• Sonuç bulunamadı

Göller Bölgesi Aylık Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Cilt 8 Sayı 88 Temmuz 2020/ 11

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Göller Bölgesi Aylık Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Cilt 8 Sayı 88 Temmuz 2020/ 11"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

DERGİ AYRINTI: TDSYMB Başkanı Sayın Kamil Özcan, bizlere COVID-19 sürecinde tarım ve hayvancılığın sorunları ve çözümlerinden bahseder misiniz?

TDSYMB BAŞKANI KAMİL ÖZCAN: Hayvancılıkta milli ve yerli politikalar belirlenmeli, COVID-19 sürecinde gıdanın, tarımın ve hayvancılığın öneminin bir kez daha görmüş ol- duk. Tarımın ve hayvancılığın siyaseti olmaz. Bu bir insanlık sorunudur.

Türkiye’de gelecek 50 yılı kapsayan hayvancılık politikaları- nın belirlenip, şeffaf bir şekilde açıklanması gerek. Büyük- baş ile ilgilenen bir merkez birliği başkanı olmama rağmen küçükbaşa da ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

TARIM VE HAYVANCILIĞIN SİYASETİ, PARTİSİ OLMAZ

Hayvancılığın, tarımın önemi bir kez daha ortaya çıktı. Keş- ke bunu dün de önceki gün de hatırlasaydık. Biz bunu her zaman söylüyorduk. Bugün bu virüs belasında gıdanın, tarımın, hayvancılığın önemi bir kez daha ortaya çıktı. Bu- gün nasıl sağlığımıza önemli deniyorsa gıda da önemlidir.

Nasıl milli savunma, savunma sanayisi önemli ise yanında gıda, tarım ve hayvancılık mutlaka önemli. Artık bunun far- kındalığı dünyada oluştu. Ama ülkemizde bu konuda milli ve yerli politika belirlenmelidir. Bugün kriz var, sıkıntı var, bugün hatırlayalım değil. Kim olursa olsun bu konu bir in- sanlık sorunudur. Hayvancılığın, tarımın siyaseti yok. Bizim ürettiğimizden solcu da sağcı da yiyor. Üretimin partisi, si-

yaseti olmaz. O zaman ne yapılması lazım? Milli bir duruş gösterilmeli. Herkes için tarım, herkes için üretim, herkes için et, herkes için süt politikası oluşturulmalıdır. Bizim ülkemizin nüfusu 5 yıl sonra ne olacak, hayvan varlığı ne olacak, et üretimi ne olmalı? gibi sorulara cevap aranmalı.

Uzun vadeli planlamalar yapılmalı, projeler hazırlanmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

DERGİ AYRINTI: Hayvancılık sektöründeki karşılaştığınız sorunlardan bize bahseder misiniz?

ÖZCAN: Bizim coğrafyamız, insan gücümüz, hayvan var- lığımız oldukça iyi. Hayvancılıkta, tarımda küçük sorunla- rımız olabilir. Aslında çözülmeyecek sorunlar da değil. Şu an bakanlığımız, hükümetimizin politikaları doğru. Doğu ve Doğu Anadolu’daki yaylalar aktif hale getiriliyor.

(3)

İthalat yapılmasını bu alanda doğru bulmuyorum. İthalat bi- zim moralimizi ve piyasayı bozuyor. Bizim sorunlarımız halle- dilmeyecek sorunlar değil. Örgütlenme ve yapısal sorunları- mız var. Bir konu paylaşımı yapılmalı, herkes kendi mecrasında hizmet vermeli. Hizmet rekabeti olmalı. Şu an örgütler kavga ediyor. Bu örgütlerin yapılanması lazım. Genel başkan olarak şunu söylüyorum; ihtiyaç yoksa damızlık birlikleri lağvedilsin, önce üretici önemli. Üretici ne istiyor ona göre örgütlenme ya- pılmalıdır.

HER KONUDA ÜRETİCİ MERKEZLİ DÜŞÜNMELİYİZ

Yeme destek verilmelidir. Her zaman üzerine basarak vurgu- ladığım şey üretici merkezli söylemler oldu. Çünkü süt sana- yicisi, yem sanayicisi, tedarikçi, kim olursa olsun üretici mer- kezli olmalı. Sokağa çıkma yasağı başlayınca herkes ekmeğe koştu. Ekmek alabilmek için benim buğdayı üretmem lazım.

Sütü alabilmeniz için benim sütü üretmem lazım. Üretici para kazanmazsa göçler başlıyor. Köylerimiz de gençler kalmadı ve üretici yaşlandı. Köylere üretime dönüş için teşvikler ile genç- lerimize cazip imkanlar sunulmalı. Üretici para kazanmalı. Bu virüs ile birlikte bu konunun ne kadar önemli olduğu bir kez daha görülmüş oldu. Üreticinin köylerden, kırsaldan boşalma- sı çok kötü. Yarın masaya peyniri koyamazsınız. Genç nüfus gi- diyor AVM’de güvenlikçi oluyor, belediyede temizlikçi oluyor.

Halbuki köyde kalsa kendi işini yaparak daha çok kazanacak.

Sosyal bir yara var, gençlere işi yok diye kız vermiyorlar bu durumun tersine dönmesi lazım. Mera arazilerinin üreticilere verilmesi söz konusu, şu an Türkiye’nin 1 m2 bile boş arazisi kalmamalı. Devlet bu arazileri üretim için vermelidir.

(4)

DERGİ AYRINTI: Sayın Başkan sizce verilen destekler yetersiz midir?

ÖZCAN:

DESTEK DEĞİL, PARA KAZANACAK KALICI BİR SİSTEM KURULMALI

Bizim devletten isteğimiz üreticinin para kazanacağı bir sistemin oluşturulması. Destek vermesinler ama üretici- ye para kazandıracak sistemler kurulsun. 2019’un sonuna doğru ‘Hayvancılığın yeniden inşası’ diye bir rapor hazırla- dık. Detaylı bir şekilde sorunları, nedenlerini çözümleriyle birlikte sunduk. Bazı yerlerinde rahatsız edici konular var.

Kral çıplak ise ‘çıplak’ dedik.

KÜÇÜKBAŞ DAHA CAZİP HALE GETİRİLMELİ

Şu an Türkiye’de 18 milyon büyükbaş, 50 milyona yaklaşan küçükbaş hayvanımız var. Ben büyükbaş ile ilgilenen bir birliğin merkez birliği başkanıyım. Küçükbaşın da önem- senmesi gerekir. Kırmızı et denince akla büyükbaş geliyor, kırmızı et baskısı büyükbaş üzerinden alınmalıdır. Bu ülke- nin coğrafyası küçükbaşa daha uygundur. Küçükbaş daha cazip hale getirilmelidir. 1960’lı yıllarda nüfusumuzdan daha fazla küçükbaş hayvan vardı. Bugün 80 milyon nüfu- sumuz var ancak daha az küçükbaş hayvan mevcut. Başka ülkeleri doyuracak kadar hayvansal üretimler yapabiliriz.

DERGİ AYRINTI: Sayın Özcan bu sorunları üst mercilere anlatabiliyor musunuz?

ÖZCAN: Tarım ve hayvancılığımızın sorunlarını genel an- lamda sayın bakanımıza da ilettim. Hatta bu pandemi süre- cinde yapılan desteklerden dolayı kendilerine teşekkür de ettim. Bu pandemi sürecinde üretimin sekteye uğramama- sı adına üretimin üretilmesinde engellerin ortadan kaldırıl- ması adına diğer bakanlıklarımızla özellikle İçişleri ve Mali- ye Bakanlığımızla koordineli çalışılarak hem sokağa çıkma yasaklarının üreticilerimizle alakalı pozitif ayrımcılığa se- bep olmasından dolayı şükranlarımızı sundum. Maliye ba- kanımızla beraber üreticimizin o anda gelen kredi borçları- nın ötelenmesinde emeği geçenlere teşekkür ettim. Bunun yanında süt önemli, mucizevi bir gıda ancak zaman zaman ekranlardan, sosyal medyadan sütün tüketilmemesi gerek- tiğini söyleyen kişiler çıkıyor. Bunlarla ilgili sütün önemini vurgulayan kamu spotlarının yapılmasında yarar

(5)

görüyorum. Biz sütün somut örneğini geçtiği- miz günlerde Kahramanmaraş’ta 126 yaşında bir Anadolu insanı bir nenemiz pandemi has- talığına yakalanıp bu hastalığı yenerek dünya rekorunu kırmasını süte ve hayvansal ürünlere bağlıyoruz. Çünkü bu nenemiz ben gençliğim- de yaşamım boyunca süt, yoğurt ve peynir tü- kettim diyor. Demek ki sütün mucizevi bir gıda maddesi olduğunu düşünüyoruz. Bununla ilgili dünya rekorunun Türkiye’nin elinde olduğunu, bunun ülke tanımında süte dikkat çekecek şe- kilde reklam kampanyaları ile bunu kullanma- mızın bize yarar getireceğini düşünüyorum.

Üreticilerimize Sayın Bakanımız diyor ki “Dün- yayı doyuran dünyayı yönetecek.” Bu minval üzerine üreticilerimiz üretmeye devam ederse son günlerde ki yem fiyatlarına gelen zammın üreticilerimizin üretim maliyetlerini arttırmıştır, sıkıntıya sokmuştur. Bunun için önümüzdeki günlerde süt fiyatının yeniden güncellenerek üreticimizin rahatlatılmasını, para kazanmasını sağlamamız gerekiyor diye düşünüyorum.

Süt üreticisinin her türlü ihtiyacını karşılamak zorundayız.

Süt, yem, gübre, veteriner hizmetleri, sağım ihtiyaçları gibi kaba yem tohumlarının temininde yani yonca tohumu, si- lajlık mısır, fiğ gibi tohumların temininde pazar fiyatları çok yüksek. Üreten insanlarımızın yem bitkisi tohumu için ba- kanlığımızın da devreye girmesini gerek. Sayın bakanımız- dan isteğimiz hazine arazileri, mera arazileri, bozuk baltalık orman arazilerinin üreticimizin hizmetine verilmesi gereki- yor. 23 milyon tonluk günlük çiğ süt üretimi ile dünyada sekizinci, AB’de de 3. Sıradayız. Bunu daha da arttırabiliriz.

Arttırma imkânımız da insan gücümüzde var. Bizim üretici- miz çalışkandır ve sabırlıdır.

DERGİ AYRINTI: Sayın başkan dünya geneline bakıldığında bizim süt tüketimimiz hangi konumdadır?

ÖZCAN: Avrupa birliği, ABD gibi gelişmiş ülkelerde kişi başı süt ve ürünleri tüketimi 300lt. üzerindeyken Kenya gibi geri kalmış ülkelerde 17 litrelere kadar düşmektedir. Son yıllar- da bunun önemini birçok ülke fark etmiştir özellikle; uzak doğu ülkeleri süt olmadığı halde bu konuda ülkesel pro- jeler yapmışlar ve bunu milli mesele haline getirmişlerdir.

Nitekim 10 yıl önce Çin’de kişi başı 19lt. olan süt tüketimi bugün 30 litrelere çıkmıştır. Ülkemizde bu konumda fena değildir dünya ortalaması üzerinde bir tüketimimiz var ama daha iyi olmak zorundayız. Kişi başı 300 lt. civarında süt tüketmekteyiz ama bunu daha yukarılara taşımamız gerekmektedir. Benim üzerinde durmak istediğim bir baş- ka konu daha var. Biz coğrafi konum olarak süt ihracatı ko- nusunda mükemmel bir yerdeyiz. Şöyle bir dünya haritası-

nı göz önüne getirin. Komşularımızda İran dışında tamamı Asya’da, Hindistan ve Pakistan dışında tamamı balkanlar.

Afrika’nın tamamı hatta güney Avrupa’nın tamamının süt ihtiyacı var. Tamamı süt ve ürünleri ithal ediyor ve net süt alıcısı. Bu ülkeler süt ihtiyacını okyanus ötesinden Avust- ralya, Yeni Zelanda, Amerika ve Kanada’dan sağlıyor. Evet biz biliyoruz maliyetlerimiz biraz yüksek ama bizim üretici- mize bakın, yakın geçmişte 10 yıl içerisinde süt üretimimizi

%110 arttırmayı başarmış bir millettir. Bu başarı başka bir yerde görülmemiştir ve tüm dünya ülkelerince taktir edil- miştir. Yani üreticimiz kazanırsa bu üretimi kolayca arttıra- cak kapasitededir. Bu konuyu özellikle dikkatinize sunmak istedim. Bizim üreticimizin üzerinden girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Yem fabrikalarının işletme gibi ça- lışmaması gerek. Üreticimizi boynu bükük bırakmamalıyız.

Kısaca üreticimizi yem fabrikalarının baskısından kurtarma- lıyız.

Referanslar

Benzer Belgeler

In this paper, we introduce some ideal convergent double interval valued numbers sequence spaces defined by Orlicz function and study different properties of these spaces

Убирайтесь немедленно, иначе вам конец, Всех перестреляю» (Айтматов, 2014: с. 204), чем подписывает себе смертный приговор. Если у Мальчика

Sektörün finansal analiz sonuçları bir bütün olarak düşünüldüğünde likidite sorunu olmadığı yıllar itibari ile kısa vadeli bir kaynak yapısından uzun

Dünyada kamu tekeli firmalar tarafından gerçekleştirilen kömür, petrol, doğalgaz gibi enerji üretimi ve dağıtımı faaliyeti daha sonra özel firmaların daha etkin

firmasının mevcut kalite sistemi hakkında bilgiler verilip, PAF (Önleme - Değerlendirme - İç Başarısızlık) yöntemine göre 2018 yılına ait kalite

Fakültesi Dergisi 1 2,8 28 Total Quality Management & Business Excellence 1 2,8 11 Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 1 2,8 29 Uluslararası Global Turizm Araştırma

Anti sosyal davranışlar alt boyutuna ilişkin ortalama puanlarına bakıldığında, mesleki teknik liselerinin diğer lise türlerine göre daha yüksek ortalamaya sahip

Keçiören yerleşkesi genel değerlendirme puanı ile fakültede çalışma yılı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmıştır (t0,05; 88=3,746;