• Sonuç bulunamadı

Erken seçim kararı sonrası en geç 90 gün içinde seçimler düzenlenir; bu da Kasım ayı ortasına denk geliyor.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Erken seçim kararı sonrası en geç 90 gün içinde seçimler düzenlenir; bu da Kasım ayı ortasına denk geliyor."

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

12.06.2015

7 Haziran Genel Seçimleri ardından, tek parti hükümeti sonucu çıkmadığı için, yeni hükümetin nasıl kurulacağı üzerine çeşitli senaryolar mevcut. Bu senaryoların her biri piyasalarda farklı fiyatlamalar yaratabilir. Seçimler öncesinde, koalisyon ihtimalinin siyasi ortam ve piyasalar için en tercih edilmeyecek sonuçlardan biri olduğu fiyatlanıyordu. Geldiğimiz noktada, koalisyon hükümetinin kurulmasına ilişkin haberlerin kısa vadeli bile olsa, belirsizliği azaltacağı düşüncesi ile olumlu algılanabileceği bir ortamın oluştuğunu görüyoruz. Bundan sonraki siyasi süreç ile ilgili olası senaryoları ve bu senaryolara ilişkin genel piyasa beklentilerimizi aşağıda görebilirsiniz.

Bundan Sonraki Siyasi Süreç Nasıl İşleyecek?

 Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bugünden itibaren bir hafta içerisinde resmi seçim sonuçlarını açıklayacak. Buna göre Türkiye Büyük Millet Meclisi 22 Haziran haftasında toplanacak.

 Milletvekili yemin töreninden sonra, ilk 5 gün içinde TBMM Başkanı ve Başkanlık Divanı için adaylık başvuruları yapılacak (29 Haziran haftası). Daha sonraki 5 günlük sürede de Başkanlık Divanı için seçim yapılacak. Böylece, Temmuz’un ilk haftasında bu süreç sonlanmış olacak.

 Meclis Başkanı seçildikten sonra, Cumhurbaşkanı, teamüller gereği en yüksek oy alan siyasi parti genel başkanına hükümet kurma yetkisi verecek ve 45 günlük hükümet kurma süresi başlayacak.

 Seçimlerde en yüksek oyu alan partinin genel başkanı sıfatıyla, AKP Genel Başkanı Davutoğlu, hükümeti kurma çalışmalarını yürütecek. Sn. Davutoğlu yeni hükümeti kuramaz ise görevi iade edecek.

 Cumhurbaşkanı, yine teamüllere göre, bu kez hükümeti kurma görevini en yüksek oy alan ikinci partinin (CHP) genel başkanı olan Sn. Kılıçdaroğlu’na verebilir. Bu konu yasalarla belirlenmediği için, Cumhurbaşkanı, CHP yerine görevi ikinci kez AKP’ye de verebilir.

Hükümet kurma çabaları Ağustos ayı ortasına kadar sürebilir (45 günlük süre doluyor). Partiler arasındaki tüm görüşmelere rağmen yine de hükümet kurulamazsa, Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alabilir.

 Erken seçim kararı sonrası en geç 90 gün içinde seçimler düzenlenir; bu da Kasım ayı ortasına denk geliyor.

 Erken seçim kararı alınana dek mevcut hükümet görevini sürdürür. Erken seçim kararı sonrası, seçimlerdeki oy oranı dikkate alınarak yeni bir kabine kurulur.

 Bunlara ek olarak, yeni hükümet kurulmadan önce dahi, TBMM içinde anlaşma sağlanırsa

%10’luk seçim barajı değiştirilebilir. Ancak, Anayasa’da “seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz”

(2)

onayı gerekiyor. Mevcut sandalye dağılımına göre, bu sayıya ulaşılması için, geniş kapsamlı bir uzlaşma gerekiyor.

Olası Hükümet Senaryoları Neler?

Koalisyon hükümeti (%50 olasılık): Bir koalisyon hükümetinin, siyasi partiler açısından diğer seçeneklere göre daha tercih edilebilir olduğunu düşünüyoruz. Bu seçenek ile piyasalarda halen etkili olan belirsizlik, kısa vadeli bile olsa, önemli ölçüde ortadan kalkmış olacak. Bunun piyasada olumlu algılanacağını düşünüyoruz. Halihazırda piyasada satın alınan ana senaryo da bu.

Azınlık hükümeti (%25 olasılık): Bu senaryoda birden fazla seçenek mevcut. Öte yandan, geçmişe baktığımızda azınlık hükümetlerinin ömürlerinin en fazla bir yıl olduğunu görüyoruz.

Siyasi partilerin seçim sonrası yaptıkları açıklamalara ve “kırmızı çizgilere” göre, bu kez de bir azınlık hükümetinin ömrünün bir yıldan fazla olması düşük olasılık gibi duruyor. Bu durumda piyasalar ilk başta olumlu tepki verse bile, sonrasında siyasi kaygılar ile olumlu havanın dağılması ve oynaklığın bir kez daha artması beklenebilir.

Erken seçim (%25 olasılık): Mevcut siyasi belirsizlik ortamının daha da uzun vadeye yayılacağı kaygıları ile piyasalar ve ekonomi olumsuz etkilenecektir.

Hangi Partiler Arasında Koalisyon Kurulabilir?

4 partili mecliste çeşitli kombinasyonlar mümkün olsa da, olasılığı en yüksek koalisyon senaryolarında AKP’nin yer aldığını görüyoruz:

AKP-MHP Koalisyonu: Şu anda piyasalarda en olası görülen koalisyon. Çözüm süreci ile alakalı anlaşmazlıklar bu koalisyon için en büyük sorun gibi görünmekle birlikte, pazarlıklar sonrasında bu koalisyonun gerçekleşme olasılığını biz de yüksek görüyoruz. AKP-MHP koalisyonuna dair beklentilerin yoğunlaşması ya da açıklanması, piyasada da olumlu algılanacaktır. Ancak, bu koalisyonun ömrünün 6-12 ay ile sınırlı kalma riski bulunuyor.

AKP-CHP Koalisyonu: Teorik olarak mümkün olmakla birlikte, parti programları ve söylemlerdeki farkların bu olasılığı azalttığını düşünüyoruz. Olası bir AKP-CHP koalisyonunun ömrünün, yukarıdaki olasılığa göre daha kısa olacağını düşünmekle beraber, piyasada ilk tepki yine de olumlu yönde olabilir.

 Yukarıdaki her iki koalisyon seçeneğinde de temel meseleler/parti politikaları konularında ters düşme potansiyeli olduğu unutulmamalı. Bunun yanı sıra henüz koalisyonun kuruluş aşamasında, bakanlık paylaşımlarında da sorunlar yaşanabilir.

AKP-HDP Koalisyonu: İki partinin üzerinde uzlaştığı en önemli konu barış süreci. Ancak HDP’den gelen ve AKP ile bir koalisyonda yer almayacakları yönündeki açıklamalar, bu koalisyon olasılığını oldukça düşük hale getiriyor.

AKP-CHP-HDP Koalisyonu: Bu seçeneğin çok üzerinde durulmasa da, “sağlam bir sosyal zemin” argümanıyla MHP tarafından dile getirilmiş bir seçenek. Bu koalisyonun oluşmasına ihtimal vermiyoruz.

CHP-MHP-HDP Koalisyonu: MHP’nin ideolojik nedenler ile HDP ile aynı koalisyonda yer almayacağını kesin bir dille ifade ediyor olması nedeniyle, böyle üçlü bir koalisyon olasılığını da çok düşük buluyoruz.

(3)

Koalisyon Olmadan Bir Azınlık Hükümeti Mümkün mü?

Bu mümkün olmakla birlikte, azınlık hükümetlerinin ömrünün, geçmişte koalisyon hükümetlerine göre çok daha kısa olduğunu belirtelim. Ayrıca azınlık hükümetlerinin düşürülmesi kolay olduğu için, siyasi anlamda koalisyon seçeneğine göre çok daha kırılgan bir dönem olabilir. Bu kırılganlık, piyasalara ve ekonomiye de yansıyacaktır. Bu nedenle kısa vadede piyasalar olumlu tepki verse dahi, orta-uzun vadede soru işaretleri ve belirsizlik sürecektir.

CHP-MHP-HDP koalisyonu yerine; CHP ve MHP, HDP’nin dışarıdan desteğiyle bir azınlık hükümeti kurabilir. Ancak MHP Başkanı Sn. Bahçeli’nin “MHP’nin HDP ile aynı amaç doğrultusunda faaliyet alanına girmesi söz konusu değildir” açıklaması bu olasılığı azaltıyor.

Benzer şekilde MHP, CHP’nin kuracağı bir azınlık hükümetine destek vermeye de sıcak bakmıyor.

AKP, HDP/MHP/CHP’den herhangi birinin vereceği destekle azınlık hükümeti kurabilir.

Böyle bir hükümetin sürdürülebilirliği olasılığını oldukça düşük görüyoruz. Piyasalar da bunu fiyatlayacak ve TL cinsi varlıklar baskı altında kalmaya devam edecektir.

AKP, çeşitli tavizler ile güvenoyu elde etmeye çalışarak azınlık hükümeti kurmayı deneyebilir. Şu ana dek AKP’den gelen açıklamalara göre bu tarz bir deneme olmayacak.

Öte yandan, böyle bir hükümet kurulsa dahi, yürütme fonksiyonunun işletilebilmesi için AKP’nin sürekli tavizler vermesi gerekir. Daha da önemlisi, bu senaryoda muhalefetten gelecek yalnızca 276 oy bile hükümetin düşmesi için yeterli olacak. Bu senaryo, en kısa zamanda erken seçime gidilmesinin de önünü açacağından, piyasalarda yine olumlu karşılanması güç.

Erken Seçim Olursa Ne Olur?

Eğer partiler yukarıdaki senaryoların hiçbirinde uzlaşamaz ve bir hükümet kurulamaz ise erken seçim kaçınılmaz olur. Bu, piyasa açısından olumsuz bir senaryo, çünkü belirsizlik daha da uzun bir zamana yayılmış olacak.

Siyasi Ortam Ekonomiye Nasıl Yansıyacak?

Tek parti iktidarının hâkim olduğu 13 yılın ardından, daha farklı bir siyasi ortama girmiş bulunuyoruz.

Siyasetteki bu belirsizlikler, önümüzdeki dönemde şüphesiz Türkiye ekonomisi üzerinde baskı yaratıp, yurtiçi aktivitenin daha da zayıflamasına yol açabilir.

 Gelişmeler 2015 büyümesini olumsuz etkileyebilir, ancak asıl önemli olan mesele önümüzdeki 5 yılda ülkenin büyüme seyri. Siyasi belirsizliğin daha da uzun vadeye yayılması, Türkiye’nin çok ihtiyacı olan yapısal reformların da sürüncemede kalmasına yol açabilir.

 Eğer tüketici ve yatırımcı güveni sağlanırsa, daha yüksek bir büyümenin gerçekleşmesi muhtemel. Ancak uzun vadede Türkiye’nin büyüme modelinde ciddi yapısal sorunlar var. Bir koalisyon hükümetinin Türkiye’nin yapısal sorunlarını çözebilme ve reform kararlarını alabilme kabiliyetini sınırlı buluyoruz.

 Ayrıca 2015 son çeyreği sonrasında, FED’in faiz artırım sürecine gireceği beklentisini unutmamak lazım. Türkiye bu döneme siyasi çalkantılar eşliğinde girer ise piyasalarımızın orta vadede de benzerlerine göre daha kötü performans göstermesi beklenebilir.

Önümüzdeki günlerde, siyasi gelişmelerin seyrinin ne yönde olacağı belirsiz. Bu da ister istemez makroekonomik tahminlerimizde revizyon yapmamızı geciktiriyor. Şu aşamada gelişmelerin nasıl sonuçlanacağını bekleyip, ona göre revizyona gitmeyi tercih ediyoruz.

(4)

Koalisyon dönemlerinde piyasaların nasıl hareket ettiğine ve içinde bulunduğumuz dönemde bahsettiğimiz Hükümet kurulması veya erken seçim olasılıklarına göre değerlemeler ve teknik analiz bazında BİST’de nasıl bir seyir izlenebileceğine dair 11 Haziran tarihli “7 Haziran Genel Seçimlerinin ardından, BIST’te izlenmesi gereken seviyeler…”

analizimize http://www.garantiyatirim.com.tr/arastirma/BIST_110615.pdf linkinden ulaşabilirsiniz.

(5)

Saygılarımızla,

Garanti Yatırım Araştırma www.garantiyatirim.com.tr

UYARI NOTU

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Veri ve grafikler güvenirliliğine inandığımız sağlam kaynaklardan derlenmiş olup, yapılan yorumlar sadece GARANTİ YATIRIM MENKUL KIYMETLER A.Ş.’nin görüşünü yansıtmaktadır. Bu bilgiler ışığında yapılan ve yapılacak olan ileriye dönük yatırımların sonuçlarından Şirketimiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Ayrıca, Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.'nin yazılı izni olmadıkça içeriği kısmen ya da tamamen üçüncü kişilerce hiç bir şekil ve ortamda yayınlanamaz, iktisap edilemez, alıntı yapılamaz, kullanılamaz. İleti, gönderilen kişiye özel ve münhasırdır. İlave olarak, bu raporun gönderildiği ve yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda kullanıldığı ülkelerdeki yasal düzenlemelerden kaynaklı tüm talep ve dava haklarımız saklıdır.

Bu maili artık almak istemiyorsanız lütfen Konu kısmına "Üyelikten Çıkmak İstiyorum" yazarak bize geri gönderin.

Referanslar

Benzer Belgeler

Geç preterm bebeklerde TTN, RDS, pnömoni, PPH, apne, solunum sıkıntısı, mekanik ventilasyon ve surfaktan kullanım ihtiyacına neden olan meka- Tablo-1: Geç sakküler evre

17 Biz çalışmamızda daha önce herpetik keratit geçiren ve LASİK olan hastada geç dönem gelişen diskiform endotelitis kliniğinin topikal kortikosteroide olan

Doğum eylemi sona erdikten (bebek, plasenta ve membranlar doğduktan) sonra başlayan ve gebelik sırasında kadın vücudunda oluşan değişikliklerin hemen hemen gebelik

• Gereği için; “Ek”ten sonra not varsa “Not” tan sonra iki satır; bu bölümler yoksa imza bölümünden sonra yaklaşık 4 satır boşluk bırakılarak sol marjdan başlanarak

Ko¾uyolu ekibi taraf›ndan kalp transplantasyonu sonras› akut rejeksiyon ile enfeksiyonlar›n erken tan›s›nda ve tedavinin yönlendirilmesinde sitoimmünolojik

Biz de bu çalışmamızda stent yerleştirirken yüksek atmosferli balon şişirmeleri uyguladık ve daha son- rada tüm olgulara I ay boyunca ticlopidin ve aspirin

sında geçici aritmiler genellikle olmaktadır. Bunlar, balon şişirildiği ndc ckstrasistollcr ve balon indiril- diktcn son ra da geçici bradikardilerdir. Bunların

Yalnız bir kez daha ordunun tehditkar gücünü gün yüzüne çıkaran güncel anayasa krizi değil, aynı zamanda Türk halkı arasında gittikçe azalan AB üyeliği özlemi