ABDDMİNAL TÜBEf{KÜLOZUN CER.RAI:Iİ TEDA Vİ SONUÇLARI
THE RESULTS OF SURGICAL TREATMENT TUBERCULOSIS
SUMMARY
ABDOMINAL
Tuncay YILMAZLAR
Abdullal~-ZORLUOGL U Cengiz KARAGÖZ
YılmazÖZEN
Halil
BİLGEL BurçirıKUl'LA Y
In this report of 17 cases of abdominal tuberculosis retrospectively wh.ich have had ope~
ration and postoperatively diagnosed and were coHected from the eight year material of the Department of General Surgery of Uludağ University Medical Faculty has been evaluated. H w as found that 12 (70.5%) of whom had urgent operation and only 3 (17,6%) of 17 cases could have suspected diagnosis of abdominal tuberculosis preoperatively.
Alfhought it is very rarely seen in sodally and economically developed cou:ntries, ab- dominal tuberculosiis is still encountered in large numbers in developing countries and its ineidence has been decreased in our country whereas it is occasionally seen and has been a problem in diagnostic
(Key Words: Gastrointestinal, Tuberculous peritonitis) ÖZET
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilirn Dalında 8 (1984- 1
içinde postoperatif patolojik tanısı konmu~ 17 abdominal tüberküloz olgusu retrospektif olarak incelendi. Bunların 12'sine (% 70.5) acil giri~im uygulandığı ve 17 olgudan ancak 3'ünün (%
1706) ameliyat öncesi tanıda :;ıüphelenildiği saptandı.
Sosyoekonomik düzeyi yüksek olan ülkelerde çok az rastlanmasıncı kar:;ıın ge1işrrıekte olan ülkelerde halen çok sayıda görülenf ülkemizde ise insidansının azahmş olmasına rağmen
zaman zaman kanpmıza çıkan abdominal tüberkülozf tanısı sorun olmaya devam et- mektedk
(Anahtar Sözcükler: Tüberküloz peritonit)
Genel Cerrahi Anabilim Dah
(Prof Dr. B Kullay, Prof. DL H Bilge!, Doç. DL /1. Zorluoğlu, Op. Dr. To Yılmaziar, Op. Dr. Y Özen, Dr. C l<aragöz) Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Görülde-16059 BURSA
Yazışma : Op. Dr. To Yılmazlar.
J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1992 Vol. 2 No. 2 Tıbbi ve sosyal geli~meler bir lı,~·;talığın yaygınlığını ve etkinliğini sıklıkla deği~tirir.
Belki de bunun tüberküloz kadar geçerli
olduğu ba~ka bir hastalık yoktur. Asırlar
geçtikçe yalnız tedavi edilebilir değil,
önlenebilir bir hastalık haline gelmi!')tir.
Tüberküloz tedavisindeki bu ba~arıya rağ
men, zaman zaman dahi olsa bu hastalıkla kar~ıla~ılması hastalığı tekrar irdelemeyi zo- nmlu kılmaktadır.
Batı ülkelerinde çok nadir görülen ab- dominal tüberküloz, ülkemizde az da olsa görülebilmektedir (1, 2, 3). Klinik belirtileri ile kesin tanısı zor olan, sonuçta laparotomi uygulanan ancak kesin tanısı konulduğunda
kombine antitüberkülo tedaviye çok iyi
yanıt veren bu hastalığı daha iyi tam- yabilmek için kliniğimizde ameliyat edilen 17 abdominal tüberküloz olgusunu incele- rneyi yararlı gördük.
GEREÇ VE YÖNTEM
Bu çah~mada Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında 8
yıllık sürede (1984 - 1991) edilmi!') ve tanısı histopatolojik olarak kanıtlanmı~ 17 abdominal tüberküloz olgusu ele a!ınmı~tır.
Olgular ya~, cinsiyet dağılımı, ba~vuru semptomları, muayene bulguları, preope- ratif tanı, ameliyat yöntemi, kanndaki lo- kalizasyonu, morbidite ve mortalite açısın
dan incelenmi!'), preoperatif tanının oldukça zor konulduğu vurgulanmak istenmi:ıtir.
SONUÇ VE BULGULAR
17 olgunun 10'u (0/.ı 59) kadın, 7'si (%
erkek olup, tüm olguların ya~ ortalaması
35.9 (11-66)'dur.
Kliniğimize bafivuran hastalarin yakın
maları içerisinde karın ağrısı (% 82) en sık
görülen semptomdur. Daha çok acil ol- gularda görülen ~i~kinlik (% 41) ve kusma (% 35) kann ağrısını takip etmektedir.
(Tablo
Tablo 1: Semptomlar
Semptomlar Olgu
Sayısı o/o
Karın ağrısı 14 82
Siskinlik 7 41
Kusma 6 35
lştahsızlık 6 35
Gaz-gayta çıkaramama 5 29
Kilo kaybı 3 17.6
Oiyare 2 11 .7
Gece terlemesi 2 11 .7
Ateş 2 11 .7
Sarılık 5.8
158 Hast:ılcırın özgeçmi~inde yalnızca 2 ol- guda akciğer tüberkülozu saptandı. Ol- gularda saptanan bulgular ise; karmda has- sasiyet (13 olgu), distansiyon (9 olgu), radyolojik intestinal obstrüksiyon bulgusu (8 olgu), asit (4 olgu) ve karında kitle (2 olgu) olarak sıralanmaktadır (Tablo 2).
Tablo 2: Fizik Muayene Bulgular
Bulgular Sayı o/o
Hassasiyet 13 76.4
Distansiyon 9 s2.e
Asit 4 23.5
Palpabl kitle 2 11 .7
(8), gastrointestinal sistem perfo-
rasyomı (3) ve akut karın sendromu (1 ), top- lam 12 olguda acil ameliyat endikasyonu
tamlarını olu~turmaktadır (% 70.5) (Tablo
Diğer 5 (% 29.5) elektif ameliyat en- dikasyonu ta~ıyan gruptur.
Ameliyatta, per i ton ve mezenter lenf bez- lerinin 15 olguda tutulduğu saptandı (Tablo 4). İntestinal tüberküloz 15 olgu ile
kar~ımıza ve bunun 8'i terminal ileuma
aitti. Dalak ve karaciğer 2'~er olgu ile has-
talığa etmi~ti.
Tablo 3: Ameliyat Öncesi Tanılar
Tanı Sayı
ile us 8
Perforasyon 3
Akut kann 1
Dalai<ta kitle 1
Karaciğer-Dalak Kist Hidatiği 1
Pankreas kisti 1
Hodkin Lenfoma 1
Mekanik ikter 1
Toplam 17
Tablo 4: Hastalığın Karındaki Lokalizasyonu Lokalizasyon
Periton + Mezenter lenf bezi Terminal ileum
Ince Barsak Dalak
Karaciğer
Sayı
15 8 7 2 2
Arneliyatta 10 olguya eksploratris la- parotorni + biyopsi uygulandı (Tablo 5).
Bunların Tsine intestinal adezyonlardan
dolayı bridektomi yapıldı. !nce barsak re- zeksiyonu uygulanan 5 olgunun 4'ünde
sınırlı bir segmentte birden fazla per- forasyon saptandı. Diğer 1 olguda ise pasajı tarna' yakın obstrükte, etmi~ kısa aralıklı iki adet striktür mevcuttu. 2 olguya sple-
nektomi uygulandı. Mekanik ikter ön
tanısıyla ameliyat edilen bir olgumuzcia ise hepatoduodenal ligamente bası yapan tüberküloz lenf adenit ve karaciğerde
tüberküloz saptandı, postoperatif olarak
ba~lanan antitüberkülo tedaviye iyi yanıt ahndı, sardığı süretle geriledi.
Tablo 5: Uygulanan Operatif Girişimler
Exp. Laparotomi + Biyopsi (?'sine bridektomi) ince barsak rezeksiyonu Splenektomi
Toplam
10 5 2
17
Olgular morbidite açısından incelen-
diğinde; 3 olguda yara enfeksiyonu ve 2 ol- guda akciğer enfeksiyonu ~eklinde göliiildü (Total % 17.6). Operatif mortalite ise sıfırdı.
Tüm olgularda ameliyat sonrası tanı,
alman biopsilerin histopatolojik incelenmesi ile doğrulandı ve olgular postoperatif erken dönemde kombine antitüberkülo tedaviye
alındı.
TARTIŞMA
Abdonıinal tüberkülozun batı ülkelerin- de insidansı oldukça dü~ük olmasına karşın,
geri ve gelişmekte olan ülkelerde bu insidans yüksektir, ancak nadiren akciğer
tüberkülozu ile birlikte olmaktadır (2, 4, 5, 6). Bizim olgulanmızda radyolöjik olarak aktif akciğer tüberküloz bulgusu saptanma-
dı.
Enfeksiyon, yutulan mikroorganizmanın
159
(IvL Bovis) intestinal rnukozaya direkt pe- netrasyonu ile olmaktadır (4, 7). Abdominal tüberküloz; barsaklardaki bir nüveden, me- zenterik lenf ganglionlanndan, overlerden yada hematojen yolla geli~ebilir (8). Pe- ritoneal tüberküloztın genellikle vücudun herhangi bir yerindeki bir odaktan sekonder
geliştiği belirtilmiştir (9). Histopatolojik görünümünde; Langhans dev hücreleri ve santral kazeifikasyon nekrozu ile ka- rakterize epiteloid hücre granülomlan ti- piktir (2). Tüm olgulanmızda bu patolojik bulgular izlenmektedir.
Bu hastaiık genç erişkinlerde yaygın
olup, kadınlarda daha sık görülmektedir (1, 2, 6, 7, 10, 11, 12). Çahşınamızdaki 35.9 olan toplam yaş ortalaması ile kadın sayısının fazlalığı literatürle uyumludur.
En çok görülen semptomlar; karın ağrısı
ve şişkinlik olarak belirtilmiştir (6, 7, 8, 10, 13, 14). Bizim serimizele de bu belirtiler% 82 ve% 41 ile ön sırada bulunmaktadır.
Çalışmamızda; % 76.4 oranında kannda hassasiyet ve % 52.9 oranında saptanan dls- tansiyonun en sıkrastlanılan fizik muayene
bulguları olduğu literatürele de be- lirtilmektedir (14). Manohar ve ark. (10)
çalışmasında asit (% 95.2) en sık görfılen
fizik muayene bulgusudur. Çalışmamızda
asit (% 235) ve kannda palpabl kitlenin (%
11.7) ikincil bulgular olarak görülmesinin
olgulanmızm daha çok akut olgular
olmasından ve hastalığın komplikasyonla-
rından dolayı acil arneliyah gerektirme- sinden kaynaklanmaktadır.
Sedimentasyon, bu hastahkta hemen her- zaman artar (10, 15, 16). Çahşrnamızı ge- nelde acil hastalar oluşturduğundan hep- sinde yapılamamıştır. Mantoux testi tanıda
yardımcı olabilmektedir (10), ancak spesifik
olmayıp hastahğın tanısını destekleyici ni- teliktedir (2).
Nonspesifik bir test olan asit mayinin in- celenmesinde; sıvının eksuda (protein > 2.5 g/dl ve hücre > 250 /rnm3) karakterinde
olması tı:_iberküloza işaret edebilmeldedir (2, 10). Bir olgumuzda preoperatif dönemde
tanı asit mayinin incelenmesi ile ~üpheli ola- rak konulabilmiştir. Vo1gt ve ark. yapnu~ ol-
J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1992 Vol. 2 No. 2
duldan çalı~mada; asit
deaminaz aktivitesinin 'X, 96
oranında spesifik gösterdiği ve özel- likle t~iberkülozu diğer asit
!erin tanısında oldukça ölçüm belirtilmektedir (1
Akciğer radyografisinde aktif ya da
iyile~mi~ tüberküloz destek-·
ler (2, 6, 7). tüberkü-
lozu bulunan 2 mevcuttu.
% 47'sinde dilate ince bar-
hava-sıvı
rakterize intestinal direkt abdominal
cuttu. ve
filerden sonraki tetkik aşamasının
Abdominal tüberkülozun kesin tanısı,
laboratuar bul-
ya da direkt mikros- görülmesiyle olmaktadır 6, Ancak organizmanın özelliği nedeni ile orta- ya çıkanlmasının zor!uğu bunu
mektedir.
Son zamanlarda laparoskopi ve kolonos- kopi ile alınan biyopsilerin ayıncı ko-
iayla~tıracağı
önem
Ancak hastalığın sık
rından olan barsak perforasyonu ve obs-
görüldüğünde cerrahi
160
tanı; la
konulmaktadır (2, 7, 70.5'i acil
+ biyopsi c:,~,
5808 oranında tanı aracı olmwıtur. Serimizde de sıfır
mi nal mak ta dır.
Yıllar önce 1706,
ise özgeç-
olması ve
rastlanılan belirti
Sonuç olarak; abdominal tüberküloz daha
bağlı intestinal
fieklinde akut kann
tüberküloz anamnezi Bu nedenlede
süt tüketiminin
ülkemizde intestinal ve perfo- rasyon olası tanılar arasında ab-
dominal tüberküloz da Bu
KAYNAKLAR
1. Knyabnlz I, Bnç !3, Dikmen A, Kclci-oglu C, MY. Abdomimıl tiibcrkiiloz: 91 lınstmnn ret-
olnmk incelenmesi. Ulusal Cerrahi 57-60.
2. Knpoor VI<, SHarma LK. Abdomiıll7l 1'1:
berculosis. Br J Surg. 1988; 75: 2.-3.
3. Karabıyıkoğlu A. Primer karaciğer tülıerkiilozu.
Hacettepe Tıp Cerr. Biilt. 1975; 8: 488-95.
.;t. Gorbach SL. Iııfectious Dinrr/ıea. IN: Gast- rointestinal Disease (ed. Sicisenger MH., Fordtran JS), Vol. 2, 4 t/ı. edition, P/ıiladelplıia: WB Saı.mders
Co; J 989: 1221-4.
5. Abe/ ME, C hi u YS, Russell TR, Vol pe P. Gast-
rointestiıuıl tuberculosis: report ol .fiıur cases. Dis Colon Rect:ıım. 1990; 33: 886-9.
6. Sarıfnş O, Sançam T, Müftüoğlu V, Uzun MR,
Şalıiıı T, Gören A, Oıumııı L. Abdominnl tiiberkülozis. Türkiye Klinikleri Gastroentero- hepatoloji Derg. 1990; 1:89-92.
7. Berilgen A. Gastro-intestinal tüberküloz. Ha- cettepe Tıp Cerr. Bült.1975; 8: 414-35.
S. Mercan S, Özmnıağan S, Titiz I, Azxı C El- denez U. Abclominal tüberküloz. Ulusal Cerrahi Derg. 1988; 4:57-60.
9. Bettarel/o A, Polalc M. Tuberculous peritonitis.
CI report 1987; 2: 1-7.
10. Manohar A, Simjee AE .. Haffejee AA. Pet- tengeli KE. Symptoms and investigative fiııdings iıı
145 patients <uith tuberculous peritonitis diagnosed by peritoneoscopy and biopsı; over a fizıe year period.
Gut. 1990; 31: 1130-2.
11. Jnkubowski A, Elwoocl RK, Eııarson DA. Cli-
ıı.ical features ol abdominal fulıercıılosis. J Infect Dis.
1988; 158: 687-92.
12. Hodgson TJ, Dımcan JL, Rogers K. Tu-
lıerculosis: n sıırgical uiezupoint. Ann R CoU Surg Engl. 1988; 70: 1J7-9.
13. Scmchez CL, Castro JN, Moreno OR, et al.
Abdominal tulıerculosis. An Esp Perliatr. 1988; 28:
569-72.
EDITÖRÜN NOTU :
14. Damıser H, Mark G, Gartmmm ], Rııedi T.
Abdomi11al tu/ıerculosis aııd open lung tubcrcıılosis caıısed by mycolıacteriwn bovis. Sclıweiz Med W oc-·
lıensclır. 1989; 119:467-72.
15. Dmeeıı P, Hommı WP, Gmte WR. Tu- berculous peritoııitis: 43 years experienc~ iıı diagnosis anel treatment. Ann Surg. 1976; lS.'l: 717-22.
16. Jacobs P. The lıaematology of tuberculosis. S Afr Med J. 1989; 75: 98-9.
17. Voigt MD, Kalvaria I, Trey C Bernıaıl P, Lombard C Kirsc/ı RE. Diagııost ic value of ascites adenosine deaminase i11 tuberculous peritonitis. Lan- cet. 1989; 8 (8641): 751-4.
18. WelıeloffL, Novis BH, Bank S, Marks IN. The radiology of fubercıılosis of tlıe gastrointestinal fract.
Br J Radiol. 1973; 46: 329.
19. Brooks M. Insulinoma aııd abdomiııal tu- berculosis. Scott Med J. 1988; 33: 207-8.
20. Giliııksky HN, Marks IN, Kotfler RE, PRice SK. Abdominal tulıerculosis: a 10-year review. S Afr Med J.1983; 64:849-57.
21. Koo J, Ho], Ong GB. The value of colonoscopy
iıı the diagnosis of ileocecal tuberculosis. Endoscopy.
1982; 14: 48-50.
22. Kalvoria L Kottler RA, Marks lN The role colonoscopy in the diagnosis ol tuberculosis. J
Gastroenterol. 1988; 10: 516-23.
23. Pujari BD. Modified surgical procedures in in-
testiııal tuberculosis. Br J Surg. 1979; 66: 180-.1.
24. Prakaslı A. Acute tuberculous perforation of the small intestina. Interrıatioııal Sıırgery. 1975; 60:
397-8.
Konuya ilişkin yerli literatür ilgilenenlere yardımcı olur umuduyla eklenmiştir.
1. Bölükoğlu MA, Peritonit tüberküloz tanısında laparoskopinin yeri, Ege Tıp Fak Mec. i 976; 15:763 2. Özdoğan F. Tüberküloz peritonit Diri m 1981; 56: 355
3. Gönül N. Tüberküloza bağlı dalak rüptörü olgusu Diri m 1981; 56: 328 4. Gürsu H. f{araciğer Tüberkülozu, Ege Tıp Fak Derg. 1982; 21: 1029 5. Özdedeli E. Mide tüberkülozu, Ege Tıp Fak Deı·g. 1983; 22: 189
6. Yılmaz R. Tüberküloz kökenli ileum intussusepsiyonu, Tıp Fak Derg. ·ı 983; 22: 165 7. Tekeşin O. Tüberküloz peritonite bağlı assitlerin PH's. Ege Tıp Fak Derg. 1 989; 28: 1585 8. Tarcan E. Barsak Tüberklilozu. Ank: Hast Derg 1983; 18: 233