• Sonuç bulunamadı

ŞARKİYAT MECMÇASI. Edebiyat Fakültesi İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ YILDA İKİ KEZ YAYIMLANIR. ŞAR.IdYAT MECMUASI HAKEMLİ BİR DERGİDİR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ŞARKİYAT MECMÇASI. Edebiyat Fakültesi İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ YILDA İKİ KEZ YAYIMLANIR. ŞAR.IdYAT MECMUASI HAKEMLİ BİR DERGİDİR"

Copied!
21
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

Edebiyat Fakültesi

ŞARKİYAT MECMÇASI

Sayı XVI 2010/1

ŞAR.IdYAT MECMUASI HAKEMLİ BİR DERGİDİR YILDA İKİ KEZ YAYIMLANIR

İSTANBUL 2011

(2)

Mehmet YAVUZ

Özet

TarafÕmÕzdan 1991 yÕlÕnda hazÕrlanan ve ø.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne sunulan “BaúlangÕçtan Fatih Devri Sonuna Kadar Arap Gramerine Dair Eser Yazan OsmanlÕ-Türk Âlimleri” adlÕ yüksek lisans tezinde kuruluútan IX. (XV) asrÕn sonlarÕna kadar Arap gramerine dair eser yazan OsmanlÕ-Türk âlimleri ve eserleri tanÕtÕlmÕútÕr. Ancak bütün gayretlere ra÷men anÕlan devrede bu sahada eser veren bazÕ âlimler gözden kaçmÕútÕr. Bu makalede gözden kaçmÕú olan bu âlimlerden IX.

(XV) asÕrda yaúamÕú olanlar ve eserleri tanÕtÕlmÕútÕr.

Anahtar kelimeler: OsmanlÕ, Arap Grameri, Sarf-Nahiv, OsmanlÕ Âlimleri

Abstract

In my postgraduate thesis which was prepared in 1991 and presented in ø.Ü. Institute of Social Sciences called “The Ottoman- Turkish Scholars who wrote about Arabic Grammar from the beginning till the time of Fatih” the Ottoman-Turkish scholars and their works in IX. (XV) century were analysed.Despite everything some scholars who wrote about in this field in IX. (XV) century were overlooked.In this article that scholars and their works were discussed

Key Words: Ottoman, Arabic Grammar, Grammar-Syntax, the Ottoman Scholars

Prof. Dr. ø.Ü. Edebiyat Fakültesi, Do÷u Dilleri ve EdebiyatlarÕ Bölümü Arap Dili ve EdebiyatÕ Anabilim DalÕ. (e-mail: meh-yavuz@hotmail.com)

(3)

OsmanlÕ-Türk âlimleri, medreselerde ilim dili olan Arap dilinde dini, edebi ve tabii ilimler sahasÕnda de÷erli eserler kaleme aldÕklarÕ gibi lisanî ilimler sahasÕnda da önemli eserler kaleme almÕúlardÕr. AslÕnda øslam ve Arap âleminde ilim dilinin Arapça olmasÕ sebebiyle bu faaliyet, Anadolu SelçuklularÕ ve Beylikler devrinde baúlamÕú olan bir gelene÷in devam ettirilmesi anlamÕna gelmektedir. OsmanlÕ toplumunu meydana getiren hâkim unsurun dilinin Arapça olmamasÕ, ayrÕca baúta Kuran ve hadis olmak üzere øslâm Dini’nin di÷er kaynaklarÕnÕ oluúturan eserlerin neredeyse tamamÕnÕn Arapça olmasÕ sebebiyle, OsmanlÕ Türkleri bu dile büyük önem vermiú ve øslâm dünyasÕnÕn di÷er

nedenle OsmanlÕ âlimleri medreselerde ders kitabÕ olarak kendilerinden önce yazÕlan eserleri kullandÕklarÕ gibi kendileri de bu alanda telif, úerh ve haúiye türünden birçok eser yazmÕúlardÕr. Bu alanda eser veren âlimleri ve eserlerini tanÕtmak hem ilim dünyasÕ ve hem de bizim kültür tarihimiz açÕsÕndan önemli oldu÷u inkâr edilemez bir gerçektir. Bu nedenle tarafÕmÕzdan 1991 yÕlÕnda, yüksek lisans tezi olarak sunulan bir çalÕúmada (BaúlangÕçtan Fatih Devri Sonuna Kadar Arap Grameri’ne Dair (Sarf-Nahiv) Eser Yazan OsmanlÕ- Türk âlimleri, ø. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü) OsmanlÕlarÕn baúlangÕcÕndan XVI. Asra kadar olan âlimler ve eserleri ele alÕnmÕútÕr. Ancak daha sonra, bu devrede yaúamÕú ve Arap gramerine dair eser yazmÕú baúka âlimler de tespit edilmiútir. Burada, sonradan tespit edilen bu âlimler ile eserleri kÕsaca tanÕtÕlmÕútÕr. NüshalarÕ tespit edilen eserlerin tavsifleri yapÕlmÕútÕr. ùayet eserin nüshalarÕ üçten fazlaysa, kronolojik sÕra gözetilerek üç tanesinin tavsifi yapÕlmÕú geri kalanlarÕn sadece bulunduklarÕ kütüphaneler ile numaralarÕ verilmiútir.

KARAMANLI MUSLøHøDDøN MUSTAFA B. ZEKERøYYA B.

AYDOöMUù (809/1406)

Nisbesinden de anlaúÕlaca÷Õ üzere KaramanlÕdÕr. ølk tahsilini kendi memleketinde yaptÕktan sonra MÕsÕr’a gitmiú ve tahsilini orada tamamladÕktan sonra memleketine dönmüú telif ve tedris faaliyetleriyle meúgul olmuútur. Daha çok fÕkÕh sahasÕnda öne çÕkan müellif, dini ve edebi bazÕ risaleler kaleme almÕútÕr. Bunlar arasÕnda fÕkÕh ilmine dair ørúâdü’d-dirâye adlÕ Hidaye úerhi (Keúf II,2037), Ebu’l-Leys Semerkandî’nin namaza dair kaleme aldÕ÷Õ Mukaddime’si üzerine et-Tavzîh adÕyla yazdÕ÷Õ úerhi (Keúf II, 1795) ile santranç

(4)

oyununa dair Risâle fi’l-lu‘bi bi’n-nerd ve’s-santranç adlÕ bir risalesi vardÕr1. Konumuzla ilgili olarak ta aúa÷Õdaki iki eseri kaleme almÕútÕr.

HÂùøYETÜ’Z-ZAV’

ÅijąĤÒ ÙĻüÓè ž

Eser, el-Mutarrizî (ö. 610/1213)’nin nahve dair el-Misbah adlÕ eseri üzerine Tâcuddin el-øsferâyînî’nin ez-Zav’ adÕyla yazdÕ÷Õ úerhin haúiyesidir (ùekâ’ik, s. 212). Herhangi bir nüshasÕ tespit edilememiútir.

HÂùøYE ‘ALE’L-CÂMÎ

ĹĨÓåĤÒ ĵĥĐ ÙĻüÓè

Eser, Abdurrahman Câmi’nin (ö. 898/1492), øbn Hâcib’in nahve dair el- Kâfiye adlÕ eseri üzerine yazdÕ÷Õ ve daha çok Molla Câmi adÕyla bilinen el- Fevâ’idü’z-ziyâ’iyye adlÕ úerhin haúiyesidir. Bu haúiyenin tespit edilen bir nüshasÕ aúa÷ÕdadÕr.

NÜSHANIN TAVSøFø

øsmihan Sultan (Süleymaniye), nr. 378

Eser, 17X12 (11X55) cm. ebadÕnda 136 varak olup her varakta 15 satÕr vardÕr. Serlevha tezhipli, üzeri ebru kâ÷Õt kaplÕ, mÕklepli, úirazeli, sÕrtÕ kahverengi bez kaplÕ tamir görmüú bir cilt içindedir. YazÕsÕ talik olup kenarlarÕ

1 Taúköprülüzâde, eú-ùekâ’iku’n-nu‘mânîye fî ‘ulemâi’d-devleti’l-Osmânîye (núr. Ahmed Subhi Furat), østanbul 1405/1985, s. 211; Muhammed b. Abdurrahman es-Sehâvî, ed-Dav‘ü’l-lâmi‘ li-ehli’l-karni’t- tâsi‘, I-XII, MÕsÕr, 1355, X, 160; BursalÕ Mehmed Tahir, OM: (OsmanlÕ Müellifleri), I-III, østanbul 1333/1905, II, 18; Kehhâle, Ömer RÕzâ, Mu’cemü’l-mü’ellifîn: Terâcîmü musannifi’l-kütübi’l-‘Arabîyye, I-XV, Beyrut ts. (Dâru ihyâi’t-türâsi’l-‘arabî), XII, 224; Zirikli, Hayreddîn, el- A‘lâm Kâmûsu Terâcim, (núr., Zübeyr Fethullah), I-VIII, Beyrut 1984, VII, s. 234; Brockelmann, Carl, GAL (Geschichte der Arabischen Litteratür), I-II, Leiden 1943-49, II, 224;

(5)

yer yer haúiyelidir. KenarlarÕ yaldÕz çerçevelidir.

įĤijĜ

kelimeleri yaldÕz renklidir. Zahriye vara÷Õnda müellif ve eser adÕ kayÕtlÕdÕr.

Baú 1b:

įĤijĜ

" : ųÒ ïĩè ïđÖ ÓĨÈž "

ÙĨôź ÅÓęĤÒ ÛĬÓĠ ğĤñĥĘ ĆóýĤÒ ĵĭđĨ įĻĘ ÙĩĥĠ ÓĨÈž

įĺij×Ļø ĢÓĜ ±ÓıĤ :

ħıĤÒijĜÈ

" : ěĥĉĭĩĘ ïĺô ÓĨÈž "

ěĥĉĭĨ ïĺõĘ ÅĹü īĨ īġĺ ÓĩıĨ ĮÓĭđĨ ...

Son 136b:

...

ÒIJ įĤijĜ ÙĻøÓĻĝĤ ...

±ĦŻĕĤÒ ÔóĄ ĦôÒijĤ īĨ ĵĤijĩĤÒ ÙĬÓİÒ ĪŶ įĨŻĔ ÛÖóĄ

òïĝĤÒ Òñİ ĵĥĐ ÚóāÝìÓĘ ģĥĩĤÒ ĵĤÌ Ĺąęĺ įĭġĤ ĢÓåĨ įĻĘIJ ÔÓĭĈźÒ ÔÓÖ ÒñİIJ ĚÓýÝĤÒ īĐ ĴóĤÒ ÷ĻĥĘ .

TOKATLI SEYYøD ALø (840/1436)

HayatÕ hakkÕnda fazla bilgi bulunmayan müellif, aslen Tokat’Õn Komenat köyünden olup hayatÕnÕn büyük kÕsmÕnÕ Sivas’ta geçirmiútir. Mu’tad tahsilini tamamladÕktan sonra Sivas’ta uzun yÕllar telif ve tedris faaliyetleriyle meúgul olmuútur. HayatÕnÕn sonlarÕna do÷ru Amasya’ya yerleúmiú ve 840 (1436) yÕlÕnda burada vefat etmiútir. Kaleme aldÕ÷Õ eserlerden, daha çok fÕkÕh, astronomi ve lisanî ilimlerle ilgilendi÷i anlaúÕlmaktadÕr. Eserleri arasÕnda fÕkha dair ùerhu’l-Vikâye ile astronomiye dair ùerhu Zîc-i ùâmil’ vardÕr2.

Konumuzla ilgili olarak ta aúa÷Õdaki eseri yazmÕútÕr.

ùERHU TASRÎFø’L-‘øZZÎ

ĸõđĤÒ ėĺóāÜ æóü ž

2 Hk. Bk. OM:, I, 322; Mu’cemü’l-mü’ellifîn, VII, 170 (Burada vefat yÕlÕ 800 /1398 olarak verilmiútir);

Kâtip Çelebi, Keúfü’z-zunûn ‘an esâmi’lkütüb ve’l-fünûn, I-II, østanbul 1941-1943, II, 968.

(6)

Müelliften bahseden kaynaklarda adÕ geçmeyen bu eser, øzzeddîn ez- Zencânî’nin (655/1257) sarfa dair kendi adÕna nispetle el-‘øzzî adÕyla anÕlan eserin úerhidir. Bu úerhin tespit edilen bir nüshasÕ aúa÷ÕdadÕr:

NÜSHANIN TAVSøFø3

07 EL.2753/2 (ElmalÕ ølçe Halk ktp.)

Eser, 20X14 (16X6.5) cm. ebadÕnda 115 varaklÕk mecmuanÕn 65b-115b varaklarÕ arasÕndadÕr. Her varakta 19 satÕr vardÕr. Kahverengi meúin bir cilt içindedir. YazÕsÕ talik olup konu baúlarÕ ve keúideleri kÕrmÕzÕ mürekkepledir.

Sonu eksiktir.

Baú 65b:

ųÒ ħùÖ ...

īĨ ģĻąęÜ ijİIJ ėĺóāÝĤÒ ĪÈ ħĥĐÒ ĦÓđĤÒ ÔÓĉíĤ Ó×ĈÓíĨ ĢÓĝĘ

ÙĕĤÓ×ĩĥĤ ĖóāĤÒ ...

Son 115b:

...

ĎijĭĤÓĘ ĮóĻĔ ÓĨÈIJ įĻĘ ÅÓÜ ź ĸñĤÒ îóåĩĤÒ ĹàŻáĤÒ ĹĘ Òñİ ÓıĻĥĐ ÛĻĨ ĸÈ ...

HALEPLø SøRÂCEDDÎN MEHMED B. ÖMER (850/1446)

Aslen Halepli olan müellif, Timur’un Anadolu’yu iúgalinden sonra Maverâünnehr bölgesine gitmiú, buralarda tahsilini tamamladÕktan sonra Sultan II. Murad devrinde (1421–1481) Edirne’ye gelmiútir. Burada kendisine büyük ikramlarda bulunan sultan, önce o÷lu Mehmed (Fatih)’e muallim olarak tayin etmiú, daha sonra da kendi adÕnÕ taúÕyan medreseye (Muradiye Medresesi) müderris olarak atamÕútÕr. Siraceddin Mehmed Efendi burada ömrünün sonuna kadar hocalÕk yapmÕú ve eser yazma faaliyetleriyle meúgul olmuútur. MantÕk, kelam ve dil sahasÕnda eserler kaleme alan müellif, aynÕ zamanda da hÕzlÕ ve

3 Eserin tavsifi TÜYATOK (Türkiye YazmalarÕ Toplu Katalogu, Ankara 1979-, 07, III, s. 108)’tan alÕnmÕútÕr.

(7)

güzel yazÕ yazma özelli÷iyle de tanÕnmÕútÕr. 850 (1446) yÕlÕnda bu medresede görevde iken vefat etmiútir4. MantÕ÷a dair Hâúiye ‘alâ Metâli‘il-envâr’Õ ile kelama dair Hâúiye ‘alâ ùerhi’t-Tavâli‘ ve Menhecü’s-sedîd’i önemli eserleri arasÕndadÕr.

Konumuzla ilgili olarak kaleme aldÕ÷Õ iki eseri ise úunlardÕr:

KEùFÜ’L-VÂFøYE FÎ ùERHø’L-KÂFøYE

ÙĻĘÓġĤÒ æóü ĹĘ ÙĻĘÒijĤÒ ėýĠ

Eser, øbn Hâcib’in (ö. 646/1248) nahve dair el-Kâfiye adlÕ eseri üzerine el-Esterâbâdî’nin (ö.717/1317) el-Vâfiye adÕyla yazdÕ÷Õ úerhin haúiyesidir.

Zirikli’nin verdi÷i bilgiye göre müellif eserini, 823 (1420) de tamamlamÕútÕr.

Eserin tespit edilen nüshalarÕ úunlardÕr:

NÜSHALARIN TAVSøFø

HacÕ Selim A÷a(Üsküdar), nr. 1099

Eser, 17X12 (12X7) cm. ebadÕnda 102 varak olup her varakta 19 satÕr vardÕr. SÕrtÕ viúneçürü÷ü rengi, úemseli, siyah meúin bir cilt içindedir. YazÕsÕ talik olup

įĤijĜ

kelimeleri kÕrmÕzÕ mürekkepledir. Vikaye yapra÷Õnda eser adÕ vardÕr.

Eser, 950 (1543) yÕlÕnda istinsah edilmiútir.

Baú 1b:

ųÒ ħùÖ ...

ĹĘ ėĀòIJ ĪÓĻ×ĤÒIJ ĖòÓđĩĤÒ ijéĬ ÓĭÖijĥĜ ĖóĀ īĨ Óĺ ïĩéĤÒ ğĤ

įÝĺÒò ÕāĬIJ ħĥđĤÒ ģİÈ ďĘò ĪÓĻ×ÝĤÒIJ ĦijĥđĤÒ ďÐÒïÖ ÓĭøijęĬ ...

ßđÖ īĨ ĵĥĐ ØŻāĤÒIJ

4 Hk. Bk. ùekâ’iku’n-nu‘mânîye, s. 168; Mu’cemü’l-mü’ellifîn, XI, 81; el- A‘lâm, VI, 315; Ba÷datlÕ øsmail Paúa, Hediyyetü’l-‘ârifîn esmâu’l-müellifîn ve âsâru’l-musannifîn, I-II, østanbul 1951, II, 196; Keúfü’z- zünûn, II, 1139, 1370, 1717; Ba÷datlÕ øsmail Paúa, øzâhu’l-meknûn fi’z-zeyli ‘alâ Keúfi’z-zunûn, I-II, østanbul 1945, II, 591.

(8)

óĩèźÒIJ îijøŻĤ ...

ÚÒîijäijĩĤÒ ěĥì īĨ îijāĝĩĤÒ ïĩéĨ ...

óĻĝéĤÒ ĢijĝĻĘ ïđÖIJ

ò Ùĩèò ĵĤÒ óĻĝęĤÒ ĎÓĭĝĤÒ ėýġĺ ijéĭĤÒ ħĥĐ ĪÓĠ ÓĩĤ Ĺ×ĥéĤÒ óĩĐ īÖ ïĩéĨ ĹĭĕĤÒ įÖ

...

ÙĻĘÓġĤÒ æóü ĹĘ ÙĻĘÒijĤÒ ÔÓÝĠ ĪÓĠIJ ...

ÙĻĘÓġĤÒ æóü ĹĘ ÙĻĘÒijĤÒ ėýġÖ ÓıÝĻĩøIJ ...

Son 102b:

...

įķĻĥĐ ģìïĺ ÓĩĘ ģđęĤÒ ģ×Ĝ Ù×ÜóĤÒ ĹĘ ħøźÒ ÛĥĜ ...

ĵĥĐ īĺijĭÝĤÒ ģāĘ

ĖñèIJ ĪÓĭĠÓø įÐÓĝĤ ïĭĐ īĺijĭÝĤÒ ÙĠóè ĪÉÖ ĪijĭĤÒ Īîîò ĢijĝÝĘ ğĤð ïĭĐ ĪijĭĤÒ

ĸñĤÒ ģđęĤÓÖ ÿÝíĺ ÓĨ ėĺóýÝÖ ħøźÒ Ėóü óıčĘ ģĜÓđĤÒ īÖóĄÒ ĢijĝÜ źIJ ģĜÓđĤÒ ïĩāĤÒ ųÒ ïèÈ ųÒ ijİ ģĜ ĸóĜIJ ±įĬIJî ijİ .

Köprülü Ktp. (M. AsÕm Bey), nr. 488

Eser 18X13 (12x8) cm. ebadÕnda 115 varaklÕk mecmuanÕn 46b-111b varaklarÕ arasÕndadÕr. SÕrtÕ kahverengi meúin, mÕklepli, úirazesi da÷ÕnÕk, üzeri çiçek ebrulu kâ÷Õt kaplÕ mukavva bir cilt içindedir. YazÕsÕ talik olup her varakta 23 satÕr vardÕr. KenarlarÕnda haúiyeler ve tashihler vardÕr.

įĤijĜ

kelimeleri ve keúideleri kÕrmÕzÕ mürekkepledir. 1a vikaye yapra÷Õnda mecmuadaki eserlerin adÕ vardÕr. 46a vara÷Õnda eserin adÕ ile müellifin yararlandÕ÷Õ eserlerin listesi vardÕr.

Baú 46b: HacÕ Selim A÷a nüshasÕ ile aynÕ Son 111b: HacÕ Selim A÷a nüshasÕ ile aynÕ

BeyazÕt Dev. Ktp. (Veliyyüddîn Efendi), nr. 2983

Eser, 16.5X11 (13X7) cm. ebadÕnda 231 varaklÕk mecmuanÕn 1b-110a varaklarÕ arasÕndadÕr. SÕrtÕ kahverengi meúin, miklepli, üzeri taraklÕ ebru kâ÷Õt kaplÕ mukavva bir cilt içindedir. YazÕsÕ nesih olup her varakta 23 satÕr vardÕr.

1b-2a varaklarÕ yaldÕz çerçevelidir.

įĤijĜ

kelimeleri yaldÕz mürekkeplidir.Vikaye

(9)

vara÷Õnda eser adÕ vardÕr. Haúiye sondan eksiktir MecmuanÕn 116b-231b varaklarÕ arasÕnda Kâfiye úerhi Vâfiye vardÕr.

Baú 1b: HacÕ Selim A÷a nüshasÕ ile aynÕ.

Son 110a: HacÕ Selim A÷a nüshasÕ ile aynÕ.

Eserin di÷er nüshalarÕ

BeyazÕt Dev. Ktp. (Veliyyüdin Efendi), nr. 2913 Burdur øl Halk Ktp. nr. 1012, 100 vr.

ùERH ‘ALÂ TASRÎFø’L-‘øZZÎ

ĸõđĤÒ ėĺóāÜ ĵĥĐ æóü ž

Eser, øzzeddin ez-Zencânî (ö. 655/1257)’nin sarfa dair meúhur el-‘øzzî adlÕ kitabÕnÕn úerhidir. Müelliften bahseden kaynaklarda adÕ geçen bu úerhin (msl. bk. Keúfü’z-zunûn, II, 1139), herhangi bir nüshasÕ tespit edilememiútir.

ABDÜLLATÎF B. CELÂLEDDÎN B. MEHMED (853/1449)

Sultan II Murad devri (1421–1451) âlimlerinden olup daha çok Kâdîy-i Belât (

ĆŻÖ

) ve KadÕcÕk diye meúhurdur. HayatÕ ve tahsili hakkÕnda kaynaklarda fazla bilgi yoktur. Ancak âlim ve zahit bir kiúi oldu÷u belirtilmektedir5. Devrinin önemli âlimlerinden olan ve daha çok Hatîb-i Dimeúk lakabÕyla tanÕnan Mevlana Celâlüddîn b. Muhammed b. Abdurrahmân Kazvînî (ö.

739/1338) bu úahsÕn dedesidir.

Konumuzla ilgili olarak aúa÷Õdaki iki eseri kaleme almÕútÕr.

5 Hk. Bk. ùekâ’ik, s. 106; Mu’cemü’l-mü’ellifîn, VI, 14; Hediyyetü’l-‘ârifîn, I, 616; Keúfü’z-zunûn, II, 1709;

GAL., I, 293; GAL Suppl. (Geschichte der Arabischen Litteratür, Supplementband ), I-III, Leiden 1937- 42, I, 514.

(10)

EBKÂRU’L-EFKÂR/HÂùøYE ‘ALÂ’Z-ZAV’

òÓġĘŶÒ òÓġÖÈ |

ÅijąĤÒ ĵĥĐ ÙĻüÓè ž

Eser, NâsÕr el-Mutarrizî’nin (ö. 610/1213) nahve dair el-Misbâh adlÕ eserine Tâcüddîn el-øsferâyînî’nin (ö. 684/1285) el ez-Zav’ adÕyla yazdÕ÷Õ úerhin haúiyesidir. ùekâ’ik müellifi bu Haúiyenin, konunun ilgilileri arasÕnda oldukça muteber oldu÷unu ve müellifinin de ilmi kudretini bu eserinde ortaya koydu÷unu belirtmiútir. Nitekim eserin kütüphanelerdeki nüshalarÕnÕn çoklu÷u da bunu teyit etmektedir. Eserin tespit edebildi÷imiz nüshalarÕndan dokuz tanesi tarihli di÷erleri tarihsizdir. Burada, istinsah tarihi en eski olanlardan üç tanesinin tavsifi yapÕlmÕú, di÷erlerinin ise sadece kütüphane adlarÕ ile yerleri verilmiútir.

NÜSHALARIN TAVSøFø

Ba÷datlÕ Vehbi Ef. (Süleymaniye), nr. 1907

Eser, 18x13 (14x9) cm. ebadÕnda 130 varak olup her varakta 19 satÕr bulunmaktadÕr. SÕrtÕ meúin kaplÕ karton bir cilt içindedir. YazÕsÕ talik olup úerhin metninin çizgileri ile

įĤijĜ

kelimeleri kÕrmÕzÕ mürekkepledir. KenarlarÕnda haúiye ve tashihler vardÕr. Unvan sayfasÕnda eserin adÕ ve bazÕ fevâid kayÕtlÕdÕr.

915 (1509) yÕlÕnda Kars’ta istinsah edilmiútir.

Baú 1 b:

ħùÖ ...

īĻđáùĬ įÖIJ ĪÌž .

: ħøŻĤ Ù×ĀÓĭĤÒ ģđęĤÓÖ Ùı×ýĩĤÒ ĖIJóéĤÒ īĨ

ěèÈ įĩøÓĘó×íĥĤ ÙđĘÒóĤÒIJ ž :

ÒðÌ įÝĝĝè īĨ IJÈ Û×à ÒðÌ óĨźÒ ěè īĨ ěéĥĤ ģĻąęà

ÓĨ ÕäIJ ÒðÌ ģđęĤÒ ěĝíÜ īĨ IJÈ įÝ×àÈ :

ÅĹü ĵĭđĩÖ ÙĘijĀijĨ IJÈ ĸñĤÒ ĵĭđĩÖ ÙĤijĀijĨ

úijéÝĺ įÝęĀ IJÈ įÝĥĀIJ

...

(11)

Son 130 a:

...

ġĺ ÓĨ ĵĥĐÈ ĹĬÓáĥĤ õĻĩĩĤÒIJ ÒõĻĻĩÜ ĵĩùĺ ğĤðIJ îÓĭøźÒ ĹĘóĈ ïèÈ ĹĘ Īij

±Żì îijĜÒò ĸïĭĐ ijéĬ ØòijĠñĨ ÅÓĻüÒ ÙđÖòÒ ïèÓÖ ħøźÒ ĦÓĩÜ ïđÖ ďĝĺIJ îóęĩĤÒ īĐ ž ĹĘóĈ ïèÒ īĐ ĦÓıÖźÒ ďĘóĺ ÓĨ Żì ğĤijĝÖ ďęÜòÓĘ óĻĔ ź îijĜÒóĤÒ ĹĘ Óĭİ ĦÓıÖźÓĘ ž ÔÓİijĤÒ ųÒ ĪijđÖ ĚÒòIJźÒ ßĩÜ ±Ù×ùĭĤÒ .

Yazma ba÷Õúlar (Süleymaniye), nr. 2672

Eser, 18x13 (13x8.5) cm. ebadÕnda 166 varak olup her varakta 19 satÕr vardÕr. MÕklepsiz, úirazesi da÷ÕnÕk, sÕrtÕ tamir görmüú meúin bir cilt içindedir.

Nohudî renkli aharlÕ kâ÷Õda nesih hatla yazÕlmÕú olup metin üzeri keúideleri ile

įĤijĜ

kelimeleri kÕrmÕzÕ mürekkepledir. KenarlarÕnda haúiyeler ve tashihler vardÕr. Unvan sayfasÕnda fevâid ve eser adÕ kayÕtlÕdÕr.

Eser, 938 (1531) yÕlÕnda istinsah edilmiútir.

Baú 1 b: Ba÷datlÕ Vehbi Ef. NüshasÕ ile aynÕ.

Son 166 b: Ba÷datlÕ Vehbi Ef. NüshasÕ ile aynÕ.

Laleli (Süleymaniye), nr. 3341

Eser, 20X15 (17X10) cm. ebadÕnda 133 varak olup, sÕrtÕ ve sertabÕ açÕk kahverengi meúin, mÕklepli, úirazesi da÷ÕnÕk, üzeri çiçek motifli ebru kâ÷Õt kaplÕ mukavva bir cilt içindedir. YazÕsÕ talik olup her varakta 23 satÕr vardÕr. ùerhin üzeri kÕrmÕzÕçizgilidir. KenarlarÕnda tashih ve haúiyeler vardÕr. 1a vara÷Õnda eser ve müellif adÕ kayÕtlÕdÕr.

Eser 1003 (1594) yÕlÕnda istinsah edilmiútir.

Baú 1b: Ba÷datlÕ Vehbi Efendi NüshasÕ ile aynÕ.

Son 133b:

(12)

...

ĵĥĐÈ ĹĬÓáĥĤ õĻĩĩĤÒIJ ÒõĻĻĩÜ ĵĩùĺ ğĤðIJ îÓĭøźÒ ĹĘóĈ ïèÈ ĹĘ Īijġĺ ÓĨ

±Żì îijĜÒò ĸïĭĐ ijéĬ ØòijĠñĨ ÅÓĻüÒ ÙđÖòÒ ïèÓÖ ħøźÒ ĦÓĩÜ ïđÖ ďĝĺIJ îóęĩĤÒ īĐ ž ĹĘóĈ ïèÒ īĐ ĦÓıĺźÒ ďĘóĺ ÓĨ Żì ğĤijĝÖ ďęÜòÓĘ óĻĔ ź îijĜÒóĤÒ ĹĘ Óĭİ ĦÓıÖźÓĘ ž ųÒ ĪijđÖ ßĩà ±Ù×ùĭĤÒ ĩĤÒ įĻĤÒIJ ěĻĘijÝĤÒ īùèIJ ÔÓİijĤÒ ğĥĩĤÒ

ųÒ óęĔ ÔÇĩĤÒIJ ďäó

į×ÜÓĠ .

Eserin di÷er nüshalarÕ:

Çelebi Abdullah Ef. 351, 172 vr., 21 st., talik, Ramazan b. øbrahim, 1053 (1643).

Laleli 3339, 165 vr., 23 st., nesih, 1064 (1654).

Köprülü ktp. nr. 592, 161 var., talik, 19 st. Molla Mustafa, 1088 h.

Köprülü Ktp. nr. 1467, 150 var., 21 st. nesih, 1001 h. (I. Cilt).

Köprülü Ktp. nr. 1468, 240 var., 19 st. nesih, 1001 h. (II. Cilt).

KadÕzâde Mehmed Ef. 471, 189 vr., 19 st., nesih.

H. Hüsnü Paúa 1471, 321 vr., 16 st., talik, Yahúî b. Ali.

Halet Efendi ølavesi, 225, 196 vr. 19 st. Talik.

Laleli 3340, 169 vr., 17 st., talik.

Serez 3328, 187 vr., 19 st., talik.

Tüyatok, 18 Hk. 91 ùERHU’Z-ZAV’

ÅijąĤÒ æóü ž

Bu eser, yukarÕda adÕ geçen el-Misbâh adlÕ eserin úerhi olan ez- Zav’

üzerine Abdüllatif b. Mehmed’in yazdÕ÷Õ bir haúiyedir. Kâtip Çelebi bu haúiyenin, eserin ikinci babÕnÕn sonuna kadar oldu÷unu, daha sonra Gelincik adlÕ bir müellifin úerhi tamamladÕ÷ÕnÕ söylemiútir (Keúfü’z-zunûn, II, 1709).

Eserin herhangi bir nüshasÕ tespit edilememiútir.

(13)

HIZIR B. øLYAS (868/1464’ de sa÷)

HayatÕ ve tahsili hakkÕnda kaynaklarda pek fazla bilgi bulunmayan HÕzÕr b. ølyas, Fatih devri (1451–1481) âlimlerindendir. Aúa÷Õdaki Nahiv risalesinin sonunda yer alan Fatih’i övdü÷ü Farsça beú beyitlik úiirinden, onun aynÕ zamanda úair ve Farsçaya da hâkim biri oldu÷u anlaúÕlmaktadÕr. Kaynaklarda adÕ geçen ve günümüze kadar gelen üç eseri vardÕr. Bunlardan biri konumuzla ilgili olan nahiv risalesi, di÷er ikisi ise Bânet Su‘âd (Süleymaniye ktp., Esad Efendi nr. 3408/3; Laleli, nr. 1798/1) úerhi ile astronomiye dair Risâle fi’l- meyli’dir (Süleymaniye ktp. nr. Ayasofya, nr. 4468/2, vr. 23–26).

RøSÂLE Fø’N-NAHVø

ijéĭĤÒ ĹĘ ÙĤÓøò

Eser, adÕndan da anlaúÕlaca÷Õ üzere nahve dair muhtasar bir eserdir.

Müellif eserini Fatih’in iste÷i üzerine kaleme almÕú ve ona takdim etmiútir. Bu sebeple müellif, eserinde temel nahiv konularÕnÕ veciz bir úekilde ele almÕútÕr.

Sultan Fatih’in be÷enisine sunulan bu eser, Süleymaniye kütüphanesinde (Laleli nr.1798) bulunan müellif nüshasÕ esas alÕnarak Abdullah KIZILCIK tarafÕndan neúredilmiútir6. Eserin günümüze ulaúan di÷er nüshasÕnÕn tavsifi aúa÷ÕdadÕr.

NÜSHANIN TAVSøFø

Ayasofya (Süleymaniye), nr. 4468/1

Eser, 18x13 (14x7.5) cm. ebadÕnda 21 varak olup 4468 numaralÕ mecmuanÕn 1b-21a varaklarÕ arasÕndadÕr. Eserin varaklarÕ muhtelif satÕrlÕdÕr.

SÕrtÕ kahverengi meúin, kapaklarÕ karton bir cilt içindedir. YazÕsÕ talik olup konu ve bölüm baúlarÕ kÕrmÕzÕ mürekkeple yazÕlmÕútÕr. Kâ÷Õt aharlÕ ve dip

6 Hk. Bk. Dr. Abdullah KIZILCIK, HÕzÕr b. ølyas’Õn Nahiv Risalesi, Çantay Kitapevi, østanbul 2003.

(14)

kÕsÕmlarÕnda kurt yenikleri vardÕr. 1a da Fatih Sultan Mehmet’in vakÕf kaydÕ vardÕr.

Eser 863 (1459) yÕlÕnda müellif hattÕyla yazÕlmÕútÕr.

Baú 1b:

ÓĺÓęíĤÒ īÐÓĘî ĪÓÖÈIJ ĪÓĻ×ĤÒ ďĺÒï×Ö ÙĻĥĝđĤÒ ĹĬÓđĩĤÒ ôijĭĠ óıČÈ ĸñĤÒ ų ïĩéĤÒ ĪÓùĬźÒ ĎijĬ çāĘÈ ĵĥĐ ØŻāĤÒIJ ĪÓùĥĤÒ ÙĠóéÖ ÙĻ×ĥĝĤÒ ž ...

ħĥĐ ĪÓĠ ÓĩĥĘ ïđÖIJ

ÒóĝĤÒ ħčĬ ôÓåĐÌ ÙĘóđĨ ĹĤÌ ÙĥĻøIJ ijéĭĤÒ Ī

...

ħä ÙĘÓġĤÒ ĵĥĐIJ ĹĥĐ įÜÓĨÓđĬÌIJ ž ž ž

įÜijĉø òÓāĨŶÒ çÝĘ ïĩéĨ ĪÓĉĥùĤÒ īÖÒ ĪÓĉĥùĤÒ ...

ÕĻÜóÜ ÔóĔÉÖ ĮïĐÒijĜ îòIJÈ ĪÈ

ĪÓĻÖ īùèÈIJ ...

ĮóĨÈ ÓĨ ěĘIJ ĵĥĐ ÛĐóü ...

Son 21a:

...

ĢijđęĨ įĬÈ ĵĥĐ ģéĩĤÒ ÔijāĭĨ ÿāĝĤÒ ģÐÒIJÈ ĹĘ ĪÆóĝĤÒ ĹĘ ðÌ ĪÌ ÒijĤÓĜIJ

ijéĬ ÒóĩąĨ IJÈ ÒóİÓČ óĠðŶ įĥäŶ :

ðÌ ųÒ ĢÓĜ ðÌ ±ÙĥġÐŻĩĥĤ ğÖò ĢÓĜ ...

ďĜIJ ïĜ

įĝĻĩĭÜ īĐ ĒÒóęĤÒ ...

ÓĩıĭĐ ĹęĐ öÓĻĤÒ īÖ óąì öÓĭĤÒIJ îÓ×đĤÒ ėđĄÈ įęĤËĨ ïĺ ĹĥĐ

į×éĀIJ įĤÆIJ ïĩéĨ ĵĥĐ ØŻāĤÒIJ ĮïèIJ ų ïĩéĤÒIJ .

ERZøNCANLI VECÎHÜDDÎN ÖMER B. ABDÜLMUHSøN (871–

1467)

Kaynaklarda hayatÕ hakkÕnda fazla bir malumat bulunmayan müellif, Kars’ta do÷du ve tahsilini Maveraünnehirde tamamladÕ. Burada Sadruúúeria Übeydullah b. Mesud’dan fÕkÕh okudu. Eserlerine bakÕldÕ÷Õnda, daha çok fÕkÕh ve nahiv ilmiyle ilgilendi÷i anlaúÕlmaktadÕr. Vefat tarihi hakkÕnda farklÕ rivayetler varsa da, Meúâriku’l-envâr adlÕ eserini 871/1467 de tamamladÕ÷Õna göre vefatÕ bu tarihten sonra olmalÕdÕr. ùerâfeddîn Mehmed adlÕ o÷lu da âlim bir zat olup Amasya’da vefat etmiútir7.

7 Hk. bk. Keúfü’z-zunûn, I, 113; II, 1372; Hediyyetü’l-‘ârifîn, I, 794; OM, I, 351; Zirikli, A’lâm, VI, 53;

Kehhale, Mu‘cemü’l-me’ellifîn, VII, 295.

(15)

Müellifin konumuzla ilgili eseri ise úudur:

HÂùøYE ‘ALÂ FEVÂ’øDø’Z-ZøYÂ’YE

ÙĻÐÓĻąĤÒ ïÐÒijĘ ĵĥĐ ÙĻüÓè ž

Abdurrahmân Câmî’nin (ö. 897/1492) nahve dair øbn Hâcib’in el-Kâfiye adlÕ eserine el-Fevâidü’z-Ziyâ’iyye adÕyla yazmÕú oldu÷u úerhin haúiyesi olup bize kadar gelmiútir. Tespit edebildi÷imiz nüshalarÕ úunlardÕr:

NÜSHALARIN TAVSøFø

BeyazÕt Dev. Ktp. Ali Emiri (Arabî), nr. 4385/1

Eser, 20x14 (15x9) cm. ebadÕndaki mecmuanÕn 3–101 varaklarÕ arasÕndadÕr. Her varakta 21 satÕr vardÕr. SÕrtÕ, yÕpranmÕú, úirazesi da÷ÕnÕk koyu kahverengi meúin; üzeri, ebru kâ÷Õt kaplÕ mukavva bir cilt içindedir. YazÕsÕ talik olup kenarlarÕ hâúiyelidir.

įĤijĜ

kelimeleri kÕrmÕzÕ mürekkeple yazÕlmÕútÕr.

Zahriyye varaklarÕnda fevaid vardÕr. Bu nüshanÕn sonunda eserin Vecîhüddîn Ömer b. Abdulmühsin Erzincânî’ye ait oldu÷u kayÕtlÕdÕr.

Hüseyin b. Abdülaziz tarafÕndan 1062 (1652) yÕlÕnda istinsah edilmiútir.

Baú 3 b:

īĻđĩäÈ į×éĀIJ įĤÆIJ ïĩéĨ įĝĥì óĻì ĹĥĐ ØŻĀIJ īĻĩĤÓđĤÒ Ôò ų ïĩéĤÒ .

įĤijĜ : ïĩéĤÒ ėĺóđÜ ĹĘ ħıÜÒòÓ×Đ ėĥÝìÒ įĻ×Ĭ ĹĥĐ ÙĤŻāĤÒIJ įĻĤijĤ ïĩéĤÒ ž ...

Son 101 b:

...

ÓıĬÉĠIJ ±ďĬÓĨ īġĺ ħĤ ÒðÌ ÙĨôź ÓıĬÍĘ īĺijĭÝĤÒ ĖñéÖ ĂijĐ ďĨ ÙÝÖÓà

ĖñéĤÒ .

Ba÷datlÕ Vehbi Efendi (Süleymaniye), nr. 1872

(16)

Eser, 20X13 (15X7) cm. ebadÕnda 125 varak olup her sayfada 20 satÕr vardÕr. MÕklepli, úemseli, zencirekli ve koyu kahverengi meúin bir cilt içindedir.

YazÕsÕ talik olup

įĤijĜ

kelimeleri kÕrmÕzÕ mürekkepledir. KenarlarÕ sona kadar yaldÕz çerçevelidir. 1a vara÷Õnda eser adÕ, 1b vara÷Õnda müzehhep baúlÕk vardÕr.

1a vikâye vara÷Õnda Muhammed Refî b. Seyyid’in, 2a vikaye vara÷Õnda da Mustafa b. ùerif’in temellük kayÕtlarÕ vardÕr. 125b vara÷Õnda Muhammed b.

Refî Begzâde’nin 1181 (1767) tarihli temellük kaydÕ vardÕr.

Eser 1080 (1669) yÕlÕnda Abdurrahman b. ùaban KÕrimî tarafÕndan istinsah edilmiútir.

Baú 1b:

į×éĀIJ įĤÆIJ ïĩéĨ įĝĥì óĻì ĹĥĐ ĦŻùĤÒIJ ØŻāĤÒIJ īĻĩĤÓđĤÒ Ôò ų ïĩéĤÒ īĻđĩäÈ .

įĤijĜ : ĻĤijĤ ïĩéĤÒ ž ïĩéĤÒ ėĺóđÜ ĹĘ ħıÜÒòÓ×Đ ÛęĥÝìÒ ëĤÒ į

...

Son 125a: Ali Emiri nüshasÕ ile aynÕ.

ùehid Ali Paúa (Süleymaniye), nr. 2369

Eser, 23X15 (16.5X6.8) cm. ebadÕnda 133 varak olup, her sayfada 23 satÕr vardÕr. SÕrtÕ kahverengi meúin, üzeri ebru kâ÷Õt kaplÕ bir cilt içindedir.

YazÕsÕ talik olup, keúideleri ve

įĤijĜ

kelimeleri kÕrmÕzÕ mürekkepledir. KenarÕnda tashihler ve haúiyeler vardÕr. Zahriyye varaklarÕnda fevâid, 1a da ùehid Ali Paúa’nÕn vakÕf mührü ve eser adÕ vardÕr. Varak 133a” da Rodosî-zâde’nin mütâlea ve tashih kaydÕ vardÕr.

Ali b. øbrahim tarafÕndan 1105 (1693) yÕlÕnda Kütahya’da istinsah edilmiútir.

Baú 1b: Ali Emiri nüshasÕ ile aynÕ.

Son 133a: Ali Emiri nüshasÕ ile aynÕ.

Eserin di÷er nüshasÕ:

(17)

ø.Ü. Ktp. (Arapça Yazmalar). nr. 164/1

AHMED B. ABDULLAH EL-KIRIMÎ (879/1474)

Aslen KÕrÕmlÕ olan müellif, tahsilini memleketinde tamamladÕktan sonra II. Murad devrinde (1421–1451) Anadolu’ya gelmiú ve Sultan Murad kendisini Merzifon’da bir medreseye müderris olarak atamÕútÕr. Daha sonralarÕ østanbul’a gelen Ahmed el-KÕrÕmî, Fatih’in iltifatlarÕna mazhar olmuútur. Önce Edirne, sonra da 879/1474 yÕlÕnda vefatÕna kadar østanbul medreselerinde hocalÕk yapmÕútÕr. Eserleri arasÕnda Abdullah b. Ömer el- Beyzâvî (ö. 685/1286)’nin tefsirine Misbâhu’t-ta‘dîl fî keúfi envâri’t-tenzîl adÕyla yazdÕ÷Õ haúiye, ile yine

‘Akâ’idi Nesefiyye ve et-Taftazânî’nin Mutavvel’i üzerine haúiyeleri vardÕr8. Konumuzla ilgili eseri ise úudur:

HÂùøYE ‘ALÂ ùERH-ø NUKRAKÂR

òÓĠ ĮóĝĬ æóü ĵĥĐ ÙĻüÓè

Eser, Muhammed b. Ahmed Tâcuddîn el-øsferâyînî (ö. 684/1305)’nin nahve dair meúhur Lubbu’l-elbâb (el-Lübâb) adlÕ eseri üzerine Seyyid

‘Abdullah b. Muhammed Nukrakâr’Õn (ö.776/1374) yazdÕ÷Õ úerh üzerine, Ahmed el-KÕrîmî’nin yazdÕ÷Õ haúiyedir. Eserin herhangi bir nüshasÕ tespit edilememiútir.

YAKUP PAùA B. HIZIR BEY (891/1486)

Tam adÕ Yakup Paúa b. HÕzÕr Bey b. Celaleddin el-Kâdî b. øbrahim olan müellif, Bursa’da do÷muútur. Tahsilini memleketi hocalarÕndan tamamladÕktan sonra ilk önce Bursa Sultanisi, sonra da Sahn-Õ Semân medreselerinden birine müderris olarak atanmÕútÕr. Burada uzun süre hocalÕk yaptÕktan sonra Bursa

8 Hk. Bk., eú-ùekâ’ik, s. 82-83; Keúfü’z-zunûn, II, 1545, 1546; OM., I, 397-98; Mu’cemü’l-mü’ellifîn, I, 297; Mecdî, Hadâiku’ú-ùekâ’ik (núr. Abdülkadir Özcan), I, østanbul 1989, s. 101; M. Sami Benli,

“BaúlangÕçtan Fatih Devri Sonuna Kadar Belagata Dair Eser Veren OsmanlÕ-Türk Âlimleri”, ø.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, BasÕlmamÕú Doktora Tezi, østahbul 1991, s. 158-160;Ömer øshako÷lu, “Türklerin XV- XVI. AsÕrlarda Arapça Belagata YaptÕ÷Õ KatkÕlar”, ø.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, BasÕlmamÕú Yüksek Lisans Tezi, øst 2004, s. 22.

(18)

kadÕsÕ olmuú ve bu görevde iken vefat etmiútir9. Eserleri arasÕnda Hâúiye ‘alâ úerhi’l-Vikâye ile Hâúiye ‘alâ úerhi’l-MevâkÕf’Õ vardÕr.

Konumuzla ilgili eseri ise úudur:

ùERHU’L-MAKSÛD

ĝĩĤÒ æóü îijā

Müelliften bahseden kaynaklarda adÕ geçmeyen bu eser, sarfa dair meúhur el-Maksûd adlÕ eserin úerhidir. Eser bize kadar gelmiú olup tespit edebildi÷imiz tek nüshasÕ úudur:

Pertev Paúa (Süleymaniye) 572/2

Eser, 20.4X15 (17.5X11) cm. ebadÕndaki nüshanÕn 46 b–56 a varaklarÕ arasÕndadÕr. Her varakta 21 satÕr vardÕr. SÕrtÕ viúneçürü÷ü meúin; üzeri, ebru kâ÷Õt kaplÕ mukavva bir cilt içindedir. YazÕsÕ nesih hatla olup metin kÕrmÕzÕ mürekkeple yazÕlmÕútÕr. østinsah tarihi ve müstensihi belli olmayan bu nüsha mastar bahsine kadar gelmiútir. Sondan epeyce eksiktir.

Baú 46 b:

ħùÃÃÃÃÃÃÖ ...

ÚÓĬÒijĻéĤÒ æÒIJòÈ ĎIJï×ĩĤÒ ų ïĩéĤÒ ...

óĝĩĤÒ ï×đĤÒ ĢijĝĻĘ ïđÖIJ

įÖijĬñÖ ...

įÜÓĺijĉĨ óýĭĺ įèóüÈ ĪÈ îijāĝĩĤÒ ĹĩùĩĤÒ ÔÓÝġĤÒ ĪÓĠ ÓĩĤ ...

Son 56 a:

...

įĤijĜIJ : ĖIJóéĤÒ ĹĘ ėĜÒijÝĤÒ ĸÈ Ó×ĻĠóÜ ĥĀŶÒ

ĸóĺ ÓĩĐ ĊÒóÝèÒ ÙĻ ...

MOLLA GÜRÂNÎ (893/1488)

9 Hk. Bk., eú-ùekâ’ik, s. 177; ‘Abdülhay b. el-‘ømâd, ùezerâtü’z-zeheb fî ahbâri men zeheb, I-XI, Beyrut 1986, IX, 527; Keúfü’z-zunûn, II, 1857, 2022; Hediyyetü’l-‘ârifîn, II, 546;Kehhâle, Mu’cemü’l-mü’ellifîn, XIII, 248.

(19)

AsÕl adÕ ùemseddin Ahmed b. øsmail b. Osman olan müellif, Irak’ta ùehrezûr’a ba÷lÕ Kuran köyünde do÷du. ølk bilgilerini do÷du÷u yerde tamamladÕktan sonra, ilim tahsili için Ba÷dat, Hasankeyf, ùam ve Kahire gibi úehirlere seyahatlerde bulundu. Buralarda Celâlüddîn b. Muhammed el-Kazvînî, Celâleddîn el-Hulvânî, øbn Hacer el-Askalânî, Zeynuddîn ez-Zerkeúî, Makrizî ve Kalkaúendî gibi devrinin ünlü âlimlerinden okuyarak tahsilini tamamladÕktan sonra Kahire’de Melik Zâhir Çakmak tarafÕndan BerkûkÕyye Medresesi müderrisli÷ine getirildi. Bir hac mevsiminde OsmanlÕ âlimlerinden Molla Yegân ile tanÕúan Molla Gürânî, onunla bereber II. Murad devrinde (1421–1451) Edirne’ye gelmiú ve sultanÕn takdirini kazanmÕútÕr. Sultan kendisini önce Bursa’ya müderris olarak atamÕú ancak bir müddet sonra da 847 (1443) yÕlÕnda Manisa’da ùehzade Mehmed’in hocalÕ÷Õna getirmiútir. Fatih Sultan Mehmed tahta geçince (1451–1481) hocasÕ Molla Gürânî’ye vezirlik teklif etti ancak o bunu kabul etmedi. Bunun üzerine teklif edilen kazaskerli÷i kabul ederek kazasker oldu. østanbul’un fethi sÕrasÕnda Fatih’e danÕúmanlÕk yaptÕ ve savaú sÕrasÕnda gerek padiúaha ve gerekse orduya verdi÷i manevi destekle büyük faydalar sa÷ladÕ. Fetihten sonra 859 (1455) yÕlÕnda padiúaha yapÕlan bir úikâyet üzerine kadÕlÕk görevinden alÕnan müellif, hac için Mekke’ye gitti. Kahire ve Kudüs gibi úehirleri dolaútÕktan sonra 862 (1458) yÕlÕnda østanbul’a geldi. AynÕ yÕl Bursa kadÕlÕ÷Õna getirilen müellif uzun yÕllar bu görevini sürdürdü ve nihayet 885 (1480) senesinde daha sonra -úeyhülislamlÕk makamÕna dönüúecek olan- østanbul müftülü÷üne atandÕ. AralÕksÕz sekiz yÕl bu görevde kalan müellif 893 (1488) yÕlÕnda vefat etti ve Aksaray’da kendi yaptÕrdÕ÷Õ mescidin haziresine defnedildi10.

Baúta tefsir, fÕkÕh, hadis ve kÕraat gibi dini ilimler olmak üzere edebi ilimler ile Arap dili ve edebiyatÕ sahasÕnda derin bilgi sahibi olan Molla Gürânî, bu sahalarda önemli eserler kaleme almÕútÕr. Bunlar arasÕnda tefsire dair öâyetü’l-emânî, fÕkha dair ed-Dürerü’l-levâmi‘ fî úerh Cem‘i’l-cevâmi‘ li’s- Sübkî, kÕraate dair Keúfü’l-esrâr ‘an kÕrâ’âti’l-eimmeti’l-ahyâr, hadise dair ùerhu Sahîhi’l-Buhârî’si sayÕlabilir.

10 HayatÕ ve eserleri hakkÕnda geniú bilgi için bk. eú-ùekâ’ik, s. 83–90; Keúfü’z-zunûn, I, 595, 646–647, 899;

II, 1023, 1190,1371, 1486; ùevkânî, el-Bedrü’t-tâli‘ bi mehâsini min ba‘di karni’s-sâbi‘, (thk. Hüseyin b.

Abdullah el-‘Umerî), Dimaúk 1998, s. 58–61; Mehmed Süreyya, SO: (Sicill-i Osmânî), I-IV, østanbul 1308/1916, III, 161; Mehmed Tahir, OM, II, 3; Hediyyetü’l-‘ârifîn, I, 135; Kehhâle, Mu‘cemü’l- me’ellifîn, I, 166; Zirikli, el-A‘lâm, I, 97–98; Ahmed Ateú, “Molla Gürânî”, øA, VIII, 406–408; M. Kâmil Yaúaro÷lu, “MollaÕ Gürânî”, DøA, XXX, 248–250.

(20)

Konumuzla ilgili kaleme aldÕ÷Õ eseri ise úudur:

EL-MÜRAùùAH ‘ALE’L-MÜVAùùAH

ĵĥĐ çüóĩĤÒ ž çüijĩĤÒ ž

Eser, øbn Hâcib’in nahve dair el-Kafiye'si üzerine Muhammed Ebu Bekir el-Habîsî'nin (731/1331) el-Müvaúúah adÕyla kaleme aldÕ÷Õ úerhinin haúiyesidir.

Molla Gürânî eserini 889 (1484) yÕlÕnda tamamlamÕútÕr. Bu haúiyenin bir nüshasÕ Tunus’ta Dâru’l-kütübi’l-âmme’de (nr. 1006) bulunmaktadÕr.

ABDURRAHMÂN AYNÎ (893/1488)

Tam adÕ Zeyneddîn Abdurrahman b. Ebû Bekir b. Mehmed olup øbnü’l-

‘aynî diye bilinir. Aslen Antepli olup medrese tahsilini tamamladÕktan sonra de÷iúik yerlerde müderrislik yapmÕútÕr. Daha sonra ùam kadÕsÕ olmuútur. Bu görevde iken istifa etmiú, bir müddet sonra da vefat etmiútir11. Türkçe ve Arapça eserler yazmÕútÕr. Bunlar arasÕnda fÕkha dair ùerhu’d-Dürer, ùerhu’l- Menâr, mantÕk ilmine dair ùerhu’ú-ùemsiyye, Türkçe Manzûmu’d-dürretü’l- mudîe fi’l-lugati’t-Türkiyye’si vardÕr.

Konumuzla ilgili olarak iki eseri vardÕr.

ùERHU’L-MAKSÛD

îijāĝĩĤÒ æóü

Sarfa dair el-Maksûd adlÕ eserin úerhidir (Keúf. II, 1807). Herhangi bir nüshasÕ tespit edilememiútir.

ùERHU’L-ELFøYYE

ÙĻęĤŶÒ æóü ž

11 Hk. bk. Keúfü’z-zunûn, II, 1807; Hediyyetü’l-‘ârifîn, II, 215; OM, I, 353; Zirikli, el-A‘lâm, III, 300;

Kehhâle, Mu‘cemü’l-mü’ellifîn, V, 131; X, 137: GAL, II, 250.

(21)

Eser, øbn Mâlik’in (672/1274) nahve dair manzum el-Elfiyye adlÕ eserinin úerhidir (Keúf. I, 103). Herhangi bir nüshasÕ tespit edilememiútir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hizmetin/Görevin Adı Riskler Risk Düzeyi Kontroller veya Tedbirler Görevi Yürütecek Personelde Aranacak Kriterler..

Taşıyıcı yapı elemanları kiriş ve kolonlar çıplak be- ton olarak bırakılmış dolgu elemanı olarak b ü t ü n bloklarda ytong duvar elemanı kul- lanılmıştır..

Daha önce yayınlanmış olan makalede, cami kapısı üzerindeki kita- benin okunabilen metni verilmiş ve bugün sadece bu kitabenin varlığın­. dan bahsedilerek 13 ,

Olayların arasında zihinsel ve fiziksel olmak üzere ikili bir ayrım yapılması, onların ontolojik olarak farklı oldukları anlamına mı gelmektedir.. Davidson için cevap

Bütün bunlar o dönemde felsefenin bir bilgi teorisi olarak değil daha ziyade yaşanan bir bilgelik, akla uygun bir yaşam tarzı olarak algılandığı anla- mına gelir.. Ama belli

1932-1943 yılları arasında Eminönü Halkevi tarafından yayınlanan Yeni Türk Mecmuası zengin içeriği ve yazar kadrosu ile halkevi dergileri içinde önemli bir

ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi M*RV* Y**D*Z** HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ.

Dünya Savaşı’ndan son- raki yeni şartlarıyla beraber neredeyse aynı zamanda Türklük bi- limine özgü kuruluşlar ortaya çıktı: Leningrad Yaşayan Doğu Dil- leri