• Sonuç bulunamadı

Tarih Yazıcılığı: Muhammed Ferid ve Mustafa Kamil

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Tarih Yazıcılığı: Muhammed Ferid ve Mustafa Kamil"

Copied!
27
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

isl6m Araştırmaları Dergisi. Sav ı 4. 2000. ı 05- 131

Mısır'da

XIX.

Yüzyıl

Sonunda Panislamist

Osmanlı

Tarih

Yazıcılığı:

Muhammed Ferid ve Mustafa Kamil

Hilal Görgün •

Pan-lslamist Ottoman Historiography in Egypt at the End o{ the 19th Century:

Mu hammad Farid and Mustafa Kamil

This article analyzes the works of two late-nineteenth-century Pan-Islamist authors in Egypt, and shows the extent of the impact of a dominant ideology on historiogra- phy. The article fust points out the problems rooted in Orientalism, w hi ch hinders a more accurate analysis ofthese works, and then focuses on the works of the two authors with the purpose of demonstrating how their writings were influenced by the pan-Islamist ideology.

Who controls the post controls the future:

Who controls the present controls the post.**

Giriş

1882 'de Mısır'ın İngilizler tarafından işgali buradaki fikri ve siyasi gelişmeleri doğrudan etkilemiştir. Panislamizm aslında siyasi bir tavır olmakla birlikte, bu tavn temellendirme ve savunma gereği/neticesinde fikri ve ideolojik bir boyut da kazan-

mıştır. Tarih yazıcılıgında ideoloji ve siyasi tavırlann doğrudan etkili oldugu birçok tarihçi tarafından dile getirilmektedir. 1 Bununla birlikte siyasi ve ideolojik bir tavır olarak belirginleşen panislamizmin, tarih yazıcılıgtndaki tesiri üzerinde durulmamıştır.

* Dr. Hilal Görgün, islam Araştırmaları Merkezi.

** "Kim geçmişi kontrol ederse geleceği kontrol eder, kim şimdiyi kontrol ederse geçmişi kontrol eder" (George Orwel, Nineteen Eighty-Four, New York 1963, s. 16).

Hobsbawm bilimin, bilhassa sosyal bilimlerin tarafsız olamayacağını vurgular: "Araştırmacı­

lardan, özellikle de bir davayı yurt severlikleri ya da başka politik inançları nedeniyle fiilen geçerli ve haklı bir dava olduğu için savunduklanna inanıyorlarsa (ki genellikle öyledir) dava-

larının avukatlan olarak hareket etmekten geri durmalarını beklemek pek gerçekçi olmayacak-

tır." Eric Hobsbawm, Tarih Üzerine (çev. Osman Akınhay), Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara 1999, s. 200. Kitabın 189-214 sayfaları arası özellikle politik ve ideolojik taraftarlığın bilimle- re etkisinden bahsetmektedir; ayrıca b k. a.mlf., Nations and Nationalism Since 1780: Prog- ram, Myth, Reality, cambridge University Press. cambridge 1995; John Tosh, Tarihin Peşinde

[tre. özden Arıkan], Tarih Vakfı Yurt Yayınları, istanbul1997, s. 4 vd).

(2)

islôm Araştırmaları Dergisi

Bu makalenin amacı Mısır' da XIX. yüzyıl sonunda panislamist bakış açısıyla kaleme

alınmış Osmanlı tarihiyle ilgili iki eserde dönemin yaygın ideolojisinin ne derece hakim

olduğunu göstermektir. Ayrıca Batı ve Arap tarih yazıcılığında, bu eserleri asli hüvi- yetleri ile ele almayı engelleyen oryantalist ve doğu kaynaklı bazı problemlere işaret

edildikten sonra, o dönemin siyasetinde önemli bir yer edinen iki aydının kaleme aldığı Osmanlı tarihlerini incelemektir. öncelikle işaret edilecek husus, Mısır'da ortaya çıkan

hareketlerin, -Batılı araştırmacıların eserlerinde dikkat çekecek kadar bariz olan- onlara yabancı bir ideolojik tavır izafe edilerek veya -Mısırlı bazı tarihçilerde gördü-

ğümüz gibi- daha sonra ortaya çıkmış olan gelişmeleri meşrülaştırmak amacıyla ele

alınmasının bu hareketleri anlamayı engellediği; buna karşılık bu hareketleri ortaya

çıktıkları ortam içerisinde değerlendirmenin daha doğru olduğudur. Her ne kadar ma- kalenin esas konusu bu hareketleri incelemek değilse de, aşağıda görüleceği gibi tarih

yazıcılığını ele alan araştırmacılar konuyu değerlendirirken, bu hareketleri tasvir eden

çalışmaları esas aldıkları için, bazı kavrarnlara ilişkin bir kısım problemlere de işaret

etmeden, mevcut literatürü değerlendirmek mümkün olamamaktadır.

XIX. yüzyılda Mısır'da gelişen tarih yazıcılığı hakkında genel bazı çalışmalar2 yapılmışsa da tesbit edebildiğimiz kadarıyla bu yüzyılın sonunda gelişen Osmanlı ta-

rihçiliği ile ilgili özel bir çalışma yapılmamıştır. Diğer yandan XIX. yüzyıl tarih yazıcı­

lığı hakkındaki çalışmalar, daha önceden Mısır'da bu dönemde gelişen siyasi hareket- leri ele alan araştırmalara dayandığı için bunlarda mevcut olan değerlendirme hatalan

üstlenilmiş ve bunun neticesinde Mısır tarih yazıcılığı hakkındaki araştırmalar, siyasi hareketlerle ilgili çalışmaların gölgesinde kalmıştır. Bunlardan en önemlisi XIX. yüz-

yılda Mısır'da tarih yazıcılığı konusunda mühim bir eser kaleme almış olan Crabbs'ın,

Mustafa Kamil ve Muhammed Ferid'i "milliyetçi tarihçiler" (nationalist historians) kategorisinde ele almasıdır. 3 Crabbs, çoğunlukla da kendinden önceki Mısır tarihçile- rine dayanarak "Mısır milliyetçiliği"nin XIX. yüzyılın ortalannda başladığı iddiasını

"genel-geçer doğru" kabul etmekte ve Tahtavi'den başlayarakAhmed Urabi, Abdul- lah Nedim, Ya'küb Sannu', Mustafa Kamil, Muhammed Ferid, Ahmed Şev kı, Muham- med Sami el-Barüdi, Hafız İbrahim gibi farklı kimliklerdeki şahısların Mısır milliyetçi-

liğinin temsilcileri olduğunu iddia etmektedir. 4 Onu bu şekilde düşüneeye iten en bü- yük sebep aşağıda da ele alacağımız gibi zikredilen bütün aydınların "vatan" ve "va- taniye" kavramı etrafında ya yazı kaleme almalan ya da bu kavramlarla tasvir edilen

çeşitli faaliyetlerde bulunmalandır.

2 Jack A. Crabbs, The Writing of History in Nineteenth-Century Egypt, American University, Cairo 1984; Gamal el-Din el-Shayyal, "Historiography in Egypt in the Nineteenth Century,"

Bemard Lewis-P. M. Holt (eds.), Historians of the Middle East, Oxford University Press, Lon- don 1962, s. 403-421.

3 Crabbs, Writing, s. 146, 166.

4 Crabbs, Mısır milliyetçiliği fikirlerinin ilk defa ı. Dünya Savaşı'ndan sonra kayda değer bir şe­

kilde Muhammed Hüseyin Heykel'in yazılannda ortaya çıktığını iddia eden A. M. Khan'ın ("Mo- dem Tendendes in Arabic Literature", /slamic Culture, 15 (July 1941), s. 320) fikirlerini saç- ma (absurd) olmakla itharn etmiştir (b k. Crabbs, Writing, s. 85, dipnot 63).

106

(3)

Mısır'da XIX. Yüzvıl Sonunda Panislamist Osmanlı Tarih Yazıcılığı

Bu makale tarihçilerin çalışmalannı yaşadıklan dönemin siyası talep ve tavırlar­

dan şuurlu ya da şuursuz olarak etkilendikleri gerçeğine bağlı olarak5 bu iki yazann tarihçiliklerinin o dönemde Osmanlı Devleti 'n deki panislamist siyasete paralel bir çiz- gi takip ettiğini ortaya koymaktadır.

XIX. yüzyılın sonunda Mısır' da gelişen fikri, din1 ve siyasi hareketler çok sayıda çalışmanın konusu olmuştur. 6 Bu araştırmalann önemli bir kısmının Mısır milliyetçi-

liğinin, siyasi açıdan hakim fikir olduğunu iddia etmelerine rağmen, bu dönemde açık

seçik tarif edilebilir bir "milliyetçilik"ten bahsetmek çok güçtür. 7 Literatürde Mısır mil-

liyetçiliğinin çok erken denilebilecek bir dönemde başlatılmasının başka sebepleri de

vardır. Bu konuda Batı'da yapılan çalışmalarda karşılaştığımiz kavrama ve kavrarn-

Iaştırma (tercüme) noktasında iki temel problem ortaya çıkmaktadır. ilgili çalışmalar­

daki belli başlı ortak özelliklerden biri Arapça' daki bazı tertmlerin Batı dillerine tercü- mesi sırasında, bunlara Batı'daki karşılıklannın halihazırda kazanmış olduğu anlam-

ıann yüklenmesidir. islam aleminde henüz tam oluşmayan siyasi bir tavır/akım, te- rimlertn Batı dillerine çevrilmesiyle birlikte sanki burada önceden varmış gibi görün- mesine sebep olmakta ve Kur'an-ı Ker1m kaynaklı birçok terimin (mesela ümmet, millet) islam aleminde kazandığı anlam yeteri kadar dikkate alınmamaktadır. XIX.

yüzyıl islam alemi hakkında yapılan tarih araştırmalannın Batı milliyetçiliğinin göl- gesinde yapılması bu çalışmalara damgasını vurmuş ve islam alemindeki hareketler

Batı'da oluşan terimlerleifade edilmiştir. Bu konuda Dawson Batı tarihçilerini tenkit eder:

Tarihçilerimiz genelde tek yanlı milliyetçi bir bakış açısıyla yola çıkarlar; gerçe-

ğin sadece çok az insan tarafından farkedilebilmesinin suçlusu onlardır. XIX.

yüzyıldaki bazı tarihçiler aynı zamanda milli bir kültün havarisiydiler, tarih kitaplan da çoğu kere dar görüşlü milliyetçi propagandanın el kitabıdır ... XIX.

yüzyıl boyunca bu düşünceler halkın şuuruna girdi ve um um un tarih anlayışını

5 Richard ). Evans, Tarihin Savunusu (çev. Uygur Kocabaşoğlu), imge Kitabevi, istarıbul1999, s. 195- 226 arasında tarihçilik ile iktidar arasındaki ilişkiyi ortaya koyar.

6 MeseJ.a Albert Hourani, Arabic Thought in the Liberal Age: 1798-1939, cambridge Univeısity Press, Cambridge 1983; Nadav Safran, Egypt in Search of Political Community: An Analysis of the In telleetual and Political Evalutian of Egypt: 1804-1952, Harvard University Press, Cambridge 1961; ). M. Ahmad, The lntellectual Origins of Egyptian Nationalism, Oxford University Press, London 1960.

7 BaUlı literatürde Arap dünyasındaki milliyeıçilik hareketleri XIX. yüzyılın ortalanndan itibaren başlatılarak

bir bütün olarakele alınmış (George Antonius, The Arab Awakening, Harnish Harnilton, London 1938), ancak daha sonraki çalışmaların önemli bir kısmında Arap milliyetçiliğinin daha geç bir dönemde, yani ı.

Dünya Savaşı sonrasında başladığı "tesbit edilerek" "Mısır milliyetçiliği" ırk faktörünü kapsamadığı gerek- çesiyle ayn bir başlık altında ele alınarak XIX. yüzyılın ortalanndan itibaren başladığı iddia edilmiştir. Arap ve Mısır milliyetçiliği hakkında geniş bir literatür mevcuttur. Bunlann bir değerlendirmesi ve literatür listesi için b k. Rashid Khalidi (ed.), The Origins of Arab Nationalism, Columbia University Press, New York 1991; Charles Wendell, The Evalutian of the Egyptian Nationalimage from i ts Origins to Ahmad Lut{i al-Sayyid, University ofCalifornia Press, Berkeley 1972; Ş. Thfan Buzpınar, "Arap Milliyetçiliğinirı Osmanlı Devleti'nde Gelişim Süreci", Güler Eren (nşr.), Osmanlı, Yeni Türkiye Yayınlan, Ankara 1999, ll, 162-1 78; Albert Hourani, The Emergence of the Modern Middle East, Macmillan, Oxford 1985.

Hourani'nin çeşitli makalelerini ihtiva eden bu eserinin özellikle J 2 ve 13. bölümü milliyetçilikie aliika-

lıdır.

(4)

islôm Araştırmalan Dergisi

tayin etti. Bunlar üniversiteden okullara sızdılar ve bilim adamı da bunları

gazetecilere ve romancılara rıakletti. Bunun sonucunda da her millet kendi içinde birlik oluşturduğunu iddia ederek sahip olmadığı halde kendine yeter- lilik göstermektedir ... Bütün Avrupa hayatı bu yüzden harap oldu ve tahrif edildi. I. Dünya Savaşı ise bu yanlışlığın büyük intikamcısı oldu ... 8

Kavram karmaşasına örnek olarak, müslüman yazarlar tarafından bu dönemde

sık sık kullanılan "vatan" kelimesinin Batı dillerine aktanlması sırasında ortaya çıkan

dumm gösterilebilir. Batı dillerine vatan=patrie, vataniyye = patriotism şeklinde çev- rilerı bu kavrama tarih içinde kazandığı anlamın yanı sıra, 9 bazan doğrudan vatan

=nation şeklinde tercüme edilerek10 vataniyye kavramına yeterli açıklama getirilme- den "nationalism" anlamı da verilmektedir. 11 Tesbitierimize göre "vatan!" kavramı ve bunun etrafında oluşan fıkri ve siyasi hareketleri/tavırlan ingilizce'ye "national", "na- tional party" şeklinde ilk olarak çevirenler İngiltere'nin bu bölgede görev yapan me-

murlandır.12 Daha sonradan Hourani'nin vataniyye kelimesini ikinci bir adımda "mil- liyetçilik" şeklinde tercüme ederek bunu da "dini milliyetçilik-religious nationalism",

"bölgesel milliyetçilik-territorial nationalism" ve "etnik veya lengüistik milliyetçilik- ethnic or linguistic nationalism" şeklindeki tasnifı13 bu tavnn tabii bir neticesi gibi gözükmektedir. Halbuki, vataniyye kavramı bu dönemde, Batı'da ortaya çıkıp gelişen

bir ideoloji olan nasyonalizmin çağrıştırdığı (ki bu çağnşımlar arasında, esas olarak

Mısır'da bütün "dış" güçlerden bağımsız, Mısır "milleti"ne ait bir devlet kurmak da

vardır) anlamlardan daha çok, toprağa bağlı olarak gelişen ve dolayısıyla Osmanlı

Devleti'ne karşı olmayı zamriolarak içermeyen bir tür vatan sevediği ifade etmekte- dir. Mısır' da vatan ve vatan severlik fikirlerinin en çok işlendiği dönemin, Avrupa 'nın Mısır'ın işlerine müdahil olduğu ve ingilizler'in burayı işgal ettikleri bir döneme denk gelmesi, bu fıkirlerin muhatabının kim olduğu konusunda bize bir fıkir vermek- tedir. Benzer bir yaklaşımı Alman müsteşriki Walter Braune'nin çalışmalannda gör- mek mümkündür. Alman milliyetçiliğinin hakim siyasi ideoloji olduğu bir dönemde

Mısır'daki gidişatı bu perspektiften değerlendirmeye çalışan Braune, Mısır'da gelişen

hareketleri iki tür milliyetçilik altında toplamaktadır: Bunlardan birincisi Suriye'den

8 Christopher Dawson, Die Gestaltung des Abendlandes, Fischer, Frankfurt am Main 1961, s. 11.

9 Mesela Hourani Tahtavi'nin vataniyye terimini kullanırken Fransızca'daki patrie ile aynı an- lamda kullandığım iddia etmektedir (Hourani, Arabic Thought, s. 81). Aynı şekilde Steppat da XIX. yüzyılın ikinci yarısında bütün islam aleminde vataniyye kelimesinin Avrupa'da anlaşıl­

dığı şekilde "vaterland" anlamını kazandığı kanaatindedir (b k. Fritz Steppat, "Nationalismus und Islam bei Mustafa Kamil: Ein Beitrag zur Ideengeschichte der Agyptischen Nationalbewe- gung", Die We/t des Islams, IV (1956), s. 251; bu makale Steppat'ın doktora tezinin kısaltıl­

mış bir şeklidir).

10 Crabbs, Writlng, s. 80.

11 Bu konuyla alakalı olarak Batı dillerinde yapılan hemen hemen bütün çalışmalarda aynı hata- ya düşülmektedir (Mesela bk. Hourani ve Steppat'ın çalışmalarının yanı sıra I. Gershoni/J. P.

Jankowski, Egypt, Islam and the Arabs: The Search {or Egyptian Nationhood, Oxford Uni- versity Press, New Yorkfaxford 1986).

12 Sir Alfred Milner, England in Egypt, The Scarecrow Press, London 1899, s. 17 vd.; Earl of Cromer, Modern Egypt, Macmillan, London 1908, I, 226.

13 Hourani, Arabic Thought, s. 341-342.

108

(5)

Mısır'da XIX. Yüzyıl Sonunda Panislamist Osmanlı Tarih Yazıcılığı

Mısır'a gelenler arasında yaygın olan Arap milliyetçiliği, ikincisi de daha ziyade din e

dayalı olan, ırk ve dil unsurunu arka plana atarak inancı öne çıkaran milliyetçiliktiL Arap milliyetçileri Osmanlı'ya karşı çıkarak Arap olmayan her türlü hakimiyeri redde- derken, ikinci gruptaki milliyetçiler Osmanlı ile bütünlük içerisinde kalarak gayri müslim yabancı hakimiyetine karşı çıkmaktadırlar.14 Mevcut olduğu var sayılan bu iki anla-

yışı bir başlık (Nationalismus) altında tutan unsurun ne olduğu sorusu cevapsız kal-

maktadır; daha doğrusu, yazann zihnindeki mevcut kategoriler bu hareketleri (böyle görme eğilimi), birbirinden tamamen farklı iki ayrı hareketi, "milliyetçilik" olarak isimlendirmesine sebep olmuş olmalıdır. Kısaca Braune, bu dönemde Mısır'da çıkan her türlü siyasi oluşumu "milliyetçilik" olarak kavramakta ve böyle isimlendirmektedir.

Nitekim bu araştırmacılann bir kısmı bazı meselelere işaret etmekle birlikte, muh- temelen yazdıkları diller onlara vakıaya mutabık bir isimlendirme imkamnı vermemiş­

tir. "Mustafa Kamil'de Milliyetçilik ve islam" başlıklı makalesiyle daha sonra Batı'da

Mustafa Kilmil hakkında yapılan çalışmalar üzerinde dikkate değer bir tesiricra eden Steppat, bu dönemde mekana bağlı olarak gelişen bir kavram olan "vatan" kelimesi- nin (vaterland) aksine "millet" (nation) kavramının henüz açık seçik oluşmadığı ka- naatindedir.15 Steppat "şa'b" kelimesini "volk" (halk), ümmet kelimesini de "nation"

şeklinde Almanca'ya tercüme etmekle birlikte Urabi ayaklanmasını "nationalbewe- gung" (milli hareket) olarak niteler, 16 dolayısıyla o da kavram kargaşasından kay- naklanan çelişkilere düşmekten kendini kurtaramaz.

Batı dillerinde yapılan çalışmalarda yaşanan tercüme çıkmazına başka bir örnek olarak Mısır'da XX. yüzyılın başlarında kurulan parti isimlerinin çevrilmesi sırasında yaşanan karışıklık verilebilir: Mustafa Kamil tarafından kurulan el-Hizbü'l-vatani

"National Party", 17 "Nationalist Party", 18 "Watani Party" 19 şeklinde tercüme edilirken Ahmed Lutfi es-Seyyid tarafından kurulan Hizbü'l-ümme partisi de "People's Party", 20

"Volkspartei", 21 "Nation Party" ,22 "Umma Party" 23 şeklinde çevrilmiştir. Hem tavır hem de ideoloji olarak birbirinden farklı olan bu iki partiyi araştırmacılar benzer isim- lerle tanıtmaktadırlar.

14 Walther Braune, "Die Entwicklung des Nationalismus bei den Arabern", Richard Hartmann/

Helmut Scheel (nşr.), Beitraege zur Arabistik, Semitistik und Js/amwissenschaft, Otto Har- rassowitz, Leipzig 1944, s. 432-434.

15 Steppat, Nationalismus, s. 254.

16 Steppat, a.g.e., s. 257.

17 Hourani, Arabic Thought, s. 208, 211.

18 Safran, Egypt, s. 2 76, 3. dipnot. Safran vataniyye kelimesinin aslında "patriotism" anlamına geldiğini, nationalism kelimesinin ise Arapça'daki karşılığının kavmiyye olduğuna dikkat çek- mekteyse de bir kanşıklığa yer vermemek için el-Hizbü'l-vataniyye'yi "Nationalist Party" ola- rak tercüme ettiğini ifade eder.

19 Gershonil}ankowski, J;gypt, 6 vd.

20 Hourani, Liberal Age, s. 201.

21 Steppat, Nationa/ismus, s. 250.

22 Safran, Egypt, s. 91.

23 Gershoni/}ankowsky, Egypt, s. 6.

(6)

islôm Araştırmaları Dergisi

Bununla birlikte islam aleminde tarih içerisinde oluşan ve kendine özgü anlamlar

taşıyan siyasi ve kurumsal alanla ilgili kavramıann Batı dillerine aktanlmasındaki

güçlükleri dile getiren ve bunlann tercümesinde daha dikkatli olan yazarlar da mev- cuttur. 24 özellikle Alexander Schölch bu dönemde ortaya çıkan oluşuınıann hepsinin

"milliyetçilik" adı altında ele alınmasının yanlışlığına dikkat çeker. "Kim bütün bu umut, niyet ve görüşleri milliyetçilikle ifade edebileceğini sanıyorsa, aslında hiçbir şey

söylememektedir. "25 Schölch, Urabi ayaklanması sırasında ortaya çıkan vatan sever-

liğin (Patriotismus) Mısır milliyetçiliğinden ziyade "Osmanlı-islam imparatorluğu'na bağlı ve bunun içinde yetiştiğini" ve ingilizler'e karşı mücadele verilirkensultanında haklannın müdafaa edildiğini vurgular.26 Zeine de XIX. yüzyıldaki Araplar'a milliyet- çilik anlayışının yabancı olduğunu ifade etmektedir. 27 Ancak bu tavır, tarih yazıcılığı

ile ilgili çalışmalarda dikkate alınmayarak daha önce zikredilen tavır esas alınmış gibi gözükmektedir.

Bu dönem hakkında yapılan bazı araştırmalarda ortaya çıkan ve konumuz açı­

sından önemli olan farklı bir yorum da panislamizmin bir tür "ön milliyetçilik" (proto nationalism) olarakgörülüp, bunun geleneksel islam'la modem milliyetçilik arasında

bir geçiş olarak ifade edilmesidir. Türköne, Nikki R. Keddie'nin Cemaleddin Efgani'- nin fikirlerinden yola çıkarak geliştirdiği bu yorumun islam· dan milliyetçiliğe doğru

bir ivme anlamını taşıdığını, bunun da XX. yüzyılın sonuna doğru islam ülkelerinde milliyetçilik hareketlerinin baskın haline gelmesine rağmen islam'ın rakip bir ideoloji olarak tekrar ön plana çıkmasıyla tecrübi olarak doğrulanmadığını belirtir. 28

XIX. yüzyıl sonlannda Mısır'daki siyasi akımların incelendiği çalışmalarda karşı­

laşılan problemler ise Batı dillerindekilerden oldukça farklıdır. Bunlar, esas itibariyle tarih yazıcılığının içinde gerçekleştiği siyasi gidişattan kaynaklanmakta; ortaya çıkan

devletlere "millet oluşturma" gayreti, milliyetçiliği mümkün olduğu kadar erken bir

24 Muhammad Asad, The Principles of S ta te and Go verneme nt in Islam, Berkeley/Los Angeles 1961, s. 21; W. Montgomery Watt, lslamic Political Thought, Edinburgh University, Edin- burgh 1968, s. 123. J. Hans demokrasi,-güç ayırımı ve milliyetçilik gibi kavramların islam

dünyasındaki gelişmeleri ifade etmekte kullanıldığı anda bunların içeriklerinin değiştiğini dile getirir (bk. J. Hans, Dynamik und Dogma im Islam, Leiden 1963, s. 22).

25 Alexander Schölch. Agypten den Agyptern! Die po/itische und gesel/scha{tliche Krise der Jahre 1878-1882, Atlantis, Zürich, ts., s. 17 vd.

26 Schölch, a.g.e., s. 246, 267.

27 " ... it must be remembered that during the greatest part of Turkish rule the Arabs did not con- sider the Turkish rule as "foreign" rule. The word "foreign" did not have in those days the twentieth century political connotation of a nationally alien and, often, politically "undesir- able" person. The world in which the Arabs and the Turks lived together was in the nineteenth century sense of the term, political/y a non-national world. The vast majority of the Arabs did not consider the Turks as "foreigners" -except when the Turkish leaders themselves, after 1908, ceased to be considered in Arab eyes as good Muslims and defenders of Islam and as brothers in the Faith" (Zeine N. Zeine, Arab-Turkish Relations and the Emergence of Arab Nationalism, Khayat's, Beirut 1958, s. 60).

28 Nikki R. Keddie'nin görüşü ve Türköne'nin yorumu için b k. Mümtaz'er Türköne, İslamcılığın Doğuşu: Siyası İdeoloji Olarak, iletişim Yayınları, istanbul 1991, s. 248.

ııo

(7)

Mısır'da XIX. YüzL,Jıl Sonunda Panislamist Osmanlı Tarih Yazıcılığı

dönemde başlatınayı gerektirmektedir. 29 XX. yüzyılda Mısır (ve diğer Arap ülkelerin- deki) tarih yazıcılığı hakkında yapılan çalışmalarda30 ortaya çıkan genel kanaate göre bu dönemdeki tarihçiler araştırmalarını "resmi tarih" anlayışı çerçevesinde yapmak durumunda olduklan için ideolojik yön ağır basmaktadır. Bu yaklaşım, ortaya çıkan

yeni devletlere bir tarih "yaratılması" ve tarih yazıcılığı vasıtasıyla ilmi/akademik açıdan meşrülaştınlması için tarihle irtibatlandınlması eğilimlerinde daha açık hale gelmek- tedir.31 XX. yüzyılda diktatörlüklere yenik düşen pek çok Avrupa ülkesinde yaygın şekilde gözlenen bu eğilim, 32 yeni kurulan devletlerin elinde etkili bir meşrulaştırma

aleti haline getirilmiştir. 33 Bazı ilim adamlan bu hususa işaret ederek h ür bir şekilde tarihi araştırma yapamamaktan şikayet ederler. Mesela Mısırlı bir tarihçi olan Nebih Emin Faris Arap ve islam dünyasında kendi tarihleriyle ilgili sağlıklı bir çalışmanın yapılabilmesi için ön şartların mevcut olmadığını dile getirmiştir. Ona göre bu şartlar

"düşünce, ifade ve basın hürriyetidir ki, bunlar sorumlu birisinin bir problemi araştır­

masını, bulgularını mantık! neticelerine göre düşünmesi ve araştırmasının sonuçlarını

herhangi bir zulme uğramaksızın veya bulunduğu makamı kaybetmeksizin, saldınya,

hapse hatta bazan fiziki yaralanmalara maruz kalmaksızın okuyucuyla paylaşabilmesirıi

mümkün kılar. "34

Mısır'daki tarih araştırmalarının seyri yönetime hakim olan rejimierin "resmi ta- rih" anlayışlanndan etkilenmiştir. ingilizler'in sömürge yönetiminden itibaren bütün rejimler toplantı ve ifade hürriyetine sansür uygulamış olmalarına rağmen özellikle

29 Mesela Abdurrahman er-Rafıl bu kaygıyla Mısır'daki milli duyguların Firavunlar döneminde

başladığını iddia edebiimiştir (b k. Tarfhu '1-hareketi'l-kavmiyye f1 Mısri'l-kadfme, Kahire 1963). Aslında tarih ilmi ve ulus devlet arasındaki irtibat sadece yeni oluşan Arap devletlerine mahsus bir durum değildir. Aynı şey XIX. yüzyıl Avrupa devletleri için de geçerlidir. Bu dönem- de "tarih, ulusal kimliklerin oluşup güçlenmesi ve ulus devlet şeklinde siyasi ifadesine kavuş­

ması anlamını taşıyordu" (Tosh, Tarihin Peşinde, s. 145). Ayrıca çok sayıda tarihçi ve tarih

kurarncısı bu konu üzerinde durmuştur. Mesela b k. Hobsbawm, Nations and Nationalism;

Emest Gellner, Nations and Nationalism, Comeli University, Ithaca 1991.

30 XX. yüzyılda Arap ülkelerindeki tarih yazıcılığı hakkında b k. Shakir Mustafa, "The erisis of Arab Historiography", The Jerusalem Quarterly, 45 (1988), s. 65-70; Ulrike Freitag, "Writ- ing Arab History: The Search for the Na tion," British Journal of Middle Eastern Studies, 21 (1994), s. 19-37; a.mlf., "Nationale Selbstvergewisserung und der 'Andere': Arabische Geschichtsschreibung nach 1945", Wolfgang Küttler/}örn Rüsen/Ernst Schülin (eds:). Ge- schichtsdiskurs, Band 5: Globale Konflikte, Erinnerungsarbeit und Neuorientierungen se it

1945, Fischer Taschen Buch Verlag, Frankfurt am Main 1999, s. 142-61. Anwar G. Chejne,

"The Use of History by Modern Arab Writers," Middle East Journal, XIV/4 (1960), s. 382- 396.

XIX. yüzyılda Mısır'da tarih yazıcılığı ile ilgili olarak b k. Thomas Mayer, The C hanging Past:

Egyptian Historiography of the Urabf Revolt, 1882-1983, University ofFlorida, Gainesville 1988; Jack Crabbs Jr., "Politics, History and Culture in Nasser's Egypt", International Journal o{Middle East Studies, VI (1975), s. 386-420; AfafLutfi al-Sayyid Marsot, "Egyptian Hister- ical Research and Writing on Egypt in the 20'h Century", MESA Bu Iletin 7/2 (1973, s. 1-15).

31 Buna örnek olarak bk. Muhammed Enis/el-Seyyid Receb Harraz, Sevret 23 yulyu 1952 ve usuluha et-tarihiyye, Kahire 1969.

32 RichardJ. Evans, Tarihin Savunusu, s. 39.

33 Chejne, Use of History, s. 383; Mayer, Changing Past, s. 67.

34 Nabih Emin Faris, "The Arabs and Their History", Middle East Journal, 8 (1954), s. 162.

l l l

(8)

islôm Araştırmaları Dergısi

HürSubaylar'ın 1952'de yaptıklan devrimden sonra çeşitli alanlarda uygulanan dev- let kontrolü artınlmıştır. Devrimle iş başına gelen birçok rejimin yaptığı gibi Mısır'da

da sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi düzende reformlar yapılarak "yeni bir top- lum" oluşturulmaya çalışılmış ve bunda tarihçilerden de istifade edilmiştir. 35 Mısır'ın

sosyalistArap milliyetçiliğinin merkezi durumuna gelmesinden sonra, "sosyalist tarih bakış açısı" bu dönemdeki araştırmalara damgasını vurmuş ve bu siyasi değişik­

likten en çok etkilenen alan ise Osmanlı tarihi araştırmalan olmuştur. 36 Sosyalist ta- rih yazıcılığının Mısır'daki temsilcilerinden olan ve yeni kurulan Darü'l-vesaikı't­

tarihiyyeti'l-kavmiyye'nin yöneticiliğine getirilen Muhammed Enis37 Osmanlı tarihinin

araştırılınaya değer olmadığını bile söyleyebilmiştir. 38 1 9 70 'li yıllara kadar yazı­

lan tarihlerde Osmanlı Devleti'ne karşı menfi bir tavır takınılmış, Osmanlı sömürgeci Avrupa devletleriyle aynı kategoride ele alınarak "yabancı bir hakimiyet" olarak değerlendirilmiş, hatta Arap bölgelerinin çöküşüne sebep olmakla suçlanmıştır. 39

1952 sonrası resmi ideolojiyi yansıtan Mısırlı tarihçilerin devletin çıkarları söz konusu olduğu zaman milliyetçiliğin başlangıcı konusunda farklı davrandıkları da tes- bit edilmiştir. Mısır'ın XIX. yüzyılda Sudan üzerinde hakimiyet iddia etmesini meşru

gören Abdülazim Ramazan bu dönemde Sudan ve Mısır'da milliyetçiliğin olmadığını,

siyasette belirleyici ideoloji ve muharrikin İslam olduğunu bu yüzden de yöneticilerin etnik kökeninin hiçbir rolü olmadığını iddia etmiştir. 40

1967'deki yenilgiden sonra ortaya çıkan kriz ortamı, bütün halk kesimlerinde

olduğu gibi aydın çevrede de sosyalist Arap milliyetçiliği ideolojisinin gözden düşme­

sine paralel olarak 1970'li yıllarda İslami hareketin hız kazanmasıyla birlikte sosyal ve siyasi alanda yaşanan "İslamlaştırma" dalgasından tarih araştırmalarının da etki-

lendiği görülür. Mesela tarihin yeniden yorumlanmasının gerekliliğine inanan bazı

tarihçilerin kaleme aldığı tarihlerde, Osmanlı Devleti'nin artık Arap dünyasını işgal

35 Crabbs, Politics, History and Culture, s. 392.

36 Rifaat Ali Abou-El-Haj. "The Social U ses of the Past: Recent Arab Historiography of Ottoman Rule," International Journal of Middle East Studies, 14 (1982), s. 185.

37 Enis'in 1960'lı yıllardaki Mısır'daki tarih araştırmalanndaki rolü hakkında b k. Crabbs, Politics, History and Culture, s. 386-420; Mayer, Changing Past, s. 43-50, 55-61.

38 Muhammed Enis, Medresetü 't·tarfhi 'l·Mısrf fi '1· 'as ri '1-0smanf, Kahire 1962, s. 1 O vd. Abou- El-Haj, Social Uses, s. 193'ten alınmıştır. Ayrıca Nebih Emin Paris'in de öğrencilerini Osmanlı

tarihiyle uğraşmaktan vazgeçmeye çalıştığı görülmektedir (b k. Abou-El-Haj, a.g.e., s. 199).

39 Freitag, Arahische Geschichtsschreibung, s. 148; ayrıca bk. Abou-El-Haj, a.g.e., s. 193. Bu

anlayış 1970'li yıllarda yayınlanan kitaplarda da devam etmiştir. Buna örnek olarak b k. Mu- hammed Enis, ed-Devletü '1-0smaniyye ve'ş-şarku '1-Arabf, Mektebetü Said Rafet, Kahire 1977.

40 Gabriel Warburg, "Egyptian and Sudanese Histerical Writings on the Turco-Egyptian Sudan", V. Milletlerarası Türkiye Sosyal ve iktisat Tarihi Kongresi (istanbul21-25 Ağustos 1989):

Tebliğler, Türk Tarihi Kurumu, Ankara 1990, s. 269.

41 Bu tür Osmanlı tarihlerine örnek olarak b k. Abdülaziz Muhammed Şennavi, ed-Devletü '1-0s- maniyye: Devletün islamiyyetün mü{tera aleyh, Mektebetü'l-Enclo Mısriyye, Kahire 1980- 1986, 4 cilt; Muhammed Harb, el-Osmaniyyun fi't-tarfh ve'l-hadara, Darü'l-Kalem, Dımaşk

1989; Seyyar el-Cemi!, el-Osmaniyyun ve tekvfnü 'Arab el-Hadis, Müessesetü'l-ebhasi'l- Arabiyye, Beyrut 1989; Muhammed Süheyl Takküş, el-Osmaniyyun min kıyami'd-devle ila '1-inkılab ala '1-hila{e, 698-1343/ 1299-1924, Darü Beyrut el-Mahrüse, Beyrut 1415/1995.

ı 12

(9)

Mısır'da XIX. Yüzyıl Sonunda Panislamist Osmanlı Tarih Yazıcılığı

etmiş, sömürgeci "yabancı bir güç" olmaktan ziyade "İslam'ın hamisi" olarak tavsif edilmeye başlandığı görülmektedir. 41

Mısır ve diğer Arap ülkelerinde XIX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan Os-

manlı tarihi hakkındaki ön yargılı fikri ve siyasi oluşumların yorumlanmasında ya-

zarların/tarihçilerin siyasi kimlikleri de etkili olmaktadır. Thomas Mayer Changing Past adlı eserinde bunu açık bir şekilde dile getirir. 1920'li yılların ortalanndan itiba- ren Mısır tarihçileri arasında yaygın olarak ileri sürülen bir iddia ise XIX. yüzyılın son

çeyreğinde yaşayan aydınların çoğunun asıl amacının "Mısır'ın tam bağımsızlığını kazanması", yani "Mısır'daki Osmanlı hakimiyetinin sona erdirilmesi" olduğu şeklin­

dedir. Halbuki özellikle bu dönemde gerek Mısır' da gerekse Mısır dışındaki aydınların çoğu kendisini sevsinler veya sevmesinler II. Abdülhamid'in islam birliği düşüncesini

(camiatü'l-islamiyye), Osmanlı Devleti'nin birlik ve bütünlüğünü koruyarak tesis etme çağnsına42 olumlu yaklaşmışlardır. Osmanlı'ya bağlılığını dile getirenler arasın­

da dini ve siyasi eğilimleri çok farklı olan Muhammed Abduh, 43 Veliyyüddin Yeken, 44 Emir Şekib Arslan, 45 Corci Zeydan46 ile bu makalede ele alınan Mustafa Kamil ve Muhammed Ferid gibi çok sayıda düşünür bulunmaktadır. Bunlar siyasi eğilimleri ne olursa olsun XIX. yüzyılın sonunda tek islam devleti olarak Osmanlı Devleti'ni görüp

tavırlarını ona göre belirlemişlerdir. Aralannda Osmanlı Devleti'nin yıkılması, halifeli-

ğin ilga edilmesi ve "İslam birliği" fikrinin akamete uğramasından sonra "Arap Birliği"

tesisinin sağlanmasını hedefleyen siyasi oluşurnlara katılanlar da bulunmaktadır. 47

42 Osmanlı'nın İslam birliğine çağnsı için b k. Bemard Lewis, The Emergence of Modern Turkey, Oxford University, London 1961, s. 334-337; Azmi özcan, Pan islamizm: Osmanlı Devleti, Hindistan Müslümanları ve İngiltere, 1877-1924, İSAM Yayınları, İstanbul1997.

43 Muhammed Abduh 1886 yılında kaleme aldığı bir yazısında Osmanlı'ya bağlılığı imanın şart­

larının üçüncü sırasında görür (Allah'a ve Resulü'ne imandan sonra): "Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'nin muhafazası Allah'a ve Peygamber'ine imandan sonra üçüncü sırada gelir. Sade- ce o, dinin hakimiyetinin muhafızıdır, din için ondan başka bir yerde hakimiyet yoktur. Elham- dülillah ben bu akide üzerindeyim, bunun üzerinde yaşar bunun üzerinde ölürüz" (b k. Mu- hammed Muhammed Hüseyin, itticahatü'l-vataniyye {i'l-edebi'l-muasır; Müessesetü'r-Risale, Beyrut 1986, s. 47'den alıntı; ayrıca bk. İhsan Süreyya Sırma, "Sultan ll. Abdülhamid-Mu- hammed Abduh ilişkisi", V. Milletlerarası Türkiye Sosyal ve iktisat Tarihi Kongresi, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1990, s. 611 vd.

44 Yeken şöyle demektedir: "Bazı Mısırlı yazarlar "Mısır Mısırlılar'ındır" demektedirler. Ben de di- yorum ki 'Mısır Osmanlılar'ındır." Veliyyüddin Yeken, el-Ma 'lam ve '1-mechal, Kahire 1909, s.

30; ayrıca bk. s. 139.

45 "O (Osmanlı-HG) islam birliğini tesis edebilecek tek kuvvettir" (b k. Emir Şeklb Arslan, Limaza teahhara '1-müslimün ve limaza tekaddeme gayruhüm, Matbaatü isa el-Babi el-Halebi, Ka- hire 1358, s. 6; ayrıca bk. Şekib Arslan, Sfre zatiyye, Diirü't-Talia, Beyrut 1969, s. 100-102).

46 Zeydan hıristiyan asıllı Suriye göçmenlerinden olmasına rağmen Osmanlı birliği fikrini destek- leyenlerdendir. Oğlu Emil'e 1908'de yazdığı bir mektubunda şöyle demektedir: "Sen yaratılış

olarak (bi't-tab') bir Osmanlı'sın. Çünkü senin annen ve baban bir Osmanlı'dır. Bütün Osman-

lılar Mısırlı olmasa da sen Suriyeli bir Osmanlı'sın" (Thomas Philip, Gurgf Zaidan: His Life and Thought, Franz Steiner Verlag, Beirut 19 79, s. 11 O'dan alıntı). Osmanlı'nın birliğinin korun-

masını savunan hıristiyan yazarların listesi uzatılabilir (bunlar için b k. Zeine N. Zeine, Arab- Turkish Relations, s. 60).

47 Mesela Emir Şekib Arslan bunlardan birisidir (bk. Ahmed Şerebasi, Şekfb Arslan daiyetü'l- . urübe ve'l-İslam, Darü'l-Cil, Beyrut 1978); Malımüd Sami Dehhan, el-Emir Şekib Arslan:

Hayatuh ve asar u h, Darü'l-maarif, Kahire 1986.

(10)

islôm Araştırmaları Dergisi

Mısır'da bu dönemde gelişen hareketleri "milliyetçilik" olarak nitelendirmek yeri- ne "vatan" kavramı ve etrafında oluşan fikir ve hareketlerin detaylı bir şekilde irde- lenmesi, bunların istanbul başta olmak üzere Osmanlı'nın diğer merkezlerinde bu kavram etrafında oluşan fikirlerle karşılaştırılması gerekmektedir. Zira özellikle istan- bul'da aynı dönemde hatta daha da önce çeşitli siyasi taleplerle bağlantılı olarak "va- tan" ve "vatan severlik" düşüncesi tartışılmaya başlanmıştır.48 Mısır'daki fikri hare- ketlerin irdelenmesinde de bunların göz önünde bulundurulması gerekir.

Panislamist49 Tarih Yazıcılığının Ortaya Çıkışı

Osmanlı Devleti Tanzimat ve Isiahat fermanlarıyla50 gayri müslim tebaanın dev- lete olan bağhlığını sağlama yoluna giderken, panislamist poİitikalarla da bütün müs-

lümanların halife-sultana olan bağlılıklarını koruma amacını gütmüştür. XIX. yüzyıl­

da Mısır'da yönetimi elinde bulunduranlardan Kavalalı Mehmed Ali Paşa ve Hidiv İs­

mail Paşa zaman zaman bağımsızlık emelleri taşıdıklan söylense de Mısır halkının halifeliğin ilgasına kadar sultan-halifeye bağlılığı devam etmiştir.51 Bunun farkında olan İngiltere'nin Osmanlı hilafetinin meşruiyetini tartışmaya açması ile IL Abdülha- mid'in Mısır'da panislamİst tavrın yaygınlaşması için çalışması, karşılıklı geliştirilen

stratejiler olarak görülebilir. 52 Mısır' daki panislamist tavır kendiliğinden gelişen bir

görüş olmayıp, dönemin siyasi ve içtimal durumunun orada yaşayan aydınlar tara-

fından farkedilmesi ile irtibatlı olarak, müslümanlar için Batı ve özellikle ingiliz yayıl­

macılığı karşısında bir çıkış yolu olarak görülmesinin bir neticesi olmalıdır.

48 Türköne "vatan" kelimesinin yeni ideolojik manasıyla, yani Fransızca'daki patrie anlamında

Tanzimat Fermanı'ndan itibaren kullanılmaya başlandığını ancak vatan fikrini en çok tartışan

mütefekkirlerden birisi olan Namık Kemal'in vatan anlayışının Osmanlı sınırlarını aşarak bir islam vatanına dönüştüğünü söyler (b k. Mümtaz'er Türköne, islamcılığın Doğuşu: Siyasi ideoloji Olarak, istanbul 1991, s. 265 vd).

49 Panislamizm hakkında bk. ErcümentKuran, "Panislamizm'in Doğuşu ve Gelişmesi", Beşinci Milletlerarası Türkoloji Kongresi: Tebliğler, Jll. Türk Tarihi, istanbul Üniversitesi Edebiyat Fa- kültesi Türkiyat Enstitüsü, istanbul 1985, ı. 395. II. Abdülhamid'in panislamist politikası hak-

kında mesela b k. Cezmi Eraslan, II. Abdülhamid ve İslam Birliği: Osmanlı Devleti'nin islam Siyaseti 1856-1908, Ötüken, istanbul 1992; ]acob M. Landau, The Politics o{ Pan-Islam: lde- ology and Organization, Ciarendon Press, Oxford 1990, s. 9-73 (burada seçilmiş geniş bir bibliyografya mevcuttur); Nairnur Ralıman Farooqi, "Pan-Islamism in the Nineteenth Centu- ry", lslamic Culture, c. 57/4 (1983), s. 283-296.

50 Thnzimat ve Isiahat fermanları hakkında b k. Ufuk Gülsoy, "Isiahat Fermanı", DİA, XIX, s. 185- 190; Tanzimatın 150. Yıldönümü Uluslararası Sempozyum: 31-Ekim 3 Kasım 1989, Ankara 1994.

51 Bunun bir göstergesi olarak 1888 Mart'ında Hz. Hüseyin'in bazı eşyalarının özel mahalline

taşınması sırasında törene katılan büyük kalabalığın halifenin muzafferiyeti için dualar ederek

nümayiş yapmaları verilebilir (bk. Eraslan, II. Abdülhamid ve islam Birliği, s. 291). Necip Mahfilz ı. Dünya Savaşı'ndan sonra bile Mısır halkının halifeliğe sıkı bir şekilde bağlı olduğunu

bildirmektedir (b k. Fevzi el-Antll, "el-Müctemeu'l-Mısri kema tüsavviruhü rivaye beyne'l-kas- reyn", el-Mecelle, sy. 15 [1958], s. 103).

52 Mısır'da durum öyle bir hal almıştı ki ingilizler'in güctürnündeki gazeteler Mısır hidivini halife ve melik unvanlarıyla anınaya başladılar (b k. Eraslan, a.g.e., s. 291 vd.; ayrıca ingilizler'in bu konudaki çalışmaları hakkında b k. Ş. Tufan Buzpınar. "Opposition to the Ottoman Caliphate in the Early Years of Abdülhamid II: 1877-1882", Die Welt des Jslams, 36/1 (1996), s. 59-89;

Azmi özcan, ingiltere ve HiLafet (1877-1909). Bu eser yakında neşredilecektir. İleride de ele

alınacağı gibi Mustafa Kamil bu konu üzerinde el·Mes'eletü'ş-Şarkıyye'de ayrıca durmaktadır.

114

(11)

Mısır'da XIX. Yüzvıl Sonunda Panislamist Osmanlı Tarih Yazıcılığı

Sultan II. Abdülhamid bir taraftan Hidiv ll. Abbas ile iyi ilişkilerde bulunurken53

diğer yandan o sıralarda muhalifbasının merkezi durumuna gelmiş olan Mısır'da ba- sın-yayın organlannı da etkilerneye çalışmıştır. 54 İngilizler'in Osmanlı aleyhine yayın yapan birçok gazeteyi desteklemesine karşılık, padişah Osmanlı taraftan çok sayıda

gazete sahibi ve başyazara nişan verip maaş bağlamıştı. II. Abdülhamid'in Mısır'da

müslümaniann elindeki basma karşı takip ettiği destekleme politikası kısa zamanda neticesini gösterdi ve gazetelerin bir kısmı hilafet için asıl önemli olanın halifenin

Kureyş'ten olmasının yerine kuvvet ve kudret sahibi olması gerektiğini vurgulayarak, II. Abdülhamid'in halifeliğinin meşruiyetini dile getirmeye başladılar.55 Bu arada ya-

yın hayatına yeni giren bazı gazeteler de panislamist bir tavırla Mısır'ın İslam cami-

asının bir parçası olduğunu vurgulayarak bu coğrafyanın Osmanlı'ya bağlılığını dile getiren yazılar yayımlamaya başladılar. özellikle el-Liva ve el-Müeyyed sultan-hali- fenin otoritesini vurgulayarak, panislamist bir çizgi takip eden gazetelerin başında yer

aldılar. 56 el-Müeyyed Şeyh Ali Yusuf tarafından 1889' da çıkartılmaya başlanırken, 57 el-Uva 1 900 yılında Mustafa Kamil ve Muhammed Ferid tarafından yayınlanmaya başlanmış58 ve bundan sonra da Hizbü'l-vatani'nin yayım organı haline gelmiştir.

Her ne kadar Mustafa Kamil inkar etmiş olsa da59 1900 yılında bir Alman tarafından kaleme alınan habere göre el-Liva da II. Abdülhamid tarafından mali olarak destekle- nen yayım organlanndandır. 60 ll. Abdülhamid'in desteği ile sadece basın hayatı etki-

lenmemiş, devletin siyaseti Mısır'daki tarih yazarlığına da yansımış; bu dönemde panislamist bir bakış açısıyla makale ve kitaplar yayımlanmıştır. Bu yayımların padi-

şahın talebi üzerine yazılıp yazılmadıklannı tesbit etmek çok güç olmakla birlikte, bu eserlerin yazılış tarih ve üslüplan göz önüne alındığında panislamist politika ile irti-

batlı olduklan açıkça görülmektedir.

XIX. yüzyılın sonlarına kadar Mısır'daki tarih yazıcılığı klasik tarzda, yani kronik

hazırlama şeklinde devam etmekle birlikte61 aynı yüzyılın ikinci yarısından itibaren siyasi ve sosyal değişimle birlikte farklı üslüplar da kendisini hissettirmeye başlamış­

tır. Shayyal'a göre bu dönemdeki tarih yazıcılığını etkileyen faktörler ana hatlarıyla

53 II. Abdülhamid'in Hidiv II. Abbas ile ilişkileri için b k. L. Hirszowich, "The Sultan and the Khe- dive, 1892-1908", Middle East Studies, 8/3 (1972), s. 287; Abbas Hilmi, The LastKhedive of Egypt: Memoirs of Abbas Hilmi ll, Reading: Ithaca 1998.

54 bk. Eraslan, II. Abdülhamid ve İslam Birliği, s. 298 vd.

55 Eraslan, a.g.e., s. 299.

56 Ahmed, lntellectual Origins, s. 61.

57 İbrahim Abduh, Tetavvuru 's-saha{eti'l-Mısriyye 1 798-1981, y.y. Müessesetü sicilli'l-Arab 1982, s. 153. Şeyh Ali Yusuf'un hayatı ve gazeteciliği hakkında bk. AbdüllatffHamza, Ede- bü '1-makaleti's-saha/iyye {f Mısr: Ali Yüsuf ( 4. cilt), y.y., Darü'l-fikri'l-Arabf (1951 civannda).

58 İbrahimAbduh, a.g.e., s. 159.

59 Steppat, Nationalismus, s. 293.

60 Landau, Politics of Pan-Islam, s. 12 7, dipnot 300.

61 Bu yüzyılın meşhur kronikçileri arasında başta Ceberti (Acaibü 'i-asar fi't-teracim ve'l-ahbar;

Bulak, y.y., 1297, 4 cilt) olmak üzere İsmail Serhenk Paşa (Hakaiku'l-ahbar an düveli'l-bi- htır, y.y., el-Matbaatü'l-Emfriyye, 1312) ve Mihfıil Şambirn ( el-Ka{f {f tarihi Mısri'l-kadfm ve'l- hadfs (5 cilt), thk. Abdülvehhab Bekr, Darü'l-kütübi'l-vesaiki'l-kavmiyye, Kahire 1998, ilk

baskı 1898-1900) gösterilebilir.

115

Referanslar

Benzer Belgeler

Kapağında Şakir Ec- zacıbaşının bir fotoğrafının yer aldığı derginin 48 sayfasını kaplayan Türk Sanatı ve Edebiyatı dosya­ sının başında Louis Bazin'in

Konservatuvarın birinci orkestra konseri 21 şubat salı günü akşamı saat 21 de Fransız tiyatrosunda veri­ lecektir.. Orkestrayı Seyfettin Asal idare e- decek ve

Gastrik bezlerdeki genişlemeler ve eozinofilik hücreler, açlık ve bir gün doyurulma grubuna göre azalmakla beraber doyurulmanın üçüncü, beşinci ve yedinci

Biyolojik olarak parçalanabilen poliesterler için, özellikle organik asitlerden ve mikroorganizmalar tarafından glikozdan üretilen biyolojik olarak parçalanabilen bir poli ester

Birkaç kez telefonla görüştük, daha son­ raları hep Berin Hanımefendi aracılığıyla konu­ şurken “ Hanımefendi, gerçi Nadir Bey öpülmeyi sevmez ama, siz benim için

Cevdet Kudret edebiyat ödülleri Kültür Servisi - lOTemmuz 1992 tarihinde yitirdiğimiz Cevdet Kudret’in anısına ailesi tarafından konan edebiyat ödüllerinin ilki

Unlike the official monetary aggregates published by the Board of Govemors of the Federal Reserve System, the MSI and their dual user cost indices are statistical index numbers,

Her şeye rağmen ablasıyla birlikte gittiği setler, sinema çevresinden pek çok kişiyle ta­ nışmalar belki de gelecek günlerin ilk adım­ larıydı Sevda için.. “