• Sonuç bulunamadı

Yanik Hastalarinda Akut Böbrek Yetmezligi ve Renal Replasman Tedavisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yanik Hastalarinda Akut Böbrek Yetmezligi ve Renal Replasman Tedavisi"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yan›k Hastalar›nda Akut Böbrek Yetmezli¤i ve Renal Replasman Tedavisi

Acute Kidney Injury and Renal Replacement Therapy in Burns

Burak Canver

Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi, Nefroloji Bilim Dal›, Ankara, Türkiye

Türk Yo¤un Bak›m Dern¤i Dergisi, Galenos Yay›nevi taraf›ndan bas›lm›flt›r. / Journal of the Turkish Society of Intensive Care , published by Galenos Publishing.

ISNN: 1300-5804

Yaz›flma Adresi/Address for Correspondence: Dr. Burak Canver, Baflkent Üniversitesi T›p Fakültesi, Nefroloji Bilim Dal›, Ankara, Türkiye Tel.: +90 312 212 68 68/1193 E-posta: drburak_75@hotmail.com

Yan›k hastalar›nda akut böbrek yetmezli¤i s›k görülen ve mortali- tesi yüksek komplikasyonlardan biridir. Prognozu kötüdür ve ge- nellikle sepsis taraf›ndan bafllat›lan çoklu organ yetmezli¤i sendro- muna efllik eder. Son 20 y›lda bildirilen mortalite oranlar› % 75'e ulaflm›flt›r. Birçok s›n›fland›rma tan›mlanm›fl olmas›na ra¤men iç- lerinde en çok RIFLE s›n›flamas› kullan›lm›fl ve art›k alt›n standart olarak kabul görmüfltür.

Yan›k hastalar›nda akut böbrek yetmezli¤ini tedavi etmenin birkaç yolu vard›r. Bu yöntemler aras›nda periton diyalizi, aral›kl› hemodi- yaliz ve sürekli renal replasman tedavisi (SRRT) say›labilir. SRRT genellikle aral›kl› hemodiyalizi tolere edemeyen ya da aral›kl› he- modiyalizle hipervoleminin kontrol alt›na al›namad›¤› hastalarda uygulan›r. Ayr›ca periton diyalizi abdominal bölgede yan›k yaras›

olan hastalarda kontrendikedir. Bu yüzden hemodinamik olarak stabil olmayan birçok hastada SRRT uygulan›r.

Akut böbrek yetmezli¤i geliflmifl yan›k hastalar›nda tedavide sü- rekli renal replasman tedavilerinin kullan›lmas› sa¤kal›m oranlar›n›

artt›rm›flt›r; ancak mortalite oran› sepsis ve çoklu organ yetmezli-

¤i ile iliflkili olarak hala yüksektir. Yan›k hastalar›nda ABY halen en önemli komplikasyonlardan biridir ve mortalite oran› yüksektir.

(Türk Yo¤un Bak›m Derne¤i Dergisi 2011; 9 Özel Say›: 46-50) Anahtar Kelimeler: Akut böbrek yetmezli¤i, yan›k, renal replas- man tedavisi

ÖZET SUMMARY

Acute kidney injury (AKI) is a common complication in patients with severe burn injury and one of the major causes of death. It has a negative prognostic value and almost always develops in the con- text of multiple organ dysfunction syndrome (MODS) induced by sepsis. Over the last 20 years, according to data avaliable, the mor- tality rate has been reported to reach about 75%. Several definitions of AKI have been used , but nowadays the RIFLE classification is considered the gold standard, enabling a more objective compari- son of populations.

There are several ways to treat AKI in burn patients, including peri- toneal dialysis (PD), intermittent hemodialysis, and continuous renal replacement therapy (CRRT). CRRT is generally used in patients in whom intermittent hemodialysis has failed to control hypovolemia, as well as in patients who cannot tolerate intermittent hemodialysis.

Additionally, PD is not suitable for patients with burns within the abdominal area. For these reasons, most patients with unstable hemodynamic conditions receive CRRT.

In burn patients with acute renal failure the dialytic treatment with continuous renal replacement therapies permitted us to achieve a survival and dialytic adequacy; however, mortality rate is high and related to septic shock and MODS. Despite the wide variation of the analysed burn populations and definitions of AKI, this review clearly showed that AKI remains prevalent and is associated with increased mortality in patients with severe burn injury. (Journal of the Turkish Society Intensive Care 2011; 9 Suppl: 46-50) Key words: Acute renal failure, burn, renal replacement therapy

(2)

Girifl

Yan›kla iliflkili böbrek yetmezli¤i genellikle yan›k hasa- r›ndan sonraki bafllang›ç resüsitasyon periyodunda veya ciddi sepsisle iliflkili çoklu organ yetmezli¤inin bir kompo- nenti olarak görülür. Yan›k hastas›nda erken böbrek yet- mezli¤i geliflmesinden sorumlu bafll›ca faktörler hipovole- mi ya da glomerül ve Bowman bofllu¤u aras›ndaki etkisiz perfüzyon gradyentidir. Glomerüler bas›nç/filtrasyon ora- n› için temel mekanizma aferent ve eferent arteriyoller aras›ndaki rölatif direnç taraf›ndan kontrol edilen efektif renal kan ak›m›d›r. Erken dönemdeki azalm›fl GFR’n›n bafll›ca nedenleri:

1- Hipovolemi

2- Miyokard depresyonu (kardiyak at›m)

3- Abdominal kompart›man sendromuna ba¤l› ekstrinsik bas›

4- Protein denatürasyonu olabilir.

Hipovolemi

Yan›k hastas›nda erken renal disfonksiyonun en s›k nedeni yara yerinden ekstravasküler s›v› kayb›na ba¤l› hi- povolemidir. %20’nin üzerindeki yan›klar ekstravasküler s›v› kayb›na ba¤l› GFR azalmas› için yeterlidir (1,2). Azal- m›fl renal kan ak›m› iskemi ve hücre ölümüne neden olur.

‹skemi sonucunda oluflan serbest oksijen radikalleri di- rekt tübüler epitel hasar›na ve hücreler aras› s›k› ba¤lant›- lar›n kayb›na neden olur. Tübül epitelinin kayb› lümen içe- risinde silendir oluflumuna, obstrüksiyona ve sonuçta GFR’n›n azalmas›na neden olur. Bu yüzden böbreklerin is- kemik oldu¤u dönem böbrek yetmezli¤i geliflimi aç›s›n- dan kritiktir. Nguyen ve arkadafllar› yan›k hastas›ndaki bafllang›ç tedavisinin tüm mortalite üzerine etkili oldu¤u- nu bildirmifllerdir. S›v› replasman tedavisinin akut böbrek yetmezli¤i geliflimine karfl› koruyucu oldu¤u bildirilmifltir (3). Benzer flekilde yap›lan bir çal›flmada s›v› replasman te- davisine bafllama zaman›n›n akut böbrek yetmezli¤i insidan- s› ve mortalite oran›yla iliflkili oldu¤u bildirilmifltir. Ayn› çal›fl- mada erken agresif s›v› replasman tedavisinin böbrek hasa- r›n› azaltt›¤›, böbrek yetmezli¤ini engelledi¤i ve klinik gidifl üzerine olumlu etkisi oldu¤u bildirilmifltir (4).

Kardiyak Disfonksiyon

Kalp yetersizli¤inin renal kan ak›m›n› azaltarak böbrek yetmezli¤ine neden oldu¤u bilinmektedir. Daha önceleri yan›k hastalar›nda geliflen kalp yetersizli¤inin nedeni azal- m›fl preload (önyük) veya hipervolemiye ba¤lanm›flt›r, an- cak günümüzde bunun direkt miyokard supresyonuna ba¤l› oldu¤una dair güçlü kan›tlar vard›r. Yan›k hasar›ndan sonra geliflen kalp yetersizli¤i birçok hekim taraf›ndan hi- povolemik flok ve elektrolit bozukluklar›na ba¤l› olarak kal- bin ifl yükünün artmas›na ba¤lanmaktad›r. Bu yüzden has-

tan›n azalm›fl olan renal perfüzyonunu düzeltmek için s›v›

replasman tedavisine bafllarken hastan›n kardiyak rezervi- ni iyi de¤erlendirmek ve kalp yetersizli¤i bulgular› yönün- den dikkatli olmak gerekir. Yan›k oran› %50’den fazla olan hastalar azalm›fl kardiyak at›m ve miyokard›n ifl yükünün artmas›na ba¤l› olarak miyokardiyal iskemi ve genifl yara dokusundan kaynaklanan akut kardiyak enfeksiyon yö- nünden risk alt›ndad›r (5,6). Yan›kla iliflkili azalm›fl kardiyak at›m› aç›klamak için çeflitli teoriler gelifltirilmifltir:

• Bozulmufl adrenal yan›tla birlikte artm›fl sempatik aktivite

• Hipovolemi sonucunda geliflen miyokardiyal iskemi

• Direk miyokard supresyonu.

Yak›n zamanda bu teoriler içerisinde tümör nekroz faktör (TNF) taraf›ndan direkt miyokard supresyonu popü- lerlik kazanm›flt›r. TNF, endotoksin veya direkt termal ha- sar sonucu stimüle olan miyositler taraf›ndan salg›lan›r.

TNF’nin kardiyak fonksiyon üzerindeki etkileri aras›nda geri dönüflümlü biventriküler dilatasyon, azalm›fl ejeksi- yon fraksiyonu ve katekolaminlere karfl› azalm›fl duyarl›l›k say›labilir. TNF’ye ba¤l› erken kardiyak disfonksiyon, inot- rop destekten fayda görse de, esas olan inefektif renal perfüzyon oluflmas›n› engelleyerek böbrek yetmezli¤i ile iliflkili morbidite ve mortaliteyi önlemektir (7).

Abdominal Kompart›man Sendromu

%20’nin üzerindeki yan›klarda intravenöz s›v› resüsi- tasyonu gerekir. S›v› replasman› s›ras›nda kompart›man- lar aras›nda s›v› geçifli olur. Bu s›v› geçiflleri özellikle peri- toneal kavite gibi 3. boflluklara oldu¤unda tehlikelidir.

Travma hastalar›nda yap›lm›fl birçok çal›flmada s›v› resüsi- tasyonu s›ras›nda artan intraabdominal bas›nc›n viseral perfüzyon üzerine olan olumsuz etkisi bildirilmifltir. ‹ntra- peritoneal bas›nç 25 mmHg’n›n üzerinde oldu¤unda ab- dominal kompart›man sendromundan bahsedilir. Ancak maalesef bu durumun s›kl›¤› ve viseral perfüzyonun han- gi noktada azalmaya bafllad›¤› tam olarak bilinmemekte- dir. O’mara ve ark., yapt›klar› bir çal›flmada yan›k hastala- r›nda s›v› replasman›n›n abdominal kompart›man sendro- mu için bir risk faktörü oldu¤unu göstermifllerdir. 25 L/kg üzerindeki kristalloid infüzyonu verildi¤i durumlarda klinis- yenin kardiyak at›m›n, renal perfüzyonun ve akci¤er kapa- sitesinin azalaca¤›n› ve abdominal kompart›man sendro- mu riskinin çok yüksek oldu¤unu bilmesi gerekir (8).

Protein Denatürasyonu

Rabdomiyoliz ve serbest hemoglobin, akut böbrek yetmezli¤i gelifliminde suçlanm›flt›r. Bunlar›n içinde de en çok rabdomiyolizin yan›k hastalar›nda daha çok böbrek yetmezli¤ine neden oldu¤u bildirilmifltir. Rabdomiyoliz;

direkt termal hasar, kompart›man sendromu veya elektrik

(3)

hasar›n› takiben oluflabilir. Miyoglobin veya serbest he- moglobinin sistemik dolafl›ma girmesi renal tübüllerin obstrüksiyonu, aferent arteriyollerde vazokonstrüksiyon ve bunun sonucunda serbest oksijen radikallerinin oluflu- muyla sonuçlan›r. Serbest oksijen radikalleri renal tübüler hücrelere direkt toksik etki göstererek renal yetmezli¤e neden olur. Böbrek yetmezli¤inin derecesi direkt olarak sistemik dolafl›ma kar›flan demir içerikli bilefliklerin mikta- r›, hidrasyon durumu ve asidozun derecesiyle iliflkilidir.

Neyse ki, protein denatürasyonuna ba¤l› böbrek yetmez- li¤i insidans› düflüktür ve erken tan› konup tedavi edilirse prognozu iyidir (9).

Sepsis

1965’ten bu yana yan›k tedavisinde çok önemli mesa- feler kat edilmifltir. Erken replasman ve debridman teda- visi yan›kla iliflkili akut böbrek yetmezli¤inin prognozunu olumlu yönde de¤ifltirmifltir. Ancak sepsise sekonder böbrek yetmezli¤ine ba¤l› mortalite halen önemini koru- maktad›r (10).

Sepsis ve septik flok yo¤un bak›m ünitesindeki ölümle- rin en s›k nedenidir. Ayr›ca yo¤un bak›m ünitesindeki akut böbrek yetmezli¤inin %35-50’sinden sorumludur. Baz› ya- zarlar sepsisin derecesi ile akut böbrek yetmezli¤inin insi- dans› aras›nda do¤rudan iliflki oldu¤unu bildirmifllerdir (11).

Tedavide kilit nokta böbrek yetmezli¤inin patofizyolojisini bilmektir. Etyoloji multifaktöriyeldir, ancak temel olay siste- mik vasküler direncin azalmas›na ba¤l› oluflan jeneralize ar- teriyel vazodilatasyonla bafllar. Bafllang›çta bakterinin ken- disi ya da toksinleri arac›l›¤›yla direkt invazyon yerinde lokal sitokin sal›n›m› olur. Sepsiste bu sitokinlerin yap›m› ve y›k›- m› aras›ndaki denge durumu de¤iflir ve bu mediyatörlerin sistemik üretimi artar. Artan sitokin üretimi sonucunda di- rekt endotelyal hasar ve vazoparalizi geliflerek hastada pro- koagülan durum meydana gelir. Vazoparalizi sonucunda geliflen hipotansiyon nörohümoral ekseni uyar›r. Sempatik sistem ve renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi, hipotansi- yona kardiyak at›m› artt›rarak yan›t verir. Ancak bu yan›t di- rekt renal arteriyoler vazokonstriksiyona neden olarak pre- renal böbrek yetmezli¤i oluflmas›na neden olur. Bu süreç TNF ve endotelin gibi güçlü vazokonstriktörlerin iflin içine girmesi ve lokal vazodilatörlerin (nitrik oksit) suprese edil- mesiyle daha da karmafl›k hale gelir. Sonuçta kompleman ve fibrinolitik kaskad tetiklenerek hastada trombofili oluflur.

Trombofili sonucunda glomerüler mikrotrombuslar arac›l›-

¤›yla böbrek yetmezli¤ine neden olan dissemine intravas- küler koagülasyon oluflabilir. Böbrekler üzerindeki net etki renal perfüzyonun azalmas› sonucu oluflan renal iskemiye ba¤l› akut tubuler nekrozdur.

‹drar miktar›nda azalma ilk ve en s›k görülen semp- tomdur. ‹drar miktar›n›n spesifik ama duyarl› olmayan bir belirteç oldu¤u gösterilmifltir. Birçok klinisyen idrar mikta-

r›n›n böbrek yetmezli¤i tan›s›nda de¤ersiz oldu¤unu bildir- mifllerdir. Çünkü idrar miktar›nda herhangi bir de¤ifliklik olmadan da böbrek hasar›n›n boyutu ciddi olabilir. Bunun nedeni idrar miktar›n›n sadece GFR taraf›ndan belirlen- meyip GFR ve tubuler reabsorpsiyon aras›ndaki farka ba¤l› olarak oluflmas›d›r. ‹drar miktar›n›n tan›da yard›mc›

oldu¤u durumlar; anüri olmas› (<50 ml/gün) ya da GFR’nin tamamen durmas›d›r (12). Postrenal nedenleri saymazsak anürinin en s›k nedeni ciddi prerenal yetmez- liktir. Akut kortikal nekroz, bilateral arteriyel oklüzyon ve- ya h›zl› ilerleyen akut glomerülonefrit gibi durumlar da anüriye neden olsa da, bu say›lan nedenlerin insidanslar›

oldukça düflüktür ve s›kl›kla efllik eden klinik bulgular sa- yesinde di¤erlerinden ayr›l›rlar.

‹drar miktar› böbrek hasar›n›n etyolojisi ile ilgili bilgi vermezken, idrar›n mikroskopik ve biyokimyasal olarak in- celenmesi tan›da çok faydal›d›r. ‹drar sedimentinin mik- roskopik olarak incelenmesi ucuz, kolay ve çok faydal› bir yöntemdir (13). Normal idrar sedimentiyle birlikte oligüri veya anürinin olmas› prerenal bir nedeni düflündürürken, epitelyal silendirlerin ve deforme tubuler hücrelerin görül- mesi akut tubuler nekroz için patognomoniktir. Benzer flekilde mikroskopik pigmente silendirlerin görülmesi ge- nellikle rabdomiyolize sekonder miyoglobinüriyi düflündü- rür. ‹drar mikroskopisinin tan› koyamad›¤› durumlarda id- rar elektrolitlerin de¤erlendirilmesi tan›da faydal› olabilir.

Yan›kl› Hastalarda Renal Replasman Tedavisi

Nefrologlar, çoklu organ yetmezli¤inde son zamanlara kadar renal replasman tedavisi gerekti¤inde klasik inter- mitan hemodiyaliz önermekteydi. Son 20 y›lda ciddi flekil- de etkilenmifl hastalarda alt grup olarak “critical care nep- hrology” kavram› geliflmeye bafllad›. Bu alanda temel te- rapötik ifllem devaml› renal replasman tedavisi (continuo- us renal replacement therapy, CRRT) olarak belirlenmifl- tir. CRRT’nin geçmifli çok k›sad›r. Kramer 1997’de hemo- diyaliz için kateteri femoral ven yerine yanl›fll›kla femoral artere yerlefltirmifl ve arteriovenöz bas›nç gradyent fark›

nedeni ile s›v› eliminasyonunun mümkün oldu¤unu gör- müfltür. Fazla ultrafiltrasyonu devaml› infüzyon ile yerine koymufltur. Buna “devaml› arteriovenöz hemofiltrasyon”

ad› verilmifltir. Bu, ilk renal replasman tedavisidir.

Renal Replasman Tedavisinin Etkisi ve Uygulamas›;

RRT’nin temel etki mekanizmas› inflamatuar mediya- törler, üre, kreatinin ve üremik toksinlerin organizmadan uzaklaflt›r›lmas›d›r. Ayn› zamanda s›v› dengesi ve stabil bir ortam sa¤lar. RRT’de 4 temel fizik kural› kullan›l›r; ultrafil- trasyon, konveksiyon, difüzyon ve adsorbsiyon.

‹nflamatuar mediyatörler (sitokinler, tromboksan A2, lökotrienler ve prostaglandinler) organizman›n savunma mekanizmas›nda kontrol maddeleri olarak sal›n›rlar. ‹m- mün hücrelerin hareketi, farkl›laflmas› ve büyümesi üzeri-

(4)

ne etkileyerek, spesifik olmadan ajana (ki bu s›kl›kla bak- teriyeldir) direkt etki ederler. ‹nflamasyonun aktivasyonu ve inhibe edilmesinde rol oynayarak, inflamasyonun s›n›r- land›r›lmas› ve eliminasyonunda ana rolü oynarlar. Etkile- nen organ›n tamiri için uygun ortam oluflmas›n› sa¤larlar.

Ancak çoklu travma, yan›k ve septisemi gibi durumlarda inflamatuar cevap amac› aflarsa yayg›n inflamatuar yan›t oluflur. Klinik olarak, atefl dolafl›m bozuklu¤u, prokoagü- lasyon aktivitesi DIC geliflimi, ARDS, renal ve hepatik yetmezlik görülebilir. Laboratuar olarak lökositoz, yüksek CRP, yüksek laktat, albümin ve AT III seviyesinde düfl- me, trombositopeni, asidoz ve etkilenen organa ba¤l›

olarak biyokimyasal de¤ifliklikler görülebilmektedir.

Yayg›n inflamasyon cevab› sistemik inflamatuar cevap sendromuna yol açabilmektedir (SIRS). Bunlar›n sonucu ya MODS veya MOF olmaktad›r. RRT’nin inflamatuar mediyatörler için eliminasyon kapasitesi kullan›lan membrana ba¤l› olarak de¤iflmekle birlikte 30,000- 50,000 dalton aral›¤›nda molekül a¤›rl›¤› olan maddeleri temizleyebilmektedir (14).

RRT filtrasyon sisteminde mediyatörler, üre ve kreati- ninin temizlenebilmesi için replasman s›v›s›n›n en az 1,5- 2 litre/1,73m2/saat olmas› gereklidir. Solüsyonun kompo- zisyonu hastaya göre de¤iflmektedir. Günümüzde kalbin pompa görevi gördü¤ü arterio-venöz metod kullan›lma- maktad›r. Bunun yerine çift lümenli kateter ile veno-ve- nöz metodlar kullan›lmaktad›r.

RRT’de temel problemlerden birisi yeterli ekstrakorpo- real sistemi sa¤layacak antikoagülasyonu sa¤lamakt›r. Ko- agülasyonu indüklemeyen ve kendisi inflamatuar mediya- törleri salg›latmayan tam biyo-uyumlu membran yoktur. Bu nedenle hastan›n koagülasyon durumuna göre çeflitli anti- koagülasyon metodlar› kullan›lmaktad›r; a- heparin ile anti- koagülasyon, b- düflük moleküler a¤›rl›kl› heparin ile antiko- agülasyon, c- %4’lük sodyum sitrat ile antikoagülasyon.

RRT’nin En S›k Kullan›lan Modifikasyonlar›

Günümüzde veno-venöz devaml› RRT en s›k kullan›lan metoddur. Bunun da en s›k kullan›lan metodu devaml› veno-

venöz hemofiltrasyondur (CVVH). Bu metodda temel fiziksel prensip konveksiyondur. CVVH’de hasta idrar ç›karm›yorsa büyük miktarlarda s›v› çekimi yap›labilmektedir.

Di¤er bir metod devaml› hemodiyafiltrasyondur (CVVHDF). Bu metodda konveksiyon yan›nda klasik he- modiyalizde kullan›lan difüzyon da kullan›l›r. CVVHDF, CVVH’de yeterli üre ve kreatinin temizlenemedi¤i durumlar- da kullan›l›r. Klasik hemodiyalizden çok daha yavafl oldu¤un- dan disekilibrium sendromu riski yoktur. Bu metod ekster- nal renal fonksiyonlar› çok iyi taklit edebilmektedir (15).

RRT Endikasyonlar›

MOF, MODS ve SIRS durumlar›nda böbrek etkilene- bilir. Ancak böbre¤in etkilemedi¤i durumlarda bile di¤er organlara inflamatuar mediyatörlerin zarar vermemesi için RRT endikasyonu vard›r. Bu nedenle MODS hastala- r›nda RRT tedavisi endikasyonlar› renal ve non-renal ola- rak ikiye ayr›labilir.

Renal Endikasyonlar

• Temel endikasyon, oligürik hastalarda RRT ile renal hiperhidrasyonu ortadan kald›rmak ve parenteral nutris- yon ve ilaçlara yer açmakt›r. Ayr›ca üre, kreatinin, üremik toksinler ve sitokinler elimine edilir.

Non-Renal Endikasyonlar

• Diüreti¤e cevap vermeyen konjestif kalp yetersizli¤i

• MODS ve MOS ile birlikte septik flok, sepsisli hastalar

• MODS ve MOF gelifliminden önce progresif SIRS’l›

hastalar

• Baz› intoksikasyonlar

• ARDS, tümör lizis sendromundan korunmak RRT’nin Dezavantajlar›

Kritik hastalarda kontrendikasyonlar düflünülmez.

Çünkü RRT fatal hastal›¤›n geri dönüflümünü sa¤layabilir.

Ancak RRT’ye bafllamadan önce baz› komplikasyonlar› ve dezavantajlar› minimize etmek gerekebilir.

• Kan ve membran›n uzun süre temas› nedeniyle materyalin uyumsuzlu¤una ba¤l› olarak klinik bulgular ortaya ç›kabilir

• Glukoz ve amino asitlerin filtrasyon ile uzaklaflt›r›lmas›

• Uzun dönem antikoagülasyon ve heparin kullan›m›

nedeniyle kanamaya e¤ilim ve trombositopeni

• Ekstrakorporeal sistem nedeniyle ›s› kayb›

• Venöz katetere ba¤l› komplikasyonlar

• Uygulaman›n maliyeti

Kritik hastalarda intermitan hemodiyalizin çeflitli sak›n- calar› vard›r. Dolafl›m instabilitesi oldu¤undan ifllem s›ra- s›nda ani kan bas›nc› düflüklü¤ü görülebilir. Bunun nede- ni aniden fazla miktarda s›v› çekimi oldu¤u gibi solüsyon- lardaki bikarbonat ve inflamatuar mediyatörlerin yetersiz eliminasyonu da bunda rol oynamaktad›r. Hemodiyalizde intravasküler üre h›zla düfler, ancak konsantrasyon grad- yentine ba¤l› olarak ekstravasküler alandan kan damarla- r›na üre geçifli olur ve re-ekilibrium oluflur. Bu nedenle hastay› günde iki kez hemodiyaliz tedavisine almak gere- Tablo 1. SIRS ve septisemide rol alan baz› mediyatörlerin

molekül a¤›rl›klar›

Mediyatör Moleküler A¤›rl›k (D)

Tromboksan A2 352

PAF 524

Lökotrienler 600

Kompleman 3a 10,000

Kompleman 5a 11,200

IL1, 2 15,000

TNFα 17,000

IL6 25,000

Endotoksin 100,000

(5)

kebilir. ‹ntermitan hemodiyaliz (HD) tedavisinde ortalama üre seviyesi 35 mmol/L iken, RRT alanlarda bu de¤er 23,4 mmol/L olarak saptanm›flt›r. ‹ntermitan HD tedavi- sinde RRT gibi üre de¤erlerine ulaflmak için günde 7 sa- atlik HD yapmak gerekmektedir. RRT’nin dozu konusun- da çeflitli matematiksel modeller gelifltirilmiflse de, bu metodlar›n klinik olarak pratik önemi saptanamam›flt›r.

RRT’nin dozu teorik matematiksel ifllemlere de¤il hasta- n›n klinik durumuna göre ayarlanmal›d›r.

Çoklu organ yetmezli¤inde hasta büyük risk alt›ndad›r.

‹ki organ yetmezli¤inde mortalite %30-40 iken 3 organ yet- mezli¤i durumlar›nda bu oran %60-70, dört organ yetmez- li¤inde ise %80-100 olmaktad›r. RRT ile mortalite oranlar›

%18-28 oran›nda düflürülebilmektedir. RRT’de kontrollü s›v› çekimi yap›labildi¤inden, bu durum bir çok kritik hasta- da RRT için karar verici endikasyonu oluflturmaktad›r. Sep- siste MOF ve MODS vakalar›nda oluflan pulmoner ödem ve ARDS vakalar›nda RRT ile daha dramatik yan›t al›nabil- mektedir. Standart intermitan HD k›sa dönem uyguland›-

¤›ndan daha az etkili olabilmektedir. Özellikle fazla miktar- da s›v› çekimi yap›lacak vakalarda RRT ile hipotansiyon çok daha az oluflmaktad›r. ‹ntermitan HD uygulanan vakalarda tam olarak hastadan s›v› çekilememekte ve bir sonraki HD tedavisine kadar hiperhidrasyon oluflmaktad›r. Kritik hasta- larda günlük 1,5-2 g/kg/gün kalori ihtiyac› olmaktad›r. RRT hastan›n ihtiyaç duydu¤u beslenme için yeterli yer açmaya da yard›mc› olmaktad›r (16).

Baz› yay›nlarda RRT uygulanan hastalarda mortalite oranlar›n›n, uygulanmayan hastalar ile ayn› oldu¤u söylen- se de, RRT gerektiren hastalarda komorbid durumlar daha fazla oldu¤undan ve daha a¤›r yan›¤› olan hastalarda RRT gerekti¤inden böyle bir sonuca varmak do¤ru de¤ildir.

Kaynaklar

1. Holliday MA. Extravascular fluid and its proteins: dehydration, shock and recovery. Pediatr Nephrol 1999;13:989-95.

2. Boswich JA Jr, Thompson JD, Kershner CJ. Critical care of the burned patient. Anesthesiology 1977;47:164-70.

3. Fang RH, Chen JS, Lin JT, King YH, Kuo JS. A modified formu- la of GIK (glucose-insulin-potassium) therapy for treatment of extensive burn injury in dogs. J Trauma 1989;29:344-9.

4. Leffler JN, Litvin Y, Barenholz Y, Lefer AM. Proteolysis in for- mation of a myocardial depressant factor during shock. Am J Physiol 1973;224:824-31.

5. Hegewisch S, Weh HJ, Hossfeld DK. TNF-induced cardiomy- opathy. Lancet 1990;335:294-5.

6. Jeschke MG, Barrow RE, Wolf SE, Herndon DN. Mortality in burned children with acute renal failure. Arch Surg 1998;133:752-6.

7. Moran SM, Myers BD. Course of acute renal failure studied by a model of creatinine kinetics. Kidney Int 1985;27:928-37.

8. Harman PK, Kron IL, McLachlan HD, Freedlender AE, Nolan SP.

Elevated intra-abdominal pressure and renal function. Ann Surg 1982;196:594-7.

9. Rosen CL, Adler JN, Rabban JT, Sethi RK, Arkoff L, Blair JA, et al. Early predictors of myoglobinuria and acute renal failure fol- lowing electrical injury. J Emerg Med 1999;17:783-9.

10. Schrier RW, Wang W. Acute renal failure and sepsis. N Engl J Med 2004;351:159-69.

11. Riedemann NC, Guo RF, Ward PA. The enigma of sepsis. J Clin Invest 2003;112:460-7.

12. Lameire N, Hoste E. Reflections on the definition, classification, and diagnostic evaluation of acute renal failure. Curr Opin Crit Care 2004;10:468-75.

13. Anderson RJ, Barry DW. Clinical and laboratory diagnosis of acute renal failure. Best Pract Res Clin Anaesthesiol 2004;18:1-20.

14. Hladík M, Tymonová J, Zaoral T, Kadlcík M, Adámková M.

Treatment by Cont›nuous Renal Replacement Therapy in Patients with Burn Injuries. Acta Chir Plast 2001;43:21-5.

15. Tremblay R, Ethier J, Quérin S, Béroniade V, Falardeau P, Leblanc M. Veno-venous continuous renal replacement therapy for burned patients with acute renal failure. Burns 2000;26:638-43.

16. Charlotte H, Franziska H. Acute renal failure in severely burned patients. Burns 1999;25:171-8.

Referanslar

Benzer Belgeler

1991 yılında başlatılan “The Women’s Health Initiative” (WHI) çalışması ortalama yaşı 63 olan sağlıklı postmenopozal kadınlarda HRT’nin birincil KV

a) WHI çalışmasına göre HRT, daha önceden kalp hastalığı olmayan olgularda sadece kalbi korumak amacıyla kullanılmamalıdır. b) Diğer iki çalışmada

Sonuç olarak, Holştayn ırkı bir inekte deride görülen fokal dissemine nodüler lezyonlar ile karakterize LSD enfeksiyonu patolojik bulgularıyla ülkemizde ilk

Yafl›n &gt;60 yafl ve preoperatif serum kreatinin düzeyinin 120 µmol/L’nin üzeri olmas›n›n; preoperatif risk faktör- lerinin analiz edildi¤i bir metaanalizde 20

[3] 2000–2004 yılları arasında postpartum akut böbrek yetersizliği nedeni ile takip edilen 37 hastanın dahil edildiği ülkemizden bir çalışmada da benzer şekilde en

Hemolitik üremik sendrom olgusunda uzun süreli renal replasman ve plazmaferez tedavisi: Yoğun bakım ünitesi deneyimi.. Ozan Gökuç 1 , Hacer Şebnem Türk 2 , Tolga Totoz 3 ,

Bu çalışma- nın amacı, intraoperatif NIRS ile takip edilen renal rSO 2 değerlerindeki değişikliklerin ameliyat sonrası gelişen akut böbrek hasarı ile

Son dönemde; İnterlökin-18 (IL-18), Nötrofil Gelatinaz ile İlişkili Lipokalin (NGAL), İnsulin-Benzeri Büyüme Faktörünü Bağlayıcı Protein (IGFBP7) ve