• Sonuç bulunamadı

SİRKÜLER RAPOR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "SİRKÜLER RAPOR"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ULUSLARARASI DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

www.dmf.com.tr dmf@dmf.com.tr

Farabi Sokak 12/11 06680 Çankaya, Ankara Tel: 0.312.428 67 50 Faks: 0.312.428 67 53

SİRKÜLER RAPOR 2005-41

95 SERİ NO'LU KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (03/07/2005 Tarih ve 25864 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanmıştır)

Katma değer vergisi uygulamalarına ilişkin olarak aşağıdaki açıklama ve düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

1. MAHSUBEN İADE TALEPLERİ

1.1. Özel Esaslara Tabi Olanların 18.06.2003 Tarihinden Önceki Mahsup Talepleri

84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin “II. ÖZEL ESASLAR” bölümünde, 87 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile değişiklik yapılarak özel esaslar kapsamına giren iade hakkı sahibi mükelleflerin kendilerine ait vergi ve Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) prim borçları için

yapacakları mahsup taleplerinin genel esaslara göre yerine getirilmesi imkanı sağlanmıştır. Ancak bu değişiklik 87 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin yayımından önceki mahsup taleplerinde geçerli olmadığından, bu tarihten önceki mahsup talepleri özel esaslara göre yerine getirilmektedir.

18.06.2003 tarihinden önceki dönemlerle ilgili olarak “kendi vergi borcuna mahsup” şeklinde ortaya çıkan iade taleplerinin de yerine getirilemediği göz önüne alınarak bu dönemlere ait olup henüz sonuçlandırılamayan kendi vergi borcuna mahsup talepleri hakkında aşağıdaki açıklamalara göre işlem yapılması uygun görülmüştür.

Özel esaslara tabi olan mükelleflerin 18.06.2003 tarihinden önceki dönemlere ait olup henüz

sonuçlandırılmayan “kendi vergi borçlarına” mahsup talepleri, mahsup için gerekli belgelerin ilgili vergi dairesine ibraz edildiği tarih itibariyle yerine getirilecektir. Diğer taraftan, özel esaslara tabi olmaları nedeniyle incelemeye sevk edilmiş olanların bu kapsamdaki mahsup talepleri de mahsup için gerekli belgelerin ilgili vergi dairesine ibraz edildiği tarih itibariyle yerine getirilecek ve mahsup için inceleme sonucu beklenmeyecektir. Yapılacak bu mahsup işlemleri için gecikme zammı uygulanmayacaktır.

İnceleme sonunda haksız vergi iadesinin yapıldığının anlaşılması halinde bu tutarların haksız katma değer vergisi iadelerine ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde mükelleften aranılacağı tabiidir.

Bu kapsamdaki mahsup talepleri için ihtilaf yaratılmış olması halinde; Bakanlığımız aleyhine verilmiş kararlar için temyiz yoluna gidilmeyecek, Bakanlığımız lehine sonuçlananlar için ise yargı kararlarına göre işlem yapılacaktır.

1.2. Belge Eksikliği ya da Belgelerin Muhteviyatındaki Eksiklikler Nedeniyle Yapılamayan Mahsup İşlemleri

Bakanlığımıza yapılan başvurulardan, vergi borçları için yapılan mahsup taleplerinin belgelerin tamamının ibraz edilmemesi ya da ibraz edilen belgelerdeki muhteviyat eksikliği nedeniyle dilekçe tarihi itibariyle yerine getirilmemesinin vergi daireleri ve mükellefler bakımından sorunlara yol açtığı anlaşılmaktadır.

(2)

Bu husus göz önüne alınarak, bu Tebliğin yayımlandığı tarihe kadar henüz sonuçlandırılmamış mahsup talepleri ile Tebliğin yayımından sonra yapılacak mahsup taleplerinde aşağıdaki şekilde hareket edilmesi uygun görülmüştür.

Vergi borçlarına mahsup taleplerinde vergi daireleri, mahsup talep dilekçesi ve eklerini inceleyerek belge ya da belgelerdeki muhteviyat eksikliklerini tespit edecek ve bu eksiklikleri mükellefe yazı ile bildirecektir. Tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde eksiklikleri tamamlayan mükelleflerin mahsup talepleri, mahsup dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarih itibariyle yerine getirilecek ve bunlara gecikme zammı uygulanmayacaktır.

30 günlük ek süreden sonra eksikliklerini tamamlayan mükelleflerin mahsup taleplerinin ise eksikliklerin tamamlandığı tarih itibariyle yerine getirileceği ve borcun vadesinden mahsup tarihine kadar geçen süre için gecikme zammı uygulanacağı tabiidir.

Belge ya da muhteviyat eksikliği nedeniyle yerine getirilmeyen iade talepleriyle ilgili olarak yargıya intikal etmiş ihtilaflarda, bu Tebliğin (1.1) bölümündeki açıklamalara göre işlem yapılacaktır.

1.3. Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründeki Fason İşlerle İlgili Tevkifattan Doğan KDV İade Alacaklarının Vergi ve SSK Prim Borçlarına Mahsubu

1.3.1. İnceleme Raporu ve Teminat Aranılmaksızın Yerine Getirilecek Mahsup Talepleri

81 ve 93 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğlerine göre, tekstil ve konfeksiyon sektöründe yapılan fason işler dolayısıyla vergi tevkifatı uygulanan mükelleflere sadece kendilerine ait vergi ve SSK prim borçlarına mahsup suretiyle iade yapılabilmekte, 2.000.-YTL’ yi aşmayan mahsuben iade talepleri inceleme raporu ve teminat aranılmaksızın yerine getirilmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanununun 32 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, henüz sonuçlandırılmamış mahsup taleplerine de uygulanmak üzere, tekstil ve konfeksiyon sektöründeki fason işlerle ilgili tevkifat uygulamasından doğan KDV alacakları ile ilgili olarak;

- mükelleflerin, işletmelerinde çalışanların ücretlerine ait gelir vergisi stopaj ve SSK prim borçlarına yönelik mahsuben iade taleplerinin miktara bakılmaksızın,

- kendilerine ait diğer vergi borçlarına yönelik mahsuben iade taleplerinin ise 2.000.-YTL’ yi aşmaması halinde,

teminat veya inceleme raporu aranılmaksızın yerine getirilmesi uygun görülmüştür.

Mükelleflerin, işletmelerinde çalışanların ücretlerine ait gelir vergisi stopaj ve SSK prim borçları dışında kalan ve 2.000.-YTL’ yi aşan “diğer kendi vergi borçlarına” yönelik mahsuben iade talepleri;

beyannamenin verilip, mahsup dilekçesi ve ilgili belgeler ile birlikte yeminli mali müşavir tasdik raporu ibraz edilmesi veya aşan kısım kadar teminat gösterilmesi halinde inceleme sonucu beklenilmeden yerine getirilecektir. Teminat, inceleme veya yeminli mali müşavir tasdik raporu sonucuna göre çözülecek, yeminli mali müşavir tasdik raporlarında mal ihracı için öngörülen limit geçerli olacaktır.

Teminat ve inceleme raporu aranılmaksızın yapılacak iadeler konusunda bu Tebliğ ile belirlenen yeni sınırlar, incelemesine başlanılmamış mahsuben iade talepleri bakımından da geçerli olup, bu Tebliğle belirlenen yeni sınırın altındaki mahsuben iade işlemleri için verilen teminatlar vergi dairesince çözülecektir.

İncelemesine başlanılmış olan mahsuben iade talepleri için inceleme elemanının uygun mütalaası ile yukarıdaki şekilde işlem yapılabilecektir. İnceleme elemanınca gerek duyulması halinde ise mahsup talebi, bu bölümde öngörülen düzenlemelere bağlı kalınmaksızın inceleme sonucuna göre yerine getirilecek, ancak mükellefin kendi vergi borçlarına yönelik mahsup talebi raporda belirlenen miktarla

(3)

sınırlı olmak üzere dilekçe tarihi itibariyle hüküm ifade edecektir.

1.3.2. Önceki Dönemlere Ait Mahsup Talepleri

1.3.2.1. Yeminli Mali Müşavir Raporu İbraz Edilmemesi Nedeniyle Yapılamayan Mahsup Talepleri

Önceki dönemlere ait olup yeminli mali müşavir tasdik raporlarının vergi dairesine intikal etmediği gerekçesiyle yapılmayan “kendi vergi borçlarına” mahsup talepleri, yeminli mali müşavir tasdik raporunun bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren 90 gün içerisinde ibraz edilmesi halinde dilekçe tarihi itibariyle yerine getirilecektir. Mahsup işlemine esas alınacak tutar, raporda öngörülen iade tutarı olacaktır. Yeminli mali müşavir tasdik raporunun 90 günlük süreden sonra ibraz edilmesi halinde mahsup, raporun ibraz edildiği tarih itibariyle geçerlik kazanacak ve borcun vadesinden mahsup tarihine kadar geçen süre için gecikme zammı uygulanacaktır. Bu Raporlarda dilekçe ekinde verilmemiş belgelerin de yer alması gerektiği açıktır.

1.3.2.2. İhtilaf Konusu Olan Mahsup Talepleri

Önceki dönemlere ilişkin olup, raporların vergi dairesine intikal etmediği gerekçesiyle yapılmayan

“kendi vergi borçlarına” mahsup talepleri dolayısıyla yargıya intikal etmiş ihtilaflarda, bu Tebliğin (1.1) bölümündeki açıklamalara göre işlem yapılacaktır.

2. DAHİLDE İŞLEME VEYA GEÇİCİ KABUL İZİN BELGESİ KAPSAMINDA YAPILAN TESLİMLER 2.1. Bu Tebliğin Yayımına Kadar İmalatçı Olmayanlar Tarafından Yapılan Teslimler

Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 17 nci maddesinde “Dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31/12/2008 tarihine kadar tesliminde Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen süreler esas alınır. İhracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme dayanılarak 16.04.2001 tarih ve 2001/2325 sayılı Kararname ile herhangi bir sektör sınırlaması olmaksızın, bütün sektörlerde dahilde işleme veya geçici kabul izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin söz konusu belgelere sahip olan mükelleflere tesliminde Katma Değer Vergisi Kanununun 11/1-c maddesinde düzenlenen tecil-terkin sistemine göre işlem yapılması Bakanlar Kurulunca uygun bulunmuştur.

Bu düzenlemeye paralel olarak yayımlanan 83 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile daha önce yayımlanmış bulunan 71 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin 1 inci bölümü ve 75 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlükten kaldırılan genel tebliğlerde belge sahibi imalatçı-ihracatçılara tecil-terkin uygulaması kapsamında mal teslim edeceklerin “imalatçı” vasfına sahip olmaları gerektiği açıkça belirtilmektedir.

83 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde aksine bir hüküm yer almamakla birlikte, satıcılar bakımından “imalatçı” ifadesine hiç yer verilmemiş olması bazı mükelleflerin bu kapsamda yapılacak teslimlerde imalatçı olma şartının kaldırıldığı şeklinde yorumlanmış ve imalatçı olmayan bir kısım mükellef tarafından tecil-terkin kapsamında teslimde bulunulmuştur. Ancak söz konusu mükelleflerin ihracatın gerçekleşmesinden sonraki terkin ve iade işlemlerinin vergi dairelerince yerine getirilmemiş olması İdare ile mükellef arasında bazı sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Bu husus göz önüne alınarak, 83 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin Resmi Gazete’de yayımlandığı 29.06.2001 tarihi ile bu Tebliğin yayım tarihi arasındaki süre içinde, imalatçı olmayanlar

(4)

tarafından dahilde işleme veya geçici kabul izin belgesi sahibi mükelleflere yapılan teslimlerin, diğer şartların da mevcudiyeti halinde Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 17 nci maddesinde

düzenlenen tecil-terkin uygulaması kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.

Mükellefin imalatçı olma şartına sahip olmaması nedeniyle yerine getirilmeyen iade talepleriyle ilgili olarak yargıya intikal etmiş ihtilaflarda, bu Tebliğin (1.1) bölümündeki açıklamalara göre işlem yapılacaktır.

2.2. Bu Tebliğin Yayımından Sonra Yapılacak Olan Teslimler

Katma Değer Vergisi Kanununun 11/1-c maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren;

-Katma Değer Vergisi Kanununun 17/1 maddesinde sayılan kurum ve kuruluşların aynı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında yapacakları teslimlerde, imalatçı olma şartı aranmayacaktır.

-Diğer mükellefler tarafından yapılacak teslimlerde ise tecil-terkin uygulanabilmesi için, eskiden olduğu gibi imalatçı olma şartı aranacaktır.

3. SÜS BİTKİLERİNİN İHRAÇ KAYDIYLA TESLİMLERİNDE TECİL–TERKİN UYGULAMASI

Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin 2 nci fıkrasının Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, aynı Kanunun 11/1-c maddesinde düzenlenen tecil-terkin uygulaması kapsamına aşağıda tanımları verilen “süs bitkileri” nin de dahil edilmesi uygun görülmüştür. Buna göre Türk Gümrük Tarife Cetvelinin (TGTC);

-06.01 pozisyonunda tanımlanan çiçek soğanları, yumrular, yumrulu kökler, küçük soğanlar, sürgün başları ve rizomların (dinlenme halinde sürgün vermiş veya çiçeklenmiş); hindiba bitkisi ve köklerinin (12.12 pozisyonundaki bitkiler hariç),

-06.02 pozisyonunda tanımlanan köklü veya köksüz diğer canlı bitkilerin (yalnız süs amaçlı olanlar),

-06.03 pozisyonunda tanımlanan buket yapmaya elverişli veya süs amacına uygun cinsten taze kesme çiçekler ve çiçek soğanlarının,

üreticileri veya satıcıları tarafından yapılacak ihraç kaydıyla teslimlerinde imalatçı olma şartı aranılmaksızın tecil-terkin uygulaması kapsamında işlem yapılabilecektir.

4. İHRAÇ KAYDIYLA TESLİMLERDE İADE UYGULAMASI 4.1. Nakden veya Mahsuben İadenin Yapılacağı Tarih

Bakanlığımıza intikal eden tereddütlerin giderilmesi amacıyla, ihraç kaydıyla teslimlerle ilgili iade uygulaması konusunda aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.

İhraç kaydıyla teslimler, teslimin yapıldığı dönem beyannamesinin 1 ve 10 numaralı tablolarına dahil edilecektir.

1 numaralı tabloda yapılan beyan ile bu teslimler üzerinden vergi hesaplanması sağlanmakta, 10 numaralı tabloya yapılan beyan ile ise;

-tecil edilebilir KDV (89 uncu satır),

(5)

-tecil edilecek KDV (38 inci satır),

-ihracatın gerçekleştiği dönemde iade edilecek tecil edilemeyen KDV (90 ıncı satır),

tutarları belirlenmektedir.

İhracatın gerçekleştiği dönemde tecil edilen vergi terkin edilmekte, tecil edilemeyen vergi için iade hakkı doğmaktadır.

İadenin yapılabilmesi için ihracatın gerçekleşmesi ve 84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (I/1.1.3.v) bölümünde sayılan belgelerin vergi dairesine ibraz edilmesi yeterlidir. İade tutarının beyannamenin 83 üncü satırına dahil edilmesi şeklindeki uygulamadan vazgeçilmiş ve beyannameye ekli “Açıklamalar” tablosunda yer alan 15 numaralı dipnot iptal edilmiştir. Buna göre mükellefler ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iadeleri için ihracatın gerçekleştiği dönemde iade talep dilekçesi ve gerekli belgelerle birlikte vergi dairesine başvuracaklar, yapılacak değerlendirmeden sonra iade talepleri bu dönem beyannamesi dışında gerçekleştirilecektir. İade tutarları herhangi bir dönem beyannamesinin 83 üncü satırına dahil edilmeyecektir.

ÖRNEK:

İmalatçı (A) 25 Şubat 2005 tarihinde 100.000.-YTL tutarında ihraç kaydıyla teslim yapmış, bu teslim 21 Mart 2005 tarihine kadar verilmesi gereken beyannameye dahil edilmiş, beyannamedeki diğer bilgilere göre,

-Tecil Edilebilir KDV: 18.000.-YTL

-Tecil Edilecek KDV : 6.000.-YTL,

-İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV: 12.000.-YTL,

olarak hesaplanmıştır.

Söz konusu malın 25.000.-YTL tutarındaki kısmı 14 Mart 2005 tarihinde ihraç edilmiş ise bu tarihten sonra iade talep dilekçesi ve gerekli belgelerle birlikte vergi dairesine başvurulmak suretiyle ihracatı gerçekleşen kısma isabet eden 3.000.-YTL’nin iadesi talep edilebilecektir.

İhraç kaydıyla teslim edilen malın geri kalan 75.000.-YTL tutarındaki kısmının 4 Nisan 2005 tarihinde ihraç edilmesi halinde bu kısma isabet eden 9.000.-YTL’nin iadesi de yukarıda açıklandığı şekilde yapılacaktır.

4.2. İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişikliğe Yönelik Uygulama

Katma Değer Vergisi Kanununun 11/1-c maddesinin 5 inci paragrafında 5228 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile ihraç kaydıyla teslimlerde iade edilecek katma değer vergisinin, imalatçının satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre, ihraç kaydıyla teslim bedelinin kısmen ya da tamamen sonradan ödenmesi ve ödeme sırasında döviz kurunda düşme olması halinde, prensip olarak, iade edilecek azami KDV tutarının yeni döviz kuru üzerinden yeniden hesaplanması, fazla alınmış bir iade varsa mükelleften talep edilmesi ancak, bu tutarın indirim konusu yaptırılması gerekmektedir.

Öte yandan; imalatçıların aleyhlerine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturaya istinaden ihracatçıya KDV ödemeleri, bu tutarın ihracatçı tarafından beyan edilmesi, imalatçı tarafından da faturada gösterilen KDV’nin indirim konusu yapılması gerekmektedir. Bu durumda,

(6)

imalatçının fazladan almış olduğu iade tutarı ihracatçı aracılığıyla Hazineye intikal etmekte ve imalatçı tarafından indirim konusu yapılmış olmaktadır. Bu nedenle, kurdaki düşüşten kaynaklanan matrah değişikliğine bağlı olarak imalatçının iade tutarında bir değişiklik yapılmasına da gerek

bulunmamaktadır.

5. 91 SERİ NO.LU KDV GENEL TEBLİĞİNE GÖRE KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASI 5.1. Tevkifat Yapacak Kuruluşların Kapsamı

91 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin “Sorumlu Tayin Edilen ve Tevkifat Yapacak Kuruluşlar” başlıklı (A/2) bölümüne “-Yarıdan fazla hissesi doğrudan yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlara ait olan (tek başına ya da birlikte) kurum, kuruluş ve işletmeler,” ibaresinden önce gelmek üzere aşağıdaki ifade eklenmiştir. Söz konusu değişiklik bu Tebliğin yayımını izleyen ay başından itibaren geçerli olacaktır.

“-Hisse senetleri İstanbul Menkul Kıymetler Borsasına kote edilmiş şirketler (bunlar yalnızca “yapım işleri”, “temizlik, çevre ve bahçe bakım hizmetleri”, “özel güvenlik hizmetleri” ile “yemek servis hizmetleri”ne ait katma değer vergisini tevkifata tabi tutacaklardır.),”

5.2. Tevkifat Oranlarında Değişiklik

91 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin “Tevkifat Oranı” başlıklı (A/4) bölümü, bu Tebliğin Resmi Gazete’de yayımını izleyen ay başından geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Hesaplanan katma değer vergisi tutarlarına uygulanacak tevkifat oranı; yemek servisi, bahçe ve çevre bakım, özel güvenlik, danışmanlık ve denetim hizmetlerinde 1/2, temizlik hizmetlerinde 2/3, diğer hizmetlerde 1/3’dür.”

5.3. İade Uygulaması

91 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği uyarınca tevkifata tabi tutulan hizmet ifaları nedeniyle ortaya çıkan katma değer vergisi alacağının nakden veya mahsuben iadesi söz konusu Tebliğin (A/8- c) bölümü gereğince miktarına bakılmaksızın sadece banka teminat mektubu veya inceleme raporu karşılığı yerine getirilmekte, teminat mektupları ise vergi inceleme raporu sonucuna göre

çözülmektedir.

Konuyla ilgili olarak Bakanlığımıza intikal eden hususların değerlendirilmesi sonunda, 91 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (A) bölümünde düzenlenen tevkifat uygulamasından doğan KDV alacaklarının iadesine ilişkin usul ve esaslar, aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.

5.3.1. Teminatsız ve İncelemesiz Mahsuben İade Sınırı

Bu Tebliğin yayımını izleyen ay başından itibaren 91 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (A) bölümünde düzenlenen tevkifat uygulamasından doğan KDV alacaklarının “kendi vergi borçlarına”

mahsubunu isteyen mükelleflerin 1.000.-YTL’yi (1.000.-YTL dahil) aşmayan mahsup talepleri, ilgili belgelerin tamamlanmış olması şartıyla, inceleme raporu ve teminat aranılmaksızın yerine

getirilecektir.

Bu Tebliğin yayımından önce 1 000 YTL’ nin altındaki “kendi vergi borcuna” mahsup talepleri için alınan teminatların çözümüne ya da mahsuben iadenin yapılmasına ilişkin incelemenin başlamamış olması, incelemeye başlanılmış ise inceleme elemanının iade yapılmasına engel bir görüşünün bulunmaması halinde yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacaktır.

5.3.2. Yapım İşlerinde İade Uygulaması

(7)

Yapım işlerine ait katma değer vergisi tevkifatından doğan “mahsuben” iade taleplerinin bu Tebliğin Resmi Gazete’de yayımını izleyen ay başından geçerli olmak üzere yeminli mali müşavir tasdik raporu karşılığında da yerine getirilmesi uygun görülmüştür.

Buna göre, 91 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği çerçevesinde tevkifata tabi tutulan işlemlerden yalnızca yapım işlerinden doğan mahsuben iade talepleri banka teminat mektubu ve inceleme raporu yanında yeminli mali müşavir tasdik raporu karşılığında da yerine getirilecektir.

Yeminli mali müşavir tasdik raporlarında mal ihracı için öngörülen limit geçerli olacaktır.

Yeminli mali müşavir tasdik raporu ile mahsuben iade, 86 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (B/3) numaralı bölümünde belirtilen vergi ve SSK prim borçları için geçerlidir. Mükellefin kendi vergi borçları için mahsup talep etmiş olması halinde bu Tebliğin (5.3.1) bölümündeki

açıklamalar çerçevesinde teminat ve inceleme raporu yanında yeminli mali müşavir tasdik raporu da aranılmayacağı tabiidir.

Öte yandan, bu Tebliğin yayımından önce teminat karşılığında veya vergi incelemesi sonucuna göre yerine getirilmesi gereken mahsuben iadeler için, teminatın çözümüne ya da mahsuben iadenin yapılmasına ilişkin incelemenin başlamamış olması halinde de yeminli mali müşavir tasdik raporu ibraz edilebilecektir. İnceleme başladıktan sonra talepte bulunulması halinde ise bu talep inceleme

elemanının yeminli mali müşavir tasdik raporu karşılığında iade yapılmasına engel bir görüşünün bulunmaması halinde yerine getirilecektir.

5.3.3. Yürürlük

Hisse senetleri İstanbul Menkul Kıymetler Borsasına kote edilmiş şirketler için getirilen tevkifat uygulamasının bu Tebliğin yayımlandığı tarihten önce sözleşmeye bağlanmış ve devam etmekte olan işlere şümulü yoktur.

6. ALTIN, GÜMÜŞ VE PLATİN İLE İLGİLİ ARAMA, İŞLETME, ZENGİNLEŞTİRME VE RAFİNAJ FAALİYETLERİNDE İSTİSNA UYGULAMASI

Bu faaliyetlerde istisna uygulamasının usul ve esaslarını düzenleyen 93 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde, henüz sonuçlandırılmamış iade taleplerine de uygulanmak üzere, aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.

a) (1.2.2) bölümünde yer alan “1.2.2.1. Arama Faaliyetlerinin Başlangıç Aşamasında İstisna Uygulaması” başlık ifadesi Tebliğ metninden çıkarılmıştır.

b) Tebliğ metninden çıkarılan başlığın altında yer alan bölümün sonuna aşağıdaki 5 inci paragraf eklenmiştir.

“Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca Tebliğ ekinde yer alan (Ek:1) belgesinin verilmesinden sonra arama faaliyetine devam edenlerin aylık iade talebinde bulunmaları mümkündür. Bu mükellefler (Ek:1)’de yer alan belgenin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca onaylanmış bir örneğini bir kereye mahsus olmak üzere vergi dairesine vereceklerdir. Belgenin ibrazından sonra arama faaliyetlerine ilişkin olarak ay içinde yaptıkları ve (1.2.1) bölümüne göre istisna kapsamına giren harcamalar

dolayısıyla yüklendikleri vergileri o aya ait beyannamenin indirim ve iade satırlarına dahil edeceklerdir.

Bu şekilde ortaya çıkan iade alacağı yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde kendilerine iade edilecektir.

c) (1.2.2.2) bölümü, başlığı ile birlikte Tebliğ metninden çıkarılmıştır.

d) (1.2.3) bölümünün birinci paragrafındaki “(1.2.2.2.) bölümünde” ifadesi “(1.2.2) bölümünün son paragrafında” şeklinde değiştirilmiş, bölümün sonuna aşağıdaki 3 üncü paragraf eklenmiştir.

“Altın, gümüş veya platin işletme faaliyeti sırasında, maden cevherinin kompleks halde olması

(8)

nedeniyle altın, gümüş ve platin yanında başka metallerin de üretilmesi, işletme faaliyetine ilişkin alımların tamamının istisnadan yararlanmasına engel değildir.”

7. HURDADAN ELDE EDİLENLER DIŞINDAKİ BAKIR KÜLÇELERİNDE TEVKİFAT UYGULAMASI Katma Değer Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak bu Tebliğin yayımını izleyen ayın başından geçerli olmak üzere, hurda metallerden elde edilenler dışındaki bakır külçelerinin tesliminde % 90 oranında tevkifat uygulanarak alıcılar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi uygun görülmüştür.

Katma Değer Vergisi Kanununun 17/1 maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlar (tarımsal amaçlı kooperatifler hariç), sermayelerinin % 51 veya daha fazlası kamuya ait işletmeler ve özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar ile bu ürünlerin ilk üretici veya ithalatçılarının bu kapsamdaki teslimlerinde tevkifat uygulanmayacaktır.

Tevkifat uygulaması ve bu uygulamadan doğan iade alacaklarının nakden veya mahsuben iadesi;

metal, cam, plastik, kağıt hurda ve atıklarında tevkifat uygulamasını düzenleyen daha önceki Genel Tebliğlerdeki açıklamalar çerçevesinde yürütülecektir.

Tebliğ olunur.

(02/07/2005 Tarih ve 25863 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanmıştır)

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir.

Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adli ve idari soruşturmalarla ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar. Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili usulleri belirlemeye yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hüküm uyarınca, ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlar dolayısıyla kesinleşen vergi ve cezalar ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş vergi ve cezaların açıklanmasına ilişkin usuller 293 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği(*) ile tespit edilmiştir.

Anılan maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden;

-2005 yılında yapılacak açıklamaların, Türkiye genelindeki vergi dairelerinde (vergi dairesinin ilan koymaya mahsus yerlerinde asılmak suretiyle) 15 Temmuz 2005 ila 15 Ağustos 2005 tarihleri arasında, 1 Eylül 2005 tarihinden itibaren de Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde yapılması, -Açıklama kapsamına, her bir vergi dairesine 100.000 YTL ve daha fazla borcu olan veya bu tutar ve üzerinde kesinleşen vergi ve cezası bulunan mükelleflerin alınması,

-Yapılacak açıklamada, 31.12.2004 tarihi itibarıyla vadesi geçtiği halde 30/06/2005 tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ve nev’i itibarıyla 293 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile açıklama kapsamına alındığı belirtilen vergi ve cezalar ile 01/06/2004-31/05/2005 tarihleri arasında kesinleşen tarhiyatların dikkate alınması,

-Açıklanacak bilgiler, açıklamanın yapılacağı yer ve diğer hususlarda 293 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile belirlenen esaslara uyulması, ancak sözü edilen tebliğin “İnternet Ortamında Açıklama” başlıklı III/B bölümündeki açıklamalar uyarınca Defterdarlıklar tarafından hazırlanan

listelerin bir örneğinin (Gelir İdaresi Başkanlığı, Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, İstatistik Araştırma Şube Müdürlüğü, İlkadım Caddesi Dikmen/ANKARA) adresine gönderilmesi,

(9)

-Açıklama kapsamına, 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu kapsamında taksitlendirilen ve taksit ödeme süresi henüz sona ermemiş olan vergi ve cezaların alınmaması,

uygun görülmüştür.

Tebliğ olunur.

(*) 27.01.2001 tarih ve 24300 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(10)

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ SERİ NO: 2005/3 (02/07/2005 Tarih ve B.07.1.GİB.0.38/3802-77-29308 Sayılı)

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı SAYI : B.07.1.GİB.0.38/3802-77

KONU :

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ SERİ NO : 2005/3 ... VALİLİĞİNE (Defterdarlık: Gelir Müdürlüğü)

Bilindiği gibi, 23/7/2004 tarihli ve 25531 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 5335 sayılı Kanunla değişik Geçici 3 üncü maddesi ile 24/12/2004 tarihli ve 25680 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5272 sayılı Belediye Kanununun 5335 sayılı Kanunla değişik Geçici 7 nci maddesinde, Büyükşehir Belediyeleri, Belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ile sermayesinin %50’sinden fazlası büyükşehir belediyelerine veya

belediyelere ait şirketlerin vadesi 31/12/2004 tarihi ve öncesine rastlayan borç ve alacaklarının takas, mahsup ve kesinti yoluyla tasfiyesine yönelik düzenlemeler yapılmıştır.

Söz konusu hükümlerin uygulama usul ve esaslarına ilişkin olarak hazırlanan 25/5/2005 tarihli ve 2005/8928 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 14/6/2005 tarihli ve 25845 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Anılan Bakanlar Kurulu Kararının 15 inci maddesine istinaden Hazine Müsteşarlığınca 30/6/2005 tarihli ve 25861 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2005/1 Seri No.lu “Büyükşehir Belediyeleri, Belediyeler ve Bunlara Bağlı Kuruluşlar ile Sermayesinin Yüzde Ellisinden Fazlası Büyükşehir Belediyelerine/Belediyelere Ait Şirketlerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarından Olan Kamu ve Özel Hukuka Tabi Alacakları ile Bunların Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Olan Borçları Hakkında Takas, Mahsup ve Kesinti İşlemleri Genel Tebliği” ile konuya ilişkin olarak gerekli açıklamalar yapılmıştır.

5216 ve 5272 sayılı Kanunların geçici maddelerinde yapılan düzenlemelere istinaden Bakanlığımıza bağlı vergi dairelerince yapılacak işlemlerde; anılan Kararname ve Tebliğ hükümleri ile bu iç

genelgede yapılan açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacaktır.

I-KANUN HÜKÜMLERİ

Söz konusu Kanun hükümleri aşağıda yer almaktadır.

GEÇİCİ MADDE 3.-

Büyükşehir belediyeleri ve bunlara bağlı kuruluşlar ile sermayesinin %50'sinden fazlası büyükşehir belediyelerine ait şirketlerin; 31.12.2004 tarihi itibariyle kamu kurum ve kuruluşlarına olan kamu ve özel hukuka tabi alacakları, bunların diğer kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçlarına karşılık olmak üzere 30.6.2005 tarihine kadar takas ve mahsup edilir. Bakanlar Kurulu bu süreyi altı aya kadar uzatmaya yetkilidir. Bu madde kapsamındaki alacak ve borç ifadesi bu alacak ve borçlara ilişkin fer'ileri ve cezaları da kapsar.

Yukarıdaki fıkra kapsamında yer alan kuruluşların takas ve mahsup işlemine konu olan veya olmayan borçları, genel bütçe vergi gelirlerinden her ay ayrılacak paylarının %40'ını geçmemek üzere kesinti

(11)

Bu maddeye göre yapılacak takas, mahsup ve kesinti işlemleri yılı bütçe kanunları ile

ilişkilendirilmeksizin ilgili kuruluş ile uzlaşma komisyonu tarafından belirlenir; Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından karara bağlanır. Bakanlar Kurulu, ilgili kuruluşların borç ödeme kapasitelerini de dikkate alarak ödenecek tutarları taksitlendirmeye,

taksitlendirilen kısma Kanunun yayımını izleyen günden itibaren zam ve faiz uygulatmamaya, bu borçların fer'i ve cezalarını geçmemek üzere indirim yapmaya yetkilidir.

İlgili kuruluşun uzlaşma ve hacizlerin kaldırılmasına dair başvurusunun uzlaşma komisyonunca kabul edilmesini müteakip 31.12.2004 tarihinden önceki borçlar için tatbik edilen hacizler kaldırılır

Uzlaşma komisyonu Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan tarafından görevlendirilecek bir başkan ile İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Sayıştay Başkanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı ve İller Bankasından birer temsilciden oluşur. Büyükşehir belediyeleri için ayrıca uzlaşma komisyonu kurulmaz. Belediyeler için kurulan komisyon büyükşehir belediyeleri için de görev yapar.

GEÇİCİ MADDE 7.-

Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası belediyelere ait şirketlerin, 31.12.2004 tarihi itibarı ile kamu kurum ve kuruluşlarından olan kamu ve özel hukuka tâbi alacakları, bunların diğer kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçlarına karşılık olmak üzere 30.6.2005 tarihine kadar takas ve mahsup edilir. Bakanlar Kurulu bu süreyi altı aya kadar uzatmaya yetkilidir. Bu madde kapsamındaki alacak ve borç ifadesi bu alacak ve borçlara ilişkin fer’ileri ve cezaları da kapsar.

Yukarıdaki fıkra kapsamında yer alan kuruluşların takas ve mahsup işlemine konu olan veya olmayan borçları, genel bütçe vergi gelirlerinden her ay ayrılacak paylarının yüzde kırkını geçmemek üzere kesinti yapılarak tahsil edilir.

Bu maddeye göre yapılacak takas, mahsup ve kesinti işlemleri yılı bütçe kanunları ile

ilişkilendirilmeksizin ilgili kuruluş ile uzlaşma komisyonu tarafından belirlenir; Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından karara bağlanır. Bakanlar Kurulu, ilgili kuruluşların borç ödeme kapasitelerini de dikkate alarak ödenecek tutarları taksitlendirmeye,

taksitlendirilen kısma Kanunun yayımını izleyen günden itibaren zam ve faiz uygulatmamaya, bu borçların fer’i ve cezalarını geçmemek üzere indirim yapmaya yetkilidir.

İlgili kuruluşun uzlaşma ve hacizlerin kaldırılmasına dair başvurusunun uzlaşma komisyonunca kabul edilmesini müteakip 31.12.2004 tarihinden önceki borçlar için tatbik edilen hacizler kaldırılır.

Uzlaşma komisyonu Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan tarafından görevlendirilecek bir başkan ile İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Devlet Plânlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Sayıştay Başkanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı ve İller Bankası Genel Müdürlüğünden birer temsilciden oluşur.

II-UYGULAMAYA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR A-KAPSAM

1-Madde Hükümlerinden Yararlanabilecek Mükellefler

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun Geçici 3 üncü maddesi ile 5272 sayılı Belediye Kanununun Geçici 7 nci maddesinde yer alan düzenlemelerden, büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası büyükşehir belediyelerine veya belediyelere ait şirketler yararlanabilecektir.

Yukarıda yer alan kuruluşların oluşturdukları belediye birlikleri anılan maddelerle yapılan düzenlemeler

(12)

kapsamına girmemektedir.

2-Alacağın Türü ve Vadesi

Kapsama giren kuruluşların; Bakanlığımıza bağlı vergi dairelerince 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca takip ve tahsil edilen ve 31/12/2004 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) vadesi geldiği halde ödenmemiş her türlü borçları ile bunların fer’i ve cezaları takas, mahsup ve kesintiye tabi olacaktır.

Anılan kuruluşların, Hazine Müsteşarlığı ve Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne olan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca tahsil edilmek üzere, borçlu kuruluşun bağlı olduğu vergi dairesine intikal ettirilen Hazine alacakları ile emekli kesenekleri, ilgili kurumlara ait borç tablolarında yer alacağından, bu borçlarla ilgili olarak vergi dairelerince işlem yapılmayacaktır.

Ancak ilgili kuruluşlarca istenilmesi halinde bu borçların 31/12/2004 tarihi itibarıyla hesaplanan tutarından bu tarihten sonra talep tarihine kadar yapılan tahsilatlar düşülerek bakiyesi bildirilecektir.

B-BAŞVURU SÜRESİ

Hazine Müsteşarlığınca yayımlanan 2005/1 Seri No.lu Tebliğin 17 nci maddesinde, kapsama dahil kuruluşların Tebliğin yayımından itibaren 30 gün içerisinde Tebliğ ekinde yer alan tabloları

hazırlayarak Uzlaşma Komisyonlarına başvurmaları gerektiğinden, vergi dairelerinden borç

durumlarına ilişkin tablonun düzenlenmesini talep eden kuruluşların talepleri süratle değerlendirilerek, sağlanacak mutabakat çerçevesinde oluşturulacak borç tabloları kendilerine verilecektir.

C-TAKAS, MAHSUP VE KESİNTİ İŞLEMİNE TABİ TUTULACAK AMME ALACAĞI TUTARININ TESPİTİ

5216 ve 5272 sayılı Kanunların ilgili hükümleri gereğince takas, mahsup ve kesinti işlemine tabi tutulacak amme alacaklarının hesaplanmasında aşağıdaki şekilde işlem yapılacaktır.

1-31/12/2004 Tarihi İtibarıyla (Bu Tarih Dahil) Vadesi Geldiği Halde Ödenmemiş Alacaklar Kapsama giren kuruluşların, 31/12/2004 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) vadesi geldiği halde ödenmemiş borçları Hazine Müsteşarlığınca yayımlanan 2005/1 Seri No.lu Tebliğ ekinde yer alan Tablo 2ab’de gösterilecektir. Tablo 2ab’nin düzenlendiği tarih itibarıyla ödenmemiş borçlar vade tarihi en eski olandan başlayarak her bir amme alacağı türü ve vadesi ayrı ayrı belirtilmek suretiyle tabloda yer alacaktır.

31/12/2004 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) kesinleştiği halde bu tarih itibarıyla ödeme süresi geçmemiş alacaklar kapsama girmediğinden, bu alacaklara tablolarda yer verilmeyecektir.

Kapsama giren kamu alacaklarına karşılık daha önce tahsilat yapılmış olması halinde ödenmemiş kısım tabloda gösterilecektir.

Asılları tamamen ödenmiş olan amme alacaklarına ilişkin fer’i alacaklar “Borcun Gecikme Zammı/Faizi Tutarı” sütununda, ceza mahiyetindeki amme alacakları ise asli amme alacağı kabul edilerek, tablonun

“Borcun Anapara Tutarı” sütununda gösterilecektir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre 31/12/2004 tarihinden önce tanzim edilerek ilgilisine bu tarihten önce tebliğ edilen ve 31/12/2004 tarihi itibarıyla birinci on günlük ödeme süresinin son günü bu tarih ve öncesi olan trafik para cezalarının 31/12/2004 tarihi itibarıyla ödenmesi gereken tutarı dikkate alınarak tablonun “Borcun Anapara Tutarı” sütununa aktarılacaktır. 31/12/2004 tarihi itibarıyla birinci on günlük ödeme süresi geçmemiş olan trafik para cezalarının vade tarihi 31/12/2004 tarihinden sonra olacağından bu cezalar anılan maddeler kapsamında değerlendirilmeyecek, ayrıca takip ve tahsil edilecektir.

(13)

Kapsama giren kuruluşların, 25/2/2003 tarihli ve 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu kapsamında yapılandırılmış olan ve 2/2/1981 tarihli ve 2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel İdarelerine Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun ile 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu uyarınca kendilerine verilen paylardan ilgisine göre Maliye Bakanlığı veya İller Bankasınca kesinti yapılmak suretiyle ödenmekte olan borçları için de takas, mahsup ve kesinti talep etmeleri mümkündür.

Bu durumda olan mükelleflerin, anılan Tebliğin yayımı tarihinden itibaren bağlı bulundukları vergi dairelerine yazılı başvuruda bulunarak, 4811 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borçlarından kalan ya da ödenmeyen taksit tutarları için takas, mahsup ve kesinti hükümlerinden yararlanacaklarını ve bu borçları için 4811 sayılı Kanuna göre ödeme yapmaktan vazgeçtiklerini belirtmeleri, başvuru tarihi itibarıyla Bakanlığımız veya İller Bankası tarafından bu kanun kapsamında kesinti yapılmamasını talep etmeleri gerekmektedir.

Vergi Dairelerince, anılan kuruluşların ödenmemiş ya da kalan taksit tutarları için 4811 sayılı Kanundan vazgeçtiklerine dair dilekçelerinin alınması üzerine, bu husus derhal ilgisine göre Bakanlığımız Muhasebat Genel Müdürlüğüne ya da İller Bankasına bildirilerek 4811 sayılı Kanun kapsamında kesinti yapılmaması sağlanacaktır.

4811 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, mükellefler ödedikleri tutar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanacaklarından, 1 Seri No.lu Vergi Barışı Kanunu Genel

Tebliğinin "XII-Süresinde Ödenmeyen Taksitler" başlıklı bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde yapılan ödemelerin mahsubunu müteakip, kalan borçlar anılan Kanun öncesine iblağ edilecek ve bu borçlara 31/12/2004 tarihi itibarıyla gecikme zammı da hesaplanmak suretiyle takas, mahsup ve kesinti kapsamına girecek borç tutarı tespit edilerek Tablo 2ab’ye dahil edilecektir.

3-Tecilli Alacaklar

Kapsama giren kuruluşların, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesi kapsamında tecil edilen borçları için de takas, mahsup ve kesinti talep etmeleri mümkündür.

Buna göre, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi gereğince tecilli borcu bulunan kuruluşların, söz konusu borçları için anılan madde hükümlerinden yararlanmaktan vazgeçtiklerini belirten bir dilekçe ile bağlı bulundukları vergi dairelerine başvurmaları halinde, vergi dairelerince; tecil işlemi iptal edilecek ve tecil kapsamında yapılan ödemelerin 6183 sayılı Kanunun 47 nci maddesi hükmü de göz önünde bulundurulmak suretiyle mahsubunu müteakip kalan borçlar ile bu borçlara 31/12/2004 tarihi itibarıyla hesaplanacak gecikme zammı tutarları Tablo 2ab’ye dahil edilecektir.

Diğer taraftan, takas, mahsup ve kesinti kapsamına giren borçlar ile vadesi 31/12/2004 tarihinden sonraya rastlayan borçların birlikte tecil edilmiş olması durumunda, borçlu kuruluşun talebi üzerine, takas, mahsup ve kesinti kapsamında olan borçların yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilerek Tablo 2ab’ye dahil edilmesi, vadesi 31/12/2004 tarihinden sonraya rastlayan borçlar için de tecilin devam ettirilmesi gerekmektedir.

4-İhtilaflı Alacaklar

Tarhiyat aşamasında vergi mahkemesinde dava konusu yapılmış veya vergi mahkemesi kararları uyarınca hesaplanan ve vadesi 31/12/2004 ve öncesine ait olmakla birlikte, bölge idare mahkemeleri nezdinde itiraza veya Danıştay nezdinde temyize konu edilmiş olan ya da tarhiyata ilişkin olarak terkin veya bozma kararı verilmiş olan ihtilaflı borçlar ise, borçlu kurumun ilk tarhiyatı kabul etmesi ve ihtilaftan vazgeçmesi halinde ilk tarhiyata göre tahakkuk verilmek suretiyle Tablo 2ab’ye dahil edilecektir.

Bu takdirde tarhiyatın vade tarihinin 31/12/2004 tarihi ve bu tarihten önce oluşması şartı aranılacağı tabiidir.

(14)

Tebliğin 6 ncı maddesinde “Tebliğ kapsamındaki kuruluşlar, kapsama giren borç ve alacakları dolayısıyla kamu kurum ve kuruluşlarına yaptıkları itirazlardan ve yargı makamları nezdinde sürdürdükleri davalardan feragat ettiklerini belgelemeleri halinde takas, mahsup ve kesinti hükümlerinden yararlanır.” ifadesi yer almaktadır.

Buna göre, tahsilat aşamasında (ödeme emri, haciz, kesinti işlemleri ve benzeri işlemlere yönelik) açılan davalara konu amme alacakları için anılan maddelerden yararlanmak isteyen kuruluşların bu davalardan da vazgeçmeleri halinde bu borçlar Tablo 2ab’ye dahil edilecektir.

Öte yandan, kapsama giren kuruluşlarca ihtilaftan vazgeçilen borçları için idarece de dava açılmayacak, açılmış olan davalar da sürdürülmeyecektir.

5-Tablo 2ab’nin Düzenlenmesi

Anılan Tebliğde, kapsam maddesine giren kuruluşların Bakanlığımıza bağlı vergi dairelerine olan ve vadesi 31/12/2004 tarihi (bu tarih dahil) ve öncesine ait borçları için ayrıntılı açıklamalar yapılmış ve bu borçlar için Tablo 2ab adı altında sadece vergi dairelerince düzenlenecek bir tablo ihdas edilmiştir. Bu tablo dışında vergi dairelerince başkaca herhangi bir tablo doldurulmayacaktır.

Bu tabloda yer alan borçlu kuruluş, kapsam maddesinde yer alan kuruluşları, alacaklı kuruluş ise kapsam maddesindeki kuruluşların borçlu olduğu Bakanlığımıza bağlı vergi dairelerini ifade etmektedir.

Tablo, kapsam maddesindeki kuruluşların müracaatı üzerine borçlu oldukları her bir vergi dairesi tarafından ayrı ayrı doldurulacaktır. Örneğin hem (A) Vergi Dairesine hem de (B) Vergi Dairesine borcu olan kuruluş her iki vergi dairesine de ayrı ayrı yazılı olarak müracaat edecek tablonun düzenlenmesini talep edecektir.

Tabloda yer alan borçlu kuruluş, bağlı kuruluş veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası büyükşehir belediyelerine veya belediyelere ait şirket ise hangi belediyeye bağlı olduğu, birden fazla belediyenin bir araya gelerek kurdukları şirketlerde ise belediyelerin sahip oldukları paylar, "Borçlu Kuruluş"

satırında borçlunun adından sonra ayrıca belirtilecektir.

Bu tabloya, kapsam maddesindeki kuruluşların vadesi 31/12/2004 (bu tarih dahil) ve öncesine ait olan ödenmemiş ve kesinleşmiş borçları ile bu borçlara 31/12/2004 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil)

hesaplanan gecikme zamları yazılacaktır.

Vadesi geçmiş borçlar, vade tarihi en eski olandan başlayarak vadelerine göre sıralanacak, borcun anaparası ile gecikme zammı/faizi, ayrı ayrı ilgili sütunlarına yazılacaktır.

Cezalar, türleri ve vadeleri itibarıyla borcun anapara sütununda yer alacak olup, gecikme zammı tatbik edilen cezalara ilişkin gecikme zamları (B) sütununa yazılacaktır.

"TEFE Katsayısı (C)" sütununa Tebliğ ve İç Genelge ekinde yer alan TEFE katsayıları tablosundan, vadenin rastladığı aya karşılık gelen katsayı rakamı yazılacaktır.

"TEFE Tutarı (A x C)" sütununa ise "Borcun Anapara Tutarı (A)" ile "TEFE Katsayısı (C)" sütununun çarpımı yazılacaktır.

Gecikme zammı tatbik edilmeyen cezalar TEFE katsayısı ile çarpılmadan doğrudan “Borcun Anapara Tutarı (A)” sütununda kalacaktır.

"Borcun Gecikme Zammı/Faizi tutarı (B)" sütunu ile "TEFE Tutarı (A x C)" sütunu karşılaştırılarak bunlardan düşük olan "Düşük Olan Değerleme Tutarı (D)" sütununa yazılacaktır.

(15)

Ayrıca, borcun aslı daha önce ödenmiş gecikme zammından ibaret olması halinde "Borcun Gecikme Zammı/Faizi tutarı (B)" sütununda yer alan bu tutarlar TEFE katsayısıyla değerlemeye tabi tutulmadan doğrudan "Düşük Olan Değerleme Tutarı (D)" sütununa taşınacaktır. Gecikme faizlerinde ise aslın ödenmiş olup olmaması dikkate alınmayacak, aslı ödenmiş gecikme zamları gibi işleme tabi tutulacaktır.

Yukarıda yapılan işlemlerde tüm tutarlar Yeni Türk Lirası olarak yazılacaktır.

Örnek: (A) Belediyesinin (B) vergi dairesine olan borçları yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde hesaplanarak, Tablo 2ab’de gösterilmiştir.

Borcun Vadesi Borcun Anapara

Tutarı

Borcun Gecikme Zammı/Faizi

tutarı

TEFE

Katsayısı TEFE

Tutarı Düşük Olan Değerleme

Tutarı Sıra

No Borcun Türü

Gün Ay Yıl (A) (B) (C) (A x C) (D)

Genel Toplam : 778.012 352.408,78

81.923 83.123

1 Gecikme Z. 30 04 1998

1.200,00

1.200

2 Usulsüzlük C.

25 02 2002 12

3 Gelir (stp)

V. 20 07 2003 114.600 93.361,64 0,16 18.336 18.336

4 Gelir (stp)

V. 20 11 2003 165.200 88.328,14 0,17 28.084 28.084

5 Gelir (stp)

V. 26 02 2004 222.500 90.484,08 0,11 24.475 24.475

6 Gelir (stp) V.

26 05 2004 275.700 79.034,92 0,04 11.028 11.028

III-DİĞER HUSUSLAR

1- Tablo 2ab’nin doldurulması sırasında, kapsama giren borç asılları ile 31/12/2004 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) hesaplanacak gecikme zamlarının eksiksiz tespiti için azami gayret ve titizlik gösterilecek, sonradan ilave borç çıkarılmamasına özellikle dikkat edilecektir.

2- Kapsama giren kesin borç miktarının tespit edilebilmesi için öncelikle borçlu kuruluşların mahsup, düzeltme ve iade talepleriyle emanet hesaplarında bekleyen paraları ile ilgili işlemler süratle

sonuçlandırılacaktır.

3- Anılan Tebliğin 17 nci maddesinin ikinci paragrafında; ilgili kanunlar gereği 31/12/2004 tarihinden önceki borçları için tatbik edilen hacizlerin, başvurunun Tebliğ uyarınca talep edilen bilgi ve belgelerle tam ve eksiksiz olarak yapılması ve Uzlaşma Komisyonunca kabul edilmesini müteakip

kaldırılacağından, kapsamdaki kuruluşların sadece takas, mahsup ve kesinti talebinde bulundukları borçları için takas, mahsup ve kesinti talebiyle birlikte hacizlerin kaldırılmasına ilişkin taleplerini de başvuru dilekçelerine ekleyecekleri, ayrıca takas, mahsup ve kesinti talebinde bulunmadıkları borçları için tatbik edilmiş olan hacizlerin kaldırılması talebinde bulunamayacakları ifadesine yer verilmiştir.

Buna göre, anılan kuruluşların kapsama giren borçlarına ilişkin olarak daha önce uygulanmış olan

(16)

hacizlerin kaldırılabilmesi için başvurularının uzlaşma komisyonu tarafından kabul edilmesi şart olduğundan, Uzlaşma Komisyonundan uzlaşma talebinin kabul edildiği yönünde yazılı bir bilgi gelmediği sürece söz konusu hacizler kaldırılmayacaktır.

Borçlu kuruluşların taleplerinin Uzlaşma Komisyonunca kabul edilmesini müteakip söz konusu borçlara yönelik olarak herhangi bir takip yapılmayacağı tabiidir.

4- Tebliğin 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, “Takas, mahsup ve kesinti işleminde esas alınacak rakamlar üzerinde mutabakat sağlandıktan sonra alacaklı kamu kurum ve kuruluşlarınca kapsam maddesinde yer alan kuruluşlardan yapılan tahsilatlar kesintiye esas alınacak toplam borçtan mahsup edilir.” ifadesinden hareketle mutabakat sağlanan borçlara ilişkin olarak daha sonra yapılan tahsilatlar, emanet hesaplarında bekletilecek, uzlaşma komisyonunca belirlenen ve ilgili kanunlar kapsamında kesintiye esas alınacak olan borç tutarından mahsup edilecektir.

5- Vergi Dairesi Otomasyon Projesi (VEDOP) kapsamındaki vergi daireleri Merkezi İşlemler başlığı altında hazırlanan program aracılığıyla, vergi kimlik numarası uygulamasını kişisel bilgisayar veya say2000i alt yapısını kullanarak yapan vergi dairesi ve malmüdürlükleri, sicil programı ekranlarından, MOTOP kapsamındaki vergi daireleri ise bu amaçla hazırlanan program ekranından “Tablo 2ab”yi dolduracaklardır. Hazırlanan programların kullanılış esasları ilgili ekranlarda yer almaktadır.

Tüm vergi daireleri bilgisayarda doldurdukları tabloların çıktısını alarak mutabakatta sağlamak suretiyle onaylayacak ve borçlu kuruluşa teslim edecektir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

EKLER 1 - Tablo 2ab

2- Tefe Katsayıları Tablosu

Osman ARIOĞLU Gelir İdaresi Başkanı

(17)

GELİR VERGİSİ SİRKÜLERİ/36

(04/07/2005 Tarih GVK-36/2005-8/ Yatırım İndirimi 6 Sayılı) T.C.

MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Gelir Vergisi Sirküleri/36

Konusu : Geçici Vergi Dönemlerinde Yeniden Değerleme Oranı

Tarihi : 04/07/2005

Sayısı : GVK-36/2005-8/ Yatırım İndirimi 6 İlgili olduğu maddeler : Vergi Usul Kanunu Mükerrer Madde 298 İlgili olduğu kazanç türleri : Ticari Kazanç, Zirai Kazanç

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasına istinaden yıllık olarak hesaplanan ve Bakanlığımızca ilan edilen yeniden değerleme oranına, vergi kanunlarından kaynaklanan nedenlerden dolayı geçici vergi dönemlerinde de ihtiyaç duyulmaktadır.

2005 yılı ikinci geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı % 4,97 (yüzde dört virgül doksan yedi) olarak tespit edilmiştir.

Duyurulur.

Osman ARIOĞLU Gelir İdaresi Başkanı

Referanslar

Benzer Belgeler

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarafından Tescil Edilen Gübrelerin İçeriğinde Bulunan Hammaddelerin Gübre Üreticilerine Teslimi Gıda, Tarım ve

7104 sayılı Kanunun 6.maddesiyle KDV Kanununun “Özel Matrah Şekilleri” başlıklı 23. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir. “f) İkinci el motorlu

Gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına yapılan teslimlerde, antrepo beyannamesi düzenlenecek olup, malın

“Ev sahibi hükümet anlaşmaları veya ülkemizin taraf olduğu diğer anlaşmalar çerçevesinde Türkiye'de faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlar ile bu kuruluşlara

81 ve 93 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğlerine göre, tekstil ve konfeksiyon sektöründe yapılan fason işler dolayısıyla vergi tevkifatı

KDV Kanununun geçici 26 ncı maddesi ile "Birleşmiş Milletler (BM) temsilciliği, BM'ye bağlı program, fon ve özel ihtisas kuruluşları ile İktisadi

Sahte veya muhteviyatı itibarı ile yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin katma değer vergisi

bu Tebliğin müteselsil sorumluluğa ilişkin (III/1.1.) bölümünde belirtildiği şekilde yaptıklarını tevsik etmeleri halinde; kendileri hakkında olumsuz rapor veya