TÜM TEMEL HAKLARIMIZ N NSANCA YA AMI SAVUNUYOR,
T, ÖZGÜR, DEMOKRAT K B R TÜRK YE ST YORUZ!
Halk za ça zd r:
nsanca ya am savunmak için, emekçilerin, ezilenlerin sesine ses katmak için 8 Ekim‘de Ankara‘da bulu uyoruz.
Sosyal duygulara sahip birer insan olarak, insanca ya amak için gerek duyulan en temel ihtiyaçlar n bile kar lanmakta zorland ve gittikçe de ya anmaz hale geldi i bir ülkenin emek ve meslek örgütleri olarak bugün önemli bir sorunu sizlerle payla mak istiyoruz.
Bu sorun, bütün di er sorunlar tek tek kapsamaktad r fakat onlardan daha can al öneme sahiptir: "Ya ama hakk n korunmas !" nsan n fizyolojik bir canl olarak ya am
sürdürmesi temel bir hakt r. Ama bundan daha da önemlisi, insanlar di er canl lardan ay ran özelliklerini koruyarak ya amas , yani insan n insanca ya ayabilmesidir.
Temsil etti imiz s f ve kesimler aç ndan Türkiye‘de ya am ko ullar her zaman zordu.
Halk n mutlulu unu ve refah , ülkesinin esenli ini dü ünen ve politikalar n merkezine bunlar alan bir siyasi hükümetle yönetilmedik u güne kadar. Onlar varolu lar n,
iktidarlar sa lamla rman n dayana olarak hep yerli ve yabanc tekelleri, uluslararas emperyalist/kapitalist organizasyonlar gördüler. Kendi halklar na s rt çevirip, halk n
yoksulluk, sefalet ve adaletsizlikler içinde ya ad gerçe ine gözlerini ve kulaklar kapat p, önlerine konulan politikalar harfiyen uygulamaya çal lar.
Bu gidi at do rultusunda her gelen gün, geçen günü arat r niteliktedir. nsan n insanca ya ayabilece i alan gittikçe daralmakta; güvencesizlik, geleceksizlik, i sizlik, sefalet, adaletsizlik alabildi ine yayg nla makta ve halk kesimleri hükümet taraf ndan azarlan p horlanmakta, buna kar ç kan, sesini yükselten muhalif dinamikler ise ya iddetle cezaland lmakta ya da eytan bile rtan yöntemlerle derdest edilmektedir.
Türkiye ekonomik, siyasal, sosyal alanlar n tümünde birden büyük bir çözümsüzlük içindedir.
Küresel krizin de etkisiyle i sizlik artm , yoksulluk ve açl k art k gözlerden gizlenemeyecek bir duruma gelmi tir. Etnik ve dinsel kökenli farkl klar, toplumsal bar sa layacak yönde çözüme kavu turulamamakta, tam tersine çeli kilerin giderek derinle tirildi i bir siyaset yürürlü e konmaktad r.
Anayasa Referandum sürecinde kamu emekçilerine "toplu sözle me düzeni getiriyoruz"
denilmi ti. Oysa gündeme getirilen 4688 say Yasa‘daki de iklik ile b rak n özgür toplu sözle meyi, kamu emekçilerinin grev hakk bile engellenmektedir. Özel stihdam Bürolar ile emekçiler kölele tirilmeye, Torba Yasa ile emek sömürüsü daha da
art larak emekçilerin sürgün edilmelerine ve güvencesizle tirilmelerine yasal k f uydurulmaya, Ulusal stihdam Stratejisi ad alt nda, 12 Eylül‘cülerin bile cesaret edemedi i biçimde k dem tazminatlar kald lmaya, özel ve kamu alan sermayeye pe ke çekilmeye, emek de ersizle tirilmeye çal lmaktad r. KHK‘larla kamu
hizmetlerinin tasfiyesi/ticarile tirilmesi süreci tamamlan p güvencesiz istihdam ola an hale getirilmektedir.
"Art k yeter! kimse ölmesin" diyenler susturulmakta, Kürt sorununda demokratik, bar l çözüm yerine daha fazla silah/sava , daha fazla ölüm anlay dayat lmaktad r. Kaynaklar z bir kez daha sava a aktar lmakta, bar ve diyaloga dayal çözüm umudumuz k lmak
istenmektedir.
Siyasal ktidar n, gerçekten demokratik bir toplum yaratma ve onlarca y ld r sürdürülen bask politikalardan ar nma anlam na gelecek bir toplumsal dönü üm program kesinlikle yoktur. Tam aksine, genel seçimlerden ald ço unluk iradesini, devlet ve toplum üzerinde tam bir tahakküm kurma gerekçesi olarak kullanmakta, yukar dan hükümet, a dan cemaat eliyle toplumu ve devleti ku atmakta, kendi medyas , polisini, yarg yaratarak herkesi dinleyen ve izleyen, korkuya dayal büyük bir gözalt düzeni, kendisine biat eden bir toplum olu turmaya çal maktad r.
Bu süreçte, topra , suyunu, havas ve ya ama haklar savunanlardan demokratik protesto hakk kullanan Hopa halk na; T S ve örgütlenme hakk savunan kamu
emekçisinden k dem tazminatlar n gasp edilmesine direnen i çilere; "sa kta dönü üm"
aldatmacas na kar koyan sa k emekçilerinden örgütüne ve mesle ine yap lan sald lara kar mücadele eden mühendis, mimar ve ehir planc lar na; evde-sokakta ve i yerinde var olma mücadelesi veren kad nlardan özerk-demokratik-bilimsel üniversite mücadelesi yürüten
renci gençli e; dü üncesinden dolay cezaevlerinde bask ve tecride maruz kalanlardan,
‘sava a hay r‘ diyen bar yanl lar ndan asimilasyon-inkâr ve imha politikalar na kar
direnenlere kadar, ülkemizdeki tüm muhalif unsurlar, farkl yakla mlar giderek bask alt na al p edilgenle tirilmeye ve susturulmaya çal yor.
Görmemiz gereken ey udur: Türkiye‘de ço ulculuk ad alt nda tekseslilik, "ileri demokrasi" ad alt nda yeni bir diktatörlük biçimleniyor. AKP eliyle düzenin "yeni yüzü", statükosu ekilleniyor.
Toplumu altüst edecek bu tehlikeli biçimlenmenin, yurtta lar n ya ama hakk ortadan kald raca söylemeye gerek yoktur.
Çünkü:
Bir ülkede açl k varsa i sizlik vard r sizlik varsa yoksulluk vard r Yoksulluk varsa adaletsizlik vard r Adaletsizlik varsa hukuksuzluk vard r Hukuksuzluk varsa güvencesizlik vard r
Ve o ülkede güvencesizlik varsa, ya ama hakk kalmam demektir!
Bütün bu nedenlerle;
Asgari ücretiyle ya ayamayan Maa yla ya ayamayan
Emekli ayl yla ya ayamayan sizli iyle ya ayamayan Hastal yla ya ayamayan HES‘lerle ya ayamayan Kad nl yla ya ayamayan Gençli iyle ya ayamayan Kimli iyle ya ayamayan
Sava la ya ayamayan Hayat tarz yla ya ayamayan
Bütün ötekile tirilenleri, bütün ma durlar , ezilenleri, yoksullar , i sizleri, kad nlar , gençleri, çevrecileri, bar yanl lar seslerini birle tirip, daha yüksek hayk rmalar için,
Düzenin "yeni yüzüne" kar insanca ya am savunmak için T, ÖZGÜR, DEMOKRAT K TÜRK YE‘Y yaratmak için
8 Ekim‘de Ankara‘da kurulacak emekçilerin, ezilenlerin "Sokak Meclisi"ne kat lmaya ça yoruz!..
SK-KESK-TMMOB-TTB