2 . YA Ğ D A Ç Ö Z Ü N E N V I TA M I N L E R V I TA M I N A ( R E T I N O L )
V I TA M I N D ( KA L S I F E R O L ) V I TA M I N E ( T O K O F E R O L ) V I TA M I N K ( F I L L O K I N O N )
Vitaminler II
A VİTAMİNİ
Retinoller olarak bilinirler.
Retinol , retinal,
retinoik asit olmak üzere üç formda bulunur.
Retinol
Retinoik asit
*Provitaminler
Alfa karoten
Beta karoten
Gamma karoten
*Sebzelerde bulunan β karoten oksidatif parçalanma ile Vitamin A’ya dönüşür.
Dönüşüm barsak mukozası başta olmak
üzere karaciğer ve meme bezlerindedir.
Vitamin A besinlerle alınır
bitki karoteninden vücutta sentezlenebilir.
Veya hayvansal besinlerde yağ asidi esterleri şeklinde bulunur.
Sindirim olayında hidroliz olur ve serbest Vit A olarak emilir.
İntestinal mukoza hücrelerinde yeniden esterleşir
Şilomikronlarla lenf sıvısına geçer.
Karaciğere gelen Vitamin A, Retinil Esterleri
şeklinde bir Lipoglikoprotein olarak depo edilir.
Dokulara transportu gerektiğinde hidroliz olur ve Retinol bağlayıcı proteine (RBP) bağlanarak plazmaya verilir.
Yeşil yapraklı bitkiler, mısır gluten unu, havuç, patates, kayısı, ıspanak ve turp
yaprakları, mısır,domates ve domatesten elde edilen ürünler, karaciğer,yumurta sarısı, balık yağı, süt, böbrek, tereyağ da bulunur.
UV ve ışığa duyarlı, ısıya kısmen dayanıklıdır.
Organizmadaki rolleri
Retinoik asit glikoprotein sentezine katılır. Epitel hücrelerinin büyüme ve farklılaşmasını artırır. Epitel dokunun yapısının korunması için gereklidir.
1. Üreme (sperm ve yumurta üretimi)
2. Solunum sistemi (mukus salgılanması)
3. Sindirim sistemi (sindirim sistemi mukozasının korunması)
4. Boşaltım sistemi (keratinleşmenin önlenmesi)
5. Ayrıca Vitamin A büyümede önemlidir . Normal kemik
gelişimi, serebrospinal sıvı basıncının ayarlanması ve deride anormal değişimleri önler.
Antoksidan etkiye sahip bir vitamindir.
Düşük oksijen basıncında serbest, peroksitradikallerinin dokularda yakalanmasında rol oynayarak
antikanserojen aktiviteye sahiptir. Β- karoten düşük O
2basıncında etkili
olduğundan daha yüksek O
2basıncında
etkili olan vit. E’nin antioksidan etkisini
tamamlar.
Vit A nın en önemli etkisi Görme Biyokimyasındaki rolüdür.
Görme olayı fotokimyasal bir olaydır.
Retinada Rod ve Kon fotoreseptör hücreleri var
Kon hücreleri renk görmeğe yarar(Gün ışığında)
Rod hücreleri az ışıkta “ “ (Gece görmesi)
Rodlardaki görme pigmenti RODOPSİN
Konlardaki “ “ İODOPSİN Rodopsin = Opsin + 11-cis retinal.
(Protein)
Rodopsine ışık vurduğunda fotokimyasal izomerizasyon olayları başlar.
Trans retinal ve opsin ayrılır.
Rod hücre membranındaki Na iyon kanalında
konformasyonel değişikliğe neden olur. Hücre içinde Na iyonlarının hızlı akışı sonucu oluşan sinir uyarısı optik sinir vasıtasıyla beyne iletilir.
Oluşan trans retinal tekrar 11-cis retinale dönüşür.
Bu hemen opsine bağlanır ve siklus tamamlanır.
Eksiklik Durumları:
Gece körlüğü oluşur.
Büyümede gerileme
Göz retinası ve kornea’da yapısal bozulmalar,
göz sinirlerinde yapısal ve fonksiyonel bozukluklar
Daha ileri eksiklik durumlarında müköz
sekresyonda azalma, göz, akciğer, gastrointestinal ve genito üriner kanallara ait epiteliyal dokularda keratinizasyon oluşur.
Göz dokusunun bozulması olan
kseroftalmi (korneanın ve konjunktivanın kuruması körlüğe neden olur.
Karaciğerde Vit A deposu azaldığında az ışıkta görme bozukluğu (gece körlüğü) ortaya çıkar.
At, koyun ve keçide Vit A noksanlığı çok uzun sürelerde meydana gelir.
Fazlalık Durumları:
Deride kuruluk, hepatik büyüme, eklem
ağrısı.
Buzağılarda Bakarkörlük (Amaurosis, Blindness)
Türkiye'de, sık rastlanan bölgeler başlıca Isparta ve yöresi ile Kapadokya bölgesidir.
Her iki yörede de bakarkör buzağı doğumları, kronik nitrat zehirlenmesine bağlı olarak
gebelerde gelişen sekonder bir Vit A yetersizliği ile ilgilidir.
Bakarkörlük, tüm evcil hayvanlarda fakat daha çok yeni doğanlarda, bilhassa
buzağılarda, gözlenir ve sıklıkla Vit A)
yetersizliği ile ilgilidir.
Vit A alkol formunda alındığında (merada yeşil otlarla bu formda) ve bu şekilde
plasental bariyeri aşamadığından, fötus üzerine olumsuz etkir. Merada, annenin
yoğun olarak otlamasıyla fötusun karaciğer Vit A deposu artmaz (buzağı, kuzu ve
oğlaklarda). Tersine ester formda Vit A
(retinilpalmitat, retinil-stearat gibi) inekte
plasental bariyeri aşabilir ve doğumdan önce buzağının karaciğer depolarında bir artışa
neden olabilir.
VİTAMİN D (Antiraşitik Vitamin)
Prekursorleri
1.
Ergosterol (vitamin D
2olarak bilinen
ergokalsiferolün prekursoru – bitki, maya ve mantarlarda bulunur)
2.
7-dehidrokolesterol (vitamin D
3olarak
bilinen kolekalsiferolün prekursoru –
hayvanlarda bulunur)
Vit D2 Vit D3
Dietle alınan D2 ve D3 ince barsaktan emilir.
Fotoliz (UV) ile deride 7.dehidrokolesterolden D3 oluşur Dietle alınan D2, D3 ve deride sentezlenen D3, özel bir
globulin’e bağlanarak kan yolu ile karaciğere gelir.
Karaciğer hücrelerinin mikrozom fraksiyonunda
hidroksillenir. (25. C’dan) 25.hidroksi kolekalsiferol oluşur. Vitamin D etkisi yoktur.
Dolaşıma bu şekilde katılır ve bu şekilde depo edilir.
Gerektiğinde böbrekte yeniden hidroksillenir.(1.C’dan) Az miktarda kemik’te de olabilir. 1,25OH kolekalsiferol
Hidroksilasyon hücrelerin mitokondrilerinde olur.
En etkili vit. D metaboliti olan 1-25 dihidroksikolekalsiferol (kalsitrol) dür. Kalsitrol hücre çekirdeğinde DNA ile etkileşerek bağırsak
mukozasında Ca bağlayıcı protein sentezini uyarır ve Ca’ un
bağırsaklardan emilimini hızlandırır.
1,25 dihidroksi D3’un etki şekli steroid hormonlara
benzer. İnce barsakta 1.25 dihidroksi D3 hücre içine girer ve özel bir sitoplazmik reseptöre bağlanır. Hormon+reseptör
kompleksi nükleusa geçer ve DNA üzerinde özel bölgeye
bağlanarak transkripsiyona neden olur. Özel bir Ca bağlayıcı protein sentezler. Bu proteinin görevi ince barsakta Ca
emilimini sağlamaktır.
Hedef organlar:
1) İnce barsak (Ca emilimini)
2) Kemik (Ca mobilizasyonu)
3) Böbrek (Ca geri emilimi)
Balık yağı, karaciğer, yumurtada provitamin hali bulunur. Diyete bağlı eksiklik durumları gözlenmez. Çünkü insan ve hayvanlarda
vitamin D’nin ön maddesi olan kolesterol sentezlenir.
Güneş ışığından (
pencere camından geçmez)yeterince yararlanılmadığı durumlarda, böbrek yetmezliğinde vitamin D eksikliği görülür.
Parathormon eksikliği durumunda oluşan
hipofosfatemi ve hipokalsemide vitamin D
konsantrasyonunu etkiler.
Eksikliği : Ca yeteri kadar bağırsaklardan emilemediği için Ca eksikliğinden dolayı kemiklerde mineralizasyon gerçekleşmez.
Çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde osteomalazi görülür.
Fazlalığı : Toksikasyon, iştah kaybı, bulantı, kusma, sersemlik gibi belirtilerle görülür.
Hiperkalsemi şekillenir ve buna bağlı olarak arterler ve böbreklerde Ca birikir.
Kemiklerde demineralizasyon sonucu küçük
çarpmalarla kırık oluşur.
VİTAMİN E (Tokoferoller)
“antisterilite vitamini” “antidistrofik vitamin”
“fertilite vitamini” “ kısırlığı önleyici vitamin”
olarakta isimlendirilir.
Etkin olan şekli α tokoferoldür. α-; Β-; γ-; δ-
tokoferol ve tokotrionellor vitamin E’nin doğal
formlarıdır.
Kusurlu yağ emilimi vitamin E yetmezliğine yol açar. Çünkü tokoferol diyette yağda çözülmüş olarak bulunur. Yağ sindirimi sırasında açığa çıkar ve emilirler. Lipoprotein lipaz içeren dokulara ve karaciğere şilomikronların yapılarına katılarak götürülürler. VLDL ile karaciğerden uzaklaştırılırlar ve dolaşımda taşınırlar. Adipoz dokuda depolanırlar.
Vitamin E çok önemli doğal bir antioksidandır.
Sellüler ve supsellüler membran fosfolipidlerinde bulunan poliansatüre yağ asitlerini peroksidasyona karşı korur.
Tokoferoller, fenolik bir hidrojeni
peroksidasyona uğramış bir poliansatüre yağ
asitindeki serbest peroksit radikaline
aktarabilir ve böylece antioksidan etki göstrerir.
Bitkisel yağlarda çok bulunur. Tahıl embriyoları (başta buğday),tohum yağları,yeşil yapraklı bitkiler,yumurta ve ağız sütünde,karaciğer, süt ve süt ürünlerinde boldur.
Pişirme ve derin dondurucuda etkisini kaybeder.
Yüksek dozda Vit C alınması Vit E ihtiyacını artırır.
Yüksek dozda Vit E alınması Vit K absorpsiyonunu azaltır.
Demir ile Vit E birlikte alındığında Vit E tahrip olur. Bu nedenle Demir ve Vit E günün aynı zamanında alınmamalı.
İhtiyaç hamilelik ve laktasyon döneminde ve yeni doğanda fazladır.
Vit E eksikliğinde Anemi gelişir. Anemi hemoglobin sentezinin azalması ve eritrosit ömrünün kısalmasına bağlı olabilir.
Çok doymamış yağ asidli yağlarla beslenmek Vit E olan ihtiyacı artırır.
Lipid emiliminin bozulmasına neden olan hastalıklar Vit E eksikliğine bağlı nörolojik bozukluklara neden olur.
Yüksek dozda Vit A alınması Vit E absorpsiyonunu azaltır.
Eksikliği :
Zaman zaman gelişme sorunları
Uterusta yapısal dejenerasyon
Embriyonun damar sisteminde dejenerasyon ve anemi
Antikor üretiminde sorunlar
Yeni doğanlarda Vit E eksikliğine bağlı anemi görülebilir. Eritrosit yaşam süresi kısalır.
Poliansatüre yağ asitlerinin fazla alınımı Vit E ihtiyacını arttır.O
2ile temas (O
2çadırlarındaki gibi) ve yetersiz lipid emilimine yol açan
hastalıklar sonucu Vit E eksikliği oluşabilir, nörölojik bozukluklar görülür.
E vitamini kalp hastalığı gelişmesine karşı
koruyucu etki gösterir.
Hayvanlarda normal reproduksiyon için gereklidir.
Noksanlığında, büyüme geriliği, ruminant ve domuzlarda muskular distrofi «beyaz kas hastalığı», sinir ve kasların etkilendiği kuzularda tutulma şeklinde bozukluklar
görülür.
Yeterli Se varlığında etkisini gösterir.
K VİTAMİNİ
(Antihemorojik Vitamin)
Vit K (Koagülasyon, kanın pıhtılaşması) etkisi gösteren 3 tip madde vardır.
K1 Fillokinon – bitkisel kaynaklıdır
K2 Menakinon – barsakta bakteriler tarafından sentezlenir ve absorbe olur
K3 Menadion – izopren yan zinciri olmayan sentetik
Vit. K emilimi normal yağ emilimini
gerektirir. Yağ emilimindeki bozukluk vit.
K yetmezliğine neden olur. Vit. K safra tuzlarının varlığında emilime uğrar.
Şilomikronların yapısına katılarak
dolaşıma katılır.
Karaciğerde depolanması kısıtlıdır.
Vitamin K karaciğerde sentezlenen kanın
pıhtılaşma faktörlerinden II (protrombin), VII, IX, X’ un normal düzeylerinin devamlılığı için gereklidir.
Protrombindeki posttranslasyonel modifiye amino asit «gamma carboxy glutamate» ın sentezinde yer alır.
Vitamin K döngüsü vardır ve bu döngü ile
indirgenmiş vitamin K yeniden üretilir. Ancak
walfarin, dikumarol gibi antikoagulant maddeler bu reaksiyonu inhibe ederek vitamin K
döngüsünü bozar. Böylece pıhtılaşma
faktörlerinin oluşumu engellenerek pıhtılaşma önlenir.
Kemiklerde Vit. K bağlı proteinler izole edilmiştir.
Osteoblastlarda sentezlenen Osteokalsin sentezi Vit D aktif şekli olan 1,25 diOH D3 ile düzenlenir.
Osteokalsinin mineral bağlama kapasitesi glutamik asid kalıntılarının Vit K. bağlı karboksilasyonu ile
olur.
Kaynak: Karnabahar, ıspanak, lahana, yumurta ve karaciğerde bulunur. Bağırsak bakterileri
tarafından sentezlenir.
Eksiklik Durumları: Bağırsak florası tarafından sentezlendiğinden eksiklik pek görülmez.
Besinlerle alındığı miktar önemli değildir.
Vitamin K emilimi için safra asitlerine ihtiyaç vardır. Safra asitlerinde bir bozukluk olduğunda vitamin K eksikliği görülür.
Uzun süre antibiyotik kullanımında ince
bağırsak bakterilerinde azalma olur ve endojen vitamin K sentezi azalır. Ayrıca yeni doğanlarda bağırsak florası gelişmediğinden vitamin K
sentezi yoktur. Bu yüzden yeni doğanlarda hemorajik hastalıklar oluşabilir.
Kuşlar Vit K noksanlığına duyarlıdırlar.