Kimya Mühendisler Odası, DSİ Genel Müdürlüğü'nün kendi yürüttüğü çalışmanın aksi yöndeki sonucuna karşın basın toplantısında kullanılmak üzere Gökçek'e "Kızılırmak suyunun kullanılmasında herhangi bir sakınca olmadığına dair" yazılı bir belge verdiğini ileri sürdü.
Ankara'da yaşanan su kesintileriyle birlikte gündeme gelen Kesikköprü ve İrfanlı Barajları'nda bulunan 7 milyar metreküplük Kızılırmak suyundan günde 750 bin metreküp su getirilmesine ilişkin projenin, yapılan uyarıların ardından daha baştan iyi planlanmadığı, insan sağlığına ilişkin riskleri barındırdığı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in halkı yanılttığı ortaya çıktı.
Gökçek'in Kızılırmak Suyu'na ilişkin 2006 yılına ait Devlet Su İşleri (DSİ) raporuna dayanarak söylediği
Kızılırmak'ın pek çok bakımdan 1'inci sınıf bir su olduğu yönündeki iddialarına, Kimya Mühendisleri Odası'ndan yanıt geldi. Oda, DSİ Genel Müdürlüğü'nün kendi yürüttüğü çalışmanın aksi yöndeki sonucuna karşın basın
toplantısında kullanılmak üzere Gökçek'e "Kızılırmak suyunun kullanılmasında herhangi bir sakınca olmadığına dair" yazılı bir belge verdiğini bildirdi. Meslek odaları ve uzmanlar, Ankara'ya getirilecek su içerisinde bulunan ağır
metallerin kurulu olan arıtma tesisindeki teknolojiyle giderilmesinin olanaksızlığına işaret ederken, 2037 sonrası için düşünülürken apar topar devreye giren ve boruları döşenen Kızılırmak suyunun içme suyu olarak kullanılamayacağına da dikkat çekiliyor.
Kızılırmak suyu için ileri arıtma teknolojileri gerekiyor
Türkiye'nin gündemine oturan Ankara'daki su kesintilerinin ardından, soruna ilişkin çözüm önerileri tartışılıyor. Kimya Mühendisleri Odası'ndan yapılan açıklamada, Kesikköprü suyundaki klorür miktarının, Ankara şebekesine verilen sudan 40, sülfat miktarının 22, kalsiyum miktarının ise 5 kat daha fazla olduğu kaydedilerek, Kesikköprü Barajı'ndan su getirilmesinin sakıncaları anlatıldı. Söz konusu suyun kullanılabilmesi için ileri arıtma teknolojilerine duyulan gereksinimin altı çizilen "Fatura Ankaralıya kesilecek" başlıklı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu suyun kullanımında ısrar edilmesi durumunda ya Ankara Belediyesi yeni bir yatırımla ve elbette gecikmeli olarak bu tesisleri kuracak ve bunun maliyetini Türkiye'nin şimdiden en pahalı suyunu kullanan Ankara halkının faturalarına yansıtacaktır ya da Ankaralılardan ekonomik durumu elverenler içme suyu olarak ambalajlı su satın alacak, çamaşır ve bulaşık makinelerinde katkı maddeleri kullanacak veya evlerine bireysel arıtma üniteleri kuracaktır. Ekonomik durumu elvermeyenlere belediye tarafından ‘yardım' yapılıp yapılmayacağını henüz bilmiyoruz. Bu ‘yardım' konusu ise insanın aklına, önce yardım gerektiren ortamı yaratıp sonra da bu ortamdan ‘korumak' bahanesi ile menfaat sağlayan bazı yapılanmaları getiriyor nedense.
DSİ raporunda Kesikköprü Barajının suyu bilimsel yöntemlerle ve evrensel kabul gören bilimsel sınıflandırma yöntemi ile aşağıdaki şekilde s ınıflandırılmaktadır:
- Fiziksel parametreler yönünden 3'üncü sınıf - Organik parametreler yönünden 1'inci sınıf - İnorganik parametreler yönünden 3'üncü sınıf - Bakteriyolojik parametreler yönünden 2'nci sınıf" DSİ Gökçek'e yanlış sonuç verdi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile DSİ Genel Müdürlüğü'nün konuyla ilgili yaklaşımının da şüphe uyandırdığı belirtilen açıklamada, "Bu iki kurum durumu bilmesine rağmen gerçeği halktan gizleyerek suç işlemişlerdir. DSİ Genel Müdürlüğü'nün kendi yürüttüğü çalışmanın aksi yöndeki sonucuna rağmen basın toplantısında kullanılmak üzere Sn. Gökçek'e ‘Kızılırmak suyunun kullanılmasında herhangi bir sakınca olmadığına dair' yazılı belge vermişlerdir" denildi.
Gökçek söz konusu basın toplantısında, kendisine verildiği belirtilen belgeye dayanarak, Kızılırmak suyunun renk, pH değeri, oksijen miktarı, ağır metallerden kurşun, çinko, krom, demir, bakır, mangan gibi metaller yönünden de birinci sınıf su kalitesine sahip olduğunu ileri sürmüştü.
düşünülen kaynaklardan birisi olan, diğer kaynaklara göre sıralamadaki yeri neredeyse en sonda bulunan Kızılırmak suyunu devreye soktuğu kaydedildi.
Hastalıklar kapıda
Öte yandan uzmanlar ileri arıtma teknolojileri kullanılmadan Kızılırmak suyunun kente verilmesinin insan sağlığına zararlı olacağı uyarısında bulunarak, suyun mevcut suyla karıştırılarak kente verilmesi durumda bile, koku, tat, fiziksel ve biyolojik özellikler bakımında içilebilir bir nitelik taşımayacağına işaret ediyor. Kızılırmak'ın geçtiği tüm
havzaların kirli sularını topladığı ve yüksek derecede sülfat, klorür, sertlik içerdiği; bunun yanında ciddi hastalıklara kaynaklık eden, özellikle kadmiyum ve kurşunun sınır değerlerin üstünde olduğu, ağır metal içeriği bir su olduğu kaydediliyor.