• Sonuç bulunamadı

TÜRK MİLLETİ HAZIROLDA!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRK MİLLETİ HAZIROLDA!"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN 2146-2356

katılımla andık

KURULUŞ: 1921

NAMUS NAMUS

11 KASIM 2017, CUMARTESİ 1.5 TL

TÜRK MİLLETİ HAZIROLDA !

TÜRK MİLLETİ HAZIROLDA TÜRK MİLLETİ !

HAZIROLDA !

TÜRK MİLLETİ HAZIROLDA !

TÜRK MİLLETİ HAZIROLDA TÜRK MİLLETİ !

HAZIROLDA !

RAFET BALLI 3

sayfa

Türkiyede

hedefte

UĞUR CİVELEK 5

sayfa

Ekonomikeğilimler güvenvermiyor!

YILDIRIM KOÇ 6

sayfa

1978’demadenlerimiz

devletleştirilmişti

YAVUZ ALOGAN 10

sayfa

ABD

neyapacak

SABAHATTİN ÖNKİBAR 10

sayfa

Bahçeli,tarihe

böylegeçecek!

METRO

İstanbul TAKSİM

Saat 09.05’te Türkiye tek yürek oldu

Saat 09.05’te Türkiye tek yürek oldu Saat 09.05’te Türkiye

tek yürek oldu

Saat 09.05’te Türkiye tek yürek oldu

Saat 09.05’te Türkiye tek yürek oldu

Saat 09.05’te Türkiye tek yürek oldu

Muş

Batman

ATATÜRK’E KÜRTÇE AĞIT

Artvin

DOLMABAHÇE

Saat 09.05’te Türkiye’de hayat durdu.

stanbul’da sirenlerin çalmasyla bir- likte vatandalar bulunduklar yerde sayg duruuna geçti. Metroda yol- cular ayaa kalkarken vinç operatörü de yerden onlarca metre yüksekte sayg duruuna katld.

Ankara’da

Anıtkabir’eakın edenyurttaşlar, içerigirebilmek içinsaatlerce sırabekledi

Ankara’da

Anıtkabir’eakın edenyurttaşlar, içerigirebilmek içinsaatlerce sırabekledi

Ankara’da

Anıtkabir’eakın edenyurttaşlar, içerigirebilmek içinsaatlerce sırabekledi

Ankara’da

Anıtkabir’eakın edenyurttaşlar, içerigirebilmek içinsaatlerce sırabekledi

Ankara’da

Anıtkabir’eakın edenyurttaşlar, içerigirebilmek içinsaatlerce sırabekledi

Ankara’da

Anıtkabir’eakın edenyurttaşlar, içerigirebilmek içinsaatlerce sırabekledi

Vartolu örenciler

Atatürk büstlerini

onard.

(2)

ozgurlukmeydani@aydinlikgazete.com

2

CMYK CMYK II. DÜNYA Savaşı’nın büyük galibi ABD ile

diğer galibi İngiltere, savaş sonrasında eski pay- laşımcılardan Fransayı’da yanlarına alarak Or- tadoğu’da bir uğursuz işe giriştiler. Eski sömürgeci ve emperyalist “kurt” İngiltere’nin akıl hocalığında,

“yurtsuz halk” Yahudilere Filistin’de bir “yurt açmak”tı hedefleri.

İkinci savaşa giden yıllarda hem İngiltere hem de Fransa, Hitler saldırganlığını Sovyetler Birliği (SB)’nin üstüne kışkırtmak üzere, uzun süre Nazi ırkçılığını okşama günahını işlemişlerdi.

Ama Hitler’i, ona Polonya ve Çekoslovakya’yı ikram ederek “Doğu’ya (SB’ye) yöneltme” kur- nazlığının bedeli ağır oldu. Hitler ilk önce SB’ye değil, Fransa ve İngiltere’ye saldırdı.

Bu kurnazlığın bedelini en ağır ödeyen “Yurt- suz ve bahtsız halk” Yahudiler, Nazi ırkçılığının

“en büyük kurbanı” ve “büyük mağduru” ol- muşlardı. Onlara şimdi “yurt bulmakta” yardımcı olmak, emperyalisler bakımından Nazi ırkçılığını okşama günahını affettirmek için büyük fırsattı.

KORSAN DEVLET

Kutsal Kitap’taki “vaat edilmiş topraklar”a yerleşme işini önceden toprak satın alarak yürüten Yahudiler şimdi, dünya finans serma- yesinin Batı’ya üslenmiş Siyonist-Yahudi kanadının

desteğinde silahlı olarak yürütüyordu. Yüzyıllar önce terk ettikleri topraklarda “yurt açmak”

için, bu toprakların kadim sahipleri ve çok eski komşuları Filistinlileri silah zoruyla sürmeye başlamışlardı. Siyonist önderlik dünyanın her yerinden topladığı Yahudi savaşçılar “kutsal top- raklar”a kene gibi yapışıyordu.

Daha önemlisi, 1940’lara kadar Filistinlilerin bu topraklarda uluslaşma ve bağımsız bir milli devlet kurma mücadelesinin karşısına dikilen

İngiliz emperyalizmi, Mısır, Suriye ve Irak’ta daha savaş öncesinde başlamış olan antiemper- yalist Arap milliyetçi uyanışının giderek bütün Ortadoğu’yu saracağını görüyordu. Bu uyanışın ortasına, dünya sermayesinin güçlü desteğine sahip bir Siyonist-Yahudi kamasını sokmak, ge- lecekte büyüyecek bu “bela” için akıllıca bir ön- lemdi.

Emperyalist bir proje olarak 14 Mayıs 1948’de kurulan yapay İsrail devleti, sadece üzerinde kurulduğu Filistin’in işgalcisi olmakla kalmadı. Ortadoğu Arap ve Müs- lüman dünyasındaki bütün antiem- peryalist hareketlerin ve yönetimlerin karşısına dikilen bir jandarma da oldu. O gün bugündür dünya ça- pındaki baş destekçisi ise ABD.

GERİCİ BİR EYLEM

Dünyaya dağılmış olan ve hiçbir ülkede bağımsız bir yönetim oluş- turmalarına yetecek bir yoğunlukta bir arada olmayan Yahudilerin Av- rupa’daki önderleri, 19. yüzyılın ikinci yarısında, Yahudi halka, bir ulus oluşturmak için gerekli bir yurt arayışına giriştiler. İlk akla gelen coğrafya olan “ata yurdu’ Filistin’i Yahudi yurdu haline getirme giri- şimleri 1880’lerde başladı.

O tarihte Filistin bir Osmanlı toprağıydı ve yaşayan Yahudi sayısı

20 bini geçmiyordu. Osmanlı kayıtlarına göre 600 bin olarak tahmin edilen toplam nüfusun (yüzde 80’i Müslüman ve yüzde 10’u Hıristiyan olmak üzere) yüzde 90’ı Arap; yüzde 3’3’ü Yahudi; geri kalanı ise çeşitli etnik topluluklar- dandı. Böyle bir nüfus bileşimindeki toprağı Ya- hudi yurdu haline getirmeye kalkışmanın, Ya- hudilerin II. Dünya Savaşı yıllarında yaşadıkları zulüm, haksızlık ve mağduriyetin çok daha ağırına yol açacağı açıktı.

Ne yazık ki, önemli bir kısmı Yahudi kökenli olan dünya emperyalist finans sermayesi ile petrol ve silah tekelleri, II. Dünya Savaşı sonra- sında bu gerici projeyi uyguladılar. Bu uğurda Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdiler. Hitler mağ- duru Yahudileri ise dünya halklarının gözünde, Nazi ırkçılarından daha zalim bir halk konumuna düşürdüler. Bu sinsi işgal, 70 yıldır milyonlara varan Filistinliyi, Suriye ve Irak’tan Mısır’a, Fas ve Tunus’tan Suudi Arabistan’a, Arap ülkelerine dağılan mülteciler durumuna düşürdü.

ARAFAT SAHNEYE ÇIKIYOR

Filistinli (Kudüslü) bir ailenin çocuğu olan Yasser Arafat, Filistin ulusal kurtuluş mücade- lesine aktif olarak 1946’da katıldı. İngiliz ege- menliğine karşı yürütülen savaşa Mısır’dan yardım örgütledi. 1947’de, Kahire’deki 1. Kral Fuat Üniversitesi’nde okurken, Mısır’daki Filistinli Öğrenciler Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı.

1948’de İsrail devletinin resmen kurulmasından hemen sonra başlayan Birinci Arap-İsrail sava- şında, Filistin’e giren Mısır ordusuyla birlikte savaşa katıldı. 1949’a kadar, İsrail denetimindeki Filistin topraklarında yürütülen silahlı eylemler içinde yer aldı. 1949’da Kahire’ye dönüp, yarım bıraktığı mühendislik eğitimine yeniden başladı.

Filistinli Öğrenciler Birliği Başkanı olarak, Mısır’da 1952’de iktidara gelen Hür Subaylar hareketi ve lideri Cemal Abdülnasır ile sıkı bir ilişki kurdu.

Genç Arafat, 1956’da Süveyş Kanalı’nın Nasır tarafından millileştirilmesine karşı İngiliz, Fransız ve İsrail askeri müdahalesi başladığında, bir grup gönüllü ile birlikte Kanal bölgesinde İngiliz hatlarının gerisine sızarak sabotaj faaliyetlerine girişti.

Mısır başta olmak üzere çeşitli Arap ülkele- rinde okuyan Filistinliler, okulları bitince çalışmak üzere Arap ülkelerine dağılırlardı. 1956’da mü- hendislik eğitimini bitiren Arafat da, Kuveyt’e gitti. Arafat Kuveyt’te, ilerde El Fetih’i birlikte

kuracakları Ebu Cihad (Halil el-Vezir) ile tanıştı.

Kuveyt’te Ebu Cihad’la birlikte, daha sonra El Fetih ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)’nün diğer liderleri olacak Ebu İyad (Salah Halef) ve Faruk Kaddumi ile de buluştular. Bu buluşmadan 1959’da, Filistin ulusal kurtuluş savaşının en büyük örgütü El Fetih doğdu.

1960’lara gelindiğinde Filistin ulusal kurtuluş savaşı, dünyada yükselen antiemperyalist mü- cadele dalgası içinde yeni bir aşamaya geçti. Bir yandan silahlı mücadele yayılıp büyürken, diğer yandan silahlı mücadele yürüten yeni Filistin örgütleri kuruldu. 1967’deki Arap-İsrail savaşının, Araplar bakımından yenilgiyle sonuçlanması, İsrail saldırganlığına karşı Arap ve Filistin direnişini daha da büyüttü ve yaygınlaştırdı.

Bütün Ortadoğu Arap dünyası, Filistin direnişine kucak açtı.

ARAFAT’IN BİRLEŞTİREN ÇİZGİSİ Fakat, yeni örgütlerin kurulmasıyla başlayan dağınıklık, zamanla, yayılan ve büyüyen müca- delenin en önemli zaafını oluşturmaya başladı.

Bu durumu gören Arafat ve El Fetih liderliği, 1969’da, bütün Filistin direniş örgütlerini Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) adı altında, tek bir milli çatıda birleştirdi. Sağlanan milli birlik, Filistin direnişinin Arap ve İslam dünyası tarafından desteklenmesinde ve Filistin davasının dünya çapında tanınmasında dönüm noktası oldu.

Filistin örgütleri arasında sağlanan birlik, gerek işgal altındaki Filistinliler, gerekse Arap ve Dünya coğrafyasına yayılmış sığınmacı ve sürgündeki Filistinliler arasında görülmemiş bir milli birlik yarattı. Bu birlik, Filistin direnişinin gücünü ve Arap desteğini görülmemiş boyutlara ulaştırdı.

Arafat, Filistin milli birliğini, laiklik ve anti- emperyalizm temelinde sağladı. Bu çizgi, Filistin davasında, çok değişik İslam mezheplerine bö- lünmüş Müslüman ve Arap dünyasını da birleş- tirdi.

Arafat, Vahabi şeriatçılığın egemen olduğu Suudi Arabistan’dan, Şii Körfez emirliklerine;

laik Sünnilerin ağır bastığı Irak Baas yönetiminden ilerici Baas’ın Alevi kanadının ağırlıkta olduğu Suriye yönetimine; Nasır ve Kaddafi’den Cezayir ve Tunus’a kadar bütün Arap ülkeleri yönetim- leriyle ileri derecede ilişkisi olan tek liderdi.

Atatürk’ün ölüm gününden bir gün sonra ve 13’üncü ölüm yıldönümünde, Filistin Devrimi’nin unutulmaz milli önderi Yasser Arafat’ı saygıyla anıyoruz.

ARSLAN KILIÇ

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı

DİRENİŞİ

BİRLEŞTİRDİ DİRENİŞİ

BİRLEŞTİRDİ DİRENİŞİ

BİRLEŞTİRDİ DİRENİŞİ

BİRLEŞTİRDİ DİRENİŞİ

BİRLEŞTİRDİ DİRENİŞİ BİRLEŞTİRDİ

Filistin’inkurtuluşuve

YASERARAFAT 11111 1

27 MAYIS Devrimi’yle birlikte gelişmeye başlayan sol, antiemperyalist bir temelde olgunlaşmaya başlamıştır. Vietnam, Kam- boçya ve Laos’ta Amerikan emperyalizmine karşı yürütülen mücadeleye verilen destekle kendisini gösteren antiemperyalizm, Kıbrıs meselesiyle ulusal sorun haline gelmiş olan Amerikan üsleri, U2 uçak krizi

ve Türkiye’deki nükleer silahlar konusu zemininde ete kemiğe bürünmüştür. Yine bu dönemde Türkiye solu, Türkiye’de bulunan çok sayıdaki Filistinli öğrencinin varlığının etkisiyle de antisiyonizm ile antiemperyalist mücadelenin ayrılmaz bir bütün olduğunu görmüştür.

Filistinlilerin İsrail işgalcilerine karşı verdiği mücadele, Türk so- lunda büyük bir sempati ve des- teğe dönüşmüştür. Türk devletinin o zamanki genel politikası Arap-

lardan uzak durmaktı ve Arap düşmanlığı körükleniyordu. CHP’nin tutumu da aşağı yukarı aynı idi. İslami sağ ise o dönem anti- komünizm bağlacı ile Amerika’nın piyonu konumunda olduğu için Filistin meselesine ilgi duymuyordu.

1960’ların sonlarındaki Sosyalist Devrim- Milli Demokratik Devrim tartışması temelinde MDD’yi savunanlar TİP’ten uzaklaştırılınca, büyük bölümü MDD saflarında yer alan gençlik partisiz kalmıştır. Gençlik kendisini

parti yerine koymaya başlamıştır. Aynı dö- nemlerde Regis Debray’nın “Devrimde Dev- rim” adlı kitabında partisiz devrimciliği sa- vunan FOKO’cu görüşlereri ile Marigella’nın

“Şehir gerillası” kitapları Türkçe yayınlanarak partisiz devrimcilik fikirleri gençlere şırınga edilmiştir. Partisiz kalan bu gençlik, 1969’lar- dan itibaren Filistin’e gitmeye başlamıştır.

Filistin’e gidişlerde, partisizlik nedeni ile Tür- kiye’deki mücadeleden umutsuzluğa kapılıp

“Bari Filistinlilerin mücadelesine katılalım”

biçiminde görüşler olduğu gibi, orada eğitim görüp bu eğitim ve mücadele içersinde yeni gruplar oluşturma düşüncesine kapı- lanlarda olmuştur. O dönemde gidenlerin önemli bir bölümü Nayif Havatmenin Başında bulunduğu, kendini Marksist sayan Filistin Demokratik Cephe adlı örgüte gidiyorlardı.

Hüseyin İnan’ın başını çektiği çoğunluğunu ODTÜ öğrencilerinin oluşturduğu grup ise Yaser Arafat’ın başında bulunduğu El Fetih örğütüne gitmişlerdi.

Ben de bu grupla birlikte El Fetih örgütüne gittim. Gaziantep’te trene binmiştik. Tren Fırat’ı geçtikten sonra yokuşta yavaşladığında trenden atlıyarak Suriye’ye varmış oluyorduk.

Çünkü tren hattı sınırdı, atladığınız yer Suriye toprağıydı. Halep’e gidecek otobüse binmek üzere Fırat’ın doğusuna geçmek gerekiyordu.

Fırat’ın batısına geldiğimizde bir Jip Suriye askeri ile karşılaştık. Bize kim olduğumuzu, nereye gittiğimizi Türkçe olarak sordular.

Biz de Halep’e El Fetih’e gideceğimizi söyledik.

Hüseyin İnan’da kimlik kartı ve Ha- lep’teki El Fetih bürosunun telefonu vardı. Bizi bir köye götürüp kamış- lardan yapılmış bir dama (oradaki evler hep böyle idi) kapattılar. 1-2 saat sonra bizi götüren astsubay elinde sigara paketleri ve yiyeceklerle geldi. Yanında köylülerde vardı. “Bu gece burada Cumhurbaşkanımız Nurettin Attasi’nin konuğusunuz, yarın sabah sizi Fırat’ın doğusuna Halep otobüslerine bırakacağız”

dedi. Geleceğimizden haberdar olan Halep’teki El Fetih yöneticileri bizleri doğrulamış. Hükümet yetkilileri de

“Bu gece misafir edin yarın bırakın El Fetih’e katılsınlar” demiş. O gece köylülerle ko- nuşmamızda bizi şaşırtan en önemli şey, köylülerin Türkiye’deki gençlik eylemlerini çok yakından takip etmiş olduklarıydı. 15- 20 gün önce İzmir’e gelen Amerikan 6. Fi- losunu karşılamak için otobüslerle Ankaradan İzmire gitmiş ve Amerikan askerlerine nefes aldırmamıştık ve Suriye köylüleri bizim bu eylemlerimizi biliyorlardı.

DEVAMI YARIN

PROF. DR. ERCAN ENÇ

68 gençliğinin Filistin’le dayanışması 1

Filistin ulusal kurtulu mücadelesinin lideri

Yasser Arafat, 11 Kasm 2004’te yaamn yitirdi. Filistin

direni örgütlerini birletiren Arafat, mazlumlar dünyasnn

emperyalizme ve klasik sömürgecilie kar 20. yüzylda

yürüttüü büyük mücadelenin son simgelerindendi

(3)

CMYK

Kendimizi kandırmayalım:

Türkiye de hedefte

G

ündem: Suudi Ara- bistan merkezli ge- l i ş m e l e r . Çokça soruluyor: Savaş mı çıkacak?

Büyük resme bakalım.

Önce birinci çember.

Afganistan: 34 milyon nüfus.

1979’dan beri savaşta.

Irak: 37 milyon.

1980’den beri savaşta.

Suriye: 18 milyon (2009).

2011’den beri savaşta.

Libya: 6,5 milyon (2011).

2011’den beri savaşta.

Yemen: 26 milyon.

2015’ten beri savaşta.

Yani: Hepsi Müslüman

coğrafyada 5 ülke...

Yaklaşık 120 milyon in- san... Onlar için savaş:

Konuşulan bir ihtimal...

TV haberi değil.

Yaşadığı bir yıkımdır bu-

gün. 

Savaşta ikinci çembere bakalım.

Türkiye: 80 milyon.

İran: 80 milyon.

Suudi Arabistan: 32 mil- yon.

İsrail: 8,5 milyon.

Lübnan: 5 milyon.

Filistin: 4,5 milyon.

Körfez emirliklerini hiç saymıyorum.

Yaklaşık 210 milyon in- san.

Bir biçimde... Derece de- rece... Dönem dönem...

Savaş dalgasının içinde-

ler. 

Sonuç: Savaşı zaten ya- şıyoruz.

Fakat vekaleten. Vekiller birbiriyle savaşıyor.

“Asıl” oyuncular geride:

ABD, İran, Türkiye, İsrail, Suudi Arabistan.

Şimdi “asıl”lar sahaya in-

meye başladı.

ABD: Irak’ta, Suriye’de.

Türkiye: Suriye’de, Irak’ta.

Suudi Arabistan: Ye- men’de.

Suriye ve Irak zaten savaş sahası.

Fakat: “Asıl”lar hâlâ bir- birleriyle değil... Karşı tarafın vekilleriyle savaşıyorlar.

Ortada bir kriz var.

Krizin sebebi: Bölgemizin kaderinin nasıl çizileceği.

ABD: Bölmek istiyor.

Amacı: Bölgedeki nüfuz alanlarını kaybetmemek.

Yöntem: Bölerek bölgede tutunmak.

Bölgemiz ise direniyor.

Herkes farkında: İlk raundu ABD cephesi kaybetti.

Bu yüzden “asıl”ların sa- vaşını konuşuyoruz.

ABD için iki yol var.

Ya çılgınlık yapmaz: Böl- geye saygılı uzlaşmaya razı olur.

Sonuç: Kendi çıkarlarını kısmen koruyabilir.

Ya da “asıl”lar savaşına yeltenir: Ağır yenilgi alır.

Kaçınılmaz sonuç: Bölge- deki bütün alanlarında çö-

ker. 

ABD tereddütte.

Kendi içindeki kavganın sebebi de bu.

Öncelikle: Eskisi gibi tek süper devlet değil.

Dünya artık çok kutuplu.

Artı: Müttefiklerini kaybet- ti.

Yanında kalanlara bakalım:

İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Cumhuriyeti, PKK/PYD, Barzaniler.

Hepsi ABD’nin eline ba- kıyor. Hiçbirinin geleceği yok.

Bu yüzden: ABD, “asıl”lar-

la savaşı göze alamıyor.

Kaybedeceğinin farkında.

Aksi takdirde: Çoktan işgal harekâtını başlatırdı.

2001’de Afganistan’da...

2003’te Irak’ta yaptığı gibi.

Suudi Arabistan...

İran’la, Hizbullah’la savaş- maktan söz ediyorlar.

Önce Riyad’dan başlaya- lım.

Katı gerçek şudur: Suudi Arabistan gerçek devlet de- ğildir.

Sistem: Petro-dolarların paylaşımına dayalı bir büyük şirkettir. 12 kabileli.

Bakmayın on milyarlarca

dolar silah almalarına.

Suudilerin ölme yeteneği olan... Milli bir ordusu yok.

“Ordu”sunun görevi belli:

“Vatan”ı değil, petrol salta- natını korumak.

Sonuç: ABD ve İsrail sa- haya inmezse... Suudiler sa- vaşı göze alamaz.

Devam edelim. Ve söyle-

nenlere bakalım.

Görünüşte: Amerikan cep- hesinin savaşta öncelikli hedefi İran.

İlan ettikleri amaç: “İran’ı geri püskürtmek”...

Gerçekte ise hedefleri daha

büyük.

Genel amaçları: Bütün bölgeyi parsellemek.

Pek saklamıyorlar.

Çizdikleri çerçeve: Siyasi sınırlarla demografiyi birbirine uydurmak.

Yani: Ülkeleri etnik ve mezhebi temelde bölmek.

Birileri kendini ve milleti

kandırmasın.

ABD cephesinin öncelikli hedefi İran’la sınırlı değil.

Hiç unutmayalım.

Hedef tahtasının merke- zinde iki ülke var: Türkiye ve İran.

Önce tek tek... Şimdi bir- likte... Parselasyonu durdur- dular.

Sonuç: ABD, tarih ve dev- let birikimi güçlü iki ülkeyi aşamıyor.

Özel hedef seçilmelerinin nedeni de bu.

En büyük delil sahada.

Oraya bakalım.

Türkiye, ABD’ye 3 yıldır soruyor: Senin müttefikin kim? Ben mi, PKK/PYD mi?

Başkanlar değişti. Cevap aynı kaldı. ABD, PKK’yı ter- cih etti hep.

Başbakan Binali Yıldı-

rım’ın son ziyareti...

ABD Başkan Yardımcı- sı’yla masaya oturdu.

W a s h i n g t o n ’ u n PKK/PYD’yi kullanmasını gündeme getirdi.

Dedi ki: “DEAŞ gitti, artık o ortaklığı bozun...”

Mike Pence, Yıldırım’ı red- detti: “Ortaklığımız biraz daha devam edecek” (9.11.2017).

Sonuç niyetine: 

Soru 1: ABD, PKK’dan neden vazgeçmiyor?

Türkiye zayıf, PKK güçlü olduğu için mi?

Cevap: Elbette hayır.

Mesele şu: ABD, Türki- ye’yi bölmeye çalışıyor.

Araç olarak da PKK’yı kullanıyor.

Soru 2: Türkiye’yi bölmek,

geleceğe ait bir proje mi?

Cevap: Hayır. Bugün yü- rüttüğü bir operasyon.

ABD, gerçekten sadece

İran’ı hedef seçseydi... Her şey farklı olurdu.

Türkiye’yi yanına çekmeye çalışırdı öncelikle.

Yapması gereken de bel- liydi: PKK’dan vazgeçmek.

Oysa Washington tam ter- sini yapıyor: PKK’yı değil, Türkiye’yi gözden çıkarıyor.

Son söz: Türkiye’ye düşen gereğini yapmaktır.

Rafet BALLI

rafballi@gmail.com

Köylerine oyun parkı istiyorlar

KARS´ın Selim ilçesine bağlı Laloğlu köyünde park olmadığı su taşımada kullanılan araçla köyde tur atan çocuklar, “Park istiyoruz” dedi. Selim ilçesi- ne 20 kilometre uzaklıktaki Laloğlu köyünde çocuk- ların eğlence mekânları da doğal ortamlar oluyor.

Ödevlerini yaptıktan sonra köy meydanında toplanan çocukların en büyük eğlencesi 4 tekerlekli tahtadan yapılmış su taşıma aracı. Sular taşındıktan sonra boş kalan araca binerek birbirlerini çeken çocukların en büyük isteği köylerine oyun parkının yapılması. Su ta- şıma aracı ile eğlenmeye çalıştıklarını belirten çocuk- lar, “Bu da olmasa canımız sıkılıyor. Köyümüzde park yok. Selim´de var, başka köylerde var ama bizim köyümüzde yok. Biz köyümüze park istiyoruz. Park olmadığı için tek oyunumuz bu” diye konuştu.

Ö Ö Ö

z

NE ÇIKANLAR NE ÇIKANLAR NE ÇIKANLAR

halklailiskiler@aydinlikgazete.com HAZIRLAYAN: EMRE ŞEKERCAN

MANİSA’nın Demirci ilçesinde, kış aylarının değişmez lezzeti kestane, üreticinin yüzünü güldürdü.

Yaklaşık 600 ton rekolte beklenirken, kilosu 10-15 liradan satılan ürünler, işlenmiş kestanenin merkezi konumundaki Bursa’dan alıcı buluyor.

Demirci’de önemli bir geçim kaynağı kestane yetiştiriciliğinde, üretici hasat sevincini yaşadı. Kış aylarında oldukça sık tüketilen kestane, ağaçlardan zorlukla toplanıp satışa hazır hale getiriliyor. İlçede yıllardır üretimi yapılan kestanede verimli bir yıl yaşanırken, üretici 600 ton civarında rekolte bekliyor.

Yıllardır kestane toplayıp geçimini sağlayan Mus- tafa-Fadime Sezer çifti, yaşlarının ilerlemesine rağ- men, ağaçlardan uzun sırıklarla kestaneleri düşürüp yerden topluyor.

HASAT ZAMANINA DİKKAT

İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü İslam Köse, Demirci’de uzun yıllardır kestane üretiminin yapıldığını belirterek, hasat zamanının doğru belir- lenmesinin kaliteyi etkilediğini söyledi. Hasadın ekim ayı ortasında başlayıp kasım ayının ortalarında son bulduğunu ifade eden Köse, “Demirci’de 180 üretici, 28 bin 560 kestane ağacından hasat yapıyor.

Bu yıl yaklaşık 600 ton civarında rekolte bekleniyor.

28 bin ağaçtan ancak yarısı meyve veriyor. Bütün ağaçlar meyve verdiğinde daha çok kestane üretimi yapılacak” diye konuştu.

KESTANENİN MERKEZİNDEN GELİP SATIN ALIYORLAR

Üreticilerin kestanenin kilosunu 10 ila 15 lira arasında sattığını dile getiren İslam Köse, “Kestane toplamak zahmetli bir iş. Hasadı çiftçiler kendileri yapıyor. Birbirlerine yardım ediyorlar. Uzun sırıklarla ağaçlar çırpılıyor. Sırıklarla düşürülen kestaneler yerden toplanıp çuvallanıyor ve daha sonra içleri çıkartılıyor. Demirci’de toplanan kestaneler, Bur- sa’dan gelen alıcılara satılıyor. Bursa’da kestane azaldı. Manisa’dan alınan kestaneler kestane şekeri yapımında kullanılıyor. Bizim kestanemizin tadı da çok beğeniliyor. Damarsız kestane olduğu için özel- likle kestane şekeri için talep görüyor” dedi.

Kestanede zorlu hasat

Manisa’nın Demirci ilçesinde bu yılki kestane hasadı çok verimli geçiyor.

Demircili üreticiler bu yıl üretimden 600 ton rekolte bekliyor

Manisa’nın Demirci ilçesinde bu yılki kestane hasadı çok verimli geçiyor.

Demircili üreticiler bu yıl üretimden 600 ton rekolte bekliyor Manisa’nın Demirci ilçesinde bu yılki kestane hasadı çok verimli geçiyor.

Demircili üreticiler bu yıl üretimden 600 ton rekolte bekliyor Manisa’nın Demirci ilçesinde bu yılki kestane hasadı çok verimli geçiyor.

Demircili üreticiler bu yıl üretimden 600 ton rekolte bekliyor Manisa’nın Demirci ilçesinde bu yılki kestane hasadı çok verimli geçiyor.

Demircili üreticiler bu yıl üretimden 600 ton rekolte bekliyor Manisa’nın Demirci ilçesinde bu yılki kestane hasadı çok verimli geçiyor.

Demircili üreticiler bu yıl üretimden 600 ton rekolte bekliyor

www.vatanpartisi.org.tr

BAŞSAĞLIĞI BAŞSAĞLIĞI

Dostumuz, şair, yazar Hasan Hüseyin Yalvaç'ın eşi

FAİZE YALVAÇ’

ı

kaybettik.

Yalvaç ailesinin acısını paylaşır,  yakınları ve dostlarına başsağlığı dileriz.

Erkan Önsel İstanbul İl Başkanı

Niğde Devlet Hastanesi'nde bir süredir tedavi gören, Darboğaz halkının çok sevdiği,

cesur ve güzel insan;

Vatan Partisi Üyesi

ZEKİ AĞIR’

ı

kaybettik.

Mekânı cennet olsun.

Onu hep hatırlayıp, aramızda yaşatacağız !

AİLESİ

PARTİLİ ARKADAŞLARI DARBOĞAZ HALKI

Kırkağaç kavunu kış için ipe bağlandı

MANİSA’da dayanıklılığı ile ünlü Kırkağaç kavununda hasat sezonunun ardından yaklaşık 15 bin ton ürün, kışın satışa su- nulmak üzere iplerle asılarak depolanmaya başlandı.

Çürümeye dayanıklı olması, aroması ve sert kabuğuyla diğer kavun türlerinden ayrılan ve bu özellikleriyle 2008 yılında coğrafi işaret tescili alınan Kırkağaç ka- vununun büyük bölümü kış ay- larında pazara sunulacak. Kırk- ağaç Ziraat Odası Başkanı Sü- leyman Boğaz, ilçede bu yıl yaklaşık 800 çiftçinin 8 bin dö-

nüm alanda ürettiği kavunda hasat sezonunun verimli geçti- ğini, 25 bin tonluk ürünün bir bölümünün pazara sunulduğu- nu söyledi.Kavunun diğer tarım ürünlerine göre getirisinin son yıllarda azalması nedeniyle üre- timin giderek düştüğünü dile getiren Boğaz, geçen yıl bin 300 çiftçinin 39 bin ton kavun ürettiğini ancak tarladan satış fiyatlarının kilogram başına 80 kuruşa kadar gerilemesi nede- niyle çok sayıda çiftçinin farklı ürünlere yöneldiğini anlattı.

Boğaz, bu yıl kurulan bağ-

lantılarla 5 bin tonluk kavunun Almanya, Fransa ve Balkan ül- kelerine gönderileceğini kay- detti.

Kavun üreticisi Nevzat Aydın da her yıl 25-30 dönüm alana ektikleri kavunun önemli bölü- münü depolara kaldırarak kış aylarında pazara sunduklarını söyledi. Kavunların tek tek pa- muk ipliğiyle depolardaki askı- lara bağlandığını, birbirine değ- meyecek şekilde yerleştirildiğini anlatan Aydın, bunların sık sık kontrol edilerek çürüklerin ayık- landığını belirtti.

Doğu Perinçek

TÜYAP Kitap Fuarı’nda

VATAN Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek bu- gün Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapılan 36.

Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda kitaplarını imzalayacak.

Kaynak Yayınla- rı’nda çıkan “FETÖ Darbesi” ve “Asya Çağının Öncüleri”

başlıklı kitaplarını 13.00’ten itibaren imzalayacak olan Perinçek, öncesinde bir söyleşi gerçek- leştirecek.

Perinçek, imza öncesi 11.00’de TÜYAP Fuar ve

Kongre Merkezi’nin Inte- rexpo Salonu’nda “Atlan- tik’ten Avrasya’ya” adlı bir söyleşi gerçekleştirecek.

(4)

SEDA AKYÜZ / MÜJDE OKTAY

E

ĞİTİM-ÖĞRETİM yılına sınav kao- suyla başlayan öğrenciler her geçen gün bir değişiklik ile karşılaşıyor. Yük- seköğretim Kurulu (YÖK) önceki gün gece yarısı yeni sınav sisteminde yine bir değişiklik yaptı. YÖK, daha önce tek günde yapılacağı duyurulan Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) iki oturumunun iki ayrı günde yapıl- masına karar verdi. Buna göre, Temel Yeterlilik Testi’nin (TYT) birinci oturumu 23 Haziran 2018 Cumartesi, ikinci oturum ile Dil Sınavı ise 24 Haziran 2018 Pazar yapılacak.

EK SORULAR GETİRİLDİ!

YÖK sadece sınav tarihlerini değiştirmekle kalmadı. Daha önce öğrencilere sadece Türkçe ve matematik sorularının yöneltileceğini açık- layan YÖK, din kültürü, felsefe, fen bilimle- rinden de soru sorulmasına karar verdi.

Yapılan değişikliğe göre, Türkçe testindeki 40 soruya ek olarak 20 sosyal bilimler (Coğ- rafya, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Felsefe ve Tarih), matematik testindeki 40 soruya da ek olarak 20 fen bilimleri sorusu (Biyoloji, Fizik ve Kimya) olmak üzere toplam 120 soru yer alacak. Sınav süresi ise 135 dakika olarak belirlendi.

Gece yarısı yapılan bu değişikliği eğitim- cilere sorduk. Öğrencilerin, öğret- menlerin ve etüt merkezlerinin ilk açıklamaya göre sınava yö- nelik çalışmasının başladığını hatırlatan eğitim sendikaları temsilcileri, öğrencilerin her geçen gün ‘yine bir değişiklik mi olacak?’ kaygısı ile sınava hazırlandıklarına işaret etti.

‘ÖĞRENCİLER KAYGILI’

Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım:

Yöntem ve şekil olarak bu sistemin doğru olmadığını söyledik. Çocuklar ilk açıklamaya göre zaten çalışmaya başlamıştı. Bu yeni açık- lamalar çocukları olumsuz etkileyecek. Ba- şarısızlığa itecektir. Yeni sınav sisteminin bu yıl uygulanmaması konusundaki uya-

rılarımıza rağmen bakanlık ısrar etti. Ancak gelinen aşamada kamuoyu tepkisinin ne ka- dar haklı olduğunu gör- düler. Tepkiye göre sınav sistemini revize etiler. Bu belki anlamlı olabilir. An- cak zaman geçti. Kasım ayındayız. Çocuklar ilk açıklamanın ardından ders- lere yöneldiler. Etüt merkez- leri yeni sisteme göre kendini

formatladı. Çocuklar da ona göre ders kitap- larını aldı.

İlk sınavda felsefe, fen bilimleri, din kültürü sorulmayacak denildiği için bu çocuklar bu derslere bakmıyor. Çalışma saatlerini prog- ramladılar. Şimdi bir anda tekrar kitaplarınızı çıkartın diyorsunuz. Bu olmaz! Türkiye’nin geleceğinin tasarlandığı bir sınavla ilgili böyle gelişi güzel kararlar almak doğru değil. Bakın, çocuklar sürekli sistemin değişebilme psi- kolojisine alıştılar ve buna karşı kaygı ve endişeliler.

‘SİSTEM YAKLAŞIMI YOK’

Ölçme ve Değerlendirme Bö- lümü Öğretim Üyesi emekli Prof.

Dr. Nizamettin Koç:

Yine günü birlik, ciddi çalışma olmadan alınmış bir kararla karşı karşıyayız. Gelen tepkilere göre bir

ilave, çıkartma yapılıyor. Bir sis- tem yaklaşımı yok. Sınav sistemi

dikkatli hazırlanmış olsa 2 hafta önce açıkladıklarından vazge- çerler mi? Çocukların da, ve- lilerin de, öğretmenlerin de kafası karışık. Günübirlik yaklaşımlarla bir çalışmaların yapılması kabul edile- mez. Öğrenciler hem kaygılı, hem de kafası karışık. Bu çocuklar sistem ilk açıkladığından sonra hemen çalışmaya başladı. Şimdi so- rular koyuyorsunuz. Birinci oturumdan kaç puan aldık- larını bilmeden yine sınava gi-

recekler. Peki, siz neyi değiş- tirdiniz? Öyle bir hale ge-

tirildi ki, tekrar bir yama yapabilirler! Akademik ça-

lışma yapmadıkları ve uzman görüşü almadıkları için bu kaosu yaşıyorlar. Öğrencileri kafaları daha çok karıştıran bir sisteme doğru sürüklüyorlar.

‘KABAK TADI VERMEYE BAŞLADI’

Ulusal Eğitim Derneği Genel Baş-

kanı Nazım Mutlu:

Bütün sorun alt yapısı olmayan bir sistem- den kaynaklanıyor. Her gün sınavlarla ilgili yeni bir değişikliğe uyanıyoruz. Deyim yerin- deyse bu iş iyice kabak tadı vermeye başladı.

Bakanlık eğer samimi bir iş yapmak istiyorsa şu ana kadar uyguladığı çalışma yönteminden vazgeçmeli. Böyle iş olmaz. Gençlerimizin kafasını karıştırmaya, psikolojilerini bozmaya kimsenin hakkı yok.

Bakanlık tüm müfredat ve sınav çalışmalarını çöpe atmalı ve uzmanlarla oturup eğitim tarihi- mizin birikimlerinden yararlanarak, yurtdı- şındaki başarılı eğitim sistemlerine bakarak ciddi bir çalışma yap- malıdır. Ve bu çalışmaya öğretmeninden öğrencisine, akademisyeninden eğitim uz- manlarına kadar herkesi dahil etmelidir. Eğer bunu yapmazlarsa yapacakları her iş sakatlıkla sonuçlanacaktır. Gencecik bir kuşağa yazık etmeden alt yapısı sağlam, güvenilir bir sisteme acilen geçilmeli.

‘SİL BAŞTAN ÇALIŞIYORLAR’

Tüm Öğretim Elemanları Der- neği İstanbul Şube Başkanı

Kürşat Yıldız:

Bilimin gereklerine göre değil esen rüzgâra göre sü- rekli rota değiştiriyorlar. İyi düşünüp her şeyi ölçüp tart- tıktan sonra karar vermek yerine kim ne diyorsa ona göre karar veriyorlar. Şimdi de din dersi felsefe ve fen bilgisi dersleri eklendi. Din dersi önemini kaybetmesin diye TYT’ye son anda dâhil ettiler. 15 gün sonra yeniden değiştir- meyeceklerinin de garantisi yok. Kasım ayının ortasına geldik ama sınav sistemi içler acısı.

Adaylar sürekli bir kafa karışıklığı içinde sil baştan çalışma programı hazırlıyorlar. Böyle bir ruh hali içindeki adaylar nasıl başarı sağ- layacak? Arapsaçına dönen bir sınav sistemi ve inanın öyle bir yerde tıkanacak ki Bakanlık bile işin içinden çıkamayacak hale gelecek.

4

Ankara: 13/2 İstanbul: 16/11

c

İzmir: 21/10

c

Antalya: 23/13

c

Adana: 24/10

c

Diyarbakır: 19/5

d

Erzurum: 9/-1

c

Sivas: 14/-1

d

Trabzon: 16/12

d

Zonguldak: 14/10

c

Bursa: 19/6

d

Konya: 17/5

d

İmsak05:55 Güneş07:22 Öğle 12:40 İkindi15:19 Akşam17:44 Yatsı19:05 İSTANBUL İmsak06:11 Güneş 07:40 Öğle 12:55 İkindi 15:32 Akşam 17:58 Yatsı 19:20 İmsak 06:17 Güneş 07:41 Öğle 13:02 İkindi 15:45 Akşam 18:10 Yatsı 19:29

ANKARA İZMİR

CMYK YAPILAN tüm uyarılar ve artırılan dene- timlere rağmen trafik kazalarında azalma meydana gelmiyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı Ocak-Ekim döneminin trafik bilançosunu ka- muoyu ile paylaştı. Buna göre; geçen Ekim ayında ülke genelinde meydana gelen 37 bin 223 kazada 26 bin 756 kişi yaralanırken 299 can kaybı vakası yaşandı. Yılın Ocak- Ekim döneminde ise meydana gelen 344 bin 332 kazada 3 bin 21 kişi hayatını kaybetti, 259 bin 521 kişi de yaralandı. Resmi verilere göre; trafiğe kayıtlı araç sayısının 20 milyonu aştığı Türkiye’de bu yılın ilk 10 ayında günde ortalama bin 147 kaza meydana geldi. Or- talama saatte 48 kazanın vuku bulduğu yılın 10 aylık döneminde günde yaklaşık 11 kişi hayatını kaybederken, 865 kişi de yaralandı.

Yılın 10 aylık dönemindeki kazalardan 3 bin 113’ü ‘duran araca çarpma’, 778’i ‘hay- vana çarpma’, 22 bin 879’u da ‘yoldan çıkma’ şeklinde oldu. 162 bin 532 kazaya sürücü, 15 bin 93 kazaya yaya, bin 271 kazaya yol ve 701 kazaya yolcu sebebiyet verdi. 10 aylık 4 bin 776 kazaya kırmızı ışık veya görevlinin ‘dur’ işaretinde durmayan sürücüler sebebiyet verirken, alkol alıp direk- siyona geçen 2 bin 691 sürücü ise ölümlü ve yaralamalı kazaya karıştı. Aşırı hız yapan bin 891 sürücü de kazaya davetiye çıkardı.

Trafik kazaları her gün 11 can alıyor

KISA CA

halklailiskiler@aydinlikgazete.com HAZIRLAYAN: MÜJDE OKTAY

T T OPLUM OPLUM

2017/1 SATIŞ

Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri : TAŞINMAZIN

Özellikleri : Mersin İl, Yenişehir İlçe, 623 Ada, 55 Parsel, Bahçe Mahallesi, Zemin Kat 4 No’lu Bağımsız Bölüm, Taşınmaz İnönü mahallesi, 1401 sk. no:9 İnci Apt. Zemin kat D:4 Yenişehir- Mersin adresinde bulunmaktadır. Ko- num olarak çevresinde konutlar, iş yerleri, okullar, parklar ve diğer sosyal alanlar bulunmakta, ulaşım toplu taşıma araçları ile sağlanabilmektedir. Taşınmaz şehrin gelişmiş, altyapısı tamamlanmış bir bölgede belediyenin yol, su, elektrik, çöp toplama, ilaçlama vs. hizmetlerinden faydalanabilir durumda, Bina zemin+4 kattan oluşan betonarme yapı olup her katta 4 adet mesken bulunmaktadır. Bina girişi zemin kattan sağlanmakta olup giriş kapısı taşınmaz binanın zemin katında doğu-Kuzey cephede bulunmakta olup salon, 3 oda, mutfak, banyo, WC+lavabo, antre+hol ve 1 balkondan oluşmaktadır.

Mesken giriş kapısı, iç kapılar ve pencereler ahşap doğramadır. Dış pencereler ayrıca demir korkulukludur. Mesken içinde WC ve banyo duvar ve döşemeleri fayans kaplıdır. Diğer mahal döşemeleri paledyen cinsi karo kaplı, duvarlar ise sıva üzeri mat boyalıdır. Banyoda duşa kabin mevcuttur, mutfakta mermer tezgah ve tezgah altı- tezgah üstü dolaplar bulun- maktadır. Taşınmaz bu hali ile satışa sunumuştur.

Adresi : İnönü mahallesi, 1401 sk. no:9 İnci Apt. Zemin kat D:4 Yenişehir - Mersin

Yüzölçümü : 107 m2

Arsa Payı : 80/2160

İmar Durumu : Ayrık Nizam 5 (A-5) Kat konut alanı isabet etmektedir.

Kıymeti : 140.000,00 ¨

KDV Oranı : %1

Kaydındaki Şerhler : Dosyasında

1. Satış Günü : 22/12/2017 günü 14:30 - 14:50 arası 2. Satış Günü : 24/01/2018 günü 14:30 - 14:50 arası

Satış Yeri : Mersin 3.Sulh Hukuk Mahkemesi Duruşma Salonu Satış şartları :

1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün so-

nuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin

%50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir.

2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir.

3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit ol- madıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır.

4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müte- selsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır.

5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir.

6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak iste- yenlerin 2017/1 Satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 25/10/2017

(İİK m.126)

(*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.

* : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir.

BASIN: 695927 (www.bik.gov.tr)

T.C. MERSİN 3. (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI

Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de

Ünİversİteye gİrİş sınavı gece yarısı

yİne değİştİ!

Sık yapılan sınav değişikliği

Vakitsizlik çocukları MUTSUZ EDİYOR

YETİŞKİNLERİetkisialtınaalanteknolojinin çocukların psikolojisini olumsuz etkilediğini belirtenUzmanPsikologEmelGüler,“Araş- tırmalara göre, ailenin dikkatinin çocuğun üzerindeolduğusüreçokkısavebudurum çocuklarımutsuzediyor”dedi.

Modernyaşamıngetirdiğiolanaklarınve çalışma hayatının anne babaları da etkisi altınaaldığınıifadeedenGüler,“Teknolojinin hayatın her alanında var olmasıyla birlikte annelerçocuklarıylaenfazlabeşdakikabirebir zaman geçiriyor. Bu süre çocukları mutlu etmekiçinyeterlideğil.Günümüzdeyetişkinleri dahiesiralanteknolojininçocuklarınpsikolojisi üstündedeçokciddietkileribulunuyor”diye konuştu.

Ortayaçıkanolumsuzluklarınüzerindedu- rulmasıgerektiğinisöyleyenGüler,şöyleko- nuştu:“Hastabirçocuğunihmaledilmeden doktorabaşvurulmasınınönemliolduğugibi;

psikolojik ve sosyal gelişimi için de benzer yaklaşımasahipolunmasıgerekiyor.Herne

kadarbirlikteuzunzamangeçirildiğidüşünülse deetkileşiminvedikkatintamamençocuğun üzerindeolduğusüre,düşünülendençokdaha kısa. Aynı ortamda bulunuyor olmak aynı ortamıpaylaşıyorolmakbirliktevakitgeçirildiği anlamına gelmez. Zamanın sadece süresi değil,niteliğideönemli.”

‘SENİ ÖNEMSİYORUM’

MESAJINI VERİN

Ailelerinçocuklarınaverdiklerimesajlara dadikkatçekenGülerşöyledevametti:“Ço- cuklarlabirliktegeçirilensüreiçerisindeço- cuklara,‘seniniçinburadayım’,‘senidinliyo- rum’, ‘seni anlıyorum’, ‘seni önemsiyorum’

mesajlarınınverilmesigerekiyor.Ayrıca,ai- lelerinçocuklapaylaştığısürekısaolsabile etkileşimin ve farkındalığın olması, çocukla olan birlikteliği anlamlı kılmak için önemli.

Çok pahalı ve karmaşık oyuncaklar yerine birliktezamangeçirmekçocuklukanılarında dahafazlayeralıyor.”

Orhan Yldrm

Nazm Mutlu

Nizamettin Koç

Kürat Yldz

Emel Güler

YÖKyenisınavsistemindeyinedeğişiklikyaptı.Dahaönceilk

oturumdasadeceTürkçevematematiksorularınınbulunacağını açıklayanYÖK,butestlereek20sorugetirilmesinekararverdi.

EğitimcilerYÖK’e,‘Çocuklarsüreklisistemindeğişebilme

psikolojisiylekaygıveendişetaşıyorlar’sözleriyletepkigösterdi

(5)

AYDINLIK / ANKARA

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, dünya ekonomisinin en kırıl- gan 5’li listesinin tek değişmeyen ül- kesinin Türkiye olduğunu belirterek,

“Yeni listede, Arjantin, Mısır, Katar ve Pakistan’la birlikteyiz. Ekonomi sınıf- landırmasında magmaya kadar indik”

dedi.

Erdoğdu, dün Türkiye ekonomisinin durumu ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

Uluslararası kredi derecelendirme ku- ruluşu S&P Global Ratings’in iki yıl önce “kırılgan beşli” kavramını ilk kez kullanmaya başladığını bildiren Erdoğdu, Türkiye’nin Brezilya, Hindistan, Endo-

nezya ve Güney Afrika ile birlikte bu kategoriyi paylaştığını hatırlattı.

TL’nin 2017 başından itibaren bu- güne kadar eski kırılgan beşli ülke içinde dolara karşı değer kaybeden tek para birimi olarak kaldığını ve Türkiye’nin bu kategorinin adeta demirbaşı haline dönüştüğünü ifade eden Erdoğdu, şu görüşleri dile getirdi: “Çünkü ekono- mimiz dibe inerken, hükümet hala iyi- leşen ekonomi algısı yaratmak için eko- nominin magazinini yapıyor. Bu ciddi- yetsizlik ekonomi yetkililerinin sunum- larına da yansıyor. Hükümet milleti al- gılarla kandırmak yerine bu küçük dü- şürücü kategoriden çıkmak için çareler üretmeli.”

HAZIRLAYAN: RECEP ERÇİN halklailiskiler@aydinlikgazete.com

Uğur CİVELEK

ucivelek@aydinlikgazete.com

PERİSKOP

Ekonomik ve finansal

eğilimler güven vermiyor!

G

EREK bu hafta Türkiye İstatistik Kurumu tara- fından açıklanan veriler ve gerekse finansal piyasalardaki eğilimler, bu yılın son çeyrek dönemi ve 2018 senesinin ge- neli için iyi şeyler söylemiyor.

Beklentilerin olumsuzlaşma eği- liminde olduğu ve makrœko- nomik görünümün yeniden olumsuzlaşmaya başladığı dikkat çekiyor.

Eylül ayı sanayi üretim verisi bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 10.4 oranında art- mış; fakat mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış veriler, bir ay öncesine göre artışın yüzde 0.6 ile sınırlı kaldığına işaret ediyor. Bir yıl öncesinin aynı dönemindeki travmalı dur- gunluk nedeniyle oluşan baz et- kisinin görünümü farklılaştırdığı gözleniyor. Bu yılın üçüncü çey- rek dönemine ilişkin büyüme rakamı yüksek çıkacak; ancak aynı şekilde devam etmek ve görece yüksek bir rakamın ar- dından gelecek yıl daha fazlasını bulmak pek mümkün olamaya- cak gibi görünüyor!

VERİLERİN ANLATTIĞI Yine Eylül ayında trafiğe kaydı yapılan araç sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 19.8 ora- nında artarken, bir ay öncesine göre yüzde 7.5’lik bir daralma yaşanmış. İşgünü sayısının fark yanı sıra geleceğe yönelik tüm beklentilerin ciddi şekilde değiş- miş olması sonuç üzerinde be- lirleyici olmuş olabilir. Benzer bir durum daha sonra açıklana- cak Eylül ayı konut satışları ra- kamına da yansıyabilir!

Sanayi üretimi ile trafiğe kaydı yapılan araç sayılarında baz et- kisine bağlı güçlü yıllık değişim, Eylül ayı perakende satış ra- kamlarında gözlenmemiş! Bu tuhaflığın sebepleri önemli ola- bilir! Takvim etkisinden arındı- rılmış ve sabit fiyatlar ile hesap- lanmış veriye göre, Eylül ayı perakende satışları bir yıl önce- sinin aynı ayına göre yüzde 1.2 oranında azalmış. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış ve sabit fiyatlar ile hesaplanmış rakam ise, bir ay öncesine göre yüzde 0.6’lıık bir daralmaya

işaret ediyor.

Yukarıda aktardığımız verileri anlamaya çalışırken Eylül ayında finansal cephede yaşanan ha- reketleri ve beklentilerdeki etkisini de hesaba katmak gerekiyor.

Söz konusu ayın başında Kurban Bayram vardı ve aynı haftanın devamı için de idari tatil söz ko- nusu olmuştu. İlk on günde dolar kurunun 3.40 seviyesinin altına indiği dikkat çekmişti. Takip eden yirmi günlük sürede ise eğilim yön değiştirerek 3.55 dü- zeyinin üzerine sıçramıştı; genel beklentilerde henüz önemli bir değişikliğe sebep olmamıştı. Fa- kat kredi hacmindeki artış önceki birkaç ayda olduğu gibi ivme kaybetmeyi sürdürmüştü.

LİSTE BAŞINA YAZIYORLAR

Eylül ayı verilerini değerlen- dirirken dikkate alınması gereken bir konu daha var. Sene başında mobilya ve beyaz eşya gibi ürün- lerde uygulamaya sokulan vergi teşvikleri Eylül ayı sonunda yü- rürlükten kalktı. Başka bir deyişle geleceğin talebini öne çekme girişimi sona erdi. Söz konusu aya ilişkin farklı veriler bu po- tansiyelin birkaç ay öncesinde büyük ölçüde tüketilmiş oldu- ğunu, takip eden birkaç yılda iç talep dinamiklerinin canlı ola- mayacağını düşündürüyor.

Koşullar böyle olunca sormak gerekiyor! Yakın geleceğin bü- yüme potansiyelini kısmen tü- ketip enflasyon baskılarını azdırdı isek, küresel koşulların olum- suzlaşmaya devam edebileceği 2018 yılında ne yapacağız? İş- sizliğin ve istikrarsızlığın artmasını nasıl önleyeceğiz? Riskten ka- çınma eğiliminin güçlenmesini engelleyebilecek araçlara ve iliş- kilere sahip miyiz?

Kısa vadeli bakış açısının esa- retinden kurtulamayan ve ha- yalperestlikten vazgeçemeyen kesimler, bu ve benzeri sorulara yanıt aramıyor ve gerçekçi ol- maya yanaşmıyor! Bu seneye ilişkin üçüncü çeyrek büyüme- sinin yüksek olması, açmazlara çözüm üretmiyor! Fakat dışarıda birileri, ülkemizi en kırılgan ül- keler listesinin başına yazmaktan geri durmuyor!

dolar

3.8529

 avro 4.4974  cumhuriyet alt›nı  BİST - 100

109.041

faiz

13.55

1072 TL   $ 64.02 b. petrol 

Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, ‘Paradise Papers’

adıyla anılan ve son günlerde Türkiye’de de tar- tışılan konular ile ilgili bir açıklama yaptı. Türk denizcilik sektörü hakkında kamuoyunda yanlış izlenimler oluşturulacak tartışmalar olduğuna işaret eden Kalkavan, “Türkiye’de Türk Uluslar- arası Gemi Sicili’ne (TUGS) kayıtlı olan gemiler Malta ve benzeri ül-

Türk gemilerinin, Türkiye dışındaki ülkelerin sicil kaydında bulunmalarının nedeni vergisel avantaj değil, dünya deniz ticaretinde operasyonel ve finansal olarak dezavantajlı duruma düşmemektir.

Bu durum, denizcilik sektörüne Malta ve benzeri ülkelerdeki ile eş değer imkanlar sunan Türkiye için tek kuruşluk bile vergi kaybına neden ol- mamaktadır” dedi.

2017/1036 TLMT.

Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri : 1 NO’LU TAŞINMAZIN

Özellikleri : Kocaeli İl, Körfez İlçe, 257 Ada, 25 Parsel, Yarımca (Şuyulandırma) Mahalle, Şuyulandırma Mevkii, 26 No’lu Bağımsız Bölüm; Parsel üzerinde yeni yapıldığı anlaşılan 22 adet 7 katlı 7 adet 6 katlı, betonarme apart- man ayrıca yüzme havuzu, büfe, kreş,mescit yapıları bulunmaktadır. Mehmet Akif Ersoy Caddesine cepheli blokların bodrum ve zemin katları dükkan diğer normal katları konut olarak inşa edilmiştir. Satışa konu taşınmazın bulunduğu J blok parselin orta kısmında yer almaktadır, satışa konu 5.kat 26 no’lu mesken blokun güney kısmındadır, dairenin sadece cephesi açık diğer cepheleri kapalıdır, konut asansörlüdür, yaklaşık 155 m2 alana sahip mesken 3 oda (ebeveyn yatak odasında duş bulunmaktadır), bir salon, mutfak, hol, banyo, antre, wc ve 1 adet balkon mekanlarından müteşekkil konut olarak iskan edilmektedir, konutun zemini laminat parke, giriş kapısı çelik kapı, iç doğramaları ahşap, dış doğramalar PVC ve ısıcamlıdır, duvarları saten alçı boyalı ve kartonpiyerlidir, konut doğalgazlı kombili ısınma türündendir, konut site içerisinde olup, inşaatında normal standart yapı malzemeleri kullanılmıştır.

Adresi : Mimar Sinan Mah. Mehmet Akif Ersoy Cad. No:88 Körfez / KOCAELİ Arsa Payı : 195/125250

İmar Durumu : 1/1000 Ölçekli İmar Planında;

Konut alanıda (ÖHB) kaldığı E=1.30, Hmax=4 kat olduğu belirtilmektedir.

Kıymeti : 320.000,00 ¨

Kaydındaki Şerhler : Diğer İrtifak Hakkı: 60.00 m2’lik kısımda trafo yeri olmak üzere Tedaş lehine daimi irtifak hakkı vardır, diğer şerhler dosyada mevcuttur.

1. Satış Günü : 08/01/2018 günü 14:00 - 14:05 arası 2. Satış Günü : 05/02/2018 günü 14:00 - 14:05 arası Satış Yeri : Körfez İcra Müdürlüğü

Satış şartları : 1- İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada

tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir.

2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir.

3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit ol- madıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır.

4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müte- selsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır.

5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir.

6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak iste- yenlerin 2017/1036 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 08/11/2017

(İİK m.126)

(*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.

* : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir.

BASIN: 697315 (www.bik.gov.tr)

T.C. KÖRFEZ İCRA DAİRESİ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI

Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de

ESNAFTAN AKARYAKIT İSYANI

Zamları frenleyin

Akaryakıta yapılan zamlar sanayiciden vatandaşa herkesin cebini vurdu. Kocaeli Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Kaya, zamların vergi indirimiyle frenlenmesini istedi

TANJU CILIZOĞLU

E

SNAF akaryakıt zamlarına isyan etti. Üst üste gelen zamlar giderleri iyice artırdı. Kocaeli Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Kemal Kaya,

“Doların ateşi söndürülmezse ekono- mimiz yanar” uyarısında bulundu.

Kemal Kaya, dolara bağlı olarak akaryakıta anında yapılan zamların zaten zorda olan ülke ekonomisini daha da zora soktuğunu belirtti.

“Türkiye ekonomisi kırılgan ve kaygan bir zeminde ilerliyor”

diyen Kaya, “Bu durumun olum- suz etkileri sürerken doların anla- şılmaz hızlı yükselişi ve anında akar- yakıt fiyatlarının artışı piyasalarımızı son derece kötü etkiliyor. Hükümet doların yükselişine endeksli akaryakıt zam-

mını buradan aldığı vergilerden fedakarlık ederek önlemezse piyasalardaki var olan çöküntü hızlı yıkımlara varır ki, bu bir krizin önlenemez sonuçlarını doğurur” uyarısında bulundu.

SİSTEM ÇÖKER!

Kemal Kaya, ticarette küçük esnafın önünü görmesi için yıllık plan yaptığını, akaryakıt zamlarının önce bu planı biçtiğini belirterek, şunları söyledi: “Her işletme hacmi ne olursa olsun yıllık bir ekonomik plan yapar. Bu plan dış etkenlerle de olsa uygulanamaz hale gelirse sistem çöker. Kiranız sabit giderlerinizle yaptığınız bu planı uygulayabildiğiniz oranda başarılı olursunuz.

Akaryakıtta günü birlik yapılan zamlar ülke ekonomisini yürü- temez hale getiriyor. Hükümetin bunu dikkate alarak doların avronun yükselişini hiç değilse frenleme çalışmaları süreleri içinde akaryakıt zamlarını kompanse etmesi kaçınılmaz olmalıdır.

Otomatik zamlar ülkede en çok küçük esnafı vuruyor. Sabit gelirli vatandaşlar zamları yaşam alanlarını daraltarak karşılıyorlar ki bu da ticaretin akışını sekteye uğratıyor.”

KEPENK İNDİ Mİ AÇILMAZ

“Esnaf kepenk indirdiğinde bilinsin ki o kepengi bir daha açmak çok zordur” ifadelerini kullanan Kemal Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her kapanan kepenk arkasında işsiz insanlar ve bir dram bırakır. Bütün sorun ülke ekonomisinin varlığını sürdürmek için hiç değilse dolara endeksli zamların piyasalara hemen intikalini hükümet bu kadar kolay yapmamalı, bu kolaylığı çare olarak düşünmemelidir. Ekonomisi çöken ülkelerde her alanda istikrar kaybolur. Akaryakıt zamlarının otomatiğe bağlanması asla çare değil tam tersi çaresizliktir. Ekonomiyi sizin yönetmeniz değil ekonominin sizi yönetmesidir ki bu hiç özlenen kabul edilebilir bir durum değildir.”

Kemal Kaya

Motorin 5 TL’yi geçti

MOTORININ litre fiyatına dün gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere 11 kuruş zam yapıldı.

Buna göre, Ankara’da ortalama 4.97 TL’den satılan motorinin litre fiyatı 5.08 TL, İstanbul’da da 5.03 TL oldu. Motorine en son 30 Ekim gecesi 18 kuruş zam yapılmıştı.

Benzine ise yine 30 Ekim’de yapılan 12 kuruş zammın ardından hafta içi 13 kuruş daha zam gelmiş ve litresi 5.60 TL’yi aşmıştı.

‘Dünyayla birlikte ekonomi de eriyecek’

EKONOMİ SERVİSİ EKONOM Gazetecileri Dernei (EGD), çevre ve küresel snma sorununu Küresel Isnma Kurulta- y’nda masaya yatracak.

Bu yl dokuzuncusu düzen- lenecek Küresel Isnma Ku- rultay’nda yenilenebilir enerjinin depolama boyutu ele alnacak.

“Enerjini Depola, Gele- ceini Kurtar” slogan ile 17 Kasm 2017 tarihinde saat 13.00-17.00 arasnda Pil Teknolojileri ve Elektro- Mobilite Piltech zirvesi kap- samnda stanbul Fuar Mer- kezi’nde yaplacak, IX. Kü- resel Isnma Kurultay

önemli isimlerin katlmla- ryla kamuoyunda farkn- dalk yaratmay hedefliyor.

Bu kapsamda EGD’nin 30 Kasm 2016 tarihinde Tarihi Havagaz Fabrikas

Kültür Merkezi’nde düzen- ledii VIII. Küresel Isnma Kurultay’nn kitab da ya- ymland.

KONU: PİL TEKNOLOJİSİ Kitaba ilikin bilgiler 9 Kasm 2017 Perembe günü stanbul’da Daikin So- lution Plaza’da Küresel Isn- ma hazrlk toplantsnda verildi. Acar Basm’n kat- klaryla yayma hazrlanan kitap, küresel snmann Tür- kiye ve dünyadaki etkileri ve acil alnmas gereken tedbirler açsndan “rehber”

nitelii tayor. Toplantnn açl konumasn yapan EGD Bakan Celal Toprak, amaçlarnn toplumda far-

kndalk yaratmak olduunu belirterek, “Bu ylki 9’uncu Küresel Isnma Kurultay, 17 Kasm 2017 tarihinde

‘Pil Teknolojileri ve Elek- tro-Mobilite Pltech zirvesi içinde stanbul Fuar Mer- kezi’nde gerçekletirilecek”

bilgisini verdi.

Toplantnn ana konu- macs stanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri h- racatçlar Birlii (KMB) Bakan Murat Akyüz de,

“Hepimiz biliyoruz ki, dün- yaya iyi davranmadk. Kü- resel snma çevresel oldu-

u kadar ekonomik, politik ve kültürel bir sorun ve bu nedenle üzerimize düen büyük sorumluluklar var.

Unutulmamal ki, dünyayla birlikte ekonomi de eriye- cek” dedi.

AĞAOĞLU’nun Maslak’ta inşa ettiği 2 milyon metrekare inşaat alanı ile Avrupa’nın en büyük karma yaşam projesi Maslak 1453’te hedef bir yıl içinde yüzde 90 kiralama yapmak. Dün şirketten yapılan açıklamaya göre, mağaza ve dükkânlarda şu ana kadar kiralamaların yüzde 20’si tamamlandı. Şirket 2018 yılı sonuna kadar ise yüzde 90 doluluk oranı hedefleniyor. Ağaoğlu Şirketler Grubu Kiralama ve Pazarlama Koordi- natörü Ayten Alpar, yaptığı açıklamada, “Şu ana kadar yaklaşık 40 marka ile sözleşme imza- ladık. 1453 metre uzunluğundaki Cadde 1453’te yer alan yaklaşık 240 mağazanın kiralaması devam ediyor. Önümüzdeki 3 ay çerisinde 20 marka ile daha sözleşme imzalayacağız” dedi.

Maslak 1453’te yüzde 20 tamam!

Referanslar

Benzer Belgeler

artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı

Açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek

artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan

artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan

Satn Yaplaca Yer : Küçükçekmece Adliyesi, cra Daireleri Bekleme Salonu, 1. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’n ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları

Grup Bina İşlerinde yer alan ve tek sözleşme ile son 15 yıl (y/on beş) içerisinde gerçekleşmiş 10.000 m2 ve üstü yapı inşaat alanı veya KDV hariç en az 7.000.000.- TL

nünden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir.Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini,rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları

gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir Bu artırmada ela malin tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve