• Sonuç bulunamadı

Astımlı hastalarda Beck depresyon ölçeğini etkileyen faktörler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Astımlı hastalarda Beck depresyon ölçeğini etkileyen faktörler"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ölçeğini etkileyen faktörler

Tansu YAKAR1, Ateş BARAN2, Sinem GÜNGÖR2, Bülent ALTINSOY3, Murat YALÇINSOY2, Günay CAN4, Esen AKKAYA2

1Osmaniye Devlet Hastanesi, Osmaniye,

2 Süreyyapaşa Göğüs ve Kalp Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği, İstanbul,

3 82. Yıl Rize Devlet Hastanesi, Rize,

4 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, İstanbul.

ÖZET

Astımlı hastalarda Beck depresyon ölçeğini etkileyen faktörler

Depresyonun astım semptomlarına benzer şikayetlere normal kişilerde bile neden olması, astım semptomlarının depresyon ile artabileceğini ve/veya karışabileceğini düşündürmektedir. Çalışmamızda astımlı olgularda depresyon indeksi ve bunu etkileyen çeşitli parametreler değerlendirildi. Merkezimiz astım ve allerji polikliniğinde takip edilmekte olan ve Toraks Der- neği uzlaşı raporları doğrultusunda daha önce astım tanısı almış 120 olguya sosyodemografik özellikleri içeren bilgi formu dolduruldu. Olguların 98’i kadın, 22’si erkek olup, yaş ortalaması 38.19 ± 10.99 yıl idi. Hastaların PEF ve spirometri ölçüm- leri yapıldı. Hastalara ayrıca gece ve gündüz semptom skoru, Q skoru ve Beck depresyon ölçeği uygulandı. Beck Depres- yon İndeksi (BDİ) 0-37 arasında değişiyordu ve ortalama 11.26 ± 8.54 (hafif) olarak belirlendi. “Cut-off” değeri olarak veri- len değerlere göre tedavi başlangıcında doldurulan BDİ puanları değerlendirildiğinde yok/minimal, hafif, orta ve ağır şid- dette depresyon sırasıyla %59, %27, %9 ve %7 olarak saptandı. Kadın hastalardaki BDİ ortalaması (12.32 ± 8.77) erkek has- talardan (6.55 ± 5.41), evli olan hastaların BDİ ortalaması (11.91 ± 8.77) evli olmayanlardan (7.56 ± 6.00) anlamlı düzey- de daha yüksekti (p< 0.05). Hastalar eğitim durumları, FEV1düzeyleri, PEF değişkenliği sonuçlarına göre değerlendirildi- ğinde gruplar arasında anlamlı bir farklılık saptanmadı (p> 0.05). Gündüz ve gece semptom skoru ile Q skoru orta ve yük- sek olgularda BDİ ortalaması istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksekti (p< 0.05). Sonuç olarak; astımlı hastaların teda- vilerinin takibinde hastalık şiddetini değerlendirirken solunum fonksiyonları klinik tablo ile uyumlu değilse, hastaların psi- kolojik durumlarının da dikkate alınması gerektiği düşüncesindeyiz.

Anahtar Kelimeler: Astım, depresyon.

Yazışma Adresi (Address for Correspondence):

Dr. Sinem GÜNGÖR, Süreyyapaşa Göğüs ve Kalp Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği, İSTANBUL- TURKEY

e-mail: sinematikgungor@yahoo.com

(2)

Astım tekrarlayıcı hava yolu obstrüksiyonu ile karakterize kronik bir hastalıktır. Kronik hastalık- ların ruhsal bozukluklara yol açabileceği, ruhsal sorunların da bedensel yakınmalarla ifade edile- bileceği bilinmektedir. Astım ve psikiyatrik so- runlar birlikte bulunduğunda veya somatizasyo- nun katkısı düşünülmediğinde, hastalar gereksiz yere araştırılır ve hastanede yatış süreleri uzar, ayrıca iki hastalık için uygulanan tedaviler birbi- rini etkiler (1). Astımlı hastalarda genel popülas- yona oranla anksiyete ve depresyonun daha sık olduğu gözlenmiştir. Normal kişilerde bile dep- resyonun astım semptomlarına benzer şikayetle- re neden olması astım semptomlarının depres- yon ile artabileceği ve/veya karışabileceğini dü- şündürmektedir (2-7). Bu durum, semptomların hangilerinin astım, hangilerinin ruhsal nedenlere bağlı olduğunu ayırt etmeyi zorlaştırmakta ve ha-

len astım hastası takibinde kullanılan semptom skorlarının değerini azaltmaktadır (8-10).

Çalışmamızda; astımlı hastalarda Beck depres- yon ölçeğini etkileyen parametreleri ve astım semptomlarının ve objektif testlerle ölçülen has- talık şiddetlerinin hastaların psikiyatrik durumla- rı ile ilişkisini araştırdık.

MATERYAL ve METOD

Süreyyapaşa Göğüs ve Kalp Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, Şubat 2002- Ağustos 2002 tarihleri arasında astım ve allerji polikliniğinde takip edilmekte olan ve Toraks Derneği uzlaşı raporları doğrultusunda daha ön- ce astım tanısı almış 120 olgu çalışmaya alındı.

Çalışmaya alınan olguların seçiminde, sigara kullanmamış olması, bronşektazi, diğer pulmo- ner veya kardiyak ek hastalığının olmaması ve çalışmayı kabul etmiş olması dikkate alındı.

SUMMARY

The factors affecting Beck depression scale in asthmatic patients

Tansu YAKAR1, Ateş BARAN2, Sinem GÜNGÖR2, Bülent ALTINSOY3, Murat YALÇINSOY2, Günay CAN4, Esen AKKAYA2

1Osmaniye Hospital, Osmaniye, Turkey,

2 Department of Chest Disease, Süreyyapaşa Chest and Cardiovascular Disease Education and Research Hospital, İstanbul, Turkey,

3 82. Year Rize Hospital, Rize, Turkey,

4 Department of Public Health, Cerrahpaşa Faculty of Medicine, İstanbul University, İstanbul, Turkey.

Symptoms of asthma can be intensified and/or mixed with depression since depression can cause asthmatic symptoms li- ke complaints even in normal people. In the present study, depression index and its influencing parameters were examined in asthmatic patients. A questionnare including sociodemografic features was applied to 120 patients, accepted as asthma- tic according to the Thoracic Society Guidelines, who were following up in our asthma and allegy outpatient clinic. There were 98 female and 22 male patients and the mean age was 38.19 ± 10.99. Physical examination, PEF and spirometric me- asures were made in all patients. Also daytime and nighttime symptom score, Q score, Beck depression score were appli- ed to patients. Beck Depression Index (BDI) was in range of 0 and 37 and the mean was 11.26 ± 8.54 (mild). According to the cut-off values, BDI scores were obtained as absent, mild, moderate and severe, 59%, 27%, 9%, 7% respectively. The me- an BDI score was higher in female patients (12.32 ± 8.77) than in male patients (6.55 ± 5.41) and in married patients (11.91

± 8.77) than in unmarried ones (7.56 ± 6.00). According to the results of FEV1values, PEF changes, there were no signifi- cant difference obtained between groups (p> 0.05). The mean value of BDI was found to be significantly high in patients with moderate and high daytime and nighttime score and Q score (p< 0.05). In conclution, we think that, while evaluating the severity of asthma, if the spirometric results are not correlated with the symptoms then psycological conditions of the patients should be taken into consideration.

Key Words: Asthma, depression.

(3)

Çalışma Planı

Kontrole gelen hastaların demografik özellikleri kaydedildi. Spirometri ölçümleri yapıldı, hasta- lara ayrıca Q skoru, Beck depresyon ölçeği for- mu dolduruldu. Tüm parametrelerdeki sonuçlar hafif, orta ve ağır olmak üzere üç grupta değer- lendirildi.

Görüşmede kullanılan parametreler:

• Semptom skoru:

Q skoru: Semptom skoru olarak, Rimington ve arkadaşlarının modifiye ederek kullandıkları, gö- rüşmeden önceki son bir haftalık döneme ait semptomlar, aktivite durumu ve β2-agonist ihti- yacı sorgulanarak elde edilen Q skoru kullanıldı.

Bu değerlendirmede; hastaların son bir haftadaki durumları üç seçenekten biri seçilerek işaretlenir.

Sonuçta elde edilen skor ne kadar düşükse, as- tım kontrolü o kadar iyidir (Tablo 1) (9,11).

• Beck depresyon ölçeği: Beck depresyon indeksi (BDİ) duygusal, bilişsel, somatik ve mo- tivasyonel bileşenleri ölçmek amacıyla Beck ta- rafından 1961 yılında geliştirilmiş bir öz bildirim ölçeğidir. BDİ araştırmalarda ve kliniklerde en sık kullanılan, kendi hakkında bilgi verme araç- larından biridir. Temel amacı depresyon belirtile- rini kapsamlı bir biçimde değerlendirmek olsa da bilişsel içeriğin değerlendirilmesine de olanak sağlar. Ölçek 21 maddeden oluşmuş olup iki madde duygulara, on bir madde bilişlere, iki madde davranışlara, beş madde bedensel belir- tilere, bir madde kişiler arası belirtilere ayrılmış- tır. BDİ’nin değerlendirilmesinde 21 sorudan olu-

şan bu anket formu kullanıldı. Hastalardan bu sorulardan kendi durumlarına en uygun olanını seçmeleri istendi. Her bir soruya 0, 1, 2, 3 olmak üzere puan verilerek, 0-63 arasında değişen skorlar elde edildi. Sonuçlar 0-9 hiç yok/mini- mal depresyon, 10-18 hafif depresyon, 19-29 orta depresyon, 30-63 şiddetli depresyon olarak değerlendirildi (12). Depresyonun yoğunluğunu belirlemek için kullanılan BDİ’nin Türk toplumu için geçerliliği ve güvenilirliği Teğin tarafından yapılmıştır (13).

• Solunum fonksiyon testleri: Solunum fonksi- yon testleri (SFT) Amerikan Toraks Derneği (ATS)’nin kabul edilebilirlik ve tekrar edilebilirlik kriterlerine uygun olarak gerçekleştirildi (14).

MIR Sairolab vitelograf cihazı kullanılarak yapı- lan ölçüm üç kez tekrarlandı ve en iyi ölçüm de- ğerlendirmeye alındı. Standart değerler olarak Knudson ve arkadaşlarına ait nomogram kulla- nıldı (15). Hastalık şiddeti FEV1değerlerine gö- re belirlendi ve ölçülen FEV1% değerlerine göre;

Hafif astım: FEV1> %80, Orta astım: %60 ≤ FEV1< %80,

Ağır astım: FEV1< %60 olarak gruplandırıldı.

• Gelir düzeyi: Gelir düzeyine göre hastalar Türk-İş Mayıs 2001 verilerine göre; düşük gelir düzeyinde (< 220 milyon TL), orta gelir düzeyin- de (221-676 milyon TL) ve yüksek gelir düze- yinde (> 676 milyon TL) olarak değerlendirildi.

İstatistiksel Analiz

İstatistik programı olarak SPSS for Windows 10.0 kullanıldı. Kullanılan istatistik yöntemleri; kore- lasyon analizleri için Pearson korelasyon analizi (yaş-BDİ, hastalık süresi-BDİ, gelir düzeyi-BDİ, semptom skoru-BDİ), BDİ’nin normal dağılıma uymaması nedeniyle iki grubun karşılaştırılma- sında Mann-Whitney U testi (evli-bekar, kadın- erkek), üç ve daha fazla grubun karşılaştırılma- sında Kruskal Wallis test (eğitim durumları, FEV1-BDİ, semptom skoru-BDİ) kullanıldı.

BULGULAR

Değerlendirmeye 98 (%81.7)’i kadın, 22 (%18.3)’si erkek olmak üzere toplam 120 hasta alındı. Yaş ortalaması 38.19 ± 10.99 yıl idi. Bu hastaların %85 (n= 102)’i evli, %12.5 (n= 15)’i Tablo 1. Q skoru değerlendirilmesi.

Son bir hafta içinde kaç gün 0 1 2 Nefes darlığı/tıkanıklığı veya 0-1 2-4 5-7 hışıltılı solunum yakınmanız oldu

Astım nedeniyle geceyi uyanık 0-1 2-4 5-7 geçirdiniz veya uykudan uyandınız

Astım normal günlük 0-1 2-4 5-7 aktivitenizi yapmanızı engelledi

Nefes açıcı ilaç 0-1 2-4 5-7 kullanmanız gerekti

Hafif: 0-1, Orta: 2-4, Ağır: 5-7.

(4)

bekar, %2.5 (n= 3)’i dul idi. Hastaların büyük bir bölümü (%54.2; n= 65) ilkokul mezunu idi.

Hastalık süresi 1-20 yıl arasında değişmekte olup, ortalama 8.71 ± 4.77 yıl olarak saptandı.

Hastaların bazı demografik özellikleri Tablo 2’de gösterilmiştir.

BDİ, hastalarımız arasında 0-37 arasında değişi- yordu ve ortalaması 11.26 ± 8.54 olarak belir- lendi. Hastaların %42.5 (51/120)’inde depres- yon mevcuttu. Hastaların BDİ puanlarına göre dağılımı Şekil 1’de görülmektedir.

Yaş ile BDİ arasında anlamsız ve çok zayıf bir korelasyon bulundu. Yaşın artması BDİ puanını artırmıyordu (r= 0.17).

Kadın hastalarda BDİ ortalaması 12.32 ± 8.77, erkek hastalarda 6.55 ± 5.41 idi ve iki cinsiyet arasında gözlenen bu fark istatistiksel olarak da anlamlı bulundu (p= 0.004).

Evli hastaların BDİ ortalaması 11.91 ± 8.77, evli olmayanların (bekar veya dul) BDİ ortalaması 7.56 ± 6.00 idi. Evli ve evli olmayanlar arasında BDİ ortalaması açısından anlamlı bir fark vardı (p= 0.046). Evli kadınlarda BDİ, evli erkeklere göre anlamlı derecede daha yüksekti (p< 0.001).

Okur-yazar ve okur-yazar olmayan hastalarda BDİ ortalaması 13.17 ± 7.27 iken; ilkokul düze- yinde eğitim almış hastalarda 12.40 ± 9.63, or- taokul ve lise düzeyinde eğitim almış hastalarda 7.71 ± 6.38, üniversite eğitimi almış hastalarda 10.22 ± 5.43 olarak belirlendi. Eğitim düzeyine göre BDİ ortalaması anlamlı bir fark göstermi- yordu (p= 0.069).

Gelir düzeyi ile BDİ arasında çok zayıf bir kore- lasyon bulundu. Gelir düzeyi düşük hastalarda depresyonda herhangi bir artışa rastlanmadı (r= 0.006).

Hastalık süresi ile BDİ arasında anlamsız ve çok zayıf bir korelasyon bulundu. Hastalık süresinin uzaması BDİ puanını değiştirmiyordu (r= 0.14).

Q skoru bulguları 0-7 arasında değişiyordu ve or- talama 3.14 ± 2.02 olarak belirlendi. Q skoru dü- şük olan olgu sayısı 30, orta olan olgu sayısı 58, yüksek olan olgu sayısı ise 32 idi. Q skoru orta ve yüksek olgularda BDİ istatistiksel olarak an- lamlı bulundu (Tablo 3). Hastaların Q skoru pu- anlarına göre dağılımı Şekil 2’de görülmektedir.

FEV1% değerine göre hafif astmatik olan olgu- larda BDİ 10.40 ± 8.29 iken, orta astmatik olan- larda 13.61 ± 9.01, ağır astmatik olanlarda Tablo 2. Hastaların demografik özellikleri.

Demografik özellikler

Yaş 38.19 ± 10.99*

Cinsiyet (E/K) 22/98

Hastalık yaşı 8.71 ± 4.77*

Medeni hali

Evli 102 (%85)

Bekar + dul 18 (%15)

Eğitim

Okur-yazar değil 12 (%10)

Okur-yazar 6 (%5)

İlkokul 65 (%54.2)

Ortaokul 9 (%7.5)

Lise 19 (%15.8)

Üniversite 9 (%7.5)

Aylık gelir

Düşük 27 (%22.5)

Orta 80 (%66.7)

Yüksek 13 (%10.8)

FEV1% değerine göre astım şiddeti

Hafif 85 (%70.8)

Orta 23 (%19.2)

Ağır 12 (%10)

* Aritmetik ortalama ± standart sapma.

Normal Hafif Orta Ağır

Beck depresyon puanı 80

70 60 50 40 30 20 10 0

Hasta sayısı

Şekil 1. Hastaların Beck depresyon indeksi puanları- na göre dağılımı.

(5)

12.83 ± 0.07 idi. FEV1% değer değişimi ile BDİ arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bu- lunmadı (Tablo 3).

Q semptom skoru ile FEV1arasında zayıf dere- cede negatif korelasyon bulundu (r= -0.425).

Hastalık şiddeti FEV1’e göre sınıflandırıldığında hafif astmatik 81 olgunun 53’ünde depresyon saptanmazken, dört olguda ağır depresyon var- dı (Tablo 4).

TARTIŞMA

Solunum sistemi ile psişik durum arasında yakın bir etkileşim vardır. Metabolik faktörlerin beyin işlevini etkilemesi yanında hastalığın etyolojisi,

evresi, komplikasyonları, kişinin yaşı ve kişisel yapısı gibi pek çok faktöre bağlı olarak psikiyat- rik bozukluklar gelişebilir (16). Astımla birlikte yaşamak sıkıntı, kaygı, panik ve depresyona yol açar. Astım negatif duygulara yol açtığı gibi stres ve duygudurum bozuklukları da astımı et- kileyebilir (17).

Yapılan birçok çalışmada astımlı hastalarda psi- kiyatrik semptomlar saptanmıştır (4,5,8-11,18).

Çalışmamızda bu oran %42.5 olarak bulunur- ken, Ünlü ve arkadaşlarının çalışmasında %30, Badoux ve Levy’nin çalışmasında %40’tır (2,19).

Çalışmamızda yaş ile BDİ arasında bir ilişki sap- tamadık. Cassileth ve arkadaşlarının artrit, dep- resyon, kanser, diyabet, böbrek hastalıkları ve deri hastalıklarını kapsayan kronik hastalıklarda psikososyal durumu araştıran çalışmalarında yaş; teşhisten bağımsız olarak olumlu bir para- metre olarak rol oynamıştır (20). Yaşlı grupta mental skorlar daha iyi bulunmuş ve bu yaş iler- ledikçe hastalığa adaptasyon ile açıklanmıştır.

Janson ve arkadaşları da çalışmamızda olduğu gibi yaş ile depresyon arasında ilişki saptamaz- ken kronik şiddetli astmatikler arasında anksiye- te ve depresyonu araştıran Cooper, yaşlı hasta- larda depresyonu daha yaygın bulmuştur (8,21).

Bu farklı sonuçlarda bizim ve Janson’nun çalış- masında yaş ve depresyon arasında ilişki bulun- mamasının sebeplerinde hastaların şiddetli ast- matikler arasından seçilmeyişinin rolü olabilece- ği gibi, çalışmaya alınan hastaların yaş ortala- malarının da rolü olabilir [çalışmamızda yaş or- talaması 38.19 ± 10.99, Cooper ve arkadaşları- nın çalışmasında median yaş 53 (22-75) idi].

Araştırmalar, genel olarak emosyonel bozukluk- ların kadınlarda erkeklere göre daha fazla oldu- 30

25 20 15 10 5 0

Hasta sayısı

Q skoru

0 1 2 3 4 5 6 7

6

24 26

16 16 13

10 9

Şekil 2. Hastaların Q skoruna göre dağılımı.

Tablo 3. Hastaların astım şiddeti ve semptom skorları ölçüm değerleri ile BDİ arasındaki ilişki.

Beck depresyon indeksi

Ort SS p

FEV1%

Hafif 10.4 8.29

Orta 13.6 9 0.224

Ağır 12.8 9.1

Q skoru

Hafif 7.90 8.45

Orta 11.29 8.42 0.011*

Yüksek 14.34 7.88

Astım şiddeti FEV1%, semptom skoru Q skoru ile değerlendirilmiştir.

* p< 0.05.

BDİ: Beck depresyon indeksi.

Tablo 4. Hastalık şiddetine göre BDİ’nin dağılımı.

BDİ Normal Hafif Orta Ağır Toplam FEV1(%) (n) (n) (n) (n) (n)

> 80 53 20 4 4 81

60-80 9 9 6 3 27

< 60 8 2 1 1 12

Toplam 70 31 11 8 120

BDİ: Beck depresyon indeksi.

(6)

ğunu göstermektedir. Ülkemizde yapılan bir ça- lışmada, bir sağlık ocağına başvuranlarda soma- tizasyon bozukluğunun görülme sıklığı %1.9 ola- rak bulunmuş ve kadınlarda erkeklere göre 5-20 kat daha sık olduğu bildirilmiştir (22). Genelde astımlı hastaların psikiyatrik durumunu araştıran çalışmalarda yazarlar, emosyonel bozukluk gö- rülme sıklığının kadınlarda daha sık olduğunu belirtmişlerdir (2,8). Bizim sonuçlarımıza göre astımlı hastaların depresyon şiddetini etkileyen önemli parametrelerden biri de cinsiyettir. Astım- lı kadın hastalarda BDİ ortalaması erkeklere gö- re anlamlı derecede yüksek olarak saptanmıştır.

Evli hastaların BDİ ortalamasının, bekar ve dul- lara göre daha yüksek olmasında, hastalığın ya- nı sıra yaşam koşullarının veya aile olmanın ge- tirdiği sorumlulukların da rolü olabilir. Cinsiyet ve evliliğe birlikte bakıldığında, evli kadın olmak BDİ’yi anlamlı derecede yükseltmektedir.

Olguların eğitim düzeyine baktığımızda, çeşitli eğitim düzeylerindeki olgular arasında BDİ orta- laması açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmadı.

Olgular gelir düzeyine göre değerlendirildiğinde gelir düzeyi ile BDİ arasında çok zayıf bir kore- lasyon bulundu. Gelir düzeyi düşük hastalarda depresyonda herhangi bir artışa rastlanmaması- nın nedeni, çalışmanın yapıldığı merkeze (Sos- yal Sigortalar Kurumu) gelen hastaların hepsinin sağlık güvencesinin olmasına bağlandı. Gelir dü- zeyleri düşük dahi olsa hastaların doktor ve ila- ca kolaylıkla ulaşabiliyor olmaları nedeniyle bu durumun BDİ’yi etkilemediği düşünüldü.

Çalışmamızda hastalık süresi 1-20 yıl arasında değişiyordu. Bu sürenin BDİ’yi etkileyip etkile- mediğine bakıldığında, çalışmamızda hastalık süresinin uzamasının BDİ puanını değiştirmediği saptandı. Mental sağlık ölçeğinin alt ölçekleri kullanılarak anksiyete ve depresyonun değer- lendirildiği Casileth ve arkadaşlarının çalışma- sında yeni tanı konmuş hastalarda, uzun süredir hasta olanlara kıyasla mental skorların daha dü- şük olduğu saptanmış ve bu sonuç psikolojik adaptasyonla açıklanmıştır (20).

Soluksuzluk en sık anksiyeteye neden olan semptomlardan biridir. Yapılan çalışmalarda as- tımlı hastalarda, depresyon ve anksiyete arttık-

ça semptomları bildirme sıklığının da arttığı göz- lenmiştir (2,8,9). Bazı farklı sonuçlarda hasta seçimine dikkat çekilmektedir. Janson ve arka- daşlarının çalışmasında bu ilişkinin gösterileme- mesi seçilen grupta anksiyete ve depresyon sık- lığının azlığı (sırasıyla %6 ve %1) ya da bu çalış- mada hastanede yatan ağır astmatiklerin değil genel popülasyondaki görece daha hafif astımlı kişilerin yer almasıyla açıklanmıştır (8). Sağlıklı bireyler dahi psikolojik durum bozuklukları (anksiyete, depresyon, korku ve kognitif bozuk- luğu vs.) varsa solunumsal şikayetlerden yakın- maktadır (7). Bizim çalışmamızda da hastalık morbiditesini yansıtan solunumsal semptom skoruna (Q skoru) baktığımızda orta ve yüksek düzeyde Q skoru olanlarda BDİ anlamlı derece- de yüksek bulundu. Son bir haftadaki şikayetle- ri yansıtan ve dört sorudan oluşan Q skorunun yapılan çalışmalarda; semptomlar ve solunum fonksiyonları arasındaki ilişkiyi göstermede da- ha detaylı soru formları ile karşılaştırıldığında arasında fark olmadığının gösterilmesi ve kısa sürede tamamlanabilmesi, bu testi seçmemizin sebebi idi (9,11). Değişik bir açıdan bakıldığın- da FEV1ile semptomlar arasında zayıf bir ilişki- nin gösterilmesi de semptomların psikolojik du- rumdan etkilendiğinin bir başka kanıtı olabilir.

Çalışmamızda semptomlar ve depresyon şiddeti arasında ilişki bulunmasına karşın, astım şidde- tini gösteren FEV1ile depresyon şiddeti arasın- da bir ilişki bulunmamıştır. Bu sonuç solunumsal semptom skorlarını içeren soru formlarını kulla- nırken/yorumlarken psikolojik durumun önemi- nin göz ardı edilmemesi gerçeğini ortaya koy- maktadır (7-10,21). Aynı şey astım tedavisi için de geçerli olup, uzun süreli hastalığa bağlı dep- rese kişilerde; semptomların yanıltması ile has- taların tedavilerinde gerekenden fazla ilaç kulla- nımı olacaktır. Rimington ve arkadaşları da ben- zer sonuçları bulmuşlar, hatta hastalarını şehirde ve kırsalda yaşayanlar olarak ayırdıklarında, semptomlar ve depresyon şehirde yaşayanlarda daha fazla bulunmuştur (9).

Astımlı olgularda depresyon/ruhsal durumu de- ğerlendiren çalışmaların çoğunda hastalık şidde- tine göre değerlendirme yapılmamıştır. Garden ve arkadaşları bu konuya dikkat çekerek, brittle astım olarak niteledikleri bir grup hastalarında

(7)

(çoklu ilaç kullanımına rağmen PEF’te %40’ın üzerinde diurnal varyasyon) psikiyatrik morbidi- teyi daha yüksek bulmuşlardır (23). Olgu sayısı az olmakla birlikte çalışmamızda ağır astmatik grubuna giren (FEV1< %60) 12 olguda bu duru- ma rastlanılmamış, aksine bu hastaların

%59’unda depresyon görülmemiştir.

Çalışmamızda değerlendirilmemekle birlikte, depresyon ve tedaviye uyum arasındaki ilişki de önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır (24). Çeşitli çalışmalarda depresyon tedavisi ile tedaviye uyumun arttığı gösterilmiştir (25,26).

Bu sonuçlardan yola çıkarak tedaviye uyumu kötü hastalarda depresyon varlığı aranmalı ve varsa tedavi edilmeli düşüncesi değişik bir bakış açısı olarak düşünülebilir.

Sonuç olarak; astımlı hastaların tanı ve takiple- rinde hastalık şiddetini değerlendirirken SFT gi- bi objektif parametrelerle semptom skorları ara- sında uyumsuzluk olduğunda, hastalarda dep- resyon da olabileceği akla gelmeli, iki hastalığın birlikte tedavisinin tedaviye uyumu artıracağı unutulmayarak, hasta depresyon yönünden de araştırılmalıdır.

TEŞEKKÜR

Katkılarından dolayı Psikiyatrist Dr. Pelin KAP- LAN SAYAN’a teşekkür ederiz.

KAYNAKLAR

1. Erdenen F. Psikiyatrik tıp açısından astım. İstanbul Tıp Dergisi 2000; 1: 41-5.

2. Ünlü M, Aygündüz M, Acar A ve ark. Astımlı hastalarda psikolojik semptomların değerlendirilmesi gerekli midir?

Solunum Hastalıkları 2000; 11: 119-25.

3. Yellowless PM, Kalucy RS. Psychobiological aspects of asthma and the consequent research implications. Chest 1990; 97: 628-34.

4. Forero R, Bauman A, Young L, et al. Asthma, health be- haviors, social adjustment and psychosomatic symptoms in adolescence. Journal of Asthma 1996; 33: 157-64.

5. Bosley CM, Corden ZM, Cochrane GM. Psychosocial fac- tors and asthma. Respir Med 1996; 90: 453-7.

6. Miller BD. Depression and asthma: A potentially lethal mixture. J Allergy Clin Immunol 1987; 80: 481-6.

7. Dales RE, Spitzer WO, Schechter MT, Suissa S. The influ- ence of psychological status on respiratory symptom re- porting. Am Rev Respir Dis 1989; 139: 1459-63.

8. Janson C, Björnsson E, Hetta J, Boman G. Anxiety and depression in relation respiratory symptoms and asth- ma. Am J Respir Crit Care Med 1994; 149: 930-4.

9. Rimmigton LD, Havies DH, Lowe D, Pearson MG. Relati- onship between anxiety, depression and morbidity in adult asthma patients. Thorax 2001; 56: 266-71.

10. Rimmigton LD, Aronosffsky L, Mowatt A, et al. Use of a simple patient focused morbitidy score. Eur Respir J 1997; 10(Suppl 25): 194.

11. Pearson MG, Bucknall C (eds). Measuring Quality of Li- fe in Asthma: A Patient Focused Approach. London: Ro- yal College of Physicians, 1999.

12. Sorias O. Psikiyatrik derecelendirme ölçekleri. Güleç C, Köroğlu E (editörler). Psikiyatri Temel Kitabı. 1. Cilt. An- kara. 1998: 81-93.

13. Teğin B. Depresyonda bilişsel süreçler, Beck modeline göre bir inceleme. Psikoloji Dergisi 1987; 6: 116-21.

14. American Thoracic Society. Standardization of spiro- metry-1987 update. Am Rev Respir Dis 1987; 139:

1285-307.

15. Knudson RJ, Lebowitz MD, Holberg CJ, et al. Changes in the normal maxial expiratory flow-volume curve with growth and aging. Am Rev Respir Dis 1983; 127: 725-34.

16. Özkan S. Solunum sistemi hastalıklarının psikiyatrik yönleri. Psikiyatrik Tıp 1993: 109-11.

17. Sandberg S, Patch JY, Ahola S, et al. The role of acute and chronic stress in asthma attacks in children. Lancet 2000; 356: 982-7.

18. Bavbek S, Mısırlıgil Z, Çevik A ve ark. Psychologicalas- pects in allegic bronchial asthma: A comparative study.

Tr J Medical Sciences 1995; 24: 309-12.

19. Badoux A, Levy DA. Psychologic symptoms in asthma and chronic urticaria. Ann Allergy 1994; 72: 229-34.

20. Cassileth BR, Lusk EJ, Strouse TB, et al. Psychosocial sta- tus in chronic illness. N Engl J Med 1984; 311: 506-11.

21. Cooper A, Ryland I, Davies L, et al. Anxiety and depres- sion amongst chronic severe asthmatics. Eur Respir J 1997; 10.

22. Rezaki SM, Kaplan İ, Özgen İG ve ark. Temel sağlık hiz- metlerinde ruhsal sorunlar üzerine bir alan araştırması.

Türk Psikiyatri Dergisi 1995; 6: 3-11.

23. Garden GMF, Ayres JG. Psychiatric and social aspects of brittle asthma. Thorax 1993; 48: 501-5.

24. Cluley S, Cochrane GM. Pschological disorder in asthma is associated with poor adherence to inhaled steroids.

Respir Med 2001; 95: 37-9.

25. Lustman PJ, Griffith LS, Freedland KE, et al. Cognitive behavior therapy for depression in type 2 diabetes melli- tus: A randomized controlled trial. Ann Intern Med 1998;129: 613-21.

26. Bostey CM, Fosbury JA, Cochrane GM. The psychologi- cal factors associated with poor compliance with treat- ment in asthma. Eur Respir J 1995; 8: 899-904.

Referanslar

Benzer Belgeler

Burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve hapşırma yakınmalarının allerjik astımlılarda, nefes darlığı yakınmasının ise allerjik olmayan astımlılarda daha fazla

Objective: To investigate the sensitivity of allergic asthma (AA) patients to house dust mites (HDM) by conducting skin tests, measuring total and specific IgE antibodies

Kontrastl› TFE T1 a¤›rl›kl› ya¤ bask›l› koronal (C) ve aksiyal (D) görüntülerde lezyonun kontrast tuttu¤u ve çevre dokudan daha net

Bu nedenle morbid obezite tanısı ile laparoskopik ayarlanabilir stomalı gastrik band (LASGB) yöntemi ile tedavi edilen hastaların serum transaminaz düzeylerini ve

Hazırlayan: Çiğdem Canyurt Ateş Instagram @rengarenkfen.

ABRI skoru, erken veya geç dönemde tekrar kana- ma sayısı, endoskopik tedavi sonrası optimal skleroze varis oranı açısından her iki grup arasında farklılık saptanmadı

kullandığını ve Maydos’un da söz konusu ağ içinde yer aldığını göstermesi bakımından son derece önemlidir. Bezeme oluk ile yapılmış daha sonra oluklar kırmızı

The New York Times, “Hiçbir Avru­ pa devleti Türkleri durdurmak için yeni özverileri göze alabilecek du­ rumda değil. Ankara mütarekenini koşullarını henüz