• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM Fiziksel Çevrenin Değerlendirilmesi-Denizel

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BÖLÜM Fiziksel Çevrenin Değerlendirilmesi-Denizel"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BÖLÜM 7.3.4.

Fiziksel Çevrenin Değerlendirilmesi-Denizel

(2)

İÇİNDEKİLER

Sayfa No

İÇİNDEKİLER ... i

TABLOLAR ... i

ŞEKİLLER ... i

KISALTMALAR ... ii 7.3.4. Fiziksel Çevrenin Değerlendirilmesi–Denizel ... 7.3.4-1 7.3.4.1. Marmara Denizinin Genel Oşinografik Yapısı ... 7.3.4-1 7.3.4.2. Marmara Denizi - Çalışma Alanı Deniz Suyu ve Sediman Fizikokimyasal

Özellikleri ... 7.3.4-2 TABLOLAR

Sayfa No Tablo 7.3.4-1. .Deniz Suyu-Analiz Sonuçları ... 7.3.4-4 Tablo 7.3.4-2. Sediman-Analiz Sonuçları ... 7.3.4-4

ŞEKİLLER

Sayfa No Şekil 7.3.4-1. Yan Tarama Sonar Görüntüsü Örneği ... 7.3.4-6 Şekil 7.3.4-2. Yandan taramalı sonar hatlarının genel mozaik görüntüsü ... 7.3.4-7 Şekil 7.3.4-3. Deniz suyu sıcaklığı, tuzluluk ve yoğunluk profillerine göre derinlik (27.05.2012) ... 7.3.4-9

(3)

TANAP DOĞALGAZ İLETİM A.Ş TRANS ANADOLU DOĞALGAZ BORU HATTI (TANAP) PROJESİ ÇED RAPORU

KISALTMALAR

ADCP Acoustic Doppler Current Profiler

CPU Üreyen Koloni Birimi

ÇO Çözünmüş Oksijen

PCB Poliklorbifenil

POM Partikül Organik Madde

RDCP Recording Doppler Current Profiler

TANAP Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi

TBS Türkiye Boğazlar Sistemi

(4)

7.3.4. Fiziksel Çevrenin Değerlendirilmesi–Denizel 7.3.4.1. Marmara Denizinin Genel Oşinografik Yapısı

Marmara Denizi, Körfezleri ve Boğazlar Sistemi (Çanakkale Boğazı ve İstanbul Boğazı) ile birlikte, iki tabakalı bir yapıya sahiptir. Bu iki tabakalı yapı esas olarak tuz tabakalaşmasından kaynaklanmaktadır. Yaz döneminde sıcaklık aynı zamanda yüzeye yakın su katmanlarını da ısıtarak tabakalaşmaya etki eder. Nispeten daha sığ olan ve nehir akışlarından etkilenen körfezlerde, meteorolojik şartlarla ilgili olarak dikey karışmaların sonucunda tabakalı yapının keskinliği değişiklik gösterir. Deniz suyu (Karadeniz’den) ve tatlı su (nehirlerden) girdilerindeki değişimler müsilaj oluşumunda, yayılması ve birikiminde önemli rol oynamaktadır.

Marmara Denizinin oşinografik özellikleri ve çevresel koşulları 1986 – 1996 yılları arasında gerçekleştirilen “Ulusal Deniz Araştırmaları Programı” kapsamında değerlendirilmiştir. Değerlendirmeler Marmara Denizi'nin ara ve alt tabaka sularında oksijen eksikliği bulunduğunu ve yüzey sularından önemli miktarda organik maddenin çökelme yolu ile bu iki tabakada birikerek oksijen azlığına sebep olduğunu göstermektedir. Yukarıda sözü edilen çalışma ve başka kuruluşlarca yapılan çalışmalar Karadeniz’den Marmara Denizine taşınan besin öğelerinin ve organik maddelerin yıl içinde bir aydan diğerine önemli ölçüde değişiklik gösterdiğini göstermektedir. Hatta daha da kısa dönemli değişimler de gözlenmektedir. Bu çalışmalarda İstanbul metropol bölgesinden Doğu Marmara Havzasına giren doğal ve karasal antropolojik girdilerin etkisi de ele alınmıştır.

Marmara Denizi insan faaliyetleri sonucu ekosistem baskısına ve/veya tahribata maruz kalan bir iç denizdir. Bu faaliyetler, denizde ya da kıyılarda evsel ve endüstriyel katı ve sıvı atıkların deşarjı ve insan faaliyetleri (endüstriyel üretim ve emisyonlar, gemi trafiği, karada yapılan kazılar, deniz tabanının taranması vb.) gibi karasal girdileri kapsamaktadır.

Marmara Denizinde geçmişte yapılan tuz ve madde bütçe çalışmalarında, Karadeniz’den Marmara Denizine taşınan en önemli girdilerin azot, fosfor ve organik maddeler olduğu sonucuna varılmıştır. İstanbul metropol alanından ve Marmara Denizi havzası çevresindeki diğer noktalardan ve çeşitli kaynaklardan gelen, yetersiz arıtma girdisinin ikincil önem taşıdığı değerlendirmesi yapılmıştır.

Marmara Denizi üzerindeki bir başka önemli baskı öğesi kıyı bölgelerden evsel atık su deşarjıdır. Evsel atık suyun bertarafı genel olarak birinci seviye (fiziksel) arıtım sonrası Marmara Denizi havzası yoluyla derin deniz deşarjı şeklinde gerçekleştirilmektedir. Yukarıda söz edilen etkilerin Marmara Denizi havzasında birleşmesi denizde ve körfezlerde ötrofikasyona neden olmakta ve fitoplanktonların yıllık/mevsimsel üreme dönemlerini etkilemektedir.

Marmara Denizinin iki tabakalı deniz ekosistemi, Karadeniz ile Ege Denizi arasındaki su değişiminin bir sonucudur. Karadeniz sularının beslediği ve fotosentezin süregeldiği Marmara'nın az tuzlu üst tabakasının (15-20 m), biyokimyasal özellikleri oldukça değişkendir.

Yüksek tuzluluğa sahip olan ve yüzey suyunun yaklaşık 25-30 m aşağısında başlayan alt tabakanın kimyasal özelliklerinde gözlenen bölgesel ve mevsimsel değişiklikler çok daha düşüktür.

Marmara Denizi'nin yüzey suyundaki çözünmüş oksijen değerinin suların daha soğuk olduğu dönemlerde en yüksek çözünmüş oksijen seviyesine (12-13 mg/l) ulaştığı ve su sıcaklığının en yüksek seviyede olduğu Eylül-Ekim sırasında 7 mg/l'nin altına düştüğü belirtilmektedir. Marmara Denizi'nin alt tabakasında çözünmüş oksijen değerleri genellikle 1,3-2,6 mg/l arasında değişmektedir.

(5)

TANAP DOĞALGAZ İLETİM A.Ş. TRANS ANADOLU DOĞAL GAZ BORU HATTI (TANAP) PROJESİ ÇED RAPORU

Derin denizdeki düşük oksijenli ekosistemin sürdürülebilirliğinden esas olarak düşük tuzluluk oranına sahip yüzey suyu ile yüksek tuzluluk oranına sahip dip suyunu ayıran keskin ara geçiş tabakası (haloklin, 10-15 m) sorumludur. Düşük tuzluluğa sahip yüzey suyunu yüksek tuzluluğa sahip alt tabakadan ayıran çok keskin ara geçiş tabakası (haloklin, 10-15 m), alt sulardaki düşük oksijenli ekosistemin sürekliliğinin korunmasında birinci derece sorumludur. Marmara yüzey sularında kirliliğin son 30 yılda belirgin şekilde artması sonucu, denizdeki POM üretimi artmış ise de, alt suların çözünmüş oksijen değeri, 70’li yıllardaki ölçümlere kıyasla çok fazla düşmemiştir. Ayrıca, ara tabakada ÇO konsantrasyonlarındaki azalmanın tuzluluk artışıyla ters orantılı olduğu görülmektedir. Aynı zamanda, Kuzey Ege Denizi’nden gelen oksijence zengin tuzlu suyun İstanbul Boğazı’na ulaşıncaya kadar, sahip olduğu oksijeninin hemen hemen %80’nini Marmara Denizinin derin havzasında tükettiği görülmektedir.

Marmara Denizi’nde besin elementlerinin (nitrat, fosfat, silikat) dağılımı, iki tabakalı deniz ekosistemlerinin tipik özelliklerini ve derinlik değişimlerinin yansıtmaktadır.

Karadeniz’den gelen suyun nitrat ve fosfat konsantrasyonlarının Marmara’da azaldığı, öte yandan Ege Denizinden gelen tuzlu suyu nitrat ve fosfat konsantrasyonlarının ise en az 10 misli arttığı belirlenmiştir.

Marmara Denizi’nin ışık alan üst tabakası Karadeniz’den, karasal kaynaklardan ve alt su tabakasından gelen besin ve tuz akışıyla sürekli beslenmektedir. Bununla birlikte, bu maddelerin büyük bir kısmı fotosentez yolu ile kullanıldığı için, Marmara yüzey suyunun nitrat ve fosfat konsantrasyonları yıl boyunca genel olarak düşük seviyededir. Marmara alt tabakasındaki tuzlu suyu yüzeydeki Karadeniz suyundan ayıran keskin ara geçiş tabakasında (haloklin) besin tuzlarının (nitrat, fosfat, silikat) konsantrasyonları artış gösterir.

Haloklin altındaki tuzlu sulara ulaşıldığında besin tuzları en yüksek seviyede konsantrasyon değerlerine sahiptir Minimum seviyede oksijenin olduğu derinliklerdeki nitrat ve fosfat konsantrasyonları maksimum değerlere ulaşır ve yüzeyden 500 m aşağıdaki sularda tabana doğru az da olsa azalan bir değişim gösterir

Yatay ölçekte Marmara’nın alt tabaka sularındaki inorganik besin tuzlarının konsantrasyonu Çanakkale Boğazından İstanbul Boğazına doğru giderken artış göstermektedir.

7.3.4.2. Marmara Denizi - Çalışma Alanı Deniz Suyu ve Sediman Fizikokimyasal Özellikleri

2011 ve 2012 yıllarında, TÜBİTAK MAM tarafından Marmara Denizi’nde bir izleme çalışması yapılmıştır. Bu çalışma Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Deniz ve Kıyı Yönetimi Daire Başkanlığı tarafından desteklenmiştir. Çalışmaya ait “Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme - Marmara Denizi Kirlilik İzleme Çalışması” başlıklı rapor, TANAP Projesi Marmara Denizi çalışma koridoru masa başı çalışmalarında değerlendirilmiştir.

“Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme - Marmara Denizi Kirlilik İzleme Çalışması”

kapsamında alan incelemeleri Marmara Denizi’nde yaz ve sonbahar mevsimlerinde yürütülmüştür. Çalışmanın birinci döneminde, 64 istasyonda deniz suyu numunesi alınmıştır.

İkinci dönemde, 66 istasyonda deniz suyu, 67 istasyonda ise sediman numunesi alınmıştır.

Deniz ve kıyı istasyonlarında alınan numunelerde incelenen parametreler üç grupta sınıflandırılmıştır: fiziko-kimyasal, ekolojik ve kimyasal (kirletici). Fiziko-kimyasal parametreler olarak sıcaklık, iletkenlik (tuzluluk), ışık geçirimi (secchi diski), çözünmüş oksijen ve oksijen doygunluğu, toplam fosfat, çözünmüş inorganik fosfat, toplam inorganik nitrat (nitrat + nitrit azotu ve amonyum azotu toplamı), silikat ve klorofil-a belirlenmiştir. Ekolojik durumu

(6)

belirleyen parametreler biyolojik parametrelerdir: fitoplankton, zooplankton, makro flora, bentik ve demersal balık biyolojik çeşitliliği.

TANAP Projesi kapsamında, Marmara Denizi kesişimindeki denizel fiziksel mevcut durum çalışmaları kapsamında 23 noktadan sediman örneklenmesi planlanmıştır. Bu noktaların 4 tanesinde 3 farklı derinlikte deniz suyu örneklemesi yapılmıştır.

Örnekler Marmara Denizinin kıyı ve deniz bölgelerini temsil eden yüzey sedimanlarından toplanmıştır. Deniz suyunun fiziko-kimyasal parametrelerinin ve sedimandaki kirlilik parametrelerinin analiz sonuçları deniz suyu ve sediman kalitesi mevcut durum raporunda (Bkz. Ek 2.4) değerlendirilmiştir.

Numune alma noktaları, yöntemleri, sonuçları ve değerlendirme konusunda ayrıntılı bilgi Deniz Suyu ve Sediman Kalitesi Mevcut Durum Raporunda (Bkz Ek-2.4) verilmiştir.

Numune alma kampanyası 29 - 31 Mayıs 2013 tarihleri arasında Çınar Çevre Ölçüm ve Analiz Laboratuvarı A.Ş. tarafından gerçekleştirilmiştir.

Analizler, Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği’nde tanımlanmış olan parametreler için yapılmış, elde edilen sonuçlar, bu Yönetmeliğin Ek 5, Tablo 5’inde (Kıta İçi Yüzeysel Su Kaynaklarının Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri) verilen sınır değerlerle karşılaştırılmıştır. Analizi yapılan parametrelerin listesi aşağıda verilmektedir.

 Sıcaklık (°C)

 pH

 İletkenlik (µS/cm)

 Tuzluluk (mgCaCO3/L)

 Çözünmüş Oksijen (mg/L)

 Oksijen Doygunluğu (%)

 Toplam Fosfor (mg/L)

 DIN (çözünmüş inorganik azot) (mg/L)

 Nitrat Azotu (mg/L)

 Nitrit Azotu (mg/L)

 Amonyum Azotu (mg/L)

 DIP (çözünmüş inorganik fosfor) (mg/L)

 Silika (mg/L)

 Klorofil-a (mg/L)

 Redoks Potansiyeli (mV)

Sediman kalitesi parametreleri sınır değerleri üzerine ulusal ya da uluslararası mevzuat bulunmamaktadır. Sediman numuneleri aşağıdaki parametrelerin tespiti için analiz edilmiştir.

Poliklorbifenil (PCB) (mg/Kg), Aromatik polisiklik hidrokarbonlar (mg/Kg), Τoplam petrol hidrokarbonları (mg/Kg), Οrgano-klorlu pestisitler (mg/Kg), Toplam organik maddeler (mg/Kg), Toplam koliform (CPU/gr), Τoplam azot (mg/Kg), Τoplam fosfor (mg/Kg), Kadmiyum (mg/Kg), Alüminyum (mg/Kg), Krom (mg/Kg), Bakır (mg/Kg), Nikel (mg/Kg), Kurşun (mg/Kg), Arsenik (mg/Kg), Çinko (mg/Kg), Cıva (mg/Kg).

Analiz sonuçları aşağıda Tablo 7.3.4-1 ve Tablo 7.3.4-2 ile verilmiştir.

(7)

TANAP DOĞALGAZ İLETİM A.Ş. TRANS ANADOLU DOĞAL GAZ BORU HATTI (TANAP) PROJESİ ÇED RAPORU

Tablo 7.3.4-1. .Deniz Suyu-Analiz Sonuçları

Parametre Sıcaklık (°C ) pH İletkenlik (µS/cm)

Tuzluluk (mgCaCO3/L)

Çözünmüş oksijen (mg/L)

Oksijen doygunluğu

(%)

Toplam fosfor (mg/L)

DIN (çözünmüş inorganik azot) (mg/L)

Nitrat azotu (mg/L)

Nitrit azotu (mg/L)

Amonyum azotu (mg/L)

DIP (çözünmüş inorganik fosfor)

(mg/L)

Silika (mg/L)

Klorofil-a (mg/L)

Redoks potansiyeli

(mV)

Sınıf

TNP 743 (Yüzey) 19.90 8.46 42,274 27.10 9.20 106.70 0.47 <0.1 <0.1 <0.002 <0.1 <0.05 <0.5 <0.001 255.50 IV

TNP 743 (Orta) 19.80 8.41 42,258 27.00 9.07 103.40 0.11 <0.1 <0.1 <0.002 <0.1 <0.05 <0.5 <0.001 268.00 IV

TNP 743 (Dip) 19.90 8.50 42,200 27.10 9.10 100.70 0.09 <0.1 <0.1 <0.002 <0.1 <0.05 <0.5 <0.001 262.50 IV

TNP 748 (Yüzey) 19.20 8.49 40,950 26.10 9.20 103.10 0.09 <0.1 <0.1 <0.002 <0.1 <0.05 <0.5 <0.001 225.80 IV

TNP 748 (Orta) 19.10 8.50 41,457 26.30 9.18 102.10 0.05 <0.1 <0.1 <0.002 <0.1 <0.05 <0.5 <0.001 230.10 IV

TNP 748 (Dip) 19.00 8.47 41,500 26.40 9.30 102.30 0.03 <0.1 <0.1 <0.002 <0.1 <0.05 <0.5 <0.001 244.70 IV

TNP 753 (Yüzey) 20.40 8.34 40,500 26.10 9.20 102.90 0.05 0.22 0.22 <0.002 <0.1 0.14 <0.5 <0.001 242.00 IV

TNP 753 (Orta) 20.50 8.47 40,750 26.10 9.17 100.10 <0.01 <0.1 <0.1 <0.002 <0.1 <0.05 <0.5 <0.001 239.60 IV

TNP 753 (Dip) 20.50 8.31 45,741 26.20 9.08 100.10 <0.01 0.13 0.13 <0.002 <0.1 <0.05 <0.5 <0.001 248.00 IV

TNP 758 (Yüzey) 20.70 8.45 45,760 26.40 9.18 104.60 <0.01 <0.1 <0.1 <0.002 <0.1 0.10 <0.5 <0.001 251.00 IV

TNP 758 (Orta) 20.50 8.47 45,782 26.30 9.11 102.10 <0.01 <0.1 <0.1 <0.002 <0.1 <0.05 <0.5 <0.001 254.00 IV

TNP 758 (Dip) 20.50 8.46 45,747 26.20 9.07 101.20 0.16 0.14 0.14 <0.002 <0.1 <0.05 <0.5 <0.001 247.00 IV

Sınıf I Sınıf II Sınıf III Sınıf IV Bu parametre için sınıflandırma bulunmamaktadır

Sınıflandırma Ek 2.4, Deniz Suyu ve Sediman Kalitesi Mevcut Durum Raporunda verilmiş olan Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği, Ek 5, Tablo 5’e (Kıta İçi Yüzeysel Su Kaynakları Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri) uygun olarak yapılmıştır.

Tablo 7.3.4-2. Sediman-Analiz Sonuçları

Parametre PCB’ler (mg/kg)

PAH (mg/kg

)

Toplam Hidrokarbonlar

(mg/kg)

Organo KlorluPestisitl

er (mg/kg)

Toplam Organik Maddeler

(mg/kg)

Toplam Koliform

(CPU/ gr) Toplam Azot (mg/kg) Çinko (mg/kg)

Arsenik (mg/kg)

Nikel (mg/kg)

Krom (mg/kg)

Kadmiyum (mg/kg)

Alüminyum (mg/kg)

Bakır (mg/kg)

Kurşun (mg/kg)

Toplam Fosfor (mg/kg)

Cıva (mg/kg)

TNP739 <0.02 0.0041 330 <0.02 1684 3000 52.4 16.3 2.48 10.2 18.2 <0.05 3149 2.8 3.44 64.6 0.76

TNP740 <0.02 0.037 <100 <0.02 12 2100 35.3 57 5.82 22.2 28.2 0.1 7216 10.5 19.6 147.4 0.797

TNP741 <0.02 0.02 127 <0.02 10894 2400 63 57.5 6.04 22.1 30.7 0.1 7954 9.5 22.3 125.7 0.31

TNP742 <0.02 0.006 289 <0.02 8027 2900 27.4 54.4 5.55 19.8 30 0.09 7886 8.65 19.4 106.2 0.606

TNP743 <0.02 0.008 129 <0.02 3569 2500 10.4 26.7 3.87 27.4 14.6 0.07 4683 5.59 7.28 71.1 1.64

TNP744 <0.02 0.003 126 <0.02 21898 2000 109.8 52.3 7.31 21.75 28.7 0.096 9996 7.13 31.4 80.2 0.498

TNP745 <0.02 0.004 251 <0.02 24208 2600 130.2 60.2 7.49 2.32 27.6 0.108 9482 7.66 36.6 89.3 0.484

TNP746 <0.02 0.032 593 <0.02 23278 2100 127.4 60.96 8.1 22.6 28.4 0.098 9647 7.05 37.3 89.8 1.85

TNP747 <0.02 0.051 476 <0.02 24654 2800 562.8 60.8 8.04 22.1 27.25 0.102 9171 7.29 38.4 92.8 0.473

TNP748 <0.02 0.022 286 <0.02 22645 2500 43.4 61.15 7.08 21.6 27 0.099 8972 7.05 38.7 86.4 0.369

TNP749 <0.02 0.006 192 <0.02 5265 2300 <1.0 6.87 6.67 16.5 15.4 <0.05 1995 0.82 1.64 77.9 0.31

TNP750 <0.02 0.009 160 <0.02 1679 3000 2403 11.8 2.83 14.5 1199 0.09 3258 0.97 33.4 192.2 0.32

TNP751 <0.02 0.012 332 <0.02 8989 3000 39.8 14.93 3.23 19.64 39.74 <0.05 4677 2.49 4.58 154.1 1.15

TNP752 <0.02 0.02 194 <0.02 4701 2800 26.9 23.7 3.11 19.9 37.3 <0.05 4884 6.62 2.37 150.8 0.24

TNP753 <0.02 0.01 305 <0.02 146 3000 26.3 34.4 4.08 21.2 43.8 <0.05 4905 2.62 7.75 156.4 0.28

TNP754 <0.02 0.04 256 <0.02 11722 2600 11.8 26.3 4.36 20.9 26.9 0.07 6.59 4.56 12.5 139.1 0.37

TNP755 <0.02 0.03 332 <0.02 18341 1800 43.4 51.4 5.63 26.5 34.7 0.11 9155 5.58 22.3 100.2 0.42

TNP756 <0.02 0.02 227 <0.02 13107 2700 30.5 32.3 3.74 22.6 29.4 0.06 7493 4.79 14.96 97.8 1.94

TNP757 <0.02 0.03 617 <0.02 18608 2200 79 30.4 3.26 20.7 29.35 0.05 7893 4.53 14 85.8 0.28

TNP758 <0.02 0.02 423 <0.02 12864 2600 25.8 30.45 4.36 18.26 23.6 0.065 7265 4.68 18.26 125.2 0.39

TNP759 <0.02 0.026 109 <0.02 22573 3000 54.3 53.9 5.57 21.98 29.1 0.099 10074 5.94 30.3 79.1 0.25

TNP760 <0.02 0.028 600 <0.02 24186 2300 179.5 53.1 5.34 23.3 29.4 0.096 9932 6.24 31.7 81.6 0.44

TNP761* <0.02 0.016 125 <0.02 12822 2800 93.5 39 3.89 20.7 29.1 0.09 8480 5.8 20 88.45 0.39

* TNP761, güzergâh değişiklikleri nedeniyle şu andaki çalışma koridoru dışındadır.

(8)

Ayrıca Çevre Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü görüşlerine (Bkz. Ek-4.7) uygun olarak; Boru Hattı inşaat aşamasından önce aşağıda tarif edilen 18 noktadan deniz suyu ve sediman numunesi alınacaktır. Alınan sediman numunelerinde tane boyu analizi, litolojik bilgiler edinilecek ve alt tabakadan alınan deniz suyu numuneleri SKKY Tablo 4 parametreleri için analiz edilecektir. Numune istasyonları yerleri tespit edilirken dikkat edilecek minimum hususlar aşağıda verilmektedir:

 Her iki yakada olmak üzere (Avrupa ve Asya) kıyıya paralel, karadan denize doğru 0,5 deniz mili, 1 deniz mili ve 3 deniz mili açıktaki hatların boru hattı güzergâhı ile kesiştiği noktalardan birer adet (toplam 6 nokta),

 Yukarıda tarif edilen her noktadan, hâkim akıntı yönüne doğru 0,5 deniz mili uzağında bir ve hâkim akıntı yönünün tersi yönüne doğru 0,5 deniz mili mesafede bir olmak üzere (toplam 12 nokta),

 Bütün numune istasyonları kodlanacak ve koordinatları kaydedilecektir;

 Yapılan faaliyetlerin etkilerini tespit etmek için Bakanlık tarafından belirtilecek izleme frekansları ve izleme istasyonlarında inşaat esnasında ve inşaat bittikten sonra izleme yapılacaktır.

Proje kapsamında deniz dibi taraması yapılmayacaktır.

Ancak, detay çalışmalardan sonra dip taraması gerekmesi durumunda, inşaat işleri başlamadan önce, dip taraması temsili numuneleri alınacak ve Yeterlilik/Ön-Yeterlilik Belgesine sahip laboratuvarlar tarafından

 05.07.2008 tarih ve 26927 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelik Ek-3B’de yer alan kriterlere göre analizler gerçekleştirilecektir.

 Dip tarama temsili numunelerinin Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelik Ek-3B analizine göre tehlikeli çıkması durumunda Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği hükümlerince geri kazanım/bertarafı yapılacaktır.

 Dip tarama temsili numunelerinin Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelik Ek-3B analiz sonucunun tehlikesiz çıkması durumunda uygulanacak işlemler için Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelik ve 17.06.2011 tarih ve 27967 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Tehlikesiz Atıkların Geri Kazanımı Tebliği hükümleri uygulanacaktır.

 Bertaraf Yöntemi olarak düzenli depolama planlanması halinde 26.03.2010 tarih ve 27533 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmeliğin Ek-2’sinde yer alan kriterler doğrultusunda analiz yapılarak sonuca göre bertaraf edilecektir.

7.3.4.2.1. Dip Morfolojisi

2012 Mayıs ayında, Sebat Proje Mühendislik Müşavirlik Ticaret Ltd. Şti. tarafından TANAP Marmara Denizi Kesişim Güzergâhı Çalışması kapsamında yüksek yüksek ayrımlı sığ sismik ve yandan taramalı sonar çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmanın ayrıntıları, sonuçları ve değerlendirmeleri Hidrografik, Oşinografik, Jeolojik ve Jeofizik Etüt Raporunda verilmiştir (Bkz. Ek – 2.4). Bu rapor aynı zamanda Deniz Kuvvetleri, Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı tarafından Nisan 2013’te onaylanmış olup, ilgili resmi yazı Ek-4.3’te verilmektedir. Bu çalışmanın amacı, çalışma sahasının deniz tabanındaki ve onun altındaki güncel tabakaların ve temel kayanın konumlarının belirlenmesi, mevcut sismik birimler arasındaki süreksizliklerin saptanması, sismik birimlerin sinyal analizlerini inceleyerek bu birimlerin muhtemel litolojik yapılarının ve

(9)

TANAP DOĞALGAZ İLETİM A.Ş. TRANS ANADOLU DOĞAL GAZ BORU HATTI (TANAP) PROJESİ ÇED RAPORU

sahada mevcut aktif fayların olup olmadığını saptanmasıdır Çanakkale Boğazında proje alanı için 50 tane yüksek ayırımlı sığ sismik veri noktası, 48 tane yandan taramalı sonar hattı çekilmiştir.

Çalışma alanında bölgenin jeolojik ve jeofiziksel özelliklerini belirlemek için, 50 hat çizilmiştir. Kesitlerde yapısal bulgu olarak, mevcut boru hattına, morfolojik yükseltilere, paleokanal yapılarına, erozyonel yüzeylere, olası bir faya, onlap yapılarına ve moloz akmalarına rastlanmıştır.

Sonar görüntüleri işleme tabi tutulmuş ve yapısal bulguların belirlendiği noktalar vurgulanarak yorumlanmıştır. Sonar kayıtlarında gözlenen bazı yapısal bulgular aşağıdaki bölümde verilmektedir. Proje sahasında dikkat çeken en önemli unsur, mozaik haritasında da belirgin bir şekilde gözlenen Türkiye Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı görüntüsüdür.

Türkiye Yunanistan Doğalgaz Boru Hattının izleri Hat-38 ve Hat-39 da gözlenmektedir.

Beklendiği üzere, Avrupa Yakasının demirleme alanlarındaki yoğun çapa izlerinin yanı sıra, Avrupa Yakasındaki sahanın ortalarında multi-beam görüntüsü ve sismik kesitlerde morfolojik yükseltiler açıkça görülmektedir (Bkz Şekil 7.3.4-1). Bunlara ek olarak, yerel yükseltiler ve küçük kaya parçacıklarına, seperasyon (ayırım) sınırı içinde kalan alanda bir fiber optik kablo izine, Avrupa Yakasının kıyı sahasında yer yer deniz çayırlığına1 ve birkaç noktada cisim görüntüsüne rastlanmıştır. Tüm bulgular dikkate alındığında, proje alanı içerisinde çalışma koşullarını zorlaştıracak bir “doğal” oluşuma ya da gaz çıkışına rastlanmamıştır.

Şekil 7.3.4-1. Yan Tarama Sonar Görüntüsü Örneği

Yandan taramalı sonar hatlarının genel mozaik görüntüsü aşağıda Şekil 7.3.4-2 ile verilmiştir. Proje alanının sonar kayıtlarından elde edilen mozaik haritanın dijital versiyonu, sonar kayıtlarının genel hat görüntüleri, hedefler (targetlar), hatlara ait zaman koordinat listeleri, Sonar Wiz ve Hypack proje dosyaları, Hidrografik, Oşinografik, Jeolojik ve Jeofizik Etüt Raporu, Ek 4, Sayısal Veriler CD’sinde verilmiştir.

(10)

Şekil 7.3.4-2. Yandan taramalı sonar hatlarının genel mozaik görüntüsü

Boğaz kıyılarının yapısı üzerine etki gösteren en önemli faktör sismik kayıtlarda da görülen, kuzeydoğu – güneybatı doğrultulu, fay sistemidir. Boğazın kıyı morfolojisini etkileyen diğer önemli faktörler boğazdaki akıntılardır. Akıntıların güçlü ve kıyıya yakın olduğu alanlarda, nehirler tarafından denize taşınan malzeme çökelme fırsatı bulamadan denize doğru, kıyıdan uzağa hareket etmekte, akıntının zayıfladığı kıyıdan uzak bölgelerde çökelmektedir.

7.3.4.2.3. Depremsellik

Yukarıda söz edildiği gibi, Marmara Denizi Kesişim Güzergâhı Çalışması 2012 Mayıs ayında SEBAT tarafından yürütülmüş, çalışmanın ayrıntıları, sonuçları ve değerlendirmeleri Hidrografik, Oşinografik, Jeolojik ve Jeofizik Etüt Raporunda (Bkz. Ek – 2.4) verilmiştir. Proje alanı için, toplam 50 tane yüksek çözünürlüklü sığ sismik veri noktası 48 tane yandan taramalı sonar verisi toplanmıştır. Olumsuz deniz ve rüzgâr koşulları sismik kayıtların kalitesini etkilediği için, ölçümler mümkün olduğunca sakin hava koşullarında yapılmıştır.

Bölgenin jeolojik ve jeofiziksel özelliklerini belirlemek için, toplam 50 adet olmak üzere 14 adet boru hattı güzergâhına paralel, 7 adet kontrol hattı, 12 tane Avrupa Yakası sığ sismik hattı, 11 adet Anadolu Yakası sığ sismik hattı ve Avrupa Yakası boru hattı güzergâhına paralel 6 adet ek sığ sismik hat çekilmiştir. Proje sahasında gerçekleştirilen ölçümler yorumlanmış ve önemli noktalar aşağıda belirtilmektedir.

Proje sahası içinde alınan sismik kayıtlarda yansıma özellikleri incelenirken, dört

TRANS ANADOLU DOĞALGAZ BORU HATTI PROJESİ ÇANAKKALE (MARMARA DENİZİ) GEÇİŞ GÜZERGAHI ARAŞTIRMASI

MOZAİK HARİTASI

(11)

TANAP DOĞALGAZ İLETİM A.Ş. TRANS ANADOLU DOĞAL GAZ BORU HATTI (TANAP) PROJESİ ÇED RAPORU

karakteristik yansıma, açıkça fark edilebilen temel kaya olmuştur. Öte yandan, “Birim A”

verdiği zayıf yansıma ile ayırt edilebilmiştir. Bu birimin genç çökelleri temsil ettiği söylenebilir. “Birim B” kendi içinde iki farklı yansıma özelliği sergileyen alt birim B1 ve alt birim B2 olarak iki alt birime ayrılmıştır: Birim B1 yerel olarak gözlenebilen zayıf düzenli istiflenmeleri temsil eden yansımalar oluştururken birim B2 daha güçlü ve yerel ondülasyonlu yansımalar göstermektedir. Birim C ise izlerini Avrupa tarafından Anadolu tarafına gidildikçe göstermiştir. Birim C kendi içinde yer yer verdiği güçlü ve yer yer saçıntılı yansıması ile ayırt edilmektedir. Birimlere ait izler proje sahasının ortalarında olası bir fay tarafından kesilmektedir. Fayın aktif olup olmadığı deniz tabanında ve tabanın hemen altında yer değiştirme gösterip göstermediğini ve atımın üzerinde tortul örtünün bulunup bulunmadığına bakılıp anlaşılabilir. Elde edilen verilerden olası fay hattının proje alanı boyunca uzantısının deniz tabanına ulaşmadığı ve üzerinin bir tortul tabakayla kaplı olduğu görülmektedir. Buna bağlı olarak, fayın aktif olmadığı sonucuna varılmıştır.

Bölgenin tortullaşma oranı tahmin edildiğinde, sismik veriler temelinde bu fay hattının en son ne zaman aktif olduğu hesaplanabilir.

Etüt sahasında gözlenen potansiyel bir fay cinsinin belirlenmesi için, sismik kesitlerdeki yansıma yüzeylerinin süreklilikleri incelenmiştir. Anadolu’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Anadolu’ya çalışma geçişlerinde fay olduğu düşünülen yerlerde birimlerde ani kesilmeler gözlenmiştir. Anadolu Yakasında gözlenen Birim C içindeki potansiyel fayın izlerinin Avrupa Yakasında gözlenmemesi ve temel kayanın çatısını (üst yüzeyini) temsil eden yansıma yüzeyinin potansiyel fayın lokasyonuna eriştiğinde aniden yükselmesi, bu noktada bir fayın var olduğu çıkarımının yapılmasına sebep olmuştur. Devam eden C biriminin olası faydan sonra kesitin devamında gözlemlenememesi, aynı şekilde Avrupa’dan Anadolu’ya geçişte ise B2 birimine Anadolu tarafında hiç rastlanılmaması burada olası fayın doğrultu atımlı fay olabileceğini düşündürmüştür. Kesitlerdeki adlandırma bu tahmin üzerine yapılmıştır.

Paralel hatlar üzerinde potansiyel faya rastlanmamıştır. Proje sahasında tüm sismik haritaların işlenmemiş ve yorumlanmış kesitleri Hidrografik, Oşinografik, Jeolojik ve Jeofizik Etüt Raporu, Ek 4, Sayısal Veriler CD’sinde verilmiştir (bkz. Ek – 2.4) .

7.3.4.2.4. Fiziksel Oşinografi

Marmara Denizi’nin su kütlesi dağılımı ve dolaşımı, Türkiye Boğazlar Sistemi (TBS) yoluyla Marmara havzasına giren Karadeniz ve Akdeniz suyunun oluşturduğu iki tabakalı sistem tarafından belirlenmektedir. Boğazlar Sistemi farklı hidrografik özellikleri sahiptir.

İstanbul Boğazı üst tabaka akıntısıyla Marmara'ya giren düşük tuzluluk değerlerine sahip Karadeniz kaynaklı sular yaklaşık 25 m kalınlığındaki üst tabakayı oluştururken, Çanakkale Boğazı alt tabaka akıntısıyla giren Akdeniz kaynaklı yüksek tuzlu sular yüksek hacimli alt tabaka kütlesini oluşmaktadır.

Marmara Denizi'nde su sıcaklığı derinlik boyunca incelendiğinde, yaklaşık 50m derinlikte bulunan maksimum sıcaklık değeri mevsimlerden bağımsız bir özellik olarak gözlemlenmektedir. Derinlik ayrıca atmosfer ve deniz arasındaki ısı etkileşimini ve üst karışım tabakasının kalınlığını belirlemektedir. 50 m üstü tabakanın sıcaklığı mevsimsel olarak belirlenirken 50 m'nin altında daha derin noktalarda sıcaklık monoton bir biçimde azalmaktadır. Derinlik boyunca tuzluluk dağılımı incelendiğinde, sıcaklık dağılımında gözlemlenemeyen ikincil bir ara tabakalaşma görülmektedir.

Marmara Denizi'nin akıntı rejimi ve dolaşım dinamikleri, yukarıda anlatılan üst ve alt tabakaların değişim akıntıları tarafından belirlenmektedir. Yüzey suların dolaşımı, İstanbul Boğazı'nın üst tabakasından Marmara Denizi'ne giren yüksek hızlı akıntının yarattığı Kuzey ve Orta Marmara'da oluşturduğu döngü akıntılarının yanı sıra akıntılarıyla ve ayrıca

(12)

Kuzey Marmara kıyı şeridini izleyerek Çanakkale Boğazı'na ulaşan monoton akıntı rejimiyle tanımlanabilir. Çanakkale Boğazı'ndan giren suların dinamiklerini belirlediği alt tabaka akıntı rejimi, Marmara Denizi Güneybatı-Kuzeydoğu ekseni boyunca yer alan kanyonu izleyerek Kuzeydoğu Marmara'ya ulaşan orta derinlikteki akıntı ile yaklaşık olarak Güney Marmara kıyı şeridini izleyen derin akıntıdan oluşmaktadır. .2

SEBAT tarafından gerçekleştirilen Marmara Denizi Kesişim Güzergâhı Çalışması kapsamında, daha sonra boru hattı kesişim sahasında olacak deniz suyunun akıntı ve derinliğine göre sıcaklık, tuzluluk ve yoğunluk gibi fiziksel özellikleri üzerine veri elde etmek amacıyla, ADCP ve RDCP Akıntı ölçümleri 2012 Mayıs ayında ve CTD ölçümleri 2012 Mayıs ve Eylül aylarında yapılmıştır. Çalışmanın ayrıntıları, sonuçları ve değerlendirmeleri Hidrografik, Oşinografik, Jeolojik ve Jeofizik Etüt Raporunda verilmiştir (Bkz. Ek – 2.4).

ADCP ve RDCP ölçüm sonuçları incelendiğinde, proje sahasına biri güney ve batı yönde, diğeri ise kuzey ve doğu yönde olmak üzere iki farklı akıntı yapısının hâkim olduğu sonucu çıkarılabilir. Bu durum ölçüm sahasının, Çanakkale Boğazı Kuzey çıkışına yakın olması sebebi ile Karadeniz ve Akdeniz suyu etkisi kaldığını göstermektedir.

SEBAT raporunda ölçüm sonuçları ve çalışma sahasının morfolojik özellikleri göz önüne alındığında, proje sahası genelinde hâkim olan akıntı rejiminin boğazın ve meteorolojik parametrelerin etkisi altında kaldığı ve sığ bölgelerde yerel sapmalar sergilediği söylenebilmektedir. Çalışmaları yürüten mühendislik ekibi, bölgede baskın olan mevcut yapının proje koşulları üzerinde olumsuz bir etki gösterme olasılığının düşük olduğu sonucuna varmıştır.

Sıcaklık ve tuzluluk-yoğunluk ölçümlerine ilişkin olarak bölgenin özellikleriyle çelişkili bir durumla karşılaşılmamıştır. Ölçüm Sonuçları incelendiğinde kıyıya yakın bölgelerde meteorolojinin etkisi ile yüzeylerde sıcaklık düşmeleri ve bununla orantılı tuzluluk değişimleri gözlenmiştir. Bu değerlerin derinlik artışına paralel olarak daha kararlı hale geldikleri ve doğrusal olarak değiştikleri gözlenmektedir. Sonuçlar grafiği aşağıda örnek olarak verilmektedir. (Bkz. Şekil 7.3.4-3)

Dolayısıyla, bu değerlerin proje koşulları üzerinde önemli bir etkisi olmayacağı sonucuna varılmıştır.

Şekil 7.3.4-3. Deniz suyu sıcaklığı, tuzluluk ve yoğunluk profillerine göre derinlik (27.05.2012)

2 Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzlemesi -Marmara Denizi Kirlilik İzleme Çalışması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,

Sıcaklık Tuzluluk (PSS) Yoğunluk (kg/m3)

Referanslar

Benzer Belgeler

According to the analysis results, the higher the relational capital level, that is, the higher the sense of trust, mutual understanding and co-operation with employees and

Einerseits, können sie vollständig zum Euro übergehen und es ablehnen, nationale Banknoten und Münzen entgegenzunehmen -aber es besteht die Gefahr, daß sich

Dördüncü sınıf öğretmen adaylarının teknoloji tasarım ve uygulamalarının, fen bilimleri derslerinde, daha etkili bir biçimde kullanılabilmesi

The policy considerations relating to th e education gap can be summarized under five topics: active implementation of affirmative action measures for students;

Birinci planda (1963-1967) ana hedef olan gelir artışı yanında, istihdam hedefi olarak, işsizlik meselesini çözmek, çalışanların mesleki düzeylerini

TANAP Projesinin realizasyonu sürecinde üzerinde durulması gereken bir diğer alternatif uzantı, doğalgaz rezervleri açısından dünyada dördüncü önemli ülke

Yerel Yönetimlerde Halkla İlişkiler Biriminin Örgütlenme Biçimi Uygulama Örneği Üsküdar Belediyesi, Maltepe Üniversitesi-&gt;Sosyal Bilimler Enstitüsü-&gt;Halkla

Bir kullanıcı tarafından ayarlanabilir alarm ve titreşim düzeneğinin sınırlarını ayar için kapatıcı ve düzeneğin gürültüsünü önlemede kullanılan geçici