Tiirk Kardiyol Dem Arş 2004: 32: 596-602 GÖRÜŞ
(Opinion)
Ulusal Kalp Sağlığı Politikası
Kalp-Damar Hastalıklarından Korunma Stratejileri
Prof. Dr. Altan ONAT
Tiirk Kardiyoloji Derneği.
i.ü.
Cerrahpaşa Tip Fakiiliesi Emekli Öğrelim ÜyesiÖzet
Türk halkı için kalp-damar sağlığı alanında rasyonel politika geliştirebilmek amaciyla, korunma strateji seçenekleri bu yaz1da ele a!Innuştlr. Birey (yiiksek risk) stratejisi ile popülasyon stratejisinin birlikte yiiriiliil- mesi önerilirken, temelde TEKHARF Çalışması verilerinden hareketle yetişkin/erimi:de başlıca risk fak/örle- rinin popii/asyana atfedilebilecek risk lahmini yapılmıştır. Hedef kitlelerin belirlenmesinde, 40 yaş üzerindeki erkek ve 45 yaş üzerindeki kadınlara odaklanmak suretiyle hedef dara/tı/abilir. Türk erişkinlerinin risk profilin- de pratikte önem taşıyan bazıfarklılık/ann varlığına dayanarak, metabolik sendrom, abc/ominat obezile ve total kolesterol normlannda uluslararası kılavuz/ara ek olarak bazı ayarlama/ann ulusal kı/avuz/anmıza girmesinde yarar vardır. Devletin kalp-damar sağlığılll korumaya önem ve öncelik vermesinin orta vadede çok verimli
olacağına ve bunun vazgeçilmez olduğuna cari hükiimetlerce inam/malı; hükumet sağlık harcamalan içinde korumaya yönelik payı artırmalı ve inandırıcı bir politika geliştirmelidir. Girişimsel ve girişimsel olmayan feda- vi usulleri alanında maliyet-etkinlik kriterlerine uyulması zorunluluktur. (Türk Kareliyol Dem Arş 2004; 32:
596-602)
Anahtar kelimeler: Koroner kalp hastalığından korunma, kalp sağlığı politikası, korunma stratejileri
Su m mary
Strategies for Careliovascular Preventiorı Related to a National Cardiac H e alt/ı Policy
This article reviews the options of prevention strategies for the purpose of devetoping a rationa/ policy for car- diovascular health in Turkish adults. lndividua/ (high-risk) strategy should be combineel with a population stra- tegy, for which esiimates of population-attributable risk of 7 major risk factors for o ur adults w ere provided.
based on the data of the Turkish Adult Risk F actor Study. The largered population m ay be narroweel to men aged :?.40 and women aged '2.45 years. Based on the existence of significant differences in the risk profile of Tur- kish from Western adults, it would be appropriate to incorporate some adjustnıents 10 the national guidelines in adapting from the ililernational guidelines in areas of the metabolic syndrome, abc/ominat obesity and normal li mit of total cholesterol. Governments should be convinced firmly that fenc/ing importance and priority to car- diovascular health protection is cost-effective and indispensible, and they should botlı ra ise the s ha re of prel'en- tion within the health expenditure and devetop cı re/atecl convincing policy. lt is cı/so required to canform to eri- terio of cost-efl'ectiveness in areas of interventional and noninterventional treatment. (Türk Kareliyol Dem Arş
2004; 32: 596-602)
K ey worels: Cardiovascu/ar·health policy. cardiovascular prevention, prevention strategies
Sağlık
insan
gelişmesininmerkezindedir, mer- kezine getirilmelidir. Dü zgün
sağlık olmadıkça,birey ler, aileler, toplum lar ve uluslar sosya l ve ekonomik hedefleri ne
ulaşmayıumamazl ar.
Kalp
sağlığı alanındapolitika
geliştirmeküzere, korunma stratejisinin bilimsel
kanıtadayanma-
sı,
bu nun için de
sağlambir karcliyovasküler
sağlık araştırması
ve epidemiyolojik veri temeli
Yazışına adresi: Prof. Dr. Altan Onaı. Nisbetiye cad. 37/24, Etiler 80630 İstanbul Alındığı tarih: 6 Aralık 2004
A. Onar: Ulusal Kalp Sağhğ1 Polirikas1 Kalp-Damar Hasra/ik/anndan Korıumw Srrarejileri
gereklidir. Bununla b
irlikte halkıntercihleri ve tah sis edilebilecek kaynaklar da bilinmelidir (WHO).
Stratejilerin yelpazesi
geniş,ama kaynaklar
sınırlı olduğundan,
hükümetler eylem için
sınırlamalar getirmelidir, ve bu
sınırlariçerisinde ön- ce
liklerseçilmelidir. Somut olarak, korunma s
istemi vehizmetleri
için tahsisatdüzeyi,
hiz-metler ve
coğrafibölge
ler arasındabütçenin da-
ğılımı, başlıca
korunma ve tedavi
şekilleriiçin
ayrılacak
kaynaklar, tedavi görmes i gereken hasta ya da
kişilerinseç imi, bu bireylere
ayrılacak giderlerin
saptanmasıkarara
bağlanmalıdır.Bu genel bilgilerden sonra ve
halkıınııdakoro- ner kalp
hastalığı(KKH)'ndan korunma strate- jilerini irdelemeden önce, kardiyova sküler
hastalığın insanlarımııda yaptığı sağlık hasar boyutunu
bilmeliyiz,
hastalığabizde neden olan
başlıca
etkenleri ve
bunlarınpopülasyona atfe- dilebilecek risklerini
değerlendirıneliyizki, risk
fazlalığının
ni sbi
boyutlarını değerlendiripko- runm a
çabalarımızdaona göre
ağırlıkverelim.
TEKHARF
çalışmasınca sağlananverilere göre, yurdumuzda her
yıl330 bin
kişideyeni olarak KKH
gelişmektedir.Toplam KKH havuzu yak-
laşık
2.8 milyon
kişidir.KKH so nuc u her
yıl170 bin
yurttaşıınızıkaybetmekteyiz
(ı).Koro-
ner mortalite
bakımındanAvrupada yer alan 50 ülke
arasındaen önde gelen 5 popülasyondan biriyiz. Hastalarda heba olan
işgücüve ekono- miye
katkı eksikliği bunların dışındadır.Risk profilimizin başlıca etkenleri ve etkileri
Standart risk faktörlerinin
erişkinlerimizdemey- dana
getirdiğiveya
ekiediğinisbi KKH
riskiBatılı
popülasyonlardakinden pek
farklı değildir. Bunu TEKHARF
çalışmasınınprospektif incelemelerinden
öğrenmişbulunu yoruz. Ama
bunların
toplum içind eki
yaygınlığıulu
s küme-leri
arasındahayli fark göstermektedir. En çar-
pıcı
iki örnek, LDL ve HDL koles terol düzeyle- ridir. Yüksek LDL-K düzeyi
prevalansıbizde Avrupa'dakinin
yarısıkadar, HDL-K
düşüklüğü prevalansıbizde
onlarıniki
katıdır.Bu fark lar yüzünden her toplum, KKH'ndan korunma ön- celiklerini kendi risk profiline göre belirlemeli- dir. Bu
yaklaşımıTablo 1 üzerinde
açıklamağa çalışacağım.Toplumumuz için en önemli
bağımsız7 r
iskfaktörün ü
(2),toplum
açısındanönem
sırasınagöre bu tabloda
diziimişgörmekteyiz. Faktörl
eriçin
kullanılan alışılmışkriterlerin 30
yaşını aşannüfusta kaç
kişide bulunduğuikinci
sütun-da bildiriliyor. Risk faktörlerinin "hazard
oranı"ile etyolojik fraksiyonunun
(erişkinlerdeyay-
Tablo 1. Türk erişkinlerinde cari başlıca risk faktörleri ve "yarattığı" yeni KKH sayısıKriter Halkımııda sıklığı, m lSD
Sigara içimi lO
Hipcrtansiyon. ınınHg 140/90 ll 25
HDL-K dlişlikl., ıngldl 40/50 15 12
Abdoıninal obcziıc, cın 97/89 12 12
Diyabet, ll tipi 3
LDL-K yüksek!., ıng/di 130 lO 30
Fizik aktivite azlığı lO
Toplam 71
Metabolik sendrom 12
Toplam yi/da330 bin yeni KKH. >30 yaş niifus 30 milyon olmasi varsoyumy/o m= milyon
Hazard Bireysel etiyolujik PAR (yeni KKH
oranı fraksiyon sorumluluğu/yıl)
1.80 0.27 51000
1.70 0.26 49000
1.36 0.18 34400
1.34 0.14 26000
1.80 0.08 15300
1.20 0.07 12800
0.03 11500
200000
1.71 0.28 54300
Tiirk Kardiyo/ Dern Arş 2004; 32:596-602
gınlığının) hesaplanmasından sonra, son sütun- da herbirinin yaklaşık kaç kişide her yıl yeni KKH yaratınasından sorumlu olacağı veriliyor.
Yaş, cinsiyet horınonları, psikososyoekonoınik
faktörler, inflaınasyon, tromboza eğilim yaratan faktörlerin bağımsız etkilerini dıştadıktan sonra,
yılda 200 bin yeni KKH'nın bu en önemli 7 fak- törden kaynaklandığı varsayılabilir.
Bu değerlendirme sigara içimi ile hipertansiyo- nun KKH olayı açısından en başta geldiğini açıklamaktadır. HDL-K düşüklüğü ile abctomi- nal obezite onları izlemekte, diyabet, LDL-K
yüksekliği ve oturgan hayat ardından gelmekte- dir. Bu analiz, bazı fertlerde hayati öneme sahip LDL-K yüksekliğinin, toplumumuzun bütünü
açısından en önde yer alınadığını vurgulamakta-
dır. Tersine bu tablo, sigaradan uzaklaşmak için ne kadar çaba sarf edilse yararlı olacağının altı
nı çizmektedir. Bu bulgular Murray ve ark.nın düşük gelirli ülkelerde risk değerlendirmesi (3)
için aldığı dört risk faktörü ile örtüşmekte, biz- de ayrıca HDL-K'u içermektedir; andığım ya- zarlar hatta kolesterolü pratik açıdan dışlamış
lardır. Sonuçları 2 ay önce açıklanan 52 ülkeyle ilgili INTERHEART çalışmasında C4l, bizim
içerdiğimiz faktörler dışında psikososyal etken- ler, sebze-meyve tüketimi ve düzenli alkol tüke- timi anlamlı etkenler olarak belirıniş ve LDL- HDL yerine apo B/apo AI oranı alınmıştı.
Başlica korunma stratejileri
KKH'ndan korunma geniş ölçüde majör risk faktörleri düzeylerinin azaltılmasına bağlıdır.
Azalmayı elde etmek amacıyla, iki strateji uy-
gulanır; bunlar popülasyon stratejisi ve birey stratejisi olarak adlandırılır. Her ikisi birbirini
tamamlayıcı olup bunların birlikte yürütülmesi durumunda, KKH'dan korunma en fazla başarı sağlamaya adaydır.
Popü!asyon stratejisi
Yetişkinlerin tümünün veya büyük bölümünün
bilgilendirilınesini kapsar. "Sağlıklı yaşam tar-
zı" olarak bilinen ve sigaradan uzak durma,
dengeli, sağlıklı beslenme, fiziksel etkenliği ar-
tırma yoluyla korunmaya yöneliktir. Bu strateji,
halkın büyük bir bölümünün, sigara içme, sağ
lıksız beslenme ve/veya oturgan hayat tarzından doğan bir ya da daha fazla KKH risk faktörünü
barındırdığına ilişkin bilgiye dayanır. Gerçek- ten, TEKHARF çalışınasındaki bireylere, taşı
dıkları risk değişken düzeylerine göre (Fra- mingham veya TEKHARF) risk puanı vermek suretiyle, yüksek riskli fertlerin payı belirlenme-
ğe çalışılmıştır. Görülmüştür ki, önlerindeki 10
yıl içerisinde yeni KKH gelişme olasılığı %20 veya daha fazla olarak tanımlanan yüksek riskli- ler %28'i teşkil etmektedir. Buna göre 8-9 mil- yon yurttaşıınızın yüksek KKH riski taşıdığı
tahmin edilebilir.
Sigara içme durumu, şişmanlık, hareketsizlik ve dengesiz beslenme o kadar sıktır ki, bu etmenle- ri bulunduran milyonlarca kişiye, ancak sürekli bir eğitim ve bilgilendirme etkinliğiyle ulaşıla
bilir. Klinik uygulamadaki hekimler de bu tlir halk sağlığı mesajlarını sözlü olarak, ya da çe-
şitli vesilelerle sunacakları bilgi posterlerini iletme veya kişisel örnek olmaları yoluyla, bu
eğitici işievde güçlendirİcİ rol oynayabilirler.
Birey stratejisi
Buna yüksek-risk stratejisi de denir. Özellikle yüksek riskli, nisbeten az sayıda kişilerin belir- lenip tek tek tedavi edilmesi esasına dayanır. Bu bireylerin açığa çıkarılması klinik muayene ve laboratuvar tahlillerini gerektirdiğinden, birey stratejisi daha pahalı bir yaklaşımdır.
İki farklı yaklaşım benzer koruyucu önlemleri içerir. Bu nedenle, en iyi sonuçlar her iki strate- jiyi kombine etmekle sağlanır; daha açık bir de-
yişle, bireysel bakıma muhtaç olan kişilerin sa-
yısı, etkin bir popülasyon stratejisiyle geniş öl- çüde azaltılabilir. Ama orta derecede veya şid
detli hipertansiyonu bulunan, total kolesterol düzeyi örneğin 240 mg/di olan veya aşırı şiş
man bir kişide, popülasyon stratejisi yeterli ol- maz, onların doğal olarak hekim tarafından te- davileri gerekir csı.
A. Ouat: Ulusal Kalp Sa.~lı[:t Palilikast Kalp-Damar Hastalıklanndan Kamtmw Strateji/ai
Y üksek riskli bireylerin belirlenmes inde, kay-
nakları
daha verimli kull anmak üzere,
aşağıda açıklanan şekildeseç ici dav ranmak uygundur
(seçme/i tarama):Soy
geçmişindeerken
yaştakardiyovas kül
erhastalığa
(yani KKH, inme, periferik arter has-
talığına) yakalanmış olanların varlığı,
soy geç-
mişinde lipi
d
bozukluğuya da hipertans.
iyonu bulunanlar, sigara içenler, hipertansiyon, obezi- te, tip II diyabeti, gut
hastalığıveya ksantoma, ksantelasma, ya da arcus corneae'si bulunanlar.
Buna ilaveten sistematik
vaka bulma çabasıda gere kir. Böyle bir çaba mutad hek
im-hasta ilişki si çerçevesinde mümkündür: ister
hastanınilk vizitinde, ister
işegirme ves ilesiyle
yapılacakbir
sağlıkkontrolü nde, isterse herhan gi bir ara- ya g ire n bir
tıbbiso run durumund a. Böylece, belli bir dönem
sırasındafertlerin büyük bir bö- lü münde KKH risk faktö rleri
değerlendirilir.Nüfus un mümkün
olduğuncabüyük
kısmına ulaşmak için, vaka bulma eniyi bir
şekildepri- me r
sağlıkbirimlerinde ve hastanelerde
yapılmalıdır.
Laboratuvar
kaynaklarınınasgari dü- zeyde tutulabilmesi için, pratisyen hekimler bu vaka bulma
çabası alanındakilit rolü
oynamalı dıı·lar.Bu uygulama bi zde de potans iyele sa hip- tir, yeter ki hem
eğitim programlarıorganize ed ilsin , hem de basit ölçme
cihaziarı kullanılsın.Özetle,
vaka bulma çabasıile
seçme/i tarama- mnkombine ed
ilmesiyle, yüksek KVH riski ta-şıyan
bireyler optimal bir
şekildeortaya
çıkarılabilir.
Koru.nmay1 etkileyen kilit örgütler
Klinik uygu lamadak i hekimler
dışında,ko
run-ma
alanında Sağlık Bakanlığı,birçok mes
lekkuruluşu
ve
medyanınüzerine
düşen sorumlu- luk ve görev büyüktür. Herbirine
ayrı işlevler düşsede, bu
unsurlarınkoordine bir
şekildeha- reke t etmesi d
urumunda, kamuoyundaki etkisi onca fazla olur. Ancak samimi bir inanç, amaca
adanmışlık, uzmanlık
ve
fedakarlıkisteyen böy- le bir tutumun ül kemi
zde geliştirilip işlerlikka-
zanması
zordur. 1999
sonunda kurulanUlusa l
Kalp
SağlığıPlatformu,
kuruluşlar bazındabi- reysel
fedakarlığınyeterince
sürdürülememes
isonucu, 3-4
yıliçerisinde
dağılmakzorunda kal-
mıştır.
Kaynaklar ve öncelikler
Tüm koruyucu
sağlık harcamalarının yılda sa-dece 700 milyon $
civarı olduğutahm in edil - mekted
ir. Bundan kalp-damar hastalıklanndankorunmaya
düşenpay belki I 00 milyon $ g
ibicüzi bir
meblağdır.Devletin
sağlığıkorumaya önem ve öncelik vermes inin orta vadede çok verimli
olacağınave bunun cari hükümetler için vazgeçilmez
olduğuna inanmalıve
inandırıcıbir politika
geliştirmelidir.Hedef kitlelerin belirlenmesi
Bir yandan büyük kitle içi n popülasyo n strateji- si ile primer korunma yöntem ve
araçlarıuygu- lana durur ken, öte yandan
sınırlımaddi ve insan
kaynaklarıyla
optimal korunm a ve rimi
sağlamak üzere,
yakınge
lecekiçin hedefler belirlen- melidir. Bu hedefler,
kanımca,dö rt grupta
odaklanmalı:
metabolik
sendrom
(MS),hiper- tansiyon (HT) ve tip II diyabetin
prevalanslarındaki
yaş-standardizasyonlu artışıdurdurma ve sigara içen gençlerin
sayısınıazaltma.
İlk anılanher üç durum,
önceliği şunedenlerle çekme kte- dir:
bağımsıznisbi riskleri yüksek (hazard
oranı1.8
civarında),popülasyonda
yaygındır(gerç i diyabet sadece 3 milyon
kişidebulunuyarsa da, MS ile HT 10-12 m
kişiyi kapsamaktadır),ilaç-
sız
ve/veya ilaçla tedavileri önemli
başarı sağlayab
ileceknitelikted ir, ve bu du ruml ar bel
libir
yaş gerektirdiği için 40 yaş
üzerindeki erkek ve 45
yaşüzerindeki
kadınlaraodaklanmak
sure-tiyle hedef
daraltılabilir. İlgilikesimdeki nüfu-
sumuz19 milyon olup tüm nüfus un
%27'sini,erişkin
nüfu
sun %45'ini temsil etmektedir. Kırk yaşındanitibaren MS
sıklığı %40-45 dolayındayken, 30-39
yaşgrubunda bu
sıklık yarı yarıya
%21 civarındadır.Hipe
rtansiyoniç in bu
sıklık farkları
daha da be lirgindir:
%11 yerin
e%35-50'dir, tip IT diyabet için ise, %2'den az ye-
rine o/o 1 O'dur.
Tiirk Kardiyol Dem Arş 2004:32:596-602
Üstelik, 40
yaşındanso nra erkek ve
kadınlarsağlıkları
için daha
duyarlıve dikkatli olmakta-
dırlar.
Bunun bir gösterges i,
sigarayı içen her 8erkeğimizden
birinin içmeyi
bırakmasıdır.Bu
oranı
daha
yoğunbir
bilinçlendirıneyleyükselt- mek mümkündür. Beslenme ve egzersiz konula-
rında
da
insanlarımızıne tkilenme
şansıbu dö- nemde hayli dah a yüksektir. Hekim kontrolüne gitmeleri ve kontrolde
kalmalarımuhtemeldir.
Bu üç alanda 40
yaşüzerine odaklanma etkinlik
yaratırken,
sigara
alanındakorunm ak
amacıyla,ters ine, 13-20
yaşgrubu gençlerin bilgilendiril- mesi ve sportif, sosyokültürel faaliyet cazibele- rinin
artırılmasısemere
vermeğe adaydır.Korunmada bazı hedefler ve hekim
kilavuzlanmıza girmesi gereken bilgiler
KKH'ndan korunma
alanında yayınlanmışulus-
lararası
uygu lama
kılavuzları,il gili hek imleri- mizin ,
hastalarıya da tavsiye a lmak için
başvuran
kişileriçin öneml e dikkate
alacakları,uya-
cakları
esaslar olma
durumundadır.B u
kılavuzların yayılması
ve uygulamaya
konmasıiçin resmi kurumlar ve sivil toplum
kuruluşlarıge- rekli finansa l
desteği,örgütl emey i ve
eğitim programlarınıgiderek
yoğunlaştırınalıdır.Bu hususta, özellikle sekon der
korunınada,ilaçla tedavide
gerektiği düşünülenile klinikte uygu- lanan durum
arasında Avrupa'nın gelişmişülke- lerinde de büyükçe bir
açık olduğuna ilişkinya-
yınlar
sürm ektedir. Uygulama durumunu denet- l eyen bu tür
sondajların, yurtdışında olduğugi- bi, bizde de periyodik biçimde
yapılınasısürme-
lidir.
Öte yandan,
Batılılarla kıyaslandığında,Türk
erişkinlerinin
risk profilinde pratikte önem
taşıyan
bazı farklıiLkların varlığını,TEKHARF ça-
lışması
ortaya
koymuştur.Bunlar nelerdir? En
başta
metabo lik sendromun bizde hayli daha
sık olduğunu,daha genç
yaşta başladığınıbiliyoruz.
Hem bununla
bağıntılı,hem de genetik kökenli olarak HDL-kolesterol
düzeyleriınİzin1/5 ora-
nında düşük olduğu
da son 10-1 5
yıldagösteril- di.
Halkımızdaabdeminal obez itenin genel obe- ziteden fazla önem
taşıdığıyine
ınalumumuz.Sıraladığım
bu üç önemli bünye
farklılaşmasınauyumlu bir önlemler manzumesi
alınmasıama-
cıyla,
bu kritik konulard a
stratejiınİzinhekim
kılavuzlarında
modifiye b içimde yer
almalarızaruridir.
Metabolik sendrom konusunda Türk Kardiyoloji
Derneği,kendi Korunma
Kılavuzuna
(6),bu insü
lindirenci sendromunu orta ve yüksek risk gös tergesi olarak
almışbulu nmakta-
dır.
Yüksek risk
sınırıiçin, 50
yaşve
kadındaTK/HDL-K
oranınıngözö nünde
tutulmasıbe-
nimsenmiştir. Diğer bazı kılavuzlara
da bu
ku-ralın
geçmesinde yarar
vardır.Abdanıinat obezitenin (göbekliliğin)
genel obe- ziteden daha zarar verici
olduğu kavramı kılavuzlarda daha önemli biç imde yer
tutmalı,bu- nun so nucu olarak
asılbel çev res i ölçüsü he- kimlerimizce
yaygınbiç imde izlenmeli ve ilgil i
yurttaşlarıımza
bu
aşılanmalıdır;üstelik, önlem almak üzere "eylem düzeyi" olarak Türk erkek- lerinde 102 cm
sınırı değil,96 cm
sınırolarak kabu l ve tavs iye ed ilmel i. Viseral obezitenin en iyi göstergesi bel çevresi olu p, bununla il gili ey- lem düzey i olarak erkeklerimizde
~96c m
alınmalı,
yani bugüne dek tavsiye ed ilende n da ha dar bir bel çevres i beni msenmelidir. Beden kitle indeksler i 25-28 kg/m
2gibi obezite kriterinden uzak olan yüzbinlerce
erkeğimiz,100 cm
ya dadaha
genişolan bel çev resi ile riskinden haber- sizce hayat sürdürmektedir. B u
kişilerin,bekle- yen tehlikeler konu sunda
uyarılmalarıgerekir.
B u alanda TKD'nin örnek b içimde öncü olma-
sında,
endokrinoloji , obezite ve d iyabet dernek- lerinin de onu izlemelerinde isabet
olacağınıdü-
şünüyor
ve içten temenni ediyorum.
En önemli
total kolesterol kriterlerindenbiri , hep imizce
bilindiğigibi, 200 mg/di
altındaki değerlerinnormal
olduğunuöne sürer. Oysa, toplumumuzda
180-200 nıgldl arasındakide-
ğerleri
- hele erkeklerimiz için
-nor mal kabul etmemiz epidemiyolojik bulgularla
bağdaşmamaktadır
m. Bu gru ptaki birey lerden HDL-K düzeyleri normal olan nisbeten küçük bölümü
dışlanınca, çoğunluğun düşük
bulunan HDL-K
düzeyleri nedeniyle yüksek KV risk tehdidi al-
A. Onar: Ulusal Kalp Sağlrğ1 Politikasi Kalp-Da111ar Hastalıklarından Kortil/mo Stratejileri
tında yaşadıkları
keyfiyetinin hekimce kendine bildirilmesi ve ona göre ö nlemlere yönlendiril- mesi bir zarure tt ir. Konu , gereki rse bilimsel platformlarda daha
tartışılmalı,ama konuya se- yirci
kalınmamalıdır.T ürk
erişkinlerininbu
farklırisk profili nede- niyle önlem alma, eyleme geçme düzeyinin
aşağıya
çekilmesi
gereğine karşıitiraz sesleri nin yükselmes ini
ilk
bakışta yadırgamam.Ancak, profil
yapımızbelli
olduğunagöre, rasyonel tedbirl erin
alınmasına karşı çıkmakya da
geçiştirmek,
halkımıza karşımesleki
sorumluluğumuzdan kaçmak
sayılır.Bazı gruplar ve bireysel riskfaktörleri
açısmdan korunma: kadmlar, sigara içme,
yaşlılar
Kardi yovasküler
hastalıkveya KKH
açısından erkek-kadın arasındame nopozdan önceki be lir- gin fark, menopozdan sonra giderek
kapanıpas-
gaı·iye
iner. Ancak Türk
kadınındabu fark, ol-
ması
gerekenden
azdır,yan i
kadınlarımızdaha fazla nisbi risk
altındadır.Bu d urum, Türk
kadınının bellibaşlı
risk faktörlerin i daha fazla
taşımasından
ileri gelm ektedir. Somut olarak sisto- lik ve diyas toli k kan
basıncı,kanda total ve LDL-koleste rol, f ibrinojen ve C-reaktif prote in düzeyleri ile d iyabet ve metabol ik sendrom pre-
valansları kadınlarımızda anlamlı
biçim de yük- sektir. Türk
kadınınınmutlak KKH riskinin Ba-
tılı kadınlardan
yüksek
olmasınıda
açıklayanbu durum
karşısında, kadınlarayöne lik korun- ma önlemlerinin özellikle
yararlı olacağınaina-
nıyorum.
Hem metabolik sendromun
çeşitliun-
surları,
hem de LDL-K düzey leri y üksek o lan
kadınlarımıza
bir de son
onyıldaartan s iga ra
alışkanlığının
eklenmesi ris kleri
katlandıracağından, onları
bu konuda etkin bir
şekildebilgi-
lendirmek önem taşır. Şişmanlıktan kaçınmaları,
düzenli egzersiz
yapmaları açısındanda
teşvikler sürdürülmeli.
Yaşlılar
gere k
Batı dünyasında,gerek ülkemiz- de en
hızlı artışgösteren nüfus kesimini temsil etm ektedir. K KH
sıklığı artmağadevam eden
bu kesim e, ABD'de
sağlık harcamalarınınüçte biri nden
fazlasıgitmektedir. Kalp
yetersizliğineve fe lç
olaylarına sıkrastlanan
yaşlılarda,konu önem
taşır.Hernekadar
yaşlılarda (>70 y.) sta- tinlerle
korunmanın etkinliğive
başarısına ilişkin bilgilerimiz azsa da, 2
yılönce
yayınlananrandami ze PROSPER
çalışınasında (8)toplam mor ralitede
değilsede, topl am vasküler olaylar- da (%15' lik)
ılımlıbir azalma
kaydedilmiştir.Bu itibarla, klinik uygulamada
yaşlılarınbirincil ve ikincil
korunmasındaseçme yüksek-riskl i ki-
şilerde
statinlerden
yararlanılabilir.Sigara içmeyle
mücade le hem h üküm etin ve
Sağlık Bakanlığının,
hem de
çeşitlimes leki ku-
ruluşların,
öncelikle uzman sigaray la
savaşder- neklerinin ve
medyanın alanınagirer. Bu arada
1990'1ı yıllarda çıkarılan
kan un ve de s iga ra sa-
tışına
yeni geti rilen vergilerin yükseltilmesi
doğru
yolda
adımlar olmuştur.Yine de kamu yerlerinde s igara içil memes ine
ilişkinkanunun
uygulamasındaki gevşeklik
önlenmeli.
Derneğimizin de
hazırladığıTV
spotlarınabenzer spot-
ların
ana televizyo n
kanallarındadaha
sıkya-
yınlanması
yoluna, dernekler
arasındakiortak bir çabayla gitmek uygun olur.
İlaç tedavisi ve girişimler için risk smırlan
Zengin ülkeler da hi tedavi için
ayırdıkiarımali
kaynaklarını kısıtlı tuttuklarına
göre,
kaynaklarıçok daha
sınırlıolan ülkemiz de,
girişimselve
girişimsel
olmayan tedavi usulleri
alanındama- liyet-etkin lik kriterlerine
uyulmasızorunluluk- tur. TKD'nin 1 999'da
yayınladığıKoroner Arter
Hastalığı Yaklaşım
ve Te dav i
Kılavuzu'nda"u lusal ge lir imiz dikkate
alındığında kurtarılan yaşam yılı başına 10,000$'ın(ki
yaklaşık3
yıl lıkul usal geli re
eşdeğerdir) altındakibir mali ye- te sahip uygulamalar maliyet-etkin, 10-20,000$
arasındaki
maliye tler ise
sınırdamali yet etkin
sayılabilir.
Bu ve TKD 'nin bundan sonra
yayınladığı
KKH Korunma ve Tedavi
Kılavuzu'ndaönlerindeki 1
O yıldaKKH gel
işme riski
%20 veya üzerinde bulunan (=yüksek riskli)
kişilerde,
yaşam tarzı değişikliklerineilaveten, ilaç te-
Türk Kordiyol Dern Arş 2004:32:596-602
davisine geçilmesinin maliyet-etkili olacağı ka- bul edilmiştir. KKH veya tip II diyabeti bulunan ya da 50 yaşını aşkın metabolik sendromlu kişi
lerin bu risk kategorisine girdiğini hatırlatabili
riın. Sosyal güvenlik kurumlarınca ödeme yapı
lan uygulamalarda maliyet-etkinlik kıstaslarının
esas alınması akılcı bir yoldur.
Geçmişteki kazanımlar
Ülkemizde koroner kalp hastalığından korunma
alanında 1990 yılından beri büyük adımlar atıl dığı inkar edilemez. Öncelikle halkımızın kardi- yavasküler profili, neredeyse hiç bilinmezken, TEKHARF çalışmasının ortaya koyduklarıyla geniş ölçüde bilgi sahibi olunmuştur_ Böylece,
korunmanın boyutu, risk faktör alanları, hangi hedef kitleye yöneleceği halen bilinmektedir.
Çeşitli sivil toplum örgütlerinin faaliyeti ve
medyanın katılımıyla, bu bilgiler sık sık kamuo- yunun dikkatine sunulmuştur. Bugün erişkinle
rimizin hepsinde değil, ama çoğunda korun-
ınayla ilgili doğru bilgiler- hiç değilse anahatla- rıyla- mevcuttur denebilir. Örneğin, çok kimse- de sağlıklı beslenme merak uyandırmaktadır;
zayıflama ihtiyacını duyan ve yollar deneyenie- rin sayısı küçümsenemez; birçok şehrimizde yü-
rüyüş ve jogging yapan binlerce kişiye rastla-
maktayız. Antihipertansif tedavi uygulamasının yaygınlaşması sonucu, kan basıncı düzeyleri- mizdeki yükseliş kanımca durmuş, belki tersine bir eğilim başlamıştır_
Bütün bu ileriemelere rağmen, edinilen bilgile- rin uygulamaya konulmasında hayat tarzı deği
şimine karşı - birçok başka popülasyonda oldu-
ğu gibi - büyük bir dirençle karşı karşıyayız.
Özellikle sigara konusunda sağlanan kazancın
küçük olduğu, hekimler arasında bile sigara iç- meye devam edenlerin oranının hala arzu edile- nin çok üstünde olduğu dikkat çekmektedir. Oy- sa onlar toplum ve hastaları için örnek olma du-
rumundadırlar. Obezite epidemisi kontrol altına
alma yoluna girmiş değildir. Egzersiz konusun- da daha geniş kitleler harekete geçirilebilmiş değildir_ Dolayısıyla, KKH'nda korunma konu- sunda katetmemiz gereken daha çok uzun bir yol bulunmaktadLr.
KAYNAKLAR
I. Onat A, Sarı i, Tuncer M, Karabulut A, Yazıcı M, Türkmen S, Doğan Y, Keleş İ, Sansoy V: TEKHARF ça-
lışması takibinde gözlenılenen toplanı ve koroner m ortal i- tenin analizi. Türk Kardiyol Dern Arş 2004; 32:595- 2. Onat A: Risk factors and cardiovascular disease in Tur- key. Aıherosclerosis 2001; 156: 1-10
3. Murray CJL, Laucr JA, Hutubessy RCW, et al: Effccıi
veness and costs of inıcrventions to lower systolic bloaci
pressuı·e and cholestcrol: a global and regioııal analysis on reduction of cardiovascular-disease risk. Laneel 2003;
361:717-25
4. Yusuf S, J-Tawken S, Ounpuu S, et al; INTERHEART Study Investigators: Effect of potentially ınodifiable risk factors associaıed wiıh ınyocardial infaretion in 52 count- ries (the INTERHEART Study): case-control study. Lan- eel 2004; 364:912-4
5. Wald NJ, Law MR: A strategy to reduce cardiovascular disease ınore than 80%. BMJ 2003; 326: 1419-24
6. Türk Kardiyoloji Derneği Koroner Kalp Hastalığı Ko- runma ve Tedavi Kılavuzu. Türk Kardiyol Dern Arş 2002;
30:568-94
7. Onat A: Halkımız için total kolesterol düzeyi normal list sınırı neden mutlaka 180 ıng/di'ye çekilmeli. Türk Kar- diyol Dern Arş 200 I; 29:703-7
8. Shcpherd J, Blauw GJ, Murphy MB, et al. PROSPER study group: Pravastatin in elderly individuals at risk of vascular disease (PROSPER): a randoınized controlled tri- al. PROspective Study of Pravastatin in the Elclerly at Risk. Lancet 2002; 360:1623-30