M AH M U D YE S A R t, M A H M U D Y E S A R İY Î Mahmut Ye,sarinin 8- lümü üzerine bugün kü gazetelerde yazı lanları da okuduk. Dün bu sütunlarda söylediğimiz gibi bu yazıların çoğu bir ö- lünün arkasından söylenme®’ âdet olan sözler. Kendisi ne duyulan bu ilg i hiçbir zaman onu anlamış olm am ıza, delâlet etmiyor. Bir örnek olarak Ulunayın dünkü fık rasından bahsedelim. Ulunay Mahmut
Yesarinin bohemliğinden istismar edil eliğinden filân bahsettikten sonra ro mancılığı üzerinde duruyor.
Ullınay diyor ki: "Mahmut Yesari romancılıkta kuvvetini iki sahada top lar, hattâ muvatfakıyetinin sırn bun lardır: Üslûp ve tasvir...” İüvet. Uln- naym hükmü budur. Mahmut Yesari ve üslûp, Mahmut Yesari ve tasvir. Daha önce düşünülecek iki nokta var.
Roman ve üslûp, roman ve tasvir. Ö LD Ü RD Ü
Ulumaya cevabımız şudur: Roman ııe üslûp ne da tasvir demektir. R o mancı ahenkli yazm ak için kalem ucu törpülemeğe mecbur değildir. Böyle olunca bir romancı da üslûp ve. tas virle methedilmez. Ulunay, Mahmut
y esarinin tiplerini seçişdeki hususiye ti bulabiliyor mu? Ulunay, Yesarinin roman anlayışını çıkarabiliyor mu? Ulunay Yesaride üslûp tasvir gibi şey lere hiç önem verilm ediğini hattâ, o- ııun romanlarında cümle hatası bile bulunabileceğini düşünüyor mu? Ulu nay harcıalem romanla harcıalemin ro manini - ayırabiliyor mu ? Bunlar kav ranmadan romancı Mahmut Yesari izah edilemez.
Taha Toros Arşivi