• Sonuç bulunamadı

Güvenliği sağlamak devletin asli görevi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Güvenliği sağlamak devletin asli görevi"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Güvenliği sağlamak devletin asli görevi

Şubat 04, 2015 - 4:56:00

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kastamonu'da AK Parti 5. Olağan İl Kongresine katılarak konuşma yaptı.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "(İç Güvenlik Paketi'ne karşı) Dün Kılıçdaroğlu, Meclis'te direnme çağrısında bulundu. Halkı direnmeye çağırdı. Aynen Demirtaş'ın, 6-7 Ekim

olaylarından önce, halkı direnmeye çağırması gibi. Ey Kılıçdaroğlu, sen Anamuhalefet Partisi lideri misin, yoksa provokatör müsün, tahrikçi misin?" dedi.

Davutoğlu, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin Kastamonu 5. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, "Biz Anadolu'da sizlerle buluşmak için gece gündüz çalışırken Türkiye'de muhalefet partileri neler yapıyorlar?" diye sordu.

Dünkü grup toplantısı konuşmalarından hareketle birkaç hususa dikkat çekmek istediğini anlatan Davutoğlu, "Buradan sorular soracağım, Sayın Bahçeli'ye, Sayın Kılıçdaroğlu'na ve Demirtaş'a, hepsine" diye konuştu.

Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarını hatırlatarak, Kobani bahanesiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun güzel şehirlerinin yakılıp yıkıldığı, gençlerin apartmanlardan atılarak katledildiği o olaylar üzerine bir iç güvenlik reform paketi hazırladıklarını söyledi.

Bir daha bu tür Vandalizm, şiddet yaşanmaması için birtakım tedbirlerin olduğu bir paket açıkladıklarını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

Güvenliği sağlamak devletin asli görevi

"O günleri hatırlarsınız. O günlerde bu paketi hazırlamamıza sebep olan olayları herkes gözünün önüne getirsin. Diyarbakır'da, Batman'da, Siirt'te, Van'da birtakım Vandallar, birtakım şiddet yanlıları millete dehşet saçmak için eylemlere kalkışmaya yöneldiler. İsyana teşvik ettiler. Biz sabırla olayların üzerine gittik ve olaylarla ilgili gerekli her türlü tedbiri aldık. Sonra da iç güvenlik reform paketini

(2)

hazırladık. Ne diyor iç güvenlik reform paketi? Bir, gösteri yapmak isteyen varsa demokratik şartlar içinde herkes bu haktan istifade eder, hiçbir engelleme olmaz. Gösteri yapanların güvenliği de bizim güvenliğimiz gibidir, onların güvenliğini sağlamak devletin asli görevidir."

Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Kim gösteri hakkını kullanmak isterse teminatı biziz, gösteri hakkını kullanma konusunda hiçbir engellemeye,

hiçbir sınırlamaya, kısıtlamaya izin vermeyiz. Vermedik vermeyiz. Ama eğer birisi 'Gösteri yapacağım' diyerek geldiği meydana elinde molotofkokteyliyle gelirse, yüzüne maske takmışsa, elinde yıpratıcı birtakım silahlar ya da araçlar varsa onlara karşı da her türlü tedbiri alırız, almaya da kararlıyız"

değerlendirmesinde bulundu.

"Tek parti CHP'si gününde değiliz. İsteyen yürür, görüşünü beyan eder"

Davutoğlu, ayrıca bu paketin içinde kolay isim değişikliği, pasaportların daha kolay alınması,

Jandarmanın İçişleri Bakanlığına bağlanması dahil birçok demokratik unsurun da bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Birden üçüzler, üç muhalefet partisi, güya birbiriyle birçok konuda anlaşamayan muhalefet partisi liderleri, dün açıklamalarla dediler ki 'Birlikte bu pakete karşı direneceğiz'. Çok çarpıcı bir şeyi

dikkatinize getirmek isterim. Dün Kılıçdaroğlu, Mecliste direnme çağrısında bulundu. Halkı direnmeye çağırdı. Aynen Demirtaş'ın 6-7 Ekim olaylarından önce halkı direnmeye çağırması gibi. Ey Kılıçdaroğlu, sen Anamuhalefet Partisi lideri misin, yoksa provokatör müsün, tahrikçi misin? İşte söylüyorum, önce Kılıçdaroğlu'na, eğer demokratik bir ülkede hakkını kullanmak istiyorsan, 'Gençlerin önüne geçeceğim' diyor ya, hakkını kullanmak istiyorsan, gençlere veya yaşlılarla kimle yürürsen yürü, o senin tercihin, kanuni kurallar içinde yürüyorsan, ne gösteri yapmak istiyorsan, ne söylemek istiyorsan söylersin."

Türkiye'nin özgür bir ülke olduğunu belirten Davutoğlu, "Tek parti CHP'si gününde değiliz. İsteyen yürür, görüşünü beyan eder. Tek parti döneminde değiliz. Sizin o 40'lı yılların tek parti döneminde değil yolda yürümek, tek parti ideolojisine aykırı bir tek kelime söz edilemezdi. Kastamonu'da, bütün Anadolu topraklarında birisi istese Ezan-ı Muhammedi'yi aslından okuyamazdı. Camilerde

değil sokakta okuyamazdı Kılıdaroğlu" ifadelerini kullandı.

Özgürlükler ülkesi inşa ettiklerini anlatan Davutoğlu, "Yürürsün, kimse de karışmaz, kanuni şartlar içinde. Ama açık söyleyeyim, bu yasa geçtikten sonra eğer eline molotofkokteyli alırsan, Kılıçdaroğlu ya da başka biri, kim olursa olsun, Alioğlu, Velioğlu arasında, Kılıçdaroğlu arasında bir fark yok. Aynı muameleyi sen de görürsün" dedi.

Davutoğlu, "Şimdi soruyorum, molotofkokteyli niye alınır ele, şenlik yapmak için mi, düğün yapmak için mi yoksa birilerini yakmak, bir yerleri yıkmak, terör estirmek için mi? Bu molotofkokteylilye genç bir kızımızın belediye otobüsünde nasıl yandığını biz biliriz" değerlendirmesinde bulundu.

"Bunu destekleyen ses New York'tan geliyor"

Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Kılıçdaroğlu'nun bu direniş çağrısını yaptığı gün, yani dün Pensilvanya'daki zat var ya hani paralel çetenin başındaki zat, New York Times'ta bir makale yayınladı ve bütün muhalefet unsurlarını

birleşmeye çağırdı, aynen Kılıçdaroğlu gibi, aynen dün muhalefet adına Demirtaş'ın 'Bütün muhalefet partileri birleşip bu yasayı engelleyelim' dediği gibi, aynen Bahçeli gibi, Türkiye'yi Kuzey Kore'ye benzeten Bahçeli gibi, bu Pensilvanya'daki ihanet çetesinin başı da dün New York Times'ta

Türkiye'ye açıkça hakaret eden bir makale yayınladı. Nasıl bir koalisyonla karşı karşıya olduğumuzu görüyor musunuz? Nasıl bir koalisyonla mücadele etmek zorunda olduğumuzu görüyor musunuz? Bir

(3)

tarafta Türkiye'de farklı siyasi kanaatlere sahip olduğunu iddia eden üç parti, mesele milletin huzuru, asayişi söz konusu olduğunda, o huzuru bozmak için bir araya gelmeye karar veriyorlar, diğer taraftan da bunu destekleyen ses, bunu destekleyen söz Philadelphia'dan, New York'tan geliyor."

"İskilipli Atıf Hoca'nın şehadet günü"

Evliyaya, ulemaya saygı duyan bir nesilden geldiklerini ifade eden Davutoğlu, "Bugün mübarek bir zatın, İskilipli Atıf Hoca'nın şehadet günü. Allah rahmet eylesin. 4 Şubat 1926'da tek parti döneminin uygulamaları içinde şehit edildi. Ama biz din adına yola çıkıp milletimizin güzel duygularını, himmet ve yardım hislerini istismar ettikten sonra Amerika'ya gidip kendi yetiştiği ülke aleyhine, dün olduğu gibi New York Times'ta yazı yazanları ilim ehli olarak görmeyiz. Bütün vatandaşlarımızı da bu komplo karşısında uyanık, diri olmaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

Bugünlerin imtihan günleri olduğunu dile getiren Davutoğlu, "12 yılı aşkın süre içinde Türkiye'yi nereden nereye getirdik. 12 yıl önce Türkiye'de olağanüstü hal vardı. Türkiye'de isteyen istediği ana dili konuşamadığı gibi, başörtülü kardeşlerimiz üniversite önlerinde büyük bir zulümle karşı

karşıyaydılar. Başörtülüler ki şehit Şerife Bacı'nın bugünkü torunları, Meclise girdiklerinde, Mecliste 'dışarı dışarı' diye tempo tutularak Meclis dışına çıkarılmışlardı" diye konuştu.

Kendileriyle bu ülkeye özgürlük, demokrasi, hukuk ve adalet geldiğini anlatan Davutoğlu, bugün hiç kimsenin inancı, örfü, düşüncesi, kanaati dolayısıyla tahkir edilmediğini, aşağılanmadığını, herhangi ayrımcılığa muhatap kalmadığını kaydetti.

Davutoğlu, yaptığı konuşmada, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olarak, özgürlüklerin en iyi şekilde yaşandığı bir ülke olacağını vurguladı.

Yeni Türkiye'de yasakların, yoksulluğun, yolsuzluğun olmayacağını belirttiklerini, bunlarla mücadeleyi 2001'de başlattıklarını ve sürdürdüklerini dile getiren Davutoğlu, ''Şimdi Sayın Bahçeli'ye de sorma vaktidir. 6-7 Ekim olayları yaşandığında Bahçeli Ankara'dan 'Devlet nerede?' diye sormuştu. Biz devletin varlığını o bölgede gösterdik. Yakılan yıkılan bütün mekanları tamir ettik, inşa ettik, tazmin ettik. Suçluların üzerine gittik. Yasin Börü'nün katillerini, polislerimize saldıranları tek tek tespit ettik, adaletin huzuruna çıkardık'' diye konuştu.

'Kimse, terörün, şiddetin mekanları haline getiremeyecek''

''İç Güvenlik Reform Paketi''yle hem özgürlük alanlarını genişlettiklerini, hem de kamu düzenini bir daha sarsılmayacak şekilde güçlendirdiklerini belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Peki o gün 'Devlet nerede?' diyen Bahçeli, bugün bu İç Güvenlik Paketi'nin öngördüğü tedbirlerle devletin kamu düzeni sağlamasına niye karşı çıkıyor? Niye Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bir polis devleti gibi göstermeye cüret ediyor? Dikkat ediniz, bir anda aynı safa düştüler. 6-7 Ekim olaylarını kışkırtan HDP ile 6-7 Ekim olayları üzerinden Türkiye'nin diğer bölgelerini kışkırtan Bahçeli, İç Güvenlik Reformu konusunda neredeyse aynı dili kullanıyor. Biz ne olursa olsun hem özgürlükleri koruyacağız, hem de Türkiye'nin, halkımızın, milletimizin huzuru için alınması gereken tedbirler söz konusu

olduğunda bu tedbirleri almaktan hiç tereddüt etmeyeceğiz. Bir daha Türkiye'nin sokaklarını kimse Suriye'nin sokaklarına döndürmeye cesaret edemeyecek. Türkiye'nin sokaklarını kimse, terörün, şiddetin mekanları haline getiremeyecek. Türkiye demokratik hukuk devleti olmanın gereği olan her türlü sorumluluğu yerine getirecek. Halkımızın özgürlüklerini de huzurunu da korumaya kararlıyız.'' Başbakan Davutoğlu, ''Bizimle kimse başa çıkamaz'' şeklindeki slogan üzerine, ''Doğru, hepsi bir araya gelse, yurt dışındaki işbirlikçiler de arkalarında dursa bu üçüzlerin ve bu işbirlikçiler bu şebekeleri destekleseler de kimse AK Parti ile başa çıkamaz'' dedi.

(4)

Gezi provokasyonları olduğunda, uluslararası medya unsurlarıyla içerideki birtakım kaos kışkırtıcılarının aynı safta buluştuğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

''Arkasından 17-25 Aralık kumpasları, tuzakları kurulduğunda yollara düştüler, 30 Mart'ta dediler ki 'AK Parti dışında kim güçlüyse ona destek verin'. Doğu'da HDP'ye, İç Anadolu'da MHP'ye, kıyılarda CHP'ye destek çağrısında bulundular. Koalisyonlar yaptılar CHP ile MHP, değişik vilayetlerde. Peki, sonuç ne oldu? Sonuç, sadece ve sadece Allah'ın ve milletin dediği oldu. Belli odakların dediği değil. O zaman, 30 Mart'tan iki gün önce Konya'da mitingde, Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakan olarak gelemediği mitingde söylemiştim. 'Tek tek gelmeyin. Hep beraber gelseniz de milletle birlikte olanlarla başa çıkamazsınız'. Biz milletle beraberiz, onlar içerideki, dışarıdaki ihanet odaklarıyla beraberdir. Bu mücadeleyi sürdüreceğiz.''

''Cumhuriyet meydanlarında yoklar onlar''

Ahmet Davutoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

''Cumhurbaşkanlığı seçimine bir çatı adayla gittiler. Hani cumhuriyetçiliği kimseye bırakmayan

Kılıçdaroğlu meydana çıkmaya cesaret edemedi. Anadolu'nun her bir şehrinde mutlaka bir Cumhuriyet meydanı vardır ama o Cumhuriyet meydanları cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu'nu görmedi.

Ama Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı gördü. O meydanlarda 'dönemin başbakanı' dedikleri Sayın Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı olarak çıktı ve konuştu. O meydanlarda Kılıçdaroğlu var mıydı?

Yoktu. Cumhuriyet meydanlarında yoklar onlar. Onlar karanlık mahfillerin toplantı odalarında o sırada paralel çeteyle toplantı halindeydiler, 'AK Parti'nin yükselişini nasıl engelleriz' diye. Onun için CHP milletvekilleri bu soruları soruyorlar şimdi, ulusalcı milletvekilleri ve Kılıçdaroğlu kaçıyor, cevap vermiyor. 'Paralel ile ne işbirliği yaptınız?' diye soruyorlar, cevap yok.''

30 Mart'ta ''çatı aday'' adı altında 11-12 partinin biraraya geldiğini belirten Davutoğlu, ''Sayın Bahçeli de 'milliyetçilik' dedi ama kendisi milletin huzuruna çıkmadı cumhurbaşkanlığı seçiminde. Madem bu kadar milletle beraber olduğunuzu, milliyetçilik iddiasında bulunarak öne sürüyordunuz, niçin aday olmadınız cumhurbaşkanlığı seçimlerinde? Çünkü milletin huzuruna çıkıp milletten oy istemek için yürek lazım, yürek'' diye konuştu.

Davutoğlu, şunları kaydetti:

''Biz hükümeti kurar kurmaz, Sayın Cumhurbaşkanımızla tam bir uyum içinde, belki de Cumhuriyet tarihindeki en uyumlu cumhurbaşkanı-başbakan ilişkisini sürdürerek yolumuza devam ederken, onlar bir taraftan 6-7 Ekim olayları gibi, Kobani olayları gibi birtakım tuzaklara kalkıştılar. Diğer taraftan her türlü kumpasın arayışı içine girdiler. Şimdi de dikkat ediniz dünden itibaren kendi

aralarında koalisyon arayışı içindeler. Gizli, açık bazı ortaklık hesapları olduğunu biliyorduk. Ama dün ortaya çıktı ki, 6-7 Ekim olaylarını kışkırtan HDP ile o olaylardan sonra aldığımız bu tedbirlere karşı çıkan MHP aynı noktada bir yerde buluşuyor. Yine dün yapılan konuşmalardan ortaya çıktı ki, Türkiye'de demokrasi istediğini söyleyen HDP aslında demokrasi değil, şiddet istiyor,

molotofkokteyline, sapanlara ve maskelere dayalı bir şiddet ortamı istiyor. MHP de neredeyse aynı yaklaşımla getirdiğimiz kanuna karşı çıkacağını ifade ediyor. Kılıçdaroğlu ise öne çıkıp mücadele edecekmiş. Biz bu sınavlardan çok geçtik. Bu devlet bu tür sınavlardan çok geçti. Bu millet bu tür perde arkası pazarlıklara dayalı siyasetle çok hesaplaştı. Siz perde arkasında birtakım ortaklıklar kurun, biz size inat önümüzdeki 5 ay içinde, Haziran seçimlerine kadar bugün Kastamonu'da olduğumuz gibi, hafta sonu Kocaeli, Sakarya, İstanbul'da olacağımız gibi, gelecek hafta cuma günü Sivas'ta, cumartesi günü Giresun, Ordu'da olacağımız gibi Türkiye'nin her yerinde milletimizle buluşmaya devam

edeceğiz.''

''Hem devleti yücelteceğiz hem de milleti memnun edeceğiz''

(5)

Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin, hiçbir şekilde IMF memurunun önüne bir daha borçlu durumda çıkmayacağını belirtti.

"Biz, bu yürüyüşün adıyız" diyen Davutoğlu, hem devleti yücelteceklerini hem de milleti memnun edeceklerini ifade etti. Davutoğlu, son üç ay her grup toplantısında vatandaşlara müjdeler verdiğini dile getirerek, "Çalışan kadınlarımıza, şehit Şerife Bacı'nın torunlarına, iki hafta önce ailenin ve

dinamik nüfus yapısının korunması paketini açıkladım. Bundan böyle, çalışan kadınlarımız, anne olmak istediklerinde 'Acaba, annelik izninden sonra ne yaparım?' diye düşünmeyecekler" dedi.

Çalışan annelerin, on iki aylık izinden sonra ilk çocuk için 2, ikinci çocuk için 4, üç ve daha fazla çocuk için 6 ay yarı zamanlı ama tam ödemeli çalışma şartlarına sahip olacaklarını anımsatan

Davutoğlu, "Şehit Şerife Bacı'nın güzel temsilcileri burada. Vakur bir şekilde beni selamladılar biraz önce. Onlara da söylüyorum, Şerife Bacı'nın torunları, bu ülkenin mukaddes anneleri bundan sonra çocuk sahibi olduklarında devletten her birine ilk çocuk için çeyrek, ikinci çocuk için yarım ve üçüncü çocuk için tam altın karşılığı hediye alacaklar. Biz, nüfusumuzu artırarak güçleneceğiz" diye konuştu.

"Bir milyon üç yüz bin Bağkurlumuzun prim borçlarını dondurduk"

Başbakan Davutoğlu, bu hafta da Bağkurlulara müjde verdiklerini belirterek, "Bir milyon üç yüz bin Bağkurlumuzun prim borçlarını dondurduk, hizmetleri dondurduk ve sağlık yardımlarını almalarını sağladık" açıklamasında bulundu.

Prim borçları olan Bağkurluların bir müddet sonra sağlık yardımı alamadıklarını anımsatan Davutoğlu, yeni düzenlemeyle Bağkurluların artık bir müddet durdurabileceklerini ama sağlık yardımı almaya devam edeceklerini kaydetti.

Davutoğlu, kaybolmaya yüz tutmuş meslekler olduğunu da belirterek, Kastamonu'nun da esnafın odağı olduğunu söyledi. Esnaflarla yapılan toplantıda, üç yıl ustalık belgesi almış ve iş yeri açmış esnafa faizsiz kredi imkanı tanıdıklarını hatırlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerdeki esnaflarımıza da faizsiz kredi imkanı tanıdık. Bizim dönemimiz, esnafımızın Başbakanlık önünde yazar kasa kırdığı dönem değildir. O, eski Türkiye idi. artık, başı dik bir şekilde sokaklarda, önüne bakarak yürüyen ve dükkanını dua ile besmele ile açıp kapatan güzel esnaflarımızın gelecek beklentileri çok yüksek. Hepsine, hayırlı işler diliyoruz. Hepsinin işlerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz.

Gelecek dönemde de bu müjdelerimiz devam edecek. Nasıl Kastamonu'ya müjdeli haberler ile gelmişsem, gittiğimiz her şehre de seçim için huzuruna varacağımız milletimize de müjdelerimizi de vermeye devam edeceğiz. Sizden beklediğimiz tek şey, hayır duanız ve desteğinizdir."

Kastamonulu vatandaşlara seslenen Davutoğlu, seçimlerde kendilerine destek vermesini istedi.

Davutoğlu, "Kastamonu'dan gür bir sesle, en azından yüzde 65 demeye hazır mısınız? AK Parti'yi ve AK Parti'nin neferlerini desteklemeye hazır mısınız? AK Parti'nin üyeleri ve dava arkadaşlarıyla birlikte, Kastamonu'nun tüm mahalle ve köylerine giderek, gece gündüz çalışarak, yükselen güç olarak yeni Türkiye'destek vermeye ve destek istemeye hazır mısınız?" diye sordu.

Bu konu da geçmiş dönemde AK Parti davasına hizmet eden herkese teşekkür eden Davutoğlu,

"İnşallah aynı desteği, yeni Başkan adayımız Halil Bey'e de vereceğinizden eminim" dedi.

Davutoğlu, 7 Haziran akşamı'nda Kastamonu'dan heyecansız bir haber beklediklerini, üçte üç istediklerini belirterek, "2-1'e razı değiliz, 3-0 istiyoruz. Allah'ın hakkı üçtür, milletin hakkı üçtür, AK Parti'nin de bu sefer de Kastamonu'dan hakkı 3'tür inşallah. Allah, bütün kardeşlerimizin gayretini hayır eylesin. Allah, yar ve yardımcınız olsun" diye konuştu.

Referanslar

Benzer Belgeler

Her şeyden önce her ikimizde ve Türkiye ve Avrupa Birliği olarak da bu meselenin Türkiye’yle Avrupa Birliği’nin sorumluluğunda gelişmemiş, ama Türkiye-Avrupa

Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini hızlı toplumsal değişimlerin yaşandığı günümüz dünyasında özellikle bütün aktörlerin pozisyonlarının hızla değiştiği

Dünkü konuşmasında Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan halk oylamasını gayrimeşru gördüğünü, seçilmiş meşru hükümetin, meşrutiyetini sorgulayan, Türkiye Büyük

MAHİR ÜNAL: Çok net bir şey söylüyorum çünkü 7 yıldan beri Kemal Kılıçdaroğlu, bir siyasi aparat olarak siyaset tarihimize, bunu ileride bunu

("AK Parti" sesleri) Ve Kuvayı Milliye eğer milletle, devleti birleştirmekse, milli güçleri bir araya getirmekse bugün Türkiye’nin her yerinde örgütlenen, her yerinde

("Evet" sesleri) Allah sizden razı olsun. Şimdi geliniz, Eskişehir için o güzel planlarımızdan, sözlerimizden de bahsedelim, müjdelerimizden de. Beni en

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Muğla mitinginde yaptığı konuşmasına, Muğla ve ilçelerini selamlayarak başladı.. Davutoğlu, Muğla'nın her zaman

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Şimdi, çift tüplü, dünyanın en büyük tünellerinden birini, Ovit'i Rize'ye kazandırıyoruz.. Hayırlı,