• Sonuç bulunamadı

GİRİŞ GİRİŞ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "GİRİŞ GİRİŞ"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

GİRİŞ GİRİŞ

““Küreselleşmenin yaşandığı dünyada bugün eğitim; ulusal ve uluslar arası Küreselleşmenin yaşandığı dünyada bugün eğitim; ulusal ve uluslar arası nitelikleriyle ekonomik, hukuksal, toplumsal, dinsel ve kültürel boyutlar nitelikleriyle ekonomik, hukuksal, toplumsal, dinsel ve kültürel boyutlar

taşımaktadır. Bu çok boyutluluk sorunlara disiplinler arası bir bakış taşımaktadır. Bu çok boyutluluk sorunlara disiplinler arası bir bakış

gerektirmektedir. Bu bakış açısı sosyal bilimler için hem mikro hem de makro gerektirmektedir. Bu bakış açısı sosyal bilimler için hem mikro hem de makro

bakış açısı bulunan eğitim sosyolojisi ile olanaklıdır”(Boyacı, 2012, s.7).

bakış açısı bulunan eğitim sosyolojisi ile olanaklıdır”(Boyacı, 2012, s.7).

“Eğitimin, salt terbiye ya da davranış değiştirme olarak ele alınması “Eğitimin, salt terbiye ya da davranış değiştirme olarak ele alınması

olanaksızdır.Toplum ve eğitim kurumları arasındaki ilişkiler eğitim alanının olanaksızdır.Toplum ve eğitim kurumları arasındaki ilişkiler eğitim alanının

önemli çalışma konusu ve sorun alanıdır. Bu bağlamda eğitimde sosyolojik bir önemli çalışma konusu ve sorun alanıdır. Bu bağlamda eğitimde sosyolojik bir

bakış açısına gereksinme bulunmaktadır”(Boyacı, 2012, s.7).

bakış açısına gereksinme bulunmaktadır”(Boyacı, 2012, s.7).

“John Dewey, 1899 yılında yayınlanan "Okul ve Toplum" isimli yapıtıyla “John Dewey, 1899 yılında yayınlanan "Okul ve Toplum" isimli yapıtıyla

(3)

GİRİŞ GİRİŞ

““Durkheim, eğitimde bilimsel metodolojinin kullanılabileceğinde direndi. Durkheim, eğitimde bilimsel metodolojinin kullanılabileceğinde direndi.

Özellikle Fransa'da toplumsal düzensizlikle ilgilendi ve okulların bu durumu Özellikle Fransa'da toplumsal düzensizlikle ilgilendi ve okulların bu durumu önleyebileceğini ileri sürdü. Çocuğun toplumlaşmasında okulun artan önemi önleyebileceğini ileri sürdü. Çocuğun toplumlaşmasında okulun artan önemi üzerinde durdu. Okulun, çocuğun grup yaşamındaki dayanışma duygusunu üzerinde durdu. Okulun, çocuğun grup yaşamındaki dayanışma duygusunu

uyanık tutan gerekli her şeye sahip öldüğünü belirtti”(Tezcan, 1985, s.6).

uyanık tutan gerekli her şeye sahip öldüğünü belirtti”(Tezcan, 1985, s.6).

“Durkheim'in eğitim sosyolojisine temel katkısı, eğitime bir toplumsal olay “Durkheim'in eğitim sosyolojisine temel katkısı, eğitime bir toplumsal olay olarak bakışıdır . Ona göre eğitim olgusu, temel olarak toplumsaldır”(akt.

olarak bakışıdır . Ona göre eğitim olgusu, temel olarak toplumsaldır”(akt.

Tezcan, 1985, s.6) Tezcan, 1985, s.6)

(4)

GİRİŞ GİRİŞ

““Weber, sanayileşmiş ve teknolojik bir toplum içinde eğitimi ele aldı. Bu Weber, sanayileşmiş ve teknolojik bir toplum içinde eğitimi ele aldı. Bu

çerçevede Weber, örgün eğitimi, bireyleri özel bir yaşam biçimine hazırlayan çerçevede Weber, örgün eğitimi, bireyleri özel bir yaşam biçimine hazırlayan

bir "farklılaşma" kurumu olarak gördü” (akt. Tezcan, 1985, s.7).

bir "farklılaşma" kurumu olarak gördü” (akt. Tezcan, 1985, s.7).

““Eğitsel kurumların gelecekte toplum için yüksek derecede eğitilmiş uzmanlar Eğitsel kurumların gelecekte toplum için yüksek derecede eğitilmiş uzmanlar yetiştireceğini ileri sürdü”(Tezcan, 1985, s.7).

yetiştireceğini ileri sürdü”(Tezcan, 1985, s.7).

“Eğitim sosyologlarından Halsey ve Floud, Weber'in eğitim sosyolojisine “Eğitim sosyologlarından Halsey ve Floud, Weber'in eğitim sosyolojisine katkılarını incelerken Weber'in eğitimin temel işlevinin bireyin toplumsal katkılarını incelerken Weber'in eğitimin temel işlevinin bireyin toplumsal

yapıdaki statüsü bakımından ilerde dolduracağı konuma hazırlamak olarak yapıdaki statüsü bakımından ilerde dolduracağı konuma hazırlamak olarak

gördüğünü belirttiler. Gerçekten Weber, eğitimi, birey ve grupları özel bir gördüğünü belirttiler. Gerçekten Weber, eğitimi, birey ve grupları özel bir

yaşam biçimine hazırlayıcı olarak görmüştü” (Tezcan, 1985, s.7).

yaşam biçimine hazırlayıcı olarak görmüştü” (Tezcan, 1985, s.7).

(5)

GİRİŞ GİRİŞ

““K. Mannheim, M. Weber'in etkisinde kalmıştır. Eğitimle ilgili çalışmalarında K. Mannheim, M. Weber'in etkisinde kalmıştır. Eğitimle ilgili çalışmalarında ise daha çok Durkheim'in etkisi görülür. Eğitimin sadece toplumsal kurumlar ise daha çok Durkheim'in etkisi görülür. Eğitimin sadece toplumsal kurumlar

tarafından mümkün olabileceğini söyler” (Tezcan, 1985, s.8).

tarafından mümkün olabileceğini söyler” (Tezcan, 1985, s.8).

““Ona göre eğitimin amaçlarından birisi de, birlikte yaşayan insanların daha Ona göre eğitimin amaçlarından birisi de, birlikte yaşayan insanların daha başarılı olarak yaşamalarım sağlamak için onlara yardımcı olmamaktır.

başarılı olarak yaşamalarım sağlamak için onlara yardımcı olmamaktır.

Eğitimin dinamik bir süreç olduğunu kabul eder” (Tezcan, 1985, s.8).

Eğitimin dinamik bir süreç olduğunu kabul eder” (Tezcan, 1985, s.8).

(6)
(7)

İŞLEVSELCİ YAKLAŞIMLAR İŞLEVSELCİ YAKLAŞIMLAR

““İşlevselci yaklaşım, toplumun alt sistem biçiminde tanımlanan parçalardan İşlevselci yaklaşım, toplumun alt sistem biçiminde tanımlanan parçalardan oluştuğunu öne sürer”(Boyacı, 2012, s.9).

oluştuğunu öne sürer”(Boyacı, 2012, s.9).

“Toplumların; üyelerinin ancak ortak algı ve değerleri paylaştıkça birlik ve “Toplumların; üyelerinin ancak ortak algı ve değerleri paylaştıkça birlik ve bütünlük oluşturabileceğini savunur”(akt. Boyacı 2012, s.9).

bütünlük oluşturabileceğini savunur”(akt. Boyacı 2012, s.9).

“Konsensüs(uzlaşı) kuramları olarak da adlandırılan bu yaklaşımların temel “Konsensüs(uzlaşı) kuramları olarak da adlandırılan bu yaklaşımların temel kavramları; yapı ve işlev, bütünleşme, istikrar ve uzlaşma yani anlaşmadır”

kavramları; yapı ve işlev, bütünleşme, istikrar ve uzlaşma yani anlaşmadır”

(akt. Boyacı, 2012, s.9).

(akt. Boyacı, 2012, s.9).

“İşlevselci yaklaşımın temelinde yatan kavramların önemlilerinden biri, bütün “İşlevselci yaklaşımın temelinde yatan kavramların önemlilerinden biri, bütün toplumsal yapı ve birimlerin toplumsal sistem için işlevsel olmasıdır. Buna toplumsal yapı ve birimlerin toplumsal sistem için işlevsel olmasıdır. Buna

göre, işlevsel olma bir ihtiyacı karşılama anlamına gelir ki, bu da uyumlu bir göre, işlevsel olma bir ihtiyacı karşılama anlamına gelir ki, bu da uyumlu bir

bütünleşme ve dengeyi beraberinde getirmektir” (Aslan, 2001).

bütünleşme ve dengeyi beraberinde getirmektir” (Aslan, 2001).

(8)

İŞLEVSELCİ YAKLAŞIMLAR İŞLEVSELCİ YAKLAŞIMLAR

““Durkheim gibi bazı işlevselciler, organik bir yaklaşımla toplumu insan Durkheim gibi bazı işlevselciler, organik bir yaklaşımla toplumu insan

bedenine benzetirler. Böylece insan bedeninde nasıl belli organların belli işlev bedenine benzetirler. Böylece insan bedeninde nasıl belli organların belli işlev

gördükleri ve karşılıklı bağımlı olarak çalıştıkları söz konusu ise, toplumun gördükleri ve karşılıklı bağımlı olarak çalıştıkları söz konusu ise, toplumun

çeşitli kurumlarının(örneğin eğitim) da başka kurumlarla(örneğin çeşitli kurumlarının(örneğin eğitim) da başka kurumlarla(örneğin

aile,ekonomi,siyaset v.b.) öyle ilişki içinde olduklarını belirtirler” (akt. Aslan, aile,ekonomi,siyaset v.b.) öyle ilişki içinde olduklarını belirtirler” (akt. Aslan,

2001).

2001).

"Kurumların kendi içindeki en küçük birimleri rol adını alır ve tıpkı insan "Kurumların kendi içindeki en küçük birimleri rol adını alır ve tıpkı insan bedenindeki hücreler gibi bu roller de sistemin çalışmasına önemli katkıda bedenindeki hücreler gibi bu roller de sistemin çalışmasına önemli katkıda

bulunurlar. Ancak insan bedeninde hücrelerin işlevlerini görmeleri biyolojik bulunurlar. Ancak insan bedeninde hücrelerin işlevlerini görmeleri biyolojik programlamayla çözümlenmiştir. Oysa toplumsal rollerin yerine getirilmesi programlamayla çözümlenmiştir. Oysa toplumsal rollerin yerine getirilmesi

için insanların güdülendirilmeleri ya da zorlanmaları gerekir."

için insanların güdülendirilmeleri ya da zorlanmaları gerekir." (Akt. Aslan, (Akt. Aslan, 2001)

2001)

(9)

ÇATIŞMACI YAKLAŞIMLAR ÇATIŞMACI YAKLAŞIMLAR

““Çatışmacı yaklaşımlar, “toplumlar; ekonomik güç, meslek ve görev gibi Çatışmacı yaklaşımlar, “toplumlar; ekonomik güç, meslek ve görev gibi değişkenlerin tanımladığı toplumsal sınıflardan oluşur” sayıltısına dayanır.

değişkenlerin tanımladığı toplumsal sınıflardan oluşur” sayıltısına dayanır.

Bu yaklaşımlar, toplumsal değişimin kaçınılmaz olduğu ve toplumsal Bu yaklaşımlar, toplumsal değişimin kaçınılmaz olduğu ve toplumsal sınıflar içinde sürekli bir çatışmanın bulunduğu savındadır”(akt. Boyacı, sınıflar içinde sürekli bir çatışmanın bulunduğu savındadır”(akt. Boyacı, 2012, s.10).

2012, s.10).

1.1. Klâsik Marksizm ve EğitimKlâsik Marksizm ve Eğitim

““Marks, 1848'de Manifesto'da, "Eğitimin maddî üretimle birleştirilmesi" Marks, 1848'de Manifesto'da, "Eğitimin maddî üretimle birleştirilmesi"

önerisinde bulunmuştur” (akt. Tezcan, 1993, s.18).

önerisinde bulunmuştur” (akt. Tezcan, 1993, s.18).

““Daha sonraki açıklamalarında (1866), eğitimin içeriğini şöyle belirlemiştir: Daha sonraki açıklamalarında (1866), eğitimin içeriğini şöyle belirlemiştir:

"Eğitim" ile şu üç şeyi anlamaktayız(akt.Tezcan, 1993, s.18):

"Eğitim" ile şu üç şeyi anlamaktayız(akt.Tezcan, 1993, s.18): Birincisi: Birincisi:

Zihinsel eğitim

Zihinsel eğitim. İkincisi: Beden eğitimi. İkincisi: Beden eğitimi. Jimnastik okullarında verilen . Jimnastik okullarında verilen eğitim.

eğitim. Üçüncüsü: Politeknik eğitimÜçüncüsü: Politeknik eğitim. Öğretimin maddî üretim ile . Öğretimin maddî üretim ile birleştirilmesi. Başka bir deyimle, öğretim ile üretim yaşamındaki birleştirilmesi. Başka bir deyimle, öğretim ile üretim yaşamındaki uygulamalı çalışmanın birleştirilmesidir”(Tezcan, 1993, s.18).

uygulamalı çalışmanın birleştirilmesidir”(Tezcan, 1993, s.18).

(10)

ÇATIŞMACI YAKLAŞIMLAR ÇATIŞMACI YAKLAŞIMLAR

““Marx ve Engels, "Üretici eğitim" i savunmuşlardır. Onlara göre eğitim, Marx ve Engels, "Üretici eğitim" i savunmuşlardır. Onlara göre eğitim, üretici iş ile birleştirilmiştir. Böylece, salt kuramsal olan ve ezbere dayalı üretici iş ile birleştirilmiştir. Böylece, salt kuramsal olan ve ezbere dayalı öğretimin karşıtı bir görüş savunulmuştur. Bedensel iş ile zihinsel iş ayrımı öğretimin karşıtı bir görüş savunulmuştur. Bedensel iş ile zihinsel iş ayrımı da bu yoldan ortadan kalkmış olacaktır. Yâni kuram ile uygulamanın

da bu yoldan ortadan kalkmış olacaktır. Yâni kuram ile uygulamanın birleşmesini ifade etmektedir”(Tezcan, 1993, s.18).

birleşmesini ifade etmektedir”(Tezcan, 1993, s.18).

2.2. Yeni Marxçı görüşlerYeni Marxçı görüşler

1.1. “A.B.D.de S. Bovvles ve H. Gintis, Fransa'da L. Althusser'ın çalışmalarıyla A.B.D.de S. Bovvles ve H. Gintis, Fransa'da L. Althusser'ın çalışmalarıyla pekiştirilen yeni Markxçı görüşe göre okul, baskıcı kapitalist düzenin çıkarlarına pekiştirilen yeni Markxçı görüşe göre okul, baskıcı kapitalist düzenin çıkarlarına hizmet etmektedir. Ayrıca sınıf eşitsizliklerini de pekiştirir”(Tezcan, 1993, s.19).

hizmet etmektedir. Ayrıca sınıf eşitsizliklerini de pekiştirir”(Tezcan, 1993, s.19).

2.

2. “Althusser, eğitimi, kapiltalist devlet aygıtlarından biri olarak ele alır; Ona “Althusser, eğitimi, kapiltalist devlet aygıtlarından biri olarak ele alır; Ona göre, toplumun üst yapı kurumlarının tümü devlet aygıtının parçalarıdır.

göre, toplumun üst yapı kurumlarının tümü devlet aygıtının parçalarıdır.

Oysaki geleneksel Marksist kuramda devlet, toplumsal üst yapı Oysaki geleneksel Marksist kuramda devlet, toplumsal üst yapı

(11)

ÇATIŞMACI YAKLAŞIMLAR ÇATIŞMACI YAKLAŞIMLAR

““Bovvles ve Gintis, Batı sanayi toplumlarının ayırdedici özelliği olarak, servet Bovvles ve Gintis, Batı sanayi toplumlarının ayırdedici özelliği olarak, servet sahibi ufak bir grubun, emekleriyle para kazanan çoğunluğa egemen olmalarını sahibi ufak bir grubun, emekleriyle para kazanan çoğunluğa egemen olmalarını belirtmektedir” (Tezcan, 1993, s.21).

belirtmektedir” (Tezcan, 1993, s.21).

“Kapitalist A.B.D.de Okullaşma (1976), İsimli incelemelerinde Bovvles ve “Kapitalist A.B.D.de Okullaşma (1976), İsimli incelemelerinde Bovvles ve Gintis, olanakların arttırılmasına yönelik liberal eğitim reformlarının niçin iş Gintis, olanakların arttırılmasına yönelik liberal eğitim reformlarının niçin iş yaşamında görülmediği sorusu ile başlarlar. Sınıf, cinsiyet ve ırk

yaşamında görülmediği sorusu ile başlarlar. Sınıf, cinsiyet ve ırk

eşitsizliklerinin dökümünü yaptılar ve Amerikan okullarının hiyerarşik eşitsizliklerinin dökümünü yaptılar ve Amerikan okullarının hiyerarşik

toplumsal ilişkiler tarafından istila edildiğine ve otoriteye boyun eğme olduğuna toplumsal ilişkiler tarafından istila edildiğine ve otoriteye boyun eğme olduğuna değindiler. Bu özelliklerin hiçbirisi eğitimin açık amaçları ve demokratik

değindiler. Bu özelliklerin hiçbirisi eğitimin açık amaçları ve demokratik toplum ideallerinden ibaret değildi” (Tezcan, 1993, s.22).

toplum ideallerinden ibaret değildi” (Tezcan, 1993, s.22).

““Kapitalist toplumda kitle eğitiminin sosyo-ekonomik eşitliği sağlayacağı ve Kapitalist toplumda kitle eğitiminin sosyo-ekonomik eşitliği sağlayacağı ve bireyin yetenek ve potansiyelini geliştirici görüşünü reddederler. Tersine, bireyin yetenek ve potansiyelini geliştirici görüşünü reddederler. Tersine, onların amacı, okul başarısı ve öğrencilerin yaşam şanslarının büyük ölçüde onların amacı, okul başarısı ve öğrencilerin yaşam şanslarının büyük ölçüde ailelerinin sosyo-ekonomik düzeyine bağlı olduğunu göstermektir”(akt. Tezcan, ailelerinin sosyo-ekonomik düzeyine bağlı olduğunu göstermektir”(akt. Tezcan,

(12)

ETKİLEŞİMSEL YAKLAŞIMLAR ETKİLEŞİMSEL YAKLAŞIMLAR

““Genelde bireyin davranış kalıplarının çevresiyle etkileşiminin ürünü olduğu Genelde bireyin davranış kalıplarının çevresiyle etkileşiminin ürünü olduğu savına dayanır” (Boyacı, 2012, s.11).

savına dayanır” (Boyacı, 2012, s.11).

“Semboller ve sembollere verilen anlamlar insan yaşamında önemlidir. “Semboller ve sembollere verilen anlamlar insan yaşamında önemlidir.

İnsanlar çevrelerindeki nesnelere verdikleri anlama göre davranışta bulunur”

İnsanlar çevrelerindeki nesnelere verdikleri anlama göre davranışta bulunur”

(Boyacı, 2012, s.11).

(Boyacı, 2012, s.11).

“Herhangi bir durumda duruma anlam vermek için “insanlar kendi içinde “Herhangi bir durumda duruma anlam vermek için “insanlar kendi içinde konuşur” ve ona göre nasıl hareket edeceğine karar verir”(akt. Boyacı, 2012, konuşur” ve ona göre nasıl hareket edeceğine karar verir”(akt. Boyacı, 2012,

s.11).

s.11).

“Etkileşimsel yaklaşıma göre eğitim kurumlarının örtük programları “Etkileşimsel yaklaşıma göre eğitim kurumlarının örtük programları

(13)
(14)

SOSYOLOJİK AÇIDAN DEMOKRASİ SOSYOLOJİK AÇIDAN DEMOKRASİ

NEDİR?

NEDİR?

““Demokrasi 20. yüzyılın en önemli kavramlarından bir tanesidir. Her ne Demokrasi 20. yüzyılın en önemli kavramlarından bir tanesidir. Her ne kadar kökeni itibariyle Antik Yunan’a dayansa da demokrasinin yayılımı kadar kökeni itibariyle Antik Yunan’a dayansa da demokrasinin yayılımı

ancak 20. yüzyılda gerçekleşmiştir. Bugün dünya ölçeğinde demokratik ancak 20. yüzyılda gerçekleşmiştir. Bugün dünya ölçeğinde demokratik

toplumların bu denli yaygın olması, çağımız toplumlarının koşullarına en toplumların bu denli yaygın olması, çağımız toplumlarının koşullarına en uygun yönetim biçimi olarak değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır”

uygun yönetim biçimi olarak değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır”

(Suğur, 2013, s.80).

(Suğur, 2013, s.80).

“Demokrasi en genel kabul edilmiş tanımı itibariyle “halkın kendi kendisini “Demokrasi en genel kabul edilmiş tanımı itibariyle “halkın kendi kendisini yönetmesi” anlamını barındırmaktadır” (akt. Suğur, 2013, s.80).

yönetmesi” anlamını barındırmaktadır” (akt. Suğur, 2013, s.80).

“Demokrasi bugünkü çağdaş anlamını Antik Yunan’daki demokrasi “Demokrasi bugünkü çağdaş anlamını Antik Yunan’daki demokrasi

anlayışından aldığı mirasa ek olarak 1789 Fransız Devrimi’nin sonucu olarak anlayışından aldığı mirasa ek olarak 1789 Fransız Devrimi’nin sonucu olarak

(15)

SOSYOLOJİK AÇIDAN DEMOKRASİ SOSYOLOJİK AÇIDAN DEMOKRASİ

NEDİR?

NEDİR?

““Demokrasinin günümüzde farklı biçimleri söz konusudur. Buna göre iki Demokrasinin günümüzde farklı biçimleri söz konusudur. Buna göre iki ana grupta demokratik anlayışın varolduğunu söyleyebiliriz” (Suğur, 2013, ana grupta demokratik anlayışın varolduğunu söyleyebiliriz” (Suğur, 2013, s.80):

s.80):

1.1. Katılımcı demokrasiKatılımcı demokrasi: “İlkesel olarak nüfusun daha az görüldüğü, her : “İlkesel olarak nüfusun daha az görüldüğü, her yurttaşın karar süreçlerinde aktif olarak yer alabildiği yönetim biçimidir”

yurttaşın karar süreçlerinde aktif olarak yer alabildiği yönetim biçimidir”

(Suğur, 2013, s.80).

(Suğur, 2013, s.80).

“Antik Yunan’daki nüfusun göreli olarak daha az bir bölümünün yurttaş “Antik Yunan’daki nüfusun göreli olarak daha az bir bölümünün yurttaş olarak kabul edildiği dönemlerde katılımcı demokrasinin ilk örneğini olarak kabul edildiği dönemlerde katılımcı demokrasinin ilk örneğini görmekteyiz”(Suğur, 2013, s.80).

görmekteyiz”(Suğur, 2013, s.80).

“Ancak günümüzde katılımcı demokrasinin anlamı değişmiştir. Günümüz “Ancak günümüzde katılımcı demokrasinin anlamı değişmiştir. Günümüz toplumlarında nüfusun yoğun olduğu düşünüldüğünde katılımcı

toplumlarında nüfusun yoğun olduğu düşünüldüğünde katılımcı demokrasinin imkânsızlığı anlaşılacaktır” (Suğur, 2013, s.80).

demokrasinin imkânsızlığı anlaşılacaktır” (Suğur, 2013, s.80).

(16)

SOSYOLOJİK AÇIDAN DEMOKRASİ SOSYOLOJİK AÇIDAN DEMOKRASİ

NEDİR?

NEDİR?

““Günümüzde çağdaş demokratik kültüre sahip olan toplumlarda, katılımcı Günümüzde çağdaş demokratik kültüre sahip olan toplumlarda, katılımcı demokrasi anlayışı belirli aralıklarla yapılan seçimlerde, bireylerin salt oy demokrasi anlayışı belirli aralıklarla yapılan seçimlerde, bireylerin salt oy davranışı ile benimsenen karar alma süreçleriyle sınırlı değildir. Bireyler davranışı ile benimsenen karar alma süreçleriyle sınırlı değildir. Bireyler bundan daha fazlasının farkındadır. Yani toplum sivil toplum kuruluşları, bundan daha fazlasının farkındadır. Yani toplum sivil toplum kuruluşları, siyasal ve toplumsal baskı grupları (sendikalar, meslek odaları/birlikleri, siyasal ve toplumsal baskı grupları (sendikalar, meslek odaları/birlikleri, medya vb.) gibi siyasal sürece doğrudan etki edebilecek bir güçtür” (Suğur, medya vb.) gibi siyasal sürece doğrudan etki edebilecek bir güçtür” (Suğur, 2013, s.81).

2013, s.81).

2.2. Temsili demokrasi ya da liberal demokrasiTemsili demokrasi ya da liberal demokrasi: “Temsili demokrasi ise : “Temsili demokrasi ise katılımcı demokrasinin günümüz toplum koşullarında en başat olarak katılımcı demokrasinin günümüz toplum koşullarında en başat olarak nüfus fazlalığının engel olduğu doğrudan katılımı imkânsızlaştırıcı nüfus fazlalığının engel olduğu doğrudan katılımı imkânsızlaştırıcı koşullarından dolayı önemlidir” (Suğur, 2013, s.81).

koşullarından dolayı önemlidir” (Suğur, 2013, s.81).

“Zira temsili demokraside “bir topluluğu etkileyen kararların, topluluğun “Zira temsili demokraside “bir topluluğu etkileyen kararların, topluluğun üyelerinin bütünü tarafından değil ama bu amaç için onların seçtiği insanlar üyelerinin bütünü tarafından değil ama bu amaç için onların seçtiği insanlar

(17)

SOSYOLOJİK AÇIDAN DEMOKRASİ SOSYOLOJİK AÇIDAN DEMOKRASİ

NEDİR?

NEDİR?

““Demokrasinin yerleşmesi, kişi hak ve özgürlüklerinin, bireylerin örgütlenme, Demokrasinin yerleşmesi, kişi hak ve özgürlüklerinin, bireylerin örgütlenme, seçme ve seçilme haklarının güvence altına alınmasını sağlayan anayasal

seçme ve seçilme haklarının güvence altına alınmasını sağlayan anayasal hukuk devletinin varlığı ile mümkün olmuştur” (Suğur, 2013, s.81).

hukuk devletinin varlığı ile mümkün olmuştur” (Suğur, 2013, s.81).

““Siyasal sistemin taşıyıcısı ise belirli bir kişi ya da grup değil, genellikle Siyasal sistemin taşıyıcısı ise belirli bir kişi ya da grup değil, genellikle anayasal sistemin izin verdiği siyasal partiler aracılığı ile iktidarın belli bir anayasal sistemin izin verdiği siyasal partiler aracılığı ile iktidarın belli bir

süre ile belli kurallara bağlı olarak kullanım hakkının devredilmesidir” (akt.

süre ile belli kurallara bağlı olarak kullanım hakkının devredilmesidir” (akt.

Suğur, 2013, s.81).

Suğur, 2013, s.81).

“Demokrasi bugün için çoğunluk konumunda bulunanların yarın azınlık “Demokrasi bugün için çoğunluk konumunda bulunanların yarın azınlık

olabileceğini, sadece çoğunluğun çıkarlarının temsil edilmediği, aynı zamanda olabileceğini, sadece çoğunluğun çıkarlarının temsil edilmediği, aynı zamanda

azınlık haklarının da yasalarca güvence altına alındığı ve temsil edildiği bir azınlık haklarının da yasalarca güvence altına alındığı ve temsil edildiği bir

yönetim biçimidir” (akt. Suğur, 2013, s.81) yönetim biçimidir” (akt. Suğur, 2013, s.81)

(18)

KAYNAKÇA KAYNAKÇA

Aslan, A. Kadir (Mayıs 2001). Aslan, A. Kadir (Mayıs 2001). Eğitimin Toplumsal Temelleri. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Eğitimin Toplumsal Temelleri. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:5, http://sbe.balikesir.edu.tr/dergi/edergi/c4s5/makale/c4s5m2.pdf Bilimler Dergisi, Sayı:5, http://sbe.balikesir.edu.tr/dergi/edergi/c4s5/makale/c4s5m2.pdf

Boyacı, A.(Editör)(Haziran 2012).Boyacı, A.(Editör)(Haziran 2012).Eğitim Sosyolojisi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Eğitim Sosyolojisi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları

Yayınları

Suğur, N.(Editör)(Mayıs 2013). Sosyolojiye GirişSuğur, N.(Editör)(Mayıs 2013). Sosyolojiye Giriş. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları, . Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları, No:2551

No:2551

Tezcan, M.(1985). Tezcan, M.(1985). Eğitim Sosyolojisi.Ankara:Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Sosyolojisi.Ankara:Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, No:15, http://kitaplar.ankara.edu.tr/dosyalar/pdf/150.pdf

Yayınları, No:15, http://kitaplar.ankara.edu.tr/dosyalar/pdf/150.pdf

Tezcan, M(1993). Tezcan, M(1993). Eğitim Sosyolojisinde Çağdaş Kuramlar ve Türkiye. Ankara: Ankara Eğitim Sosyolojisinde Çağdaş Kuramlar ve Türkiye. Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, No:170,

Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, No:170,

https://s3.amazonaws.com/academia.edu.documents/31779327/Egitim_Sosyolojisinde_Cagda https://s3.amazonaws.com/academia.edu.documents/31779327/Egitim_Sosyolojisinde_Cagda s_Kuramlar_ve_Turkiye.pdf?

s_Kuramlar_ve_Turkiye.pdf?

AWSAccessKeyId=AKIAIWOWYYGZ2Y53UL3A&Expires=1517442725&Signature=YkT AWSAccessKeyId=AKIAIWOWYYGZ2Y53UL3A&Expires=1517442725&Signature=YkT W6rfv5l5d5xiJ1CBdF4bhOMA%3D&response-content-disposition=inline%3B%20filename W6rfv5l5d5xiJ1CBdF4bhOMA%3D&response-content-disposition=inline%3B%20filename

Referanslar

Benzer Belgeler

Yüksek derecede virülent olan izolatların toprağa inokulasyonundan 35 gün sonra farklı çeşitlerin kök ve kök boğazında oluşan hastalık şiddeti göz önüne

Büyük Patlama kozmolojisi için ilk şartları gerektiren ve evrenin üstel olarak genişleme dönemi geçirmesinden sorumlu enflasyon teorisi anlatılmıştır.. Enflasyonun

1 Doç.Dr., Ordu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ordu, Türkiye 2 Yrd.Doç.Dr., Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi, Parazitoloji Anabilim Dalı, Ordu, Türkiye

Bunun için karaakbabalar›n yaflad›¤› So¤uksu Milli Park›na gittik.. Buras›, ‹ç Anadolu bozk›r›n›n bitti¤i ve Karadeniz orman- lar›n›n bafllad›¤›

Kullan- dıkları besi yeri Campylobacter besi yeri olduğundan önce bu gruptan bir bakteri olduğunu düşünseler de daha sonra üreyen bakterinin ayrı bir gruba ait

The study investigates volatility spillover effect between Turkish and Russian spot and futures gold markets using multivariate corrected dynamic conditional

80 Naciye Bozkurt, 1981 Eflani doğumlu, Lisans mezunu, Safranbolu merkezde ikamet etmekte. 81 Seher Çevik, 1944 Karabük doğumlu, Tahsili yok, Safranbolu merkezde ikamet etmekte. 82

Şekil 4.33’de görüldüğü üzere B 160/220 bitümü ile hazırlanan karışımlarda filler olarak kullanılan uçucu kül içeriği arttıkça aynı kalıcı birim