Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, aydınlar tarafından düzenlenen Ermenilerden “Özür diliyorum” kampanyası ile ilgili soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından kampanyaya ilişkin yürütülen soruşturma sonunda verilen takipsizlik kararında “Demokratik toplumlarda karşıt fikirlerin de düşünce özgürlüğü çerçevesinde koruma altında olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği” belirtildi.
Ankara’da yaşayan Hasan Hüseyin Satır, Sabahat Özgür, Mehmet İnal Kolburan, Hüseyin Erdoğan, Serdar Orhaner ve Kürşat Karacabey hazırladıkları ortak dilekçeyle ‘Özür diliyorum’ kampanyasını organize edenler ve bildiriye imza atanların, TCK’nin 301. maddesinde düzenlenen ‘Türk milletini alenen aşağılama’ suçu kapsamında
cezalandırılmaları istemiyle suç duyurusunda bulunmuştu. DİLEKÇE İŞLEME KONULMUŞTU
Dilekçede, aydınların imzaya açtığı metinde, “1915’te Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı Büyük Felaket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkar edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum” ifadesinin yer aldığı anımsatılmıştı. Suç
duyurusu dilekçesini işleme koyan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kampanyayla ilgili soruşturma başlatmıştı. İmza kampanyasının başlamasıyla birlikte Ermeni sorunu tartışmaya açılmış, onbinlerce kişi kampanyaya metnine internet üzerinden imza vemişti.
KESK: Ergenekon Kızıldere’dir Maraş’tır, Gazi’dir, 1 Mayıs’tır!
KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek, “6-7 Eylül olayları, Kızıldere, Maraş, Gazi, 1 Mayıs katliamları, 7 TİP’li öğrencinin öldürülmesi olayları da Ergenekon soruşturmasına dahil edilmelidir” dedi. “Ergenekon 12 Eylül karanlığıdır, Metris’tir, Mamak’tır, Diyarbakır Cezaevi’dir” diyen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ergenekon, yoksul Kürt köylüsüne dışkı yedirmenin, köyünü yakmanın adıdır. Göçe zorlamadır. Ergenekon işkencedir, tacizdir, tecavüzdür, insanlık onuruna saldırıdır. Ergenekon açığa çıkarılamamış binlerce faili meçhulün açık failidir.
Batman’da, Şırnak’ta, Hakkâri’deki ölüm kuyularını dolduran güçtür. Ergenekon Hizbullah’tır, Hrant Dink’in katilidir. Ergenekon özgürlük, eşitlik ve barış özlemini doyuramamış halklarımıza karşı oluşturulmuş sistemli bir savaş
örgütüdür. Bu yüzden özgürleşme, demokratikleşme tarihimiz açısından şu anda yürütülen bu davanın seyri önemlidir. Örgütün bütün karanlık ilişkileri, kime ve nereye kadar uzandığına bakılmaksızın açığa çıkarılmalıdır. JİTEM soruşturulmalıdır.”
‘DAVA SULANDIRILMASIN’
AKP’yi Ergenekon davasını, siyasi iktidarını güçlendirmek için koz olarak kullanmaktan vazgeçmeye çağıran Şimşek, şunları kaydetti: “Ergenekon savaş örgütü, en küçük uzantılarına kadar tasfiye edilmelidir. Ergenekon davası,
siyasilerle ordunun örtülü hesaplaşmasına, gizli uzlaşma ve yeni ittifaklar oluşturulmasına, tasfiye edilen örgütün yerine bir yenisinin ikame edilmesine alet edilmemelidir. Dava sulandırılmamalı, günlük siyasi hesapların aracı olarak
kullanılmamalıdır. Toplumsal tarihimizde yaşanan acılar, ödenen bedeller göz önüne alınarak insan hakları
savunucularının, mağdurların ve faili meçhul cinayetlere kurban verdiğimiz onlarca sendikacının ailelerinin müdahil olma talepleri mutlaka gözden geçirilmelidir.”