• Sonuç bulunamadı

İmmün Sistemin İmmün Sistemin Yapısı Yapısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İmmün Sistemin İmmün Sistemin Yapısı Yapısı"

Copied!
46
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İmmün Sistemin İmmün Sistemin

Yapısı Yapısı

Prof. Dr. Mehmet KIYAN

Prof. Dr. Mehmet KIYAN

(2)

Humoral cevap

(3)
(4)

Primer ve Sekonder İmmün Cevapta Kandaki Antikor

Konsantrasyonu

(5)

Doğal Öldürücü

(NK = Natural Killer) Hücreler

Lenfoid hücreler arasında, infekte veya yabancı

hücreleri öldüren, T ve B lenfositlerden farklı yapıda (yüzey immünglobulini veya TCR'si olmayan) "büyük

granüllü lenfosit” de denen hücrelerdir.

NK hücreleri, önceden tanıyıp, duyarlı hale gelmeden hedeflediği

hücreleri doğrudan tahrip

edebilme yeteneğindedirler.

(6)

Doğal Öldürücü

(NK = Natural Killer) Hücreler

Hedef hücreleri genellikle mantar,

parazit, bakteri özellikle de viruslar ile infekte

hücreler, tümör ve transplante doku hücreleridir.

NK hücreleri bu

özellikleriyle özgül olmayan vücut

savunmasında çok

önemlidirler.

(7)

Nötrofiller

Görevleri doğrudan özgül bağışık yanıt ile ilgili değildir. Fakat güçlü fagositoz yetenekleri (özellikle

antikor ve kompleman varlığında çok artar) vücut savunmasında çok önemlidir.

Mikroorganizmaları, yabancı

maddeleri ve doku yıkım artıklarını hızla temizlerler.

Kemik iliğinde çok hızlı oluşurlar (Dakikada 80 milyon) ve kısa

ömürlüdür (2-3 gün).

Normalde nötrofillerin %90'ı kemik

iliğinde (gerektiğinde hemen kana

geçmek üzere), %7'si dokuda, %2-

3'ü kan dolaşımında bulunur.

(8)

Nötrofiller

3-5 parçalı çekirdeğe sahip

Asidik ve bazik granüllü

İri hücreler

Dolaşımdaki sayıları gün içinde diurnal ritm gösterir.

Sabah düşük

Akşamları yüksek

Dolaşımda yaklaşık 10 saat kalırlar

Depo fazında kemik iliğindeki nötrofil miktarı dolaşımdakinin 15-20 katıdır

Nötrofil sayısı

2.000 / mm3’den az ise Nötropeni

500 / mm3’den az ise Agranülositoz

(9)

Nötrofiller

Toplam nötrofillerin yarısı marjinal olarak damar duvarında bulunur

Görevleri: Patojenleri (bakteri, virus) en hızlı şekilde yok etmek

Güçlü hidrolitik enzimler,

peroksidazlar ve defensinler içerir.

Bazı hallerde (Enfeksiyon, yanık, stres, inflamasyon) sayıları artar.

Hasarlanmış dokular bazı kimyasal maddeler salgılarlar ve nötrofilleri

harekete geçirip o bölgeye çekerler ( Kemotaksis )

Nötrofiller damar duvarından geçerek

hasarlanmış dokuya geçebilir

( Diapedez )

(10)

Monositler

Koyu renkli böbreğe benzeyen çekirdeğe sahip iri hücrelerdir.

4-5 günde olgunlaşırlar.

Hareketli ve güçlüfagositlerdir.

Kan dolaşımından ayrılarak

dokulara ulaştıklarında daha da büyüyerek makrofaj adını

alırlar.

Enfeksiyon alanlarında uzun süre kalırlar.

Özellikle viral ve fungal

enfeksiyonlarda sayıca artarlar.

(11)

Eosinofiller

Lökositlerin %2'sini oluşturur.

Allerjik olaylarda ve parazitozlarda sayıları artar.

Fagositoz yetenekleri sınırlıdır.

Ancak uyarı sonucu

granüllerini hücre dışına

boşaltırlar.

(12)

Bazofiller ve Mast Hücreleri:

Bazofiller, kan lökositlerinin

%0,2'sini oluşturur.

Dokulardaki mast hücrelerine çok benzerler.

Granüllerinde heparin, histamin ve benzeri

maddeleri, uygun bir uyarım sonucu hücre dışına

boşaltırlar.

Bu iki hücre, anaflaktik

tipteki allerjik olaylarda

önemlidirler.

(13)

Trombositler

Kan pıhtılaşması görevleri dışında bağışık yanıt ve iltihapta da rolleri vardır.

1. Eritrosit 2. Trombosit

(14)

Konağın Yabancı Cisimlere

Karşı Savunma Mekanizmaları

(15)

Mikroorganizmaların hastalık oluşturma mekanizmaları-1

İnvazif etkenler:

Sentezledikleri toksin ve

enzimatik materyal aracılığı ile hasar yaparak yayılırlar

(stafilokok, streptokok, tifo basili)

Non- invazif etkenler:

Girdikleri yerde sentezleyip saldıkları spesifik

ekzotoksinlerle etki yaparlar (difteri, tetanus basilleri)

Aşırı duyarlılık

reaksiyonları:

Hasarlayıcı ve hastalık yapıcı etki

gösterirler (tüberküloz basili)

İmmun fonksiyonları

bozarak: İmmun yetmezlik oluşturarak çeşitli

infeksiyonlara neden olurlar (HIV)

Hücre fonksiyonlarını

değiştirerek: Hiç organik hasar oluşturmaksızın bazı hücre fonksiyonlarını

değiştirerek etki yaparlar

(CMV)

(16)

Bağışıklık

Vücudun doku ve organlarına zarar

verebilecek her türlü mikroorganizma ve toksine karşı direnç gösterme yeteneği.

1 . Doğal Bağışıklık

2 . Edinsel Bağışıklık (Özgün)

Özgünlük

Bellek

Öz ayrımı

Çeşitlilik

(17)

İnfeksiyona karşı savunma mekanizmaları

1. Doğal (Innate) Direnç:

Mikroorganizma için selektivite göstermez (non- selektif). Onların dokulara girmesini önler ve hastalık oluşmadan önce elimine eder. Bu sayede insanlar mikrop dünyası içinde sağlıklı bir şekilde yaşayabilir.

2. Kazanılmış (spesifik) Direnç:

Bu savunma organizmanın patojene primer veya

sekonder yanıtına göre humoral veya selüler düzeyde immünite

kazanılmasıyla elde edilir.

(18)

İmmünite

Dışarıdan gelen bakteri virüs ve yabancı proteinlere karşı vücudu korur.

İki tip yanıt vardır.

1. Özgün olmayan:

- Yabancı molekülün içeri girişini önler.

- İçeri girerse

çoğalmasını durdurur.

2. Özgün yanıt

- Hücresel

- Humoral (antikor)

(19)

İmmünite

1. Fiziksel koruma:

deri, mukoza ve sekresyonlar

gözyaşı, tükrük vb.

2. Nonspesifik:

Fagositoz

İrin

Ateş

Anti - mikrobiyal proteinler

Kompleman,

kollektin, sitokin

3. Spesifik:

Humoral

B hücreleri ve hafıza hücreleri

Hücresel

T hücreleri,

sitokinler, hafıza hücreleri

(20)

Doğal Bağışıklık

(21)

Doğal Bağışıklık

1. İstilacının lökositler ve doku makrofaj sistemi hücreleri tarafından fagositozu

2. Ağız yoluyla alınan mikroorganizmanın mide asidi ve sindirim enzimleriyle

haraplanması

3. Derinin organizmaların istilasına karşı direnci

4. Kanda zarar verici kimyasal aracıların bulunması

Lizozim (mukolitik polisakkarid)

Bazik polipeptidler

Kompleman kompleksi

Doğal katil lenfositler

(NK hücreleri)

(22)

Doğal direnç mekanizmaları

1. Anatomik ve fizyolojik bariyerler

2. Kimyasal ve biyolojik faktörler

3. Dalağın fonksiyonu 4. Yaş

5. Beslenme

6. Irk ve genetik etki

7. Ateş ve akut faz reaktanları 8. Bakteriyel interferens ve

İnterferon

9. İnfeksiyonlara doğal duyarsızlık

10. Oral tolerans

11. Fagositler ve NK hücreleri

12. Fagositoz ve Enflamasyon

(23)

1. Anatomik ve

fonksiyonel bariyerler

Deri ve mukozalar (yanık/

yarada infeksiyon riski artar)

Solunum sisteminde mukosiliyer aktivite,

öksürük, yutma, barsak peristaltizmi, dışkılama, ürinasyon gibi fizyolojik fonksiyonlar

mikroorganizmaları

bulundukları yerlerden uzaklaştırır ve

konsantrasyonlarını azaltabilir

2. Kimyasal ve biyolojik faktörler

Deri (hafif asid) ve mide pH’ı (bakteri)

Deriden salgılanan serbest yağ asidleri (bakteri,

fungus)

Gözyaşı, tükürük ve nazal sekresyonlardaki lizozimler (bakteri duvarını yıkar)

Normal dokulardaki oksido - redüksiyon potansiyel

anaeroblar

Nitrik oksid (NO),

peroksinitrit, oksijen

radikalleri (bakterisid)

(24)

3. Dalağın

fonksiyonu:

Humoral ve selüler immünitenin

oluşumunda rol oynar.

Fagositlerin etkinliğini arttıran tuftsin denen bir peptid sentezler

4. Yaş

Bazı organizmalara karşı yaşa bağlı direnç

farklılıkları görülür. Örn.

Tüberküloza karşı direnç 5 yaşından önce ve 15

yaşından sonra daha fazladır

Kızamıkçık virüsü fetusta ciddi hasar yaparken

annede daha hafif infeksiyon yapar

Viral hepatit ve tifo

çocuklarda erişkinlere

göre daha hafif seyreder

(25)

5. Beslenme

Vitamin, mineral ve protein açığı hem humoral hem de selüler direnç

mekanizmalarını bozar ve infeksiyona duyarlılığı arttırır

E vitamini T ve B lenfosit yanıtlarını arttırır

Fe++, bakterilerin

çoğalması ve toksin yapımı için önemli

olduğundan , transferrin ve laktoferrin gibi

maddeler demiri tutarak mikroorganizmaların ondan yararlanmalarını azaltabilirler.

6. Irk ve genetik etki

Bazı ırkların infeksiyonlara direnci farklı olabilir

.

Beyazlar sistemik koksidioidomikozis

infeksiyonlarına zencilerden daha dirençlidirler.

Tek yumurta ikizlerinden

birinde tüberküloz gelişirse,

diğer kardeşin bu hastalığa

yakalanma şansı % 87 olarak

bulunmuştur.

(26)

7. Ateş ve akut faz reaktanları

Ateş:

Eksojen pirojene karşı doku hasarının bulunduğu

bölgeden salınan

proenflamtuvar sitokinlerin (IL-1, IL-6, TNF-alfa) PGE2 aracılığı ile oluşturduğu bir yanıttır.

Ateş organizmada zararlı etkene karşı non - immün ve selüler immün savunma mekanizmalarının harekete geçtiğinin bir göstergesidir.

Akut faz reaktanları:

Salınan sitokinler KC parankim hücrelerini uyararak değişik

mekanizmalarla

organizmanın non - spesifik savunmasına katkıda bulunan akut faz reaktanlarının

antitripsin,

antikimotripsin,

seruloplazmin,

kompleman 3 (C3),

fibrinojen gibi

sentezlenmesine katkıda

bulunurlar.

(27)

8. Bakteriyel interferens ve interferon

Organizmanın florası patojen etkenlerin

yerleşip üremelerini

baskılayan antagonistik etki gösterebilir. Örn.

barsağın anaerob florası salmonella

bakterilerinin üremesini baskılar veya colicin’ler barsakta E.coli,

salmonella ve shigella için öldürücüdürler.

Viral infeksiyondan sonra sentezlenen

interferonlar hem viral replikasyonu keserek infeksiyonun

oluşmasını engellerler,

hem de makrofajları ve

NK hücrelerini güçlü bir

biçimde uyarır.

(28)

9. İnfeksiyonlara doğal duyarsızlık

Bu bir infeksiyon

etkenine karşı mutlak direncin olduğunu yani bu etkenin hastalık

oluşturamayacağı demektir. Örn. tavuk kolerası ve sığır vebası insanda görülmezken, tifo, kolera, kızamık,

sifiliz gibi infeksiyonlar da hayvanlarda

oluşmaz (spesifik reseptör yokluğu)

10. Oral tolerans

GİS’deki mukozal immün sistemin, besinler ve

normal flora

bakterilerinden gelen antijenlere karşı immün yanıtı aşağıya çekerek immün sistemin gereksiz meşgul edilmesini önler.

Buna oral tolerans denir.

Birçok otoimmün hastalıkta ve

inflamatuvar barsak hastalıklarında oral toleransın kırıldığı gösterilmiştir.

Mekanizması

bilinmemektedir.

(29)

Kan monositleri, doku makrofajları, nötrofiller gibi güçlü fagositler, mikroorganizmaları fagosite ederek onları öldüren hücrelerdir. Fc yüzey reseptörleri

taşırler ve lizozomal granüllere sahiptirler.

Direkt sitotoksik etkilerini apopitoz aracılığı ile yaptığı sanılmaktadır.

11. Fagositler ve NK hücreler

Fagositik aktivitesi olmayan NK hücreleri fungus, protozoon ve özellikle virüslere ve tümör hücrelerine

saldırarak onları tahrip

ederler.

(30)

12 – a. Fagositoz

Fagositoz

Mikroorganizmaların /

yabancı maddelerin görevli fagositler içine alınarak

parçalanması ve sindirilmesi olayıdır.

Mikroorganizmaların

fagositlere bağlanmasını kolaylaştıran antikorlara opsonin , bu olaya

opsonizasyon denir.

Öldürme işi esas olarak

“süperoksid-

miyeloperoksidaz”

sisteminin kombine çalışmasıyla patlayıcı

karakterdeki “respitarory burst” olayları sonucu oluşan güçlü oksijen

radikalleri tarafından yapılır.

Öldürülen organizmalar litik enzimlerle parçalanıp

dağıtılır. Bu sistemin zayıf olduğu kişilerde her zaman öldürme olmayabilir. Örn.

klamidia, riketsiya ölmeden uzun süre makrofajlarda canlı kalabilir.

(31)

Fagositik aktivite Fagositik

aktivite

Tüm granülositler fagositoz yapar

En güçlüsü nötrofiller

En zayıfı bazofillerdir

Makrofajlar nötrofillerden de güçlüdür

Lenfositlerin fagositoz yapma yeteneği yoktur

Fagositoz sırasında

anaerobik metabolizma aktiftir.

Tüm granülositler fagositoz yapar

En güçlüsü nötrofiller

En zayıfı bazofillerdir

Makrofajlar nötrofillerden de güçlüdür

Lenfositlerin fagositoz yapma yeteneği yoktur

Fagositoz sırasında

anaerobik metabolizma aktiftir.

Monosit

Yutulmaya başlanan yabancı hücre

(32)

Fagosite edilen antijenin sindirilmesi sırasında rol oynayan faktörler

1) Reaktif oksijen metabolitleri 2) Peroksidaz ve

katalaz etkisi ile hidrojen

peroksit’ten oluşan toksik halit’ler

3) Nitrik oksit

4) Nötral pH’da aktif katyonik proteinler ve defensinler

5) Asit pH’da aktif

lizozomal enzimler 6) Laktoferin ve arginaz

gibi büyüme

inhibitörleri

(33)

Fagositoz

(34)

12 – b. İnflamasyon

Çeşitli etkenlerin

neden olduğu doku hasarlarına karşı

organizmanın

selüler ve humoral düzeydeki güçlü ve abartılmış fizyolojik yanıtlarıdır.

Amacı; etkeni (bakteri gibi) ve ortaya çıkan ürünleri (immün

kompleks gibi) ortadan kaldırmak, etkeni

olduğu yerde sınırlı tutmak ve kontrol sağlandıktan sonra

doku hasarının tamir ve

yenilenmesine olanak

sağlamaktır.

(35)

İnflamasyon: non-spesifik

İmmune sistem: spesifik

Savunma Mekanizmaları

Savunma Mekanizmaları

(36)

İnflamasyon

Vücudun hasara karşı verdiği yanıt !!!

1. RUBOR ( CALOR) :

Vazodilatasyona bağlı kanlanmanın artışı (yerel kızarıklık, ısı artışı)

2. TUMOR : Yerel şişlik.

Kapiller geçirgenliğin artması ile bol miktarda sıvının interstisyel

aralığa sızması (ödem) 3. DOLOR : Dokudan

salınan bazı

kimyasalların çağrısı ile çok sayıda nötrofil ve monositin dokuya göçü (yerel ağrı)

4. FONCTIO LAESA:

Fonksiyon kısıtlanması

(37)

İnflamasyon

Anatomik olarak:

Kızarıklık

Şişlik

Lokal ısı artışı

Ağrı

Fonksiyon azalması

Histolojik olarak:

İnflamasyonlu dokuya

lökositlerin

birikmesi.

(38)

İnflamasyon Şiddetinin Derecesi

Akut:

Kısa süreli

saatler, günler

Nötrofil istilası

Kronik:

Uzun süreli

haftalar, aylar

İşe immun sistem karışır

Lenfositler

(39)

İnflamasyon

Mekanizma

Kan damarları:

çap ve

permeabilitede değişiklik

Lökositler:

Kemotaktik göç

İnflamatuar

mediatörlerin

salınması

(40)

İnflamasyon

Kandan Dokuya Geçiş:

1 . Marginasyon

2 . Diyapedez

3 . Kemotaksis

(41)

İnflamasyon

Ameboid migrasyon / Diapedez

Hücrenin emekleme benzeri hareketleri

Lökositler göç edip bakteriyi bulur.

Hücre içindeki aktin ile gerçekleşir.

Farklı hücrelerde

farklılık sergiler.

(42)

İnflamasyon

Kemotaksis

Bir uyarana karşı cevap olarak hücrenin göçe yönlenmesidir.

Uyaranlar

Bakterilerin sekresyon ürünleri

İnflamasyon mediatörleri

(43)

İnflamasyon

İnflamasyon mediyatörleri

Plazma proteinlerinden türeyenler:

Pıhtılaşma sırasında salınan ürünler

Hücrelerden

kaynaklananlar:

Sitokinler, histamin

Sadece salınır / lokal etki (hormon benzeri özgüllük)

Histamin

Bradikinin

Serotonin

Prostoglandin

Kompleman faktörleri

Pıhtılaşma ürünleri

Lenfokinler

(44)

Doku Doku hasarı hasarı

Kimyasal Kimyasal Mediatör Mediatör salınmasi salınmasi Artmış

Artmış Vaskuler Vaskuler permeabilite permeabilite

Kemotaksis Kemotaksis

Patojen Patojen

İnflamatuar Cevap

İnflamatuar Cevap

(45)

Doku Doku hasarı hasarı

Kimyasal Kimyasal Mediatörlerin Mediatörlerin

salınması salınması Artmış

Artmış Vaskuler Vaskuler permeabilite permeabilite

Kemotaksis Kemotaksis

Fibrin yumağı

Hasar bölgesini ayırır

Hasar bölgesindeki Hasar bölgesindeki L L ökosit sayısında ökosit sayısında

artış artış

Patojenler tutulup yok edilir

Patojen Patojen

İnflamatuar İnflamatuar

C C evap evap

(46)

Nonspesifik Direnç

Kimyasal savunma

1. Kompleman

Çoğunluğu enzim öncülü olan 20 kadar protein

grubu

Tümü plazma proteinleridir

Normalde inaktiftirler ve çoğunlukla klasik yolla aktiflenirler.

Yabancı bir madde ile kombine olduğunda bir

“komplement kaskadı”

aktive edilir

Kompleman proteinleri bakteriyel membranı yırtarlar

2. Interferon

Viral infeksiyonlara direnç için vücut hücrelerini stimule ederler

Viral replikasyonu inhibe

ederler

Referanslar

Benzer Belgeler

Factor V Leiden, prothrombin G20210A, and methylenetetrahydrofolate reductase C677T mutations are not associated with chronic limb ischemia: The Linz Peripheral Arterial Disease

Çalışmamızda 2005–2008 yılları arasında YYÜTF Göğüs Hastalıkları kliniği tarafından takip edilen akciğer kanserli olguların hücre tiplerinin dağılımı, tanı

Anlatının ilk unsuru olan insan, karakter olarak daima uzamsal bir yapı içinde varolur, -insanın bireysel varlığı da doğal olarak uzamsaldır.. Uzamsallık, zaman- mekan,

Araştırmanın sonucunda, madde kullanan denetimli serbestlik hükümlülerinin yaşlarına göre obsesif-kompulsif, kişiler arası duyarlık, depresyon ve kaygı boyutu;

Bu dönemde yazılan ilmihal mahiyetindeki eserler arasında el­Külliyat müellifi Ebü’l­Bekâ el­Kefevî’nin (ö. Müellifi bilinmemekle beraber Mızraklı İlmihali,

Süryani Kilise Müziği’ndeki Makam tanımlaması, seslerin belli kurallar içindeki seyrini, ilahinin ithaf edildiği anlamı, icra biçimini, hece sayısını, tartım kalıbını,

 Sigarayı bırakma süresi 6 aydan fazla olan bireylerde ise sigara bırakmadan önceki ve bıraktıktan sonraki HCT, MCV değerlerinde sigarayı bıraktıktan sonra

Katılımcıların son gebelikte aşı olma durumu ile koruyucu antikor düzeyleri karşılaştırıldığında, son gebelikte aşı olanların, aşı olmayanlara göre