• Sonuç bulunamadı

ULUSLARARASI LÜBNAN ÖZEL MAHKEMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ULUSLARARASI LÜBNAN ÖZEL MAHKEMESİ"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İnceleme

>

Abstract

Special Tribunal for Lebanon is a judicial body that was formed to investigate the assasination, carried out on February 14, 2005 against Rafiq Hariri, who is one of the former Prime Ministers of Lebanon.

The Tribunal was formed over the decision of the Security Council depending on an agreement between the Lebanese Government and the UN, after the fact that the United Nations International Indepen- dent Investigation Commission would remain incapable, was understood. Its foundation and operation show a mixed feature consisting both international and national features. Although the foundation of the Tribunal was determined in 2006, it was 2009 when the foundation procedures were completed and the Tribunal started to work. In the end of 2010, the Tribunal completed the organization and launched the trial procedure in La Haye.

ULUSLARARASI LÜBNAN ÖZEL MAHKEMESİ

Prof. Dr. M. Emin ÇAĞIRAN Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Pek çok Lübnanlı, Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi’nin Hariri suikastiyle ilgili gerçekleri gün ışığına çıkartmasını bekliyor.

Special Tribunal for Lebanon

(2)

>

61

İnceleme

Lübnan Mahkemesi’nin ilgili devletle karşılıklı mutabakata dayalı olarak kurulmasının en önemli sebebi yargılamaya konu olan eylemin özelliği- dir. Aslında, bireylerin işledikleri birtakım suçlardan dolayı uluslararası mahkemelerde yargılanması uluslararası hukuka yabancı bir uygulama değildir.

Giriş

Yaklaşık 15 yıl süren iç savaştan sonra 1989 Taif Anlaşmasıyla yeni bir döneme giren Lübnan’da 1992 yılından 2004 yılına kadar 10 yıl başba- kanlık yapmış olan Refik Hariri’nin seçimlere hazırlanırken 14 Şubat 2005 tarihinde Beyrut’ta bomba yüklü bir araçla gerçekleştirilen bir sui- kasta kurban gitmesi bölgesel ve global güçlerin çatışma alanı olan bu küçük ülkeyi tekrar ulusla- rarası gündemin ilk sırasına oturttu. Uluslararası basın suikastta ilk şüpheli olarak, Lübnan Devlet Başkanı Lahud’un görev süresini uzatmak için Hariri’yle takışan Suriye’yi işaret etti. Daha son- ra gözler bu durumdan en karlı çıkması muhte- mel olan ABD ve İsrail’e çevrildi. Bir ara suikas- tın bombalı araçla değil, bir füzeyle yapıldığı ve arkasında Almanya’nın bulunduğu ileri sürüldü.

Aynı şekilde, ülke içerisindeki gruplar da suçla- maların hedefi oldu. Suikastın failleri ve arkasın- daki güçlerin kim olduğu bir tarafa, şurası mu- hakkak ki Hariri’nin katledilmesi zaten hassas dengeler üzerinde varlığını sürdüren Lübnan’ı tekrar “raydan çıkarmaya” dönük bir eylemdir.

Dış müdahaleleri ve ülkedeki farklı grupların çatışma ortamına girmesini önlemek için en et- kili yol olarak suikastın aydınlatılmasını gören Lübnan Hükümeti, ülkedeki bölünmüşlük ve karışıklığı da dikkate alarak, konuyu Birleşmiş Milletlere (BM) havale etti.

Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi kısaca özetlediğimiz bu gelişmeler sonucu Hariri’ye yapılan suikastı1 soruşturmak amacıyla kurulan yargı organıdır. Mahkemenin kurulması 2006 yı- lında kararlaştırılmış olmasına rağmen, kuruluş işlemlerinin tamamlanması ve Mahkemenin ça- lışmalarına başlaması için 2009 yılına kadar bek- lemek gerekmiştir. Hâlihazırda, 2010 yılı sonu itibariyle yargılama sürecine henüz başlamakla birlikte, Lübnan Mahkemesiyle ilgili genel bir

değerlendirme yapmanın yargılamanın sonraki aşamalarında ortaya çıkacak gelişmeleri takip etmek açısından faydalı olacağını düşünüyoruz.

Ayrıca, sui generis bir kurum olarak Lübnan Mahkemesi birçok bakımlardan diğer uluslara- rası yargı kuruluşlarından farklı özelliklere sahip olmasıyla dikkat çekmektedir. Makalemizin ko- nusu, Lübnan Mahkemesini kuruluşu, görevleri, yapısı ve işleyişle tanıtmaktır.

Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komisyo- nu ve Mahkemenin Kuruluşu

BM olaya suikasttan bir gün sonra, 15 Şubat 2005 tarihinde toplanan Güvenlik Konseyi ile müdahil olmuştur. Konsey toplantısından son- ra yayınlanan Başkanlık Beyannamesinde Lüb- nan’daki istikrarsızlığın artmasından duyulan endişe belirtilmiş ve Hükümetten bu terörist eylemin bütün sorumlularının yargı önüne çıka- rılması talep edilmiştir. Konsey, aynı toplantıda, BM Genel Sekreteri’nden eylemin failleri, sebep- leri ve muhtemel sonuçlarını araştıracak bir he- yetin görevlendirilmesini istemiştir2. Söz konusu heyet hazırladığı raporda Lübnanlı yetkililerinin böyle bir soruşturmayı yürütmek için yeterli imkân ve iradeye sahip olmadığını belirtmiştir3. Ulusal mekanizmaların yetersizliğinin bir ay içe- risinde açıkça görülmesi üzerine, Güvenlik Kon- seyi soruşturmanın selameti ve güvenilirliğini sağlamak amacıyla, Lübnan Hükümetinin de gö- rüşünü alarak4 bağımsız bir uluslararası soruş- turma komisyonu kurulmasına karar vermiştir5. 1595 (2005) sayılı karara göre Soruşturma Komisyonu’nun görev ve yetkileri şunlardır6: -Lübnanlı yetkililerin elinde bulunan ve soruş- turmayla ilgili delil teşkil edebilecek her türlü bilgi ve belgeye ulaşmak;

(3)

Mahkemenin görevini layıkıyla yapması, olayın ardındaki aktörlerin ortaya çıkarılmasına da yardımcı olabilir. Resimde Mahkeme’nin savcısı Daniel Bellemare görülüyor.

-Resmi makamların sahip olmadığı bilgi ve de- lilleri toplamak, ayrıca gerekli görmesi halinde bütün devlet görevlilerini ve Lübnan’da bulunan bütün özel şahısları sorgulamak;

-Lübnan’ın her tarafında tam bir hareket serbestîsine sahip olmak ve soruşturmayı yürü- türken gerekli gördüğü her yere ve tesise girmek;

-Görevini yerine getirmek için gerekli tesislere sahip olmak, Komisyon üyeleri, personeli, bü- roları ve eşyalarının BM İmtiyaz ve Muafiyetler Sözleşmesinin7 tanıdığı bütün imtiyaz ve muafi- yetlerden faydalanması.

Güvenlik Konseyi kararında Soruşturma Komisyonu’nun yetki alanını normatif yönden ve zaman bakımından belirleyen hükümler de mevcuttur. Kararda, Komisyon’un çalışmaları- nı Lübnan mevzuatının öngördüğü kurallar ve usuller çerçevesinde yürütmesi ve belirli bir sü- rede tamamlaması öngörülmüştür. Buna göre, tam olarak görev yapacak duruma geldiği tarih- ten itibaren üç ay içerisinde Komisyon’un soruş- turmayı bitirmesi gerekmektedir. Bu süre, BM Genel Sekreteri’nin takdirine bağlı olarak bir de- faya mahsus olmak üzere üç ay uzatılabilir8. Soruşturma Komisyonu ilk raporunu 2005 Ekim ayında Güvenlik Konseyi’ne sundu. 17 ayrı ülke- den gelen 30 uzmanın katkısıyla Detlev Mehlis başkanlığında hazırlanan rapor (Mehlis Raporu) 58 sayfalık değerlendirme ve buna ek olarak su-

nulan 16.711 sayfa belgeden oluşmaktadır9. Ol- dukça teferruatlı bu raporun hazırlık aşamasın- da 244 şahidin ifadesine başvurulduğu ve yüzler- ce delilden yararlanıldığı belirtilmektedir.

Raporla ilgili iki husus dikkat çekmektedir. Bi- rincisi, Rapor nihai değildir; soruşturma belirli bir aşamaya getirilmiş, fakat tamamlanamamış- tır. Raporda soruşturmanın bundan sonraki aşa- masının Lübnanlı yetkililerce devam ettirilmesi gereği vurgulanmakta ve bu amaçla yol gösterici tavsiyelerde bulunulmaktadır. Komisyon, soruş- turmanın ilerleyebilmesi için Lübnan’da bulunan şahısların bilgilerine başvurmanın yeterli olma- yacağını, bütün devletlerin, özellikle Suriye’nin soruşturmacılarla daha sıkı işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu belirtmektedir.

Raporda dikkat çeken ikinci ve en önemli nokta ise, incelemeler sonucunda Suriye’nin suikas- ta karıştığını gösteren bulguların olduğunun belirtilmesidir. Rapor, gizli tanık ifadelerinden hareketle Suriye üst seviyeli yetkilileri itham etmektedir. Güvenlik Konseyi de Rapordaki bu tespitlerden hareketle 15 Aralık 2005 tarihin- de aldığı 1644 (2005) sayılı kararında Suriye’yi hiçbir önşart olmadan Komisyonla işbirliği yap- mak, soruşturma çerçevesinde yöneltilen soru- lara oyalamaya sapmadan net cevaplar vermekle yükümlü tutmaktadır. 1644 (2005) sayılı kararın BM Antlaşmasının VII. Bölümüne dayanılarak alındığı göz önünde tutulursa, Raporun Suriye açısından ne denli tehlikeli bir sürecin başlangıcı

(4)

>

63

İnceleme

Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi yetkileri ve çalışma usülleri itiba- riyle karma bir özellik göstermektedir. Bir uluslararası anlaşmaya daya- narak Güvenlik Konseyi tarafından kurulmuş olması, Mahkemenin orga- nizasyonu ve merkezinin Lübnan dışında bulunması uluslararası niteliği tartışmasız bir şekilde göstermektedir.

olabileceği anlaşılır. Ancak, gizli tanıkların ma- nipüle edildiği ve olayı Suriye’nin üstüne yıkmak için kullanıldıklarının anlaşılması üzerine Meh- lis Raporunun ve dolayısıyla Komisyon’un güve- nilirliği zedelenmiştir. Nitekim aynı doğrultuda hazırlanan 10 Aralık 2005 tarihli ikinci rapordan sonra gelen tepkiler üzerine Mehlis Komisyon başkanlığından ayrılmak zorunda kalmıştır.

Bu gelişmelere rağmen Lübnan Hükümeti Gü- venlik Konseyi’ne gönderdiği mektupta10 Ulus- lararası Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nun yetkilerinin genişletilerek göreve devam etmesi- ni talep etmiştir11. Ancak, aynı mektupta olayın faillerini yargılamak üzere Lübnan’da veya ülke dışında görev yapacak uluslararası nitelikte bir mahkemenin kurulması da dile getirilmiştir. Gü- venlik Konseyi 1644 (2005) sayılı kararında bu isteği dikkate alarak BM Genel Sekreterini ön çalışma yapmak üzere görevlendirmiştir12. Uluslararası Lübnan Mahkemesi’nin kuruluşuy- la ilgili işlemler Genel Sekreterin raporu sonrası Güvenlik Konseyi’nin aldığı 29 Mart 2006 tarih ve 1664 (2006) sayılı kararla başlamıştır. Anılan kararda Konsey, Genel Sekterer’i Lübnan Hükü- meti ile konuyu müzakere etmek ve bir anlaşma yapmak üzere yetkilendirmiştir. BM ile Lübnan arasında 2007 yılı başında imzalanan anlaşma13 uyarınca da 30 Mayıs 2007 tarihinde aldığı 1757 (2007) sayılı kararla Lübnan Mahkemesi’nin ku- rulması resmileşmiştir.

Lübnan Mahkemesinin hukuki temelleri, tıpkı Güvenlik Konseyi’nin daha önce 1990’larda kur- duğu Eski Yugoslavya ve Ruanda Mahkemelerin- de olduğu gibi, BM Antlaşmasının VII. Bölümü- ne dayanmaktadır. Yani, Konsey Mahkemenin kuruluşunu uluslararası barış ve güvenliği ko-

ruma göreviyle açıklamaktadır. Ancak, Lübnan Mahkemesi’nin kuruluş kararı aynı hukuki teme- le dayanmasına rağmen önceki 2 ad hoc mahke- den ayrı bir özelliğe sahiptir ki, o da bir anlaşma sonucu kurulmuş olmasıdır. Güvenlik Konseyi tek taraflı olarak böyle bir karar alma yetkisine sahip olmakla birlikte Lübnan’ın rızasını gerekli görmüş ve Mahkeme’nin görevini, yapısını ve iş- leyişini belirleyen statüyü Lübnan Hükümeti ile anlaşarak belirlemeyi tercih etmiştir.

Lübnan Mahkemesi’nin bu şekilde ilgili devletle karşılıklı mutabakata dayalı olarak kurulmasının en önemli sebebi yargılamaya konu olan eylemin özelliğidir. Aslında, bireylerin işledikleri birta- kım suçlardan dolayı uluslararası mahkemeler- de yargılanması uluslararası hukuka yabancı bir uygulama değildir. Fakat bu eylemler – savaş suçları, insanlığa karşı suçlar gibi – uluslararası hukuk tarafından suç olarak nitelendirilmekte ve münhasıran devletlerin yargılama yetkisine bıra- kılmamaktadır. Mesela, Eski Yugoslavya Ulusla- rarası Ceza Mahkemesi’nde durum böyledir. Ha- riri suikastında ise, olayın önemi ve uluslararası etkilerine rağmen esasta ulusal nitelikte bir suç söz konusudur. Bu durumda egemen bir devlet olarak Lübnan’ın cezai yargı yetkisi tam ve mün- hasırdır. Dolayısıyla, Lübnan’ın rızası olmadan Güvenlik Konseyi’nin yargılama yetkisini kendi kuracağı özel bir mahkemeye devretmesi – her ne kadar Konsey’in en azından şeklen bu konu- da yetkili olduğu kabul edilse bile – uluslararası hukukun yerleşmiş ilkelerinden sapan bir uygu- lama olacaktır. Kanaatimizce Konsey böyle bir uygulamanın yol açacağı tartışmalara meydan vermemek için işin başında dikkatli hareket ede- rek Özel Mahkeme’yi Lübnan’la anlaşarak kur- ma yolunu tercih etmiştir.

(5)

Mahkemenin Yetkisi, Yapısı ve İşleyişi14 Lübnan Özel Mahkemesi’nin yetki alanı ilke ola- rak 14 Şubat 2005 tarihinde yapılan, Hariri ve 22 kişinin ölümüne, çok sayıda kişinin de yaralan- masına yol açan saldırının faillerini yargılamak- la sınırlandırılmıştır. Ancak, bu olayın münferit olmaması ve bağlantılarının bulunması ihtimali dikkate alınarak belirli şartlarda Mahkemenin yetki alanının genişletilebileceği öngörülmüş- tür15. Statüye göre, 1 Ekim 2004 ile 12 Aralık 2005 tarihleri arasında Lübnan’da meydana gelmiş diğer terörist saldırılar da, ceza hukuku ilkeleri çerçevesinde Hariri suikastıyla bağlantılı olması ve benzer özellikler taşıması halinde Mahkeme- nin yargı yetkisi kapsamına girmektedir. Belirle- nen bu tarihlere rağmen, Mahkemenin ratione temporis yetkisinin ucu açık bırakılmıştır. Böy- lece, tarafların mutabakatı halinde Mahkemeye daha sonraki tarihlerde yapılan terörist eylemle- rin faillerini de yargılama yolu açılmaktadır.

Yetkilerle ilgili belirtilmesi gereken bir diğer hu- sus yarışan yetkiler meselesidir. Statü bu konu- da Özel Mahkeme ile Lübnan ulusal mahkeme- lerinin aynı anda yetkili olduklarını, fakat Özel Mahkemenin kendi yetkileri çerçevesinde ulusal mahkemelere göre önceliği olduğunu belirtmek- tedir. Söz konusu öncelik ilişkisi şu şekilde ku- rulmuştur: Özel Mahkemenin savcısı atandıktan sonra Lübnan yargısı davayı Özel Mahkemeye gönderecektir16. Keza davayla ilgili bilgi ve bel- gelerle o zamana kadar dava çerçevesinde tutuk- lanmış şahıslar da Özel Mahkemeye intikal ede- cektir. Yine, Hariri suikastıyla bağlantısı bulunan yukarıda belirtilen tarihlerde meydana gelmiş olaylarla ilgili Lübnan mahkemelerinde açılan davalarla ilgili ulusal yargı organları Özel Mah- kemeyi düzenli olarak bilgilendirmekle yüküm- lü tutulmuştur. Özel Mahkeme gerekli görmesi halinde kendisini bu davalara bakmakla yetkili kılabilir.

Hollanda’nın Leidschendam kentindeki Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi.

(6)

>

65

İnceleme

Lübnan Özel Mahkemesi dört ana organdan oluşmaktadır. Bunlar Daireler, Savcılık, Kalem ve Savunma Bürosudur. Daireler bir uluslararası hâkimin görev yapacağı ön duruşma hâkimliği, biri Lübnanlı ikisi uluslararası olmak üzere üç hâkimin yer aldığı yargılama dairesi ve iki Lüb- nanlı üç uluslararası hâkimden oluşan 5 üyeli temyiz dairesi şeklinde düzenlenmiştir. Ayrıca, birisi Lübnanlı iki yedek hâkim bulunmaktadır.

Hâkimler BM Genel Sekreteri tarafından ceza hukuku ve uluslararası hukuk alanlarında bilgi sahibi, hâkimlik tecrübesi bulunan şahıslar ara- sından atanır; görev süreleri üç yıllıktır, bu süre tekrar uzatılabilir. Hâkimlerin ulusal ve uluslara- rası yargı kuruluşlarında olduğu gibi bağımsız ve tarafsız olarak görev yapmaları, kendi hükümet- lerinden veya bir başka yerden talimat almama- ları esastır.

Soruşturma ve takibat yapmakla görevli Özel Mahkeme Savcısının seçimi ve görev süresiyle ilgili şartlar hâkimlerle aynıdır. Savcıya yardım- cı olmak üzere bir Lübnanlı savcı ve uluslararası personel atanmıştır. Savcı, şüphelileri, mağdur- ları ve tanıkları sorgulama, delil toplama ve olay yerinde incelemeler yapma görevlerini yerine getirirken gerekli gördüğü takdirde Lübnanlı yetkililerden yardım alabilmektedir.

Mahkemenin organizasyonunda hâkim ve savcı- lara ilave olarak yer alan Mahkeme Kalemi idari işlerin yürütülmesine nezaret etmekte, savunma bürosu ise duruşmalar öncesi ve duruşmalar es- nasında sanıklara hukuki destek sağlamak işlev- lerini yerine getirmektedir.

Mahkeme hâkimleri, savcıları ve diğer personel uluslararası hukukta diplomatik temsilcilere ta- nınan bütün imtiyaz ve muafiyetlerden fayda- lanmaktadır. Mahkemenin Lübnan’da bulunan

bürosunda çalışan Lübnan’lı personel de, ken- di ülkesinde bulunmasına rağmen, görevlerini tarafsız ve etkili bir şekilde yerine getirebilme- leri amacıyla imtiyaz ve muafiyetler kapsamına alınmıştır. Aynı şekilde, diplomatik temsilcilik- ler için öngörülen dokunulmazlıklar Lübnan’da veya diğer ülkelerde bulunan Mahkemeye ait te- sisler, arşivler ve belgeler ile her türlü mal varlığı ve fonlar için uygulanmaktadır. Dokunulmazlık kapsamına giren varlıklara el konulması veya bunlar üzerinde herhangi bir tasarrufta bulun- ması yasaklanmıştır17.

Mahkemenin resmi dilleri Arapça, İngilizce ve Fransızcadır; görev yapacağı yer olarak başta Uluslararası Adalet Divanı olmak üzere daimi ve ad hoc uluslararası mahkemeler için tercih edilen Hollanda’nın La Haye şehri belirlenmiştir.

Mahkemenin kuruluşu ve çalışması için ihtiyaç duyulan giderler BM ile Lübnan arasında yapılan anlaşma uyarınca yüzde 51 oranında devletlerin yapacağı gönüllü katkılarla, yüzde kırk dokuzu ise Lübnan Hükümeti tarafından karşılanmakta- dır18.

Mahkemenin yargılama sürecini uygulanacak hukuk, şüpheli ve sanıklarla mağdurların hak- ları ve izlenecek usül bakımından ana hatlarıyla şöyle izah edebiliriz: Hariri suikastı ve bu olayla bağlantısı bulunduğu ortaya çıkan çıkan suçların cezalandırılmasında temel referans olarak Lüb- nan hukuku kabul edilmektedir. Mahkemenin uygulayacağı kurallar Lübnan Ceza Kanununun terörist eylemler, kişinin hayatı ve vücut bütün- lüğüne karşı suçlar, illegal kuruluşlar, suçları giz- leme ile ilgili hükümleridir. Bu hükümlere ilave olarak, ayaklanma, iç savaş ve dini nitelikteki çatışmalar için öngörülen cezaları ağırlaştıran 11 Ocak 1958 tarihli kanunun 6 ve 7. maddeleri de Statüde özel olarak zikredilmektedir19. Hük-

Yargılamanın ülke ve uluslararası siyaset açısından son derece önemli si-

yasi sonuçlara gebe olması Mahkemeyle ilgili tartışmaları da beraberin-

de getirmektedir. Mahkeme kurulduğu günden beri yapılan tartışmaların

yargılama süreci ilerledikçe daha da artacağı anlaşılmaktadır.

(7)

mün yürürlükteki Lübnan mevzuatına göre ve- rilmesi başta kanunsuz ceza olmaz ilkesi olmak üzere ceza hukukunun temel ilkelerinden doğan bir zorunluluk olmakla birlikte, Lübnan Özel Mahkemesi’nin kuruluş amacına da uygun dü- şen bir uygulamadır.

Buna karşılık, Mahkeme Statüsü mağdur, şüp- heli ve sanık olarak yargılanacak şahıslarla ilgili olarak Lübnan kanunlarına gönderme yapmak yerine modern hukuk sistemlerinde benimsenen kuralları esas almaktadır. Buna göre, savcı tara- fından sorgulanacak şüphelilerin başlıca hakları olarak, kendileri aleyhine itirafa zorlanmamala- rı, suçlamalar hakkında bilgilendirilmeleri, sus- ma hakkını kullanmaları, savunmasına yardımcı olacak avukatı seçmeleri veya diledikleri takdir- de Savunma Bürosundan hukuki yardım talep et- meleri, kendi istekleriyle vazgeçmedikleri sürece sorgulamaya avukatlarıyla birlikte katılabilme- leri, konuşulan dili anlamamaları halinde ücret- siz tercüman sağlanması anılmaktadır. Sanığın haklarına gelince, yukarıda şüpheli için anılan haklara ilave olarak şu haklar vurgulanmaktadır:

kendisine yöneltilen suçlamaların niteliği ve ge- rekçeleriyle ilgili teferruatlı bilgi sahibi olması, savunmasını hazırlayacak yeterli zaman tanın- ması, yargılamanın makul sürede yapılması, sa- vunmasını eşit şartlarda ve aleni olarak yapması, masumiyet karinesinden istifade etmesi, ispat yükünün savcıya ait olması, mahkûmiyet kara- rı için Mahkemenin makul şüphelerin ötesinde suçun sanık tarafından işlendiğine kanaat getir- mesi, şahit gösterebilmesi, suçlamanın şahitleri- ni sorgulayabilmesi ve delilleri inceleyebilmesi.

Mağdurların hakları ise esas olarak yargılamaya iştirak edebilmeleri ve görüşlerini sunabilmeleri konuları üzerinde odaklanmaktadır.

Savcılık iddianamesinin Mahkeme tarafından kabul edilmesiyle yargılama başlamaktadır. Bu aşamadan sonra soruşturmanın yürütülmesi, sanığın tutuklanması gibi kararların alınması Mahkemenin yetkisindedir. Mahkemenin çalış- maya başlamasından önce Uluslararası Soruş- turma Komisyonu veya ulusal makamlarca top- lanan delillerin kabulü ve incelenmesi soruştur- ma hâkimi veya daireler tarafından yapılacaktır.

Yargılamanın yazılı aşaması ve duruşmaların ya-

pılmasında ulusal ceza mahkemelerinde izlenen usül benimsenmiştir. Yargılamada sanığın hazır bulunması esastır; ancak, sanığın bu hakkından feragat etmesi, ilgili devlet tarafından Mahke- meye teslim edilmemesi veya kaçak olması du- rumlarında belirli şartlar altında gıyabında yar- gılama yapılabilir. Yargılama sonunda Daireler veya Temyiz Dairesi kararını çoğunlukla ve aleni olarak verir. Karara katılmayan hâkimler muha- lefet şerhi koyabilir. Hüküm yazılı ve gerekçeli- dir. Dairelerin verdiği kararları suçlu bulunan şahıs veya Savcı temyiz edebilir. Dairenin verdiği hükmün Temyiz Dairesinde ele alınabilmesi için hükmü geçersiz kılan bir hukuki hatanın veya Dairenin davadan bakmaktan kaçınmasını ge- rektirecek bir olgusal hatanın bulunması gerekir.

Sanığa verilecek cezalar duruma göre belirli bir süreliğine veya müebbet hapistir; Mahkemenin ölüm cezasına hükmetme yetkisi bulunmamak- tadır. Kesinleşmiş hükmün davayla ilgili Mah- kemenin kararını etkileyecek yeni bir unsurun ortaya çıkması halinde gözden geçirilmesi ta- lebinde bulunmak mümkündür. Davanın yeni- den görülmesi talebi Temyiz Dairesine yapılır.

Hükümlü non bis in idem ilkesinden yararlanır;

aynı hususlarla ilgili olarak Lübnan ulusal mah- kemelerinde tekrar yargılanmaz. Ancak, Lübnan ulusal mahkemelerinde yapılan yargılamanın ge- rekli itina gözetilmemesi veya tarafsızlığa gölge düşürecek hususların bulunması halinde Özel Mahkeme duruma el koyarak yargılamaya ken- disi devam edebilir. Hükmün infazı ise Mahke- meye bu amaçla bildirimde bulunmuş olan dev- letler arasından Mahkeme Başkanının yapacağı seçime göre gerçekleştirilir. İnfaz şartları ilgili devletin iç hukukuna göre belirlenir.

Sonuç

Kuruluş süreci, yapısı ve işleyişini ana hatlarıyla sunduğumuz Uluslararası Lübnan Özel Mahke- mesi yetkileri ve çalışma usülleri itibariyle karma bir özellik göstermektedir. Bir uluslararası anlaş- maya dayanarak Güvenlik Konseyi tarafından kurulmuş olması, Mahkemenin organizasyonu ve merkezinin Lübnan dışında bulunması ulus- lararası niteliği tartışmasız bir şekilde göster- mektedir. Buna karşılık, yargılamaya esas teşkil eden hukuki zemin olarak Lübnan mevzuatının

(8)

>

67

İnceleme

kabul edilmesi, uluslararası hâkimlerin yanında Lübnanlı hâkimlerin de görev yapması Mahke- menin salt uluslararası nitelikte olmadığını, aynı zamanda ulusal bir yönünün bulunduğuna işaret etmektedir. Bu karma özelliği esas olarak konu- nun ceza yargısı olmasıyla açıklayabiliriz.

Lübnan Özel Mahkemesi 2007 Haziran’ında Statüsünün yürürlüğe girmesinden sonra çalış- malarına 1 Mart 2009 tarihinde başlamıştır. Bu- güne kadar geçen sürede mesaisinin büyük kıs- mını organizasyonla ilgili çalışmalara harcayan Mahkeme’nin yargılama sürecini başlatmıştır.

Mahkemenin görevini layıkıyla yapması halinde

DİPNOTLAR

Hariri suikastının faillerinin cezalandırılmasının ötesinde, bu olayın gerisindeki aktörlerin orta- ya çıkarılmasına da yardımcı olacağı muhak- kaktır. Yargılamanın ülke ve uluslararası siyaset açısından son derece önemli siyasi sonuçlara gebe olması Mahkemeyle ilgili tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Mahkeme kuruldu- ğu günden beri yapılan tartışmaların yargılama süreci ilerledikçe daha da artacağı anlaşılmak- tadır. Bu ortam içerisinde Mahkemenin inandı- rıcılığına gölge düşürmemesi için Soruşturma Komisyonu’nun siyasi sebeplerle olayın sorum- luluğunu belirli ülke veya gruplara yükleme ma- nipülasyonundan ders alarak hareket etmesi ge- rektiği açıktır.

1 Bu terörist saldırıda Hariri’yle birlikte 22 kişi daha hayatını kaybetmiştir. Uluslararası Soruşturma Komis- yonu ve Lübnan Özel Mahkemesi saldırıda ölenlerin tamamıyla ilgili soruşturma ve yargılama yapmakla görevlidir.

2 S/PRST/2005/4, 15 Şubat 2005.

3 Report of the Fact-finding Mission to Lebanon, 24 Mart 2005 (S/2005/203).

4 Lübnan’ın Güvenlik Konseyi’ne gönderdiği 29 Mart 2005 tarihli mektup (S/2005/2008).

5 S/RES/1595 (2005), 7 Nisan 2005.

6 Ibid, § 3.

7 Bu Sözleşme BM misyonlarının bulundukları ülkelerde görevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirebilme- leri amacını güden genel nitelikte bir sözleşmedir.

8 S/RES/1595 (2005), §§ 6 ve 8.

9 Rapor metni için bk. S/2005/775.

10 S/2005/783, 13 Aralık 2005.

11 2006 sonları ve 2007 başında Soruşturma Komisyonu’nun görevini Lübnan Mahkemesi’ne devretmesi- ne yönelik çalışmalar başlamıştır. Komisyon 2008 yılı sonuna kadar sürdürdüğü çalışmalarıyla ilgili so- nuncusu 10 Aralık 2008 tarihli olmak üzere toplam 11 rapor hazırlamıştır. Rapor metinleri için bk. http://

www.stl-tsl.org/sid/49.

12 S/RES/1644 (2005), § 6.

13 Agreement between the United Nations and the Lebanese Republic on the establishment of a Special Tribunal for Lebanon. Anlaşmayı Lübnan Hükümeti 23 Ocak, BM 6 Şubat 2007 tarihinde imzalamıştır.

14 Mahkemenin yetkisi, yapısı ve işleyişle ilgili verdiğimiz bilgilerde temel referansımız Güvenlik Konseyi’nin 1757 (2007) sayılı kararının eki olarak yayınlanan Mahkeme Statüsüdür.

15 Bağlantı şu unsurlara göre değerlendirilmektedir: saik, amaç, hedeflenen şahısların niteliği, yapılış şekli ve failler.

16 BM Genel Sekreteri Özel Mahkeme Savcısını 12 Kasım 2007 tarihinde atamıştır (S/2007/669).

17 Agreement between the United Nations and the Lebanese Republic on the establishment of a Special Tribunal for Lebanon, madde 9-12. Anılan imtiyaz ve muafiyetler aynı zamanda 1961 Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi ve uluslararası hukukun yerleşmiş teamül kurallarınca da öngörülmektedir.

18 Ibid, madde 5.

19 Anılan 1958 tarihli kanun ve makalede anılan Lübnan Ceza Kanunuyla ilgili bütün hükümlerin Arapça metni, İngilizce ve Fransızca tercümeleri için http://www.stl-tsl.org/sid/49 sitesine bakılabilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

ABD yönetiminin Suriye’ye baskısı, ABD’nin Irak’ı iĢgaline sert tepki gösteren Fransa’nın Suriye konusunda ABD ve Ġngiltere’yle ortak hareket etmesi,

Birleştirilmiş Sınıflı İlköğretim Okullarında Ses Temelli Cümle Öğretimi Yöntemi ile İlk Okuma Yazma Öğretimi Sırasında Karşılaşılan Güçlükler,

Dünya Savaşı öncesinde başta İstanbul olmak üzere Arap ülkelerinde Osmanlı karşıtı propaganda yapmak için kurulan gizli cemiyet ve derneklerin kurucularının büyük bir

3 Sömürgeci devletin ülke içindeki uzantıları toplum içinde siyasal ve ekonomik sorunlar oluşmasına neden olmuş, güvenlik tam olarak temin edilememiş ve sonuçta

Grilled Lebanese Bread filled with minced lamb mixed with onion, tomato and pine seeds served with lemon wedges. Limon dilimi ile servis edilen soğan, domates ve çam fıstığı

Mülteci geçişlerinin başladığı ilk andan itibaren harekete geçen Yeryüzü Doktorları bölgeye ilk olarak ilaç sevk etmiş olup, Suruç ve bölgesinde yerleşen mültecilere

cumhurbaşkanlığı krizini çözüme kavuşturmak amacıyla 2016 yılında imzaladıkları Maarab Anlaşması'nı gündeme taşıyan LG, anlaşma gereği oy oranlarına