroğulları………..……….……….6

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TAHRİR SİSTEMİ VE ÜZEYR SANCAĞI TAHRİR DEFTERLERİ………..…………..8

3.1. Tapu Tahrir Defterleri Üzerine Yapılmış Çalışmalar ve 109 Numaralı Tapu Tahrir Defterinin Transkripsiyonu……….12

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM MATERYAL VE YÖNTEM ………..82

4.1. 109 Numaralı Tapu Tahrir Defteri Hakkında Bilgi ve Transkripsiyonda Takip Edilen Yöntem ve Yararlanılan Kaynaklar………..………82

BEŞİNCİ BÖLÜM 109 NUMARALI TAPU TAHRİR DEFTERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ……….84

5.1. Yerleşim Birimleri……….………..………..84

5.1.1. Üzeyr Nahiyesi………..………..84

5.1.2. İskenderun Nahiyesi……..……….87

5.1.3. Arsuz Nahiyesi……..………..88

5.1.4. Bakras Nahiyesi……..………89

5.1.5. Antakya Nahiyesi………..……90

5.1.6. Berendi Nahiyesi………..….91

5.1.7. Kınık Nahiyesi………..…...92

5.1.8. İdari Taksimata Genel Bakış……….…….93

5.2. Nüfus Yapısı……….………..94

5.2.1 Göçebe Nüfus………..……….95

5.2.2. Yerleşik Nüfus………..……….…..97

5.2.3. Nüfus Yapısına Genel Bakış………..…..103

5.3. Toprak İdaresi……….………...105

5.3.1. Tımarlar……….105

5.4. Ekonomik Yapı……….………..109

5.4.1. Öşür Oranları……….110

5.4.2. Ölçü ve Tartı Birimleri………..……….111

5.4.3. Ziraii Ürünler………..…113

5.4.4. Hayvancılık………..115

Ağnam Vergisi………..………..116

Yaylak ve Otlak Vergisi……….………....117

Aşiyan Gelirleri………..118

5.4.5. Bad-ı Heva Gelirleri……….………..119

(7)

Beyt’ül Mal ve Yava ve Kaçgun……….……….…….119

Niyabet-i Cürm ü Cinayet, Resm-i Arus ve Bad-ı Heva……….…...120

Zemin Vergisi………121

5.4.6. İskele Gelirleri……….……….121

5.4.7. İşletmeler………..…………..122

5.4..8. Pazar Gelirleri….……….………...123

5.4.9. Şahıslardan Alınan Vergiler………..….….125 SONUÇ

BİBLİYOGRAFYA EKLER

ÖZGEÇMİŞ

(8)

TABLOLAR Tablo 1: Üzeyr Nahiyesinin Köyleri

Tablo 2: Üzeyr Nahiyesinin Mezraaları

Tablo 3: İskenderun Nahiyesinin Köy ve Mezraaları Tablo 4: Arsuz Nahiyesinin Köy ve Mezraaları Tablo 5: Bakras Nahiyesinin Köy ve Mezraaları Tablo 6: Antakya Nahiyesinin Köy ve Mezraaları Tablo 7: Berendi Nahiyesinin Köy ve Mezraaları Tablo 8: Kınık Nahiyesinin Köy ve Mezraaları Tablo 9: Üzeyr Sancağının Köy ve Mezraaları

Tablo 10: Üzeyr Sancağına Bağlı Cematler ve Nüfusları Tablo 11: Üzeyr Nahiyesi Nüfusu

Tablo 12: İskenderun Nahiyesi Nüfusu Tablo 13: Arsuz Nahiyesi Nüfusu

Tablo 14: Bakras – Antakya Nahiyesi Nüfusu Tablo 15: Berendi Nahiyesi Nüfusu

Tablo 16: Kınık Nahiyesi Nüfusu Tablo 17: Üzeyr Sancağı Genel Nüfusu

Tablo 18: Üzeyr Sancağında Tımar Sahipleri ve Gelirleri Tablo 19: Çeltik Üretimi Yapılan Nehirler ve Hasılları Tablo 20: Resm-i Ağnam ve Resm-i Camus Gelirleri Tablo 21: Aşiyan Gelirleri

Tablo 22: İskele Gelirleri Tablo 23: Boyahane Gelirleri Tablo 23: Bac-ı Bazar Gelirleri

(9)

GRAFİKLER Şekil 1: Genel Nüfus Değerleri

Şekil2: Üzeyr Sancağı Gelirleri

(10)

KISALTMALAR

Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu: AKDTYK Başbakanlık Osmanlı Arşivi: BOA

Cilt: c.

Çeviren: Çev.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi: DİA

İslam Ansiklopedisi: İA Sayfa: s.

Sayı: sy.

Türk Diyanet Vakfı: TDV Tapu Tahrir Defteri: TTD

Türk Tarih Kurumu: TTK

(11)

1 BİRİNCİ BÖLÜM

GİRİŞ 1.1. GİRİŞ

109 numaralı Tapu Tahrir Defteri merkezli yapılmış bu çalışma Üzeyr sancağının yanı sıra, defterde geçen Kınık, Berendi, Bakras ve Antakya nahiyelerinin sosyo-iktisadi yapısı hakkında bilgiler içermektedir. Çalışmada, söz konusu defterin verdiği bilgileri sonuna kadar kullanarak, Üzeyr sancağı örneğinde 16. yüzyıl Osmanlı idari ve sosyal sistemine ışık tutmak amaçlanmıştır.

Çeviri ve değerlendirme kısımlarından oluşan bu çalışma ilerde bölgenin tarihiyle ilgili yapılacak çalışmalarda yol gösterici bir nitelik oluşturabilmesi amacıyla dikkatle hazırlanmıştır.

“109 numaralı Üzeyr Sancağı Tapu Tahrir Defterinin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi” adlı çalışmanın metodolojisine gelince, tez hazırlanırken 109 numaralı Tapu Tahrir Defterinin yanı sıra konu ve bölgeyle ilgili daha önce yapılmış çalışmalar, yazılmış kitap ve makaleler ile bilimsel kaynaklardan araştırma ve yöntem usullerine göre faydalanılmış ve bilimselliğe uygun bir çalışma yapılmıştır.

Çalışma 5 ana bölüm ile sonuç bölümünden oluşmaktadır.

Araştırmanın birinci bölümü giriş bölümüdür. Bu bölümde 109 numaralı Tapu Tahrir Defteri ve çalışma hakkında genel bilgiler sunulmuştur.

İkinci bölümde, hakkında defterde oldukça önemli bilgiler olan ve çalışmanın temelini oluşturan Üzeyr sancağının tarihi ve Özeroğulları hakkında bilgiler verilmiştir.

Üçüncü bölümde, Osmanlı Devletinin önemli kaynaklarından biri olan Tahrir defterleri ve defterlerin tutulma nedenleri hakkında incelemeler yapılmıştır. Ayrıca Tahrir Defterleri türleri hakkında da bilgiler verilmiştir. Araştırma konusu olan 109 numaralı Tapu Tahrir defterinin yapısı ve içeriği ile ilgili bilgilere de üçüncü bölümde ulaşmak mümkündür.

(12)

2 Araştırmanın dördüncü bölümü de materyal ve yöntem bölümüdür. Burada, kullanılan ana malzemeler ve kaynaklarla ilgili bilgiler vardır. Ayrıca 109 numaralı Tapu Tahrir Defteriyle ilgili ayrıntılı bilgiler de mevcuttur. Defterin yazı türü, sayfa sayısı ve boş sayfa sayısı gibi bilgiler bu bölümde verilmiştir.

Beşinci bölüm 109 numaralı Tapu Tahrir Defterinin değerlendirmesinin yapıldığı bölümdür. Bölüm kendi içinde 11 kısma ayrılmıştır. Çalışmanın en geniş kısmı dördüncü bölümdür. Burada Üzeyr sancağının yerleşim birimlerinden nüfus yapısına, ekonomik yapısından bölgedeki zirai ürünlere ve Üzeyr sancağındaki geçim kaynakları ile bölgedeki işletmelere kadar birçok alanla alakalı bilgiler bulmak mümkündür.

Çalışmanın sonuç kısmında ise, defterin değerlendirilmesi esnasında takip edilen yöntem ile değerlendirme sonucunda elde edilen bulgular ve çalışmanın kazanımlarına değinilmiştir.

(13)

3 İKİNCİ BÖLÜM

ÜZEYR YÖRESİNİN TARİHİ VE ÖZEROĞULLARI

Üzeyr yöresi, günümüzde Dörtyol-Payas-Erzin arasındaki alandan oluşmaktadır. Oğuzların Üçok koluna mensup Özer Bey tarafından fethedilmiş olan bölgeye o dönemde Özerili denmiştir. Yörenin adı ile ilgili iki yazım şekli vardır.

Bunlardan birincisi Özer bir diğeri ise Üzeyrdir. Bölge, Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra burada yapılan ilk tahrirde isim Özer olarak okunsa da aynı defterin mukaddime kısmında sancak adı bu kez Üzeyr olarak yazılmıştır1. Bu durumun ortaya çıkmasında devlet adamlarının bilgisizliği, dikkatsizliği veya dini hassasiyetleri etkili olmuş olabilir2.

Yapılan araştırmalar Üzeyr yöresinin tarihinin M.Ö. IV. yıllarına kadar uzandığını göstermektedir. Söz konusu bölge sırasıyla Hitit, Mısır, Yunan, Roma, Arap, Selçuklu ve Osmanlı egemenliğine girmiştir3. Bölgede yapılan kazı çalışmalarında elde edilen bulgular Üzeyr yöresinin, Neolitik ve Kalkolitik dönemler ile Tunç çağında oldukça hareketli bir yerleşim birimi olduğunu kanıtlamaktadır.

Elde edilen bilgiler doğrultusunda, yöredeki yerleşim tarzının beylikler halinde olduğunu söylemek mümkündür4.

Tunç çağı sonunda bölge, M.Ö. 1800’lerde başlayan kargaşa dönemine kadar, Akadların egemenliğinde kalmıştır. Kargaşa döneminin sona ermesinden sonra ise bölge, merkezi Halep olan Yamhad Krallığına bağlanmıştır. M.Ö. XV. yüzyılda Hitit Krallığı güç kazanarak Yamhad Krallığı üzerine harekete geçmiş ve bu krallığı ele geçirmiştir. Böylece Üzeyr yöresi Hititlerin hâkimiyetine geçmiştir. Ancak Hitit Krallığının zayıflaması bölgede birden çok devletin ortaya çıkmasına neden olmuştur. M.Ö. IX. yüzyıla gelindiğinde ise siyasi birlik oluşturamayan bu

1 BOA, Tapu 110, s: 1.

2 Faruk Sümer; “Çukurova tarihine dair araştırmalar ( Fetihten XVI. Yüzyılın İkinci Yarısına Kadar)”, Tarih Araştırmaları Dergisi, c: 1, sy: 1, Ankara, 1963, s: 61-62.

3 “Antakya”, Büyük Ansiklopedi, c:1, Milliyet Yayınları, İstanbul, s: 271.

4 Mehmet Tekin, Hatay Tarihi, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, Ankara, 2000, s: 1-2.

(14)

4 devletçikler üzerinde Asurlular hâkimiyet kurmuştur. Asurluların bölgede aşırı baskı kurarak halkı bezdirmesi, yöre halkını Pers İmparatorluğuna itmiştir. Nitekim halk Pers İmparatorluğunun bölgeye yaptığı seferi bir nevi kurtuluş olarak görmüştür.

Sefer sonucunda Üzeyr yöresinin idaresi Pers imparatorluğuna girmiştir. Bölge Pers İmparatorluğuna bağlandıktan sonra, imparatorluğun 23 satraplığından biri olan Kilikya’ya bağlanmıştır. M.Ö. 333 yılına kadar Pers İmparatorluğu hâkimiyetinde kalan bölge, aynı yıl içinde Büyük İskender ile Pers İmparatoru III. Dareiosu’un savaşına tanıklık etmiştir. İki devletin orduları Myrıandros denilen yerde savaşa tutuşmuştur. Savaş neticesinde Pers İmparatorluğu ordusu ağır bir yenilgiye uğratılmış ve haliyle bölgenin hâkimiyeti Büyük İskenderin eline geçmiştir. Savaştan sonra da bölgenin adı Alexandreia olarak değiştirilmiştir5.

İskender’in ölümünden sonra bölgeye Seleoukos hâkim olsa da onun ölümünü müteakip bölgede Selevki Devleti kurulmuştur ve bölgenin başkenti Tetropis (Antakya) ilan edilmiştir. M.Ö. 64 yılına gelindiğinde bölgenin kontrolü Roma İmparatorluğuna geçmiştir. Antakya ve yöresi, imparatorluğun Suriye eyaletinin başkenti olmuştur. Roma İmparartoru Sezar M.Ö. 47’de bölgeyi ziyaret etmiş ve büyük yapıların inşasını sağlamıştır. Bölge, Roma imparatorluğuna katıldığı dönemden kısa bir süre sonra, Roma imparatorluğunun en mühim ve en kalabalık şehirlerinden biri olmuş ve bütün Asya eyaletlerinin merkezi haline gelmiştir6. Roma İmparatorluğu hâkimiyetindeki yöre oldukça büyük ilerlemeler ve gelişmeler göstermiştir. Milattan sonra ise bölgede nüfus bakımından çok büyük artış yaşanmış ve imparatorluğun en önemli şehirlerinden biri haline gelmiştir.

Romalıların gözdesi ve doğu başkenti olan yöre 638 yılında İslam orduları tarafından fethedilmiştir. Suriye’de fetihler yapan Ebu Ubeyde İbn’ül Cerrah komutasındaki İslam ordusu tarafından kuşatılmış ve sonrasında sulh yoluyla teslim alınmıştır. Bizans ülkesine düzenlenen akınlar için bir üs olarak kullanılan yöre Haleb’e bağlanmıştır. 877 yılında Tolunoğullarının daha sonra Ihşidlerin egemenliği altına giren bölge 944 yılında Hamdanoğullarının Haleb koluna bağlanmıştır. Bu dönemden sonra 968 yılında Bizans orduları tarafından kuşatılan bölge bir yıl sonra teslim olmuş ve Bizans hâkimiyetine girmiştir7.

5 Mehmet Tekin; Hatay Tarihi, Ankara,2000, s: 3-4.

6 Streck,;“Antakya”, İslam Ansiklopedisi, c:1, MEB Yayınlaı, İstanbul, 1970, s: 456-459.

7 Mehmet Tekin; Hatay Tarihi, Ankara, 2000, s: 6-7.

(15)

5 1071 yılında Selçuklu Devleti, Bizans İmparatorluğuna ağır bir darbe vurmuş ve bölgenin idaresini ele geçirmiştir8. XII. Yüzyıldan itibaren bölgeye Türkmen göçebelerinin akınları başlamış ve bu durum yöre üzerinde de etkili olmuştur. Göçler sonucunda Türkmenlerin bir kısmı Suriye ve Çukurova bölgesine gelip yerleşmişlerdir9 Yerleşen Türkmenlerin başına ise Memlukler Yüreğiroğlu Ramazan Bey’i getirmişlerdir. Böylece Ramazanoğlu beyliği kurulmuş ve Ramazan Bey’e Türkmenlerin emiri ünvanı verilmiştir. Ramazanoğullarının kurulmasıyla Üzeyr Türkmenleri bundan sonraki bütün siyasi meselelerde bu beylikle hareket etmeye başlamışlardır. Bu devirde Memluk sultanlarının bölgedeki meskûn Türkmenlere karşı kötü davranmaları, halkın Ramazanoğulları ve civardaki Üçoklu Türkmenleriyle ittifak yapıp Memluklere karşı mücadeleye başlamasına neden olmuştur. Nitekim mücadele sonucu Memluklerin bölgedeki hâkimiyeti sona ermiştir10.

Çukurova yöresinin Osmanlı Devleti’nin dikkatini çekmesi Fatih Sultan Mehmed zamanında gerçekleşmiştir. 1483 yılında Fatih Sultan Mehmed’in Karamanoğulları beyliğini ortadan kaldırmasıyla Memluklerle Osmanlıların arası açılmaya başlamıştır. Bu durumun ortaya çıkmasında Karamanoğulları beyliğinin, Memluklerin müttefiki olması etkili olmuştur. İki devlet arasındaki gerilim, II.

Bayezid ile kardeşi Cem Sultan arasındaki mücadeleler döneminde daha çok artmıştır. Bu yüzden bölge, bu iki devlet arasındaki mücadelelere şahitlik etmiştir11. Savaşlar sonucunda yapılan antlaşmalarla bölge, Memluklere bırakılsa da Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlılar bölgeyle yeniden ilgilenme imkanı bulmuşlardır.

Ramazanoğullarından Mahmud Bey’in İstanbul’a gelerek Yavuz Sultan Selim’den yardım istemesiyle doğan bu fırsat üzerine, Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Mısır üzerine sefere çıktığında yanında Mahmud Bey’i de götürmüştür. Nihayetinde de 1516 yılında Mercidabık savaşından sonra bölge tamamen Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. Bölgede kendi idari sistemini kurmak isteyen Osmanlı Devleti, bölgeyi sancaklara ayırmıştır. Bu sancaklar Adana, Tarsus, Sis ve Özer sancaklarıdır12. Bölge Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra, 1521 yılında Arap vilayetine bağlanmıştır.

8 İbrahim Kafesoğlu; “Malazgirt”, İslam Ansiklopedisi, c:7, s: 241-248.

9 Faruk Sümer; “Ramazanoğulları”, İslam Ansiklopedisi, c:9, s: 612-613.

10 M.C. Şehabeddin Tekindağ; “II. Bayezid Devrinde Çukurova’da Nüfuz Mücadelesi”, Belleten, c:

XXXI/123, Ankara, 1967, s: 345-346.

11 İ. Hakkı Uzunçarşılı; Osmanlı Tarihi, c: II., Ankara, 1998, s: 187-195.

12 K. İlker Bulunur; 110 Numaralı Tapu Tahrir Defterine Göre Özer (Üzeyr) Sancağı, Yüksek Lisans Tezi, Danışman: Recep Yaşa, Sakarya, 2004, s: 13.

(16)

6 Bölgenin Osmanlı hâkimiyetine geçmesiyle şehir nüfusu yedi defa sayılmıştır. Yapılan bu sayımlara göre 1527’den 1589’a kadar bölge nüfusunda çok büyük değişiklikler olmamıştır13. Yörenin ilk sancak Beyi Özeroğullarından Ahmed Beydir. 1521-1527 yılları arasında görev yapmıştır. 1527 ile 1548 yılları arasında bölgenin sancakbeylerinin kim olduğu hakkında bilgiler yoktur. 1548 yılında ise bölgenin sancakbeyi Veli Bey olmuştur. Veli Beyden sonra 1553’te Üzeyr sancağı mirlivalığına Mustafa Bey atanmıştır. Ancak aynı yıl içinde Mustafa Beyin başka bir sancağa atanması üzerine, bu göreve Çerkes Bey atanmıştır. 1554 yılında da Çerkes Beyin yerine Ali Bey tayin edilmiştir. 1559 yılına gelindiğinde yörenin sancakbeyliğine Karaman Beylerbeyi Murad Beyin oğlu Mehmed Bey tayin edilmiştir. 1571 yılında, Mehmed Beyden sonra bu göreve Kurd Bey getirilmiştir.

Fakat Kurd Bey’in vefatı üzerine aynı yıl içinde bu göreve İskender Bey tayin edilmiştir. 1573 yılında da Üzeyr sancağı sancakbeyi olarak Ahmed Beyi görmek mümkündür 14.

ÖZEROĞULLARI

Özeroğulları, bölgeye ilk yerleşen türkmen topluluğudur. Oğuzların Üçok kolundandır. Bu dönemde bölgede meskun aşiretler çoğunlukla Avşar ve Bayattı. Bu aşiretlerden biri olan Özeroğulları aşireti, İskenderun ve çevresinde yaşamaktaydı.

Aşiretin bölgeye gelip yerleşmesi hakkında tarihçi Neşri şu bilgileri vermektedir:

Velhâsıl adı geçen beyler öldüler, her biri birini tuttu ve her biri bir baş çekti oturdu, başlı başına beylik etti. Tâ Mısır’da Sultan Şeyh Sultan olunca. O kim Sultan, Özer’in bir oğlu kardaşlarından kaçtı Haleb’e vardı. Mısır Sultanına haber gönderdiler kim Özeroğlu Davud eyüdür kim sultanım himmet etsin Özerili’ni Sultanıma alıvereyım deyu. Sultan Halep Beyine emretti, azim leşker (asker) cemettiler. Davud’la vardılar, Özerilini fethettiler, Davud’a verdiler. Özerili Mısır’ın elinde oldu15.

Özeroğulları 1400’lü yıllarda, kendi siyasi birliklerini ve konumlarını korumak amacıyla, birçok siyasi olaya karışmışlardır. Zaman zaman müttefiki oldukları Ramazanoğulları ile hareket edip zaman zaman Memluk devletine baş

13 Mehmet Tekin; Hatay Tarihi, Ankara,2000, s: 15.

14 Abdülkadir Gül; Üzeyr Sancağının Sosyo-İktisadi Yapısı(1521-1578), Yüksek Lisans Tezi, Danışman: Dündar Aydın, Erzurum, 1996, s: 12-13.

15 Faruk Sümer; “Çukurova tarihine dair araştırmalar ( Fetihten XVI. Yüzyılın İkinci Yarısına Kadar)”,Tarih Araştırmaları Dergisi, c: 1, sy: 1, Ankara, 1963, s: 61-62.

(17)

7 kaldırmışlardır. Ama tek hedefleri her zaman kendi bulundukları toprakları korumak olmuştur. Onlar yerleştikleri yöreye Özerili demişlerdir ve bölgenin adı buradan gelmektedir. Özerili denilen bölge günümüzde Payas, Erzin, Dörtyol ve İskenderun yöresini içine almaktadır. Bölge Osmanlı hâkimiyetine geçtikten sonra Özer sözcüğü Arapça olarak, Üzeyr olarak yazılmaya başlanmıştır. Buradaki farklılık sadece yazılışın yanlış okunmasından kaynaklanmaktadır16.

16 Cezmi Yurtsever; Payas Tarihi, Ekrem Yayınları, Adana, 2012, s: 29-31.

(18)

8 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TAHRİR SİSTEMİ VE ÜZEYR SANCAĞI TAHRİR DEFTERLERİ

Tarihi anlamak için gerekli olan en önemli kaynaklar, birinci elden olan yazılı kaynaklardır. Tapu Tahrir Defterleri de bu kaynaklardan biridir.

“Tahrir” kelimesinin anlamı sözlükte yazma, kaydetme, deftere geçirme olarak geçmektedir. İdari bakımdan da bu kelime, “nüfus ve arazi gibi genel olarak yapılan yazımlar” anlamında kullanılan bir kavramdır17. Osmanlı maliye teşkilatında ise, vergilerin ve bu vergileri verenlerin ismen tespit edilmesi için değişik dönemlerde ve farklı yerlerde gerçekleştirilen sayımları ifade eden bir terimdir.

Sayımların kaydedildiği defterlere de tahrir defterleri ya da Defter-i Hakani denmiştir18. Tahrir sistemi sadece Osmanlı Devletine özgü bir uygulama değildir.

Tarih boyunca kurulmuş olan neredeyse tüm devletler vergi kaynaklarını ve nüfuslarını tespit etmek amacıyla tahrir ya da tahrir benzeri uygulamalara başvurmuştur. Tapu Tahrir Defterlerinde, imparatorluğun sınırları içindeki yetişkin erkek nüfusu, ellerindeki toprak miktarları ve bunlardan alınan vergilerle birlikte isimleri ve baba adları ayrı ayrı kaydedilirdi19. Tahrir yapılırken, bölgede daha önce yapılmış tahrirler varsa bunlar da yapılacak tahrirle mukayese edilirdi ve yapılması gereken değişiklikler varsa yapılırdı. Defterde çeşitli sebeplerden vergi muafı olanlar da kaydedilirdi. Vergi mükellefleri köy köy yazılırken genellikle tasarruflarında bulunan toprağın büyüklüğü, tapulu toprakları yoksa da medeni durumları dikkate alınırdı. Bütün bunların yanında ayrıca Tapu Tahrir Defterleri her köyün kimin tımarı, mülkü ya da vakfı olduğu, tahrir yapılan bölgede yetiştirilen ürünleri ve hayvan sayısı ve çeşitleri hakkında da bilgiler içeren defterlerdir20.

17 M. Zeki Pakalın; Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, c:3, s: 376.

18 Mehmet Öz; “Tahrir”, D.İ.A., c: 39, T.D.V. Yayınları, İstanbul, 2000, s: 425.

19 Ömer L. Barkan; “Türkiye’de İmparatorluk Devirlerinin Büyük Nüfus ve Arazi Tahrirleri ve Hakana Mahsus İstatistik Defterleri”, İÜİFM, c:2, İstanbul, 1940-1941, s: 20

20 Mustafa Çolak; XV. Yüzyıl Başlarında Merzifon Kazası (1515-1520), On Dokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun, 1991, s:1.

(19)

9 Osmanlı Devletinde ilk tahririn ne zaman yapıldığı hakkında çelişkili söylemler bulunmaktadır. Günümüze kadar gelen ilk defterler II. Murad devrine ait olsa da, Osmanlılarda ilk tahririn yapılma tarihinin I. Murad zamanına kadar gittiği tespit edilmiştir. Osmanlı Devletinin tahrirler yaptırmasının başlıca amacı, yeni fethedilen bölgelerin arazisini tespit etmek, toprağın tasarruf sistemini anlamak ve tahrir yapılan bölgenin vergi miktarlarını öğrenmektir. Yeni fethedilen bir bölge, tahriri yapılmadan ve bilgiler deftere kaydedilmeden tamamen Osmanlı hâkimiyetine girmiş sayılmazdı21. Bunun yanı sıra Osmanlı Devletinde padişah değişiklikleri olduğu zaman da tahrirler düzenlenirdi. Ayrıca devletin büyük mali sıkıntılar yaşadığı dönemlerde de, deftere kayıtlı olmayan gelirlerin tespiti için de tahrirler yapılırdı. Osmanlı kaynaklarında tahrirlerin hangi sıklıkta yapıldığı hususunda kesin bilgiler yoktur ancak genel olarak tahrirlerin ortalama 30 yılda bir yapıldığı kanısı mevcuttur22. Oldukça önemli bir sistem olan tahrir sisteminin işleyebilmesi için, devletin ülkenin her yerindeki vergi kaynaklarını doğru ve ayrıntılı olarak bilmesi ve bunlarda meydana gelebilecek değişiklikleri takip edebilmesi için sık sık tahrirler yaptırması gerekirdi. Zira devletin birçok kurumunun ayakta kalması, tahrirlerin doğru, düzenli ve güvenilir yapılmasına bağlıydı23. Ayrıca Osmanlı Devleti, tahrir yaptırırken, tahrir yapılan yerin eskiden mevcut nizam ve kanunlarını mutlak surette göz önünde bulundururdu. Yeni koyulacak kuralları ve vergileri yine yörenin durumuna göre belirlerdi. Örneğin; bazı vergiler halkın gücünü aşıyorsa o vergiler ya hafifletilir ya da tamamen kaldırılırdı.

Osmanlı imparatorluğu tahrire çok önem verirdi ve bu yüzden tahrir için görevlendirilecek kişiler çok önemliydi. Tahrir işlemleri, Nişancının nezaretindeydi.

Bu işlemini yürüten kişilere çeşitli adlar verilirdi. “Tahrir emini, mübaşir, il yazıcısı”

bu isimlerden birkaçıdır. Hem bu görevliler hem de tahrir işlemlerinde yardımcı olan görevliler ve kâtipler resmen tayin edilirdi ve bunlar devletin güvenilir bulduğu kişilerdendi24. Tahrir emini, sultan tarafından tayin edilen itibarlı ulema veya dürüstlüğü ve adaleti ile nam yapmış bürokratlardan seçilen ve işinin ehli olmasına özen gösterilen bir görevliydi. Tahrir eminleri göreve giderken onlara her türlü yetkiyi kapsayan bir nişan verilirdi. Bu nişanda ayrıca görevini nasıl yapması

21 L. Feteke; “Türk Vergi Tahrirleri”, Belleten, c: XI/42(1947), s: 299-303.

22 Mehmet Öz; “Tahrir” , D.İ.A., c: 39, T.D.V. Yayınları, İstanbul, 2000, s: 426.

23 Erhan Afyoncu; “Osmanlı Devletinde Tahrir Sistemi”, Osmanlı Ansiklopedisi, c: 6, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, s:311.

24 Halil İnalcık; Hicri 835 Tarihli Suret-i Defter-i Sancak-ı Arnavid, Ankara, 1954, s: 16.

(20)

10 gerektiği konusunda bilgiler bulunurdu. Görev süresi boyunca hem tebaası hem de kadı dâhil bütün yerel makamlar Tahrir Eminin görevini yerine getirmesinde yardımcı olmak zorundaydı25 .

Kâtipler tahrir sistemi içinde yer alan diğer görevlilerdir. Bunlar defterhane, divan ve maliye kâtiplerinden seçilebildikleri gibi, zaimlerden, sipahi oğlanlardan ya da taşra bürokrasisi kâtiplerinden de seçilebiliyordu. Bu görevliler tahrir yapılacak bölgeye tahrir eminiyle giderler ve kayıt işlemlerini yaparlardı. Tahrir işleminin süresi tahrir yapılan bölgenin büyüklüğüne göre değişirdi ve ortalama 2 yıl kadar sürerdi. Tahrir bitiminde ise genellikle mülk ve vakıf konusunda yapılan şikâyetler de değerlendirilirdi. Tahrir emini tahriri yapıp gerekli belgeleri topladıktan sonra, müsveddeleri birleştirerek oluşturduğu tahrir defterini merkeze getirmek zorundaydı.

Merkeze getirilen defter burada Nişancı tarafından tetkik edilip onaylandıktan sonra diğer işlemlere geçilirdi. Merkezde tahrir esnasında hazırlanan müsveddeler iki nüsha halinde temize çekilerek icmal ve mufassal defterleri hazırlanırdı. Daha sonra sultanın tuğrasını taşıyan bir defter tahrir yapılan bölgenin beylerbeyliğine diğeri de defterhaneye gönderilirdi26. Mufassal defterler tahrir yapılan bölgeyle ilgili birçok bilgi içerirdi. Yani bir mufassal defterde, tahrir yapılan bölgede yer alan kasaba ve köyler, mezralar, çiftlikler, çeltik miktarları, değirmenler, geçim kaynakları, alınan vergiler ve bu vergilerden muaf kesim ile yetiştirilen ürünler gibi hemen hemen her alanda bilgiler bulunurdu. İcmal defterlerinde ise sadece idari teşkilat ve tımar tevcihleri hakkında bilgiler bulunurdu27. Yani mufassal defterlerin özeti niteliğindeki icmal defterlerinde sadece dirlik sahiplerinin adları ve tımarı olan köylerin isim ve hane sayıları bulunurdu.

Tahrir defterleri düzenleniş biçimlerine göre icmal ve mufassal olarak ikiye ayrılırken yazılış tarihlerine göre de üçe ayrılırdı. En yeni yazılan defterlere Defter-i Cedid, ondan öncekilere Defter-i Atik, ondan da eskilerine Defter-i Köhne denirdi28.

Tahrirler her sancak için ayrı ayrı düzenlenirdi. Ayrıca her tahrir defterinin başında bir de kanunname eklenirdi. Bu kanunnamelerde tahrir emini ve kâtibi

25 H. İnalcık, D. Quataert; Osmanlı İmparatorluğunun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, c: 1, 1300-1600, Eren Yayınları, İstanbul, 1984, s: 176-177.

26 Erhan Afyoncu; “Osmanlı Devletinde Tahrir Sistemi”, Osmanlı Ansiklopedisi, c: 6, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, s:313.

27 Mehmet Oflaz; “Tahrir”, Yeni Türkiye, Osmanlı Özel Sayısı, c:1, sy: 31, s: 531-532.

28 Bahaeddin Yediyıldız; Ordu Kazası Sosyal Tarihi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1985, s: 6.

(21)

11 hakkında bilgiler ile vergiler ve toplanma biçimleri gibi hususlar belirtilirdi. Bazı kanunnamelerde de pazar, gümrük vergileri ile bac kanunları da yer alırdı.

Özetle ifade edilecek olursa tahrir defterleri; Osmanlıların klasik devri denilen XV. ve XVI. asırlarda, tımar sistemini uyguladıkları bölgelerde, vergi mükelleflerine ait çeşitli bilgileri, bunların yaşadıkları yerlerden toplaması beklenen vergileri, bu vergilerin hangi kişi ya da kurumların tasarrufunda bulunduğunu tespit eden ve genelde sancak esasına göre düzenlenen resmi belgelerdir. Bu belgeler Osmanlı devletinin toplum yapısının araştırılması ve aydınlatılması bakımından oldukça önemlidir. Ancak bu defterler orijinaline uygun olarak kullanılmadığında ortaya yanlış veriler çıkabilmektedir. Bu duruma engel olmak amacıyla, defterde geçen ifadelerin çevirisine çok dikkat edilmeli, yorumlar bu doğrultuda yapılmalıdır29.

Üzeyr sancağı, Osmanlı hâkimiyetine girdiği 1521’den 1573’e kadar beş defa tahrire tabi tutulmuştur. Üzeyr sancağının ilk tahriri 928-1521 yılında yapılmıştır. 10 Muharrem 928- 9 Aralık 1521’de tamamlanan tahrir Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle yapılmıştır. Tahrir emini Abdülkerim Çelebi bin Abdullah Paşa olup kâtibi Süleyman bin es Silahi’dir. Yapılan tahrir sonucunda bir mufassal bir de icmal defter düzenlenmiştir. Defterin başında Ayas iskelesi kanunnamesi, Berendi pazarı kanunnamesi, Kınık Nahiyesi kanunnamesi ve Kınık nahiyesindeki çeltiklerle ilgili bazı kanun ve hükümlerin bulunduğu dört kanunname bulunmaktadır30.

Üzeyr sancağında yapılan ikinci tahrir 1523 yılında yapılmıştır 1521’de yapılan ilk tahrir neticesinde meydana gelen şikâyetlere bağlı olarak yapılan bu ikinci tahririn eminliğini Sinan Bey, kâtipliğini de Hafızoğlu yapmıştır31. Tahrir sonucunda bir mufassal defter hazırlanmıştır. Üzeyr sancağında Osmanlı kanunlarının tamamıyla uygulamaya geçtiği dönem ise 1521-1526 yılları arasında olmuştur ki bu dönemde burada bir tahrir daha yapılmıştır. Bu dönemde de bir mufassal bir de icmal defter düzenlenmiştir. Bölgede 1543 yılında bir tahrir daha yapılmıştır. Bir mücmel defter hazırlanan bu tahrir Sultan Süleyman’ın emriyle yapılmıştır. Tahrir emini Muhammed Bey, kâtibi Mustafa bin Hüsam’dır. Üzeyr sancağının son tahriri de 1573 yılında yapılmış ve sonucunda bir mufassal defter hazırlanmıştır.

29 Erhan Afyoncu; Türkiye’de Tahrir Defterlerine Dayalı Olarak Hazırlanmış Çalışmalar Hakkında Bazı Görüşler, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, C:1, sy: 1, 2003, s: 268.

30 Abdülkadir Gül; Üzeyr Sancağının Sosyo-İktisadi Yapısı(1521-1578), Yüksek Lisans Tezi, Danışman: Dündar Aydın, Erzurum, 1996, s: 1-2.

31 A.S. Bilgili; XVI. Yüzyılda Tarsus Sancağı ve Tarsus Türkmenleri ( Varsaklar ), Basılmamış DoktoraTezi, İstanbul, 1994, s: 3.

(22)

12 III. I. TAPU TAHRİR DEFTERLERİ ÜZERİNE YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR VE 109 NUMARALI TAPU TAHRİR DEFTERİNİN TRANSKRİPSİYONU

Osmanlı tarihi araştırmaları için oldukça önemli olan tahrir defterleri, ait oldukları bölgeyle ilgili ayrıntılı bilgiler içerdiğinden çok önemlidir. Bu defterlerin ne zaman tutulmaya başlandığı hakkında kesin veriler yoktur. Ancak ulaşılan en eski tahrir defteri 1432 tarihli Arnavid Sancağı Defteri olduğundan, tahrir defterlerinin XV. yüzyıldan itibaren tutulduğunu düşündürmektedir. XVII. yüzyıla kadar devam eden bu gelenek sayesinde tutulan defterler, Osmanlı toplumunun çeşitliliğine ışık tutan önemli kaynaklardandır. Dolayısıyla bu defterler Osmanlı defteri tarihi hakkında yapılan araştırma ve çalışmaların temelini oluşturmaktadır. Ülkemizde de bu alanda yapılmış birçok çalışma ve tez bulunmaktadır.

III. I. I. Yüksek Lisans Tezi Olarak Çalışılmış Olan Tapu Tahrir Defterleri

Yılmaz Kurt; Adana Sancağı Mufassal Tahrir Defteri (1572m-980h), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 1985.

Yunus Koç; Hicri 983 Tarihli Mufassal Tahrir Defterine Göre Bozok Sancağında İskan ve Nüfus, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 1988.

Ahmet Gündüz; 1523 m. (923h) tarih ve 998 no’lu Tapu Tahrir Defterine Göre Musul, Mardin, Çermik, Harput ve Çemişgezek Sancaklarının Mukayeseli Tahlili, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ, 1993.

M.Ali Hacıgökmen; XVI. Yüzyıla Ait Alaiyye Sancağı Mufassal Tahrir Defterinin Transkripsiyonu ve Değerlendirmesi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 1983.

Selim Özcan; 1727 (H. 1140) Tarihli Tapu Tahrir Defterine Göre Tebriz Sancağı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun, 1994.

Emine Altunay; 1540 (H. 947) Tarihli Tahrir Defterine Göre Bitlis Sancağı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun, 1994.

Hasan Babacan; 1590 (H.999) Tarihli Tahrir Defterine Göre Revan Kazası, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun, 1994.

(23)

13 Nazım Kuruca; 16. Yüzyılda Kastamonu Sancağı Vakıf Tahrir Defteri, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1995.

Fahri Çoşkun; 888/1483 Tarihli Karaman Eyaleti Tahrir Defteri, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996.

Nurullah Karta; 1540 Tarihli Tapu Tahrir Defterine Göre Erzurum Kazası, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Van, 1997.

A. Recep Tekcan; 111 No’lu Kerkük Mufassal Tahrir Defterine Göre XVI.

Yüzylda Kerkuk , Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2002.

Ulviye Baş; Ayasofya Vakıfları Tahrir Defteri, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2002.

Elif Kuş; 699 Numaralı Gence Vilayeti Tapu Tahrir Defteri H. 1001 (1593), Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 2003.

K. İlker Bulunur; 110 Numaralı Tapu Tahrir Defterine Göre Özer (Üzeyr) Sancağı, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 2004.

Dilek Bülbül; 805 No’lu Tapu Tahrir Defterine Göre Komaniçe Eyaleti, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 2004.

Mehmet Köroğlu; 483 No’lu Tapu Tahrir Defterine Göre Kili Kazası, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 2004.

Muhammed Güçlü; 281 numaralı Mufassal Tahrir Defterine Göre 1552 Yılında Humus Sancağı, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ, 2004.

Leyla Aksu; Orduya Ait İki Mufassal Tahrir Defteri Üzerine Metodolojik Bir Tahlil Denemesi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara; 2005.

Lütfi Arslan; H. 963/M. 1556 Tarihli Mufassal Tahrir Defterine Göre Bozok Sancağının Ekonomik ve Demografik Yapısı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2005.

Dilek Aslan; 512 numaralı Mufassal Tahrir Defterine Göre 1571-1572 Yıllarında Cebele Sancağı, Fırat Üniversitesi, Elazığ, 2006.

Sinan Yalçınkaya; 265 Numaralı Mufassal Tahrir Defterine Göre 1548 Yılında Gazze Sancağı, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ, 2006.

Recep Gökçınar; 16. Yüzyılın İkinci Yarısında Kırşehir Merkez Kazası, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2007.

Nilüfer Yetkin; 136 numaralı Tahrir Defterine Göre XVI. Yüzyıl Sonlarında Kayseri, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2007.

(24)

14 Şuliye Altun; 400 Numaralı Tapu Tahrir Defterine Göre Şimontarya Livası, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 2007.

Mustafa Işık; 701 Numaralı Tapu Tahrir Defterine Göre Akkirman Sancağı, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 2008.

Fatih Dalgalı; 45 Numaralı Tapu Tahrir Defterine Göre Simav Nahiyesi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya, 2008.

Murat Kekeç; 363 Numaralı ( H. 974-M. 1567 Tarihli) Tahrir Defterine Göre Sakız Adası, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2009.

C. Ebru Saygı; 17. Yüzyılın Ortalarına Doğru Erzincan Kazası ( H. 1052-M.

1642 Tarihli Erzurum Eyaleti Mufassal Avarızhane Tahrir Defterine Göre), Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri, 2009.

H. Halit Atlı; 47 Numaralı Tapu Tahrir Defterine Göre Simav Nahiyesi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya, 2009.

Ömer Çam; TD. 54 Numaralı Tapu Tahrir Defterine ( h. 976-m. 1568) Göre Dimetaka Kazası, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2010.

Huriye Emen; 494 Numaralı Tahrir Defterine Göre Rumeli Bölgesinde Nüfus ve Yerleşme, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2010.

Ahmet Yılmaz; 413 Numaralı Tapu Tahrir Defterine Göre Bitlis Sancağı (555-1556) , Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2010.

Aytaç Anak; 2 Numaralı Sivas Tahrir Defterinin Transkiripsiyonu ve Değerlendirilmesi, Gaziosman Paşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tokat, 2011.

İnan Demirtaş; 19 Numaralı Sivas Tahrir Defterinin Transkiripsiyonu ve Değerlendirilmesi, Gaziosman Paşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tokat, 2011.

Mehmet Çağlar; 1571 Tarihli Tapu Tahrir Defterine Göre Gediz Nahiyesi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya, 2011.

Galip Çağ; 217 No’lu Tapu Tahrir Defterine göre Paşa Sancağı, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 2004.

Selçuk Ural; 355 Numaralı Tapu Tahrir Defterine Göre Pakrac Livası, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 2006.

Reyhan Yavaş; 398 Numaralı Tapu Tahrir Defterinin Transkiripsiyonu ve Değerlendirmesi, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Manisa, 2009.

(25)

15 III. I. II. 109 NUMARALI TAPU TAHRİR DEFTERİNİN

TRANSKRİPSİYONU

Elhamdülillâhi ellezi teferrade bil-azameti vel-izzeti ves-salati ala Muhammedi’l muhtarî bil kerâmet-i vel- mu’cizeti ve Ba’dü fehazihi suret-i defter-i mücmel liva-ı Üzeyr ve tevabihâ ve nahiyet-i Kınık ve Berendi ma nefs-i Ayas ve tevaib ve kad resmiyetü bi-emri bil matâi lâ-yezâlü emrü’l- müsteta’ati vacibi’l kabuli vel- itaati’s sultan bin Sultan Selim Şah ibn-i Bayezid Han lâ-yezâlü sati’il- burhan ve kami’it-tuğyan ila ahiri’d- duhur vel ezman kad vakaa’t-tahriru bi-emanet-i fahri’l-azam vel eazimi Zü’lkadri’l-etmem vel fahri’l esem Abdülkerim Çelebi bin Abdullah Paşa ve bi-kitabeti Süleyman bin Mahmud es-silahi tahriran fi evail-i şehr-i muharremü’l- haram min şuhuri sene-i semani ve işrin ve tis’a mie

(26)

16

S:3

Defter-i Mücmel-i Üzer tâbi-i

Liva-ı Atana

Nahiye-i Üzer tâbi-i Liva-i m

Kaza-i Hacı Ahmedli bek ba Üzer Mirliva-i Üzer ili

Mezraa-ı Yadören tâbi-i m Hâsıl: 250

Karye-i Tanatöyüğü tâbi-i m Hane:12

Mücerred:3 Hâsıl: 1970

Hisse-i el mezbûr Nısf: 985

Karye-i Kubalû el Ma’rûf Şeyhalı tâbi-i m

Hane: 10 Mücerred:5 Hâsıl: 2000

Hisse-i el mezbûr rub’ ve semen : 750

Karye-i Menendi Kebir tâbi-i m Hane: 12

Mücerred: 3 Hâsıl:2500

Hisse-i el mezbûr rub’: 625

Mezraa-ı Ayas tâbi-i m Hâsıl: 1630

Hisse-i el mezbûr 13 kırat: 884

Mezraa-ı Selbahr tâbi-i m Hâsıl: 500

Hisse-i el mezbûr Nısf: 250

Karye-i Depesi Deluk tâbi-i m Hane: 32

Mücerred: 7 Hâsıl:3500

Hisse-i el mezbûr Nısf: 1750

Karye-i Çağsendi tâbi-i m Hane:112

Mücerred: 36 Hâsıl:7730

Hisse-i rub’: 1932

S:4

Mezraa-ı Yabanluca tâbi-i m Hâsıl:505

Hisse-i el mezbûr 3 rub’: 377

Karye-i Senircik tâbi-i m Hane: 29

Mücerred: 16 Hâsıl:3500

Hisse-i el mezbûr: 875

(27)

17 Karye-i Beğcir tâbi-i m

Hane: 3 Mücerred:2 Hâsıl: 1420 Hisse-i rub’: 355

Mezraa-ı Barkıl tâbi-i m Hâsıl: 1000

Hisse-i rub’: 250

Mezraa-ı Üşnak tâbi-i m Hâsıl: 200

Nısf:100

Karye-i Karbeyas tâbi-i m Hane: 32

Mücerred: 12 Hâsıl: 3000 Nısf: 1500

Karye-i Ribat tâbi-i m Hane: 23

Mücerred: 12 Hâsıl: 3880 Hisse-i Nısf: 1940

Karye-i Kara Kilise tâbi-i m Hane: 10

Mücerred:1 Hâsıl: 1180 Hisse-i 3 rub’:885

Mezraa-ı Uzunçınar der nezd i Çörkmezzeminli

Hâsıl: 500 Nısf: 250

Mezraa-ı Sıraç tâbi-i m Hâsıl: 800

Hisse-i el mezbûr rub’:200

Mezraa-ı Karcı Kemend tâbi-i m

Hâsıl: 350

Hisse-i el mezbûr rub’: 87,5

Karye-i Ziyaret tâbi-i m Hane: 12

Mücerred: 1 Hâsıl: 550

Hisse-i el mezbûr rub’ ve semen: 206,5

Karye-i Çoksendi tâbi-i m Hane: 85

Mücerred:22 Hâsıl: 5760

Hisse-i el mezbûr semen: 720

Mezraa-ı İşka tâbi-i mim der defter-i atik

Hâsıl: 300

(28)

18

S:5

Mezraa-ı Mercan Öyüğü tâbi-i m

Hâsıl: 500

Hisse-i 3 rub’: 375

Mezraa-ı Sarıbuğsak Hâsıl: 550

Mezraa-ı Tamhanı tâbi-i m Hâsıl: 500

Hisse-i Nısf: 250

Mezraa-ı Ağcainiş tâbi-i m Hâsıl: 250

Hisse-i Nısf: 125

Karye-i Hadrek nam-ı diğer Çuyanili

Hane: 52 Mücerred: 25 Hâsıl: 3012

Hisse-i el mezbûr sülus: 1004

Mezraa-ı Cebel-i Hınzır tâbi-i m Hâsıl: 300

Hisse-i el mezbûr Nısf: 150

Mezraa-ı Hancağız tâbi-i m Hâsıl: 200

Hisse-i el mezbûr 3 rub’:150

Karye-i Baramluca tâbi-i m Hane: 32

Mücerred: 8 Hâsıl: 2930 Hisse-i Nısf: 1470

Mezraa-ı Köprücek tâbi-i m Hâsıl: 500

Hisse-i rub’: 125

Mezraa-ı Tesbiye tâbi-i m Hâsıl: 250

Mahsulat-ı Çeltük-i der nefs-i Beyaz

Hâsıl fi sene: 5000

Mezraa-ı Püçerözü tâbi-i m Hâsıl:350

Mezraa-ı Turanbey Öreni Hâsıl: 150

YEKUN: 25456

S:6

Nahiye-i İskenderun tâbi-i liva-i m

(29)

19 Mezraa-ı Cayıklı tâbi-i m

Hâsıl:350

Hisse-i el mezbûr rub’: 87,5

Karye-i Tunca tâbi-i m Hane: 30

Mücerred: 3 Hâsıl: 2390

Hisse-i Nısf ve rub’: 1867

Karyedir

Mezraa-ı Zevik tâbi-i m Hâsıl:1000

Hisse-i el mezbûr rub’: 250

Karyedir

Mezraa-ı Kerik tâbi-i m Hâsıl: 2000

Hisse-i el mezbûr rub’:500

Mezraa-ı Boyaluca tâbi-i m Hâsıl: 500

Hisse-i rub’:125

Mezraa-ı Tilak tâbi-i m Hâsıl: 500

Hisse-i Nısf: 250

Mahsulat-ı İskele-i İskenderun Hâsıl fi sene: 8000

YEKUN: 11079,5

Nahiye-i Arsuzili tâbi-iliva-i m

Karye-i Ma’sara tâbi-i m Hane: 13

Mücerred: 3 Hâsıl: 4480

Karyedir

Mezraa-ı Bardem tâbi-i m Hâsıl: 1000

Hisse-i el mezbûr rub’: 250

YEKUN: 4730

S: 7

Nahiye-i Bakras tâbi-iliva-i Antakya

Bedel

Nefs-i Bakras tâbi-i m Hane: 109

Mücerred: 23 Hâsıl: 2150

Bedel

Karye-i Malkaya tâbi-i m Hane: 62

Mücerred: 14 Hâsıl: 19376

(30)

20 Bedel

Karye-i Yüntepe tâbi-i m Hane: 55

Mücerred: 8 Hâsıl: 18473

Tımar-ı kadim

Mezraa-ı Ağcakend tâbi-i m Hâsıl: 500

Hisse-i Nısf: 250

Tımar-ı kadim

Karye-i Hüseyin tâbi-i m Hane: 12

Mücerred: 1 Hâsıl: 2448

Hisse-i Nısf: 1224

Tımar-ı kadim

Karye-i Dağcan tâbi-i m Hane: 59

Mücerred: 5 Hâsıl: 4980

Tımar-ı kadim

Mezraa-ı Cedide tâbi-i m Hâsıl: 500

Hisse-i el mezbûr rub’: 125

Tımar-ı kadim

Mezraa-ı Bergediköyüğü tâbi-i m

Hâsıl:50

Tımar-ı kadim

Mezraa-ı Kuseyr tâbi-i m Hâsıl: 300

Hisse-i el mezbûr Nısf: 150

Tımar-ı kadim

Mezraa-ı Melek Kavağı tâbi-i m

Hâsıl: 2500

Tımar-ı kadim

Mezraa-ı Ağcasulu tâbi-i m Hâsıl: 1000

Hisse-i Nısf: 500

Bedel

Karye-i Tayab Gediği tâbi-i m Hane: 29

Mücerred: 4 Hâsıl: 4409

Hisse-i el mezbûr 3 rub’:3334 S:8

Bedel Mezraa-ı Yaruca der nezd-i m

Hâsıl: 500

Tımar-ı kadim

Mezraa-ı Yaruca Şeyh Hasan tâbi-i m

Hâsıl: 200

Hisse-i Nısf: 100

(31)

21 Mezraa-ı Köse tâbi-i m

Hâsıl: 4000 Hisse-i rub’:1000

Resm-i çift ma cemaat-i İsmail Fi sene: 1280

Rusum an karye-i cemaat-ı Anmasiye

Ber vech-i münasafa Fi sene: 200

YEKUN

Nahiye-i Antakya tâbi-iliva-i m

Tımar-ı kadim

Karye-i Karasiyye tâbi-i m Hane: 17

Mücerred: 3 Hâsıl: 4160

Hisse-i Sülus: 1386

Kadim

Karye-i İmadin tâbi-i m Hane: 10

Mücerred: 1 Hâsıl: 3440

Hisse-i el mezbûr rub’: 860

Kadim

Mezraa-ı Turunçlu tâbi-i m Hâsıl: 1132

Hisse-i el mezbûr nısf: 566

Kadim

Niyabet-i Sultan’ül-vukuf Asiyab-ı Ayn-ı Üzer Fi sene: 2500

Hisse-i el mezbûr rub’: 625

Kadim

Mezraa-ı Dirilmaşka tâbi-i m Hâsıl: 880

Hisse-i el mezbûr 3 rub’: 660

Kadim

Mezraa-ı Saraycık tâbi-i m Hâsıl: 600

Hisse-i el mezbûr Nısf:300 S:9

Kadim

Mezraa-ı Dutluca tâbi-i m Hâsıl: 200

Kadim

Mezraa-ı Kozcu tâbi-i m Hâsıl: 500

Hisse-i el mezbûr rub’: 125

Kadim

Mezraa-ı Biricüktaş nam-ı diğer Kırçaktaş

Hâsıl: 500 Kadim

(32)

22 Mezraa-ı Çuçak tâbi-i m

Hâsıl: 150

Hisse-i el mezbûr rub’: 75,5

Kadim

Karye-i Barbaros tâbi-i m Hane: 33

Mücerred: 13 Hâsıl: 4320

Hisse-i el mezbûr rub’: 1090

Kadim

Mezraa-ı Alahan tâbi-i m Hâsıl: 1000

Hisse-i el mezbûr rub’: 250

YEKUN: 2237,5

Nahiye-i Berendi tâbi-iliva-ı Atana

Kadim El maruf Abbasiye

Karye-i Kurd Kulağı tâbi-i m Hane: 9

Mücerred: 3 Hâsıl: 1560

Hisse-i el mezbûr rub’: 390

Kadim

Karye-i Gülpınar tâbi-i m Hane

Hâsıl: 3400

Hisse-i el mezbûr rub’: 850

YEKUN: 1240

S: 10

Adet-i akçe-i kavm beher hane fi sene 132

Karye-i Çağsendi Hane: 116

Karye-i Matablu nam-ı diğer Çoksendi

Hane: 85

Karye-i Kubalu Hane: 10

Karye-i Depesi Deluk Hane: 32

Karye-i Sokucak Hane: 10

Karye-i Meal Hane: 12

Karye-i Malaluca Hane:32

Karye-i Ribat Hane: 23

Karye-i Karakilise Hane: 8

(33)

23 Karye-i Senircik

Hane: 29

Karye-i Karbeyas Hane:34

Karye-i Hadrek Hane: 50

Karye-i Üçer Hane: 14

Karye-i Sur Genmezli Hane: 20

Karye-i Beğcir Hane: 3

Karye-i Köprücek Hane: 13

Karye-i Ziyaret Hane: 12

Tasarrufdadır Karye-i Merkez Hane:29

Karye-i Kesirik Hane: 3

Karye-i Ma’sara Hane: 12

Karye-i Moğuzga Hane: 12

Karye-i Mekan tâbi-iBerendi Hane: 17

Karye-i Çatlu tâbi-iBerendi Hane: 15

YEKUN:

Hane: 601 Fi sene: 132

Niyabet-i ma cürm ü cinayet ve bad-ı heva-i liva-ı Üzer ma tevahibi o

Fi sene: 5000

On Binden Akl Olan Verilmişdir Beytülmal ve mal-ı gayb ve mal- ı mefkud ve yava ve kaçgun der liva-ı Üzer

Fi sene: 3000

Mahsûl-ı Bac-ı Bazar siyah der Üzer

Fi sene: 2500

Aşiyan-ı Şahin der yaylak-ı Kurdkulağı

Fi sene: 1000

(34)

24 S:11

Aşiyan-ı şahin der Akkaya Fi sene: 500

Resm-i duhan-ı ve kışlayciyan-ı Türkmenan-ı Zulkadri ve gayrihu der liva-ı Üzer Fi sene: 1000

Beher hane f sene:12

Resm-i Yaylak ve Kışlak ve Yatak der- Taife-i Zulkadir ve gayrihu der Liva-ı Üzer Fi sene: 3000

Beher Sürü birer koyun

Resm-i tapu-ı Zemin Fi sene: 2000

Her kim bey olursa mutasarrıf imiş

YEKUN: 18000

Cemaat-i Çoğun Tabi’-i Ahmed Bey Üzer

Koyunlu Taifedir

Cemaat-i Cancıklı Hane:42

Cemaat-i Korcuklu ve Kızali Hane: 92

Cemaat-i Meliklü tâbi-i m Hane: 60

Cemaat-i Bıyıklıoğlu Hane: 30

Cemaat-i Hüseyin Hacılu Hane: 83

Cemaat-i Gönen Tabi’-i m Hane: 20

Cemaat-i Tanrıvirdi Hane: 23

YEKUN:

Fi sene: 132 Hane: 355

Cem’an cemaateyn-ı Mezbur ber muceb-i Akçe-i halebi 251196

S:12

Zikr olunan haslar ve kavm’ül Akçesi Üzer sancağı beyi müşarülileyh Ahmed Beyin Kadim-ül eyyamdan illa yevmine hâza tasarrufunda olduğu

ecilden der devletten dahi mezkurun kadimden tasarrufunda olub tasarruf

(35)

25 idegeldiği yerlerine ber karar-ı

sabık mutasarrıf ola deyu ferman olunmağın emr-i âli mucibince mezkurun elinde bulunmayıb tasarruf eyledüğü tımarlarından liva-ı halebe tabii ruc’ ve şeyzer ve Altınözü ve kuseyr ve a’zâz ve cebel-i akrâ ve gayr-ı nam müteferrik nahiyelerde vaki olan tımarları alınmayub onlara bedel bakras nahiyesinden bakras kur’a ve nefs-i bakras beg …. Bedel verilmeyub kadimden elinden alınub tasarruf eylediği haslarına ilhak olunub mezkurun cümle hasları iki yüz elli dört bin yüz doksan altı halebi akçe olub defter- i cedid-i sultaniye vech-i meşruh üzre kayd olundu.

Gurre-i fi sene ramazan sene 927

Tımar-ı Emir Ahmed ve Ali bey ve Emirzade Ali Bey

Derbendci

Adet-i akçe-i kavm an taife-i Ecelü Kara atlu der tasarruf Hane: 19

Fi sene: 2508

Beher hane fi sene: 132

Üzer

Adet-i akçe-i kavm der taife-i Boyalu ve Menendi Kebir

Hane: 8 Fi sene: 1056

Beher hane fi sene : 132

YEKUN: 3564

Fi Gûrre-i Ramazan sene fi 927 S:13

Tımar–ı Şahruh ma’ Hüseyin Bey bin Üzer

Karye-i Gerges tâbi-i İskenderun

Hane: 9 Hâsıl: 2000

Hisse-i el mezbûr rub’: 500

Mezraa-ı Cayıklı tâbi-i m Hâsıl: 350

Hisse-i rub’: 87,5

Karye-i Dilçi tâbi-i m Hane:49

Mücerred: 18 Hâsıl: 2575 Hisse-i rub’: 643

Mezraa-ı Halidiye tâbi-iBakras Hâsıl: 1200

Hisse-i Nısf: 600

Karye-i Şembük tâbi-iBakras Hane: 12

Mücerred:1

(36)

26 Hâsıl: 1940

Hisse-i el mezbûr semen: 242,5 Karyedir

Mezraa-ı Akrad tâbi-iAntakya Hâsıl: 100

Mezraa-ı Cedide tâbi-iBakras Hâsıl: 500

Hisse-i el mezbûr rub’: 125

Mezraa-ı Gerges tâbi-i İskenderun

Hâsıl: 500

Hisse-i rub’: 125

Mezraa-ı Ağcasulu tâbi-iBakras Hâsıl: 1000

Hisse-i el mezbûr: 250

Mezraa-ı Tilak tâbi-iİskenderun Hâsıl: 500

Hisse-i rub’: 125

Mezraa-ı Depecik tâbi-i m Hâsıl: 700

Hisse-i el mezbûr rub’: 175

YEKUN: 2973

Fi Gûrre-i Ramazan fi sene 927

S:14

Tımar-ı Mehmed Ürkmez ma’

Üzer

Karye-i Moğuzga tâbi-iArsuz Hane: 12

Mücerred: 2 Hâsıl: 2420

Hisse-i el mezbûr rub’: 605

Mezraa-ı İskenderun tâbi-i İskenderun

Hâsıl: 1500 Hisse-i rub’: 375

Mezraa-ı Çukrak tâbi-iBakras Hâsıl

Hisse-i Nısf

Turgut İli ile Yazılmışdır

Mezraa-ı Mülk Şemani tâbi-i m

Hâsıl: 1500 Hisse-i rub’: 375

Karyedir

Mezraa-ı Balluca tâbi-iAntakya Hâsıl: 50

Mezraa-ı Kozcu tâbi-i m Hâsıl: 500

Hisse-i rub’: 125

Karye-i Barbaros tâbi-i m Hane: 33

Mücerred: 13 Hâsıl: 4360

(37)

27 Hisse-i el Mebur rub’: 1090

Mezraa-ı Siroz tâbi-i m Hâsıl: 1000

Hisse-i sülus: 333,5

Mezraa-ı Elihna tâbi-i m Hâsıl: 1000

Hisse-i rub’: 250

Karye-i Nayibkendi tâbi-i Bakras

Hane: 19 Mücerred: 4 Hâsıl: 4459

Hisse-i rub’: 1114,5

YEKUN: 4319

Fi Gûrre-i Ramazan fi sene 927 S:15

Tımar-ı Bayram Havace veled- i Hacı

Karye-i Çöksendi tâbi-iÜzer Hane: 85

Mücerred: 32 Hâsıl: 5860 Hisse-i Nısf: 2880

Karye-i Karnısı tâbi-i İskenderun

Hane:14 Mücerred:1

Hâsıl: 2280 Hisse-i rub’: 570

Mezraa-ı Köseli tâbi-iBakras Hâsıl: 4000

Hisse-i rub’: 1000

Mezraa-ı Kazkaya tâbi-i Süveyde

Hâsıl: 100 Hisse-i Nısf: 50

YEKUN: 4500

Fi Gurre-i Ramazan Sene 927

Tımar-ı Hasan veledi-i Ahmed ve Mazhar Veled-i Kara Mazhar

S:16

Karye-i Karadepe tâbi-iÜzer Hane: 8

Hâsıl: 1815

Karye-i Ayalu el Muzaf Şahablı

Hane: 10 Mücerred: 5 Hâsıl: 2000 Hisse-i Nısf: 1000

(38)

28 Karye-i Ziyaret tâbi-i m

Hane: 12 Hâsıl: 550

Hisse-i el mezbûr rub’ ve semen: 206,5

Karye-i Çağsendi tâbi-i m Hane

Hâsıl: 7730

Hisse-i el mezbûr 4 kırat: 1288,5

YEKUN: 3509

Fi Gûrre-i Ramazan fi sene 927

Tımar-ı Tevfik Bey ma Hızır Bey

Karye-i Akçurun tâbi-iÜzer Hane

Mücerred Hâsıl: 5480 Hisse-i Nısf:2740

Mezraa-ı Düleyir tabi Hassa Hâsıl: 910

Hisse-i el mezbûr rub’: 227,5

YEKUN: 2967,5

Fi Gûrre-i Ramazan fi sene 927 S:17

Tımar-ı Mevlud veled-i Osman Bey

Karye-i Depesi Deluk tâbi-i m Hane

Hâsıl: 3500 Hisse-i rub’: 875

Mezraa-ı Kıraçören tâbi-i m Hâsıl: 500

Hisse-i Nısf: 250

Karye-i Köprücek tâbi-i m Hane: 13

Mücerred: 1 Hâsıl: 2120 Hisse-i Nısf: 1060

Karye-i Suçak tâbi-i m Hane: 10

Mücerred: 2 Hâsıl: 2780 Hisse-i rub’: 695

Mezraa-ı Kızılcakend tâbi-i m Hâsıl: 350

Hisse-i rub’: 87,5

Karye-i Kurd Kulağı tâbi-i Berendi

Hane: 6 Mücerred: 1 Hâsıl: 1560 Hisse-i rub’: 390

Adet-i akçe-i kavm ber taife-i Ecelü Karaatlı

(39)

29 Hane: 32

Fi sene: 4752

Beher hane fi sene: 132

YEKUN: 7987,5

Fi Gûrre-i Ramazan fi sene 927

Tımar-ı Kıyar bin Hasan Bey S:18

Mezraa-ı Kazgankaya tabi-i Üzer

Hâsıl: 550

Hisse-i el mezbûr rub’ ve Semen:

206,5

Karye-i Köprücek tâbi-i m Hane

Hâsıl: 2120 Hisse-i Nısf: 1060

Mezraa-ı Tilak tâbi-i m Hane: 20

Mücerred: 5 Hâsıl: 2505

Hisse-i el mezbûr 3 rub’: 1878

Karye-i Çalu tâbi-i m Hane: 10

Mücerred: 5 Hâsıl: 2000

Hisse-i el mezbûr semen: 250

Mezraa-ı Hancağız tâbi-i m Hâsıl: 200

Hisse-i el mezbûr rub’: 50

Karye-i Çağsendi tâbi-i m Hane: 112

Mücerred: 6 Hâsıl: 7730

Hisse-i el mezbûr bir buçuk kırat: 483

Karye-i Beğcir tâbi-i m Hâsıl: 1420

Hisse-i rub’: 355

Mezraa-ı İskenderun tâbi-i m Hâsıl: 1500

Hisse-i el mezbûr rub’: 375

Mezraa-ı Tersane tâbi-iÜzer Hâsıl: 500

Hisse-i semen: 62,5

Mezraa-ı Ağcakend tâbi-i Bakras

Hâsıl: 500 Hisse-i rub’: 125

Karye-i Gaydi nezd-i Antakya Hane

Hâsıl: 3440 Hisse-i rub’: 860

Referanslar

Benzer Belgeler

Despite the failure of language to entirely express the divine, Robinson ’s text resists a strictly transcendent approach to it, challenging such a reading by subtly tracing the

Çünkü, halk için bir divan yazmaya çalışan Uyar, Divan şiirini referans alıp, halk şiirini yararlanılamayacak bir gelenek olarak görmez, tersine Konur Ertop’un “Geyikli

In this study, we found that the follicular fluid samples of women who achieved clinical pregnancy had a higher BMP 4 level and a lower Emmprin level when compared with those who

1565 Tarihli tahrir defterimizde Dimenofça Nahiyesi, Pakrac Livasına bağlı bir nahiye olarak kayıt edilmiştir. Yine defterimizde Dimenofça’ya bağlı 22 karye, 7

400 numaralı tapu tahrir defterine göre Şimontornya livasının bir kazası üç nahiyesi bulunmaktadır.. Bunlar Şimontornya Kazası, Ozora Nahiyesi, Endrik Nahiyesi, Anyavar

Bin yüz iki senesinden berü Silistre ve Niğbolu sancaklarında ve baʿzı kazâlarda tahrîr olunan bundan akdem Engerüs seferinde hizmetde olmak üzere me’mûr olan

Medîne-i Kayseri ve kurâsında sâkin erbâb-ı harâsetden zikr-i âtî husûsa mezrûʽâtları olan işbû râfiʽü’l-kitâb fahrü’s-sâdâtü’l-kirâm es-Seyyid Osman Ağa ibn-i

With the rapid growth and wider implementations in fields such as enforcement, surveillance, financial supervision, AI security, and risk management which this paper