. Avrupa Birliği Ülkelerinde Din-Devlet ilişkisi
Hukuki
Yapı1 Din
Eğitimi1 Din Hizmetleri
Editörler
Ali Köse -
Thlip
Küçükcanistanbul 2008
Yayın No: 389
Sempozyumlar/Paneller-5
Avrupa Birligi Ülkelerinde Din-Devlet ilişkisi Hukuki Yapı/Din EğitimVDin Hizmetleri Redaksiyon: Cengiz Şeker
Kapak tasanmı: MimErnin Sayfa tasanmı: Ender Boztürk
Baskı: TDV Yayın Matbaacılık ve Ticaret işlt?tmesi IŞBN 978-975-389-522-4
islam Araştinnalan Merkezi (iSAM) Altunizade icadiye Bağlarbaşı Cad. 40 Bağlarbaşı 34662 Üsküdar-istanbul
Tel. (0216) 474 08 50 Faks (0216) 474 08 74 www.isam.org.tr
Bu kitap;
Türkiye Diyanet Vakti Mütevelli Heyeti'nin
17.05.2006 gün ve 1208/4 sayılı karanyla basılmıştır.
Teblig ve müzakerelerin bilim, dil ve düşünce açısından sorumlulugu tebligci ve müzak_erecilere aittir.
© Her hakkı mahfuzdur;
istanbul, 2008
Modem Toplumlarda Din ve Avrupa Deneyimi
Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Diyanet işleri Başkanı
Türkiye'de halihazırda tartışılan ve önümüzdeki yıllarda da tartışılacak
olan birçok konuya bilimsel araştırmalara dayalı açıklık getiren ve karşılaştır
malı analizler sunan bu kitap, önemli bir başvuru kaynağı olma niteliği taşımaktadır. önemli bir boşluğu dolduracağına inandığım bu çalışmaya ilişkin
olarak, iki konuya değinmenin yerinde olacağını düşünüyorum. Birincisi, mo- dem dünyada dinin konumu, ikincisi ise, Avrupa Birliği tartışmalannda kayıp
halka olarak karşımıza çıkan din-devlet ilişkilerinin aldığı faklı biçimler. Her iki konu da, ülkemizde sık sık gündeme gelen din, toplum, laiklik ve devlet
arasında kurulan ilişkilerin daha sağlıklı zeminde tartışılması açısından önem
taşıyor.
İlk konuyla ilgili olarak akla gelecek sorulardan birisi kuşkusuz "modem dünyada dinin yerinin ne olduğu" sorusudur. Sosyolojik bir değerlendirme yapılacak olursa, dinin birey ve toplum hayatında önemli bir yeri olduğunu
söylernek abartılı bir gözlem olmaz. özellikle Avrupa deneyiminden esirılenen
rnodernitenin, dini hayatın tezahürleri üzertıide aşındıncı etkilerine, dini ku-
rurrılann etki alanlarını daraltmasına ve dini pratiklerde azalmaya neden ol-
masına rağmen din, bütün dünyada "varoluşsal sorulara" cevap veren bir ku- rum ve kaynak olarak dinarnizmini koruyor. Yani modernizmin gelişmesi ile dinin gerileyeceğini ve toplurrısal hayattaki etkisini kaybedeceğini öngören ge- leneksel kurarn ve beklentilerin aksine din, hem sanayileşmiş ve gelişmiş ülke- lerde hem de geleneksel kültür öğelerinin baskın olduğu ülkelerde kendini yeni . bir dille ve daha güçlü olarak ifade ediyor. Bugün dünyamız bazı istisnalar
dışında en az eskisi kadar, hatta bazı yerlerde eskisinden daha fazla dindar.
Buradan şunu çıkarmak mümkün: Modernleşme her alanda ve her toplurnda dinin gerilemesine neden olmamıştır. Diriler modem toplurrılann ihtiyaçlanna
13
AB ÜLKELERiNDE DiN-DEVLET iLiŞKiSi
cevap verebilecek şekilde yeniden anlatılabildiği ve algılanabildiği sürece, mo- dem olmakla dindar olmak arasında zorunlu bir çatışmanın olmadığı görüle- cektir.
Bu durumu nasıl anlamalı ve nasıl okumalıyız? Kanaatlınce mevcut durumu analiz edebilmek için din-modernite, din-laiklik ve din-devlet ilişkilerini karşılaştırmalı bir şekilde ve disiplinler arası bir yöntemle çözümlerneye tabi tut-
malıyız. Türkiye'de din-modernite ve din-laiklik tartışmalan daha çok Batı'da
kabul görmüş söylemlerin gölgesinde tartışılıyor. Her ne kadar sosyal bilim çev- relerinde farklı modernitelerden bahsediliyor olsa da, Batı tecrübesinin verilerine
dayalı kavramsallaştırnıayı ve medemite-din arasında kurulan olumsuz ilişkiyi vurgıılayan yaklaşımlar, ülkemizde hem entelektüel hem popüler söylernde te- mel bakış açısı olma özelliğini sürdürüyor. Hatta bu söylem daha ileri götürüle- rek, dininakıl ve bilinıle çatıştığı, dinin, dini bilginin ve din eğitiminin olduğu
yerde artık bilimden söz edilerneyeceği ileri sürülebiliyor.
Bu bakış açısıyla oluşturulan söylemler, kültür politikalan ve popüler
tartışmiılar·acaba genelde modem dünyada, özelde ise Türkiye'de yaşanan
toplumsal değişim, kültürel dönüşüm ve din-devlet ilişkilerini ne derece yansıtıyor?
Türkiye'deki yazar ve düşünürler Batı'da yükselen eleştirileri ve yeni eğilimleri
kendi toplunılanna ne kadar aktarıyorlar? Batı'da artan bir şekilde eleştirilen teo-
rik çerçeveye dayalı şablon Türkiye gerçekleri ile ne kadar örtüşüyor? inanıyorum
ki, Avrupa Birliği Ülkelerinde Din-Devlet ilişkisi başlığını taşıyan bu kitap, yukandaki sorular da dahil olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinin deneyinıleri
ne ilişkin zihinlerimizde oluşan çok sayıda soruya yetkin bilim adamının titiz
araştırnıalanyla doyurucu cevaplar sağlayacaktır.
Elinizdeki çalışma vesilesiyle işaret edilmesinde yarar gördüğüm ikinci konu, Türkiye'de Avrupa Birliği ile ilgili tartışmalarda bilgi eksikliğinden kaynak- lanan tek tipleştirme ve Avrupa ülkelerinin deneyinılerindeki çeşitliliği yeterince fark ederneme problemidir. ülkemizde Avrupa Birliği tartışmalarında homojen ve tek tip bir Avrupa anlayışının daha hakim olduğu görülüyor. Bu bakış açısı
Avrupa Birliği ülkelerinin birçok alanda olduğu gibi din-devlet ilişkileri alanın
da da geniş bir çeşitliliği ve farklılığı içinde barındırdığı gerçeğini gölgeliyor. öte yandan Avrupa Birliği tartışmalarında ağırlıklı olarak siyaset, ekonomi ve kültür konulan. ön plana çıkıyor. Bu konulan tartışmak çok önemli olmakla beraber Avrupa Birliği ülkelerinde din-devlet boyutunun yeterince taı1JŞılmadığırıı
görüyoruz.
Hemen ifade edelim, bu çalışmanın da gösterdiği gibi, karriuoyundaki
yaygın kanaatin aksine Avrupa Birliği ülkeleri tek tip din-devlet ilişkisi mode- line sahip değil. Sayıları 27'ye ulaşan Avrupa Birliği üyesi ülkelerinin her biri kendi tarihsel deneyimleri, toplumsal yapılan ve siyasal tercihleri doğrultusurıda
MODERN TOPLUMLARDA DiN 1 ALi BARDAKOGLU
kurgulanmış ve kurumlaşmış din-devlet ilişkisi biçimine sahip. Söz konusu ülkelerin tercihleri, onlann din eğitimi ve öğretimine bakışlanın da doğrudan
veya delaylı biçimde etkilemektedir. Gerek devlet okullannda gerekse özel okullarda din dersleıinin yer alması, finansmanı ve uygulaması, söz konusu ülkelerin siyasal ve kültürel gelenekleri ile yakından ilişkilidir. .
Avrupa Birliği ülkelerinde din-devlet ilişkisi I!lodelleıi ve laiklik uygulama- lan; dini kurumlarm hukuki statüsü ve finansmanı; dini topluluklarla devlet
arasındaki ilişkiler; din eğitimi ve din hizmetleri ile ilgili yasal düzenlemeler;
kilise ve cemaat okullannın finansmanı ve bunlann sosyal yapı içindeki yeri;
Hıristiyarılık dışındaki dinlerin devlet tarafından tanırup tamnmadığı ve Müslümanlara yönelik politikalar gibi konularm Türkiye kamuoyunda yeterince
bilindiğini söylemek mümkün değil. Umuyorum ki, uluslar arası bir çalışmanın
ürünü olan bu kitap, yukanda işaret edilen konularda Türkiye'de daha sağlıklı
bir tartışma zemini oluşturacak, konuya ilgi duyanlara sistematik veriler ve bilgiler sağlayacaktır. Diyanet işleri Başkanlığı olarak bu konularm tartışıl
masını çok yararlı görüyoruz. inanıyoruz ki, hem Avrupa ülkelerinde hem de Türkiye'de din-devlet ilişkilerini belirleyen anlayış ve kurumlar, bir yandan ta- rihi ve yerel şartlarla bağlantılı olarak özgünlüklerini korurken, diğer taraftan yeni şart ve ihtiyaçlan göz önüne alarak kendilerini yenileme ve farklı tecrübe- lerden yararlanma sürecini yaşayacaktır.
Kitabın hazırlanması ve yayınında emeği geçen bütün ilim adamlarına, sağladığı imkanlardan dolayı Türkiye Diyanet Vakfı islam Araştırmalan Mer- kezi yöneticilerine teşekkür ediyor, bu eserin Türk bilim ve düşünce dünyasında
yeni araştırma ve tartışmalarm başlatılmasına vesile alınasını diliyorum.
15