ALGLERDE DEPO ÜRÜNLERİ
A) YÜKSEK MOLEKÜL AĞIRLIĞINDAKİ BİLEŞİKLER
1) FLORİDE NİŞASTASI :
Rhodophyceae’ de bulunur.
Yüksek bitkilerdeki
amilopektine benzerdir.
İyotla boyandığında kırmızı- menekşe rengine boyanır.
Kloroplastın dışında 0,5 -2,5mµ büyüklüğünde tanecikler şeklindedir.
2) MYXOPHYCEAN (Cyanophycean) NİŞASTASI : Cyanophyceae’
de bulunur.
Siyanofisin nişastası
Glikojene benzer bir yapı gösterir.
Granüller halinde
tilakoyit zarları
arasında bulunur.
4) LAMİNARİN : Phaeopyceae’de bulunur.
Kloroplasın dışında pirenoyiti çevreleyen bir vesikül içinde yağa benzeyen bir sıvı şeklindedir.
Pirenoyit
Pirenoyiti
çevreleyen torba
Kloroplast
3) NİŞASTA :
Chlorophyceae ve Charophyceae’de kloroplast içinde nişasta tanecikleri şeklindedir.
Cryptophyceae’de kloroplast zarı ve kloroplast E.R. zarı arasında tanecikler şeklindedir.
Dinophyceae sitoplazmasında kloroplast dışındadır. Ancak bu yapı aydınlatılmamıştır.
5) KRİZOLAMİNARİN (Levkosin):
Chrysophyceae, Prymnesiophyceae ve Bacillariophyceae’ de bulunur.
Kloroplast dışındaki vesiküllerde bulunur.
Krizolaminarin kesesi
6) PARAMYLON : Euglenophyceae, Xantophyceae ve Prymnesiophyceae’ de bulunur.
Kloroplastın dışında tek bir membranla çevrilmiş olarak, değişik şekillerde ve büyüklüklerde bulunur.
Paramylon
7) FRUKTOZANLAR :
Acetabularia (Chlorophyceae) inüline benzer bir depo ürününe sahiptir.
Cladophorales’te bulunur.
B) DÜŞÜK MOLEKÜL AĞIRLIĞINDAKİ BİLEŞİKLER
1) ŞEKERLER :
Chlorophyceae, Charophyceae ve Euglenophyceae’de depo ürünü olarak sukroz meydana gelir.
Cyanophyta ve Rhodophyta’da trehalose bulunur
2) GLİKOZİTLER : Rhodophyceae’de gliserol
glikozitler, florideoside, isoflorideoside çok yaygındır.
3) POLYOLLER :
Mannitol; Phaeophyceae’de bulunur.
Serbest gliserol alglerde oldukça yaygındır. Özellikle hayvanlardaki endosimbiyotik alglerin
bazılarında ve Volvocales
ordosunun denizel olanlarında
(Dunaliella) önemli bir fotosentetik üründür.
Dunaliella
ALGLERDE BESLENME
1) OTOTROF : Enerji kaynağı olarak ışık enerjisini kullanırlar.
A) FOTOORGANOTROF : Besinlerin yapımında organik kaynaklar ve ışık enerjisini kullanırlar
B) FOTOLİTOTROF : Besinlerin yapımında inorganik kaynaklar ve ışık enerjisini kullanırlar.
2) KEMOTROF : Alglerde nadir olarak görülen bir beslenme tipidir. Enerji kaynağı olarak kimyasal maddeleri kullanırlar.
A) KEMOORGANOTROFİ : Enerji kaynağı olarak organik maddeleri kullanırlar.
B) KEMOLİTOTROFİ : Enerji kaynağı olarak inorganik maddeleri kullanırlar.
3) HETEROTROF : Besinlerini kendileri yapamazlar.
Hazır besin kullanırlar.
A)FAGOSİTİK : Ortamdaki besin parçacıklarını
hücreleri içindeki besin keselerinde biriktirirler.
Bu şekilde protozoalara benzer şekilde hareket ederler.
B)OSMOTROFİK : Çözünebilir besin maddelerini plazma membranları ile absorbe ederler.
C)SAPROFİTİK : Ölü materyal üzerinde heterotrof olarak yaşarlar.
D)PARAZİTİK : Canlı konukçu üzerinde yaşarlar ve
çeşitli zararlara sebep olurlar.
4) AUXOTROFİ : Bu algler az miktarlarda bazı gerekli organik maddelere ihtiyaç duyarlar. Bu maddeler
çoğunlukla vitaminler [Vitamin B
12(Kobalamin),
Vitamin B
1(Thiamin), Vitamin B
7(Biotin)] ve amino asitlerdir.
5) MİKSOTROFİ : Bu algler hem ototrofi hemde
heterotrofi gösterirler. Enerji kaynağı olarak ortamdaki CO
2yi kullanabildikleri gibi organik bileşikleride
kullanırlar. Işıkta fotoototrof, karanlıkta heterotrof
olabilirler.
ÇEKİRDEK
Cyanophyta’ da çekirdek materyali sitoplazmanın
merkez bölgesinde bir zarla çevrilmemiş olarak
dağınık halde bulunur.
Ökaryotik alglerde çekirdek çift katlı çekirdek zarı ile çevrilmiştir.
DNA içerir.
Çekirdek bazı organizmalarda sitoplazmik ipliklerle veya sitoplazma köprüsü ile merkezde asılı vaziyettedir.
Çekirdek
Bazı alglerde çekirdek çeperin yanında bulunur.
Çekirdek elips veya küresel şekildedir.
Alglerin çoğunda tek olarak bulunur.
Çok çekirdekli olanlarda, çekirdek sitoplazmada
çoğunlukla vakuoller ve plastidler arasında bulunur.
Çekirdeğin büyüklüğü türlere göre değişir.
Bazı alglerde çekirdek
genellikle büyük ve belirgin bir merkezi çekirdekçiğe sahiptir.
Çekirdek
Çekirdekçik
Ökaryotik alglerde iki temel tipte çekirdek vardır. Bu
nedenle algler çekirdek bölünmelerine göre 2 tipe
ayrılabilir.
I. TİP :
Dinophyceae ve Euglenophyceae’de meydanagelmektedir.Bu algler mezokaryotik tip çekirdek özelliklerine sahiptir
a) Kromozomlar mitoz devresinin tamamında yoğunlaşmış
haldedir.
b) Profaz süresince dağılmayan ve boğumlanma ile ikiye
bölünen sürekli çekirdekçik c) Büyük çekirdekler
d) Kromozomlar çekirdek zarına bağlanmıştır. İğ ipliklerine bağlanmazlar
e) Bütün mitoz devresinde hiç bozulmamış çekirdek zarı mevcuttur.
Çekirdekçik
Çekirdek
zarı Kromozom
Dinophyceae’de DNA ile birlikte bir kaç tane temel
protein (histon) vardır. İplikler çekirdek zarının dışındaki
sitoplazmik kanallarda meydana gelir.
Euglenophyceae’de
çekirdeğin bir kutbundan diğer kutbuna uzanan
kromozomların deymediği iğ iplikleri bulunur
A) İnterfaz
B) Kinetokorlar ve kromozom duplikasyonu C) Kromozomların ayrılmasının erken devresi D) Kromozom ayrılmasının geç devresi
A B
C
Bazal kısım Kinetokor Kromozom
II. TİP : Mezokaryotik tip çekirdek özelliklerine sahip olan bu gruplar dışındaki ökaryotik alglerde görülür.
a) Kromozomlar profazda yoğunlaşmıştır. Telofaz süresince dağılır.
b) Çekirdekçik profaz süresince dağılır. Telofazda yeniden yoğunlaşır.
c) Çekirdekler küçüktür.
d) Kromozomlar iğ ipliklerine bağlıdır.
e) Çekirdek zarı çekirdek bölünmesi süresince
dağılır veya bozulmadan kalır.
RİBOZOM
Ribozomlar ultrasantrifüjdeki çökme katsayılarına göre 2 ye ayrılır
1) Ribozomların “70S” den küçük prokaryotik tipi.
Bakterilerde,
Cyanophyceae’de, ökaryotik alg kloroplastlarında ve
mitokondrilerde bulunur.
2) Ribozomların “80S” lik ökaryotik tipi Mitokondri ve kloroplast dışında,
MİTOKONDRİ
Alglerde bu organelin oluşumu ve yayılımı ile ilgili çok az bilgi bulunmaktadır.
Temelde bütün gruplarda yapı ve fonksiyon bakımından benzerdir.
Çift katlı bir zar ile çevrilmiştir.
İç zar içeriye doğru girintiler meydana getirmiştir.
Bu girintiler belli bir
yapısı olmayan veya
granüllü bir lümene
doğrudur.
Chlorophyta’da mitokondriler birkaç tane düz plaka şeklinde kristaya sahiptir. Kristalar
lümende fazla bir yer işgal
etmezler. Çepere bağlı olmayan, birbirinden ayrı, küçük uzamış torbacıklar şeklindeki bölgeler gibi görünürler.