• Sonuç bulunamadı

E Saçları Örülmemiş Yazgı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "E Saçları Örülmemiş Yazgı"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

31

E

skiden putperesttim. Herkesin her şeyi anlayabileceğini zannederdim.

Bir gergedan dikkatiyle geçtim yılların, yolların ve insanların kıyısın- dan. Aşağı bakmadan, yukarı bakmadan, boşluğa bakmadan geçtim.

Gözlerimin ve parmaklarımın ucunda yankılanmayan sesleri inkâr ederek.

Tanrılar çölü, kabilemin ölülerinden yaptılar. Sonra uçsuz bucaksız ıs- sızlığı, bir ağ gibi üzerimize bırakıp gittiler. Nesiller boyu terk edildik. Rahip- ler; doğan her bebeğin gözlerini kemikli parmaklarıyla kocaman belerterek minik çukurlarda tanrılardan bir haber aradılar, bir ses, bir iz. Elbette bebek- lerin gözlerinde dünya telaşından başka bir çırpınış bulamadılar. Zamanla kendi kendilerini teselli etmeyi öğrendi atalarım. İnsanda bir başka insanı kurtuluşa götürecek geçidin saklı olmadığına kanaat getirdiler. Ölüm tırpanı tepelerinde gidip geldiği için acele ettiler. Ölmeden önce bir geçit bulmak, tanrılara dokunmak, ruhlarını onlarla hizalamak, onlarla perdelemek istedi- ler. Bunun için çölün çok uzağından getirdikleri kayalarda bir aldanışı yon- tup durdular.

Bu çaresizliğin gölgesinde doğanlar er geç anlarlar, en zayıf yanlarının gözleri olduğunu. Nabzı gözlerinde atan bir gergedan bir akşamüzeri en zayıf yerinden vurulduğunda bunu belli belirsiz hissettiler. Uçsuz bucaksız otlaklarda, bataklıklarda bir rüzgâr esti. Yemenli avcıların uykusu bölündü, Çinli köylülerin toprak damlarından odalarına bir tutam toz düştü. Uzunca bir vurulmak oldu bu; kuru geçmişin ve nemli geleceğin toprağına aynı anda nüfuz etti. En ilkel kaideler, yepyeni tekrarladı kendini; vurulan düşecektir!

Dostlarım uçurumun dibinde parçalanmış heykeller buldular. Kımıl kı- mıl, her parçada nabzı atmaya devam eden şeyler. Eğildiler, ellerine aldıkları iniltilerden, bulanık resimlerden, havadaki kırık taş kokusundan kendilerin-

Saçları Örülmemiş Yazgı

Emin GÜRDAMUR

Türk Dili Ağustos 2017 Yıl: 67 Sayı: 788

(2)

Saçları Örülmemiş Yazgı

32 Türk Dili

ce ortak bir mana çıkarmaya yeltendiler çünkü onlar da diğerleri gibi anlam- ların gittikçe açılmasına, yayılıp serpilmesine, insan eli değdiği yerde başka- laşmasına bitimsiz bir hınçla karşılık verirler. Bu karşılığı, yeryüzünde rast- ladıkları her insanı kalın urganlarla kendi avlularındaki heykellerin önüne getirip yargılamakla yaparlar. Tutarlar sözü en korunaksız yerinden boğarlar.

Anlamı, kendi boylarına çekmek isterken zedelerler. Şimdi ellerinden gelse bu vurulmanın da heykelini dikerler. Parçalarımı üşenmeden birleştirirler ellerinden gelse ama onlara herhangi bir teselli bırakmayacak kadar iyi vu- ruldum. Vurulup un ufak olduğum an, hüzünlü ışığıyla tapınağın duvarını turuncuya boyayan alev, derin bir acıyla gözlerini yumdu. Alevle birlikte ben de gözlerimi yumdum.

Ailem, parçalarımın başında uzun yaslar tutacak biliyorum. Savaş- ta kabilesinin önünde, barışta kalbinde yürüyen adamı özlemle anacaklar.

Akşamları yıldızlı göğün altında bağdaş kurup burnundan dumanlar çıka- ran, mızrağını dizinde yontan, oğlunu dolunayda tanrılara adayan adamı özlerken biraz kendilerini, biraz onları ölümle korkutan, ölümle dizginleyen, ölümle haklayan uzun vaazlarımı özlemiş olacaklar. Ölüm korkusunun bir öğrenmeyle elde edildiğini fark edecekleri yol ayrımını çoktan geçtikleri için böyle yapacaklar. Herkesin aynı yalnızlık içinde yürüdüğünü bilmedikleri için.

Uçurumun dibinde parçalarımın hissettiği son yekpare kavrayış; ölümü, ölümsüzlüğü, ebedî yok oluşu, ebedî var oluşu umursamamak oldu. Haya- tın ve ölümün bütün çağrışımlarının pul pul döküldüğü, anlamını yitirdiği, dahası anlam denen şeylerin anlamsız bir boşluk tarafından yutulduğu o an;

ebedî sefaletin ebedî saltanattan, solucanlara yem olmanın zengin sofralara kurulmaktan daha muhteşem, daha görkemli, daha dokunulmaz, daha sahi- ci olduğunu duyumsadım. Toprağın, çekirge sürülerinin, dişleri dökülmüş ihtiyarların, iz sürücülerin, inlerdeki mayhoş hayvan kokularının, babamı öldüren savaş yarasının ve kadınların kuru göğüslerinin ölümsüzlüğünü kavradım. Korkunç bir andı. Delirmedim ama delirmenin ne olduğunu sez- dim. Hücrelerimde adice yanıp sönen yaşamak telaşının kıvrak ve kurnaz ve riyakâr ve aceleci ışıklarına tutunarak uzaktan baktım deliliğe, hakikatin tabi olduğu mutlak körlüğe sırtımı dönerek. Yüksek bir uçurumdan atlar gibi ya- pıp atlamadım. Atlamayacağımı bile bile atlayacak gibi yaptım.

Ölüm korkusuyla terbiye ettiğim bütün yüzler gözümün önünden geçtiler. Çocuklar, kadınlar, ihtiyarlar. Sunaklara yatırıp boynunu vurduğum kurbanlar, yattıkları yerden bana baktılar. Peki, biz neden öldük dediler ya

(3)

Emin GÜRDAMUR

Türk Dili 33

da bambaşka şeyler dediler de ben bomboş gözlerine anlamlar yükledim.

Korkmadım onlardan. Sevgili kurbanlar, sizlerden korkmadım! Öyle saçma sapan ölümleri hak etmediniz elbette ama yine de size acımadığımı bilme- lisiniz çünkü sizler er ya da geç korkacaktınız. İnsan; tanrıların bile önünde eğilirken biraz kendi korkularının önünde eğilmiş olur, rahiplerin dehşeten- giz vaazlarını dinlerken kendi içindeki kötülüğü besler, öyle değil mi?

Uçurumun dibinde çırılçıplak bir fânilikle gözümü avcıya diktim. Be- nimle birlikte aşağı düşen ama parçalanmayan yahut çok önceleri parçala- nıp toparlanan yahut hiç düşmeyen ve hiç parçalanmayan büyücüye diktim.

Demek beni böyle vurdun? Demek mızrağını, yüzyıllardır çöllerde ölümsüz izler bırakan âşıkların ölümlü dişleriyle bunun için sivrilttin? Garipleri garip kılan sendin demek. En baştan beri üzerimde gezinen göz senin gözündü.

Habil’i Kabil’in eliyle katleden, kralların sözünü yere düşüren, halkı kılıçtan geçiren sendin. Çocukları bunun için ağlattın. Gemileri batırdın ve ufku kana buladın kaç sefer. Tarihi, beni daha belirgin kılabilmek için sen uydur- dun. Şairleri saçlarından tutup oturttun masalara. Isırgan mısraları göğsüm- de gezdirdin. Acıklı besteleri eritip kulaklarıma akıttın, ben ezelî uykuday- ken. Demek beni böyle upuzun vurabilmek içindi bütün bunlar. Bütün bu yaşamaklar.

Yani o yıldızlar, o korkunç sessizlik, o upuzun girizgâh. Çöldeki kuru ağaca takılı kalan kuş tüyü. Acılar, acılar, acılar… Nabzı gözlerinde atan bir gergedan, bir akşamüzeri en zayıf yerinden vurulunca hayat temize çıktı. Ya- ratılış haklılaştı. Biri eğildi, bir kuyuya şarkı söyledi. Kızgın kumlarda çıplak ayaklarıyla yürüdü bir büyücü. Boş bir kuyu, boş bir kalp, boş bir gezegen durdu. Mağaralar rahat bir nefes aldı. Ben nefes aldım. Putlar birbirini teselli ederek geçti dediler. Bu saçmalık da nihayet son buldu.

Akşamın kızıl bir yılan gibi çevremi kuşattığı şu saatlerde, putperestler saçlarını başlarını yolsunlar. Otursunlar geniş gövdeleriyle yol ağızlarına, ku- durup köpürsünler. Deste deste açılan anlamları görmezden gelerek yumu- şattıkları yanılgıyı çiğneyip dursunlar. Onlara sımsıcak bir günahla verdiğim cevabı bulandırmak için kulaklarını kumlarla doldursunlar. Yeri göğü yıkıp yeniden kursunlar. Putlarına sırt çevirdikten sonra gidip mahzenlerde keli- melerden sunaklar yontacak değilim. Kabilemin oğul oğul büyüttüğü mate- me yenisini eklemeyeceğim. Ne olsa varoluş, ben vurulduktan sonra evine dönecek. Bu vurulmak, eve dönen dünyanın sırtında saçları örülmemiş bir yazgı olarak kıyamete kadar tel tel uçuşacak. Uçuşacak değil mi büyücüm?

Referanslar

Benzer Belgeler

Üstün sertlik ve tokluğu bir araya getiren Hardox ® aşınma plakası, en zorlu ortamlarda her türlü ekipman, parça ve yapının servis ömrünü uzatmak için tercih

Romanadan Birleşmiş Milletlere (2017), Erasmus, Barışın Şikâyeti (2018), İnsan Hakları Felsefesi (2019), Felsefi Bağlamda İnsan Hakları ve Barış Eğitimi

Hepsinden “daha fazla” ve “daha yakın” olarak planladığımız Nest Bornova; otobanın hemen yanında olma- sının avantajıyla, şehrin kalbinden çok kısa sürede

Rakiplere göre daha dü şük enerji ile daha yüksek lümen değerleri verebilme ile ViewSonic DLP projeksiyon cihazları DynamicEco teknolojisi sayesinde sa ğladığı 15:000

Rakiplere göre daha dü şük enerji ile daha yüksek lümen değerleri verebilme ile ViewSonic DLP projeksiyon cihazları DynamicEco teknolojisi sayesinde sa ğladığı 15:000

Korando Sports, her vücut tipine uyum sağlayan elektrikli, ısıtmalı ön koltuklar ve sınıfında tek, 29º açıya sahip arka koltuklarıyla rahat yolculuklar için

PREMIUM Yüksek standartları ile sürüş konforu ve zevkinizi en üst seviyede yaşatacak olan Premium donanım, görsel destekli arka park sensörü, Suedia - Kumaş koltuk

Terlik sistemlerine yönelik tüm ihtiyaç ve proseslere özel onlarca farklı çözüm sunan Kimpur, Ar-Ge çalışmaları ile sert ve yumuşak terlik sistemleri için yeni