• Sonuç bulunamadı

International Journal of Languages Education and Teaching

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "International Journal of Languages Education and Teaching"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

International Journal of Languages’ Education and Teaching

ISSN: 2198 – 4999, Mannheim – GERMANY UDES 2015 p. 2387-2394

A GENERAL OUTLOOK OF TERM SUBJECT IN GRAMMAR BOOKS DİL BİLGİSİ KİTAPLARINDA TERİM KONUSUNA TOPLU BİR BAKIŞ1

Sebahat ARMAĞAN2

ABSTRACT

Subject of Terms in Turkish language will be discussed by many researchers; this subject is still one of controversial topics of grammar due to various reasons. As it is known the person primarily should have comprehensive knowledge of all terms in the science in order to do science. The different meaning of a term in any books is quite far away from the understanding of "common language”. It is also a matter, which will lead to trouble the person doing research on a certain subject. Of course, many researchers have been made in this field from the history to the present and will be continued to be made. Linguists, whose one of the duties undertaken is undoubtedly to inculcate future generations with linguistics, of course, will be going after new aspects and new searches. However, it should not be caused wilder disorders on behalf of linguistics when doing so. Each linguist should not create quite new terms for himself/herself, especially common terms should be adopted in grammar books to be written in the field of linguistics originating from the past. In this study, the purpose is both to mention about linguistic terms and also to make contribution to Turkish language in which learning of Kasgarlı is deemed as a holy duty, by making suggestions and reviewing studies made in this field and also to undertake duty to bridge between past and future of Turkish being a “noble language”. Therefore; it is purposed in this study, in which we seek for answers to question such as what is the term?, What are the reasons of problems related to term?, Which are our glossaries of terms?, and what are the procedures to be followed in resolution of terminology issues?, that it will bring light to term studies to be carried out in the future.

Key Words: Term, terminology, glossaries of term, terminology issues, grammar.

ÖZET

Türk dilinde terimler konusu, bir çok araştırmacı tarafından pek çok defa ele alınan ancak; çeşitli nedenlerden dolayı hala dil bilgisinin tartışmalı konuları arasında yer almaktadır. Bilindiği üzere bilim yapabilmek için öncelikli olarak kişinin, o bilim dalındaki tüm terimlere hakim olması gereklidir. Bir terimin her kitapta farklı sözcüklerle karşılanması, “ortak dil” anlayışına oldukça uzaktır. Ayrıca bu, belli bir konu üzerine araştırma yapan kişiyi de terim seçiminde sıkıntıya sokacak bir husustur. Elbette ki tarihten günümüze kadar bu alanda birçok araştırma yapılmıştır ve yapılmaya da devam edilecektir. Üstlendiği görevlerden biri de hiç şüphe yoktur ki gelecek nesillere dil bilinci aşılamak olan dilbilimciler, elbette ki, yeni arayışlar, yeni bakış açıları peşinde olacaktır. Fakat, bunu yaparken de dilbilim adına daha büyük karışıklıklara sebep olunmamalıdır. Her dilci, kendine yeni yeni terimler yaratmamalı, kökünü geçmişten alan dilbilim alanında yazılacak gramer kitaplarında, ortak terimlere başvurulmalıdır. Bu çalışmada amaç; hem dilbilgisi terimleri konusuna eğilmek hem bu alanda yapılan çalışmaları gözden geçirip önerilerde bulunarak Kaşgarlının öğrenilmesini kutsal bir vazife saydığı Türk diline bir katkıda bulunmak hem de “soylu bir dil” olan Türkçe’nin geçmişle geleceği arasında bir köprü kurma vazifesi üstlenmektir. Bu nedenle; terim nedir?, terim sorunlarının nedenleri nelerdir?, terim sözlüklerimiz hangileridir?

ve terim sorunun çözümünde izlenecek yol nelerdir? gibi sorulara cevap aradığımız bu çalışmanın, ileride yapılacak olan terim çalışmalarına, ışık tutması amaçlanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Terim, terminoloji, terim sözlükleri, terim sorunu, dil bilgisi.

1 Bu çalışma Nevşehir Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi tarafından düzenlenen “1. Uluslararası Dil Eğitimi ve Öğretimi Sempozyumu’nda” sözlü bildiri olarak sunulmuştur.

(2)

1. GİRİŞ

Dil terimi birçok araştırmacı tarafından farklı şekillerde algılanmakta ve araştırmacılar tarafından dilin farklı yönleri vurgulanmaktadır. Dilbilimcilerin bir kısmı iletişim aracı olarak dil, bir kısmı duygu ve düşüncelerin aktarıcısı olarak dil, bir kısmı ise toplu yaşamın vazgeçilmez unsuru olan dil üzerinde durmuşlardır. Dil bir anda düşünemeyeceğimiz kadar çok yönlü, değişik açılardan bakınca başka başka nitelikleri beliren, kimi sırlarını bugün de çözemediğimiz büyülü bir varlıktır (Aksan, 2003: 11) olarak da tanımlanmaktadır. Nesiller arasında kurulan bağ, en iyi dille aktarılır. Dilin ise hem korunması hem gelişmesi hem de en iyi şekilde kullanılabilmesi için dil bilgisine ihtiyaç duyulmaktadır. “Bilindiği üzere bir dilin yazı ve edebiyat dili olarak iki önemli dayanağı vardır. Bunlardan biri o dilin bütün söz varlığını içinde toplayan sözlüğüdür. Öteki de dilin kelimelerini söz haline getiren, o dilin yapı ve işleyiş kurallarını bir sistem halinde içine alan grameridir. Sözlük ve gramerler, dili kuşaklar arasında unutulmaktan kurtaran onları birbirine bağlayan bağlardır. Gramer aynı zamanda bir dilin sağlıklı olarak gelişmesinin de anahtarıdır. Bu bakımdan dil ve kültür varlığımızın korunmasında ve devamında önemli bir etken durumundadır.” (Korkmaz, 1996:3).

İnsanlık tarihi boyunca çeşitli aşamalardan geçen dil bilgisi bir dili doğru konuşup doğru yazmak için gerekli kurallar olarak görülmüş, ancak son yıllarda dil öğretiminde dil bilgisi, daha önemli bir konu haline gelmiştir. Bilindiği üzere, gramer kitapları Doğu’da eski dini eserleri, Batı’da eski edebiyat eserlerini doğru anlamak için doğmuştur (Dilaçar, 1971: 123).

1928 Harf İnkılabından sonra Türkiye Türkçesi ile ilgili gramer çalışmaları hız kazanmış, ders kitabı niteliğinde gramerler kaleme alınmıştır. Bu dönemde milli dili oluşturma, dilin kendi yapısına uygun gramerleler hazırlama fikri doğmuş bu amaca yönelik çalışmalar yapılmıştır.

Türk Dili Encümeni, 1928 yılında “Muhtasar Türkçe Gramer” bu amaca yönelik olarak hazırlanan ilk kaynaktır. Cumhuriyet devrinde yazılan gramerler, Türkçeyi temel alan önemli eserler olup bunlar hem dilimiz üzerinde genel çizgileri ile duran okul gramerleri niteliğindedir hem bu çalışmalarda dilin ayrıntılarına pek inilmemiş hem de bunları malzeme ve ulaştıkları sonuçlar ile besleyecek derinlemesine monografiler yazılmamıştır (Korkmaz, 1996: 5).

Dil bilgisi kaynaklarında dil bilgisinin konuları çeşitli yöntem ve yaklaşımlarla ele alınmış, farklı bakış açısı ve farklı yöntemlerden kaynaklanan sorunlar ortaya çıkmış, bu farklılıklar ve ortaya çıkan çeşitlilik dil öğretimini daha karmaşık ve zor hale getirmiştir. Ortaya çıkan bu zorluklardan biri de terim belirleme konusudur.

2. YÖNTEM

Ülkemizde yapılan terim çalışmaları taranıp terim konusundaki sorunların nedenleri belirlenip “bilim dünyasında bir engel engel” olarak görülen terim meselesi, üzerinde

(3)

Bu çalışmada üzerinde durulan konular:

Terim nedir, terimin özellikleri nelerdir?

Terim sorunun nedenleri nelerdir?

Dil bilgisi alanında yapılan terim sözlükleri hangileridir?

Sonuç ve öneriler nelerdir?

3. BULGU VE YORUMLAR

Genel Terim bilimi Teorisi’nin (Théorie générale de la terminologie) kurucusu olan Wüster, modern Terim biliminin temel prensiplerini ortaya koymuştur (Filizok, 2006: 2). Wüster’e göre Terim bilimi bağımsız bir alandır, nesne bilimleriyle iletişim, mantık, dilbilimi gibi disiplinlerin kesişim kümesinde yer alır. Wüster, kavramın terimden önce var olduğuna inanır, ona göre önce kavram vardır, sonra bu kavram adlandırılır. Adlandırma ikincil bir olgudur. O, terimlerin bildirişim cephesiyle kullanımı ve gramer yönleriyle ilgilenmemiştir, asıl amacı terimde standartlar yaratmaktır.

Zülfikar, terim sözcüğünün Latince “son, sınır” anlamına gelen “terminus” kelimesine benzetilerek derlemek fiilinin eski şekli olan “termek” fiilinden –im ekiyle türetildiğini ve de Türk Cumhuriyetlerinde Rusçadaki biçimiyle, “termin” olarak kullanıldığına işaret etmektedir (1991: 20). “ıstılah” adıyla adlandırılan terim, Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar “ıstılahat-ı ilmiyye”, “ıstılahat-ı fenniyye”, “ıstılahat-ı edebiyye” şeklinde kullanılmıştır. Terim (Alm.

Terminus, Fr. terme, İng. term) kaynaklarda gah “özel bir bilgi ya da etkinlik alanına, bir bilim, uygulayım ya da uzmanlık dalına özgü sözcük”(Vardar, 1998:200) gah (Alm.

Fachausdruck; Fr. terme; İng. term; Osm. ıstılah) “bilim, teknik, sanat, spor, zanaat gibi çeşitli uzmanlık alanlarının kavramlarına verilen sınırlı ve özel anlamdaki ad.» (Korkmaz, 1992:

149) olarak tanımlanmaktadır. “Yurdumuzda sözlük bilimi, sözlük bilgisi, terim bilimi dallarının ve bunların büyük bir çeşitlilik içinde gelişen alt dallarının ve yardımcı disiplinlerinin akademik seviyede kurulmamış olması, yurdumuz bilim hayatının en dramatik yönünü teşkil etmektedir. Kanımızca terim meselesi, Türk bilim hayatının en önemli meselesidir.” (Filizok, 2006: 3) gibi bilgiler yer almaktadır. Görüldüğü üzere terim diğer sözcüklerden farklı bir nitelik taşımaktadır. Diğer sözcüklerin gerek eş anlamlarının gerek zıt anlamlarının olması gerek yan anlamlarının olması gayet doğal görülürken terimler için bu durumdan bahsetmek mümkün değildir. Çünkü her ne kadar ülkemizde bir terim birden çok sözcükle karşılanıyor olsa da bu durum terim sözcüklerinin doğasına aykırı bir durumdur.

Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki Türk lehçelerinde bir terim sadece bir sözcükle karşılanırken Türkiye Türkçesinde terim sayısının çokluğu dikkat çekicidir. Örneğin: durum zarfları için Türkiye Türkçesinde: niteleme, durum, hal zarfları, tarz zarfları, nitelik zarfları;

Azerbaycan Türkçesinde: terzi hereket zerfleri; Türkmen Türkçesinde: haal; Gagavuz Türkçesinde: nicelik işhallıı gibi terimler kullanılmaktadır. Öyleyse, ülkemizde terim sorunun nedenleri nelerdir? bunun üzerinde durmak gerekir:

(4)

Terim sorunun nedenleri nelerdir?

1. X. yüzyılda İslamiyet’in kabulüyle birlikte, dilimizin Arapçanın etkisi altına girmesi, böylece Arapça terimlerin, dil bilgisinde uzun süreden beri, varlığını sürdürmesi.

2. Arapçanın yanı sıra, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Farsçanın resmi dil olarak kullanılmasıyla birlikte Farsça sözcüklerinde dilde görülmesi.

3. Batılılaşma Hareketiyle birlikte Fransızcanın etkin bir dil olması. Ancak bu terimlerin yoğun olarak Türkçeye girmesi, II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’yle mevcut ilişkilerin siyasi, iktisadi, teknik, askeri ve bilimsel alanda daha da arttırılması ve nihayetinde Türkiye’nin NATO’ya katılmasından sonra olmuştur (Sağlam, 2007: 173).

5. İtalyan kökenli azınlıklar ve Levantenler aracılığıyla İtalyancadan ya da İtalyanca üzerinden Türkçeye çok sayıda terim girmiştir. Türkçede kullanılan denizcilik terimlerinin çoğu İtalyancadır. Bunların dilimize girişi, Venedik ve Cenevizlilerle olan ilişkilerimize kadar (Sağlam, 2007: 173).

6. Anadolu’daki ortak yaşamın sonucu olarak, vaktiyle Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan Rum kökenli vatandaşlar aracılığıyla, Batı için ortak terim üretme dili kabul edilen iki dilden biri olan Yunancadan ya da Yunanca üzerinden Türkçeye çok sayıda terim girmiştir (Sağlam, 2007: 174).

7. Bir zamanlar, SSCB’nin hâkimiyetinde yaşamış olan Türki Cumhuriyetler aracılığıyla özellikle Rusça başta olmak üzere Slav dillerinin terimleri dilimize girmiştir.

8. “Türkçeye farklı zamanlarda, farklı dillerden, farklı kişi ve dil eğilimleriyle aktarılmış, sonuçta sistematik olmayan bir Terim bilimi doğmuştur. Bu meselenin çözümünün ipuçlarını alışkanlıklarımızda, eğilimlerimizde, ideolojilerimizde bulamayız. Türk aydınları arasında sürüp giden ve eğitimimizin ve bilim hayatımızın temel olumsuzluklarından birini teşkil eden terim meselesinde bu ikiliği ortadan kaldırmada bir sonuca ulaşılamamasının bizce temel sebebi, meselenin dil bilimi ve terim biliminin bulguları içinde değerlendirilememiş olmasıdır. Bizce terim meselesinin çözümü ön yargılarımızda değil, terim bilimin ilkelerindedir” (Filizok, 2006, 5-6).

9. Ülkemizde sözlük bilimi (Alm. Lexikologie), sözlük bilgisi (Alm. Lexikographie) ve terim bilimi (Alm. Terminologie) dalları ile bunların alt dallarının akademik düzeyde kurulmamış olması, Türk bilim hayatının en önemli eksikliklerinden, dolayısıyla sorunlarından birini oluşturmaktadır (Sağlam, 2007: 169).

10. Ülkemizde yapılan dilbilgisi çalışmalarına bakıldığında, sözcük konusunun, esasında,

(5)

görülmektedir. Durum böyle olunca da sözcük ayrı bir bilim dalı olmaktan uzaklaşıp sözcük bilimine gereken değer verilmemektedir.

Ülkemizde terim sorununun çözülememesinde, gerek siyasetin etkisi gerekse terim bilimin eksikliği esas sebepler arasında ele alınabilir.

Terimin özellikleri nelerdir?

Uluslararası özelliğe sahip, sistematik bir düşüncenin ürünü, ilgili alan diline özgü, bilimsel kavram için tek karşılığı olan, anlamları sınırlı ve sabit, açık seçik ve ölçünlü (Sağlam, 2007:

170).

Zülfikar (1991: 20-21) terimlerin özelliklerini şu şekilde sıralamaktadır:

1. Terimler, bir bilimsel kavrama tek karşılığı bulunan kelimelerdir.

2. Terimlerin anlamları sabittir ve cümle içinde de olsa değişik anlamlarda kullanılamazlar.

3. Terimlerin bildirdiği anlam yoruma açık değildir ve karşıladıkları kavramı net, açık ve kesin bir biçimde bildirirler.

4. Terimler halkın söz varlığında yer almazlar ama halk ağzında kullanılıp da sonradan terim özelliği kazanmış kelimeler vardır.

“Türk Dilinin incelenmesi ve öğretilmesi sırasında yüksek bir anlatım düzeyine sahip olması, kullanılan terimlerin açık, net ve anlaşılır olmasına bağlıdır. Çünkü bir bilim dalının terimleri o bilim dalının temeli sayılır. Bir bilimsel kavrama birden çok ad vermek antlaşmayı zorlaştırdığı gibi bilimsel gelişmeyi de engeller. “(Gürlek, Şen, 2014: 189).

Ülkemizde Tanzimat dönemiyle başlayan Milli Edebiyat dönemiyle ivme kazan ve Cumhuriyet döneminde hızlanan terim çalışmaları konusunda ortaya konulan görüşleri ve başlıca yaklaşımları, üç başlık altında toplamaktadır (Pilav, 2008: 268):

1. Arapçaya dayalı terim oluşturma anlayışını benimseyip savunanlar. Bunlar dilde tabiî tekâmülü kabul edenlerdir.

2. Batıya yönelişimizle birlikte Fransızca başta olmak üzere Batı dillerinden terim almayı uygun görenler.

3. İkinci Meşrutiyet’ten sonra Türkçülük ve Milliyetçilik akımlarının etkisiyle Türkçe köklerden Türkçe eklerle terim oluşturmayı benimseyip savunanlar.

Bazı araştırmacılar bilim dilindeki terimlerin Türkçe olmasının gereksiz olduğunu düşünse de Türkçe bilim dilindeki terimlerin Türkçe olmasının yararları şu şekilde sıralanmıştır (Başkan, 1974: 179):

a. “tanımada yardım,

b. bellemede ve anımsamada kolaylık, c. bağlantılamada saydamlık,

ç. terimlerin özleşmesinde kavram zenginliği ve düşünüm saydamlığı.

(6)

1. Dilaçar, A. (1939). Yeni Semantik Terimleri. Ankara.

2. Felsefe ve gramer terimleri. (1942). İstanbul: TDK Yay. Basımevi.

3. Dilbilim terimleri sözlüğü. (1949). Ankara. TDK Yay. Güney Matbaacılık ve Gazetecilik 4. Dilçilik Terimleri Lügatı. (1957). Bakı.

5. Karaalioğlu, S. K. (1969). Dilbilgisi Sözlüğü.

6. Ferecov, A. (1969). İzahlı Dilçilik Lügatı, Bakı.

7. Hatiboğlu, V. (1969). Dilbilgisi terimleri sözlüğü Ankara: TDK Yay.

8. Vardar, B. (1980). Dilbilim ve dilbilgisi terimleri sözlüğü, Ankara: TDK Yay., Sevinç Basımevi, Ankara, 1980.

9. Vardar, B. (1988). Açıklamalı dilbilim terimleri sözlüğü. Ankara: ABC Kitabevi.

10. Topaloğlu, A. (1989). Dil bilgisi terimleri sözlüğü. İstanbul: Ötüken Yay.

11. Koç, N. (1992). Açıklamalı dilbilgisi terimleri sözlüğü. İstanbul: İnkılap Kitabevi.

12. Korkmaz, Z. (1992). Gramer terimleri sözlüğü. Ankara: TDK Yay., Türk Tarih Kurumu Basımevi.

13. Çotuksöken, Y. (1992). Dil ve edebiyat terimleri sözlüğü. İstanbul: Cem Yay. Yaylacılık Matbaası.

14. Mehmedoğlu, A, Ahmet, B, Hatice, A. (1994). Karşılaştırmalı dilbilgisi terimleri sözlüğü.

İzmir: Nil Yayınları.

15. Naskali, E. G. (1997). Türk dünyası, gramer terimleri kılavuzu, Ankara: TDK Yay.

16. Göğüş, B. (1998). Anlatım Terimleri Sözlüğü, Ankara.

17. Göğüş. B. ve diğerleri (1998). Yazın Terimleri Sözlüğü. Ankara: Dil Derneği.

18. Hengirmen, M. (1999). Dilbilgisi ve dilbilim terimleri sözlüğü. Ankara: Engin Yay.

19. Pamir, D. A. (2001). Dilbilim terimleri sözlüğü. İstanbul: Multilingual Yay.

20. Gülensoy, T. (2004). Türkiye Türkçesi-Kırgız Türkçesi Gramer Terimleri Sözlüğü. Kayseri.

Ülkemizde yeteri kadar dilbilim/dilbilgisi terim sözlükleri vardır ancak henüz lehçebilimi veya ağız bilimi terim sözlükleri hazırlanmamıştır (Boz, 2011:1) gibi bir düşüncesi olsa da yukarıda

Görüldüğü üzere terim sözlüklerimizin sayısı, köklü bir dil için çok da yeterli değildir.

Dil bilgisi terimleri, büyük bir oranda Türkçeleşmiş ve yerleşmiş olmakla birlikte, hâlâ dil bilgisiyle ilgili kavramların tanımlarında tam bir uzlaşmaya varabilmiş ve hâlâ dil bilgisiyle ilgili her kavramı karşılayacak terim sayısına ulaşabilmiş değiliz. Herhâlde, bu yetersizliklerin ve eksikliklerin aşılabilmesi için, belli bir süreye ve bu konuda harcanacak çabaya ihtiyaç vardır (Özmen, 111: 1999).

4. SONUÇ

Bilindiği üzere, 1928 yılında Harf İnkılabı yapılmış 1932 yılında ise Türk Dil Kurumu kurulmuştur. Türk Dil Kurumu’yla birlikte dil, devlet kontrolü altında alınmıştır. Dönem

(7)

arasında bile terim konusunda bir birlik sağlanamamıştır. Yani, terim konusu dil bilgisinin hala çözüm bekleyen konuları arasında olma özelliğini korumaktadır.

“Türk aydınları bu sahayı gerici güçlerin istismar alanı olmaktan kurtarır, çağdaş bilimlerin ışığında eski kaynaklarımıza dönerse, hem sağlam bir metodolojiye kavuşacak, hem evrensel kavramları layıkıyla tanıyarak yaratıcı bilim faaliyetlerine ulaşabilecektir. Bilimin temel kavramları anlaşıldıktan sonra onların Türkçe terimlerle ifadesi, yani terimlerin Türkçeleştirilmesi, sadece zaman ve emek verilerek mümkün olabilecek basit bir iş olacaktır.”

(Filizok, 2006, 9) görüşünde de belirtildiği üzere terim şahsi mesele haline getirilmemeli bir bilim dalı olarak ele alınmalıdır.

Dilimize çeşitli dillerden girmiş, lakin dil biliminde kabul görüp yerleşmiş terimlerin kullanılmasında bir sakınca görülmeyip dilimize yeni giren sözcük ve terimlerin Türkçeleri kullanılmaya çalışılmalıdır ki bu da konunun uzmanları tarafından belirlenmelidir.

Dilbilimcilerin yeni arayışları, yeni bakış açıları, dilin temeli sayılan terim konusunda, daha büyük karışıklıklara neden olmamalıdır. Hem her araştırmacı kendine yeni yeni terimler yaratmamalı hem de bir sözcük birden fazla terimle karşılanmamalıdır. Bunun için kökünü geçmişten alan dilbilim alanında yazılacak dil bilgisi kitaplarında, ortak terimler tercih edilip terimler konusunda uzlaşılmalı, TDK tarafından belirlenecek terim sözlüklerine başvurulmalıdır. Ne var ki diğer sözcüklerden çok farklı olan terimler konusunda birlik sağlayabilmek için, sadece dil çalışanları değil, aynı zamanda, hem resmi kurum kuruluşlar hem medya üzerine düşen sorumluluğa yerine getirmelidir.

Sonuç olarak; birbirimiz doğru anlayabilmek; derdimizi doğru anlatabilmek ve en önemlisi de doğru düşünebilmek için, ülkemizde bilim, sanat ve meslek dalı için önemli olan terim bilimine hak ettiği değer, en kısa zamanda verilmelidir.

KAYNAKÇA

Başkan, Ö. (1974). Terimlerde özleşme sorunu. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı: Belleten.

Boz, E. (2011). Ağız bilimi terimleri sözlüğü üzerine. Diyalektoloji, Sayı: 2. 1-6.

Çotuksöken, Y. (1992). Dil ve edebiyat terimleri sözlüğü. İstanbul: Cem Yay. Yaylacılık Matbaası,

Dilaçar, A. (1971). Gramer: tanımı, adı, kapsamı, türleri, yöntemi, eğitimdeki yeri ve tarihçesi.

TDAY Belleten. Ankara: TDK Yayınları.

Dilbilim terimleri sözlüğü. (1949). Ankara: TDK Yay., Güney Matbaacılık ve Gazetecilik.

Felsefe ve gramer terimleri. (1942).İstanbul: TDK Yay., Cumhuriyet Basımevi.

Filizok, R. (2006). Bilim hayatımızın önündeki engel: terim meselesi. 5 Mayıs 2015 tarihinde http://www.ege-edebiyat.org/modules.php?name=Downloads& lid. Adresinden erişildi.

Gürlek, M., Mesut, Ş. (2014). Türk dili çalışmalarında terim sorunu: bir durum çalışması, The Journal of Academic Social Science Studies, Number: 29 , 189-200.

(8)

Hatiboğlu, V. (1969). Dilbilgisi terimleri sözlüğü. Ankara: TDK Yay.

Hengirmen, M. (1999). Dilbilgisi ve dilbilim terimleri sözlüğü. Ankara: Engin Yay.

Koç, N. (1992). Açıklamalı dilbilgisi terimleri sözlüğü, İstanbul: İnkılap Kitabevi.

Korkmaz, Z. (1992). Gramer terimleri sözlüğü, Ankara: TDK Yay., Türk Tarih Kurumu Basımevi.

Korkmaz, Z. (1996). Türk dünyası ve ortak yazı dili, uluslararası türk dili kongresi. (26 Eylül 1992-1 Ekim 1992), Ankara: TDK yay. 189-197.

Mehmedoğlu, A, Ahmet, B, Hatice, A. (1994). Karşılaştırmalı dilbilgisi terimleri sözlüğü. İzmir:

Nil Yayınları.

Özmen, M. (1999). Eksik olan dil bilgisi terimlerimiz üzerine, uluslararası sözlükbilim sempozyumu bildirileri kitabı içinde (ss. 111-125).

Pamir, D. A. (2001). Dilbilim terimleri sözlüğü. İstanbul: Multilingual Yay.

Pilav, S. (2008). Terim sorunu ve eğitim öğretimde terimlerin yeri ve önemi, Cilt:16 No:1 Kastamonu Eğitim Dergisi. 267-276.

Sağlam, M. Y. (2007). Türkçede terim sorunsalı, Türkbilig, 168-176.

Topaloğlu, A. (1989). Dilbilgisi terimleri sözlüğü. İstanbul: Ötüken Yay.

Uzun, N. E. (1999). Dilbilim ve dilbilgisine yönelik terim sözlükleri. Kebikeç, 7-8.

Vardar, B. (1980). Dilbilim ve dilbilgisi terimleri sözlüğü. Ankara: Sevinç Basımevi.

Vardar, B. (1988). Açıklamalı dilbilim terimleri sözlüğü. Ankara: ABC Kitabevi.

Zülfikar, H. (1991). Terim sorunları ve terim yapma yolları. Ankara: TDK Yayınları.Erkan, S., Tuğrul, B., Üstün, E., Akman, B., Şendoğdu, M., Kargı, E. ve diğerleri. (2003). Matematik öğretmenliği öğrencileri profil araştırması. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 23 (1), 58-65.

M.Teresa Cabré, M. T. (2000). Terminologi et linguistique:La théorie des portes, 9 Haziran, 2015 tarihinde http://www.cfwb.be/franca/termin/charger/rint21.pdf adresinden erişildi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç: Okul öncesi öğretmenlerinin iletişim becerileri yaş, çalışılan kurum türü, medeni durum, gelir düzeyi, görevdeki kadro durumu, mesleki kıdem ve sınıftaki

Çalışma sonunda yapılan araştırmaların çoğunluğunun makale türünde olduğu, yurt dışında daha fazla çalışma yapıldığı, nicel araştırmaların

Bu araştırmanın amacı Türkçe dersi çalışma kitaplarındaki etkinlikleri disiplinler arası öğretim yaklaşımına göre incelemektir.. Çalışmada veriler, nitel

Toplam yanlış inanç performansı puanları ile akran değerlendirmesine dayalı olumlu sosyal davranış alt boyutu puanları arasında pozitif yönde düşük düzeyde

Ayrıca çevrimiçi oyun bağımlılığı toplam puanı ile EBÇÖ alt boyutlarından kaçınan başa çıkma ve olumsuz başa çıkma stratejileri arasında pozitif

Bunların dışında, öğretici, farklı bilim adamlarının yeni yöntemlerini araştırıp öğrenerek, kendisini geliştirmeli öğrencinin derse olan ilgisini arttırmalıdır..

Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın çocuklarına yönelik olarak verilen Türkçe ve Türk Kültürü öğretimini kendine özgü bir süreç olarak değerlendirmeli ve

Bu durumda olumlu yanları yanında özellikle çocuk ve genç kullanıcılar için oyunlar, kumar, sohbet odaları, borsa, alışveriş, pornografi gibi çok sayıda