• Sonuç bulunamadı

NATO DAN İTİRAF İLK ANLAŞMA 2009 DA BRÜKSEL DE YAPILDI. Vardiya sırası savcılarda PATRİOTSAVARLAR GÖREVDE HÜKÜMET-PKK GÖRÜŞMELERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "NATO DAN İTİRAF İLK ANLAŞMA 2009 DA BRÜKSEL DE YAPILDI. Vardiya sırası savcılarda PATRİOTSAVARLAR GÖREVDE HÜKÜMET-PKK GÖRÜŞMELERİ"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KAÇ PATRİOT GELDİĞİ GİZLENDİ TÜRK ASKERİ OLMAYACAK

“Türkiye’yi koruyacak” yalanıyla getirilen Patriotların İncirlik Üssü’nü ve Kürecik Radarı’nı koruyacağı netleşti. Alman Ha- rekat Birliği Komutanı Albay Ellermann ve Hava Kuvvetleri İletişim Şube Müdürü Binbaşı Alabacak bataryalarda Türk aske- rinin görev almayacağını belirtti.

KURULUŞ 1921

Aydınlık ‘Patriotlar İncirlik ve Kürecik’i koruyacak mı?’ diye sordu. Alman Albay Ellermann, ‘Bütün stratejik tesisleri elbette koruyacak’ yanıtını verdi

22 OCAK 2013 SALI - 50 KURUŞ

nsanlar, ölümde eitlenir. Herhalde bu eitlii en güçlü duyduumuz olay olduu için, ölümüzü urularken de eitleniriz.

Devlet sradüzeninin camide ve cenaze töreninde geçersiz olmas, bizim cennet özlemlerimizin yeryüzünde hayat bulduu tek uygulamayd. Camide, localar ve eref tribünü yoktur. Daha dorusu yoktu. Ama ne zamandr, musalla tann önünde kameralara görüntü verme

sorumluluu duyanlarn, omuz ve dirsek hareketleriyle birbirlerinin önüne geçmeleri, genç kuaklarn gündemine baka bir adab, baka bir töreyi

koyuyor. Reklamclk, ölenin huzurundaki eitlii dahi bozmutur.

DOU PERNÇEK

8’de

Cenaze namazında protokol caiz mi?

Orgeneral Erdelhun, Yardmcs Sunay, Tekin Arburun, Cemal Gürsel, Fahri Korutürk, Tel-Aviv’e gittiler,

Suriye’nin zapt için planlar

yaptlar. Ama olmad, olan 27 Mays’tr ve Erdelhun ile Arburun artk hapistedirler.

Gürsel, Sunay, Korutürk srasyla cumhurbakan

oldular.

YALÇIN KÜÇÜK

Menderes’in kitabı:

‘Babam ve Ben’ (1)

6’da

AKP şanslı çünkü muhalefet yok!

ÖZDEMİR İNCE yazdı

10’da

Yeni Anayasa ile af yürürlüğe

girecek!

SABAHATTİN ÖNKİBAR yazdı

IEski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, çözüm yo- lunun PKK lideri Abdullah Öcalan’dan geçtiğini ve çö- zümle birlikte harita değişikliğinin gündeme gelece- ğini ileri sürdü. Öneş, “Açılım yeni anayasayla taçlandırılmalı, final genel af olmalı” dedi. 7’de

Aydınlık’ın, “Kaç adet Patriot geldi?” soru- suna, “Bu spesifik bilgidir, cevap vere- mem” diyen Binbaşı Alabacak, toplamda 6 adet Patriot bataryası olacağını, her ba- taryada 200 askerin görev alacağını söyle- di. İskenderun Limanı’ndan dün yurda gi- ren Patriotların masrafları da eşit olacak

paylaştırılacak.

8’de

16’da

Vardiya Bizde Platformu üyeleri Aydınlık’ın

“Tertibin merkezindeki adam anlatıyor” yazı dizisindeki haberlerle ilgili olarak İhsan Arslan,

İskender Pala ve Mehmet Baransu hakkında İstanbul Çağlayan ve Ankara Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. 10’da

Vardiya sırası savcılarda

Mumcu’dan ekonomi manzaraları

MELİH BAŞ 4’te MEHMET ALİ GÜLLER 7’de

Harita değiştirmek çözüm değildir Aygün

partide kalmamalı

KURTUL ALTUĞ 3’te

Rüyasında

‘Ulusalcıları’

görüyor

İSMET ÖZÇELİK 10’da

İkiyüzlü Batı

TÜRKER ERTÜRK 6’da

Neymiş bu ulusalcılar?..

MEHMET FARAÇ 9’da

İLK ANLAŞMA 2009’DA BRÜKSEL’DE YAPILDI İLK ANLAŞMA 2009’DA BRÜKSEL’DE YAPILDI İLK ANLAŞMA 2009’DA BRÜKSEL’DE YAPILDI İLK ANLAŞMA 2009’DA BRÜKSEL’DE YAPILDI

HÜKÜMET-PKK GÖRÜŞMELERİ HÜKÜMET-PKK

GÖRÜŞMELERİ HÜKÜMET-PKK

GÖRÜŞMELERİ HÜKÜMET-PKK

GÖRÜŞMELERİ HÜKÜMET-PKK

GÖRÜŞMELERİ

Hükümet-PKK görümeleri Oslo’dan önce Brüksel’de balad.

Erdoan adna MT yetkilileri, PKK’yla Mart 2009’da anlat

IBrüksel’de Mart 2009’da yapılan görüşmelerden sonra Abdullah Gül “iyi şeyler olacak” diyerek açılımı başlattı. Mayıs’ta Murat Karayılan mesaj verdi. Ekim’de de Türk bayrağı ve Atatürk res- minin indirildiği seyyar mahkemeyle, Habur’dan giren PKK’lılar serbest bırakıldı. 6’da

I Hükümet Oslo görüşmelerinden önce, PKK ile Brüksel’de temasa geçti. ABD’nin ve İngilte- re’nin koordinatörlüğünde gerçekleşen görüş- melerin ana gündem maddesini Kerkük petrol- leri oluşturdu. ABD, AKP’ye “PKK ile anlaş, Kerkük petrollerinden pay al” mesajını verdi.

YARIN: ANLAŞMANIN MADDELERİ YARIN: ANLAŞMANIN MADDELERİ YARIN: ANLAŞMANIN MADDELERİ

‘Bu işin sonunda harita değişebilir’

ISSN 2146-2356 Kardelik Platformu, yurda getirilen Patriot füzelerini skenderun Liman’nda protesto etti. 3 bin yurttan kararl tutumu Emniyet’e geri adm attrd. 9’da

2’de

PATRİOTSAVARLAR GÖREVDE PATRİOTSAVARLAR GÖREVDE PATRİOTSAVARLAR GÖREVDE

Sneijder geldi

NATO’DAN İTİRAF

Alman Komutan Marcus Ellermann, Aydnlk muhabiri Yusuf Çelik’in sorularn yantlad.

(2)

22 OCAK 2013 SALI

Y ALÇIN K ÜÇÜK

Kayseri, Antalya, Trabzon Yunanileri bize silah atmadlar, Türkiye’nin ve özellikle Trabzon’da, dünyann en zenginlerinden bazlar orada yayorlard. Aladlar, topraklarndan söktük, yerlerine Selanik ve çevresinden zenginler ektik. Musul’u, sapan skmadan verdik, imdi “kinci Israel” diyorlar

Önce bir lokantada bulutuk, Mahir Kaynak da vard, yardmcsyd; Büyük Deiim Partisi’nin bakanyd, çok dinç ve çok güvenliydi, Aydn Menderes’ten söz ediyorum. “Önce Bolu’ya ve sonra Van’a gidiyorum” demiti, uyanmadm, parti lideri, giderler. Dorusu, “BDP”

harflerinin “Büyük Dou Partisi” olarak okunabileceini de imdi yazarken fark ettim; Aydn Bey’in beni uyarmak üze- re srar ettiini hatrlyorum. Tabii, “Do-

u Birlii” projem, istenirse “ütopyam”

diyebiliriz, artk biliniyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin bakenti için Bolu’yu,

“Birlik” için Van’ seçip ilan etmitim; ila- n eski tarihli ve bu görüme 1993 yl ba-

ndadr. Aydn Menderes, benim dostum Aydn Bey, hem maksimalist ve hem de milliciydi. “Büyük Türkiye” peindedir.

Babas Adnan Menderes’ten kalmadr;

Adnan Menderes’le mücadele ettim ve düüünde rolüm var; Adnan Bey Ame- rikan gölgesinde olsa da, Türkiye’yi bü- yütme sevdasnda

bir adamd. Ölümü, sevdasndandr.

Yükselen Israelcilik

Menderes döne- mine hiç kar dev- rim demedim. Hala

“restorasyon” tarif ediyorum. “Balkan Pakt” kurdu, Belg- rad’dan balamak- tadr. “Badat Pak- t” icat etti, Ba-

dat’a uzanmaktadr. Demek ki, Belg- rad’dan Badat’a bir yol var, Osmanl

mülkünden geçmektedir. Tarihçi bunla- r not etmek durumundadr. Tabii, Was- hington icazetlidir, güzel, yalnz, Adnan Bey sonrasnda, Arap dostluunun bit- tiini de kabul etmek zorundayz. Israel- cilik esastr ve Araplar’la Yunaniler’e sev- gisizlik yükselmektedir. Akepe ite bu yükselite yerini bulmaktadr. Biz de bu- radayz.

Bir aile: Evliyazadeler

Çok acl bir ailedir, Aydn Bey’in si- yasal zigzaglarn görmezlikten geldim ve tekrar buluma isteklerine Mahir Kaynak araclk yapyordu, karlk veremedim;

Uur Mumcu’nun katlinden sonra Pa- ris’e, self-exiled, sürgüne gitme kararm

kesinletirdim, gizlidir. Ben sürgünde, Ay- dn Bey Refah Partisi’nde, döndüümde tekerlekli sandalyededir, 1996-Mart Ay, trafik kazas geçirmiti, artk “felçli” di- yoruz. Yannda, kazada, Aydn Bey ile birlikte Refahl Gürcan Dada vard.

Gürcan Bey fizik açdan, Adnan Bey’e çok benzemez; bir suikast mi, çok söy- lenmitir. Sürgünden dönüte tekerlekli sandalyeye bal Aydn Bey ile konuu- yordum, beyninde, moralinde hiçbir ek- silme yoktur.

Bundan böyle, Gürcan Bey’den hiç söz etmiyordu. Ve aileye, hepsine birden,

“Evliyazadeler” diyorlard, Refah’a girdii için ve Nakibendi tarikatna yaknl ne- deniyle sanki, “Aile”, Evliyazadeler, Ay- dn Menderes’i aforoz etmiti, deer- lendirmem budur. Evliyazadeler ise tti- hat ve Terakki yakndrlar. Geç Os- manl’dan beri varlar, öyle biliyoruz.

Menderes & Ertekin

Ei Ümran Hanm’n peynirli börek- lerini çok severdim; girer girmez, “Yal- çn Bey’in böreklerini hazrladm” di-

yordu, küçük ve içine otlar koyarak ya- pyordu. O gün Temren’in gelmesini is- temedim, skntlydm, skntya gidiyor- dum, bir kefi açklayacaktm, mecburum;

açklk, dostluk gereidir. “Ben” dedim,

“Aydn Bey asl soyadnz buldum”; çok sarsld, mert karladn hatrlyorum.

“Ertekin” Adnan Bey’in asl soyaddr, çok ksa tad, deitirdi; bu soyad, b- rani asll ve sabetayist olduu an- lamndadr. Öyle anlyorum.

Acl ailedir, hiç yazmadm, sevgim var, Adnan Bey’in so- nunda etkim olduu kesin, acla- rn artrmak benden uzaktr. Yal- nz rahatladm; dürüstlük ve açk- lk ise rahatlatcdr. Rahatlkla de- vam ediyorum.

İdam sehpasındaki ihtilalciler

Argümantasyon usulünü be-

enirdim, tehlikeli sulara yaklar, ama kenarnda dururdu, dü- mezdi, önemlidir. Türkiye tarihini ve dev- rim hareketlerini çok sk konuurduk; be- nim en çok beendiklerimden birisi de Doktor Nazm’dr; ne müthi bir ihtilal- cidir ve hâlâ iyi bir biyografisine sahip de-

iliz. Ve 26 Austos 1926 tarihinde, Ha- mamönü’nde, Maliye Nazr Cavit, Dok- tor Nazm, Yenibahçeli Nail, Filibeli Hil- mi, yan yana asldlar. zmir suikast ge- rekçedir, hiçbir rol ve paylar olmad- n biliyoruz. Cavit’e, Nazm’a, Nail Ke- çili’nin dedesi Nail’e, Hilmi’ye hâlâ ya- nyorum. Büyük örgüt-

çülerimizdir.

Doktor Nazım ile Tevfik Rüştü Aras

Ne mi yapyorum, zamanmn büyük bir ksmn ahmak solcular ve ahmak Kemalistler ile mücadeleye ayrma- ya zorlanmasam neler yapmazdm ki, yine de israf saymyorum. Dok- tor Tevfik Rütü ve Doktor Nazm’n eleri kardetirler ve Dok- tor’un, Zafer Bayram

balosunda, 1926, he- men yaknda, eiyle, Doktor Nazm’n einin kz kardei, tekrarlyo-

rum, dans ettii, benim kitaplarmda ya- zldr. “Atatürk’ün Dileri Bakan”,

öhreti budur ve yaptklarnn çounu yanl buluyorum.

Doktor Nazm’ çok beeniyorum ve Doktor Aras’ hiç beenmiyorum. Dok- tor Aras, kz Emel’i genç ve parlak dip- lomat Fatin Rütü Zorlu ile evlendirmi- ti. Fatin Bey’in kz Sevin, Nazm’n kz

Sevinç’ti; fakültede benim snf ve yakn arkadam oldu. Aydn Bey kitabnda “Se- vin Abla” diyor, ve Babakan Adnan Mende- res’in 1956 Aralk’ta, pek sevdiimiz deka- nmz Turhan F e y z i o  l u ’ n u üniversiteden kopard za- man, Sevin’in Adnan Bey’e gi- dip Feyziolu’nu s a v u n d u  u n u

“Babam ve Ben” kitabndan okuyoruz. Gü- zel, demek Se- vin yoldan çk- yordu ve Fatin Bey de, herhal- de bozulmamas

için, Sevin’i Fa- külte’den derhal ald; çok üzücü- dür ve çok ü z ü l m ü  t ü k . Çünkü Sevin’in asl bozulmas bu tarihten sonra- dr; yakkl ba- bann iman ama pek güzel kz olarak hatr- lyorum. Kay- bolmutur. Ya- zk, belki de kay- bolan Evliyaza-

deler’dir.

1950’lerin dünyası

Bir dönemdir, bir balangçtr, birinci snftayken, birinci girmitim, duramadm, sütunlu salonda toplandk, metni ben yaz- dm; Cumhurbakan Bayar’a gönderdik, birden 200 imzay atk, kat bulamadk, nerede ise helva kadn imzaladk. Ce- lal Bayar en çok buna kzmt, polise dü-

üümün, üniversiteden kovulmamn ta- rihi buradan balamaktadr. Üniversite- yi, Profesör Feyziolu’nu müdafaa ettik, o tarihte bir genç vard, “demokrat ol- mayan Demokrat Parti’den istifa ediyo- rum” demiti; Genç Demokratlar Genel Bakan, hemen göz koymutum, çra

oldum, Hüsamettin Cindoruk’tan söz edi- yorum. O srada Hürriyet Partisi’nin Ankara l Bakan idi, dört yl sonra, Yas- sada’da Bayar’ savunuyordu, köyleri do- layordu; köylüler “talebe neden isyan ediyor” soruyorlarm, bana aktarmt, ilk örenci isyanmzdr. Tarih düüyorum ve biz isyan ettik, Sevin, akrabas olan Babakan’a bizi savunuyor; küçücük bir dünyamz vard, Feyziolu, Cindoruk, Ad- nan Bey, Aydn Bey, Sevin, Yalçn, bu pek küçük dünyann içindedirler. Türki- ye’yi büyütmek istiyorum ama küçük dün- yay, herkesin herkesi bildii bir dünya- y seviyorum.

Mübadelede Rumlar

Doktor Aras m, “Rum” ya da Selanik mübadelesini yapan adamdr; Kayseri, Antalya, Trabzon Yunanileri bize silah atmadlar, Türki- ye’nin ve özellikle Trabzon’da, dün- yann en zenginle- rinden bazlar ora- da yayorlard. A- ladlar, topraklarn- dan söktük, yerleri- ne Selanik ve çev- resinden zenginler ektik. Aras, sabeta- yisttir ve tekrarlyo- rum. Musul’u, sa- pan skmadan ver- dik, imdi “kin- ci Israel” diyor- lar; ileriyi pek gören dileri nazrdr. Ve

“Ey Kavm-i Türk” bilmediiniz tarihiniz ite bu- dur. Biraz iman, pek güzel Sevin’in dedesi bu tarihin içindedir.

Aydn Bey ile hep bunlar konu-

uyorduk, tekrar ediyorum, Aydn’n annesi Berin Hanm ile Sevin’in an- nesi Emel, teyze çocuklardr. Ve bun- lar konuurken, Aydn Bey bana bir- den, Doktor Nazm için, “Büyük Daym” deyiverdi; benim için “Büyük Devrimci” Doktor Nazm, Berin Menderes’in days çkyordu, de- mek dünya gerçekten küçüktür. Dok- tor Nazm, brani asll ve sabetayisttir.

Buraya gelmi oluyoruz.

İki kuruluş

ki not ile devam etmek istiyorum.

Bir, Cumhuriyet’in kuruluunda, Os- manl eliti ve büyük aydnlarmzdan bu yana, sabetayistlerin yeri ve rolü büyük- tür. Bunu kabul edeceiz ve hatta, ben, sabetayistlerimiz olmasayd “zor kurardk”

diyorum. ki, Israel’in fizik temelleri, 1880 sonras, Abdülhamit ve biraz da Jön Türk döneminde atlmtr; “Ali- ya”, Filistin’e göç ve “uçu” bu tarihler- dedir. O dönem elitinin kzlarna daha çok, “Aliye” adn vermelerini buna ba- lyoruz.

Sırlarla dolu

Cumhuriyet tarihimiz

Bir sr vermeden geçemeyeceim, Jabotinsky’i, bilmeden, Cumhuriyet ta- rihimizi bildiimizi iddia edemeyiz, benim kitaplarm ve bu arada Fitne sadece bir kapdr. Menachem Begin, Jabotinsky için, “Israel’in hakiki kurucusu” diyor ki, bana çok uzak deil, rgün/Ergun ve

zel/Ezel adlarn Jabotinsky’e borçluyuz;

teröristtir, imdi iktidarda olan Likud, Ja- botinsky ve arkasndan Begin’in iidir. s- tanbul’da Siyonist örgütçü olarak bu- lundu; dört dergi yönetiyordu, Jeune Turc, “Jön Türk” bunlardan birisi idi ve siyonisttir. Çanakkale’de bize kar sa- vaan “Siyonist Katr Birlii”, Kudüs’ü kaybetmemizde çok önemli olan Je-

wish Legion, Jabotinsky’nin marifetidir.

Jabotinsky anlarnda bir yerde, “I was not successful with Nazm Bey, The Sec- retary General Of The Young Turk Party, the author and the initiator of the revolution” demektedir. Sk sk görüü- yordu, Devrim’i yapan ve bir anlamda Osmanl’nn sonunu hazrlayan Doktor Nazm’dr; yakn arkada Jabotinsky, bunlar söylüyor.

Jabotinsky, Ben-Gurion’un rakibidir.

Bana göre, Ben-Gurion, büyük fesatç- dr ve Jabotinsky, daha açk, Türkler’i ve Araplar kahretmekten yanadr. Ve ki- taplarmda Ben-Gurion’u, Kennedy ile

Menderes’in ölümüne karar veren ve ma- nipüle eden adam olarak yazyorum.

Menderes için tarihçe

Menderes çok duygulu ve bu neden- le zayf bir insand; Aydn Bey bana, sk sk gittii Irak’ta, Badat’ta, Türk yap- larn gezdiinde, “bunlar bizimdi, bizim”

deyip gözyalarn tutamadn anlatmt, tanklar var. Kitabnda ise, Babakan Menderes’in parti içi muhalefetin bask- larndan skt bir gün, evlerinde, Be- rin ve Adnan’n omuz omuza aladkla- rn kaydediyor. Yassada’da zayft; Ad- nan Bey’in, idam karar üzerine, intiha- ra teebbüs ettiini de yazyor. Emin gö- rünmüyor. Okunmasn salk veriyorum.

Babakan olmas ise hiç beklenmiyor, Fuad Köprülü doal aday idi; Feyzi Lüt- fü Karaosmanolu da heves etmektedir.

Adnan Bey, sürpriz babakan oldu ve Ce- lal Bayar’n bu zayf adam istedii gibi yö- netebilecei için babakan yapt kan- s çok yaygndr. “Babam ve Ben” kita- b ise, Bayar’n Menderes’i hep baltala- d iaretleri ile doludur. Berin ve Aydn Menderes, Bayar’a hem güvenmiyordu ve hem de sevmiyorlard.

Celar Bayar tarihine başlangıç

Kimdir, srdr, Celal Bayar, tarihimiz- de bilinmeyenler arasndadr. simbilim- den balayabilirim, “Bayar” pek allm

bir soyad deildir, Bayer’e ise izin ve- rilmiyordu, Yalçn Bayer nasl ald, bile- miyorum. Çünkü “Baer” soyadn ça- rtryor, Selanik Dönmeleri’ni yazan Da- vid Baer’i biliyoruz. Güzel, Celal Bey’in

“hususi” tarihini biliyorum, ama imdilik yazmyorum; öte yandan, Atamanolu Orhan Bey’in, Bur- sa’y bir Yahudi ken- ti haline getirdiini, tarih kitaplarmzda okuyoruz.

###

Nasl duyuyordum, hâlâ bilemiyordum ve hâlâ anlayamadm bir nokta var. Üniver- site ikinci snftaydm, Turhan Feyziolu, Ce- hepe’de ikinci adamd;

on be günde bir beni, Bahçeli’de villasna da- vet ediyor, garsonlarn hizmetiyle yemek yi- yorduk. Leyla Hanm, ei, Saide, on bir- on iki yandaki kz, Metin Feyziolu’nun tanya- mad annesi, dört ki-

i sofradaydk. Aydn Yalçn, Amerika’da, Colombia’dayd; bana mektup yazyordu, ben de yazyordum. Pek güzel insan Muammer Aksoy’a gidiyor, ku- pür kesmesine yardm ediyordum. Bu arada yemee alkoyuyordu,, vejetaryendi, zorluyor- du, ikencedir. Her- halde duyuyordum, s- met Paa’y öldürmek istediklerinden emindik; Bayar’n “çok büyük bir cenaze töreni yaparz” dediine inanyorduk. Öldürmek mesele mi, önem- li olan güzel cenaze törenidir.

Üniversite gençliğinin isyanı: 28 Nisan

28 Nisan’da stanbul üniversite gençlii isyan etti; bir gün sonras bize, Ankara gençliine dümütü. Hukuk ve Siyasal Fakülteleri sarlmt, polis vard, asker vard, askerleri kazanmak istedim, “ya ya

a a Türk Ordusu çok yaa” ben bala- dm, usuldür ve yaylmtr. Duymutum, bir komutan mektup yazm ve gitmi, baladm,”ya ya a a Cemal Paa çok yaa”, bilmediimiz Pa-

a’ya baryorduk. Cemal Gür- sel’dir.

Adnan Menderes &

Celal Bayar

Aydn Bey’in kitabnda ve baka yerlerde mektup metnini bulabili- yoruz. Cemal Paa, “bütün kötü- lüklerin ba Celal Bayar” diyordu ve Adnan Bey’e “Celal Bayar’n ye- rine geç” buyuruyordu. Ama son- ra Adnan Bey’i astlar ve Celal Bey’i yaattlar, muammadr; banda mektup yazan Cemal Paa var.

27 Mayıs’ta Kapaniler

Hürriyet Partisi’ni daha çok z- mirliler kurdular, brani dilinde “z- mirian” diyorlar, sabetayistlerin Ka- pani koludur. Milli Birlik Komitesi’nde de Kapani arl görüyorum. Peki, Milli Birlik Komitesi’ne, Hürriyet Partisi’nin devam diyebilir miyiz, sorudur.

Tel-Aviv’e giden generaller

Aydn Bey, Menderes’in kitabnda, ba- basnn Suriye’yi zaptetme sevdasnda ol- duunu yazyor. Biliyorum, Belen Geçi- di’nde, teyzemlerin mülkü vard, biz de sayfiyeye çkardk. Sonbahara doru birliklerimiz Halep’in zaptna giderler ve sonra bo dönerlerdi. Aydn Bey’in ta- rihleri kartrdn sanyorum; pek kü- çüktü, normaldir. Birisi sadece benim ki- taplarmda yer alyor; Orgeneral Erdel- hun, Yardmcs Sunay, Tekin Arburun, Cemal Gürsel, Fahri Korutürk, Tel- Aviv’e gittiler, Suriye’nin zapt için plan- lar yaptlar. Planlamada kar tarafta zak Rabin’i görüyoruz. Ama olmad, ne- den, aratrmak gerekiyor, fakat olmad, tarihten biliyoruz.

Peki ne oldu; olan 27 Mays’tr ve Er- delhun ile Tekin Arburun artk hapiste- dirler. Ve Gürsel, Sunay, Korutürk sra- syla cumhurbakan oldular. Ne ilgisi var, bilemiyorum. Duruyorum.

Bu güzel kitabn devamn ben de me- rak ediyorum.

Menderes’in kitabı:

‘Babam ve Ben’ (I)

Orgeneral Erdelhun, Yardımcısı Sunay, Tekin Arıburun, Cemal Gürsel, Fahri Korutürk, Tel-Aviv’e gittiler, Suriye’nin zaptı için planları yaptılar. Planlamada

karşı tarafta İzak Rabin’i görüyoruz. Ama olmadı, peki

ne oldu; olan 27 Mayıs’tır ve Erdelhun ile Tekin Arıburun

artık hapistedirler. Gürsel, Sunay, Korutürk sırasıyla

cumhurbaşkanı oldular

‘ ’

Celal Bayar, Hasan Polatkan, F.R. Zorlu, Adnan Menderes Aydn Menderes

(3)

Babakan’a

‘atanmayan öretmen’

tepkisi

altug4@gmail.com

K URTUL A LTUĞ

NABIZ

Hüseyin Aygün partide kalmamal

CHP Tunceli Milletvekili, akl almaz bir iddiada bu- lundu:

Güya Yunanllar Akdeniz’e döktüümüz de ya- lanm tersine onlara akl almaz mezalimler yap- mz! Etnik ayrmclk yaplm!

Hüseyin Aygün, bir süre önce de açklad ki:

Genel Bakan onu partiye, Atatürk’e, nönü’ye, Dersim’den dolay söylenecek ne kadar kötü söz varsa söylemek ve onlar öldükten sonra bile sor- guya çekecek bir mekanizmay iletmek için alm.

El hak!

Bu ii yapmaya baaryla devam ediyor. Ön- ce kendini PKK’l teröristlere daa kaldrtt, da- dan inice: “Onlar benim sevgili kardelerimdir” de- di.

imdi de Genel Bakan’dan ald icazetle CHP’yi halkn gözünde küçük düürme gayret- lerine devam ediyor. Ona göre ordumuz 30 Aus- tos’ta sadece zafer kazanmakla yetinmemi, bir de etnik temizlik yapm! Gözün aydn Orhan Pa- muk sana bir rakip de CHP içinden çkt!

Oysa dünyann gözünde bu bir etnik temizlik deil, tersine Türklerin övgüye deer galip çktklar

bir mücadele:

“Arnold Toynbee: galci Yunanllar vahet yap- t.

Marjorie Housepian: gal altndaki zmir’de 4000 Müslüman öldürüldü.

Johannes Kalmodin: Yunan birlikleri çekilirken 250 köyü yktlar. Baz yerlerde köylüleri camile- re doldurarak yaktlar.

Lord Kinross: Manisa’da 18 bin binadan 500’ü ayakta kalabildi.

Justin McCarthy: Yunan istiklalinden Türk Kur- tulu Sava’nn sonuna kadar 5.5 milyon Türk ha- yatn kaybetti.

te o savan tanklarndan birkaç tanesinin be- yanlar.

Aygün neden böyle yapyor? Açklayalm.

Bu CHP’nin tarihinde ilk deil.

1946 seçimlerinden sonra CHP içinde 1945 öncesinin köy enstitüleri ve toprak reformu gibi devrimci hareketlerini tu-kaka ilan edenler, Ke- malist hareket düzene kar devrimci, yani solcu bir hareket olduu için solcuu da en büyük kü- für haline getirmiti.

Çok partili hayatla palazlanan düzen savunu- cular ABD’nin iine yarayacak Mccarthycilik, ir- tica ile kol kola vererek din istismarcl balamt.

eriatç akmlar yeniden ortaya çkt. Menderes 1949’da Nakbendi eyhi smail Efendi’nin eli- ni öpüyor, Said-i Nursi’den yardm umuyordu. Sol- cu partiler kapatlmt. Grev hakk yoktu. Hlafe- ti ve Abdülhamit’i savunan yaynlar ban alp gi- diyor, Atatürk heykelleri krlyordu.

Yeil sark seçimde etkin bir kazanma yolu idi.

CHP’de bu yola girmek istedi. slamiyet yoluyla komünizmi önlemeyi planlyordu. Bir Amerikal

gazetecinin yazdna göre 1949’da Zonguldak kö- mür madenlerinde içilerin kara listesi tutulmak- tayd. Oysa içilerin istedii çalma koullarn dü- zeltilmesiydi, hareketin öncülerini baka ocakla- ra naklettiler. (Richard D. Robinson, The First Tur- kish Republic, S:132)

leri fikirli üniversite öretim üyeleri yerlerinden edildi.

Bu manzaralar size tandk gelmiyor mu? Bay Klçdarolu bunlar bilmiyor ki Aygünler hala CHP’de tutuyor ve CHP grubu sessiz kalyor.

CHP o yllarn vebalini tad durdu. 1950’de din istismar CHP’ye yaramad, DP tek bana ik- tidara geldi. 1960’dan sonra CHP kendini sor- gulamaya balad ve 1965’de 1961 Anayasas’nn altnda eski devrimci kimliini bulmaya çalt.

1965’teki “Ortann solu hareketi“ CHP içinde- ki devrimci güçlerin hareketidir. Böylece Klçda- rolu gelene dek CHP hep o yolda yürümütür.

imdi tarih tekerrür ediyor ve Klçdarolu’nun çev- resinde toplanan kimi Gülenci, kimi PKK avukat

yetkililer CHP’yi uçuruma doru sürüklüyor. Hü- seyin Akgün bu partide kalmamal, grup ayaa kalkmal ve bu suç cezalandrlmaldr.

CHP’li olmak eskiden bir onurdu.

imdi CHP’yi ykmak ve yoluna ta koymak ikbal yolu haline geldi.

-5/2 12.07

14.39 17.04 18.26

12.23 14.52 17.17 18.40

12.30 15.06 17.31 18.51 12/17

1/8 -5/2

14/22 2/10

14/28 5/13

11/17

-10/2

4/11 2/10 2/11

4/10

10/16

-3/5

2/11 8/19

22 OCAK 2013 SALI

TUÇE YERDELEN / ZMR

Çalışma arkadaşı Prof. Dr. Halil Çivi, İnönü Üniversitesi’nde Rektörlük yap- tığı dönemde Ergenekon tertibiyle tu- tuklanan ve 4 yıldır Silivri’de bulunan Prof. Fatih Hilmioğlu’nu anlattı. Malat- ya’da bir konferasta tanıştığı Hilmi- oğlu’nun teklifiyle Adnan Menderes Üniversitesi’nden, İnönü Üniversitesi’ne İktisadi ve İdari Bilimler Dekanı olarak geçtiğini belirten Çivi, 5 yıl birlikte ça- lıştığı Fatih Hilmioğlu’nu vatansever, memleket aşığı, Atatürkçü, laik, demo- krat olarak tanımladı.

Malatya’ya

büyük hizmetleri oldu

“Türkiye’de eşi benzeri bulmayan bi- risidir Fatih Bey, hem Malatya’ya hem de insanlığa büyük kazanımları oldu”

sözleriyle konuşmasına başlayan Prof.

Çivi; “Fatih Bey, hep yurduna, insanla- rına nasıl faydalı olacağını düşünürdü.

Sabah akşam demeden çalışırdı. Malat- ya’da Turgut Özal Tıp Merkezi’ni ülke- mizde 2. karaciğer nakil merkezi haline getirdi. Aynı zaman da bir tıp adamıydı.

Üniversite çevresini yaşanılabilir halde tutmak için öğrencilere özel 7 tane tenis kortu kurdu, Malatya’yı sporla ilgili faa- liyetlerin olduğu bir kent haline getirdi.

Güzel sanatlara ve bilimsel çalışmalara da yer verirdi. Uluslararası heykelcilik

sempozyumu düzenledi. Öğrencilerin sanatla buluşmasını sağladı. Fazıl Say olmak üzere bir çok sanatçı İnönü Üni- versitesi’ne gelmek için can atardı” diye konuştu.

Adalet yerini bulacak

Rektör Hilmioğlu’nun, öğrencileri- nin ve öğretim üyelerinin sorunlarının çözümü için büyük gayret gösterdiğini kaydeden Çivi, “Bana, ‘öğrencilerin so- runlarını çözemeye çalış, çözemezsen

ben çözerim’ derdi. Onları geleceğin ışığı olarak görürdü, gelişimlerine eği- timlerine çok önem verirdi. 800 bilgisa- yarı öğrencilere tesis etmişti. Bilgisayar merkezi sabah, akşam açıktı” ifadesini kullandı. Prof. Dr. Çivi, Fatih Hilmi- oğlu’nun İnönü Üniversitesin’de çok sa- yıda ulusal kurultay düzenlediğini, bu kurultaylarda, eğitim sisteminden, ikti- sadi politikalara, özelleştirmelere kadar Türkiye’nin en önemli konularının ma- saya yatırıldığını kaydetti.

Ergenekon ve Balyoz davalarını yo- rumlayan Prof. Dr. Halil Çivi, “Milleti- mizi topluma hizmet verenler tıp adamları, komutanlardan yoksun bırakı- yorlar. Biran önce davalar sonuçlanmalı- dır” dedi. Çivi, “Yargılama biçimi toplum vicdanında yer bulmadı. Top- lumdaki adalete güvenme duygusu zede- lendi. Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir.

Yaşadıklarımız konjonktür’ dür. Adalet eninde sonun da yerini bulacaktır” diye konuştu.

Prof. Dr. Halil Çivi çalışma arkadaşı Rektör Hilmioğlu’nu anlattı

Memleket aşığıydı insanlık için çalıştı Memleket aşığıydı insanlık için çalıştı Memleket aşığıydı insanlık için çalıştı Memleket aşığıydı insanlık için çalıştı Memleket aşığıydı insanlık için çalıştı Memleket aşığıydı insanlık için çalıştı Memleket aşığıydı insanlık için çalıştı Memleket aşığıydı insanlık için çalıştı Memleket aşığıydı insanlık için çalıştı

5 yıl birlikte çalıştığı, Ergenekon tutuklusu Fatih Hilmioğlu’nu ‘eşi benzeri olmayan

bir insan’ olarak tanımlayan Çivi, ‘Fatih Bey hep nasıl faydalı olacağını düşünürdü’ dedi

Prof. Çivi’nin anlatımlarına göre Fatih Hilmioğlu kadın haklarına da çok önemsiyordu. Bir sohbetleri sıra- sında şiirle ilgilendiğini bildiği Prof.

Çivi’ye, kadın haklarıyla ilgili şiir bilip bilmediğini sordu. ‘Hayır’ yanıtını alınca, “Öyleyse yarın saat 10.00’a kadar senden kadın haklarıyla ilgili bir şiir bekliyorum” dedi. Bu diyalo- gun ardından Çivi şu dizeleri yazdı;

Türk Kadını ve devrimler Kadınlar eğitimle üretime katıldı Doktorlar, mühendis,

mimar her mesleğe atıldı Kadın, erkek bir oldu parçalar bütünleşti

Uyan ey Türk kadını Sen artık kul değilsin...

Şiir yazdırdı

LKAY AKKAYA / ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Gazian- tep’te “atama yoksa size oy da yok” diyen bir öğretmene “O oy senin olsun, oyunu gereken yere ver” demesine tepki gösteren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Başbakan problemi çözememe- nin kendisinde yarattığı infialle orada pat- lamış. ‘Oyunu da al git’ diyor vatandaşa. O da oyunu alır gider o zaman” dedi.

Gözaltına da alındı

Başbakan Erdoğan, hafta sonu Gazi- antep’te bir ‘ananı da al git’ vakasına imza attı. 3’üncü Organize Sanayi Bölge- si’ndeki açılış sırasında kalabalık arasında bulunan bir öğretmen, ‘Öğretmenler Şu- bat’ta atama bekliyor” diye bağırdı. Erdo- ğan, “Kusura bakmayın. Ne söylediysek o olur, başkası olmaz” diye yanıt verince öğ- retmen de “Atama yoksa oy da yok”

dedi. Erdoğan bu sözlere karşılık, “Sağol, o oy senin olsun. Biz böyle spekülasyon- lara gelmeyiz. Al oyunu kendine sakla.

Sen vermen gereken yere ver. Bize kimin oy vereceği belli, bak burada görüyorsun.

Sen kendine sakla” şeklinde konuştu. Ar- dından, öğretmen gözaltına alındı.

Başbakan yanıt veremedi

Başbakan Erdoğan ile öğretmen ara- sında yaşanan diyaloğu geçtiğimiz gün- lerde binlerce ataması yapılmayan öğretmenin katıldığı mitingi düzenleyen Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk değerlen- dirdi. Aydınlık’a konuşan Koncuk, “Ben Cumartesi akşamı Facebook’ta ‘atama yoksa oy da yok’ diye bir kampanya baş- lattım. Gaziantep’te ataması yapılmayan öğretmen de Pazar günü bu kampanyayı

orada başlatmış sağ olsun” dedi. Başba- kan’ın öğretmene yanıt vermeye çalıştı- ğını ancak veremediğini söyleyen Koncuk,

“Sayın Başbakan gittikçe büyüyen bir olayı çözememenin kendisinde yarattığı infialle orada patlamış” diye konuştu.

Seçim meydanlarında çözüyordu!

Başbakan’ın 2002 yılında seçim mey- danlarında o zaman sayıları 72 bin olan ataması yapılmayan öğretmen atamasını mutlaka çözecekleri yönündeki ifadele- rini hatırlatan Koncuk “Ama maalesef Başbakan’ın yönettiği Türkiye’de o sayı 72 binden 350 bine yükseldi” ifadelerini kullandı. “Başbakan bu sorunu çözeme- yince ‘oyunu da al git’ diyor vatandaşa oda oyunu alır gider o zaman” diyen Koncuk, 350 bin ataması yapılmayan öğ- retmenin, anneleri, babaları, kardeşleri- nin de oyunu alıp gideceğini bildirdi.

Koncuk, Erdoğan’ın “Bu ülkede ulu- salcı geçinenler önümüzü kesmeye çalıştı- lar, kesemediler, kesemeyecekler.

Ulusalcıların uzantısı olmaya aday olan- lar, bizden bir şey beklemesin, bulamaya- caklar” sözlerini de şöyle değerlendirdi:

“Bunlar iş istiyor. Bunlar yaşamak için

aş istiyorlar. Bu çocukların ideolojik siyasi bir kaygısı yok. Sadece atama istiyorlar.”

Anne-baba ve kardeşlerinin oylarını da alıp gidecekler

Kendilerini PKK ile bağlantılı olmakla suçla- yan eski hacker Tamer Şahin’e tepki gösteren Redhack açıklama yaptı. Şahin’i bir süre önce kendilerinin sohbet odalarına gelip “ağabey bize hack öğretir misin?” diyen, ünlü olmayı kafaya koymuş bir popülist olarak tanımlayan Redhack grubu açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Top- lumun kalabalıklarının PKK histerisini kullana- rak bizlere kâh gizli servis ajanı diyorlar, kâh bunlar PKK’lı diyorlar. Amaçları bize olan des- teği kesmek. Çünkü onları asıl korkutan yaptıkla- rımızdan çok halkın bizi destek vermesidir. Daha öncede söyledik bir daha söylüyoruz, RedHack’in hiç bir örgütle ne direkt, ne dolaylı bağlantısı var- dır. Eğer yüz parçaya bölünmüş sol, bir konuda yani RedHack konusunda, birleşip destek veri- yorsa bu iktidardakiler için sonun başlangıcıdır.

Bu hayat ve yeteneklerimiz halkımızın onurlu yo- luna feda olsun.”

RedHack:

Halk bizi destekliyor

Van’ın Erçiş İlçe- si’nde başlatılan kentsel dönüşüm projesi, esnafın tepkisine neden oldu. Kentsel dö- nüşüm adı al- tında borçlandırılıp dolandırıldıkla- rını belirten ilçe esnafı isyan etti.

7.2’lik dep-

remde büyük hasar gören Erciş’te kentsel dönüşüm yapılacak alanların ilçenin en de- ğerli yerleri olduğunu belirten Erciş esnafı

“Kentsel dönüşümün yapılacağı alanlar, de- ğerli yerler. Herhangi bir kentin civar ma- hallesinde yapılan gecekondularla karıştırmamak gerekir. Erciş için yapılacak kapsamlı kentsel dönüşüm, esnafın da gö- rüşü alınarak yapılmalıdır. İşin muhatapları

gizli kapaklı değil şeffaf olmalılar.

Hakkı olana hakkı verilmeli- dir” dedi.

Binası kentsel dönüşüm kapsa- mında yıkılacak olanlardan Yakup Özlek de ortada büyük bir vurgun olduğunu belirtrek şunları söyledi: “Ben bu ilçede 30 yıllık esnafım.

6 katlı binam var üstelik yeni ve hasarsız.

Bin 800 metrekare kapalı alan olan işye- rime karşılık 120 ve 140 metrekare iki dükkan veriyorlar. Bodrum katı olan da var. Ayrıca da beni 173 bin lira borçlandı- rıyorlar. Böyle adelet olur mu? Ben bu işi kensel dönüşüm değil, kentsel vurgun olarak anlıyorum.”

Ercişli esnaf: Kentsel

dönüşümle dolandırılıyoruz

HAKAN TA

Beyoğlu Belediyesi’nin hazırladığı Ok- meydanı Kentsel Dönüşüm Planı’nın karmaşıklıklarla dolu olduğunu belirten, Okmeydanı

halkı, plana iti- raz etti. Bele- diye’nin Taksim ek binası önünde biraraya gelen Okmeydanı sa- kinleri, itiraz di- lekçelerini İmar Müdürlüğü’ne teslim etti. “Rant

için değil, halk için plan” sloganı atan grup adına basın açıklaması yapan Ok- meydanı Çevre Koruma Derneği Baş- kanı Rüstem Karakuş, Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Bele-

diye Başkanı olduğu, 1998 yılında benzer bir plan hazırlandığı ama mahkeme ta- rafından iptal edildiğini anımsattı. Kara- kuş, “Bu sefer göstermelikte olsa bizimle iki toplantı yapıldı. Belediye Başkanımız

Ahmet Misbah Demircan, bize bir sözler verdi.

Bu sözleri bir ta- ahhütname ola- rak istediğimiz de ise olumsuz yanıt aldık. Veri- len sözler plan- lara yansımadı.

Sulukule’de ya- şananlar tekrar etmesin istiyoruz” dedi.

Karakuş, Mimarlar Odası ve Şehir Plan- cıları Odası’nın planların anlaşılır olma- dığı yönünde kendilerini uyardığını da kaydetti.

Rant icin değil halk için plan

Prof. Dr.

Fatih Hilmiolu Prof. Dr.

Halil Çivi

Memleket aşığıydı insanlık için çalıştı

smail Koncuk

Atama bekleyen öretmen, Babakan’a ‘Atama yoksa oy da yok’ diye seslendi Atama bekleyen öretmen,

Babakan’a ‘Atama yoksa oy da yok’ diye seslendi Atama bekleyen öretmen,

Babakan’a ‘Atama yoksa oy da yok’ diye seslendi Atama bekleyen öretmen,

Babakan’a ‘Atama yoksa oy da yok’ diye seslendi Atama bekleyen öretmen,

Babakan’a ‘Atama yoksa oy da yok’ diye seslendi Atama bekleyen öretmen,

Babakan’a ‘Atama yoksa oy da yok’ diye seslendi Atama bekleyen öretmen,

Babakan’a ‘Atama yoksa oy da yok’ diye seslendi Atama bekleyen öretmen,

Babakan’a ‘Atama yoksa oy da yok’ diye seslendi Atama bekleyen öretmen,

Babakan’a ‘Atama yoksa oy da yok’ diye seslendi Atama bekleyen öretmen,

Babakan’a ‘Atama yoksa oy da yok’ diye seslendi

(4)

22 OCAK 2013 SALI

Türkiye’nin net uluslararası yatırım poziyonu açığı 400 milyar dolara dayandı

Açık GSYİH’nın yarısını aştı

MB, net uluslararası yatırım pozisyonu açığının 392.3 milyar dolar olduğu açıkladı.

Açığın milli gelire oranının yüzde 50’leri aştığına dikkat çeken Ekonomist Mustafa Sönmez, bu rakamın yüzde 40’ın üzerine çıkmasının tehlikeli olduğunu söyledi

Çiftçiler, saman fiyatlarını protesto etti

Geçen yıl balyası 20 lira olan samanın bu yıl 50 liraya çıkmasını protesto eden Gölcüklü çiftçiler, hayvanlarını besleyemediklerini söyleyerek borçlarının ertelenmesini istedi

*Serbest piyasa satış fiyatları

İMKB-100 Cumhuriyet

Pazartesi 1,7632

Cuma 1,7611

DOLAR EURO BORSA ALTIN

Pazartesi 2,3475

Cuma 2,3432 Pazartesi 85.305,44

Cuma 85.053,75 Pazartesi 660.00 TL

Cuma 660.00 TL

GEÇİM VE TUTUM

D . D R . M ELİH B

melihbas@aydinlikgazete.com

Uur Mumcu’dan Türkiye ekonomisi manzaralar

24 Ocak’larda hainlik ve hüznü çok youn ya-

arz.

Türkiye ekonomisi 24 Ocak’ta yeni-liberal kararlarn Turgut Özal (TÖ) tarafndan Öza- lizm markasyla damgalanm ve vesikalan- mtr! Ardndan Kenanizm markasyla 12 Ey- lül cuntas gelecektir. Ve bu birliktelikten ca- navar bir çocuk doar: 24 Ocak Anayasas.

Bu hainliin izleri hala süregitmekte; yeni Ana- yasa tasars ile de daha ileri düzeylere tan- mak istenmektedir.

Dier yandan 1993’te o gün öldürülen Uur Mumcu’yu anarz hüzünle. Onu kitap- larndan duraklar yaparak bir yolculukla ana- caz.

lk duramz, Liberal Çiftlik. lk yazda G.Orwell’in Hayvanlar Çiftlii adl yaptndan esinle Liberalizm çiftli ele alnr. Büyük Re- is ve yöneticiler domuzdur (Pink Floyd top- luluunun Animals albümüyle okuyun bu ki- tab derim). Kitapta sosyal direkler (snflar) üzerine yazlanlarda ANAP döneminde po- pülerleen orta direk kavram hicvedilmi.

kinci duramz Tarikat Siyaset Ticaret.

AKP’nin bir seçim afiinde A.Menderes- T.Özal-R.T.Erdoan üçü biryerdesi vard, anmsayacaksnz. Kitabn ad bu üçlünün or- tak tanm gibi deil mi? u yazlar bugün için ne denli önemli: Hukuk güvenlii, Güdümlü liberal, CIA parma, Sivilleme, MT ve gör- evi, Trilyonun hesab, Aslanl kap.

Üçüncü duramzda Bütün Yazlar adl se- riden dört kitap var: Devlet Modas Tek Yol Özal (No.22), Yabanclama, Kenanizm, Öza- lizm (No.34), 24 Ocak Anayasas (No.19), Or- tadirek Türküleri (No.21). Bu kitaplardaki ya- zlarn ortak vurgusu u: Uluslararas büyük ser- maye merkezlerinde liberalizmin yeni dalgas

(neoliberalizm) için belirlenen Friedman modeli de denilen, ülkeyi sadece (sk) para politika- syla yönetmek için seçilen ülkelerden biri de Türkiye’dir. Bunun için

IMF patronajnda seçilen memur TÖ, parti ANAP’tr. Ancak bu ie koyulmak için bir askersel yönetim (Kenanizm-12 Ey- lül) ve bunun için 24 Ocak neoliberal kararlarna uy- gun bir Anayasa (24 Ocak Anayasas) gerekliydi. Ya- plan iler ksaca bu adm-

lardr. O günden beri halka 24 Ocak ninnile- ri dinletilegelmektedir. Orta Direk Türküleri ad- l kitaptaki Ayn kök, Yabanc model ve Yeni düzen yazlar bugünü anlatyor ama kanmca Nükleer Tehlike yazs ile Uyanalm yazs okun- madan olmaz.

Dördüncü duramzdaki kitaplar Bomba Davas ve laç Dosyas, Mobilya Dosyas. Ta- rihimizde bomba davalar ünlüdür. 12 Mart dönemindeki Bomba Davasnn ardl da Ümraniye bombalar ile balayan sözde Er- genekon davasdr. kisi arasndaki senaryo benzerlikleri çok ilginç. Kitaplarda ilaç sektörü ve mobilya sektörüyle ilgili derin deinmeler var.

Altnc duramz Silah Kaçakçl ve Te- rör. Kitapta birçok gerek yerli aktörler örnekse

.Telemen, Uurlu, K.Bayhan, H.Kahraman ve yabanc aktörler örnekse A. Kakç vd. yer alyor.

Yedinci duramzda iki kitap var: Petrol Bekçisi, Türk Memet Nöbete. Kitaplarn or- tak noktas, uluslararas para spekülatörü G.Soros’un dedii gibi en önemli ihraç kale- mimiz görülen Türk askerine Be Deniz Böl- gesi ve giderek Afrika (GOKAP projesini anmsaynz) emperyalist ekonomi-politik ç- karlar (petrol bata olmak üzere) amaçl pro- fesyonel savama igörenlii, edeyile lej- yonerlik dütüünün köklerini anlatmas.

Türkiye’de Patriot füzelerinin konumlandrl- d günümüz açsndan çok öretici iki kitap!

Ne ön(uz)görü ama, k içinde yat Uur Mumcu.

Duyuru: Ulusal Kanal’daki Geçim ve Tu- tum izlencemizin 24.1.2013 Perembe,saat 18.00’deki bölümünde ibu yaz konusunu i- leyeceiz Cumhuriyet Gazetesi’nden Sn. Öz- lem Yüzak ile.

Çin İletişim Bankası’nın raporuna göre Çin eko- nomisi 2013 yılında yüzde 8.5 büyüyecek. İç ta- lebin büyümesinin ekonominin büyümesi açı- sından itici güç olacağının kaydedildiği rapor- da, ihracatın yüzde 8.5 oranında, ithalatın ise yüzde 10 oranında artacağı tahmin edildi.

Çin’in ithalat ve ihracatını artırmak için ticaret politikalarını daha da açacağı savunulan rapo- ra göre, perakende satışta nominal büyümenin yüzde 16, gerçek büyüme oranının ise yüzde 12.5 olacağı belirtildi. Çin ekonomisi 2012 yılında ise yüzde 7.8 oranında büyümüştü.

Çin, 2013’te yüzde 8.5 büyüyecek

Kocaeli’nin Gölcük İlçesi’nde be- siciler ve çiftçiler, geçen yıl balya- sı 20 lira olan saman fiyatının 50 li- raya çıkmasına tepki gösterdi. Çift- çiler saman fiyatlarındaki bu artı- şı protesto ederken, borç vadele- rinin de uzatılmasını istedi. Gölcük Belediyesi Mezbahası yanında ya- pılan protesto gösterisine Gölcük Ziraat Odası Başkanı Bekir Ça- nakçı ve yönetim kurulu üyeleri, Gölcük Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Meh- met Sertoğlu, Köy Muhtarlarları ile köylüler katıldı.

‘Hayvanlarımızı besleyemiyoruz’

Gölcük Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Meh- met Sertoğlu, yem fiyatlarındaki artış nedeniyle hayvanlarını besle-

meyediklerini, özellikle samanın balya fiyanının rekor düzeye çıktı- ğını söyledi. Bir balya samanın fiyatı geçen yıl 20 ile 24 lira arasında de- ğişirken, bu yıl bir anda 50 liraya çık- tığını söyleyen Sertoğlu şöyle dedi:

“Bizler saman ve yem fiyatlarının makul seviyeye çekilmesini istiyoruz.

Köylülerimizin bir ineğe bakacak durumu dahi kalmadı. Ziraat Ban- kası’ndan sıfır faizli kredi alan üre- ticilerimiz bile borçlarını ödeye- mez hale gelmiştir. Bizler çiftçi ve üreticilerimiz için bu borçların sıfır faizle yine uzatılmasını istiyoruz.”

Gölcük Ziraat Odası Başkanı Bekir Çanakçı da konuşmasında, üreticilerin hayvanlarına bakamaz hale geldiklerini, sadece samanın değil diğer yem fiyatlarının da kat- landığını, çiftçinin borçlarını öde- yemez hale geldiğini belirtti. (DHA) RECEP ERÇN

Merkez Bankası (MB) 2012 Ka- sım ayı Uluslararası Yatırım Po- zisyonu Gelişmelerini açıkladı.

Uluslararası yatırım pozisyonu verilerine göre, 2011 yılı sonunda 178 milyar 47 milyon dolar olan Türkiye’nin yurtdışı varlıkları, yüzde 17.4 oranında artarak 208 milyar 994 milyon dolar düzeyine çıktı. Öten yandan Türkiye’nin yurt dışı yükümlülükleri yüzde 20.6 oranında artışla 601.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Tür- kiye’nin yurt dışı varlıklarıyla yurtdışı yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net uluslararası yatırım pozisyonu ise 392.3 milyar dolar açık verdi. Bu rakam 2011 sonu itibariyle 320 milyar 500 milyon dolardı.

Bankaların

mevduatları azaldı

Varlıklar alt kalemleri ince- lendiğinde, Kasım sonu itibarıy- la, rezerv varlıklar kalemi 2011 yıl sonuna göre 30 milyar dolar ar- tarken, diğer yatırımlar kalemi 2.1 milyar dolar azaldı. Diğer yatı- rımlar alt kalemlerinden banka- ların yabancı para ve Türk lirası cinsinden efektif ve mevduatları, bir önceki yıl sonuna göre yüzde 19.6 oranında azalışla 21 milyar dolar oldu.

DİBS stoku yüzde 61.3 arttı

Yükümlülükler alt kalemleri

incelendiğinde, Kasım sonu itibarıyla, yurtdışında yer- leşiklerin yurtiçinde doğ- rudan yatırımları (ser- maye ve diğer sermaye) piyasa değeri ile döviz kurlarındaki değişimle- rin de etkisiyle 2011 yıl sonuna göre yüzde 19.6 oranında artışla 167.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Kasım sonu itibarıyla, portföy yatı- rımları 2011 yıl sonuna göre 59.4 milyar dolar ar-

tış gösterdi.

Yurtdışı yerle- şiklerin hisse se- nedi stoku 2011 yıl sonuna göre yüzde 66.4 ora- nında artışla 65.1 milyar dolar olurken, borç senetleri alt kalem- leri olan yurtdışı yerleşiklerin mül- kiyetindeki devlet iç borçlanma se- netleri (DİBS) stoku yüzde 61.3 oranında artışla 60.6 milyar dolar, Hazine’nin tahvil stoku (yurtiçi yer- leşiklerce alınan tahvil stoku dü- şüldükten sonra) ise yüzde 6.4 oranında artış ile 30.4 milyar do- lar seviyesinde gerçekleşti.

Banka dışı sektörlerin kredi stoku 95.3

milyar dolar

Aynı dönemde, diğer yatırımlar 2011 yıl sonuna göre 15.9 milyar dolar artış gösterdi. Bankaların toplam kredi stoku yüzde 6 ora-

nın- da ar- tışla 62 milyar do- lar olurken, diğer sektörlerin toplam kredi stoku yüzde 5.4 oranında ar- tışla 95.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Kasım sonu itibarıyla, diğer yatırımlar altında yer alan yurtdışı yerleşik- lerin yurtiçi yerleşik bankalardaki yabancı para mevduatı, 2011 yılı sonuna göre yüzde 39.6 oranında artışla 27.8 milyar dolara, TL mev- duatı da aynı dönemde yüzde 34.3 oranında artışla 11.3 milyar dola- ra ulaştı. Yurtdışında yerleşik Türk

vatandaşlarının Merkez Banka- sı’ndaki kredi mektuplu döviz tev- diat hesapları ise aynı dönem- de 2011 yılı sonuna göre yüzde 21.9 oranında aza- lışla 7.6 milyar dolar se- viyesinde gerçekleşti.

‘Açığın artması dış yatırımcılar için uyarıdır’

Türkiye’nin net uluslar- arası yatırım pozisyonu açığının artmasının risk- lerine değinen Ekonomist Mustafa Sönmez, 400 mil- yar dolara yaklaşan bu rakamın milli gelire oranlandığında yüzde 50’ler seviyesinde bulunduğunu söyledi. Uluslarası kuruluşların belirlediği kıstaslara göre bu ora-

nın yüzde 40’ların üzerinde olma- sının tehlikeli görüldüğünü kay- deden Sönmez, “Uluslararası ya- tırım poziyonu bir ülkenin varlık- larına karşılık dünyaya karşı olan yükümlülükleri ifade etmektedir’’

dedi. Türkiye’nin sahip olduğu varlıkların çok üzerinde dışardan borçlandığını belirten Sönmez, şöyle konuştu: “Bu dış yatırımcı- lar için de bir uyarıdır. Bu parayı Türkiye’ye verenler bugün çekip gitseler, ülke ekonomisinin elin- deki varlıklarla bu borcu ödeme- yemiyorsunuz. 2012 sonu itiba- riyle milli gelirin 790 milyar dolar düzeyinde olması bekleniyor. Tür- kiye’nin net uluslararası yatırım po- ziyonu açığını buna oranladığı- mızda yüzde 50’ler üzerinde bir ra- kam ortaya çıkıyor.’’

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Mü- dürü Abdullah Kutlu, kooperatiflerince ithal edilen ilk parti samanın Erzurum’a geldiğini bil- dirdi. İhtiyacından fazla kimseye yem vesaman ve- rerek ikinci el piyasası oluşmasına asla müsaa- de etmeyeceklerini söyleyen Kutlu, ‘’Çiftçimizin ihtiyacı ne kadarsa bu ihtiyacını peyderpey kar- şılayacağız” dedi. Söz verdikleri gibi 21 Ocak’ta saman ithalatına başladıklarını belirten Kutlu, şun- ları söyledi: “Kimse endişe duymasın bu hay- vanların aç kalmasına bizim gönlümüz razı olmaz.

Türkiye’nin her yerinde talepleri karşılayacak ted- birimiz var. Türkiye genelinde bu kadar spekü- lasyon yapılmasına rağmen 20 günde topladığı- mız talep 20 bin tondur. Bu kadar büyük bir açık yok ama varsa da karşılamaya hazırız.

‘Birim maliyet 5 katına çıkıyor’

Yurt dışından getirdiğinizde navlun fiyatları orada aldığınız fiyatın 3-4 katına çıkıyor. Şu anda biz Bulgaristan’dan bir gemi yükledik. 5 bin

tonluk gemiye bin ton sığdırabildik. Bu nakliye- deki birim maliyetin 5 katına çıkması demektir.

Yurt dışından getirilecek kaba yem oradan bedava alsanız bile burada çiftçimize ulaştığı takdirde çok yüksek fiyatlara mal oluyor. Türkiye’nin her ye- rinde kaba yemi 50 kuruşa vereceğiz. Maliyet bu- nun üzerinde. 80 kuruşa mal edersek 30 kuruşunu Bakanlık karşılayacak. 90 kuruşa mal edersek 40 kuruşunu bakanlık karşılayacak, 60 kuruşa mal edersek 10 kuruşu bakanlık karşılayacak. Ama çiftçimiz, hayvancımız bu ürünü kaba yem ihti- yacını 50 kuruşa alacak.’’

‘İthal saman Türkiye’ye geldi’

Uluslararası düşünce kurulu- şu EBES’in (Eurasia Busi- ness and Economics Society - Avrasya Ekonomi ve İşletme Birliği) düzenlediği konfe- ransta dünya ekonomisi tartı- şıldı. Konferansa katılan ekonomi ve fi- nans profesörleri bu yılın dünya eko- nomileri için zor bir yıl olacağı görü- şünde birleşti. Avrupa, Amerika ve Ja- ponya Merkez Bankalarının aşırı esnek para politikalarına rağmen gelişmiş ülkelerdeki ekonomik büyümenin hala istenilen düzeye gelmemesi ve her ge- çen gün artan borç oranları uzmanla- rı kara kara düsündürüyor. Ameri- ka’daki “Mali Ucurum”un (Fiscal

Cliff) bu senenin ba- şında kısmen de olsa çözüme kavuşması ve seçimlerin sonuçlan- masına rağmen “Borç Limiti” (Debt Ceiling) sorununun halen devam etmesi, Ame- rikan ekonomisindeki belirsizliğin ve kı- rılganlığın devam etmesine neden olu- yor. Katılımcılar, Amerikan ekono- misinde yılın ilk yarısında geçici de olsa bir yavaşlama beklemekle birlikte Av- rupa ekonomisinde son aylarda görü- len iyileşme umutları taze tutuyor.

Buna rağmen uzmanlar Avrupa eko- nomisindeki resesyonun (durgunluk) devam edeceğini bekliyor.

Dünya ekonomisi 2013’te de sıkıntılı

Koç Üniversitesi TÜSİAD Eko- nomik Araştırma Forumu ve Dünya Bankası, “Küresel Eko- nomik Beklentiler: Orta Vade- de Büyümeyi Sağlamak” başlıklı bir konferans düzenledi. Kon- feransta, Dünya Bankası’nın

“Küresel Ekonomik Beklentiler (GEP)” başlıklı raporu kamuo-

yuna sunuldu. Konferansın açılış konuş- masını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, başta ekono- mik gibi görünen sorunların özünde siya- setin olduğunu söyledi. Ancak deniz çekilip karar alma süreçlerinin aksaklıkları orta- ya çıkıncaya kadar, açık bir şekilde soru- nun teşhis edilemediğini ifade eden Yıl-

maz, ‘’Bugün itibarıyla, eko- nomik alanlardaki sorunları çözmek üzere, özel kesim bi- lanço problemlerini, kamu ve merkez bankaları bilançolarına aktarma sürecinde, önce kamu bilançoları çöktü. Uzun süredir de, gelişmiş ülke merkez ban- kalarının çözüm tedbirlerinin etkinliği konusunda dünya şüpheler art- makta. Dolayısıyla, sorun bir güven ve iti- bar boyutunda ağırlığını koruyarak devam etmektedir’’ dedi. Türkiye gibi küresel bü- yümenin yükünü omuzlayan gelişmekte olan ekonomilerde, dış sorunların ağırlı- ğının yerel ekonomilerin performansını olumsuz etkilediğini kaydetti.

Ekonomik sorunların özünde siyaset var

Ekonomist Nazif Ek- zen, Merkez Banka- sı’nın açıkladığı veriler incelendiğinde, 2012 yılı Ocak-Kasım döne- minde Türkiye’nin var- lıkları 22-23 milyar do- lar düzeyinde artarken, yükümlülüklerinin 100 milyar dolar seviyesinde artttığına işaret etti. Dışarıdan gelen kaynağın içerideki kağıtlara yöneldiğine dikkat çeken Ek- zen, “Yıl içinde verilen ser- maye açığı 72-73 milyar dolar

düzeyindedir. Bu da GSYİH’nın yüzde 10’u düzeyindedir.

Türkiye dış dengesi- ni finanse edecek kaynak üreteme- mektedir. Bu ne- denle dış yükümlü- lükler artmaktadır’’ dedi. Ar- tan açığın dışardan kaynak bulma konusunda risler oluş- turduğunu ifade eden Ekzen, Türkiye’ye gelen doğrudan sermayenin ise çok az oldu- ğuna işaret etti.

2012’deki sermaye açığı 70 milyar doların üzerinde

Nazif Ekzen Mustafa Sönmez

Muharrem Ylmaz

(5)

ESN ERGENÇ TURHAN Maden işçisi büyük mitinge hazırlanıyor. Genel Maden- İş Sendikası Başkanlar Ku- rulu’nun aldığı 27 Ocak’ta

“Emeğe Saygı” mitingi ka- rarının ardından hazırlıklar başladı. Aydınlık’a konuşan Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Ala- baş, mitingin taşeronluk so- runun çözümünde domino etkisi yapmasını amaçladık- larını söyledi.

Alabaş, 14 Ocak’ta topladıkları Baş- kanlar Kurulu’nda mitingi nasıl yapa- caklarını çok tartıştıklarını belirtti. Ala- baş miting kararını alırken yaptıkları değerlendirmeyi de şu sözlerle anlattı:

“Kendimiz mi yapsak yoksa konfede- rasyon olarak mı yapılsa ya da iki ma- den sendikası olarak mı gerçekleştirsek diye düşündük, tartıştık. Bu sorun artık Türkiye’nin sorunu haline geldi dedik ve tüm konfederasyonları, sendikaları, siyasi partileri ve kitle örgütlerini mitin- ge çağırmaya karar verdik.”

Taşeronlaşmanın en yoğun ve ağır sonuçlarla yaşandığı iş kollarının başın- da gelen madencilik, bu sorunun çözü- münün de başlatılacağı iş kolu. Maden işçileri özelleştirmelerle birlikte işlerini ve iş güvenliklerini kaybettiler. Her ne kadar işletmeler Türkiye Taş Kömürü Kurumu’na ait olsa da, işletme ihale ile taşerona veriliyor. İşte bundan sonra da iş güvenliği ve denetim sorunları başlı- yor. Çünkü özelleştirme sonrasında ocaklarda insan odaklı değil, kar odaklı dönem başladı. Başbakan Recep tayyip Erdoğan iktidar partisi olarak bu konu-

ya bakışlarını net bir şekilde ortaya ko- yan şu sözleri saf etmekten geri durma- dı: “İşin kaderinde ölüm var. Bu işe gi- renler de bunu kabul etmiş oluyor.”

Erdoğan böyle söylese de rakamlar öyle olmadığını söylüyor. Kamu’nun işlettiği dönemde kazaların yok denecek kadar az olması, özelleştirmelerin bu sektörde ölüm anlamına geldiğini de ortaya çı- kartıyor.

‘Özelleştirmeler bilgi ve deneyimi yok etti’

Maden Mühendisleri Odası, 8 işçinin ölmesiyle sonuçlanan Kozlu’daki grizu patlamasının ardından özelleştirme bo- yutuna dikkatleri çeken açıklamasında şunları kaydetti: “Ülkemiz, iş kazaların-

da dünyada üst sıralarda yer almakta- dır. Maden kazaları son yıllarda belir- gin olarak artmaktadır. Odamız kayıtla- rına göre; 2008 yılında 43 maden çalışa- nı iş kazası sonucu yaşamını yitirmiş- ken, 2009 yılında bu sayı 92’ye çıkmıştır.

2010 yılında 105 işçi, 2011 yılında 77 işçi, 2012 yılında 61 işçi maden kazala- rında yaşamını yitirmiştir. Ancak bu sa- yının daha yüksek olduğu tahmin edil- mekte ve hayatını kaybedenler içerisin- de maden mühendisi meslektaşlarımız da bulunmaktadır.

Özellikle yeraltı kömür madenciliği, işçi sayısı başına düşen kaza ve ölüm sı- ralamasında bütün sektörlerin başında yer almaktadır. Özellikle 80’li yılların başından itibaren uygulamaya konulan

özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans (kiralama) vb gibi yanlış uygulamalar;

kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar so- nucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır.”

Miting emekçiler

tarafından sahiplenildi

Genel maden-İş Başkanı Alabaş, mi- tingin işçi sınıfının uyumadığını ve hak- ları için direnebilecek gücünün olduğu- nu göstereceğini söyledi. “Bizim en bü- yük beklentimiz yapacağımız mitingin domino etkisi yaparak tüm Türkiye’ye yayılması” diyen Alabaş, mitingin sa- hiplenilmesi anlamında amaçlarına da ulaştıklarını söyledi.

Topkap ie Cam direnii srasnda kendileriy- le görüen içilerin en büyük yaknma konusu, i- siz kalmalar durumunda kredi borçlarn ödeye- meyecek olmalaryd.

TTK Genel Müdürü 9 Ocak günü yaynlad

bildiride, Zonguldak’ta kredi borçlarn ödemeyen içilerin iten çkarlaca tehdidini savurdu.

Geçen akam bir arkada telefonla arad.

2004 ylndan beri çalt fabrikadan kdem taz- minatn alarak ayrlmak istiyordu. Nedenini sor- dum. Kredi kart borçlarnn biriktiini ve ücretiyle borçlarn ödeyemediini anlatt.

Bir arkadam geçenlerde Ankara yaknlarnda bir köye gitmi. Kahvede sohbet ederlerken ikide bir “temiz adam kalmad” laf geçiyormu. Bu ifa- de birkaç kez kullanlnca, ne demek istediklerini sormu. Meer köyde herkes tüketici kredisi ve kredi kart kullanm. Herkes borçluymu. Bu ara- da herkes birbirine kefil olmu. “Temiz adam kal- mad” sözüyle kastedilen, icrasz insann kalmama- sym. Köyde herkese icra gelmi. Tebligatlar al- mayarak hacizleri engellemeye çalyorlarm. Bu nedenle gündüzleri köye gelen yola bir bekçi diki- yorlarm. cra görevlilerinin geldii tahmin edildi-

inde bu kii düdüünü çalyor, herkes saklanyor- mu.

“Tebligat muhtara yaparlar,” dedim.

Olaya tank olan arkadam, “muhtar da ayn

durumda, o da kaçyormu,” dedi.

Bunlar son günlerde gündeme gelen birkaç ör- nek.

Kapitalizmin sahte cenneti çöktü.

ki rakam hatrlataym.

2002 yl sonunda tüketici kredisi bakiyesi 2,8 milyar lirayd. 2012 Haziran’nda 168,7 milyar li- ra oldu. Tüketici kredisi kullananlarn says 2002 ylnda 1,7 milyondu; 2012 yl ortalarnda 13,2 milyon oldu.

2002 ylnda kredi kartlarndan 25,7 milyar lira borç alnmt. 2011 ylnda 293,8 milyar lira aln- d. 2012 ylnda bu rakam 400 milyar liraya yak- lat.

nsanlar borçlanarak, gelecekte elde edeceini umduu gelirleri bugünden harcayarak, ban so- kaca bir eve, ayan yerden kesen bir arabaya sahip oldu. Cep telefonunu, evindeki televizyonu, mobilyasn yeniledi. Sanki kapitalizm ve AKP re- fah salyordu.

in acs imdi çkyor.

Herkes borçlu.

Sahte cennet çöküyor.

Salkta özelletirmenin etkileri hissedilmeye baland. Giderek daha fazla ilaç ve hizmet, SGK kapsam dna çkarlyor; katk paylar giderek ar- tyor.

Eitimde dayanaksz patlamann etkileri hisse- dilmeye baland. 1,8 milyon olan üniversite ö- rencisi says 4,0 milyona çkt; isizlerin says 2,0 milyon azaltld. Ancak hesapsz kitapsz açlan üniversiteler ve artan kontenjanlarn ürünü gençler günümüzde kitleler halinde isizler ordusuna katl- yor. Üniversite mezunlarnn büyük bölümü isiz kalyor veya gördükleri eitimle uzaktan yakndan ilgisi olmayan alanlarda çok düük ücretlerle ie girmek zorunda kalyor; veya bunalma giriyor.

Dier taraftan 19 Mays, 29 Ekim, 10 Kasm, 13 Aralk gibi kitlesel eylemlerle korku duvar al- d. Emperyalizmin derinleen krizi ve iktidarn bir- biri ard sra baarsz kalan giriimleri, kitlelerin huzursuzluunun eyleme dönümesinin altyapsn

oluturuyor.

2013’e güzel baladk. Ekmek isteyen borç ala- mayacak; artk mücadeleye girecek.

1989 ylnda Demir Çelik grevi srasnda Kara- bük’te düzenlenen bir yürüyüte zayf, üstü çplak bir içinin tad pankartta “Ekmek yoksa, bar

da yok” yazyordu. Ayn slogan Topkap ie Cam direniinde de atld.

2013’te ekmek yok. nsanlar gelecekte elde edebilecekleri ekmekleri 2002-2012 döneminde yediler. 2013’e ekmek kalmad.

Gözüktüü kadaryla, 2013’te bar ve istikrar da olmayacak.

yildirimkoc@aydinlikgazete.com www.yildirimkoc.com.tr

Y ILDIRIM K

2013’ün ekmei

geçen yllarda yenmiti

SINIF GÖZLÜĞÜ

Öğrenci Kartımı

Kaybettim Hükümsüzdür

Tuğçe Yamalı

Eyüp Alaba

Genel Maden- Bakan

Alaba, mitingin amacn

Aydnlk’a anlatt:

LKAY AKKAYA \ ANKARA

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Zonguldak Kozlu’da yaşanan kazanın ardından iş kazalarının ve işçi cinayetlerinin kaynağı olan “taşeron işçilik” uygulamasını düzenleyeceklerini duyurmuştu. Çelik önce- ki gün katıldığı bir televizyon programında da bu çalışmalarını önümüzdeki günlerde tamamlayacaklarını ve bir sonraki Bakanlar Kurulu’nda da gündeme getireceklerini söy- ledi. Taşeronu en çok olan bakanlıklarla görüşmeler yaptıklarını söyleyen Çelik, dü- zenleme ile asıl işveren çalışanı ile alt işve- ren çalışanlarının haklarının eşitleneceğini öne sürdü. Bakan Çelik, yeni düzenlemenin iş cinayetlerini önleyeceğini, taşeron işçilerin haklarını korumaya yönelik olacağını söylü- yor ancak uzmanlar işçilere herhangi bir gü-

vence gelmeyeceğine dikkat çekiyorlar. Uz- manlar söz konusu düzenleme ile taşeron uygulamasına sınır getirilmeyeceğini, hükü- metin işçilerin lehine düzenlemeler yapıyor- muş gibi görünerek, taşeronlaşmayı yaygın- laştırmayı hedeflediğini savunuyorlar.

Kıdem tazminatı da gündemde

Bakan Çelik, geçen hafta sonu çalışanları hüsrana uğratacak başka bir düzenlemeyi de önümüzdeki günlerde gündeme getire- ceklerinin işaretlerini vermişti. Çelik, 2012 yılında sıkça tartışılan sendikaların “grev ne- deni sayarız” dediği Kıdem Tazminatı’nın fona devredilmesine ilişkin 30 Haziran tari- hini vermişti. Çelik, taşeron işçilik düzenle- mesi ile Kıdem Tazminatı’nın ortadan kaldı- rılmasını sağlayacak düzenlemeyi de ta-

mamlamayı öngördüklerini duyurmuştu.

Çelik, katıldığı programda Kıdem Tazmina- tı’na ilişkin düzenleme yapmaya kararlı ol- duklarını bir kez daha ifade ederek, “Taşe- ron sorununu çözecekseniz kıdem tazmina- tıyla birlikte ele almalısınız. Hatırlayacağınız gibi biz hükümet programında kıdem tazmi- natı fonunun kurulacağını söyledik. Başba- kan tarafların anlaşmasını istemişti. Taşeron sorununun temelinde tazminat hakları da olduğuna göre bu konu gündemimizdedir.

Kıdem Tazminatı Fonu için yakın bir gele- cekte sosyal taraflarla çalışmalar başlaya- caktır” dedi.

Bakan Çelik,’in “soysal tarafların muta- bakatı gerekiyor” açıklamaları gözlerin “Kı- dem Tazminatı dokunulmasını grev nedeni sayarız” diyen ve bunu genel kurul kararı haline getiren Türk-İş’e çevirdi.

Taşeron düzenlemesi Bakanlar Kurulu’na geliyor

İstanbul Eczacılar Kooperatifi’nde örgütlenen DİSK’e bağlı Sosyal-İş Sendikası’nın, işverenin yap- tığı “yetki itirazı”na karşı mücadelesi sürüyor. Sen- dika 21 Ocak’ta yazılı bir açıklama yaparak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, işyerinde Sosyal- İş Sendikası’nın çoğunluğu olduğu yönündeki tespi- tine itiraz eden İstanbul Eczacılar Kooperatifi yöne- timine itirazı geri çekme çağrısında bulundu.

Anti-demokratik tutum

Genel Yönetim Kurulu imzasıyla yayımlanan açıklamada, daha önce de itirazın geri çekilmesi çağ- rısında bulunulduğu kaydedilerek “Çoğunluk tespi- tinin taraflara ulaşmasının ardından Kooperatif yö- netimi, Sendikamızın yetkisine iti-

raz etmiştir. Sendikamız Koope- ratif yönetimi ile yapmış oldu- ğu görüşmelerde itirazın hu- kuksuz olduğu, çalışanların toplu sözleşme hakkını engel- lemeye dönük bir tutum oldu- ğunu belirtmiş ve itirazın bir an önce geri çekilmesini talep etmiştir.

Ancak Kooperatif yönetimi bu çağrımıza halen olumlu bir yanıt vermemiştir” denildi. Açıklamada, işverenin 12 Eylül’den kalma anti-demokratik yasa- ların arkasına sığındığı, işverenin toplu sözleşme sü- recini geciktirme ve uzayan mahkeme süreçlerinden yararlanarak sendikal örgütlülüğü ortadan kaldırma- yı amaçladığı vurgulandı.

‘Karnımız tok, yemiyoruz’

24 Ocak Perşembe günü yapılacak ilk duruş- madan bir gün önce, 23 Ocak’ta “Hukuksuzlu- ğa, haksızlığa, yalanlara karnımız tok, yemiyo- ruz” sloganıyla 1 günlük yemek boykotu yapıla- cağı belirtilen açıklamada, itirazın geri çekilme- mesi durumunda ise 27 Ocak Pazar günü kitle- sel bir basın açıklaması yapılacağı ifade edildi.

Pazar günü yapılacak basın açıklamasının Bakır- köy Özgürlük Meydanı’nda gerçekleştirilecek.

DERYA DERV

İşçi Partisi (İP), çalıştığı taşeron firma ta- rafından yapılan nedensiz iş değişikliğine itiraz ederek, direnişe başlayan Ziya İnce’yi ziyaret ederek destek verdi. Taşe- ron firma tarafından sebepsiz olarak, 8 yıldır çalıştığı Kartal Koşuyolu Kalp Has- tanesi’nde, Bayrampaşa Devlet Hastane- si’ne gönderilmek istenen Ziya İnce, git- mek istemediğini bildirince iş akti fes edilmişti. Kartal Koşuyolu Kalp Hastane- si’nde 114 gündür direnişte olan İnce’yi İP Kartal İşçi Komitesi üyeleri ziyaret etti. Aynı zamanda Devrimci Sağlık-İş (Dev Sağlık-İş) iş yeri temsilcisi olan Ziya

İnce, Aydınlık’a yaptığı açıklamada “114 gündür onurumla mücadele edi- yorum. arkadaşlarımın ve sendika- mın desteği ile ayakta duruyo- rum” dedi.

‘İşimi istiyorum’

90 günü geçkin bir süredir çalışmadığı için sigortası olmadığını dile getiren İnce, tansiyon ve şeker hastası olan karısını ce- binden yaptığı harcamalarla tedavi ettir- diğini söyledi. İnce, “Bir gün 4 çocuğumu hastane yönetiminin önüne getireceğim.

‘Neden babamı işsiz, bizi aç bıraktınız’

diye soracaklar. Verecekleri cevabı merak ediyorum” ifadelerini kullandı. 400 sağlık

çalışanın katıldığı eylem sonrası hastane yönetiminin Bostancı’da bulunan başka bir hastanede çalışmayı teklif ettiğini belirten İnce, başka bir işi ya da hastaneyi değil kendi işini istediğini ve alana kadarda mücadele edeceğini söyledi.

Desteğimiz sürecek

İP Kartal İşçi Komitesi Başkanı Meh- met Evcimen ise her zaman emekten yana olduklarını ifade ederek, “İşçi Parti- si, nerede emek, Cumhuriyet ve vatan mücadelesi orada olacaktır. Ziya İnce işe alınıncaya kadar kendisine olan desteği- miz sürecektir” diye konuştu.

Kooperatif çalışanları yemek

boykotu yapacak

Taşerona karşı omuz omuza

Kiraz ilçe Örgütü üyelerimizden

Tuncay Tekbݍak

arkadafl›m›z vefat etmifltir. Ailesine

ve yak›nlar›na baflsa€l›€› dileriz.

‹flçi Partisi Genel Baflkan Yard›mc›s›

ve ‹zmir ‹l Baflkan›

Av. Hüseyin Tugay fien

BAfiSA⁄LI⁄I

KOCAEL / AYDINLIK

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan taşeron işçiler mah- keme kararına rağmen kadroya alınmadık- larını belirterek, hastanede gerçekleştirile- cek taşeron ihalesini iptal ettirdi. Hastane- de çalışan işçilerin hastanenin asıl işçisi ol- duğuna dair bakanlık kararına rağmen has-

tane yönetimi taşeron şirketlere ihale aç- mıştı. İhaleye karşı çıkan Dev Sağlık-İş üye- si 330 işçi dün hukuki kararlara rağmen ya- pılan ihaleyi protesto etti. Hastane önüne gelerek, “Taşeron sağlığa zararlıdır” ve

“Taşeron ölüm demektir”sloganları atan gruba, hastanedeki tüm işçiler, iş bırakarak destek verdi. KOÜ Rektör Sezer Şener Komsuoğlu’nun kendilerine verdiği kadro

sözünü tutmasını isteyen işçiler, Komsuoğlu ile görüşmek isteyince polis ve özel güven- lik tarafından engellendi. Çıkan arbede sonrası Başhekimlik, Dev Sağlık-İş yöneti- cileri ile görüşmeyi kabul etti. Görüşmenin ardından konuşan Dev Sağlık-İş yöneticile- ri, ihalenin iptal edildiğini ve ileri bir tarihe ertelendiğini söyledi. Açıklamanın ardın- dan, işçiler yeniden iş başı yaptı.

Bir taşeron ihalesi daha iptal edildi

Genel Maden-İş Sendikası taşeronlaşmaya karşı 27 Ocak’ta “Emeğe Saygı” mitingi yapacak.

Genel Başkan Eyüp Alabaş, mitingin domino etkisi yaparak Türkiye’ye yayılacağını söyledi

Ziya

nce Faruk

Çelik

Miting domino etkisi yapacak

Referanslar

Benzer Belgeler

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yurt dışında ihraç edilen borçlanma senetlerinden (eurobond) itfasına bir yıl ve daha kısa vade kalanlar için yapılacak

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yurt dışında ihraç edilen borçlanma senetlerinden (eurobond) itfasına bir yıl ve daha kısa vade kalanlar için yapılacak

2012 yılı Aralık sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2011 yılsonuna göre % 23 oranında artışla 101 milyar dolar olarak gerçekleşti.. 1 yılda kısa vadeli dış

Piyasa Riski, Faiz Oranı Riski, Ortaklık Payı Fiyat Riski, Kur Riski, Karşı Taraf Riski, Likidite Riski, Kaldıraç Yaratan İşlem Riski, Operasyonel Risk, Yoğunlaşma

• Otokar (OTKAR), 2016 yılı üçüncü çeyreğinde konsolide göre 160 milyon TL zarar açıkladı.. • Tekfen Holding (TKFEN), 2016 yılı üçüncü çeyreğinde konsolide göre

ABD’de Ekim’de yıllık bazda %5,00 oranında artan S&P Case Shiller 20 Şehir Konut Fiyat Endeksi, Kasım’da %5,10 oranında arttı.. Beklenti konut fiyatlarının %5,03

ABD’de Temmuz ayı Tüketici Fiyat Endeksi verisi bugün saat 15:30’da açıklanacak.. Haziran’da yıllık bazda %1,00 oranında artan

ABD’de Haziran’da aylık bazda %0,80 oranında artan bekleyen konut satışları, Temmuz’da %1,30 oranında arttı.. Beklenti verinin %0,60 oranında