• Sonuç bulunamadı

GÜL DESTESÝ. Mehmet Erdoðan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "GÜL DESTESÝ. Mehmet Erdoðan"

Copied!
72
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

a

GÜL DESTESÝ

(3)
(4)

c

GÜL DESTESÝ

Mehmet Erdoðan

(5)

GÜL DESTESÝ Gül Kokulu Fabl Serisi 1 Copyright © Muþtu Yayýnlarý, 2005

Bu kitaptaki metin ve resimlerin, tamamýnýn ya da bir kýsmýnýn, kitabý yayýmlayan þirketin önceden yazýlý izni olmaksýzýn elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayýt

sistemi ile çoðaltýlmasý, yayýmlanmasý ve depolanmasý yasaktýr.

Editör Zekeriyya ÞEN Görsel Yönetmen

Engin ÇÝFTÇÝ Akademik Ýnceleme

Muhittin KÜÇÜK, Dr. F. Muharrem YILDIZ Çizimler

Mehmet SALDAMLI Kapak Zülker MEYDAN

Mizanpaj Mernuþ KALKAN

975-8968-70-XISBN

Basým Yeri ve Yýlý

Çaðlayan Matbaasý / ÝZMÝR Tel:(0232) 252 20 96 Mayýs 2005

Genel Daðýtým Gökkuþaðý Pazarlama ve Daðýtým Alayköþkü Cad. No:12Caðaloðlu/ÝSTANBUL Tel:(0212) 519 39 33 Faks:(0212) 519 39 01

Muþtu Yayýnlarý

Emniyet Mahallesi Huzur Sokak No:5 34676 Üsküdar/ÝSTANBUL Tel:(0216) 318 42 88 Faks:(0216) 318 52 20

www.mustu.com

(6)

d

ÝÇÝNDEKÝLER

Kurtla Çoban

4

Iþýk Ceylân

1

Konuþan Deve

7

Aðacýn Hikâyesi

10

(7)

Dacin Kuþu

24

Ayþecik’le Ay

16

Aslan Dede

27

Su

30

(8)

f

Beyaz Bulut

38

Güvercin’in Hatýrasý

34

Kuyu

41

Kanatsýz Ok

48

(9)

Abbas’ýn Altýnlarý

56

Keler Dile Gelince

52

Aðlayan Taþ

59

(10)

Gül Destesi 1

IÞIK CEYLÂN

Bir gün anne ceylânla, Yavru konuþuyordu.

Anne ona heyecanla, Þunlarý söylüyordu:

“Caným yavrum bir zaman, Bu dünya karanlýkmýþ.

Bilgisizlik pek yaman, Bütün kalpler kýrýkmýþ.

(11)

Yürekler çöl gibiymiþ, Kurak ve susuz yani.

Yanlýþa boyun eðmiþ Ýnsanlar, olmuþ cani.

Ýþte tam bu sýrada, Bir peygamber belirmiþ.

‘Oku!’ sesi Hira’da, Cebrail’den gelirmiþ.

Sonra yayýlmýþ bu ses, Bütün âlemi sarmýþ.

Kalplere esen nefes, Gönülleri kurtarmýþ.

Ýþte bu zaman bizim, Bir ceylân dedemiz de.

Yüreði sýzým sýzým, Yol almýþ hep çöllerde.

Varmýþ bir gün Mekke’ye, Bulmuþ o peygamberi.

“Ya Allah” diye diye, Iþýk olmuþ her yeri.

(12)

Gül Destesi 3

Hazreti Muhammed’dir O peygamber, küçüðüm.

Çaðrýsý þehadettir.

Bunu unutma gülüm.

Bunu unutmak ölüm.”

--- Sallallahu aleyhi vesellem.

(Allah’ýn salât ve selâmý O’nun üzerine olsun.)

(13)

KURTLA ÇOBAN

Bir gün çobanýn biri Sürüyü otlatýrken.

Bir kurt saldýrmýþ iri, Koyunlarýna birden.

Çoban hemen yetiþmiþ, Vurmuþ kurdun sýrtýna.

“Seni canavar!” demiþ,

“Niçin kýyarsýn cana?”

(14)

Kurt dönmüþ ve konuþmuþ, Çoban þaþýrmýþ o an.

Ardýndan “hayret” demiþ

“Nasýl konuþur hayvan?”

Kurt demiþ: “Sana hayret;

Þu tepenin ardýnda, Edilir dine davet, Sen deðilsin farkýnda.

Bir peygamber gelmiþtir, Ýsmi ise Muhammed.

Der: “Küfür kötü iþtir, Tek kurtuluþ þehadet.”

Çoban demiþ: “Bekle sen, Þu sürümü hele bir.

Gidip geleyim hemen, Sen de bir sevaba gir.”

--- Sallallahu aleyhi vesellem.

(Allah’ýn salât ve selâmý O’nun üzerine olsun.)

Gül Destesi 5

(15)

“Tamam” demiþ beklemiþ, Kurt sürüyü bir süre.

Çoban gelmiþ ve demiþ:

“Döndü yüreðim güle.”

“Allah bir.” deyip oldum Müslümanlardan biri.

Gerçek huzuru buldum, Görünce peygamberi.

Bakmýþ sürüye sonra, Kurt hiç zarar vermemiþ.

Bir koyun kesmiþ ona,

“Bu ikramdýr ye.” demiþ.

(16)

Gül Destesi 7

KONUÞAN DEVE

Bir gün devenin biri, Kaçýyormuþ bir yöne.

Ardýnda birileri, Kovalýyor habire.

Peygamberimiz yolda, Giderken görmüþ bunu.

Deve varmýþ yanýna, Uzatarak boyununu.

(17)

Konuþmuþ inleyerek, Demiþ: “Ya Resûlâllah, Çalýþtým bugüne dek, Beni kesecekler ah!

Bu bana uygun mudur?

Bunca yýl yük çektim ben.

Þimdiyse durum budur, Beni kurtar bu hâlden.”

Peygamberimiz sormuþ:

“Doðru mu söylediði?”

Adamlar evet, demiþ,

“Doðrudur her dediði.”

O an Yüce Peygamber, Demiþ: “Býrakýn onu.

Kader adalet ister, Böyle olmasýn sonu.”

(18)

Gül Destesi 9

Adamlar býrakmýþlar, Bu ihtiyar deveyi.

Nebi’ye hak vermiþler, Görerek bir gerçeði.

(19)

AÐACIN HÝKÂYESÝ

Bir gün yolda giderken Bir aðaç gördüm, derken Birden fýsýltý ile Dallarý geldi dile.

Dedim: “Sen mi konuþtun, Biraz evvel bir hoþtun?”

(20)

Gül Destesi 11

“Evet” dedi o aðaç,

“Dinle kulaðýný aç.

Ben öyle bir aðacým, Bir olaydýr baþ tacým.”

Dedim: “Ne olayý bu?”

“Bir mucize doðrusu.”

Merakla: “Anlat hele!”

Söze baþladý þevkle.

Dedi: “Benim dedemin, Baþýndan geçmiþ, yemin.

Yalaným varsa hemen, Kuruyayým þu an ben.”

“Tamam” dedim “Ýnandým, Anlat, pek meraklandým.”

(21)

Dedi: “Peygamberimiz, Yolda giderken sessiz.

Birden bir adam çýkmýþ Yoluna, ona bakmýþ.

Demiþ: ‘Sen peygambersen, Þu aðaç gelsin hemen.’

Demiþ Yüce Peygamber:

‘Ama Kur’ân’dýr rehber.

Güç, Allah’ýn bunu bil, Mucize benim deðil.’

‘Tamam’ demiþ o adam, Beklemiþ merakla tam.

Peygamberimiz þöyle, Eliyle iþaretle...

(22)

13

Uzakta bir aðaca,

‘Gel.’ demiþ pek yavaþça.

Aðaç salýnmýþ o an, Çatlamýþ toprak falan.

Köklerini sürüyüp, Durmuþ huzura varýp.

Peygamberin önünde, Beklemiþ tam edeple.

Sormuþ: ‘Ben kimim söyle.’

O aðaç gelmiþ dile.

Demiþ: ‘Sen peygambersin, Daim doðru söylersin.’

Peygamberimiz tekrar, Demiþ: ‘Git yerine var.’

(23)

Aðaç gitmiþ yerine, Kökler girmiþ derine.

Eski hâlini almýþ, Tekrar iþine dalmýþ.

Adam hayretle o an, Hemen olmuþ Müslüman.”

Bu hikâyeden sonra, Aðaç dönerek bana:

Dedi: “Ýþte o, benim Gurur duyduðum dedem.”

Ben de hak verdim ona, Dedim: “Bu ýþýk sana.

Anlat bunu herkese, Yanýna kimler gelse.

(24)

Gül Destesi 15

Dinlesin hikâyeyi, Anlasýn tek gayeyi.

Tek gaye Hakk’a iman, Ve olmak, tam Müslüman.”

(25)

AYÞECÝK’LE AY

Bir gün Ayþecik kýrda, Oynuyordu durmadan.

Çiçeklik bir çayýrda, Ne güzel aman aman.

Akþam oldu habersiz, O durmadan oynadý.

Ay çýktý sessiz sessiz, O birden baktý kaldý.

(26)

Gül Destesi 17

Baþladý aðlamaya, Evi de uzaktaydý.

Yürümeliydi yaya, Ona arkadaþ aydý.

Ayþecik baktý ona, Ay güldü tatlý tatlý.

Iþýyordu her yana, Birden kahkaha attý.

Ayþecik irkilerek, Baktý aya korkuyla.

“Niçin güldün?” diyerek, Girdi o an konuya.

Ay dedi: “Sana güldüm, Böyle yerler bu vakit.

Tekin deðildir gülüm, Yürü var evine git.”

(27)

Ayþecik dedi: “Evet, Tekin deðildir tamam.

Evimi bulmam bir dert, Hele gece bulamam.”

Ay, dedi: “Yürü hadi, Beraber arayalým.

Dolaþalým dað vadi, Sizin evi bulalým.”

“Tamam” dedi Ayþecik, Yürüdüler beraber.

Bir kuþçuk öttü cik cik,

‘Gece bülbülü’ derler.

Bir taraftan yürüyüp, Bir yandan sohbet oldu.

Karanlýk tam büyüyüp, Bir yýldýz gökte soldu.

(28)

Gül Destesi 19

Ay dedi: “Bak Ayþecik, Sana anlatmalýyým.

Bir olay ama gerçek, Bir yandan yürüyelim.”

(29)

“Tamam” dedi Ayþecik,

“Anlat hele, nedir o?”

Yine kuþ öttü cik cik, Herhâlde bülbüldür o.

Ay dedi: “Bir zamanlar, Cehalet devrindeydi.

Gönüllerde zindanlar, Ayný böyle geceydi.

Peygamber geldi nurla, Iþýttý her gönülü.

Çevirdi aþktan surla, Kalbi ýþýk örülü.

Bir akþam iþte böyle, Ben almýþým yerimi.

Vardýlar Peygambere, Birkaç Mekke cahili.

(30)

Gül Destesi 21

Dediler: ‘Bir mucize, Göster de inanalým.

Gelsin nefsimiz dize, Biz Müslüman olalým.’

‘Tamam’ dedi Peygamber,

‘Siz bir þeyler isteyin.’

Bakýp dedi cahiller:

‘Ayý ikiye bölün.’

Dua etti Peygamber, Parmaðýný kaldýrdý.

Ve indirdi bir sefer O an kalbim yarýldý.

Ýkiye bölünmüþtüm, Ýki eþit parçaya.

Çok yerden görünmüþtüm, Gördü bakanlar aya.

(31)

Bir kýsým müþrik hemen, Müslüman oluverdi.

Bir kýsmý dedi o an,

‘Büyüsü göðe erdi.’

Ýnanmadan gittiler, Çalým satarak ordan.

Aydýnlýðý ittiler, Çýktýlar Sonsuz Nur’dan.”

Ay bunlarý anlattý, Yürürken gece boyu.

Ayþecik tatlý tatlý, Dinledi durdu onu.

Ayþeciðin bildiðim, Çehresi gülüyordu.

Kalbinde nurlu iklim, Bunlarý söylüyordu.

(32)

Gül Destesi 23

Biraz sonra evi de, Buldular köye yakýn.

Bugünlük ödevi de Burada bitti ayýn Ayþe evine gitti, Ay da gökte yerine.

Bu kýssa burda bitti, Diðeri baþlar yine.

(33)

DACÝN KUÞU

Ben minik bir kuþçuðum, Ne kartal ne kuðuyum.

Ama bir özelliðim, Peygamber evindeyim.

O’nun sesi, sözüyle, Mutlu yaþarým böyle.

(34)

Gül Destesi 25

En güzel beste O’dur, Güllerden deste O’dur.

Misk gibidir kokusu, Özde Allah korkusu...

O’ndan bize yayýlan, Gel sen de aþkla boyan.

Ben bir minik kuþçuðum, Bazen delidir huyum.

Ne zaman mý? Söyleyim:

Gidince Peygamberim...

Evden çýkýp gidince, Çýrpýnýrým delice.

Duramam buralarda, Öterim saðda solda.

(35)

Huzursuz olduðumdan, Çýrpýnýrým her bir an.

Ne zaman eve gelir, Peygamber selâm verir.

O zaman sevinirim, Birden sakinleþirim.

Benim ismim Dacin’dir, Gýdam, besinim dindir.

Iþýðým ve rehberim, Sevgili Peygamberim.

(36)

Gül Destesi 27

ASLAN DEDE

Ben ormanlar kralý Aslaným bilirsiniz.

Anlatsam þu kýssayý, Coþup sevinirsiniz.

(37)

Dinleyin kardeþlerim, Ýnanýn masal deðil.

Aslýdýr ta gerçeðin, Bir mucize, bunu bil.

Bir zaman benim dedem, Çöllerde yaþýyormuþ.

Oradaymýþ ailem, Soyumun baþý oymuþ.

Bir gün bir Peygamberin Geldiðini duymuþlar.

Düþünmüþler pek derin, En son karar vermiþler.

Dedemi göndermiþler, Peygamberi görmeye.

Demiþler: “Kutlu haber Getir bize hediye.”

Gitmiþ dedem Mekke’ye, Görmüþ Güller Gülünü, Dinlemiþ huþû ile Sonsuzluk bülbülünü.

(38)

Gül Destesi 29

Sonra dönmüþ çöllere, Anlatmýþ gördüðünü.

Haber vermiþ her yere Kalbine ördüðünü.

Kalbine ördüðü ne?

Ýman, ihlâs, inançmýþ Bir davet en son dine, O her derde ilâçmýþ.

(39)

SU

Benim ismim billûr su, Çölde yolcuya iksir.

Daðýtýrým kâbusu, Susuz, bende dirilir.

“Ýþte böyle yakýcý, Bir sýcak vardý çölde.

Efendimiz baþ tacý, Yürüyordu en önde.

(40)

Gül Destesi 31

Ardýnda sahabiler, Savaþa gidiyordu.

Birer melek gibiler, Hepsi “Allah” diyordu.

Ama susuzluk fena, Dudaklar çatlak çatlak.

Tak etti artýk cana, Her þey kuru ve çorak.

Durumu bildirdiler, Efendimiz üzüldü.

Bir parça su dediler, Biri biraz su buldu.

Getir, dedi Peygamber, Sonra bir leðen geldi.

Dök suyu azar azar, Dedi ve su döküldü.

(41)

Dökülen su bitmiþti, Ama o ne, parmaklar.

Akýttý çeþme gibi, Suyu leðene har har.

Ashap “Rahmet” diyerek, Bu güzel suya koþtu.

Ýçti kanýncaya dek, Ýçildikçe su coþtu.

Hayvanlar da içtiler, Suyu kanýncaya dek.

Þimdi diri, dinçtiler, Hazýrdý her bir binek.

Efendimiz “Tamam mý?”

Diyerek sorduðunda.

Yoktu susuzluk gamý, Þükürse doruðunda.

(42)

Gül Destesi 33

O zaman su kesildi, Tükenmiþti ihtiyaç.

Herkes bu sýrrý bildi, Rahmetti baþlara taç O Rahmet Peygamberi, Derde derman her zaman.

O’nun sevda gülleri, O’nu sevmeli yaman.”

Benim ismim billûr su, Çölde yolcuya iksir.

Daðýtýrým kâbusu, Susuz, bende dirilir.

(43)

GÜVERCÝNÝN HATIRASI

Bir gün bir anne güvencin, Aðlýyordu için için.

Yavrularý sordu ona:

“Niye aðlýyorsun ana?”

(44)

Gül Destesi 35

Anne güvercin “Hiç” dedi,

“Hatýrladým da bir þeyi.

Duygulanýverdim hemen, Nedendir pek bilemem.”

“Neymiþ o hatýrladýðýn, Anlat bize de hemen.”

Anne dedi: “Peki olur, Olay burda vuku bulur.

Peygamberle Ebu Bekir, Medine’ye doðru yürür.

Ama müþrikler takipte, Yürürler izlerden hep de.

Ýki dost bu maðaraya, Girip baþlarlar duaya.

‘Rabbim bizi koru!’ derler, Huþuyla dua ederler.

(45)

Ýþte tam bu sýrada ben, Oradaydým, bilmem neden;

Bir kayanýn üzerinde, Gönlüm Allah’ýn emrinde..

Birden uçtum maðaraya, Hazýrlanmýþ bir yuvaya.

Bilmem neden yumurtladým, Onlarý örttü kanadým.

Bir de baktým bir örümcek,

‘Emir aldým ben!’ diyerek Maðaranýn giriþine,

Yuva ördü döne döne.

Ýþte tam da bu sýrada, Müþrikler geldi ardarda.

Maðaraya dek çýktýlar, Bizlere þöyle baktýlar.

(46)

Gül Destesi 37

Dediler: ‘Burada yoklar,

Hem bir kuþ, hem örümcek var.

Bir de yuvalar yapmýþlar, Maðarayý kapatmýþlar.’

‘Evet’ dedi hepsi birden.

‘Hemen gidelim de burdan.

Baþka yerlere bakalým, Onlarý yakalayalým.’

Böylece iki dost kurtuldu, Hatýra burada son buldu.”

Yavrular baktýlar anneye, Gözleri yaþlýydý yine.

Anladýlar bu yaþ neden, Efendimize sevgiden.

(47)

BEYAZ BULUT

Benim adým beyaz bulut, Ýçimde taþýrým umut.

“Bulut umut taþýr mý hiç?

O duyar mý özde sevinç?”

(48)

Gül Destesi 39

Demeyin sakýn dostlarým, Ben bu umutlarla varým.

Bakýn size anlatayým, Sözüme ýþýk tutayým.

Ben Mekke’de bir buluttum, Vardý farklý bir boyutum.

Peygamberi takip eden, O’nun tam üstünde giden Bir buluttum vazifeli, Dolaþýr dururdum her yeri.

Güneþ O’nu yakmasýn da Ne olursa olsun bana.

O giderdi ben giderdim, Rabbime de þükrederdim.

Böyle kutlu bir vazife, Nasip olmazdý herkese.

(49)

Benim adým beyaz bulut, Ýçimde doludur umut.

Ben bu emri Hak’tan aldým, Gölgemi yerlere saldým.

Ne güzelmiþ bu vazife, Hak nasip etsin herkese.

(50)

Gül Destesi 41

KUYU

Bir zaman bir küçük kuþçuk, Ötüyordu çölde cik cik...

Susuz kaldýðý pek belli, Bitkin ve mecalsiz hâli.

Son bir gayretle davrandý, Biraz daha havalandý.

(51)

Sonra indi yere yavaþ,

Kondu, bulup bir minik taþ.

Çevresine baktý ýssýz, Rüzgâr bile eser sessiz.

Bir aralýk bir ses duydu, Aradýðý iþte buydu.

Þýrýl þýrýl bir sesti bu,

Dedi: “Yoksa buldum mu su?”

Kanadýna güç vererek Uçtu “Ya Allah” diyerek.

Biraz sonra suyu buldu, Dopdolu bir kuyuydu bu.

Sularý taþýp gidiyor, Çevresinde ot bitiyor.

Kuyunun taþýna kondu, Artýk susuzluða sondu.

(52)

Gül Destesi 43

Yudum yudum içti suyu, Dedi: “Nerden gelir suyu?”

Böyle çölde böyle bir su, Þaþtým kaldým pek doðrusu.

Duydu meltem gibi nefes, Ardýndan pek tatlý bir ses.

Baktý kuyuydu konuþan, Billûr suyu akýp coþan.

Kuyu dedi: “Selâm sana, Ýç suyumdan kana kana.

Ama þaþma ‘Bu su nedir?’

Kaynaðý bir mucizedir.”

“Nasýl?” dedi kuþcuk sordu,

“Mucize de ne?” diyordu.

Kuyu dedi: “Dinle hele, Anlarsýn nedir mucize.”

(53)

Kuþçuk dedi: “Dinliyorum, Anlat hadi bekliyorum.”

Kuyu dedi: “Ben bir zaman”

Susuz bir kuyuydum, inan.

Bir damlaya hasret, kuru, Bana derlerdi: ‘kör kuyu’

Bir gün Nebî ve ordusu, Aradýlar çöllerde su.

Sonra biri beni gördü, Peygambere haber verdi.

Hazreti Muhammed geldi, Dua etti ve eðildi.

Aðýz suyunu býraktý, Ýçime sanki nur aktý.

--- Sallallahu aleyhi vesellem.

(Allah’ýn salât ve selâmý O’nun üzerine olsun.)

(54)

Gül Destesi 45

(55)

Dibimden kaynadý sular, Yükseldi aðzýma kadar.

Biraz sonra kuru içim, Su ile dolmuþtu benim.

Geldi bütün sahabiler, Hepsi suyumdan içtiler.

Hayvanlarý da içmiþti, Susuzluklarý geçmiþti.

Sonra kaplar dolduruldu, Hepsi de pek mutlu oldu.

Ýþte o gündür bugündür, Ben akarým güldür güldür.

Budur iþte o mucize, Olaðan üstü hadise.

Dua Resûlûllah’tandýr Mucizeyse Allah’tandýr.”

(56)

Gül Destesi 47

Kuþçuk pek memnun olmuþtu, Ne güzel bir dost bulmuþtu.

Sohbet sürdü biraz daha, Unutuyordu az daha.

Akþama kalmamalýydý, Bir barýnak bulmalýydý.

Veda ederek kuyuya, Ayrýlýðý duya duya, Selâm verip uçtu gitti;

Bu kýssa da burda bitti.

(57)

KANATSIZ OK

Ben bir kanatsýz okum, Bir çukura atýlmýþ.

Çürütemez beni kum, Özüme nur katýlmýþ.

Hele bir anlatayým, Hikâyemi ta baþtan.

Nerede bilmem yayým, Döndü mü o savaþtan.

(58)

Gül Destesi 49

Bilmiyorum ama ben, Gömüldüm kaldým kuma.

Bir dua, atýlýrken, Sanki ruh oldu bana.

O gün savaþ çetindi, Her taraf toz ve duman.

Düþmanýn iþi kindi, Aþk doluydu Müslüman.

Bütün inançsýzlarýn, Gözleri dönmüþ idi.

Müslüman þahbazlarýn, Sunduklarý sevgiydi.

Ok kalmadý atacak, Sahabinin elinde.

Yerdeki oklar ancak, Ýþ görürdü belki de.

(59)

Toplanan o oklarýn Ýçinde ben de vardým.

Yanýnda Peygamberin, Kanatsýz da uçardým.

Evet kanadým yoktu, Ama savaþmalýydým.

Ýsmim basit bir oktu, Hedefe düþmeliydim.

Peygamberin elinden, Sahabi aldý beni.

Yayýna koyup o an, Düþmana saldý beni.

Çýktým yaydan son hýzla, Uçtum gittim hedefe.

Karýþtým toprak tozla, Battýðýmda bir cisme.

(60)

Gül Destesi 51

Müþrikleri belinden Vurup yere sermiþtim.

Çektiðinde belinden, Bir çukura düþmüþtüm.

Ýþte böyle hikâyem, Ben kanatsýz bir okum.

Hakk’ý duyurmak gayem, Beni çürütemez kum.

(61)

KELER

DÝLE GELÝNCE

Benim adým kelerdir, Sürüngenlerden biri.

Bildiklerim nelerdir, Var mý dinleyen biri?

Anlatayým bak size, Mühim bir hatýramý.

Benziyor sanki düþe, Siliyor kalpten gamý.

(62)

Gül Destesi 53

Bir zamanlar bir köylü, Beni aldý eline.

Çok sýcak bir yaz günü, Düþtü Mekke yoluna.

Peygamberi aradý, Demedi sýcak mýcak.

Bilinmez ne muradý, Belki sual soracak?

Derken sonunda buldu, Peygamberi bir yerde.

Beni eline aldý, Baktý Gül Peygambere.

Dedi: “Sen peygambersen, Þu keleri konuþtur.

Eðer doðru sözlüysen, Bu sana kolay iþtir.”

(63)

Peygamber gülümsedi, Þefkatle bana bakýp.

“Söyle ben kimim?” dedi, Bendeniz oldum garip...

Sanki bir þeyler beni, Konuþmaya zorladý.

Ýçim oldu yepyeni, Dilimde O’nun adý.

Dedim: “Sen peygambersin, Allah’ýn hak resûlü.

Dünyayý tuttu ismin, Seni bilmeyen ölü.”

Köylü þaþýrdý kaldý, Sonra dedi: “Ýnandým.

Kalbim de ikna oldu, Artýk ben Müslümaným.”

(64)

Gül Destesi 55

Ýþte böyle arkadaþ, Budur benim hikâyem.

Duysun bunu dað ve taþ, Hakk’ý söylemek gayem.

(65)

ABBAS’IN ALTINLARI

Biz Abbas’ýn altýnlarý;

Hanýmýyla gizlediler

“Kimse görmesin bunlarý Ve de bilmesin.” dediler.

Öylece sakladýlar bizi, Bir sandýðýn en dibine.

Hayatýn var yazý güzü, Yarar olur kötü güne.

(66)

Gül Destesi 57

Böyle sözleþtiler o an, Kimse duymadý bilmedi.

Sonra gel zaman git zaman, Bizi bir alan olmadý.

Bir gün Abbas eve geldi, Ýki gözü iki çeþme...

Gözyaþlarý sanki seldi, Ama içi pürnur, neþe...

Hanýmý sordu Abbas’a,

“Niçin böyle aðlýyorsun?

Nedir bu üzüntü, tasa?

Ciðerimi daðlýyorsun.”

Abbas dedi: “Bu aðlamam, Deðil üzüntü, kederden.

Mutluluktandýr tastamam, Müslüman oldum haným ben.”

(67)

Hanýmý dedi: “Ýnanmam, Nasýl oldu anlat hele.”

Abbas dedi: “Ýnandým tam, O nur yüzlü Peygambere.”

Hani bizim gizli olan Altýnlarýmýz var ya.

Tek tek söyledi inan,

Onu Muhammed Mustafa.

Hanýmý þaþýrdý kaldý, Þehadet getirdi o da.

O gün huzuru buldu, Katýldý nurdan kervana.

Ýþte böyle güzel dostlar;

Biz Abbas’ýn altýnlarý, Düþünüp ibret alýnýr Diye anlattýk bunlarý.

--- Sallallahu aleyhi vesellem.

(Allah’ýn salât ve selâmý O’nun üzerine olsun.)

(68)

Gül Destesi 59

AÐLAYAN TAÞ

Bir gün rüzgâr eserken, Beyaz, yassý taþ gördü.

Tam da geçip giderken, Dikkat etti ve durdu.

Taþ sanki aðlýyordu;

Hüzünle inliyordu.

“Ah ayrýlýk!” diyordu.

Yer ve gök dinliyordu.

(69)

Rüzgâr dedi o taþa:

“Niçin aðlýyorsun sen?

Bir hâl mi geldi baþa, Nedir seni çok üzen?”

Taþ dedi: “Hayýr asla, Bir derdim yoktur benim.

Ayrýlýk denen belâ, Baðrýmda oktur benim.

Aðlýyorum bu yüzden, Gece gündüz bu çölde.

Ne bahar, ne de güzden, Ýnilti yoktur dilde.

Peygamberden ayrýlýk, Beni üzen ey rüzgâr.

Bu acýmdýr kaç yýllýk, Ondan hâlim tarumar.”

(70)

Gül Destesi 61

Rüzgâr dedi: “Pekâlâ, Nasýl beraber oldun, Muhammed Mustafa’yla?

Ve nasýl ayrý kaldýn?”

Taþ anlattý, aðladý:

“Açlýðý sebebiyle O, karnýna baðladý, Beni bir çare diye.

Bazen günler olurdu, Bir lokmacýk yemezdi Pek mecalsiz kalýrdý, Ama açým demezdi.

Bir bez ile baðlardý, Beni çökmüþ karnýna.

Yürekleri daðlardý, Zor gelirdi bu bana.

--- Sallallahu aleyhi vesellem.

(Allah’ýn salât ve selâmý O’nun üzerine olsun.)

(71)

Bir gün O vefat etti, Ben de kenarda kaldým.

Iþýðým nurum gitti, Kendimi çöle saldým.

Þimdi inliyorum bak, Toz toprak içindeyim.

Benden oldukça uzak Medine’de sevdiðim.”

(72)

Gül Destesi 63 BU KÝTAPLA ÝLGÝLÝ NOTLARIM

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

Referanslar

Benzer Belgeler

1980'lerde başkentin hava kirliliği açısından en sıkıntılı yılları olduğunu dile getiren Şahin, bugün de hava kirliliğinin hala bir sorun olduğunu,

2009 yılında yine Kazda ğlarında çıkan yangınla ilgili hazırladığı raporda, yangının sabotaj olduğunu ileri süren Orman Mühendisleri Odas ı Eski Genel Başkanı

Küçük, Munzur dağlarının öbür taraf ında Ovacıklıların da altın madenine karşı mücadele ettiğine dikkat çeken Küçük, dağın iki yanının direnişi ortakla

Mahalle halk ından Eylem Eroğlu da, daha önce gösterdikleri tepkilerden sonra baz istasyonlarının kaldırılacağı sözünü ald ıklarını, fakat bunun yerine yeni bir tane

Uşak Eşme’deki Kışladağ Altın Madeni yakınlarındaki köylerden kuzu ölümleri haberleri gelmeye devam ediyor.. U şak Eşme’deki Kışladağ Altın Madeni

ÇED toplantısının iptali ile ilgili olarak açılan davada mahkemenin “ÇED yürütmeyi durdurma” karar ı verdiği CENAL Enerji'ye ait termik santralin, faaliyetine devam

Newton yüksekçe bir yere çıkıp elmayı fırlattığında elmanın parabolik bir eğri çizerek yere düşeceğini biliyordu. Peki bu elmayı daha hızlı fırlatırsak

ça ğdaşlığına, demokrasiye, halkların kardeşliğine, eşitliğe, özgürlüğe ve bir arada yaşama kültürüne yapılan bir saldırı olarak gören TMMOB, bu yıl da