GGY 334
Afet Yönetimi ve Politikaları
11. HAFTA
Afetlerin Oluştuğu Yerleşimler ve Etki Analizleri
Nüfus artışı, plansız yerleşim alanları oluşturulması, küresel ısınma ve iklim değişikliği, insanın çevre ve doğayı tahribine bağlı olarak doğal afetler sıklaşmakta ve etkileri giderek yıkıcı olmaktadır. Yıkıcılığı, geniş alanları etkilemesi, ekonomik,
sosyal ve psikolojik etkilerinin uzun süre devam etmesi nedeniyle ilk akla gelen afet deprem olmasına rağmen
meteorolojik kaynaklı afetler, sayı ve gerçekleşme sıklıkları açısından doğal afetler içerisinde önemli paya sahiptir.
Giriş
Kentler, nüfusun, sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyetlerin yoğunluğu açısından diğer yerleşim birimlerinden ayrıldıkları gibi bu özellikleri nedeniyle afetler başta olmak üzere her tür tehlike karşısında yüksek risk taşımaktadır.
Kentlerin bu yapısal özellikleri ile yerleşim yerine ait coğrafi, fiziksel, sosyoekonomik, kültürel özellikler; hızlı ve düzensiz kentleşme, gecekondulaşma gibi kentleşme sorunları
birleşince mevcut riskler artmaktadır.
Afet risklerinin giderek yükselmesi, afetlerin önceden
bilinmesi çalışmalarının önemini arttırmaktadır. Özellikle doğal kaynaklı afetlerin oluşumunun önlenememesi
nedeniyle söz konusu afetin oluşmadan önce bilinmesinin önemini daha da arttırmaktadır. Afetlerde can ve mal
kayıplarının azaltılmasında saniyeler bile çok önem kazanmaktadır.
Afet öncesi yönetim aşamasında, zarar azaltma, önceden hazırlıklı olma, evreleri yer almaktadır. Önceden hazırlıklı olma evresinde, tahmin, erken uyarı ve afet etki analizi gibi alt evreler yer almaktadır.
Bir tehlikenin gelecekte meydana gelmesi hâlinde;
insanların, insan yerleşmelerinin ve doğal çevrenin zarar veya hasar görebilirlikleri ile orantılı olarak kayıpların olma olasılığı afet riski olarak tanımlanır. Riskten veya kayıp
olasılığından bahsedebilmek için belirli büyüklükteki tehlike veya olayın varlığı ve bundan etkilenebilecek değerlerin
mevcudiyeti ile bu değerlerin tehlike veya olaydan
etkilenme oranları veya zarar görebilirliklerinin tahmin
edilebilmesi gerekmektedir. Afet riskinin bilinmesi, sonuçta etki analizi ve etki seviyesinin tespitinde fayda sağlar.
Afet ve acil durum haberinin duyurulması, akabinde etki analizinin yapılması büyük önem arz eder.
Afetin oluşundan hemen sonra, olaya zamanında, hızlı ve etkili olarak müdahale edebilmek için olayın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenip değerlendirilmesi sürecine etki
analizi adı verilir.
Afet sonrasında haberleşme, güvenlik, sağlık, trafik, arama-kurtarma, tahliye, yangınlar ve ikincil afetler, altyapı, ulaşım altyapısı, enerji, defin, barınma, beslenme, enkaz kaldırma, hasar tespit, zarar tespit, ayni ve nakdî bağış yönetimi, uluslararası destek ve iş birliği, satın alma-
kiralama, el koyma, gıda, tarım ve hayvancılık, tehlikeli maddelerle ilgili dekontaminasyon (kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer serpintiye maruz kalanların, bu maddelerden arındırılması), barındırma faaliyetleri ve psikolojik ve sosyal destek hizmetlerinin tümü yapılacak etki
analizlerine göre yürütülecek faaliyetlerdir. Etki analizleri sonucunda, afetin etki seviyesi tespit edilebilir ve müdahale ve iyileştirme
faaliyetleri bu seviyelerin tespit sonuçlarına göre yürütülür.
Etki analizi ise afet ve acil durumlar sonrası, bir kaç saat içinde hızlı hasar tespit değerlendirmesini gerçekleştirebilmeleri,
yaşamı tehdit eden durumlar ve yaklaşan tehlikeler için uygun bir yönetim müdahalesinin sağlanması açısından çok
önemlidir. Operasyonların yönetimi için temel oluşturacak verilerin toplanması ilk önceliktir ve bu evre afet yönetiminin etki analizi evresini kapsamaktadır. Etki analizi, müdahale
faaliyetlerinin önceliklendirilmesi, sınırlı kaynakların
dağıtılması ve karşılıklı yardımın hızlı ve doğru istenmesi açısından da çok önemlidir (AHDER, 2017)
Bir tehlikenin gelecekte meydana gelmesi hâlinde; insanların, insan yerleşmelerinin ve doğal çevrenin zarar veya hasar
görebilirlikleri ile orantılı olarak kayıpların olma olasılığı afet riski olarak tanımlanır.
AFAD’ın kuruluşundan bu tarafa ülkemiz afet ve acil
durumlara müdahalede kriz yönetiminden risk yönetimine geçmektedir. Kriz Yönetimi: Kriz hâli şartları süresince
uygulanan, durumu normale döndürmeyi amaçlayan geçici bir yönetim biçimidir.
Risk Yönetimi: Ülke, bölge, kent veya yerleşme birimi ölçeğinde tehlike ve riskin belirlenmesi, analizi, riskin
azaltılabilmesi için imkân, kaynak ve önceliklerin belirlenmesi, politika ve stratejik plan ve eylem planlarının hazırlanması ve yaşama geçirilmesi sürecidir.
Afet ve Acil Durumlarda Risk Yönetimi ve Kriz Yönetimi Döngüsü
Kaynaklar
Genç, F. N., Türkiyede Kentleşme Ve Doğal Afet Riskleri İle İlişkisi TMMOB AFET SEMPOZYUMU
Doğal Afetler ve Afet Yönetimi, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını, ISBN: 978- 975-442-958-9 ERZURUM, 2018
Afet Kaynaklı Yeniden Yerleştirme ve İskan Politikaları, B. Tercan, Ankara Üniversitesi, Ankara, 2006.
Afet Yönetimi Kapsamında Deprem Açısından Japonya ve Türkiye Örneklerinde Kurumsal Yapılanma, A. Atlı, Ankara Üniversitesi, Ankara, 2005.
Afet Yönetiminde Hukuksal ve Kurumsal Yeniden Yapılanma: Yapı Denetimi Z.A. Yener, Ankara Üniversitesi, Ankara, 2004.
İstanbul Teknik Üniversitesi İşyeri Sağlık Ve Güvenlik Birimi http://isgb.itu.edu.tr/
Kadıoğlu, M., Afet – Acil Durum / Tahliye Eğitimi, Ders Notları, 2020