• Sonuç bulunamadı

AEROBİK VE ANAEROBİK PERFORMANS ÖZELLİKLERİNİN TEKRARLI SPRİNT YETENEĞİ İLE İLİŞKİSİAtakan YILMAZ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AEROBİK VE ANAEROBİK PERFORMANS ÖZELLİKLERİNİN TEKRARLI SPRİNT YETENEĞİ İLE İLİŞKİSİAtakan YILMAZ"

Copied!
93
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AEROBİK VE ANAEROBİK PERFORMANS ÖZELLİKLERİNİN TEKRARLI SPRİNT YETENEĞİ İLE İLİŞKİSİ

Atakan YILMAZ

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Yrd. Doç.Dr. Sürhat MÜNİROĞLU

2011-ANKARA

(2)

AEROBİK VE ANAEROBİK PERFORMANS ÖZELLİKLERİNİN TEKRARLI SPRİNT YETENEĞİ İLE İLİŞKİSİ

Atakan YILMAZ

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Yrd. Doç.Dr. Sürhat MÜNİROĞLU

2011-ANKARA

(3)

KABUL VE ONAY

Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Lisans Programı

çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma, aşağıdaki jüri tarafından Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Tez Savunma Tarihi: 15/06/2011

Prof. Dr. Mitat KOZ Ankara Üniversitesi

Jüri Başkanı

Doç. Dr. Ayşe KİN-İŞLER Yrd. Doç. Dr. Sürhat MÜNİROĞLU Başkent Üniversitesi Ankara Üniversitesi

Raportör

Yrd. Doç. Dr. Velittin BALCI Yrd. Doç. Dr. Cengiz AKALAN Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi

(4)

İÇİNDEKİLER

Kabul ve Onay ii

İçindekiler iii

Önsöz v

Simgeler ve Kısaltmalar vi

Şekiller vii

Çizelgeler viii

1. GİRİŞ 1

1.1. Aerobik ve Anaerobik Egzersiz Metabolizması 7

1.1.1. Aerobik Metabolizma 8

1.1.2. Anaerobik Metabolizma 9

1.1.2.1. Fosfojen Sistemi (ATP-CP) 9

1.1.2.2. Anaerobik Glikoliz 10

1.2. Egzersizin Vücut Sistemleri Üzerine Etkileri 11

1.2.1. Aerobik Egzersizler 11

1.2.1.1. Aerobik Güç 13

1.2.1.2. Aerobik Kapasite 15

1.2.1.3. Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testi 16

1.2.1.4. Çalışma Ekonomisi 17

1.2.2. Anaerobik Performans ve Sürat 17

1.2.2.1. Wingate Anaerobik Güç ve Kapasite Testi 19

1.2.2.2. Tekrarlı Sprint Yeteneği 20

1.3. Araştırmanın Amacı 23

1.4. Problemler 24

1.5. Alt Problemler 24

1.6. Denenceler 25

1.7. Sınırlılıklar 26

1.8. Tanımlar 26

1.9. Araştırmanın Önemi 27

2. GEREÇ VE YÖNTEM 28

2.1. Araştırma Grubu 28

2.2. Veri Toplama Araçları 29

2.2.1. Antropometrik Ölçüm Araçları 29

2.2.1.1. Vücut Ağırlığı Ölçümleri 29

2.2.1.2. Boy Uzunluğu Ölçümleri 29

2.2.1.3. Deri Kıvrım Kalınlığı Ölçümleri 30

(5)

2.2.1.4. Çevre Ölçümleri 33

2.2.1.5. Çap Ölçümleri 34

2.2.2. Somatotip Değerlendirmesi 35

2.2.3. 12x20m Tekrarlı Sprint Yeteneği Testi (RSA) 36

2.2.4. Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testi Level 1 (Yo-YoIR1) 38 2.2.5. Wingate Anaerobik Güç ve Kapasite Testi (WAnT) 39 2.3. Uygulanan Testler ve Veri Toplama Yöntemleri 41

2.4. Verilerin Analizi 42

3. BULGULAR 43

3.1. Tanımlayıcı Özellikler 43

3.2. Sperman’s Rank Order Korelasyon Analizi Sonuçları 45 3.2.1. En İyi Sprint Zamanı ile Anaerobik Performans Değerleri Arasındaki Analiz

Sonuçları 45

3.2.2. En İyi Sprint Zamanı ile Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testi Performans

Analizi Sonuçları 48

3.2.3. Toplam Sprint Zamanı ile Maksimum Güç ve Kapasite Testi Performans

Analizi Sonuçları 50

3.2.4. Toplam Sprint Zamanı ile Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testi Performans

Analizi Sonuçları 51

3.2.5. Performans Düşüş Yüzdesi Değerleri ile Anaerobik Güç ve Kapasite Testi

Performans Analizi Sonuçları 52

3.2.6. Performans Düşüş Yüzdesi Değerleri ile Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testi

Performans Analizi Sonuçları 55

4. TARTIŞMA 57

4.1. Tekrarlı Sprint Yeteneği ve Anaerobik Performans 57 4.2. Tekrarlı Sprint Yeteneği ve Aerobik Performans 61

5. SONUÇ VE ÖNERİLER 65

ÖZET 68

SUMMARY 69

KAYNAKLAR 70

EKLER 78

EK 1. 78

EK 2. 81

ÖZGEÇMİŞ 83

(6)

ÖNSÖZ

Bu çalışma düzenli egzersiz yapan takım sporcularının aerobik ve anaerobik performans özelliklerinin tekrarlı sprint yeteneği ile ilişkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu doğrultuda çalışmanın sonucunda elde edilen bulgular ve yorumlarının hem araştırmacılar hem de uygulayıcılar için faydalı olması beklenmektedir.

Bu çalışmanın gerçekleştirilmesi sürecinde bana destek olan pek çok kişiye teşekkür borçluyum. Yoğun çalışma temposuna rağmen bana zaman ayıran tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Sürhat MÜNİROĞLU’na; konuyla ilgili sorunlarımda yardımcı olan ve bütün sorunları beraber çözdüğümüz sevgili hocam Doç.Dr. Ayşe KİN-İŞLER’e ve Dr. Ali ÖZKAN’a; çalışmaya denek olarak katılan tüm Spor Bilimleri öğrencilerine; tez çalışmalarım esnasında bana her türlü kolaylığı ve yardımı sağlayan başta Bölüm Başkanı Saygıdeğer Hocam Prof.Dr. Hülya AŞÇI olmak üzere tüm Spor Bilimleri Bölüm çalışanlarına; çalışma uygulamalarının her aşamasını ve hayatımın büyük bölümünü kolaylaştıran sevgili aileme, bana destek veren ve yardımlarını esirgemeyen sevgili arkadaşım Dr. Fikriye YILMAZ’a; son olarak tezimin yazılması esnasında tüm şirinliği ve güzelliğiyle bana neşe kaynağı olan 19 aylık yeğenim Pelin YILMAZ’a çok teşekkür ederim.

(7)

SİMGELER VE KISALTMALAR

ADP : Adenozin Difosfat

AG : Anaerobik Güç

AK : Anaerobik Kapasite ATP : Adenozin Trifosfat

LT : Laktat Eşiği, Anaerobik Eşik

MG : Maksimum Güç

OG : Ortalama Güç

RSA : Tekrarlı Sprint Yeteneği Testi PDY : Performans Düşüş Yüzdesi RMG : Relatif Maksimum Güç ROG : Relatif Ortalama Güç

VO2maks : Maksimal Oksijen Tüketim Kapasitesi

WanT : Wingate Anaerobik Güç ve Kapasite Testi : Yorgunluk İndeksi

Yo-Yo IR1 : Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Seviye 1 Testi Yo-Yo IR2 : Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Seviye 2 Testi

(8)

ŞEKİLLER

Şekil 1.1. Dayanıklılık Performansını Belirleyicisi Olan 3 Boyut 13

Şekil 2.1. Tekrarlı Sprint Testlerinin Uygulanışı 36

Şekil 2.2. Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testinin Uygulanışı 38 Şekil 2.3. Wingate Anaerobik Güç ve Kapasite Testinin Uygulanışı 39

Şekil 2.4. Anaerobik Güç ve Kapasite Ölçüm Aracı 40

Şekil 3.1. 0-10m En İyi Sprint Zamanı (s) ve Maksimum Güç (watt) Arasındaki

İlişki 46

Şekil 3.2. 0-10m En İyi Sprint Zamanı (s) ve Yorgunluk İndeksi (%) Arasındaki

İlişki 47

Şekil 3.3. 0-20m En İyi Sprint Zamanı (s) ve Maksimum Güç (watt) Arasındaki

İlişki 47

Şekil 3.4. 0-20m En İyi Sprint Zamanı (s) ve Yorgunluk İndeksi (%) Arasındaki

İlişki 48

Şekil 3.5. 0-10m En İyi Sprint Zamanı (s) ve VO2maks (ml/kg/dk) Arasındaki İlişki 49 Şekil 3.6. 0-20m En İyi Sprint Zamanı (s) ve VO2maks (ml/kg/dk) Arasındaki İlişki 50 Şekil 3.7. 0-20m Performans Düşüş Yüzdesi ve Maksimum Güç (watt) Arasındaki

İlişki 53

Şekil 3.8. 0-10m Performans Düşüş Yüzdesi ve Relatif Maksimum Güç (watt\kg)

Arasındaki İlişki 54

Şekil 3.9. 0-20m Performans Düşüş Yüzdesi ve Relatif Maksimum Güç (watt\kg)

Arasındaki İlişki 54

Şekil 3.10. 0-10m Performans Düşüş Yüzdesi ve VO2maks (ml/kg/dk) Arasındaki

İlişki 56

Şekil 3.11. 0-20m Performans Düşüş Yüzdesi ve VO2maks (ml/kg/dk) Arasındaki

İlişki 56

(9)

ÇİZELGELER

Çizelge 1.1. Takım Sporlarında Kinematik Analiz (Zaman-Hareket Analizi)

Çalışmaları 3

Çizelge 1.2. Fiziksel Uygunluk Testleri 5

Çizelge 1.3. Basketbolcuların Aerobik Güç (VO2maks) Performansı 14 Çizelge 1.5. Tekrarlı Sprint Testinin Uygulandığı Çalışmalar 21 Çizelge 2.1. Deneklerin Fiziksel ve Somatotip Özellikleri 28 Çizelge 3.1. Deneklerin Tekrarlı Sprint Performansına Ait Ortalama ve Standart

Sapma Değerlerinin Dağılımı 43

Çizelge 3.2. Sporcuların WAnT Performans Değerlerinin Dağılımı 44 Çizelge 3.3. Sporcuların WAnT Maksimum Güç ve Kapasite Değerlerine Ait

Ortalama ve Standart Sapma Değerlerinin Dağılımı 44

Çizelge 3.4. Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testinden Elde Edilen VO2maks ve Toplam

Koşu Mesafesine Ait Bulgular 45

Çizelge 3.5. En İyi Sprint Zamanı İle WAnT Anaerobik Performans Değerleri

Arasındaki Analiz Sonuçları 46

Çizelge 3.6. En İyi Sprint Zamanı İle Yo-Yo Performans Değerleri Arasındaki

Analiz Sonuçları 49

Çizelge 3.7. Toplam Sprint Zamanı İle WAnT Anaerobik Performans Değerlerine

Ait İlişkinin Analiz Sonuçları 51

Çizelge 3.8. Toplam Sprint Zamanı İle Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testi Aerobik

Performans Değerlerine Ait Analiz Sonuçları 52

Çizelge 3.9. Performans Düşüş Yüzdesi İle WAnT Anaerobik Performans Değerleri

Arasındaki Analiz Sonuçları 53

Çizelge 3.10. Performans Düşüş Yüzdesi İle Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testi

Performansı Değerleri Arasındaki Analiz Sonuçları 55

(10)

1. GİRİŞ

Spor Bilimciler, antrenörler ve oyuncular, spor performansına katkıda bulunan özellikleri geliştirmek ve belirlemek için devamlı olarak etkili yöntemler araştırmaktadır. Futbol, rugby, hentbol ve basketbol gibi takım sporlarındaki oyuncuların fizyolojik özelliklerini ölçmek için çeşitli saha testleri kullanılmaktadır.

Bu gibi testler genç sporcuların yeteneklerini belirlemek, kuvvet ve güç gelişimi sağlamak, bireyselleştirilen antrenman programı için bilgi sağlamak ve antrenman döneminin bir sonucu olan fiziksel özelliklerdeki değişmeleri belirlemek için antrenörlere yardım etmektedir. Yinede birçok saha testi, araştırılan sporun özel isteklerini göstermeyen bileşenleri ölçmektedir. Spora özel birçok dayanıklılık saha testi geliştirilmiştir. Fakat bu testler uygulayan için genellikle zordur. Bundan dolayı zaman tüketimi ve pratik uygulama sınırlıdır (Lemmink ve ark., 2004).

Basketbol, futbol ve hentbol gibi takım sporları hem aerobik hem de anaerobik sistemlerin yaygın olarak kullanıldığı, oyun esnasında birçok hızlanma ve yavaşlama dönemleri bulunmasından dolayı aralıklı sporlar olarak adlandırılmaktadır.

Sporcular, uzun bir süre boyunca fizyolojik yüke dayanmak için dayanıklılıklarını geliştirmek zorundadırlar. Sporcuların fizyolojik özelliklerini ve oynanan oyunun fiziksel gerekliliklerini değerlendirmek için birçok araştırma yöntemi bulunmaktadır (Can, 2009).

Üst düzey teknik beceri, taktiksel yetenek ve fiziksel kondisyon düzeyi açısından değerlendirildiğinde takım sporlarını fazlaca özelliğin bir arada olması gereken karmaşık sporlar olarak tanımlamak mümkündür. Antrenmana anatomik, fonksiyonel, biyomekaniksel ve fizyolojik adaptasyonların sağlanması fiziksel kondisyon olarak düşünülebilir (Da Silva ve ark., 2010).

Antrenmanlarda her ne kadar teknik ve taktik çok büyük önem taşısa da antrenörler tarafından fiziksel kondisyonun vurgulanması ve geliştirilmesi takım sporlarındaki gelişimle doğru orantılı olarak artmaktadır (Bishop ve Edge, 2006).

(11)

Bazı araştırmacılar, anaerobik güç ve kapasitenin sürat, sıçrama, ani hız veya yön değiştirme gerektiren spor dallarında performansın belirleyicisi olduğunu belirtmektedir (Balsom ve ark.,1992; Bangsbo, 1994; Boraczysnki ve Urniaz, 2008;

Casas, 2008). Takım sporlarında egzersiz şiddeti ve kapsamı değişken bir yapı göstermekte, müsabaka esnasındaki farklı şiddetteki yüklenmeleri durma veya jog koşusu şeklinde dinlenme aralıkları izlemektedir (Castagna ve ark., 2007). Maçların süresi ve aralıklı egzersizin sonucu olarak oyuncuların, uzun bir zaman periyodunda jogging, yürüme ve durma gibi düşük yoğunlukta aktiviteler esnasındaki tam olarak toparlanma yeteneği kadar sprint ve koşu gibi yüksek yoğunluktaki aktiviteleri yapmak için çok iyi gelişmiş bir yeteneğe ihtiyaçları vardır (Lemmick ve ark., 2004).

Basketbol, futbol gibi aralıklı egzersizi içeren birçok takım sporunun gerektirdiği performans istekleri ve etkinlik profilleri üzerine son yıllarda yaygın olarak çalışılmaktadır. Bu sporlardaki sıçramalar, dönmeler, tutmalar, yüksek hızdaki koşular ve sprintler gibi çok şiddetli yapılan etkinliklerden dolayı bu sporların yüksek derecede performans cevaplar gerektirdiği bilinmektedir (Bangsbo ve ark., 1996). Müsabakaya dayalı bu sporlar, aerobik ve anaerobik uygunluğun çok iyi geliştirilmesi gereken yüksek yoğunluktaki aralıklı fiziksel aktivitelerdir (Can, 2009).

Maç esnasında alınan kas ve kan örnekleri ile kalp atım hızı kayıtları, aerobik yükün bu sporlardaki maçların genelinde yüksek seviyede olduğu ve maçın periyotları esnasında ise anaerobik enerji kaybının çok yüksek olduğunu göstermektedir (Krustrup, 2006).

Takım sporlarında kinematik analiz çalışmalarında (Çizelge 1.1) branşa özgü hareketler ve fizyolojik cevaplar incelendiğinde; hentbol, basketbol, futbol, rugby ve hokey gibi takım sporlarının aralıklı yüklenmeler gerektirdiği bildirilmektedir.

Futbol, hentbol, rugby, basketbol, saha hokeyi ve tenis gibi spor aktiviteleri esnasında oyuncular, yoğunluğu devamlı olarak değişen, yürüme ve sprint gibi farklı egzersiz tiplerini yapmaktadırlar (Bangsbo, 1994). Mc Innes ve ark.’na göre basketbol müsabakası sırasında 997±183 hareket yapılmaktadır, Bangsbo ve arkadaşları (1996), futbolda 150-200 arası hareket yapıldığını, Shepard (1997) 90 dk.’lık futbol maçı esnasında 1197 farklı hareket yapıldığını, her futbolcunun bir müsabaka süresince 10 000-12 000m arası mesafe kat ettiği gözlemlemişlerdir.

(12)

Çizelge 1.1. Takım Sporlarında Kinematik Analiz (Zaman-Hareket Analizi) Çalışmaları

Futbol, dünyada buz hokeyi ve basketboldan sonra hızlı bir şekilde oynanan üçüncü oyun olarak kabul edilmektedir. Oyunda hücumdan savunmaya, savunmadan hücuma geçebilmek, dengeli ve hızlı açılıp kapanmayı gerektirmektedir. Bunun için de güçlü bir fiziğe ve kondüsyona ihtiyaç vardır. Birinci yarıyı ileride getiren bir takımın, ikinci yarıyı yorgunluk nedeniyle maçı vermesi dayanıklılığın gelişmediğini göstermektedir (Urartu, 1994).

Çalışma Branş Denekler Oyun

pozisyonları Yöntem

Sprint Zamanı Ort

(sn)

Sprint Mesafesi

(m)

Sprint sıklığı

Sprintler arası Toparlanma

zamanı (sn) Dawson ve

ark.(2004) Australian Rules 22 E M Tüm Oyuncular Video 2.4 18.6 24 300

Hahn ve ark.(1979) Australian Rules 2 A M Tüm Oyuncular Manual 15.5 127

McKenna ve ark.

(1988) Australian Rules 4 E M Tüm Oyuncular Video 2.7 98 73b

Norton ve

ark.(2001) Australian Rules 53 E M Tüm Oyuncular Bilgisayar 21

Lothian (1994) Hokey 12 A K Tüm Oyuncular Video 3.1 75 56

Spencer ve

ark.(2004) Hokey 14 E M Tüm Oyuncular Video 1.8 30 140

5 E M Forvet Video 1.9 42 100

Mc Erlean ve

ark.(2000) Gaelic Futbol 40 A M Tüm Oyuncular Audio 3.9 80 46b

40 A K Tüm Oyuncular Audio 4.3 62 59b

Docherty ve ark.

(1988) Rugby 13 A M Forvet Video 1.8 10 240

14 A M Defans Video 2.3 31 77

Duthie ve

ark.(2005) Rugby 31 E M Forvet Video 2.2 11 436

16 E M Defans Video 2.9 27 178

Bangsbo ve ark.

(1991) Futbol 14 E M Tüm Oyuncular Video 2.0 19 284

Bangsbo ve ark.

(1994) 4 E M Defans Video 2.0 16 338

Bangsbo ve ark.

(1996) 7 E M Orta-Saha Video 2.1 17 318

Bangsbo ve ark.

(1994) 3 E M Forvet Video 1.7 24 225

Barros ve

ark.(1999) Futbol 25 E M Tüm Oyuncular Video 13 55 98

Drust ve

ark.(1998) Futbol 23 E M Tüm Oyuncular Video

Mayhew ve

ark.(2007) Futbol 3 E M Tüm Oyuncular Video 4.4 519 40b

Mohr ve

ark.(2003) Futbol 18 E M Tüm Oyuncular Video 2.0 39 138

24 E M Tüm Oyuncular Video 1.9 26 208

Reilly and Thomas

(2007) Futbol 40 E M Tüm Oyuncular Manual-audio 15.7 62 90

11 E M Orta Saha Manual-audio 15.6 68 79

E : Elite, A: Antrenmanlı, M: Erkek, K:Kadın

(13)

Maç performansında önemli bir etkisi olduğu bilinen teknik beceriler ve dayanıklılık kapasitesi futboldaki önemli faktörlerdir (Hoff ve ark., 2002). Futbol performansını geliştirmek için yapılan çalışmalar sıklıkla dayanıklılık, kuvvet ve hız gibi fiziksel kaynakların giderildiği teknikler ve taktikler üzerine odaklanmaktadır.

(Helgerud ve ark., 2007).

Hentbol, kısa süreli ve yüksek yoğunluktaki özelliklerin fiziksel çabalarını temsil eden bir spordur. Hentbol oyunu yüksek bir anaerobik gücün gelişmesine bağımlıdır (De Sauza ve ark., 2006). Taktik ve teknik yetenekler, antropometrik özellikler, yüksek seviyedeki kuvvet ve kas gücü hentbol sporu için çok önemli faktörler olarak gösterilmektedir. Bu yüzden, elit seviyedeki hentbolcuların performanslarını geliştirmek için sprint ve dayanıklılık gibi bazı ek dirençler ile hentbola özel kondisyonlarını hazırlamaları gerekmektedir (Gorostiaga ve ark., 2006). Rekabete dayalı branşlar göz önüne alındığında müsabakalar esnasında oyuncular üzerine binen ağır fiziksel ve psikolojik yüklerin belirlenmesi için kullanılan yaklaşımlar, maçlar esnasındaki davranışsal incelemeleri, maçlardaki fizyolojik değerlendirmeleri ve oyuncunun fiziksel kapasitesinin değerlendirilmesini içermektedir (De Vos ve ark., 2005). Sporların fizyolojik gereksinimleri, oyuncuların aerobik ve anaerobik güç, kas kuvveti, esneklik ve beceriyi içeren uygunluğun birine yada birkaçına birden yatkın olmasını gerektirmektedir. Bu uygunluk bileşenleri, bireysel oyuncunun takım içindeki rolü ve takımın oyun stili ile sıklıkla değişmektedir. Oyuncu ve antrenörün kısa ve uzun zamanlı antrenman programlarını planlanması ve geri dönüşüm hedefini sağlaması hakkında bilgi elde etmesi önemlidir. Böyle bilgiler, fiziksel performans kapasitesini değerlendirmek için kullanılan testler vasıtasıyla elde edilebilmektedir (Svensson ve Drust, 2005).

Sporcuların fizyolojik özelliklerini ve oynanan oyunun fiziksel gereksinimlerini yükseltmek ve değerlendirmek için birçok araştırma yöntemi bulunmaktadır (Clark ve ark., 2008).

Çizelge 1.2.’ de görüleceği gibi saha içinde yapılan mekik koşusu testleri veya maksimal oksijen alımının belirlenmesi için koşu bandı testleri gibi saha ve laboratuar testlerinin birçoğu fiziksel performansın değerlendirilmesi için

(14)

geliştirilmiştir (Krustrup ve ark.,2003).

Çizelge 1.2. Fiziksel Uygunluk Testleri

Takım sporlarında performans hem dayanıklılık hem de toparlanma kapasitesiyle yakından ilişkilidir. Zira maç esnasında futbolda ortalama 11-13 km’lik bir mesafe, yürüyerek, koşarak ve sprint yaparak kat edilir. Oyun esnasında yüksek düzeylerde kan laktat düzeyleri gözlenebilir. Laktik asit glikolitik enzimlerin aktivitesini inhibe ederek kas glikoliz hızını engelleyebilir (Ahmaidi ve ark., 1996).

Ayrıca yüksek laktat düzeyleri yağ asidi oksidasyonunu engeller (Shephard,1984). Bu nedenle egzersizi takiben kandan laktattın uzaklaştırılmasının bir sonraki performans için; özellikle de sonraki egzersizler tekrarlı ve yüksek yoğunluklu ise önemlidir. Öte yandan bilindiği gibi laktat eliminasyonu kastaki artan laktat transport kapasitesi, oksidatif kapasite ve düşmüş glikojenolizin yanı sıra artmış hepatik kapasiteyi yansıtır. Bu nedenle dayanıklılık performansı, egzersiz yoğunluğu ve plazma laktatı ilişkisinden tahmin edilebilir (Basset, 2000). Maksimal oksijen kullanımı (MaksVO2) aerobik gücün bir göstergesi olarak kullanılmaktadır (Astrand ve Rodhal, 1986). Ancak futbolda artık MaksVO2’den ziyade aerobik eşik (AE, 2 mM kan laktadına karşı gelen egzersiz yükü) ve anaerobik eşik (ANE,4 mM kan laktadına karşı gelen egzersiz yükü) hem aerobik dayanıklılığın kriterleri hem de

Aerobik Testler Anaerobik

Testler Kardiyovasküler

Testler Solunum

Testleri Kuvvet Testleri

Vücut Kompozisyonu

Testleri Aerobik koşu

testi Sprint testleri Dinlenme kan

Basıncı Testi Akciğer Hacim

Testi İzometrik

Kavrama Testi VA - Boy uzunluğu Aerobik step

testi

Dikey Sıçrama Testi

Egzersiz Kan Basıncı Testi

Akciğer Kapasite Testi

Testleri

İzokinetik Bacak Kuvveti

Testi

Çevre Ölçümleri Astrand R. Bis.

Testi Wingate Testi EKG egzersiz

Testi Çap Ölçümleri

Güç testi Ana. Güç. Step

testi Deri K.K.

Ölçümleri Maks VO2testi Treadmill Testi

(15)

bunu geliştirmek için en uygun antrenman yükleri olarak ve dayanıklılık performansındaki gelişmeleri gözlemlemek için sıklıkla kullanılmaktadır (Krustrup, 2006; Castagna ve ark., 2008). Dayanıklılık düzeyi ile maksimum laktat eliminasyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki ortaya konmuştur. Bu nedenle maksimum laktat eliminasyonunu bir sporcunun dayanıklılık düzeyini ifade etmek için kullanılabilmektedir (Basset, 2000).

Toparlanma esnasında doku oksijen depolarının yeniden doldurulması önemlidir. Çünkü kreatin fosfatın resentezi, laktat metabolizması ve tekrarlı sprint egzersizlerinden sonraki yorgunluğun nedeni sayılan birikmiş hücre içi inorganik fosfatın uzaklaştırılması gibi olaylar vasıtasıyla homeostasisin sürdürülmesi için yüksek düzeylerde oksijen alımına ihtiyaç vardır. Bu nedenle çoklu sprint esnasındaki yorgunluk ve aerobik fitness arasında bir ilişkinin bulunması doğaldır (Bangsbo, 1996). Bu ilişkiden yola çıkarak son yıllarda kolay ve ucuz da olması nedeniyle Yo-yo testi çokça kullanılan bir test olmuştur.

Bangsbo ve arkadaşları tarafından 1996 yılında, takım sporlarındaki oyuncuların performanslarını değerlendirmek için bir saha testi olarak Yo-Yo aralıklı toparlanma testi geliştirilmiştir (Castagna ve ark., 2008). Yo-Yo aralıklı toparlanma testinin iki seviyesi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Yo-Yo aralıklı toparlanma seviye 1 testi (Yo-Yo aralıklı dayanıklılık testi), diğeri ise Yo-Yo aralıklı toparlanma seviye 2 testidir (Bangsbo ve ark., 1996). Yo-Yo testleri, yoğun aralıklı egzersiz dönemlerini tekrar yapabilme (seviye 1) ve yoğun egzersizden toparlanma (seviye 2) yeteneğini ölçmek için tasarlanmıştır (Svensson-Drust, 2005). Yo-Yo aralıklı dayanıklılık testi içinde 20 metrelik mekik koşuları arasında 10 saniyelik yürüme ya da düşük koşu hızında yapılan dinlenmeler yer almakta ve sporcu hızını devam ettiremeyecek olana kadar koşmaktadır. Sporcunun kat ettiği mesafedeki nokta testin sonucunu belirtmektedir. Antrenman yapan bir kişi için Yo-Yo IR1 testi 10-20 dakika arasında sonlanmakta ve devamlı olarak sporcunun dayanıklılık kapasitesi üzerine yoğunlaşmaktadır (Bangsbo ve ark., 1996). Yo-Yo aralıklı toparlanma seviye 2 testi ise sporcunun yüksek bir oranda anaerobik enerji kaybı ve hemen hemen maksimum bir aerobik enerji üretimi ile tekrarlanan yüksek şiddetteki egzersizi kısa

(16)

aralıklarla yapma yeteneğini değerlendirmektedir. Yo-Yo aralıklı toparlanma testinin amacı oyuncunun şiddetli bir egzersizden sonra toparlanma yeteneğini saptamaktır.

Yo-Yo IR2 testindeki koşu hızları Yo-Yo aralıklı dayanıklılık testindekinden daha hızlıdır. Oyuncular, mekikler arasında 10 saniyelik yürüme ya da jog yapmaktadırlar (Reilly ve ark., 2000). Yo-yo aralıklı toparlanma testleri, spor biliminde yaygın olarak çalışılan kondisyon testlerinin çoğundan daha hızlı yapılmaktadır, testlerin özelliği ve kolaylığından dolayı, oyuncunun yüksek yoğunluktaki egzersizi tekrar yapabilme kapasitesini ölçmek için takım sporlarında bu testler yaygın olarak uygulanmaktadır. Yo-yo testi içerisinde çeşitli düzeylerde sprint ve değişik toparlanma sürelerinin bulunduğu bir performans testidir. Futbolcuların kondisyon düzeylerine göre testler 5-20 dk arasında sürmektedir. Her bir Yo-yo testi 2 seviyeden oluşmaktadır. Kondisyon düzeyi iyi olanlara 2. seviyedeki test uygulanmaktadır. Toparlanma testi için 16. kademeyi ve dayanıklılık testinde ise 11.

kademeyi koşabilenler 2. seviyedeki teste katılırlar. Her bir test için hazırlanmış skor formlarında sporcuların koştukları kademe ve hızları tespit edilmekte ve koşulan

“mesafe” performans için temel kabul edilmektedir.

1.1. Aerobik ve Anaerobik Egzersiz Metabolizması

Sportif aktivitelerde hareketlilik metabolik süreçlerle elde edilir. İstemli ya da istemsiz bir kasılmanın olabilmesi için enerjiye ihtiyaç vardır. Bu enerjinin ilk kaynağı Adenozin Trifosfat (ATP)’tır. Bu enerji herhangi bir metabolik süreç ya da kas kasılması için kullanılabilir. Şiddeti giderek artan egzersizde kasa gelen O2’nin azalması ile enerji metabolizması anaerobik yola kayar, bu kaymanın ilk başladığı yere anaerobik eşik denir. Bu eşiğin altındaki şiddetteki egzersizlere aerobik, üstündeki şiddetteki egzersizlere ise anaerobik egzersiz denir (Spencer ve ark.,2005).

ATP’nin yenilenmesi üç enerji sisteminden herhangi birisi ile mümkündür. Bu sistemler şunlardır:

(17)

1. ATP-CP sistemi 2. Laktik asit sistemi 3. Oksijen sistemi

İlk iki sistemde ATP depoları oksijen yokluğunda yenilenir ve bu yüzden bu sistemler anaerobik sistemler olarak adlandırılır. Üçüncü sistemde ise ATP sadece oksijenli ortamda üretilir ve bundan dolayı aerobik sistem olarak adlandırılır (Bompa, 1996).

1.1.1. Aerobik Metabolizma

Aerobik metabolizma sisteminde, anaerobik metabolizmada üretilenden çok daha fazla ATP üretilir. Aerobik yolda ATP üretimi daha yavaş olmasına rağmen, kapasitesi hemen hemen sınırsızdır. Aerobik metabolizmanın son ürünleri, kolaylıkla ortadan kaldırılabilen H2O ve CO2'dir. ATP’nin aerobik ortamda üretimi kreps döngüsü ve elektron transfer zinciri birlikte çalışması sonucu oluşur. Kreps döngüsünün temel fonksiyonu hidrojen taşıyıcısı olarak nikotinamit adenin dinükleotit (NAD) ve flavin adenin dinükleotit (FAD) kullanarak karbonhidratlar, yağlar ve proteinlerin oksidasyonunu tamamlamaktır. ATP’nin aerobik üretimi oksidatif fosforilizasyon olarak adlandırılır.

Aerobik metabolizma tamamen submaksimal seviyedeki uzun süreli egzersizlerde kullanılır. Bu tür egzersizlerde yeteri kadar O2’nin kas hücrelerine taşınabilmesi için oldukça uzun bir zaman vardır. Bu da egzersizde ihtiyaç duyulan ATP’nin çoğunu sağlamaktadır (Billaut ve Basset, 2007).

(18)

1.1.2. Anaerobik Metabolizma

1.1.2.1.Fosfojen Sistemi (ATP-CP)

Fosfojenler adı verilen ATP ve CP kasların içinde bir miktar depo edilmiş halde bulunurlar. Kısa süreli akut egzersizler, depo edilmiş olan bu fosfojenlerin parçalanmaları ile açığa çıkan enerji tarafından gerçekleştirilir. Çünkü yüksek şiddetteki aktiviteler sırasında, ATP oldukça hızlı bir şekilde kullanılır ve organizmanın O2 sistemi bu kadar hızlı bir tempoda ATP üretme becerisine sahip değildir. Bu nedenle, ATP’nin çok hızlı bir şekilde üretilmesinin önemli olduğu acil enerji gereksinimi durumlarında, kas içinde depolanmış olan enerjiden zengin CP bileşimi, ATP’nin sentezlenmesi için devreye girer (Şahin, 2009).

Fosfojen sistemi, en çabuk harekete geçen sistemdir. Bu sistemde enerjiyi kaslardaki ATP-CP depoları sağlar. Bu enerji kaynağı 10 saniye kadar süren ani, yüksek şiddetli çalışmalar için kullanılır.

Şiddetli bir fiziksel aktivite durumunda kasta depolanabilen ATP’nin az seviyede olması enerji azalmasının çok hızlı bir şekilde meydana gelmesini sağlar.

CP kas hücresi içinde bulunan ATP gibi yüksek enerji bağına sahip olan ve parçalandığında önemli miktarda enerji açığa çıkaran bir moleküldür. CP parçalandığında kreatin + fosfat + enerji oluşur. Açığa çıkan enerji ATP’nin yeniden sentezi için kullanılır. CP emilimi esnasında serbest bırakılan enerji vasıtası ile ADP ve P birleşerek ATP oluşumunu sağlar.

ATP ve CP’nin kas depoları oldukça sınırlıdır. Bir kilogram kasta 4-6 mmol ATP vardır. ATP parçalandığında 0,04-0,06 kkal enerji açığa çıkarken, 1 mol ATP parçalandığında 7-12 kkal enerji açığa çıkar. 1 kg kasta ise 15-17 mmol CP vardır ve parçalandığında açığa çıkan enerji 0,15-0,17 kkal’dir (Fox ve ark., 1988).

Kaslar içindeki depolanabilen toplam ATP ve CP bayanlarda ortalama 0,3 mol, erkeklerde ortalama 0,6 mol kadardır. Bu depolardan elde edilen enerji, yaklaşık 10-

(19)

15 saniye süren şiddetli aktiviteler için yeterlidir. Bu nedenle, bu sistemden elde edilebilecek enerji, başlangıçtaki ATP-CP depolarının miktarı ile sınırlıdır. Örneğin, 200 m sürat koşusu sonunda, çalışan kaslardaki fosfojen depoları oldukça düşük düzeye iner. ATP-CP sistemi hızlı enerji üretebilmesi ve egzersizden sonraki toparlanma evresindeki CP depolarının yenilenmesi açısından oldukça önemlidir (Mendez, 2008).

1.1.2.2.Anaerobik Glikoliz

Anaerobik glikolizde glikojen anaerobik yolla parçalanır. Bu metabolik yolla karbonhidratlar parçalanarak ATP resentezi için gerekli olan enerji sağlanırken son ürün laktik asit olduğundan bu isim verilmiştir. Laktik asit bilindiği gibi kaslarda ve kanda yüksek bir yoğunluğa ulaşırsa yorgunluğa yol açmaktadır. Asit ortam PH’ı düşürmekte ve mitokondrilerdeki bazı enzimlerin aktiviteleri engellenmektedir. Bu ise karbonhidratların yıkım oranını yavaşlatmaktadır. Anaerobik yolla glikojenin yıkımı aerobik yolla kıyaslandığında daha sınırlı sayıda ATP yenilenmektedir (1 mol glikojen 3 mol ATP). Oysa aerobik yolla 1 mol (180 gr) glikojenden 39 mol ATP elde edilmektedir (Sönmez, 2002).

Fiziksel aktivite sırasında anaerobik glikoliz ile üretilen ATP miktarı aslında 3 mol’den daha azdır. Çünkü yorucu aktiviteler sırasında kan ve kaslarda biriken laktik asitin ancak 60-70 gramı tolore edilebilir. Eğer aktivite süresince 180 gr glikojenin tamamı yakılsa 180 gr laktik asit oluşur. Bu yüzden de laktik asit kanda ve kaslarda yorgunluk seviyesine erişmeden anaerobik glikolizle ancak 1 ya da 1,2 mol ATP yeniden sentezlenir (Fox ve ark. 1988).

Anaerobik glikoliz sistemi aynı zamanda ATP enerjisinin hızla teminini sağlar.

Örneğin en fazla 1-3 dakika arasında yapılan fiziksel aktivitelerde, 400 metre ya da 800 metre koşusunda, ATP enerjisi için laktik asit sistemi devreye girer. Aynı zamanda, bazı sporlarda, orta mesafe yarışlarında laktik asit sistemi yarışın sonlarında son anlarında büyük önem taşır (Sönmez,2002).

(20)

Laktik asit, O2 yeterli olduğu zaman fiziksel aktivite sonrasındaki istirahat sırasında çeşitli şekillerde vücutta metabolize edilir. Örneğin;

1. Laktik asit karbonhidratların parçalanması sonucu ortaya çıkan bir ürün olduğundan, tekrar karbonhidratlara geri dönüştürülür. Dolayısıyla, yüksek şiddetteki 1-3 dakikalık alıştırmalar sonucu kaslarda oluşan laktik asit, karaciğerlerde ve kaslarda tekrar glikoz veya glikojene dönüştürülür.

Bu yolla, birikmiş olan toplam laktik asitin % 18’i metabolize edilir.

2. Birikmiş olan laktik asitin bir kısmı ise, kaslarda O2 ile yanar ve enerji olarak kullanılır. Ortamdaki, O2 varlığında, laktik asit pirüvik asite geri dönüşür ve O2sistemi içerisinde kullanılarak enerji elde edilir

( Dağlıoğlu, 2009).

1.2. Egzersizin Vücut Sistemleri Üzerine Etkileri

Egzersiz, fiziksel zindelik kazanmak ve sağlığı geliştirip devamlılığını sağlamak üzere yapılan bedensel aktivitelerin tümüdür. Egzersizi insan vücuduna olan etkilerine ve kullanılan oksijenin miktarına bağlı olarak iki grupta incelemek uygun olabilir.

1. Aerobik Egzersizler

2. Anaerobik Egzersizler ve sürat

1.2.1. Aerobik Egzersizler

Bu tür egzersizlerde kaslar için daha çok oksijen gerektiğinden kalp ve akciğerler normale göre daha çok çalışmaya zorlanmaktadır. Bisiklet, yürüme, koşma, yüzme, kayaklı koşu ve tenis gibi aktiviteler aerobik egzersizlere örnek verilebilir. Aerobik egzersizlerle, anaerobik egzersizlere göre daha çok kalori yakılır

(21)

ve kardiyak fonksiyonlar daha çok gelişirken kardiyovasküler dayanıklılık artar (Wilmore, 2003).

Aerobik egzersizlerin, kalbi ve akciğerleri güçlendirme, stresi giderme, yağsız bir vücuda sahip olma ve enerji düzeyini artırma gibi faydaları vardır.

Aerobik egzersizde amaç; kalp atım sayısını faydalı atım frekansına getirmek ve bu ulaşılan noktayı uzun süre korumaktır, bu da maksimum kalp atım sayının %50 ile

%85’i arasındaki alandır.

Dayanıklılık sporcularının aerobik enerji sistemi açısından daha üst kapasiteleri vardır (Asp, 1999). Uzun mesafe koşucuları, yüzücüler, bisikletçiler, kros kayakçıların maksimal oksijen tüketim değeri sedanter hem cinslerine kıyasla yaklaşık olarak iki kat fazladır (Magel, 2007). Lokal olarak artmış kapiller ağ, enzim düzeyi, mitokondri miktarı ve kas lifi tipi performans için önem arz eder. Yüksek düzey aerobik egzersizlere devam ederken bu içsel faktörlere bağlı olarak kasın kapasitesi etkilenir. Bu enerji sisteminin en önemli göstergesi oksijen tüketim kapasitesidir. Oksijen tüketim değeri uzun süreli egzersiz kapasitesi hakkında önemli bilgiler sağlar. Ayrıca yüksek oksijen tüketim değeri fizyolojik olarak pulmoner, kardiyovasküler ve nöromusküler fonksiyonların bütünleşmesinin bir göstergesi olarak kabul görmektedir (Magel, 2007; Holloszy, 1984).

Aerobik dayanıklılık antrenmanlarında çalışma ve dinlenme periyotlarını iyi belirlemek gerekir. Örneğin bir futbolcu 90 dakikalık bir maçta ortalama 60 – 70 dk.

boyunca değişik tempolarda koşar. Yapılan çalışmalar üst düzey bir futbolcunun oyunun yaklaşık %25'lik kısmında yüksek tempolu koşular geri kalan kısmında ise orta ve düşük tempolu koşular yaptığını göstermiştir. Futbolcunun bu yüksek tempolu koşulara dayanabilmesi için organizmasının bu kısıtlı dinlenme bölümlerini çok yüksek verimde kullanmaya programlı olması gerekir.

(22)

Şekil 1.1. Dayanıklılık Performansını Belirleyicisi Olan 3 Boyut

Şekil 1.1’de gösterilen 3 boyut dayanıklılık performansının belirleyicileridir.

Dayanıklılık performansını arttırmayı hedefleyen antrenmanlar bu üç bileşenin geliştirilmesine yöneliktir.

1.2.1.1.Aerobik Güç

Aerobik güç; maksimal atım hacmi ve kalp atım hızının belirlediği maksimal

“kardiyak debi” ve “arterio-venöz” oksijen farkının bir ürünüdür. Değişimi merkezi (oksijen taşıma sistemi) ve periferal (oksijenin aktif kaslar tarafından emilimi) faktörlere bağlıdır (Rowland ve ark.,1999). Gelişim esnasında vücut boyutlarındaki artışa paralel olarak merkezi (kardiyovasküler) ve periferal sistemlerdeki elemanlarda da (kalp, akciğer, kan hacmi ve kas) boyutsal gelişim söz konusudur (Armstrong ve Welsman, 1994; Rowland ve ark., 1997).

Aerobik güç, yüksek şiddetli egzersizde aerobik enerji üretebilme yeteneğidir ve maksimum oksijen tüketimi (VO2maks) ile tanımlanır. Kardiyovasküler zindeliğin de göstergesi olarak kabul edilen VO2maks kardiyovasküler sistemin ve aerobik

AEROBİK DAYANIKLILIK

Aerobik Kapasite

Maksimal oksijen tüketimi (VO2Maks)

Mekanik

Verimlilik

(23)

performansın üst sınırını ifade etmektedir. Çizelge 1.3’te farklı ülke sporcularının VO2maksperformansları görülmektedir.

Çizelge 1.3. Basketbolcuların Aerobik Güç (VO2maks) Performansı

Basketbolcu Grubu Basketbolcu Sayısı V02maks (ml/kg/dk)

İtalya C2 Lig 8 45,3 ± 6,5

Fransa Profesyonel Kulüp 8 44,1±6,5

Yunan Genç Ulusal Takım 13 51,7 ± 4,8

NCAA 6 64,7 ± 7,0

Avustralya Ulusal Lig 8 60,7 ± 8,6

Elit ve genç futbolcularda VO2maks’ı belirlemek için hem laboratuar, hem de alan çalışmaları yaygın olarak kullanılmaktadır. Aerobik kapasitenin ölçümünde kullanılan standart test, koşu bandında oksijen analizörü kullanılarak yapılan ve sporcu tükenene kadar sürdürülen laboratuar testidir. Bu test aerobik gücü belirlemede altın standart olarak değerlendirilir. Tüm bunlara karşın bu prosedürü uygulamak için eğitimli personel ve pahalı ölçüm malzemelerine ihtiyaç vardır. Buna ek olarak, futbol gibi takım sporlarında her sporcunun tek tek ölçülmesi ciddi zaman kaybına yol açmıştır. Bu nedenlerden dolayı antrenörler VO2maks’ı oksijen analizörü kullanmadan endirekt olarak ölçebilecekleri saha testlerini kullanmayı tercih etmektedirler. VO2maks’ı indirek yolla ölçebilen birçok saha testi olmasının yanında futbol için bu testle içinde sergiledikleri performanslarda çok önemlidir. Bu amaçla futbolcularda VO2maks’ı indirek yolla belirlemek ve performansı belirlemek için kullanılan en popüler iki test 20 metre mekik testi ve Bangsbo (1996) tarafından geliştirilen Yo-Yo dayanıklılık testidir. Çizelge 1.4’te çeşitli ülkelerden ve değişik seviyelerden futbolcuların VO2maksperformans analizi sonuçları gösterilmektedir.

(24)

Çizelge 1.4. Futbolcuların Aerobik Güç (VO2maks) Performansı

1.2.1.2.Aerobik Kapasite

Aerobik kapasite, dayanıklılık kelimesi ile eşanlamlı olarak kullanılır ve bir egzersizi uzun süre sürdürebilme yeteneği olarak tanımlanır (Reilly ve Cable, 2000) VO2maks doğumdan sonra yaşla birlikte artmaktadır ve en yüksek değerine 18-20 yaşları arasında erişmektedir. Cinsiyetler arasında 12 yaşında farklılık oluşmaya başlar. Kadınlarda VO2maks değeri, erkeklere oranla % 25-30 daha küçüktür (Astrand ve Rodalh, 1986).

Dayanıklılık performansının diğer bileşeni aerobik kapasitedir. Şiddeti artan egzersiz sırasında aerobik metabolizmaya oranla anaerobik enerji yollarının ATP yenilenmesinde daha baskın kullanılmaya başlandığı egzersiz şiddeti olarak tanımlanabilir (Armstrong ve Welsman, 1994; Rowland, 1996). Dolayısı ile dayanıklılık performansı açısından aerobik güç üst sınırı ifade etmekle birlikte, aerobik kapasite aerobik gücün uzun süreli kullanılabilen yüzdesini ifade etmektedir.

Futbolcu Grubu Futbolcu Sayısı V02maks(ml. kg. min)

Macaristan Elit Seviyedeki Gençler 13 63, 2 ± 8, 1

İtalyan Amatör 6 64, 1 ± 7, 2

Avustralya Ulusal Ligi 10 57, 6 ± 3, 5

Portekiz Birinci Lig 19 59, 6 ± 7, 7

Norveç Birinci-Üçüncü Lig 13 62, 8 ± 4, 1

Norveç Birinci Lig 29 63, 7 ± 5, 0

Singapur Ulusal Takımı 23 58, 2 ± 3, 7

Suudi Ulusal Takımı 23 56, 8 ± 4, 8

İspanya Birinci Lig 12 66, 4 ± 7, 6

Kanada 16 Yaş Altı 8 59, 0 ± 3, 2

Kanada 18 Yaş Altı 9 57, 7 ± 6, 8

16 Yaş Altı İngiltere Ulusal Takımı 64 59, 3 ± 3, 8

17 Yaş Altı Avustralya 23 55, 7 ± 4, 2

(25)

Yani, çalışma temposunun dikte ettiği hızda egzersizi yorulmadan uzun süre devam ettirebilme yetisi, hem aerobik güç hem de aerobik kapasite ya da anaerobik eşik düzeyinin büyüklüğüne bağlıdır (Açıkada, 2004; Bassett ve Howley, 2000; Pate, ve Branch,1992). Unnithan ve ark.,(1995)’na göre; ortalama yaşları 14,7 yıl olan uzun mesafe koşucusu erkek çocuklarda relatif aerobik güç, anaerobik eşikteki (%VO2maks) koşu hızı değerleri ile 3 000 metre koşu süresinin anlamlı negatif ilişkili olduğunu (sırasıyla, r = -0,83; r = -0,78; r = -0,77) belirlemiştir. Bu sonuca benzer olarak, antrenmanlı sporcularda dayanıklılık performansı ile aerobik güç ve kapasite ilişkisini ortaya koyan başka çalışmalar da vardır. Genel bir yaklaşımla anaerobik eşik, anaerobik glikolizin ürünü olan kan laktat seviyesinden laktat-şiddet eğrisi yardımıyla belirlendiği gibi, noninvasif yöntemle solunum veya KAH cevaplarından da değerlendirilmektedir (Geithner ve ark., 2004; Leger, 1996). Belirlenmesinde ve yorumlanmasında bir takım tartışmalar ve farklı yaklaşımlar olmakla birlikte, doğrusal artan iş yüküne karşılık kan laktat seviyesindeki, solunum değerlerindeki ya da kalp atım hızındaki doğrusal artışın bozulup, değişim gösterdiği iş yükünün anaerobik eşik düzeyini yansıttığı ileri sürülmektedir (Güvenç, 2007).

1.2.1.3.Yo-Yo Aralıklı Toparlanma Testi

Yo-Yo Aralıklı Dayanıklılık Testinde başlangıçta 5m aralıklı iki kule ve 2.kule ile 3.arasında 20 m mesafenin olduğu bir parkur dizayn edilir. Sporculara 20 m aralıklı iki kule arasında gittikçe artan bir tempoda maksimale kadar devam eden bir mekik koşusu uygulanır. Ancak her bir mekik koşusu, sonunda 10 saniyelik yavaş koşu şeklinde bir toparlanma periyodu içermektedir. Test Level 1 ve Level 2 olarak uygulanabilmektedir.

Yo-Yo Aralıklı Dayanıklılık Testinde ise; başlangıçta 2,5m aralıklı iki kule ve 2.kule ile 3.arasında 20 m mesafenin olduğu bir parkur dizayn edilir. Sporculara 20 m aralıklı iki kule arasında gittikçe artan bir tempoda maksimale kadar devam eden bir mekik koşusu uygulanır. Ancak her bir mekik koşusu, sonunda 5 saniyelik yavaş koşu şeklinde bir toparlanma periyodu içermektedir.

(26)

1.2.1.4.Çalışma Ekonomisi

Aerobik güç ve kapasitenin yanı sıra dayanıklılık performansının diğer bir bileşeni mekanik verimliliktir. Mekanik verimlilik, yapılan iş miktarının harcanan enerjiye oranı şeklinde ifade edilmektedir. Dolayısı ile egzersiz esnasında belirli bir iş yükü için kullanılan oksijen miktarı hareket ya da çalışma ekonomisi olarak tanımlanabilir (Açıkada, 2004; Bassett ve Howley, 2000; Koşar ve Hazır, 1996).

Aerobik güç değerleri benzer olan uzun mesafe koşucularında, belirli bir çalışma temposuna daha düşük oksijen tüketimi cevabı veren deneklerin daha iyi dayanıklılık performansına sahip oldukları belirtilmektedir (Jones ve Carter, 2000). Diğer bir değişle verili submaksimal iş yüklerinde çalışmayı daha ekonomik ya da düşük

%VO2 düzeyinde sürdürebilme yetisi, gerekli olan enerjinin anaerobik yollardan ziyade baskın olarak aerobik sistem vasıtasıyla karşılanmasını beraberinde getireceğinden, dayanıklılık performansı açısından avantaj sağlamaktadır.

Çocuklarda çalışma ekonomisini değerlendiren araştırma bulguları, çocukların yetişkinlere oranla daha düşük çalışma ekonomisine sahip olduklarını ve büyüme ve gelişime bağlı olarak çalışma ekonomisinin arttığını göstermektedir (Basset ve Howley, 2000).

1.2.2. Anaerobik Performans ve Sürat

Anaerobik performans (AP) kısa sürede tamamlanan veya patlayıcı kuvvet gerektiren spor branşları için büyük önem ifade eden bir terimdir. Sporcunun performansı bireysel ve çevresel faktörlerden etkilenip değişiklik gösterebilmektedir.

Yapılan düzenli antrenmanlar sporcuların AP’larında artışa sebep olmaktadır. Başka bir deyişle anaerobik performanstaki bu artış, adenozintrifosfat (ATP-PC) depolarında ve laktik asit sisteminin verimliliğinde meydana gelen artıştır. Bu nedenle sporcunun enerji kaynakları ve bu kaynakları kullanabilme yeteneği sportif performansı için önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Maksimum Güç (MG) her türlü sportif aktivite için önemli olmakla birlikte, MG’ün ağırlıklı olarak kullanıldığı bazı spor dallarında önemi daha da artmaktadır (yüksek atlama, gülle

(27)

atma, cirit atma, disk atma, sürat koşuları (100m, 200m), yüzme (25m, 50m), basketbol, futbol, voleybol, hentbol, tenis, beyzbol (Özkan, 2007).

Anaerobik performansın, Anaerobik Güç ve Anaerobik kapasite olmak üzere iki etmene bağlı olduğu belirtilmektedir (Sutton ve ark., 2000). Yüksek şiddetli, kısa süreli yüklenmelerde ATP yenilenme sürecine ilişkin, anaerobik güç; alaktasit enerji sisteminin (ATP-PCr sistem), anaerobik kapasite ise; baskın olarak laktasit enerji sisteminin (anaerobik glikoliz) kullanımına dayanmaktadır (Bencke ve ark., 2002;

Inbar ve Bar-Or, 1986; Kearney, 2000).

Ağırlık çalışmaları, sürat koşusu gibi kısa süreli güç gerektiren egzersiz türleridir (De Vos ve ark., 2005). Anaerobik egzersizler, aerobik egzersizler kadar enerji için havadaki oksijene bağımlı olmayıp enerji kaynağı olarak kaslarda depolanmış enerjiye bağımlıdır. Tüm anaerobik egzersizlerde, aerobik egzersizlere göre daha az kalori yakılır ve kardiyovasküler zindeliğe faydaları aerobik egzersizler kadar etkili değildir. Yinede kalp ve akciğerlerin kas kütle ve dayanıklılığının geliştirilmesi için faydalıdır. Uzun vadede kas dokusunun daha çok kalori harcamasına bağlı olarak artmış kas kitlesi kişinin kilosunu düşürmesine ve sağlıklı kilosunu sürdürmesine yardımcı olur.

Aralıklarla süregelen anaerobik enerji deposu; basketbol, hokey, rugby, futbol ve tenis gibi tekrarlı sprint egzersizleri barındıran sporlardaki metabolik modelin tipini karakterize eder. Aralıklı anaerobik egzersizler sırasında, metabolizmadaki hızlı değişimler ve kas fonksiyonları, gereken güç seviyesine ulaşılmamasıyla sonuçlanabilir. Son yıllarda, tekrarlı sprint yeteneği ve sprintler sırasındaki dinlenme aralıkları, toparlanma süreci ve yorgunluk birçok araştırmanın odak noktası olmuştur (Ratel ve ark., 2004).

(28)

1.2.2.1.Wingate Anaerobik Güç ve Kapasite Testi

Wingate Testi, anaerobik performansın alaktasit ve laktasit ögeleri ölçmek amacıyla uygulanan kritik-güç testidir (Özkan ve ark.,2010). Test fazla pahalı olmayan ve kolay temin edilebilecek donanımla, özel yetiştirilmiş teknik elemana gerek duyulmaksızın; toplumun her kesimine çocuklara ve hatta özürlülere uygulanabilir. Bacaklar ya da kollar kullanılarak yapılan bu test için bisiklet ergometresinde (kollar için uygun bisiklet ergometresi) ve elektrikle uyarılan pedal sayacına ihtiyaç duyulur (Mengutemur ve Çolakoğlu, 1996; Tamer, 2000). Wingate testi sabit bir yüke karsı 30 saniyelik supra-maksimal bir yüklenme içerir (Inbar ve ark., 1996). Testin yapılması sırasında uygulanacak yük önceden belirlenir. Direnci oluşturan mekanizmaya uygulanacak yük, sporcunun vücut ağırlığının belli oranlarında ayarlanır (Koşar ve Kin-İşler, 2004). Uygulanan test süresince ölçümler otomatik olarak beş saniye bir altı eşit zaman aralığında yapılmaktadır. Bu ölçümler sonucunda anaerobik performans ile ilgili bazı veriler elde edilir. Test süresince meydana getirilen herhangi ilk beş saniyelik zaman dilimi içerisinde elde edilen en yüksek mekanik güce maksimum AG, test süresince meydana getirilen ortalama güce maksimum AK, test süresince meydana getirilen herhangi bir beş saniyelik zaman dilimi içerisinde elde edilen en düşük mekanik güce minimum Güç (MG) denir.

Ayrıca test süresince meydana gelen güç azalmasının yüzde olarak ifade edilmesine yorgunluk indeksi (YI) denir. Test süresince meydana getirilen herhangi bir beş saniyelik zaman dilimi içerisinde elde edilen en yüksek güç değeri ile en düşük değer arasındaki farkın elde edilen en yüksek güç değerine bölünmesiyle bulunur (YI = Yorgunluk İndeksi-Formül 1.1).

100

(%)  

MAG MinG

YI MAG (Formül 1.1)

MAG= İlk beş saniyelik zaman dilimi içerisinde elde edilen en yüksek mekanik güç MinG= Son beş saniyelik zaman dilimi içerisinde elde edilen en düşük mekanik güç (Özkan, 2010).

(29)

Wingate testinin fizyolojik geçerliği açısından, testten sonra en yüksek laktat değerine sahip katılımcıların aynı zamanda en yüksek glikolitik kapasite ya da anaerobik kapasiteye de sahip olduklarının tahmin edilebilirliği tartışılmalıdır. Bir güvenirlik çalışmasında, anaerobik kapasite (W and W/kg) ile kan laktadı arasında orta düzeyli bir ilişki bulunmuştur ( r = 0,55 ve 0,60); anaerobik kapasite ve maksimal oksijen borcu arasındaki ilişki de anlamsız düzeyde düşük olmuştur. Bu sonuçlarla araştırmacılar, testin geçerliğinin düşük olduğu kararına varmışlardır.

Ama fizyolojik geçerlik, FT fibril bölgesi ve oranına karsı, her iki maksimal Anaerobik güç (Zirve-AnP her 5 sn) ve anaerobik kapasite arasındaki ilişkide anlamlılık bulan araştırmacılar tarafından desteklenmiştir; aynı zamanda bu araştırmacılar, maksimal anaerobik güç ile 50 m koşu zamanı arasında yüksek bir ilişki ( r = -,91) bularak, testin performans geçerliğini de desteklemişlerdir.

1.2.2.2.Tekrarlı Sprint Yeteneği

Basketbol ve futbol gibi çok hızlı ve uzun süre aralıksız oynanan sporlar sırasında sporcular birçok kez tekrarlı sprint yapmak zorunda kalmaktadır, bu yüzden sporcular tekrarlı sprint yeteneğini geliştirmelidir. Tekrarlı sprint yeteneği; kısa dinlenme periyotları ile desteklenen ve maksimum sprint eforunun tekrar üretimini sağlayan bir yetenektir ve birçok takım sporu için önemli bir kondisyon bileşeni olarak kabul edilmektedir (Hill-Hass ve ark., 2007).

Son yıllarda Tekrarlı Sprint Yeteneği Spor Bilimleri alanında oldukça sıklıkla ele alınan bir konu olmuştur. Ancak Tekrarlı Sprint Yeteneği ile ilgili yapılan çalışma sayısı artmış olmasına rağmen Tekrarlı Sprint Yeteneğini Türkiye örnekleminde inceleyen sınırlı sayıda çalışmaya rastlanmıştır (Kin-İşler ve ark., 2008; Özdemir ve ark., 2010; Soydan ve ark., 2010; Yılmaz ve ark., 2009; Yılmaz ve ark., 2009b; Yılmaz ve ark., 2010).

(30)

Çizelge 1.5. Tekrarlı Sprint Testinin Uygulandığı Çalışmalar

Çizelge 1.5’te tekrarlı sprint testinin kullanıldığı çalışmalar sprint zamanı, dinlenme aralığı ile birlikte gösterilmektedir. Yapılan çalışmalarda birden fazla uygulanan yüksek şiddetli tekrarlı egzersizlerde yorgunluğun oluşmasında ve performans sergilenebilmesinde kasta bulunan kreatin fosfat miktarının sınırlayıcı bir faktör olduğu saptanmış (Yılmaz ve ark., 2010) ve üst düzeyde kas performansı sergileyebilmenin yolunun toparlanma hızı ve toparlanma düzeyi ile doğrudan bağlantılı olduğu bildirilmiştir (Yılmaz ve ark., 2009b).

Çalışma Egzersiz çeşidi

Sprint mesafesi

(m)

Sprint zamanı (s)

Tekrar sayısı

Sprintler Arası Toparlanma

Zamanı (s)

Toparlanma şekli

Aziz ve ark.(2004) Koşu - pistte 40 5.5 8 30 Gerdirme

Balsom ve ark.(1992) Koşu - pistte 15 2.6 40 30 Pasif

Koşu - pistte 30 4.5 20 30 Pasif

Koşu - pistte 40 6 15 30 Pasif

Balsom ve ark.(1992) Bisiklet 6 10 30 Pasif

Balsom ve ark.(1992) Bisiklet 6 10 30 BY

Balsom ve ark.(1992) Koşu – Koşu bandı 6 15 24 Pasif

Balsom ve ark.(1998) Bisiklet 6 5 30 Pasif

Bishop ve ark.(2006) Bisiklet 6 5 24 Kendi seçtiği

Dawson ve ark.(2004) Bisiklet 6 5 24 Yavaş Bisiklet

Dawson ve ark.(2005) Koşu - pistte 40 5.5 6 24 Yürüyüş

Fitzsimons ve ark.(1993) Koşu - pistte 40 5.8 6 24 Yürüyüş

Bisiklet 6 6 24 Kendi seçtiği

Gaitanos ve ark.(2002) Koşu- Koşu bandı 6 10 30 Pasif

Gaitanos ve ark.(2003) Bisiklet 6 10 30 Pasif

Hamilton ve ark.(1999) Koşu - Koşu bandı 6 10 30 Pasif

Hautier ve ark.(2000) Bisiklet 5 15 25 Pasif

Holmyard ve ark.(2001) Koşu - Koşu bandı 6 10 30 BY

Koşu - Koşu bandı 6 10 60 BY

Mujika ve ark.(2009) Koşu - pistte 15 2.3 6 24 BY

Signorile ve ark.(1997) Bisiklet 6 8 30 Bisiklet-60W

Stathis ve ark.(1996) Bisiklet 10 4 50 Pasif

Bisiklet 10 8 50 Pasif

Wadley and Le Rossignol (1998) Koşu - pistte 20 3 12 -17 BY

Wragg ve ark. Koşu - pistte 34.2 7.5 7 25 Jog

BY = Bilgi yok;

(31)

Literatürdeki birçok çalışmada görülebileceği gibi tekrarlı sprint yeteneği;

maksimal oksijen tüketimi (Aziz ve ark., 2004; Bishop ve ark., 2006; Bishop ve ark.,2004; Krustrup, 2006; Yılmaz ve ark., 2009) oksijen tüketim (VO2) kinetikleri (Dupon ve ark.,2005), hidrojen iyon tampon kapasitesi (Bishop ve Edge, 2006;

Bishop and Spencer, 2004) ve kas glikojen konsantrasyonu gibi değişik birçok faktöre bağlıdır (Rampinini ve ark., 2009).

Maksimal aerobik gücü etkileyen oksijen taşıma sistemine bağlı merkezi etmenlerin yanı sıra ATP yenilenmesi için kandan oksijeni alma kapasitesi ve çalışan kasın yakıt kullanımı da potansiyel belirleyici etmenlerdir (Maud ve ark.,1989).

Sürat performansı birçok spor dalında başarılı olabilmek için çok önemlidir.

Ancak özellikle takım sporlarında sporcular maç sırasında kısa aralıklarla birçok sprint koşusu yapmaktadır. Bu doğrultuda bir sporcunun belli bir mesafeyi en kısa sürede almasından çok, tekrarlı bir şekilde aynı mesafeyi birçok kez süratli koşması, başka bir değişle süratini tekrarlı bir şekilde koruması özellikle takım sporları için oldukça önem taşımaktadır. Kısa dinlenme periyotlarıyla desteklenen ve maksimum sprint eforunun üretilmesini sağlayan bir yetenek olarak tanımlanan tekrarlı sprint yeteneği günümüzde futbol, basketbol veya rugby gibi takım sporlarında maç sırasındaki aktivitelerin küçük bir kısmını temsil ediyor olsa da, bir maçın sonucunu etkileyebilecek düzeyde olabilmektedir (Oliver ve ark., 2007). Örneğin; bir basketbol maçı sırasında sporcuların 2-6 saniyelik 105 tane tekrarlı sprint yaptıkları belirlenirken (Castagna ve ark., 2007), futbolda bir maç sırasında her oyuncunun 4-6 saniyede bir değişen 1 000-1 400 civarında kısa aktiviteler uyguladıkları ve bunların içinde yaklaşık her 90 saniyede bir kısa sprintler yaptıkları belirlenmiştir (Spencer ve ark., 2004).

Aralıklarla süregelen anaerobik enerji deposu; basketbol, hokey, rugby, futbol ve tenis gibi tekrarlı sprint egzersizleri barındıran sporlardaki metabolik modelin tipini karakterize eder. Aralıklı anaerobik egzersizler sırasında, metabolizmadaki hızlı değişimler ve kas fonksiyonları, gereken güç seviyesine ulaşılmamasıyla

(32)

sonuçlanabilir. Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde Tekrarlı sprint yeteneği testinde toparlanma süreleri birbirinden farklılık göstermektedir. Ratel ve ark. (2004) çalışmalarında 10 x 10 saniyelik sprint testinde 15 saniyelik dinlenme aralıkları kullanırken, Hill-Hass ve ark.(2007) çalışmalarında 20 saniye ve 80 saniyelik dinlene aralıklarıyla tekrarlı sprint uygulaması yapmışlardır. Bunların yanında, Edge ve ark.

(2006) ise çalışmasında 5 x 6 saniyelik tekrarlı sprint testinde dinlenme aralığını 30 saniye olarak uygularken, Oliver ve ark. (2007) 7 x 5 saniyelik sprint testinde dinlenme aralığını 20 saniye olarak kullanmıştır. Tüm bu çalışmalara bakıldığında dinlenme aralıklarının 15 saniye ile 80 saniye arasında değiştiği ve tekrarlı sprint performansında farklı sonuçlar elde edildiği görülmektedir. Soydan ve ark. (2010)

’nın yaptığı bir çalışmada 12x20m Tekrarlı sprint testi deneklere aralıksız, 15s, 30s ve 45s aktif toparlanma aralıklarıyla uygulatılmış ve en iyi sprint zamanı ve toplam sprint zamanı açısından en düşük değerlere 30s ve 45s dinlenme süreleriyle yapılan sprintlerde elde edildiği gözlemlenmiştir.

Tekrarlı sprint testleri, takım sporu ile uğraşan sporcuların performansını ölçmek için ortak bir çalışma konusu haline gelmiştir. Tekrarlı sprintler sırasındaki yorgunluk ve güç çıkışı, tekrarlı sprintlerin sayısı, yoğunluğu, süresi ve çalışma periyotlarının ayrımıyla belirlenmektedir (Billuat ve Basset, 2007). Egzersiz ve toparlanma arasındaki zaman oranı kilit bir faktör olarak görülmektedir, çünkü toparlanma süresinin toplam egzersizin yoğunluğunu belirlediği düşünülmektedir (Billuat ve Basset, 2007).

1.3. Araştırmanın Amacı

Bu çalışma takım sporcularının aerobik ve anaerobik performans özelliklerinin tekrarlı sprint yeteneği ile ilişkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır.

(33)

1.4. Problemler

Bu çalışmanın temel problem cümleleri aşağıda sıralanmaktadır:

1. Tekrarlı Sprint performansı ile anaerobik performans arasında bir ilişki var mıdır?

2. Tekrarlı Sprint performansı ile oksijen tüketim kapasitesi (VO2maks) arasında bir ilişki var mıdır?

1.5. Alt Problemler

Çalışmanın alt problemleri aşağıda verilmiştir:

1. En iyi sprint zamanı ile WAnT testinden elde edilen Anaerobik Güç ve kapasite değerleri arasında bir ilişki var mıdır?

2. Toplam sprint zamanı ile WAnT testinden elde edilen Anaerobik Güç ve kapasite değerleri arasında bir ilişki var mıdır?

3. Performans düşüş yüzdesi ile WAnT testinden elde edilen Anaerobik Güç ve kapasite değerleri arasında bir ilişki var mıdır?

4. En iyi sprint zamanı ile WAnT testinden elde edilen yorgunluk indeks değerleri arasında bir ilişki var mıdır?

5. Toplam sprint zamanı ile WAnT testinden elde edilen yorgunluk indeks değerleri arasında bir ilişki var mıdır?

6. Performans düşüş yüzdesi ile WAnT testinden elde edilen yorgunluk indeks değerleri arasında bir ilişki var mıdır?

7. En iyi sprint zamanı ile Yo-yo testinden elde edilen VO2maks değerleri arasında bir ilişki var mıdır?

8. Toplam sprint zamanı ile Yo-yo testinden elde edilen VO2maks değerleri arasında bir ilişki var mıdır?

9. Tekrarlı Sprint performans düşüş yüzdesi ile Yo-yo testinden elde edilen VO2maksdeğerleri arasında bir ilişki var mıdır?

(34)

1.6. Denenceler

Bu çalışmada aşağıdaki denenceler test edilmiştir.

1. Tekrarlı sprint yeteneği performansı ile anaerobik performans arasında istatistiksel açıdan herhangi bir ilişki yoktur.

1.1. En iyi sprint zamanı ile WAnT testinden elde edilen Anaerobik Güç ve kapasite değerleri arasında istatistiksel açıdan herhangi bir ilişki yoktur.

1.2. Toplam sprint zamanı ile WAnT testinden elde edilen Anaerobik Güç ve kapasite değerleri arasında istatistiksel açıdan herhangi bir ilişki yoktur.

1.3. Tekrarlı Sprint performans düşüş yüzdesi ile WAnT testinden elde edilen Anaerobik Güç ve kapasite değerleri arasında istatistiksel açıdan herhangi bir ilişki yoktur.

1.4. En iyi sprint zamanı ile WAnT testinden elde edilen yorgunluk indeks değerleri arasında istatistiksel açıdan herhangi bir ilişki yoktur.

1.5. Toplam sprint zamanı ile WAnT testinden elde edilen yorgunluk indeks değerleri arasında istatistiksel açıdan herhangi bir ilişki yoktur.

1.6. Tekrarlı sprint performans düşüş yüzdesi ile WAnT testinden elde edilen yorgunluk indeks değerleri arasında istatistiksel açıdan herhangi bir ilişki yoktur.

2. Tekrarlı sprint yeteneği performansı ile Yo-yo testinden elde edilen oksijen tüketim kapasitesi (VO2maks) arasında istatistiksel açıdan herhangi bir ilişki yoktur.

2.1. En iyi sprint zamanı ile Yo-yo testinden elde edilen VO2maks

değerleri arasında istatistiksel açıdan herhangi bir ilişki yoktur.

2.2. Toplam sprint zamanı ile Yo-yo testinden elde edilen VO2maks

değerleri arasında istatistiksel açıdan herhangi bir ilişki yoktur.

Referanslar

Outline

Benzer Belgeler

Katılımcı 2009 yılının Yenilik ve Yaratıcılık yılı olması nedeniyle, AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı, Gençlik Programı Genel Koordinatörlüğü

Her 40 saatte bir dişli kutusu içerisindeki yağ boşaltılıp yerine yeni yağ ilavesi yapılmasının etkisi, kalite kontrol grafiklerinde yağın değiştirildiği zamana

Rotterdam psikolojik, Rotterdam genel yaşam kalitesi, Rotterdam toplam ölçek ve EORTC-QLQ-C-30 fonksiyonel durum ile Rotterdam fiziksel alt boyutu arasındaki korelasyon pozitif

Mesleki eğitim merkezinde öğrenim gören ergenlerin, beden sağlığı durumuna göre öz-bakım gücü puan ortalamaları karşılaştırıldığında, en yüksek puanı

Öğrencilerin olumsuz değerlendirilme korku düzeyleri ile benlik saygısı düzeyleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı ve negatif yönlü bir ilişki olduğu

sonra ve miyokard infarktüsü sonrasında yoğun bakıma alınan hastalarda önemli farklılıklar gösterir. Tablo 2'de Peterson ve arkadaşları <6) ile bizim seri- miz

Ancak, D-TSY ve YD-TSY en iyi sprint zamanı, ortalama sprint zamanı ve toplam sprint zamanı ile farklı açısal hızlardaki İBK değerleri arasında herhangi bir ilişki

Some Cesàro-Type Summability and Statistical Convergence of Sequences Generated by Fractional Difference Operator.. Keywords