• Sonuç bulunamadı

Bir Tıp Fakültesi Dönem 3 ve Dönem 6 Öğrencilerinin Bildirimi Zorunlu Bulaşıcı Hastalıklar Hakkındaki Bilgi Düzeyleri: Tanımlayıcı Bir Çalışma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir Tıp Fakültesi Dönem 3 ve Dönem 6 Öğrencilerinin Bildirimi Zorunlu Bulaşıcı Hastalıklar Hakkındaki Bilgi Düzeyleri: Tanımlayıcı Bir Çalışma"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Knowledge Levels on Notifiable Communicable Diseases (CDs) of Grade 3 and Grade 6 Students of a Faculty of Medicine: A Descriptive Study

Bir Tıp Fakültesi Dönem 3 ve Dönem 6 Öğrencilerinin Bildirimi Zorunlu Bulaşıcı Hastalıklar Hakkındaki Bilgi Düzeyleri: Tanımlayıcı Bir Çalışma

ARAŞTIRMA / Research Articles

Ekin ÇUBUKÇU1, Baki Can METİN2, Ayşe N. AKIN,3

ABSTRACT ÖZ

Diagnosis and notification of communicable diseases gain impor- tance to prevent public health. This study set out to investigate the knowledge levels on notifiable communicable diseases (CDs) of gra- de 3 and grade 6 Students of a Faculty of Medicine and examine the effect of the duration of medical education by applying a question- naire. A questionnaire including questions about students’ ages, gen- ders, grades and also questions on knowledge levels about CDs was applied on 52 grade 3 and 92 grade 6 students of a medical faculty.

The knowledge levels of 114 students (79.2%) was found to be below 60%. Moreover, 30 (20.8%) and 11 (7.6%) students knew accurately the Form 014 utilized for daily notification of CDs and Form14D also used for daily notifications of CDs by laboratory, respectively.

The notification of notifiable CDs should be a priority topic for the undergraduate medical education. Thus, the awareness and know- ledge levels on fighting against CDs, algorithms of notification of notifiable CDs and notification mechanism of grade 3 and grade 6 Students of Faculty of Medicines should be improved.

Bulaşıcı hastalıkların saptanması ve bildirimi, halk sağlığının ko- runması açısından önem arz etmektedir. Bu çalışma bildirimi zorun- lu bulaşıcı hastalıklar (BZBH) hakkında bir tıp fakültesinin dönem 3 ve dönem 6 öğrencilerinin bilgi düzeyinin bir anket aracılığı ile saptanması ve tıp fakültesi eğitim süresinin BZBH bilgi düzeylerine etkisinin değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Öğrencilerin yaş, cinsiyet, öğrenim gördüğü sınıf ve BZBH konusundaki bilgi düzeyle- rinin sorgulandığı anket, bir üniversite tıp fakültesi dönem 3 öğren- cilerinden 52 kişi, dönem 6 öğrencilerinden 92 kişiye uygulanmıştır.

Öğrencilerin 114’ünün (%79,2) BZBH’ı bilme yüzdesinin %60’ın altında olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların sadece %20,8’inin (n=30) BZBH hastalıkların günlük bildiriminde kullanılan Form 014’ün kullanımını bildiği ve sadece %7,6’sının (n=11) laboratu- var tarafından bildirilen BZBH’ın günlük bildiriminde kullanılan Form 014D’nin kullanımını doğru bildiği tespit edilmiştir. Mezuni- yet öncesi tıp fakültesi eğitimlerinde BZBH’lerin bildirimi öncelikli konular arasında yer almalıdır. Bulaşıcı hastalıklarla mücadelede, BZBH’lerin bildirim algoritmaları ve bildirim mekanizmaları konu- sunda öğrencilerin bilgi düzeyleri ve farkındalıkları artırılmalıdır.

Keywords: Notifiable communicable diseases, notification, know- ledge level, medical student, Form 014

Anahtar Kelimeler: Bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar, bildirim, bilgi düzeyi, tıp fakültesi öğrencisi, Form 014.

1.Dr, Bulaşıcı Hastalıklar Dairesi Başkanlığı, Halk Sağlığı Ge- nel Müdürlüğü, T.C. Sağlık Bakanlığı, Ankara, Türkiye, E-posta Adresi: dr.ekincubukcu@gmail.com,

ORCİD ID: 0000-0001-8405-0184

2.Uz. Dr, Bulaşıcı Hastalıklar Dairesi Başkanlığı, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, T.C. Sağlık Bakanlığı, Ankara, Türkiye ORCID ID: 0000-0003-2482-4621

3.Prof.Dr., Halk Sağlığı Anabilim Dalı, T.C. Başkent Üniversite E-posta Adresi: ayseakin@gmail.com,

ORCID ID: 0000-0003-2379-3325

Gönderim Tarihi:12.02.2020 - Kabul Tarihi: 11.06.2020

GİRİŞ

Toplumun sağlıklı olabilmesi için, toplumu oluş- turan bireylerin sağlıklarının korunması gerek- mektedir. Bu amaçla hastalıklardan korunmalı, hastalananlara erken tanı hizmeti verilmeli ve tedavileri yapılmalıdır (1). Bulaşıcı Hastalıklar, etkenin enfekte bir kişiden, hayvandan veya kay- naktan; hayvan konak, vektör veya cansız çevre

aracılığıyla, doğrudan veya dolaylı yolla başka bir duyarlı konağa geçişiyle meydana gelmekte- dir (2). Bazen bulaşıcı hastalıklar ortaya çıktık- tan sonra alınan önlemler yetersiz kalabilmekte ve ciddi kayıplara neden olabilmektedir. Bulaşıcı hastalıkların topluma verebileceği zararlar; top- lumun sosyal yaşamının bozulması, sağlık hiz- metlerinin aksaması, ölüm ve sekellerin olması, ekonomik kayıplar ve hastalıkların uluslararası yayılma kolaylığı şeklinde özetlenebilir. Bulaşıcı hastalıklar geniş kitleleri etkileyebilecek salgınlar oluşturabilme potansiyeli nedeniyle, saptanması ve bildirilmesi, halk sağlığını korumaya yönelik önlemlerin alınabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır (3).

(2)

Tarihin en eski dönemlerinden bu yana toplumsal yıkımlara neden olabilen bulaşıcı hastalıklara yö- nelik koruma ve kontrol önlemlerini almak halk sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır (4).

Türkiye’de Bulaşıcı Hastalıklarla Mücadele kap- samında sürveyans çalışmaları, II. Mahmut’un emriyle karantina için kurulan ve bulaşıcı hasta- lıklarla örgütlü mücadelenin temeli sayılan Mec- lis-i Tahaffuz göreve başladığı 19. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Türkiye’de bulaşıcı hastalıkların bildirimi hakkında çıkarılan ilk mevzuat olan, 1930’da yayınlanan 1593 sayılı Umumi Hıfzıs- sıhha Kanunu ile bulaşıcı hastalıkların sınırlarda ve ülke içinde kontrolüne yönelik düzenlemeler getirilmiştir (5).

Dünya’da ve Türkiye’de sağlık alanındaki bilim- sel gelişmeler sonucunda sürveyans sisteminde yeni düzenlemelere gerek duyulmuş ve bulaşıcı hastalıkların ihbar ve bildirim sisteminin yapı- sı ve işleyişi ile ilgili ilkeleri belirlemek üzere 2004’te Bulaşıcı Hastalıkların İhbarı ve Bildirim Sistemi Yönergesi yayınlanmıştır. Bu Yönerge ile bildirimi yapılacak bulaşıcı hastalıklar ve etkenler A, B, C, D olmak üzere dört grupta toplanmış ve önceden 39 olan Bildirimi Zorunlu Bulaşıcı Has- talıkların (BZBH) sayısı 51’e çıkarılmış, standart olgu tanımları geliştirilmiş, olgu tanımlarında laboratuvar testleri zorunluluğu ve klinisyenle- rin dışında bildirimden sorumlu birimler arasına laboratuvarlardan etken bildirimleri de katılmış- tır (6). Bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığı ve örüntülerinde yaşanan gelişmeler kapsamında, yıllar içinde vaka tanımları ve tanı kriterleri gün- cellenmiş ve BZBH’ın sayısı 80’e çıkarılmıştır (7-9).

Türkiye’de BZBH ihbar ve bildiriminden, sağlık hizmeti veren bütün kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek kişiler ve özel kuruluşlar sorumludur.

Bu nedenle vakalara ilişkin bildirimlerin gönde- rimi amacıyla tüm Aile Hekimliği Bilgi Sistemi (AHBS) ve Hastane Bilgi Yönetim Sistemlerinde (HBYS) bildirim ekranları oluşturulmuştur (10).

1593 sayılı UHK’nun 282. maddesine göre zama- nında ve tam olarak bildirmeyen kişi ve kurum sorumluları hakkında idari para cezası uygulan- maktadır (11). BZBH bildirimi sonrasında yapı-

lacak koruyucu ve önleyici çalışmalar, asıl olarak bölge tabanlı hizmet veren İlçe Sağlık Müdürlük- leri/Toplum Sağlığı Merkezi (İSM/TSM), gerekli durumlarda ise Sağlık Müdürlüğü (SM) ve Aile Hekimleri (AH) tarafından yürütülmektedir (10).

Türkiye’de bildirim sistemi konusunda hekim- lerin bilgi eksiklikleri, konuyu yeterince önem- sememeleri, sağlık kurum ve kuruluşlarındaki bildirim sistemi konusunda yanlış veya eksik iş- lemlerin yapılması ve bildirim akışında meydana gelen hatalı uygulamalar gibi çeşitli sorunlar bu- lunmaktadır. Bu sorunlardan dolayı BZBH’lerin bildiriminin ve bu hastalıklarla ilgili istatistiksel verilerin eksik olduğu düşünülmektedir (12). Ge- leceğin hekim adayları olan Tıp Fakültesi öğren- cilerinin BZBH konusundaki bilgi düzeylerinin belirlenmesi; gelecek adına atılacak adımlara ve gerekiyorsa alınan eğitimlerde yapılması planla- nan düzeltmelere de ışık tutabilecektir. Tüm bu bilgiler ışığında, bu çalışmanın amacı bir Tıp Fa- kültesi Dönem 3 ve Dönem 6 öğrencilerinin BZ- BH’lere ilişkin bilgi düzeylerinin saptanması ve tıp fakültesi eğitim süresinin BZBH bilgi düzey- lerine etkisinin değerlendirilmesidir.

2. GEREÇ VE YÖNTEM

2.1. Araştırma Tasarımı ve Etik Konular Bu çalışma tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Bu araştırmanın yapılabilmesi için, üniversitenin Tıp ve Sağlık Bilimleri Araştırma Kurulu’na başvuru- larak araştırma onayı (Proje no: KA17/343) alın- mıştır. Ankete katılmayı kabul eden öğrencilere anket formuna ad, soyad ve kimliklerini belirten herhangi bir bilginin yazılmayacağı, araştırmada yer alan tüm bilgilerin bilimsel amaçla kullanıla- cağı, elde edilen tüm bilgilerin gizli tutulacağı, başka kişilerle paylaşılmayacağı konularında ge- rekli açıklama yapılarak ankete katılmayı kabul eden öğrencilerin sözel onamları alınmıştır.

2.2. Araştırma Yeri ve Örneklem

Araştırma Ankara’da bir üniversitenin tıp fakül- tesinde yapılmıştır. Tıp fakültesinin mezuniyet öncesi eğitiminde, BZBH ile ilgili teorik ve pratik eğitimler Halk Sağlığı ve Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji anabilim dalı eğitimleri ile verilmektedir. Halk Sağlığı Anabilim Dalınca

(3)

Tıp Fakültesi Dönem 1, Dönem 3 ve Dönem 6 öğrencilerine, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı tarafından ise Dö- nem 6 öğrencilerine bulaşıcı hastalıklar ve bildiri- mi zorunlu bulaşıcı hastalıkların takibinin önemi ve uygulanması konularında teorik ve pratik ders- ler verilmektedir.

Araştırmanın evrenini Tıp Fakültesi’nde Dönem 3 ve Dönem 6’da okuyan toplam 196 öğren- ci oluşturmaktadır. Bu araştırmada örneklem seçilmemiş olup Dönem 3 ve Dönem 6 öğrencile- rinin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır.

2.3. Veri Toplama Aracı ve Araştırma Değişkenleri

Veriler, öğrencilere gözlem altında uygulanan anket formu ile toplanmıştır. Anket formu, konu ile ilgili literatür incelemesi sonucunda öğrencil- erin BZBH konusundaki bilgi düzeyini belirleye- cek sorular belirlenerek oluşturulmuştur. Anket formunda, öğrencilerin yaş, cinsiyet ve öğren- im gördüğü sınıf sorularının yanı sıra, BZBH konusundaki bilgi düzeylerini ölçmeye yöne- lik 3 soru bulunmaktadır. Bu üç sorunun ilkine 32 adet hastalık listelenmiş ve bu hastalıkların BZBH olup olmadığı sorgulanmıştır. Gerçekte, bu hastalıkların 4’ü BZBH kategorisinde olmayan Beşinci Hastalık, El-ayak-ağız Hastalığı, Uyuz ve Kızıl, 19’u A grubu BZBH olan HIV enfeksiyonu, Botulismus, Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak, Akut Viral Hepatitler, Sıtma, Gonore, Sfiliz, Dift- eri, Tetanoz, Tüberküloz, Kuduz Riskli Temas, Şark Çıbanı, Boğmaca, Suçiçeği, Tifo, Şarbon, Bruselloz, Kolera ve Meningokokal Hastalık, 2’si B grubu hastalık olan Poliomiyelit ve Çiçek Hastalığı, 6’sı C grubu hastalık olan İnfluenza, Tularemi, Leishmania, Veba, Lejyoner Hastalığı ve Epidemik Tifüs ve 5’i D grubu hastalık olan Chlamydia Trachomatis, Entamoeba Histolytica, Rotavirüs, Enterohemorajik E. Coli ve Giardia İntestinalis’tir. Katılımcılara 32 maddelik hastalık listesindeki hastalıkların BZBH olup olmadığı sorulmuştur. Alınan cevaplar kaydedilmiş ve her bir katılımcının 32 hastalığın BZBH olup olmama durumuna verdiği doğru cevabın 32’ye bölünüp 100 ile çarpılmasıyla katılımcının BZBH’ları doğ- ru bilme yüzdesi hesaplanmıştır. Diğer iki soruda

ise Form 014 ve Form 014D’nin kullanımını doğ- ru bilip bilmediği sorgulanmıştır.

Araştırma verilerinin toplanması amacıyla anket uygulaması sonrasında elde edilen veriler ayrı ayrı değerlendirildikten sonra BZBH konusunda öğrencilerin bilgi düzey ve görüşleri ile ilgili ver- ilerin karşılaştırması yapılmıştır.

2.4. İstatistik Analizler

Veriler SPSS versiyon 20 programına girilmiş ve analiz edilmiştir. Tanımlayıcı istatistiklerin sunu- munda, sayısal değişkenler için; ortalama, stan- dart sapma, ortanca, en küçük değer, en büyük değer, kategorik değişkenler için; frekans ve yüz- de kullanılmıştır. Sayısal değişkenlerin dağılımını değerlendirilmesinde Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk testleri kullanılmıştır. Gruplar ara- sı karşılaştırmalarda, normal dağılıma uymayan sayısal değişkenlerin karşılaştırılmasında Mann Whitney U testi kullanılmıştır. Kategorik değiş- kenler ise, Pearson Ki-kare testi ve Fisher’s Exact Test kullanılarak karşılaştırılmıştır. İstatiksel an- lamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir.

3. BULGULAR

Çalışmaya alınmak için hedef popülasyon olan 196 öğrenciden, 88’i dönem 3, 98’i ise dönem 6 öğrencisi idi. Dönem 3 öğrencilerinden araştır- maya katılmayı kabul eden 52 öğrenciye (%60,4) ve dönem 6 öğrencilerinden ise 92 öğrenciye (%83,6) anket uygulanmıştır. Araştırma evreninin toplamda %73,4’üne ulaşılmıştır.

Katılımcı öğrencilerin yaklaşık üçte biri 20-21 yaşlarında (n=49), üçte ikisi ise 23 yaş ve üzerin- de (n=93) iken, yaş ortalaması 22,7±1,9’dur. Öğ- rencilerin %70,1’i kadın, %36,1’i üçüncü dönem- de, %63,9’u altıncı dönemde eğitim almaktadır.

Öğrencilerin 114’ünün (%79,1) BZBH’ı bilme yüzdesi %60’ın altındayken, yalnızca 30 öğrenci

%60 ve üzeri bilgi düzeyine sahiptir. Bununla bir- likte, BZBH’ın gruplara özel bilgi düzeylerinde öğrencilerin %8,3 ile %16,0 arasında değişen dü- zeyde doğru bildiği saptanmıştır (Tablo 1).

(4)

n % BZBH hakkındaki önermeleri doğru

bilme yüzdesi

%20 ve altı 20 13,9

%20-40 arası 31 21,5

%40-60 arası 63 43,8

%60-80 arası 24 16,7

%80 üzeri 6 4,2

Ortalama±SS=44,3±20,6 Ortanca=46,9 En küçük değer=0 En büyük değer=96,9 A grubu BZBH tanımını doğru

bilme durumu

Doğru bilen 13 9,0

Doğru bilmeyen 131 91,0

B grubu BZBH tanımını doğru bilme durumu

Doğru bilen 22 15,3

Doğru bilmeyen 122 84,7

C grubu BZBH tanımını doğru bilme durumu

Doğru bilen 12 8,3

Doğru bilmeyen 132 91,7

D grubu BZBH tanımını doğru bilme durumu

Doğru bilen 23 16,0

Doğru bilmeyen 121 84,0

Toplam 144 100,0

Katılımcıların %20,8’i (n=30) BZBH hastalıkla- rın günlük bildiriminde kullanılan Form 014’ün kullanımını doğru bilirken, sadece %7,6’sı (n=11) laboratuvardan bildirilen BZBH’ın günlük bildi- riminde kullanılan Form 014D’nin kullanımını doğru bilmiştir. Kadınlar ve erkekler arasında Form 014’ü bilme durumları arasında fark yok- ken, dönem 6 öğrencileri dönem 3 öğrencilerine göre Form 014’ün kullanımını 4 kat daha fazla doğru bilmektedir (p=0,004). Bununla birlikte, cinsiyet ve öğrenim görülen sınıf ile Form 014D

kullanımını doğru bilme durumları arasında ista- tistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (Tablo 2).

Kadınlar ve erkekler arasında BZBH bilme yüz- deleri istatistiksel olarak benzer bulunmuştur.

Bununla birlikte, dönem 6 öğrencileri dönem 3 öğrencilerine göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde BZBH daha fazla bilmektedir (p=0,018) (Tablo 3).

Tablo 1. Katılımcıların BZBH hakkında bilgi düzeyleri, Ankara, 2018.

Tablo 2. Katılımcıların bazı özelliklerine göre Form 014 ve Form 014D’yi kullanımını bilme durumları, Ankara, 2018.

Form 014 kullanımını

bilme durumu X2 p

Form 014D kullanımını bilme

durumu X2 p

Bilen Bilmeyen Bilen Bilmeyen

n % n % n % n %

Cinsiyet Kadın 18 17,8 83 82,1 1,860 0,173* 8 7,9 93 92,1 0,038 >0,999**

Erkek 12 27,9 31 72,1 3 7,0 40 93,0

Sınıf Dönem 3 4 7,7 48 92,3 8,522 0,004* 3 5,8 49 94,2 0,403 0,746**

Dönem 6 26 28,3 66 71,7 8 8,7 84 91,3

Toplam 30 20,8 114 79,2 11 7,6 133 92,4

* Pearson Ki-kare testi kullanılmıştır.

** Fisher’s Exact Test kullanılmıştır.

(5)

BZBH’leri Doğru Bilme Yüzdesi Ortalama±SS Ortanca

(EKD-EBD)

U p*

Cinsiyet Kadın 44,80±20,28 46,88 (0,00-96,88) 2100 0,755

Erkek 43,17±21,67 43,75 (0,00-81,25)

Sınıf Dönem 3 39,72±16,71 37,50 (12,50-81,25) 2962 0,018

Dönem 6 46,91±22,24 46,88 (0,00-96,88)

* Mann-Whitney U testi kullanılmıştır.

4. TARTIŞMA

Tıp Fakültesi Dönem 3 ve Dönem 6 öğrencile- rinin BZBH’lere ilişkin bilgi düzeylerinin ve tıp fakültesi eğitim süresinin BZBH bilgi düzeyle- rine etkisinin değerlendirildiği bu araştırma, 52 dönem 3 ve 92 dönem 6 öğrencisi ile yapılmıştır.

Yaş ortalaması 22,7±1,9 ve %70,1’i kadın olan 144 öğrencinin, yalnızca 30’u %60 ve üzeri bil- gi düzeyine sahiptir. Bununla birlikte, BZBH’ın gruplara özel bilgi düzeylerinde öğrencilerin

%8,3 ile %16,0 arasında değişen düzeyde doğ- ru bildiği saptanmıştır. Katılımcıların yalnızca beşte biri Form 014’ün kullanımını doğru bilir- ken, sadece %7,6’sı Form 014D’nin kullanımını doğru bilmiştir. Kadınlar ve erkekler arasında BZBH bilme yüzdeleri istatistiksel olarak ben- zer bulunmuştur. Bununla birlikte, dönem 6 öğ- rencileri dönem 3 öğrencilerine göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde BZBH daha fazla bilmek- tedir. Kadınlar ve erkekler arasında Form 014’ün ve Form 014 D’nin kullanımını bilme durumları arasında fark yoktur. Dönem 6 öğrencileri dönem 3 öğrencilerine göre Form 014 kullanımını 4 kat daha fazla doğru bilirken, öğrenim görülen sınıf ile Form 014 D kullanımını doğru bilme durumla- rı arasında bir fark yoktur.

Literatür incelemesinde, konu ile ilgili mezuniyet öncesi döneme ait kısıtlı kaynak bulunması nede- ni ile araştırma sonuçları mezun olmuş hekimlerle yapılan çalışmalarla da kıyaslanarak tartışılmıştır.

Bulaşıcı hastalıklarla ilgili vakalarının bildirimi- nin yapılması bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önleyerek gerekli koruma ve kontrol önlemlerinin alınması ve ilgili programlarının planlanması ve

değerlendirilmesinde, ortak kaynaklı salgınların tespit edilmesinde uygun tanı ve tedavi hizmet- lerinin uygulanmasında önemlidir. Malta’da ge- nel pratisyenlerin toplum sağlığının korunması konusunda hekimlerin rolünün önemli olduğunu bildiklerini, bildirimde bulunmadıkları durum- larda ise bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığında artışlar olduğunu ve bu nedenle de bu konuya iliş- kin eğitim verilmesini önemli buldukları saptan- mıştır (13). Chandrasekar ve ark.nın çalışmasın- da İngiltere’de genel pratisyenlerin, hastanelerde çalışan doktorların, laboratuvarlarda çalışan mik- robiyoloji uzmanlarının bildirimde bulunduğu, Sri Lanka’da ise pratisyen hekimlerin bildirimde bulunduğu belirtilmiştir (14). Friedman ve ark.

nın çalışmasında halk sağlığı bildirimlerinin acil servis personeli (hekim, hemşire, büro personeli) tarafından yaklaşık %40, laboratuvar ve enfek- siyon kontrol komiteleri personeli tarafından da

%40 oranında zamanında bildirildiği belirtilmiştir (15). CDC (Centers for Disease Control and Pre- vention-Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri) tarafından belirtilen rapora göre birçok bulaşıcı hastalık sürveyans sistemleri öncelikle hekimler- den ve diğer sağlık hizmeti sağlayıcılarından vaka raporlarının alınmasına dayanmaktadır (16).

Bildirim süreci farklı bölgelerde değişiklikler gösterse de, sistem tasarımında bütünlük ve za- manındalık oldukça önemli ilkelerdir. Ayrıca bil- dirim sistemi entegrasyonunun verimli olmasında bu konuda yapılacak mevzuat güncellemelerinin de en önemli unsur olduğu belirtilmiştir (17).

Mansuri ve ark.nın çalışmasında birinci basamak hekimlerinin bildirim sistemi konusunda bilgile- Tablo 3. Katılımcıların bazı özelliklerine göre BZBH’lerin doğru bilme yüzdelerinin dağılımı, Ankara, 2018.

(6)

rinin eksik olduğu, hekimlerin çoğunlukla zaman kısıtlılığı ve bildirim süreçlerinin zorlayıcı ol- ması gibi nedenlerden ötürü bulaşıcı hastalıklara tanı koydukları ancak bildirimde bulunmadıkları belirtilmiştir (18). Janati’nin çalışmasında insan kaynağındaki eksikliklerin, bildirimden sorum- lu kişilerin iş yükünün fazla olmasının ve bildi- rim sistemiyle ilgili görev yapan personelin bilgi düzeyleri ve farkındalıklarının düşük olmasının bildirim sistemi konusunda sorunlar oluşturduğu belirtilmektedir (17). Turnberg ve ark.nın çalış- masında bildirimlerle ilgili farkındalığın ve bilgi düzeyinin artırılması için birinci basamak ve acil servislerde çalışan hekim ve hemşirelere eğitimler verilmesi gerektiği belirtilmiştir (19). Friedman ve ark.nın çalışmasında acil serviste görev yapan hekimlerin çoğunluğu bildirimlerin artırılmasında BZBH’ler listesinin güncel olmasını, eğitimlerin devamlılığının sağlanmasını ve bildirim sistemi mekanizmasının kolaylaştırılmasının gerekli ol- duğunu belirtmişlerdir (15). Krause ve ark.nın ça- lışmasında BZBH listesinin hekimler tarafından iyi bilinmediği ve hekimlere BZBH’lerle ilgili sürveyans sistemi hakkında sürekli bilgilendirme- ler yapılması gerektiği belirtilmiştir (20). Aniwa- da ve ark.nın çalışmasında bulaşıcı hastalıkların hızlı bir şekilde bildirilmesinin yerel, bölgesel ve ulusal düzeylerdeki Halk Sağlığı eylemlerinin gerçekleştirilmesinde hastalık eğilimlerinin izlen- mesi açısından gerekli olduğu, sağlık çalışanları- nın çoğunun bulaşıcı hastalıkların bildirimi konu- sunda yeterli düzeyde eğitim alamadığı ve motive edilemediği belirtilmiştir (21).

Türkiye’de yapılan iki çalışmada, hekimlerin

%20-%40’ının BZBH’lerin 4 ayrı grupta yer al- dığını bildikleri ve çok küçük bir kısmının BZBH sayısını doğru bildiği saptanmıştır. Bu durum, he- kimlerin ülkemizde zaman içerisinde güncellenen yönetmelikler ve BZBH’ler hakkında bilgi sahibi olmadıklarını ve genel olarak BZBH ve bildirim sistemi hakkında bilgi düzeylerinin yetersiz oldu- ğunu düşündürmektedir. Ancak her iki çalışmada da BZBH’ler konusunda daha önce eğitim almış olanların BZBH gruplarını daha fazla oranda bil- diği saptanmıştır (4,22). Bizim araştırmamızda da, benzer şekilde BZBH konusunda daha fazla sayı ve sürede eğitim almış olan dönem 6 öğ-

rencileri dönem 3 öğrencilerine göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde BZBH’ı daha fazla bildiği saptanmıştır, ancak her iki dönemde de BZBH’le- ri doğru bilme düzeylerinin yetersiz olduğu sap- tanmıştır. Özellikle bir yıl sonra meslek hayatına atılacak olan dönem 6 öğrencilerinin bilgi düzey- lerinin hala düşük olması gelecekteki mesleksel uygulamalarında bildirimleri yetersiz düzeyde yapabileceklerini ve buna bağlı olarak Türki- ye’de bu konudaki verilerin eksik olabileceğini düşündürmektedir. Oysa bulaşıcı hastalıklarla et- kili mücadelenin yürütülmesi konusunda mevcut durumunun belirlenmesi, hastalıkların yıllar için- deki görülme sıklıklarının ve eğilimlerinin doğru verilere dayalı olarak bilinmesi mücadelede başa- rılı olabilmenin temelini oluşturmaktadır (3).

Türkiye’de BZBH’lerin bildiriminden ülke gene- linde hizmet veren tüm sağlık kurum ve kuruluş- larında çalışan ve BZBH tanısı koyan hekimler sorumlu olup BZBH’lerin bildirimde kullanılan form, Form 014’tür. Form 014, bildirimi zorun- lu bulaşıcı hastalık gruplarından A, B ve C grubu BZBH’de yer alan hastalıkların bildiriminde kul- lanılmaktadır. D grubu BZBH’de yer alan enfeksi- yöz etkenlerin bildirimi, tanı koyma kapasitesine sahip veya sentinel laboratuvarlardan Form 014- D kullanılarak yapılmaktadır (10). Araştırmamıza katılan öğrencilerin büyük kısmı bu iki formun kullanımını bilmemekte iken, dönem 6 öğren- cilerinin kullanımı doğru bilme yüzdesi dönem 3 öğrencilerine göre daha fazladır. Bunun olası nedeni, dönem 6 öğrencilerinin, bu iki formun kullanımını dönem 4 ve dönem 6’da yer alan uy- gulamalı (pratik) eğitimlerde öğrenmeleri, dönem 3 öğrencilerinin ise sadece önceki ders kurulların- da konuyla ilgili teorik dersleri işledikleri olduğu düşünülmektedir (23). Türkiye’de yapılan bir ça- lışmada hekimlerin; sadece %29,1’inin BZBH’le- rin günlük bildiriminde Form 014’ün, %4,9’unun ise laboratuvardan bildirilen hastalıklarda Form 014-D’nin kullanıldığını bildiği, BZBH’lerin ve sürveyansın güncellenmesine rağmen bu konu- lardan haberlerinin olmadığı ve zaman içerisinde bilgi düzeylerinin azaldığı saptanmıştır (4).

(7)

5. SONUÇ ve ÖNERİLER

Mezun pratisyen hekimlerin yaklaşık bir yıl zo- runlu hizmet yapması gereken Türkiye gibi ül- kelerde, tıp eğitimi süresince “tıp öğrencisinin”, ülkenin koşullarına, sağlık gereksinimlerine ve mezun hekimin yapması beklenen görevlere uy- gun bilgi ve becerilerle donatılmış olarak yetişmiş olmaları gerekmektedir. Bu nedenle de öğrencilik yıllarında, daha sonra yapması gereken bilgi ve becerilerle donanımlı olarak mezun olmaları hem bir hizmet gerekliliği, hem de “tıp eğitim politika- sında izlenmesi gereken bir strateji” olarak dikka- te alınması gereken bir husustur. Halk sağlığı yö- nünden son derece önemli olmasının yanı sıra, tıp eğitiminin çeşitli kademelerinde eğitim alan tıp öğrencilerinin mezuniyet sonrası mesleki yaşam- larında da sıkça karşılaşacakları bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar hakkındaki bilgi düzeylerinin yeterli seviyelerde olmadığı ve eğitimin bu konu- da etkisinin olduğu saptanmıştır.

BZBH’ye ait bildirimlerin zamanında ve eksiksiz bir şekilde yapılması, Halk Sağlığı eylemlerinin hızlı gerçekleştirilmesinin yanı sıra, toplumun her düzeyinde gerekli önlemlerin önceden alınması ve bulaşıcı hastalıkların seyrindeki değişimlerin gözlenmesi gibi nedenler açısından gereklidir.

Bulaşıcı hastalıklar ve bildirim sistemi konusun- da eğitimlerin verilmesi, bildirimlerinin artması- na da katkı sağlayacaktır. Hekimlerin BZBH’le- rin bildirimi konusunda farkındalıklarının artırıl- ması, esas olarak mezuniyet öncesi tıp fakültesi eğitimlerinde bu konuya yer verilmesi temeline dayandırılması gerekmektedir.

Tıp fakültesinden mezun olan hekimlerin önemli bir bölümünün Birinci Basamak sağlık hizmetle- rinin yürütülmesinde görev alabileceği göz önüne alınarak mezuniyet öncesi tıp fakültesi eğitimle- rinde, birinci basamakta sunulacak hizmetlerin en önemlilerinden biri olan BZBH’ler öncelikli ko- nular arasında yer almalıdır. Öğrencilerin bulaşıcı hastalıklarla mücadele konusunda bilgi düzeyleri ve farkındalıkları artırılmalı, BZBH’lerin bildirim algoritmaları, bildirim mekanizması gibi konular- da yeterli düzeyde bilgi sahibi olmaları sağlanma- lıdır.

Çıkar çatışması bildirimi

Bu çalışmanın yapılmasında ve makalenin yazı- mında yazarlar arasında çıkar çatışması olmamış- tır. Ayrıca bu çalışmanın herhangi bir aşamasında hiçbir kişi, kurum veya kuruluştan destek alınma- mıştır.

KAYNAKLAR

1. Tezcan S. Temel Epidemiyoloji, Hipokrat Kitabevi. Anka- ra, 2017.

2. Aksakoğlu G. Bulaşıcı Hastalıkla Savaşım. Üçüncü Yazım.

İzmir: DEÜ Rektörlük Basımevi, S.226-229, 2008.

3. Akın L. Bulaşıcı Hastalıkların Önemi. Halk Sağlığı Temel Bilgiler 3. S.1350-1353, Ankara, 2015.

4. Alışkın Ö. Antakya’da Bildirimi Zorunlu Bulaşıcı Hasta- lıkların Bildirim Durumu, Hekimlerin Bildirim Konusundaki Bilgi, Tutum ve Davranışları. Uzmanlık Tezi, Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, 2014.

5. Türkiye’de Bulaşıcı Hastalıkların Sürveyansı ve Kontro- lü Sisteminin Güçlendirilmesine Dair Ulusal Stratejik Plan.

2008-2013.

6. T.C. Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar İhbarı ve Bildi- rimi Sistemi Standart Tanı, Sürveyans ve Laboratuvar Reh- beri. Erişim: (https://dosyasb.saglik.gov.tr/Eklenti/1442,b- hastaliktedavipdf.pdf?0).

7. T.C. Sağlık Bakanlığı 30/05/2007 tarih ve 26537 sayı- lı Resmi Gazete Bulaşıcı Hastalıklar Sürveyans ve Kontrol Esasları Yönetmeliği. Erişim: (http://www.resmigazete.gov.

tr/eskiler/2007/05/20070530-9.htm).

8. T.C. Sağlık Bakanlığı 02/04/2011 tarih ve 27891 sayı- lı Resmi Gazete Bulaşıcı Hastalıklar Sürveyans ve Kontrol Esasları Yönetmeliği. Erişim: (http://www.resmigazete.gov.

tr/eskiler/2011/04/20110402-3.htm).

9. T.C. Sağlık Bakanlığı 04/05/2019 tarih ve 30764 sayı- lı Resmi Gazete Bulaşıcı Hastalıklar Sürveyans ve Kont- rol Esasları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik. Erişim: (https://www.resmigazete.gov.tr/eski- ler/2019/05/20190504-1.htm).

10. Bulaşıcı Hastalıkların İhbar ve Bildirim Sistemi Genel- gesi. T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü.

Erişim: (https://hsgm.saglik.gov.tr/dosya/mevzuat/genel- ge/2015_18.pdf).

11. Umumi Hıfzısıhha Kanunu. T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. Erişim: (https://hsgm.saglik.gov.

tr/dosya/mevzuat/kanunlar/1.3.1593.pdf).

12. Durusoy R. Karababa A. Sağlık Bakanlığı Eğitim Has-

(8)

taneleri Bulaşıcı Hastalıkları Daha Yüksek Oranda Bildiri- yor. Türkiye Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi. 67(1):1- 12, 2010. Erişim: (http://www.journalagent.com/turkhijyen/

pdfs/THDBD-28247-RESEARCH_ARTICLE-DURUSOY.

pdf).

13. Gauci C. Gilles H. O’Brien S. Mamo J. Calleja N. Gene- ral Practitioners Role in the Notification of Communicable Diseases Study in Malta. Euro Surveill. 12 (11):E5-6, 2007.

Erişim: (http://europepmc.org/abstract/MED/18005655).

14. Chandrasekar K. Mahesan S. Bath P. Notifiable Dise- ase Surveillance in Sri Lanka and the United Kingdom: A Comparative Study. Sri Lanka Journal of Bio Medical Infor- matics 4(1): 14-22 2013. Erişim: (https://www.researchgate.

net/publication/315461241_Notifiable_disease_surveillan- ce_in_Sri_Lanka_and_the_United_Kingdom_a_comparati- ve_study).

15. Friedman SM. Sommersall L. Gardam M. Arenovich T.

Suboptimal Reporting of Notifiable Diseases in Canadian Emergency Departments: A Survey of Emergency Physici- an Knowledge, Practices and Perceived Barriers. Canada Communicable Disease Report. 2006. Erişim: (http://atlan- tique.phac.gc.ca/publicat/ccdr-rmtc/06pdf/cdr3217.pdf).

16. Mandatory Reporting of Infectious Diseases by Clini- cians. MMWR Recommendations and Reports. June 22, 39(RR-9);1-11,16-17, 1990. Erişim: (https://www.cdc.gov/

mmwr/preview/mmwrhtml/00001665.htm).

17. Janati A. Hosseıny M. Gouya M. Moradi G. Ghaderi E.

Communicable Disease Reporting Systems in the World: A Systematic Review Article Iranian Journal of Public Health.

Iran, Nov; 44(11): 1453–1465, 2015. Erişim: (https://euro- pepmc.org/articles/PMC4703224).

18. Mansuri F. Borhany T. Kalar M. Factors Responsible For Under Reporting Of Notifiable Infectious Diseases by

General Practitioners: A Veiled Reality, Department of Com- munity and Family Medicine. Taibah University. Al Madina Munawara KSA and Department of Community Medicine.

Karachi Medical and Dental College. Karachi, Pakistan, 2014. Erişim: (http://www.thebiomedicapk.com/articles/380.

pdf).

19. Turnberg W. Daniell W. Duchin J. Notifiable Infectious Disease Reporting Awareness Among Physicians and Regis- tered Nurses in Primary Care and Emergency Department Settings. American Journal of Infection Control. 38(5):410- 2, 2010. Erişim: (https://www.sciencedirect.com/science/ar- ticle/pii/S0196655309008992).

20. Krause G. Ropers G. Stark K. Notifiable Disease Sur- veillance and Practicing Physicians. Emerging Infectious Diseases. Centers For Disease Control and Prevention. Vol 11, Number 3 11(3): 442–445, 2005. Erişim: (https://wwwnc.

cdc.gov/eid/article/11/3/04-0361_article).

21. Aniwada E. Obionu C. Disease Surveillance and Notifi- cation, Knowledge and Practice Among Private and Public Primary Health Care Workers in Enugu State, Nigeria: A Comparative Study, British Journal of Medicine and Medical Research 13(3): 1-10, Nigeria, 2016. Erişim: (http://www.

sciencedomain.org/abstract/12901).

22. Topal S. Hatay İlinde 2009 Yılında İkinci Basamak Sağ- lık Kurumlarında Tanısı Konulan A Grubu Bildirimi Zorun- lu Bulaşıcı Hastalıkların Bildirim Durumunun ve Bildirime Etki Eden Faktörlerin Değerlendirilmesi. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Halk Sağlığı Anabi- lim Dalı, Ankara, 2012.

23. T.C. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Ders Program- ları Akademik Takvimi, Erişim: (http://tip.baskent.edu.tr/kw/

menu_icerik.php?birim=464&menu_id=14).

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu Koşullar çerçevesinde Dönem /Phase I ’de ilk yüz yüze, uygulaması 7 Haziran 2021 Pazartesi günü başlayacaktır.. Ek1: Pratik uygulamalar telafi programı Ek2:Türkçe

 Herhangi bir enfeksiyon etkeni ile ilişkisi olmayan, bulaşıcılık özelliği göstermeyen ve genellikle uzun süreli olan (genellikle yaşam boyu devam eden), yavaş

Keywords: Preparatory School, Speaking Skill, Debate Technique. It is a dynamic and active ability that needs interactive education in which language students need more

Çatı katında, güney cephesinde çıkma yapan kütlenin dik bir kırma çatısı vardır.. Saçak öne doğru fazlaca çıkmış, kırma çatının bittiği hizaya kadar

Standart işi uygulamak için kullanılan bir diğer form süre değerlendirme formudur. Bu formun amacı prosesi oluşturan spesifik işlemleri tamamlamak için gerekli olan

A) Sahneye sürpriz karakter ekler. B) Sahneye yıldız karakteri ekler. D) Projedeki kod hatalarını listeler.. Aşağıdaki a, b, c, d, ve e sorularını aşağıdaki tabloya

Dönem III TTF350 Mesleki Beceri Uygulamaları Dersi Yüz Yüze Telafi Programı1. Telafi programına

 Hayvanlarla ve/veya hayvan kaynaklı ürünlerle çalışma..  Sağlık hizmetlerinin verildiği yerlerde, karantina dahil