• Sonuç bulunamadı

"siyaseten" yaptığı çıkışların bedelini biraz ağır ödedi. "buruk" karşıladı. ç özmüş görünüyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share ""siyaseten" yaptığı çıkışların bedelini biraz ağır ödedi. "buruk" karşıladı. ç özmüş görünüyor"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

- Pamuk bu işi öğrendi… Nobel'in yapamadığını Fenerbahçe yaptı… -  Siyasi literatüre Şerif Mardin'den büyük katkı: "Mahalle Havası"…

- Vitrini düzeltmeye çalışan AKP'de "mayo" krizi…

...Ve

- AKP'yi kim döver dersiniz?.. 

RAPORU HAZIRLAYANLAR:

Azime Acar & Ender Bölükbaşı

* * *

Her hafta bir medya kazasını anlatıyoruz ama bu kez medya ilişkilerindeki sırrı

çözmüş  birinin yaptıklarından

bahsedeceğiz… 

Nobelli yazar Orhan Pamuk'tan…

Türkiye'ye ilk Nobel'i kazandıran Orhan Pamuk, uluslararası başarısına rağmen, bir

zamanlar  "siyaseten" yaptığı

çıkışların bedelini biraz  ağırödedi… 

Nobel'e rağmen Türk halkının önemli bir bölümü Orhan Pamuk'a sırt çevirdi, aldığı

ödülü "buruk"

karşıladı…

Orhan Pamuk, kitlelerin hangi genel kaygılardan ve duygulardan etkileneceğini belli

ki bu süreç içinde  ç

özmüş görünüyor… 

Geçtiğimiz günlerde bir röportajında, ilk kez hangi takımı tuttuğunu açıkladı veFenerba hçeli

olduğunu söyledi. 

Fenerbahçe

'nin şampiyonluğundan dolayı son derece memnun

ve mesut

olduğunu duyurdu.

Pamuk'un ağzından belki de ilk kez kitlelerin ilgilendiği ve tepki duymayacağı bir

(2)

Gazeteler, Orhan Pamuk'un bu sözlerine geniş biçimde yer verip, yazarın "farklı" bir yönüne dikkat çektiler.… 

Pamuk, isteyerek veya istemeyerek, olumlu puanlar kazandı besbelli.

Yazar Orhan Pamuk'un Fenerbahçe ile ilgili açıklamasının bir tesadüf olmadığı daFr ansa'nın 

Cannes

kentinde yapılan film festivalinde ortaya çıktı.

"Seni izleyen kitleler ne duymak istiyorlarsa onu söyle" şiarını, ustaca kullanmayı artık öğrenmişti. Çünkü, 

Fransa

'nın sağcı Cumhurbaşkanı  Sarkozy

'nin seçildiği günlerde daha sol eğilimli bir gruba konuşma yaparken,  hem Türkiye'ye mesaj

yolluyor, hem de

izleyenleri hoşnut bırakacak sözler sarf ediyordu. 

Cannes Film Festivali'nde jüri üyeliği yapan Pamuk, "Fransa'nın yeni cumhurbaşkanı Sarkozy, Türkiye'nin AB'de yeri olmadığını söylüyor"

sorusuna hazırlıklı bir cevabı hemen yapıştırdı; 

"Türkiye ödevini yapacak, Avrupa da durumu değerlendirecektir. Bu süreç on yıl sürecek. On yıl sonra Sarkozy mi kalacak, durum ne olur, hep birlikte göreceğiz"

deyince izleyenler arasında büyük alkış koptu.

SONUÇ:

Orhan Pamuk, ödevine çalışmıştı.

Kendisine böyle bir ortamda siyasi ve AB'ye yönelik bir sorunun geleceğinden o kadar

emindi ki… Hem  izleyenlerin hem de Türkiye'

nin rahatsızlık duymayacağı ve içinde

zeka pırıltıları

olan ifadeler üzerinde uzun uzun düşündü ve medya kazası işlemeden

"medya management"

i başarıyla yerine getirdi. 

Tıpkı Fenerbahçe açıklamasında olduğu gibi…

(3)

"MAHALLE HAVASI" MAYO KRİZİ…

OLAY YERİ: İstanbul billboardları OLAY:

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü'nün mayo firmalarının billboardlara yaptığı başvuruyu reddetmesi, geçen haftanın önemli olaylarından birisiydi.

AKP ile ilgili soruşturma dosyasını toplayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın,"ma yo yasağı"

unsurlarını 

"delil"

olarak dosyasına koyduğu da bu süreç içinde ortaya çıktı.

Olayın medya kazası tarafı ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın açıklamaları oldu.

Topbaş, 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmiş İstanbul'un billboardlarına

asılacak ilanlara  "

uygunluk"

belgesi verilmediğini söyledi. 

Topbaş, "Mayo reklamlarına karşı art niyet olsa, 30 yıldır kullanılmayan plajları açmazdık"  diye savunma da yaptı.

Ancak, aynı günün Milliyet Gazetesi, Büyükşehir Belediyesi'ne başvuran Sunsetfirm asının 

ret cevabını

belgesiyle yayınladı. 

Kentsel Tasarım Müdürlüğü, Sunset'in reklamlarını, "Türk toplum genel ahlak yapısına uygun bulmadığı"

gerekçesiyle reddediyordu. 

Ertesi gün, Büyükşehir Belediyesi alelacele bir kararla, mayoya izin çıkardı ve belediyenin internet sitesinde izin belgesini yayınladı.

SONUÇ:

Belediye ve Kadir Topbaş, mayo olayını "bir krize" dönüştürerek, "gündemde hiç olmak istemeyecekleri biçimde"

yer almayı başardılar.

AKP'nin 22 Temmuz'da yapılacak seçimlerde vitrini değiştirmek için merkezdeki ilginç isimlere teklifler götürdüğünün gazetelere yazıldığı bir haftada, 

AKP

(4)

olduğu da 

"mayo krizi"

yle ortaya çıktı.

Sosyolog Prof. Dr. Şerif Mardin, Vatan Gazetesi'nin Pazar Eki'ne Ruşen Çakır'a verdiği mülakatta, 

AKP'nin yapı taşlarındaki uygulamacıların durumunu 

"mahalle havası"

terimiyle açıklıyor.

Siyasete ilginç bir kavramı da bu sayede sokan Mardin, AKP'nin temel sorununun bir

tür lümpen İslamcılık

olduğunun şu sözlerle altını çiziyor;

"Türkiye'de mahalle baskısı diye bir şey var. Jön Türklerin en çok korktuğu şeylerden birisi de oydu. 

Mahalle baskısı, bilinmeyen ve sosyal bilimce ifade edilmesi çok zor bir havadır.

Bu havanın AKP'den bağımsız olarak Türkiye'de yaşadığına inanıyorum. 

Dolayısıyla, bu havanın gelişmesine müsait şartlar oluşursa, o zaman AKP de bu havaya boyun eğmek zorunda kalacaktır."

Ruşen Çakır soruyor; "Faşizan bir olgudan mı söz ediyorsunuz?"

Şerif Mardin'in cevabı şöyle;

"Değil. Buna örnek olarak daha çok İran'da ortaya çıkmış olan ve bugün Ahmedinecad'ın devam ettirdiği sistemi gösterebiliriz. O dinsel otokrasinin, çevreyle, mahalle ile ona destek veren insanların ortaya çıkardığı hava ile de çok ilgisi var. 

Mahalle havası dediğimiz şeyin bu İslami alt çevrelerle yeni bir şekil almış olduğuna inanıyorum. Bu yeni şekil AKP'yi döver. Demek istiyorum ki, eğer böyle bir hava gelişirse AKP ona biat etmek zorunda kalabilir."

Şerif Mardin, AKP'nin temel sorununun vitrin olmayıp, bir süre sonra boyun eğmekzo runda kalacağı 

lümpen kitleler

olduğu tehlikesine böyle dikkat çekerken, bizim aklımıza Hrant Dink

ve Malatya cinayetlerindeki söylem ister istemez geliyor.

(5)

AKP'yi temsil ettiği söylenen kişilerin çok kolay medyaya anti-laik malzeme vermesi de bu tezi doğruluyor. 

Gaziantep'teki AKP milletvekili aday adayı Ahmet Günebakan'ın, "Bu memlekette namuslu, şerefli, haysiyetli birisi ne zaman Cumhurbaşkanı seçilecek? Sayın Gül

seçilirse, kriz çıkacakmış. Niye çıksın kriz?"

deyip, gazetecilerin bu yöndeki soruları gelmesi üzerine, birkaç dakika sonra 

"Ben öyle bir şeyi nasıl söylerim? O zaman ne demişsem, o yanlış olmuş, heyecandan dil sürçmesi olabilir. Laik Cumhuriyet'in bekçisiyim, Cumhuriyet'i canımı verecek kadar seviyorum. Yanlış anlaşılma olduysa Türk milletinden özür diliyorum"

diye konuşması, 

"mahalle havası"

nın en taze örneği oldu.

* * *

Unutmayın… medya kazası can almaz… itibar alır…  

Referanslar

Benzer Belgeler

Hiçbir şekil ve surette ve her ne nam altında olursa olsun, her türlü gerçek ve/veya tüzel kişinin, gerek doğrudan gerek dolayısı ile ve bu sebeplerle uğrayabileceği

MARSU’nun muhasebe kayıt işlemleri Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği hükümlerine göre gerçekleştirilmektedir. Mahalli idarelerin hesap planı,

Antalya İli, Muratpaşa İlçesi Gençlik Mahallesinde 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planında sehven yeşil alan olarak gösterilmiş olan ve 1260 ada 20,28,29 nolu

Antalya İli, Muratpaşa İlçesi Doğuyaka, Topçular, Mehmetçik, Güzeloluk, Zümrütova, Yeşilova,Kırcami, ve Alan mahallerinin tamamı ile Fener ve Çağlayan

GERMENCİK AYDIN 57 İNCİRLİOVA-İLÇE MERKEZİ BÜYÜKŞEHİR İNCİRLİOVA AYDIN 58 KARACASU-İLÇE MERKEZİ. BÜYÜKŞEHİR

İzmir Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı Küçük Menderes Şube Müdürlüğü' nün Çalışma Usul ve Esasları ile Görev, Yetki

İstanbul 2 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB ) uzun süredir planlad ığı 'Harbiye Kongre Vadisi' projesini geçen

geldiğini haber verir. Bu emri uygulamak için yapılmış ve el'an tatbik edilen bir örftür. Ewela Kur'an-ı Kerim kaynaklı adetlerden söz ediyorum. Sonra Hadis-i