• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE EKONOMİSİ ULUSLARARASI İKTİSAT BÜYÜME VE KALKINMA İKTİSADİ DOKTRİNLER TARİHİ. Uygulamasını indir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE EKONOMİSİ ULUSLARARASI İKTİSAT BÜYÜME VE KALKINMA İKTİSADİ DOKTRİNLER TARİHİ. Uygulamasını indir"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

E C O N O M I C U S

Müfettişlik Uzmanlık Denetmenlik Banka Sınavları Kontrolörlük Kaymakamlık Hâkimlik

TÜRKİYE EKONOMİSİ ULUSLARARASI İKTİSAT

BÜYÜME VE KALKINMA

İKTİSADİ DOKTRİNLER TARİHİ

SELMA BALABAN LEVENT

Konu Anlatımlı Örnekler Yorumlar Uyarılar Pratik Bilgiler Özgün Sorular ve Açıklamaları Çıkmış Sorular ve Açıklamaları

Uygulamasını indir

VİDEO DERSLERİ HEMEN İZLE

Lütfen detaylı bilgi için ön sözü okuyunuz.

(2)

Selma Balaban Levent

ECONOMİCUS TÜRKİYE EKONOMİSİ, ULUSLARARASI İKTİSAT BÜYÜME VE KALKINMA, İKTİSADİ DOKTRİNLER TARİHİ

ISBN 978-0-2020-0008-4

Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

© Pegem Akademi

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. A.Ş.’ye aittir. Anılan ku- ruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, man- yetik kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Bu kitap, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi

vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz.

Pegem Akademi Yayıncılık, 1998 yılından bugüne uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürüten uluslararası akademik bir yayınevidir. Yayımladığı kitaplar; Yükseköğretim Kurulunca tanınan yükseköğretim kurumlarının

kataloglarında yer almaktadır. Dünyadaki en büyük çevrimiçi kamu erişim kataloğu olan WorldCat ve ayrıca Türkiye’de kurulan Turcademy.com tarafından yayınları taranmaktadır, indekslenmektedir. Aynı alanda farklı

yazarlara ait 1000’in üzerinde yayını bulunmaktadır. Pegem Akademi Yayınları ile ilgili detaylı bilgilere http://pegem.net adresinden ulaşılabilmektedir.

“Bu kitapta yer alan geçmiş yıllarda ÖSYM'nin yapmış olduğu sınavlardaki ÇIKMIŞ SORULAR'ın her hakkı ÖSYM'ye aittir. Hangi amaçla olursa olsun, tamamının veya bir kısmının kopya edilmesi, fotoğraflarının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması ya da kullanılması, yayımlanması ÖSYM'nin yazılı izni olmadan yapılamaz. Pegem Akademi Yayın- cılık telif ücreti ödeyerek bu izni almıştır.”

11.Baskı: Kasım 2020, Ankara Yayın-Proje: Özge Türk Dizgi-Grafik Tasarım: Gülnur Öcalan

Kapak Tasarımı: Pegem Akademi

Baskı: Vadi Grup Basım A.Ş.

İvedik Organize Sanayi 28. Cadde 2284 Sokak No:105 Yenimahalle/ANKARA

(0312 394 55 91) Yayıncı Sertifika No: 36306 Matbaa Sertifika No: 26687

İletişim

Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay/ANKARA Yayınevi: 0312 430 67 50 - 430 67 51 Dağıtım: 0312 434 54 24 - 434 54 08 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60

İnternet: www.pegem.net

E-ileti: pegem@pegem.net

WhatsApp Hattı: 0538 594 92 40

(3)

ÖN SÖZ Değerli adaylar;

Elinizdeki bu kitap, KPSS Alan Bilgisi sınavı ve diğer kurum sınavlarına yönelik olarak hazırlanmış- tır. Kitabın kapsamı, daha önceki sınavlarda sorulmuş olan soruların içeriği ve öğrencinin toplam iş yükü gözetilerek oluşturulmuştur. Konu anlatımı kısa tutulmaya çalışılmış; soru çözümleri, öğrenci- lerimizin ihtiyacı düşünülerek biraz daha ayrıntılandırılmıştır.

Bu kitap oluşturulurken bütün literatür taranmış, bilgiler konu bütünlüğünü sağlayacak bir biçimde, daha önceden sorulmuş ve sorulabilecek sorular gözetilerek bir araya getirilmiştir. Kitaba ilişkin sorula- rınızı pegem@pegem.net adresine e-posta yoluyla ya da 0538 594 92 40 numarasına WhatsApp üzerin- den iletmeniz yeterli olacaktır.

Bu yayının hazırlanmasında manevi desteklerini hep hissettiğim değerli babam Resul Balaban'a ve annem Veciha Balaban'a sonsuz teşekkür ederim.

Selma BALABAN LEVENT

Aktivasyon Kodu kitabınızın ilk sayfasında yer almaktadır.

Aktivasyon Kodu ile aktif ettiğiniz video dersler 31 Ağustos 2021 tarihine kadar geçerlidir.

Aktivasyonunu yapmış olduğunuz kitabınızı

“Aktif Kitaplar” sekmesinden görüntüleyebilir ve videolarınızı izlemeye başlayabilirsiniz.

4. Adım Aktif Kitaplar

Pegem Kampüs Uygulamasını Kullanabilmeniz İçin Aşağıdaki Adımları Takip Ediniz:

Pegem Kampüs Web Sitesi Üzerinden Videolarınıza Erişebilmek İçin Aşağıdaki Adımları Takip Ediniz:

Üye girişi yaptıktan sonra açılan pencerede sağ altta bulunan aktivasyon menüsünden kitabınız ile birlikte size iletilen aktivasyon kodu ile aktivasyon işlemlerini yapabilirsiniz.

3. Adım Aktivasyon

Kitabınızda bulunan QR kodları uygulamamızdaki kamera simgesini ( ) kullanarak kolaylıkla okutabilirsiniz. Kitap kapaklarında bulunan QR kodu okutarak “Pegem Kampüs”

uygulamasının indirme linkine, kitapların iç kapaklarında bulunan QR kod ile kitap içeriğindeki ünitelere, ünite başlarında bulunan QR kodları okutarak ünite ile ilgili videolara ulaşabilirsiniz.

5. Adım QR Kod Okutma

Mevcut tarayıcınıza pegemkampus.com yazarak web sitemiz üzerinden erişim sağlayabilirsiniz.

Pegem Kampüs üyeliğiniz yoksa “Kayıt Ol” butonuna tıkladıktan sonra formu doldurarak üyelik işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Üyelik bilgileriniz ile giriş yaptıktan sonra sağ üst köşede yer alan “ad-soyad” bilgilerinize tıklayarak “aktivasyonlarım”

sekmesinden kitabınız ile birlikte size iletilen aktivasyon kodu ile aktivasyon işlemlerini yapabilirsiniz.

Aktivasyon işleminizi tamamladıktan sonra video derslerinizi aynı menü üzerinde yer alan “Aldığım Eğitimler”

sekmesinden görüntüleyebilirsiniz.

1 2 3 4 Uygulamamızı mağazalarından

“Pegem Kampüs”

yazarak indirebilirsiniz.

1. Adım Uygulama

İndirme

2. Adım Üyelik

Üyelik ekranına erişebilmek için;

“Hesabın yok mu? Hemen Üye Ol”

butonuna tıklayarak, üyelik formunu eksiksiz doldurduktan sonra uygulamayı kullanmaya başlayabilirsiniz.

(4)

iv

PEGEM AKADEMİ

İÇİNDEKİLER

Türkiye Ekonomisi

1. BÖLÜM

TÜRKİYE EKONOMİSİ ...3

TEST-1 ÇALIŞMA SORULARI ... 68

TEST-2 KURUM SORULARI ...74

TEST KURUM SORULARI ÇÖZÜMLERİ ...115

Uluslararası İktisat 2. BÖLÜM

ULUSLARARASI İKTİSAT ...165

TEST-1 KURUM SORULARI ...236

TEST-1 KURUM SORULARI ÇÖZÜMLERİ ...258

Kalkınma İktisadı ve İktisadi Büyüme 3. BÖLÜM

KALKINMA İKTİSADI VE İKTİSADİ BÜYÜME ... 293

TEST-1 KURUM SORULARI ... 346

TEST-1 KURUM SORULARI ÇÖZÜMLERİ ... 357

TEST-2 SORULAR ... 371

TEST-2 ÇÖZÜMLERİ ... 381

4. BÖLÜM İktisadi Doktrinler Tarihi

İKTİSADİ DOKTRİNLER TARİHİ ... 393

TEST-1 KURUM SORULARI ... 423

TEST-1 KURUM SORULARI ÇÖZÜMLERİ ... 436

KAYNAKÇA ...455

(5)

1

PEGEM AKADEMİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ

¾ OSMANLI EKONOMİSİ

¾ CUMHURİYET DÖNEMİ

¾ DEVLETÇİ DÖNEM (1930-1939)

¾ SAVAŞ EKONOMİSİ DÖNEMİ (1940-1945)

¾ ÇOK PARTİLİ DÖNEM (1946-1960)

¾ PLANLI KALKINMA DÖNEMİ (1960-1980)

¾ İHRACATA DAYALI BÜYÜME DÖNEMİ (1980-1989)

¾ 1990’LI YILLAR (DIŞ FİNANSAL SERBESTLİK DÖNEMİ)

¾ 2000’Lİ YILLARDA TÜRKİYE

¾ TÜRKİYE’DE BANKACILIK SEKTÖRÜ

¾ TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ KRONOLOJİSİ (1959 - 2010)

“Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar uzun süreli olamaz.”

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 2017

4

2016

3

2015

3

2014

2

2013

4

2012

2

2011

2

2018

4

2019

4

2020

4

Yılla

ra G öre Ç ıkm ış S

or u A na liz le

ri

(6)

Atatürk’ün İzmir İktisat Kongresi Konuşması

Efendiler;

Bu fi’len vaki olmuştur. Sulh denilen şeyin temini için ecnebilerin bu hakikati itiraf etmemekteki tereddütlerine mantıki mana vermek mümkün değildir. Çok şayan-ı arzudur ki, pek yakın bir zamanda onlar da bu hakikati itiraf ederler ve bütün cihan-ı medeniyetin pek büyük hahiş ve tahassürle intizar ettiği sulhun in’ikadına mani olmak mes’uliyetinden ictinab ederler. Şimdiden esbab-ı hayatiyetimizi temine başlamış bulunuyoruz. Ve bittabi hal-i sulhun in’ikadında daha büyük inkişafat oluyor. Fakat mu- vaffak olmak için çok çalışmak lazım olduğunu bilmeliyiz. İktisadiyat, iktisadiyat diyoruz. Fakat arkadaşlar iktisadiyat demek her- şey demektir. Yaşamak için, mesut olmak için, mevcudiyet-i insaniye için ne lazımsa bunların kaffesi demektir, ziraat demektir, ticaret demektir, say demektir, herşey demektir. Bütün bu hususta el’an memleket ve milletimizin ne hâlde olduğunu sizler çok güzel bilirsiniz. Tavsif etmek istemeyeceğim. Ancak memleketimizin vüs’ati ve nüfuzumuzun bu vüs’atle ne kadar gayrı mütena- sib olduğunuda hatırlayınız. Bu vasi ve feyizli toprakları işleyebilmek, işletebilmek için noksan olan el emeğini behemehal fenni alat ile telafi etmek mecburiyetindeyiz. Memleketimizi bundan başka şömendöferler ile ve üzerinde otomobiller çalışır şoseler ile şebeke hâline getirmek mecburiyetindeyiz. Çünkü garbın ve cihanın vesaiti bunlar oldukça, şömendöferler oldukça, bunlara karşı merkebler ve kağnı ile ve tabii yollar üzerinde müsabakaya çıkışmanın imkânı yoktur. Memleketimiz ziraat memleketidir.

Bu itibarla, halkımızın ekseriyeti çiftçidir, çobandır. Binaenaleyh en büyük kuvveti, kudreti bu sahada gösterebiliriz ve bu sahada mühim müsabaka meydanlarına atılabiliriz. Fakat aynı zamanda sınaatımızı da tezyid ve tevsi etmek mecburiyetindeyiz. Eğer sanat hususunda yine müsamahakar olursak, o hâlde asar-ı sanayide yine haricin haraç-güzarı oluruz, mahsulat ve mamulatın mübadelatı ve servete inkılabı için ticarete ihtiyacımız vardır. Ticaretimizin agyar elinde kalması memleketimizin servetinden lüzumu kadar istifade edememeği bais olur. Fakat bütün bunlar söylendiği kadar basit ve kolay olmayan şeylerdir. Bunda mu- vaffak olabilmek için hakikaten memleketin ve milletin ihtiyacına mutabık esaslı program üzerinde bütün milletin müttehit ve he- mahenk olarak çalışması lazımdır. Hey’et-i aliyeniz bu esasatın en kıymetlilerini inşallah bulup ortaya koyacaksınız “Arkadaşlar bence yeni devletimizin, yeni hükûmetimizin bütün esasları, bütün programları iktisat programından çıkmalıdır. Çünkü demin dediğim gibi herşey bunun içinde mündemiçtir. Binaenaleyh evlatlarımızı o suretle talim ve terbiye etmeliyiz, onlar bu suretle ilim ve irfan vermeliyiz ki, alem-i ticaret, ziraat ve sınaatte ve bütün bunların faaliyet sahalarında müsmir olsunlar, müessir olsun- lar, faal olsunlar, ameli bir uzuv olsunlar.” Binaenaleyh maarif programımız gerek iptidai tahsilde, gerek orta tahsilde verilecek bütün şeyler bu noktai nazara göre olmalıdır. Maarif programlarımız gibi şuabat-ı devlet için tasavvur olunacak programlar dahi iktisat programına istinad etmekten kendini kurtaramazlar. Esaslı bir program tesbit etmek, program üzerine bütün milleti hema- henk olarak çalıştırmak lazımdır. Bizim halkımızın menfaatleri yekdiğerinden ayrılır sunuf hâlinde değil bilakis mevcudiyetleri ile muhassala-i mesaisi yekdiğerine lazım olan sınıflardan ibarettir. Bu dakikada sami’lerinin çiftçilerdir, sanatkarlardır, tüccarlardır ve işçilerdir. Bunların hangisi yekdiğerinin muarızı olabilir. Çiftçinin sanatkara; sanatkarın çiftçiye ve çiftçinin tüccara ve bunların hepsine, yekdiğerine ve ameleye muhtaç olduğunu kim inkar edebilir.

Bugün mevcut olan fabrikalarımızda ve daha çok olmasını temenni ettiğimiz fabrikalarımızda kendi işçilerimiz çalışmalıdır.

Müreffeh ve memnun olarak çalışmalıdır. Ve bütün bu saydığımız sınıflar aynı zamanda zengin olmalıdır. Ve hayatın lezzet-i hakikisini tadabilmelidir ki, çalışmak için kudret ve kuvvet bulabilsin. Binaenaleyh programdan bahsolunduğu zaman adeta diyebiliriz ki, bütün halk için bir say misak-ı milisi mahiyetinde olan program etrafında toplanmakta hasıl olacak olan şekl-i siyasi ise alel’ade bir fırka mahiyetinde tasavvur edilmemek lazımgelir ve bade’s-sulh vukua gelebilecek böyle şekl-i siyasi- nin şimdiye kadar olduğu gibi milletin azim ve imanıyla ve vahdet ve tesanüdün birbirine müzahir olmasıyla muvaffak olacağı hakkındaki kanaatim kavidir ve tamdır.

Efendiler;

Hey’et-i aliyenizin bugün akdedmiş olduğu Türkiye İktisat Kongresi çok mühimdir. Çok tarihidir. Nasıl ki, Erzurum Kongresi felaket noktasına gelmiş olan bu milleti kurtarmak hususunda Misak-ı Millînin ve Taşkilat’ı Esasiye Kanununun ilk temel taşlarını tedarik hususunda amil olmuş, müessir olmuş, müteşebbis olmuş ve bundan dolayı tarihimizde, tarih-i millîmizde en kıymetli ve yüksek hatırayı ihraz etmiş ise , kongreniz dahi milletin ve memleketin hayat ve halas-ı hakikisini temine me- dar olacak düsturun temel taşlarını ve esaslarını ihraz edip ortaya koymak suretiyle tarihte büyük namı ve çok kıymetli bir hatırayı ihraz edecektir. (Alkışlar) Bu kadar kıymetli ve tarihi kongrenizi küşad etmek şerefini bana bahşettiğinizden dolayı hassaten arz-ı teşekkürat ederim. (Alkışlar)(Estağfurullah sesleri) Ve böyle bir kongreyi akdeden sizlersiniz. Bundan dolayı sizi şayan-ı tebrik görür ve tebrik ederim. (Teşekkür ederiz sesleri) Kongre küşad edilmiştir efendim.

* Atatürk’ün İzmir İktisat Kongresi Konuşmasından Alıntı

(7)

1. BÖLÜM

TÜRKİYE EKONOMİSİ

OSMANLI EKONOMİSİ

Osmanlı İmparatorluğu’nda hakim olan üretim tarzı “vergisel üretim tarzı” olup toprakların mülkiyeti devlete aittir. Dirlik adı verilen devlet arazileri, bürokratların yıllık gelirlerine göre has, zeamet ve tımar olarak sınıflandırılmıştır.

• Has: Yıllık geliri 100 bin akçeden fazla olan bürokratların maaşı karşılığı

• Zeamet: Yıllık geliri 20 bin ile 100 bin akçe arasında olan bürokratların maaşı karşılığı

• Tımar: Yıllık geliri 20 bin akçeden az olan bürokratların maaşı karşılığı veri- len topraklardır.

Dirlik gelirini toplayan kişiler, yani sahib-i arzlar; topladıkları vergiler karşılığı silahlı asker (cebeli) yetiştirip devlet emredince bu askerlerle savaşa katılmıştır.

� Mir-i arazi rejimi 1550’den itibaren bozulmaya başlamıştır. Nedenleri;

• Avrupa devletlerinin ekonomik anlamda özgürleşmesi

• Avrupa devletlerinde askeri teknolojinin gelişmesi

• Osmanlı topraklarının çok genişlemiş olması

Tımar sistemi işlevini yitirince iltizam sistemine geçilmiştir; sahib-i arz tarafından toplanan vergiler mültezimler tarafından toplanmaya başlanmıştır.

1858 yılında ilk ayrıntılı arazi kanunnamesi çıkarılmış ve bu kanunnameye göre topraklar beş gruba ayrılmıştır.

• Mülk topraklar

• Mir-i topraklar

• Vakıf topraklar

• Metruk topraklar

• Ölü topraklar

OSMANLI DEVLETİNDE SANAYİ

Tarıma dayalı ekonomiye sahip Osmanlı Devleti’nde sanayi sektöründe yaşanan gecikmeli gelişmeler başarıya ulaşamamıştır. Osmanlı Devleti’nde sanayileşme fikri II. Meşrutiyetten sonra çoğalmıştır. 1913 yılında İttihat ve Terakki Hükûmeti, sanayileşmeyi teşvik etmek amacıyla Teşvik-i Sanayi Kanunu’nu yürürlüğe koy- muştur.

Mültezim, devlet adına vergi toplama yetkisini ihale yoluyla alan kişidir.

HOCA NOTU

Muhassıl; vergi toplama yetkisinin devlet memurlarına verilmesidir.

(8)

4

PEGEM AKADEMİ

Teşvik-i Sanayi Kanunu kapsamında verilecek teşvikler:

• Fabrikaların kurulması için gerekli 5 dönüm kadar arazi bedava verilecek

• Fabrikaların kurulduğu arazi ve fabrika tesisatı emlak ve temettü vergilerin- den ve belediye harç ve resimlerinden muaf tutulacak

• Fabrikaların tesisi ve genişletilmesi için gerekli malzeme ülkede yeterince üretilinceye kadar gümrük resminden muaf tutulacak

• Fabrikaların imalatta kullanacağı hammaddeler, yerlisi yoksa gümrük res- minden muaf tutulacak

• Fabrikaların dışarıya yapacağı satışlardan gümrük resmi alınmayacak

• Hükûmet kendi ihtiyacı için mümkün olduğunca yerli mamülleri tercih edecek

OSMANLI DEVLETİNDE BÜTÇE, PARA, BANKA Bütçe

1855 Bütçe Nizamnamesi; Osmanlı’da bütçe ile ilgili ilk düzenlemeler burada yapılmıştır. Nizamnamede bütçe yerine “Muvazene Defteri” deyimi kullanılmıştır.

1863-1864 Bütçesi, Batılı anlamda ilk bütçedir.

Osmanlı’da ilk defa klasik bütçe kavramı 1876 Anayasası’nda yer almıştır.

1880 Yılı Bütçesi, modern anlamdaki ilk bütçedir.

Para

� 1326 yılında ilk Osmanlı parası “Akçe”, 1477 yılında ise ilk altın sikke olan “Sul- tani” bastırılmıştır.

� 1840’ta Kaime denilen ilk kağıt para çıkarılmıştır.

� 1863’te Bank-ı Osmanlı Şahane’ye para basma yetkisi verilmiştir.

� 1879’da Para Reformu ile kaimeler dolaşımdan kaldırılmış ve çift maden para sisteminden tek madeni para sistemine geçilmiştir.

� 1914’te Birinci Dünya Savaşı sırasında kaime yeniden çıkarılmıştır.

� 1916’da Tevhid-i Meskukat Kanunu ile yeni para reformu uygulanmıştır.

Banka

1847 yılında kurulan İstanbul Bankası; gerçek anlamda ilk bankadır.

1856 yılında kurulan Osmanlı Bankası; modern anlamda ilk ticaret bankası olup sermayesi İngilizlere aittir.

1863 yılında kurulan Memleket Sandıkları; ilk ulusal sermayeli banka olup Mithat Paşa tarafından kurulmuştur.

1883’te kurulan Menafi Sandıkları; tasarruf toplama amacıyla kurulmuştur.

Mithat Paşa tarafından kurulan Memleket Sandıkları ve Menafi Sandıkları 1888’de yine Mithat Paşa tarafından kurulan Ziraat Bankası ile birleştirilmiştir.

Ziraat Bankası, Osmanlı’dan günümüze gelen en köklü kuruluşlardan birisidir.

Bankanın görevleri şu şekildedir:

Faiz karşılığında tevdiat kabul etmek

Ziraat’e ilişkin sarraflık ve aracılık işleri yapmak

Satılması mümkün olan gayrimenkul rehini ve kuvvetli kefalet karşılığında çiftçiye kredi vermek

Osmanlı sanayinde serma- yedar sıralaması Yahudiler - Ermeniler - Rumlar - Türkler şeklindedir.

HOCA NOTU

1844 yılında Tahsis-i Ayar Kararnamesi ile tağsişe son verilmiş, çıkarılan yeni altın ve gümüşlerle çift madenli para sistemine geçilmiştir.

1852 tarihinde kurulan Murabaha Nizamnamesi faiz oranlarını sınırlamayı amaçlamıştır.

HOCA NOTU

(9)

5

PEGEM AKADEMİ

OSMANLI DEVLETİ’NDE DIŞ TİCARET

Osmanlı ekonomisinin temel mantığı sermaye biriktirmek değil, toplumun ihtiyaçla- rını karşılamak için üretmek ve devleti ayakta tutan vergileri sağlayabilmektir. 16.

ve 18. yy Osmanlı ekonomisinde ithalatı destekleyen ve mal kıtlığı oluşturmamak amacıyla ihracatı denetleyen bir yapı hakimdir.

1838 yılında İngiltere ile imzalanan Balta Limanı Serbest Ticaret Anlaşması ile;

Osmanlı Devleti dışarıya karşı gümrük duvarını indirerek yabancı tacirlere ayrıcalık tanımıştır. Sanayi adına büyük kriz yaratan bu anlaşma, tarım ürünlerinin işlenme- den ham madde halinde satılmasına neden olmuştur.

Osmanlı Devleti bu anlaşma ile iç pazarı önce İngilizlere;

• İngilizlerden mal alımı ve nakli için belge istenilmeyecek

• İngilizler iç ticarette yerli tacirlerden fazla vergi vermeyecek

• Yabancı mallar boğazdan serbestçe geçecek daha sonra da tüm yabancılara açmıştır.

Anlaşmayla artan dış ticaret hacmi aynı zamanda, dış ticaret açıklarını da arttırmış- tır. Dış ticarette kapitülasyon rejimini uygulayan devlet; dış ticaret açığını borçlarla finanse etmiştir.

Osmanlı Devleti’nin ihracatında dokuma, tiftik, yün, kösele, tuz ve şarap; ithala- tında ise demir-çelik ürünleri önemli bir yer tutmuştur. 1850 yılında yabancıla- ra demiryolu yapımı hakkı verilmiş,1856 Islahat Fermanı ile yabancı sermaye yatırımlarına izin verilmiş, 1867 Nizamnamesi ile yabancılara toprak satın alma hakkı tanınmıştır. 1873-1914 döneminde ihracatın ithalatı karşılama oranı düşük, dış ticaret açığı yüksektir.

OSMANLI DEVLETİ’NDE DIŞ BORÇLANMA VE SON DÖNEM

1838 Ticaret Anlaşması ile ekonomik bağımsızlığını kaybeden Osmanlı Devleti ilk dış borcu 1854 yılında almıştır. 1854 yılında alınan ilk borçtan 20 yıl sonra devlet iflas etmiş ve Osmanlı Devleti 20 Aralık 1881’de çıkarılan Muharrem Kararnamesi ile morotoryum ilan etmiştir. 1881 Muharram Kararnamesi ile Duyun-u Umiye İdaresi (Genel Borç İdaresi) kurularak ülkede toplanan vergilerin Avrupa’ya ak- tarılması hükme bağlanmıştır. Buna göre; Duyun-u Umumiye İdaresi Osmanlı Bankası’yla iş birliği yaparak tuz ve tütün gelirleri, ham ipek, balıkçılık, alkol üre- timinden elde edilen vergiler ile Doğu Rumeli illerinin yıllık vergilerinin Avrupa’ya aktarılmasına karar vermiştir. Osmanlı Devleti’nin borçlandığı ülkeler sırasıyla;

• Fransa,

• Almanya,

• İngiltere’dir.

Kırım Savaşı dolayısıyla 1854’te başlayan dış borçlar 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti tarafından 1933 yılında ödenmeye başlanıp 1954 yılı itibarıyla tama- men bitirilmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun ticaret yaptığı ülkeler arasında öncelikle İngiltere, Fransa, Avusturya - Macaristan yer alırken daha sonraları ise Al- manya ve İtalya yer almıştır.

Duyun-u Umumiye İdaresi yedi kişilik bir konseyden oluşmaktadır. Bu konseyde yer alan ülkeler:

- İngiltere - Fransa - Avusturya - Hollanda - Almanya - İtalya - Osmanlı’dır.

HOCA NOTU

(10)

6

PEGEM AKADEMİ

CUMHURİYET DÖNEMİ

17 Şubat 1923 Türkiye İzmir İktisat Kongresi Mustafa Kemal’in açılış konuşması;

‘‘Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar iktisadi zaferlerle taç- landırılmazlarsa meydana gelen zaferler kalıcı olmaz, az zamanda söner. Bu ne- denle en kuvvetli , en parlak zaferlerimizin daha temin edebileceği faydalı sonuçları temin etmek için iktisadiyatımızın sağlanması, kuvvetlendirilmesi zorunludur. Yeni Türkiye’mizi layık olduğu mertebeye çıkarmak için vakit geçirmeden iktisadiyatı- mıza önem vermek zorundayız. Zamanımız tamamen iktisat devridir.”

Türkiye (İzmir) İktisat Kongresi temelde;

� Ekonomik kalkınma için ortak amaçlar belirleme ve bu amaçları gerçekleştirecek yöntemleri araştırma,

Sanayici, tüccar, çiftçi ve işçi gruplarının kendilerine özgü sorun ve isteklerini belirleme,

� Yabancı sermaye çevrelerine ekonominin gelecekte alacağı biçimi açıklayarak iç ve dış sermaye kesimlerine güvence verme isteği amacına dayanır.

Kongrede alınan kararlar

� Demiryolu inşaatı programa bağlanmalı

� İşçilerin durumu düzeltilmeli

� Teknik eğitim geliştirilmeli

� Yerli üretim teşvik edilmeli

� Tekelciliğe izin verilmemeli

� Kanunlara uyma şartıyla yabancı sermayeye izin verilmeli

� Özel girişime kredi sağlayacak bir devlet bankası kurulmalı

Kongreye katılan grupların önerileri ile ilgili kararlar

Türkiye (İzmir) İktisat Kongresine sanayici, tüccar, çiftçi ve işçi grubunu temsi- len 1135 delege katılmıştır. Bu dört grup arasında kongreye en hazırlıklı biçimde katılanlar tüccar kesimi olmuştur.

Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yaşanan olum- suz gelişmeler şu şekilde özetlenebilir.

Balkan ve Birinci Dünya Savaşları

Sanayi ve Finans Sektö- rünün yabancı sermayeli olması

Üretimin tarıma dayalı olması

Kapitülasyonlar

Vergilerin olumsuz etkisi

Kongrede alınan en önemli karar ekonomik bağımsızlığı sağlamaktır.

HOCA NOTU

(11)

7

PEGEM AKADEMİ

Tablo 1: Kongreye Katılan Gruplar ve Talepleri

SANAYİCİ TÜCCAR ÇİFTÇİ İŞÇİ

• Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun yeniden düzenlenmesi

• Gümrük tarifeleri arttırılarak sanayinin dış rekabete karşı korunması

• Sanayi Bankasının kurulması

• Ucuz kredi olanaklarının arttırılması

• Sanayi odalarının kurulması

• Yerli malının kullanımının yaygınlaştırılması

• Teknik okulların açılması ve sanayi eğitimine önem verilmesi

• Ticaret Bankasının kurulması

• Ticaret odalarının, gümrük, kambiyo işlerinin düzene sokulması

• Gelir vergisinin yeniden

düzenlenmesi

• Yabancı sermayeye ayrıcalık

tanınmaması

• Tekelci eğilimlerin engellenmesi

• Ulaştırma-

haberleşme ile ilgili işlemlere kolaylık tanınması

• Cuma günlerinin herkes için resmi tatil olması

• Madenler ve ormanlarla ilgili yasaların, deniz ticaretinin düzenlenmesi

• Aşar vergisinin kaldırılması

• Reji idaresinin kaldırılması

• Tarımsal kredi olanaklarının arttırılması

• Kurulan kooperatiflerin faaliyete geçirilmesi

• Ziraat Bankası kanununda değişiklik yapılması

• Tarımsal eğitimin geliştirilmesi

• Tütün ekimi ve ticaretinin serbestleştirilmesi

• Amele terimi yerine işçi denmesi

• Sendikal hakların tanınması

• İstirahat müddeti hariç olmak üzere çalışma süresinin sekiz saat olarak kabulü

• Kadın işcilere doğum izni hakkı tanınması

• Asgari ücret uygulaması

• Haftalık ve yıllık izin uygulaması

• İş kazalarına uğrayanların

hayatlarının işverenler ve kurumlarca güvence altına alınması

• 1 Mayıs gününün işçi bayramı olarak kutlanması

• Çalışma şartlarının iyileştirilmesi

• Çocuk işçi yaşının 12 ile sınırlandırılması

Türkiye (İzmir) İktisat Kongresi kararları doğrultusunda serbest piyasa şartlarında sanayileşme politikası izlemekte ve gerekli görülen alanlarda yatırım yapmaktadır.

24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması

Bu anlaşmayla Türkiye’nin bağımsız ve eşit bir devlet olarak uluslararası toplu- ma kabul edilmesi sağlanmış ve Lozan ile Misak-ı Millî hedeflerine büyük ölçüde ulaşılmıştır.

İmzalanan Ticaret Sözleşmesi ile Türkiye’nin gümrük tarifelerini beş yıl süre ile de- ğiştirmemesi öngörülmüştür.

Lozan Barış Görüşmelerinde Ekonomiye İlişkin Alınan Kararlar

Boğazlar

� Üzerinde en çok tartışılan konudur. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip geçişi sağlamak için başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturulmuştur.

Lozan Barış

Görüşmeleri’nde ekono- miye ilişkin alınan kararlar arasında;

Musul Sorunu

Osmanlı Devleti’nin borçları

Nüfus Değişimi

Savaş Zararları yer alır.

HOCA NOTU

(12)

8

PEGEM AKADEMİ

Kapitülasyonlar

� Tamamı kaldırıldı.

Nüfus değişimi

Azınlıklar

Savaş tazminatları

� İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatından vaz- geçtiler.

Sınırlar

Adalar

Devlet borçları

Borçlar Osmanlı’dan ayrılan bütün devletler arasında paylaştırılmıştır. Türkiye’ye düşen kısmı taksitlendirilmiştir.

1929 Buhranı Türkiye’nin borç taksitlerini ödeyememesine ve 1932 yılında Paris’te bir anlaşma yapılmasına sebebiyet vermiştir.

Bu anlaşmaya göre;

� Borç miktarı azaltıldı.

� Taksitler yeniden düzenlendi.

Osmanlı borçlarının tamamı 1954’de bitirilmiştir.

1923-29 Dönemi Türkiye Ekonomisinde Gelişmeler

1924 yılında

alınan Sayım Vergisi Osmanlı dönemindeki ağnam vergisine ben- zemektedir. Bu yıldan itibaren ithal ham maddelerin gümrük vergisinden istisnası sağlanmıştır. Dönemin ilk millî bankası olan İş Bankası kurularak özel girişimcile- re kredi vermesi sağlanmıştır. Bu yılın önemli gelişmelerinden biri de kooperatifçi- lik alanında ki ilk hareketlenme olarak tanımlayabileceğimiz İtibar-ı Zirai Birlikleri Kanunu’nun çıkarılmasıdır.

1925 yılında

kurulan Türkiye Sanayi ve Maadin Bankasının en önemli görevi;

dönemde kurulan sanayi ve madencilik kuruluşlarına kredi imkanı sunmaktır. Bu- nun yanısıra özel sektör ortaklıklarının; devlete ait işletmelerin özel kesime devro- lana dek işletimini üstlenmesi de diğer görevleri arasında yer almaktadır. Ancak banka başarısızlığı nedeniyle kapatılmıştır.

Bu yıl çıkarılan bir kanunla, şeker fabrikalarının kurulması için teşvikler belir- lenmiş, şeker ithalatı kısıtlanmıştır. Kurulacak şeker fabrikalarına gerekli kredi İş Bankası ve Sanayi ve Maadin Bankası tarafından verilmiştir.

Yine aynı yıl Aşar Vergisi kaldırılmıştır.

1925 Aşar Vergisinin Kaldırılması

Aşar vergisi, Osmanlı döneminde köylülerden ürettikleri tarım ürünlerinin onda biri oranında alınan paydır. Aşar vergisinin varlığı Cumhuriyetin ilk yıllarında benim- senen liberal ekonomi anlayışıyla çelişmektedir. Özel mülkiyet bilinciyle serbest tarımı da kısıtlamaktadır. Bu nedenle 17 Şubat 1923 yılında yapılan Türkiye (İzmir) İktisat Kongresinde aşar vergisinin kaldırılması karara bağlanmıştır. 17 Şubat 1925’te kaldırılan aşar vergisi yerine ürünün pazar ya da yerel fiyatının %8 ile

%10’u oranında yeni bir vergi konulmuştur.

1923-1930 döneminde

Demiryolları millîleştirilmiş

Reji idaresi devlet tekeline dönüşmüş

Kabotaj hakkı tanınmıştır.

Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası ilk kamu sermayeli kalkınma bankasıdır.

HOCA NOTU

(13)

9

PEGEM AKADEMİ

Aşar vergisinin kaldırılması Cumhuriyet tarihinde köylü lehine alınan en büyük ka- rardır.

1926 yılında,

bir önceki dönemde öngörülen teşviklerle Uşak Şeker Fabrikası ve Alpullu Şeker Fabrikası kurulmuştur.

Yine bu yıl alınan Kazanç Vergisi istenilen başarıyı sağlayamadığından 1927 yılın- da yalnızca şirketlerden alınmaya başlanmıştır.

1927 yılında,

Cumhuriyetin ilk yıllarında yürürlükte olan 1913 tarihli Teşvik-i Sa- nayi Kanunu’nun kapsamı 1923 İzmir İktisat Kongresinde alınan kararlarla geniş- letilerek yeni Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılmıştır.

1927 yılında

çıkarılan bu kanunun amacı yerli işletmelerin yabancı rakiplere karşı korunmasının yanı sıra işletmelerin ihtiyaçlarını yurt içinden karşılamaktır.

Bu kanun ile sanayicilere verilen teşvikler;

� Parasız arazi temini

� Gümrük muafiyeti

� Çeşitli vergilerden muafiyet

� Nakliye ücretlerinde indirim

� Prim ödeme

� Bazı girdilerde fiyat indirimi

� Kamu kuruluşlarına yerli malı kullanma zorunluluğu Yine aynı yıl sayımlar yapılmıştır (nüfus-sanayi-tarım).

1929 yılında

ise Zirai Kredi Kooperatifleri Kanunu çıkarılarak 191 Koopera- tif kurulmuştur. Ayrıca tarım okulları açılarak tarımsal gelişmeye hız kazandırma amaçlanmıştır.

1929 yılı aynı zamanda gümrük tarifelerinin ilk kez artırıldığı yıldır.

Aynı yıl ABD’de başlayan ve Türkiye’yi de etkisi altına alan bir kriz yaşanmıştır. Bu kriz Büyük Buhran adıyla anılmaktadır.

1929 Büyük Buhran

1929 yılında ABD ekonomisinde uygulanan daraltıcı para politikaları ve toplam talepteki azalma dünya ekonomisini yakından etkileyerek resesyon sürecine it- miştir.

1929’da ABD’de borsa kaynaklı olan bu kriz 1930’lu yıllara gelindiğinde Sovyet Rusya hariç bütün ülkeleri etkisi altına almıştır.

Bu kriz sürecinde Avrupa ülkeleri altın külçe ve altın kambiyo sistemi yerine kağıt para sisteminin uygulanmasını öngörmüşlerdir.

Tarihte “Kara Perşembe” olarak da adlandırılan bu krizin Türkiye ekonomisi üze- rindeki etkileri;

� Hem iç hem de dış ticaret hadlerinin tarım ürünleri aleyhine gelişim göstermesi nedeniyle ihracat gelirlerinin azalması

İlk tarım sayımı 1927 yılında yapılmıştır.

HOCA NOTU

1927 yılında kurulan İktisad-i Ali Meclisinin amacı, araştırma- lar yaparak ekonomik gelişme için kararlar alınmasına yardım- cı olmaktır.

1929 Ekonomik Krizi stag- nasyon (durgunluk) krizidir.

Aynı zamanda borsa krizleri- ne örnek olarak verilebilir.

HOCA NOTU

(14)

10

PEGEM AKADEMİ

� Dış ticaret hadlerinin Türkiye aleyhine gelişmesiyle dış ticaret açıklarının artması

� TL’nin hızla değer kaybetmesi

� Döviz gelirlerinin azalmasıdır.

Krize Karşı Alınan Tedbirler

� Dönemde “Millî İktisad ve Tasarruf Cemiyeti” kurularak halkı tasarrufa yönlen- dirmek, yerli malların miktarını ve kalitesini arttırmak gibi görevler üstlenmiştir.

� 1930’da 1567 sayılı “Türk Parasını Koruma Kanunu” yürürlüğe konmuş ve döviz işlemleri üzerinde kontrol sağlamaya çalışılmıştır. Bu amaçla Bankalar Konsorsiyumu oluşturulmuştur.

� İthalat oranları azaltılıp ihracat oranları arttırılacak şekilde dış ticaret hacmi kısıt- lanmıştır.

� Dış borç ödemeleri ertelenmiştir.

Sonuç

• Yaşanan olumsuz gelişmelerin etkisini azaltmak amacıyla Türkiye 1933 yılın- dan itibaren “devletçi” politikalar uygulamaya başlamıştır.

• 1933 yılından itibaren planlı sanayileşme dönemine geçilmiş; bir yandan da özel sektörü destekleyici önlemler alınmaya çalışılmıştır.

1923-29 Döneminde Tarım

Bu dönemde tarıma verilen destekler kısıtlıdır. Ancak tarımsal eğitim öncelikli tu- tularak tarım okulları açılmış, tarım kredi kooperatifleri kurulmuş ve yurtdışına öğ- renci gönderilmiştir. Tarımsal gelişmeleri desteklemek amacıyla Ziraat Bankası tarafından krediler verilmiştir.

1927 yılında Tarım Sayımı yapılmıştır. Bu sayım ilk tarım sayımıdır. Diğer sayımlar ise 1959, 1963, 1970, 1980 ve 1991 yıllarında son tarım sayımı ise 2001 yılında yapılmıştır.

1927 Tarım Sayımı’nın özellikleri;

� İlk tarım sayımıdır.

� Bu sayıma göre toplam nüfus 13.554 bin.

� Nüfusun %80’nine yakını köylerde yaşamaktadır.

� Ekilebilir 23 milyon hektar arazinin yaklaşık 4.3 milyon hektarı ekilip biçilmiştir.

� Tarım ilkel koşullarla sürdürülmekte, makineleşme yetersizdir.

� Tarımsal üretim pazara açılmaktan çok geçimlik düzeyde kalmıştır.

� Cumhuriyetin ilk on yılında tarım sektörü millî gelir içinde en yüksek paya sahiptir.

� Tarımın millî gelir içindeki payı %67’dir.

1923-1938 yılları arasında köylüye 3.7 milyon dönüm arazi dağıtılmıştır.

(15)

11

PEGEM AKADEMİ

1923-29 Döneminde Sanayi

1923-1929 döneminde izlenen liberal politikalarda temel amaç sanayileşmek- tir. Bu dönem liberal ağırlıklı (öncelikli) ancak zamanla karma politikalara dönen ekonomik dönemdir. Ancak bu alanda istenilen başarıya ulaşılamamıştır. Bu dö- nemde izlenen sanayi politikalarının etkilendiği faktörler;

� Nüfus değişiminin yol açtığı sermaye kaybı

� Sermaye yetersizliği

� Altyapı yetersizliği

� Tecrübeli girişimci yetersizliği

� Teknik eleman yetersizliği olarak sayılabilir.

Bu dönemde devlet özel sektörü teşvik etmek amacıyla;

• Gümrük tedbirleri alınmıştır.

• İstanbul ticaret ve tahıl borsası açılmıştır.

• Şeker Fabrikaları için teşvik kanunu çıkarılmıştır.

• Madenler ve sigara üretimi devletleştirilmiştir.

• Anonim şirketlerin kurulması kolaylaştırılmıştır.

• Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılmıştır.

1927 yılında yapılan sayıma göre, ülkede toplam 62.245 işyeri ve 256.855 çalışan bulunmaktadır. Bu verilerin dağılımı şu şekildedir.

İşletme sayısı

Madeni Eşya ve Makina 147.542

Tarım Sanayi 28.439

Dokuma Sanayi 9.353 Çalışan sayısı

Tarım Sanayi 110.480

Dokuma Sanayi 48.025 Madeni Eşya ve Makina 33.866

Sonuç olarak; bu dönemde sanayileşme adına uygulanan politikalar yeterince başarılı olamamıştır. Kurulan işletmeler ise genellikle temel tüketim mallarının üretiminde yoğunlaşmıştır. Madencilik, dokuma ve çimento fabrikaları yabancı sermayenin elindedir.

Yıllar itibarıyla sanayi sektöründeki büyüme hızları şu şekildedir.

Tablo 2: Yıllar itibarıyla sanayi sektöründeki büyüme hızları Yıllar Sanayi

1924 -7,1

1925 17,9

1926 14,8

1927 19,4

1928 -0,6

1929 3,8

Tabloda da görüldüğü gibi 1923’ten sonra sanayi sektöründe en yüksek büyüme hızı 1927’de, en düşük büyüme hızı ise 1924’de kaydedilmiştir.

1927 sanayi sayımına göre işletmelerin

• %43,6’sı gıda ve tütün

• %23,8’i dokuma

• %22,6’sı maden, metal, toprak, makine yan sanayi

• %10 ağaç sanayinde yer almaktadır.

HOCA NOTU

Cumhuriyetin ilk beş yılında uygulanan ekonomi politikaları- nın en başarısız olduğu sektör sanayidir.

(16)

12

PEGEM AKADEMİ

1923-29 Döneminde Dış Ticaret

Dış ticaretten bahsetmeden önce iç ticarete bakacak olursak söz konusu yıllarda tütün, alkol, kibrit, barut, ispirto, petrol ve şeker gibi malların dış alımı ve satışı ile ilgili tekeller oluşturulmuştur. Dış ticarete bakacak olursak; Türkiye 1923-29 döne- minde dışa açık ve bağımlı bir dış ticaret politikası sergilemiştir. Bu bağımlılıkta Lozan Antlaşması’nın gümrükler üzerindeki kısıtlayıcı etkisinin ve yabancı serma- yenin ülke içindeki ağırlığının önemli bir yeri vardır.

Ülkenin ihracatı daha çok tarıma dayanmakta, ihtalatında ise tüketim malları önemli bir yer tutmaktadır.

1929 yılında dış ticaretle ilgili en önemli gelişme ise Lozan Antlaşması gereği kısıtla- nan gümrük rejimimizin bu yıl itibarıyla arttırılmasıdır.

1923-29 yılları arasında ihracatın GSYH’ya oranı %10,6 yine aynı dönemde ithalatın GSYH’ya oranı %14,4’tür. 1927 yılına kadar olumlu seyreden dış ticaret hacmi 1928 yılından itibaren daralmaya başlamış 1929 yılında yaşanan krizin de etkisiyle açığa dönüşmüştür. 1929 yılından itibaren ihracat hacminin artmasına karşın, tarım ürünle- rinde yaşanan fiyat düşüşleri ihracat gelirlerini azaltmış ve ülke dış ticaret açıklarıyla karşı karşıya kalmıştır.

1923-1929 döneminde en fazla ticaret yapılan ülkeler İngiltere ve İtalya, 1930’lu yıllarda Almanya ve 1940’lı yıllarda ABD’dir.

1923-29 Döneminde Para ve Maliye

Cumhuriyet döneminde “istikrarlı ve sağlam para” anlayışı güdülen ekonomide paraya yön verecek bir Merkez Bankası yoktu.

Piyasada kullanılan para türleri arasında yeni para basılmamasına rağmen Osmanlı’dan devralınan kağıt para, altın para ve gümüş para yer almaktadır.

Para politikasında istikrarlı tavır izlemeye çalışan ülke 1929 krizinin etkisiyle, TL’nin değerinin düşmesine rağmen dönemde fiyat artışlarında istikrar sağlanmış ve enf- lasyonist ortam yaratılmamıştır.

Denk bütçe politikasının öngörüldüğü dönemde hükûmet bir takım projeleri haya- ta geçirmek için vergilere ihtiyaç duymuştur.

Bu dönemdeki dolaysız vergiler;

TBMM’nin kabul ettiği ilk vergi olan Yol Vergisi, 1924’te çıkarılan Sayım Vergisi ve 1926’da çıkarılan Kazanç Vergisi, 1925’te kaldırılan Aşar Vergisi’nin yarattığı kaybı önlemek amacıyla tütün, tuz, şeker, ispirtolu içkiler vb. alanlarında kuru- lan mali tekellerdir.

Yine bu dönemde;

� İhracata pirim desteği verilmiş

� Vergi oranları arttırılarak yeni vergiler alınmıştır.

Bu dönemdeki dolaysız vergiler;

• Sayım vergisi,

• Kazanç vergisi,

• Arazi ve bina vergisi,

• Yol vergisi

Cumhuriyet’in ilk on yılında uygulanan gelirler politikası

• Yol Vergisi,

• Buhran Vergisi,

• Alkol, tütün, tuz satışlarının devlet tekeline alınması

• Aşarın kaldırılması HOCA NOTU

Referanslar

Benzer Belgeler

Alternatively, the commodity can be transported using trucks to seaport 2, where it waits for 1 unit of time until the start of loading, leaves seaport 2 using maritime service 4

Kronik ruhsal bozukluğu olan bireylerin gereksinimlerini de- ğerlendiren Camberwell Gereksinim Değerlendirme Kısa ve Öz Bildirim Formunun psikolinguistik ve psikometrik

2018 yılı silajlık mısır sulamadan önce ve sonra yaprak su potansiyeli değişimi 2019 yılında bitkilere (mısır ve sorgum).. yetişme süresi boyunca 8 sulama

Yapılan pek çok çalışmada Fikret ve Akif’in yüzeysel ve ideolojik bakış açılarıyla birbirinin muhalifi olarak gösterilmiştir. Ancak her ikisi de aynı

Yoğun bakım gereksinimi ve postoperatif pulmoner komplikasyon gelişimini belirlemede respiratuar yetmezlik risk indeksi ve postoperatif pnömoni risk indeksi benzer etkinlikte

Bu çalışmada tip 2 diyabet hastalarında resistin ile bel çevresi ve VKĐ arasında anlamlı bir ilişkinin olmaması, buna karşılık HOMA-IR ile kuvvetli pozitif bir

[1] Baradan B, Yazıcı H. Aydın, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Yayınları, No. Beton, Ankara: ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayıncılık ve İletişim

'‘karşısında bir eli ceketinin iç tarafın- j da duruyormuş. Miralay Galib bey Abdülhamidin yanından çıkıldıktan sonra bunun sebebini kendisinden so-. Karasu