Son bir yılda Danıştay 3 kez çevrecilerin lehine karar verdi. Ancak AKP hükümetinin desteğini arkasına alan altın avcıları, yürütmeyi durdurma kararına karşın Uşak’ta siyanürle altın çıkarıyor
Uşak Kışladağ’da çokuluslu şirket Eldorado Gold (Tüprag Metal Madencilik AŞ) Danıştay’ın “yürütmeyi durdurma kararına karşın” siyanürle altın üretiyor. çevre ve Orman Bakanlığı’nın izniyle yaklaşık üç ay önce yeniden altın üretimine başlanan bölge için Danıştay son bir yılda 3 kez çevrecilerin lehine karar verdi.
Altın madenine verilen çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nun iptali için çevreciler ve yöre köylülerinin açtığı dava Manisa İdare Mahkemesi’nce 2006’da reddedildi. Bu karar yürütmeyi durdurma talepli olarak Danıştay’da temyiz edildi. Danıştay 6. Dairesi, ilk önce “9 Temmuz 2007”de yürütmeyi durdurma talebini haklı buldu ve madenin kapatılması sonucunu doğuracak kararını oybirliğiyle aldı. Karara itiraz eden çevre ve Orman Bakanlığı ile çokuluslu şirketin itirazı “2 Ekim 2007” tarihinde aynı daire tarafından oybirliğiyle reddedildi. Danıştay daha sonra Manisa İdare Mahkemesi’nin şirketin hazırladığı çED Raporu’na onay veren kararını görüştü. Danıştay, 6 Şubat 2008’de
çevrecilerin temyiz istemini kabul ederek “kendi içerisinde tutarlı ve yeterli değerlendirmeler ve tespitlerden uzak bulunan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesis eden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Manisa İdare Mahkemesi’nin kararının bozulmasına” oybirliğiyle karar verdi. Tüm kararlar çevrecilerin lehine iken ancak Türkiye’de yaşanabilecek bir gelişme oldu. Şirket, çevrecilerin lehine verilen bozma kararının, daha önce verilen “yürütmeyi durdurma” kararını ortadan kaldırdığını; Danıştay’ın bozduğu ÇED raporunun yargılama süreci devam ettiği için halen yürürlükte olduğu gerekçelerini öne sürerek altın madenini davada taraf olan çevre ve Orman Bakanlığı’nın onayı, Uşak Valiliği’nin izniyle yeniden üretime açtı.
Uşak Kışladağ’daki yargı süreci ve yargı kararlarının ardından yaşanan gelişmeler özetle şöyle: - 27 Haziran 2003 tarihinde şirket tarafından hazırlanan ÇED raporu uygun bulundu.
- çevrecilerin Manisa İdare Mahkemesi’ne çevresel Etki Değerlendirme Raporu’nun (ÇED) iptali istemiyle yaptığı başvuru 9 Ekim 2006 tarihinde oyçokluğuyla reddedildi.
- Bu gelişme üzerine karar Danıştay’da temyiz edildi ve çevreciler yürütmenin durdurulmasını talep etti.
- Danıştay 6. Dairesi, 9 Temmuz 2007 tarihinde çevrecilerin yürütmeyi durdurma talebini haklı buldu ve madenin işletmesi için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Karar oybirliğiyle alındı.
- Bu kez karşı taraflar çevre ve Orman Bakanlığı ile altın şirketi Tüprag itiraz etti. 2 Ekim 2007 tarihinde davayı karara bağlayan Danıştay 6. Dairesi “yürütmenin durdurulmasına ilişkin Danıştay 6. Dairesi kararının kaldırılmasına ilişkin istemi” reddetti. Bu karar da oybirliğiyle verildi.
- 17 Ağustos 2008’de valilik şirketi mühürledi; 7 Aralık 2007’de çalışma ruhsatı iptal edildi.
- Yürütmeyi durduran Danıştay, dava kapsamında bu kez Manisa İdare Mahkemesi’nin 9 Ekim 2006 günlü kararını görüştü. Danıştay yine çevrecilerin isteğini kabul ederek “kendi içerisinde tutarlı ve yeterli değerlendirmeler ve tespitlerden uzak bulunan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesis eden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Manisa İdare Mahkemesi’nin kararının bozulmasına, dosyada adı geçen mahkemeye gönderilmesine” 6 Şubat 2008 tarihinde karar verdi. Danıştay’ın bu kararı da oybirliğiyle alındı.
- İşte her şey yine çevrecilerin zaferiyle sonuçlanan bu karardan sonra oldu. Manisa’nın olumlu bulduğu ÇED raporunu değerlendiren bilirkişi raporunu beğenmeyen Danıştay’ın kararının ardından şirket, tam bir ay sonra çevre ve Orman Bakanlığı’nın talimatı; Uşak Valiliği’nin izniyle 6 Mart 2008 tarihinde yeniden altın üretimine başladı. Şirket konuyla ilgili savunmasını hukuki olarak şu yoruma dayandırdı:
“6 Şubat 2008 tarihli bozma kararıyla Danıştay YD’yi (yürütmeyi durdurma) yasal olarak kaldırmış oldu. (YD bir karar verinceye kadar verilir, kararı verince YD kalkar; adı üstünde tedbirdir ve nihai karar değildir.) YD kalkınca çalışma ruhsatının iptaline ilişkin yasal dayanak kalmamış oldu. ÇED yargılama süreci devam etse de şu an
yürürlüktedir. Bu nedenle Danıştay’ın kararından 30 gün sonra 6 Mart 2008 tarihinde valilikçe mühürler sökülerek maden yeniden altın üretimine başlamıştır.”
Cumhuriyet gazetesi, konuyu çevrecilerin avukatları ve şirket temsilcilerinin dışında çok sayıda hukukçuya danıştı. Hukukçuların ortak görüşü çevrecileri destekliyor: “Danıştay 6. Dairesi’nin yürütmeyi durdurma kararını kaldırması konusundaki Eldorado-Gold’un iddiası gerçeğe uygun değil. çünkü İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 52/4. maddesi hükmünde bozmanın usuli sonuçlarından bir tanesi ifade edilmiştir ki, o da bozma kararının dava konusu idari işlemin yürütülmesini otomatik olarak, kendiliğinden durdurmasıdır. Maddenin lafzına itibar edilirse (ki yoruma açık
olmaması nedeniyle, böyle yapılması gerekir) hiçbir istisna hükmü söz konusu olmadığına göre, Danıştay’ın bozma kararının otomatik olarak gerçekleşen yürütmeyi durdurma gibi bir hukuki sonucu, aksine karar vererek ortadan kaldırması hukuken mümkün değildir. Danıştay yasaya açıkça aykırı nitelikte bir karar vermez...”
AYKUT KÜÇÜKKAYA Cumhuriyet 31.05.2008