SOSYAL HİZMET MEVZUATI
4. HAFTA
aile ve çocuk hukuku
• Kadın veya erkek, günlük dildeki yaygın
kullanımıyla hem bireyin biyolojik anlamda
dişi /"female/ veya er [male] oluşunu, hem de
toplumun bireye sunduğu roller sistemi dâhilinde anlam kazanan kadın /woman/ veya erkek /"man]
oluşu ifade eden iki terimdir. Fakat ne var ki, bu terimlerde anlam kazanan biyolojik boyut ile
biyolojik yapıda temellenen toplumsal boyut birbirlerinden çok farklı şeylerdir(VATANDAŞ).
• Toplumsal cinsiyet (gender) kavramını sosyolojiye dâhil eden Ann Oakley, 1972
yılında yayımlanan Sex, Gender and Society'de açıkladığı üzere, cinsiyet (seks) biyolojik açıdan erkek/kadın ayrımını anlatn'ken, toplumsal
cinsiyet (gender) erkeklik ile kadınlık arasındaki toplumsal bakımdan eşitsiz bölünmeye gönderme
yapmaktadır(VATANDAŞ).
• Her ne kadar geleneksel bakış açısında,
cinsiyet ve toplumsal cinsiyetin basit ve açık bir şekilde birbirleriyle örtüştüğü anlayışı
devam ediyor olsa bile, artık bugün bu ikilinin birbirlerinden ayrı anlamsal boyutlarını konu edinen geniş bir literatür oluşmuş
bulunmaktadır(VATANDAŞ).
• Ataerkilliği, toplumsal hiyerarşinin toplumsal cinsiyetle örüldüğü bir toplumsal sistem olarak da tanımlayabiliriz. Ataerkil toplumlarda,
toplumsal cinsiyet rolleri hem erkeklere hem de kadınlara dayatılır; ve “kadınların biyolojik farklılıkları, toplumsal, kültürel ve politik baskı araçlarına dönüşür.” (Bayrakçeken-Tüzel, 2004)
• Toplumsal cinsiyette eşitlik (gender equality);
“fırsatları kullanma, kaynakların ayrılması ve kullanımında, hizmetleri elde etmede bireyin cinsiyeti nedeniyle herhangi bir ayrımcılığa uğramaması demektir.
• Toplumsal cinsiyette hakkaniyet (gender
equity) ise; kadın ve erkeğin farklı gereksinimi ve güçlerinin olduğu, bu farklılıkların
belirlenerek iki cinsiyet arasındaki dengeyi düzeltecek şekilde gerekenlerin yapılması anlamına gelmektedir(TOMANBAY vd).
• Yeni Medeni Kanunla gelen kadınlara yönelik değişiklikler şöyle özetlenebilir:
• • Evlenme yaşı: Eskiden evlenme yaşı kadınlar için on dört erkekler için on yedi idi. Yeni yasa ile kadın ve erkek farkı olmadan herkes on yedi yaşını bitince evlenebiliyor (Md. 124/1).
• Boşanma nedeni olan ‘cana kast ve pek fena
muamele’ye ‘onur kırıcı davranış’ eklendi. ‘Terk’
nedeninin koşulları değişti.
• Boşanma Davası, eskiden sadece ikâmetgah yerinde açılabilirken yeni yasadan sonra
tarafların son altı ayda oturdukları yerin mahkemesinde açılabiliyor.
• Artık evlilik birliklerinde “ailenin reisi” yok.
Bunun sonucu olarak oturulacak evin
seçiminde, evlilik birliğinin yönetiminde eşler beraberce hak sahibidir. “Eşler birliğin
giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar” (Md. 186)
• Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler: 1.
22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler,
• 2. 20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna
ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınma ve tenfizi (uygulanması için işlemlerin yapılması),
• 3. Kanunlarla verilen diğer görevler