İNANÇ ÖĞRETİMİ
İman Öğretilebilir mi?
Okullarda din derslerinin yer almaması gerektiğini savunanların önemli tezi:
«din, özelliği gereği öğretilemez»
Din, dindarlık özü itibariyle subjektif olduğu için öğretilemez. Din dersi olmalıdır ancak din eğitimcisinin hedefi kişilerde dindarlık yaratmak olamaz. O ancak başkalarının dini düşünce dünyasını tarihi gerçeklik olarak öğretmek, gerisini kişiye bırakmak durumundadır.
Richard Kabisch, subjektif dinin de öğretilebileceğini savunmaktadır:
Din duygusaldır ancak, hiçbir zaman
bilişsel boyuttan uzak değildir. Bağlılık hissi, yani din, hayata bağlı olarak kendiliğinden derhal ortaya çıkmaktaysa, dinin
öğretilebilirliği bu hissin derinleştirilmesi
anlamına gelir.
Duygunun bağlılık için yöneldiği şey
bilinmediği sürece, bir duygudan söz etmek mümkün değildir. Bu anlayış din dersine
belli bir hedef çizmektedir. Din dersi dini duyguyu geliştiren, besleyen bilgileri
açıklamak, derinleştirmek durumundadır.
Öyleyse belli ölçülerde subjektif din de
öğretilebilir.
Basserman din dersinin dinin var olması için gerekli bilgi ve fikirleri yaratabileceğini ifade etmektedir.
Thaerendorf ise; din dersi vasıtasıyla imanın yaratılamayacağını, ancak, ders vasıtasıyla ilgi uyandırarak ve gerekli
bilgiler verilerek buna sebep olunabileceğini
savunmaktadır.
Din dersi öğrenciyi imanlı yapmak ya da daha dindar yapmakla görevli
değildir.
Okul dersinin görevi bu dersin
amaçlarına uygun olarak öğrenciyi
bilgilendirmektir.
Din derslerindeki inanç öğretimi ile ilgili konular dersin teorik
temellendirmesine uygun olarak verilecektir.
Bireyin dini ve ahlaki gelişimi göz önünde bulundurularak ve okulun görevine uygun olarak bir bilgi
tarzında nasıl verileceğidir.
İnanç öğretiminde dikkat edilmesi gereken hususlar
Bireyin dini ve ahlaki gelişim seviyesi dikkate alınmalıdır.
Bireyin doğumundan itibaren özellikleri pek çok açıdan incelenmeli, hangi dönemde ne gibi ilgi ve ihtiyaçları olduğuna dair bilgi
sahibi olunmalıdır.
Eğitim ile insanların eğilim ve kabiliyetlerinin iyiye ya da kötüye yönlendirilebileceği
farkedilmelidir.
Bilinçsiz etkilenme çağı
Allah kelimesi ile ilk karşılaşmalar
Ninniler
Taklit
Duygusal öğrenme çağı
Soru ve Koşulsuz inanma
Oyun
Antropomorfik düşünce
Yakın çevreden etkileşim
Allah sevgisi
Dil Öğrenme
Zihinsel Öğrenme
Mantıklı düşünme
Somut örnekler
Duygusal destek
Doğru Bilgiye ihtiyaç
Bilinçli Öğrenme Çağı
Dini şüphe
Kimlik bunalımı
Eleştirel düşünme, özgürlük ve güven
Varlık üzerinde düşünme ve sevgi
Hayata anlam verme
Yeni ihtiyaçlar ve öğretimin
muhtevası
İbadet Öğretimi