• Sonuç bulunamadı

MAHKEME KARARI. Başvuru No: KI 55/11. Başvurucu. Fatmir Pireci

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "MAHKEME KARARI. Başvuru No: KI 55/11. Başvurucu. Fatmir Pireci"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Priştine, 16 Temmuz 2012 Nr. Ref.: AGJ277/12

MAHKEME KARARI

Başvuru No: KI 55/11

Başvurucu Fatmir Pireci

Prizren Bölge Mahkemesi’nin Ac. nr. 518/2010 sayı ve 26 Kasım 2010 tarihli kararının anayasal denetim başvurusu

KOSOVA CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

Aşağıdaki yapıdadır:

Enver Hasani, Başkan Kadri Kryeziu, Başkanvekili Robert Carolan, Üye

Altay Suroy, Üye Almiro Rodrigues, Üye Snezhana Botusharova, Üye Ivan Čukalović, Üye

Başvurucu

1. Başvurucu, Prizren mukimi Bay Fatmir Pireci’dir.

(2)

İtiraz edilen karar

2. Başvurucu, kendisine 17 Aralık 2010 tarihinde teslim edilen Prizren Bölge Mahkemesi’nin Ac. nr. 518/2010 sayı ve 26 Kasım 2010 tarihli kararına itiraz etmiştir.

Başvurunun konusu

3. Başvurucu, Kosova Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’ne (bundan sonra: “Mahkeme”) 22 Nisan 2011 tarihinde yaptığı başvuru ile Prizren Bölge Mahkemesi’nin Ac. nr.

518/2010 sayılı kararı hakkında anayasal uygunluk denetimi talebinde bulunmuştur.

4. Başvurucu, itiraz edilen kararla Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın (bundan sonra:

“Anayasa”) 21. maddesi [Genel Esaslar]ve 49. maddesi [çalışma ve Mesleği İcra Etme Hakkı] ile güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Hukuki dayanak

5. Anayasa’nın 113.7 maddesi, 03/L-121 sayı ve 15 Ocak 2009 tarihli Kosova Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Hakkında Yasa’nın (bundan sonra: “Yasa”) 22.

maddesi ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (bundan sonra: “İçtüzük”) 56.1. kuralı.

Başvurunun Mahkeme’deki seyri

6. Başvurucu 22 Nisan 2011 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur.

7. Mahkeme Başkanı’nın GJR 55/11 sayı ve 28 Nisan 2011 tarihli kararıyla Üye Gjyljeta Mushkolaj raportör yargıç olarak görevlendirilmiştir. Başkan’ın aynı tarih ve KSH 55/11 sayılı kararıyla Üye Robert Carolan başkanlığında üyeler Almiro Rodrigues ve Iliriana Islami’den oluşan Ön İnceleme Heyeti belirlenmiştir. Üye Gjyljeta Mushkolaj’ın görev süresi 26 Haziran 2012 tarihinde dolduğundan Başkan’ın GJR KI 55/11 sayı ve 2 Temmuz 2012 tarihli kararıyla daha önce atanmış olan raportör yargıç değiştirilerek yerine Üye Kadri Kryeziu atanmıştır. Mahkeme Başkanı’nın aynı tarih ve KSH 55/11 sayılı kararıyla 26 Haziran 2012 tarihinde görev süresi dolan Üye Iliriana Islami yerine Ön İnceleme Heyeti üyeliğine Üye Altay Suroy tayin edilmiştir.

8. Mahkeme 26 Mayıs 2011 tarihinde Prizren Bölge Mahkemesi’ne başvurunun yapıldığını bildirmiştir.

9. Mahkeme 21 Haziran 2011 tarihinde Başbakanlık, Meclis Başkanlığı ve Bağımsız Denetleme Kurulu’na (bundan sonra: BDK) gönderdiği yazılarında şu soruları yöneltmiştir:

“…

a. Bağımsız Denetleme Kurulunun 49/08 sayı ve 25 Haziran 2008 tarihli kararının Prizren Belediyesince uygulanmadığı konusunda başvurucu tarafından bilgilendirildiniz mi?

b. Bağımsız Denetleme Kurulunun 49/08 sayı ve 25 Haziran 2008 tarihli kararının Prizren Belediyesince uygulanmadığı konusunda başvurucu tarafından bilgilendirildikten sonra 2001/36 sayılı Kosova Memuriyet Hizmetlerine İlişkin UNMIK Yönetmeliği değişikliği hakkında 2008/12 sayılı Yönetmeliğe göre hangi tedbirleri aldınız?

(3)

c. Başvurucuya Bağımsız Denetleme Kurulunun 49/08 sayı ve 25 Haziran 2008 tarihli kararla verilen hakların gerçekleştirilmesi amacıyla 2001/36 sayılı Kosova Memuriyet Hizmetlerine İlişkin UNMIK Yönetmeliği değişikliği hakkında 2008/12 sayılı Yönetmelik ve 03/L-192 sayılı Kosova Memuriyet Hizmetleri Bağımsız Denetleme Kurulu Hakkında Yasaya göre BDK Kararları nasıl uygulanır?

…”

10. BDK’nin 27 Haziran 2011 tarihinde gönderdiği cevabında başvurucunun BDK kararının uygulanmadığını bildirdiği ve bu bilgiyi Meclise de ilettiğini belirtmiştir.

BDK devamında kendi kararlarının uygulanması gerektiğini, başka bir deyişle ilgili mahkemelerce icra usullerine tabi tutulmaları gerektiğini belirtmiştir. Bundan başka BDK, Priştine Belediye Mahkemesinin İcra Usulleri Yasasının 28.1 ile BDK Yasasının 13, 14 ve 15.4 maddelerine dayanarak icra önerisini onadığı bir karar nüshasını (E. nr.

1150/10 sayı ve 14 Ocak 2011 tarihli) da teslim etmiştir.

11. Mahkeme, 1 Temmuz 2011 tarihinde başvurucudan kararın teslim alındığını gösteren teslim tesellüm belgesini sunmasını talep etmiştir. Başvurucu belgeyi 13 Temmuz 2011 tarihinde sunmuştur.

12. Mahkeme’nin talebine cevaben 5 Temmuz 2011 tarihinde Meclis, Başbakanlığa konuyla ilgili rapor gönderdiğini ve BDK kararının uygulanmadığı tespitinde bulunduğunu belirtmiştir.

13. Başbakanlığın Mahkeme’ye 12 Temmuz 2011 tarihinde gönderdiği cevabında BDK ile başvurucuya BDK kararının uygulanması gerektiğini bildirdikleri belirtilmiştir.

14. Mahkeme 9 Temmuz 2012 tarihinde danışarak başvuru hakkında oylama yapmıştır.

Olgularının özeti

15. Kosova Belediyelerinin Özerk Yönetimine İlişkin 2000/45 sayılı UNMIK Yönetmeliğinin değiştirilmesi hakkında 2007/30 sayılı UNMIK Yönetmeliğiyle (bundan sonra: “2007/30 sayılı UNMIK Yönetmeliği”) “İcra Müdürlüğü” makamı öngörülmediğinden Prizren Belediyesi Genel İdare Müdürlüğü Personel Dairesi 31 Ocak 2008 tarihinde 01/118-374 sayılı kararla başvurucunun iş sözleşmesini feshetmiştir. Başvurucu bu karara karşı Prizren Belediyesi İtiraz Heyetine itiraz etmiştir.

16. Başvurucunun itirazı İtiraz Heyeti tarafından reddedilerek başvurucunun iş ilişkisinin kesilmesine ilişkin karar onanmıştır (01/118-496 sayılı karar). Başvurucu bu karara karşı BDK nezdinde itiraz başvurusunda bulunmuştur.

17. BDK 25 Haziran 2008 tarihinde başvurucunun itirazını kabul ederek işverene başvurucunun işyerine iadesini emretmiştir (49/08 sayılı karar). BDK, Kosova Memuriyet Hizmetlerine İlişkin 2001/36 sayılı UNMIK Yönetmeliğinin değiştirilmesi hakkında 2008/12 sayılı UNMIK Yönetmeliğinin (bundan sonra: “2008/12 sayılı UNMIK Yönetmeliği”) makamın lağvı neticesinde iş sözleşmesinin halen geçerli olduğu durumlarda sözleşme feshini öngörmediğini belirtmiştir. BDK, ancak sözleşme süresi dolduktan sonra makamın lağvına dayanarak işverenin süreyi uzatmayabileceği gerekçesini bildirmiştir. Başvurucunun sözleşmesi halen geçerli olduğundan bu vakada olaylar bu şekilde gelişmemiştir. BDK kararı nihaiydi.

(4)

18. Başvurucu Kosova Cumhuriyeti Meclisi ve Başbakanlığına BDK Kararının Prizren Belediyesince dikkate alınmadığını bildirmiştir.

19. Kosova Meclisi 13 Kasım 2008 tarihinde başvurucuya Prizren Belediye Mahkemesinde adli işlem başlatmasını tavsiye etmiştir.

20. Prizren Belediye Mahkemesi 30 Nisan 2010 tarihinde aldığı AC. nr. 518/2010 sayılı kararla başvurucunun BDK Kararının icrasına ilişkin talebini reddetmiştir. Belediye Mahkemesi, BDK kararının İcra Usulleri Yasasının öngördüğü nakdi meselelerle ilgisi olmayan idari bir karar olduğunu belirtmiştir. Netice itibariyle BDK kararı Belediye Mahkemesinin icra etmeye yetkisi olmadığı, 2008/12 sayılı UNMIK Yönetmeliğine göre bu yetkinin BDK kararlarının irca yetkisi kendinde olduğu belirtilmiştir.

21. Başvurucunun bu karara karşı yaptığı itirazı Bölge Mahkemesi reddederek Belediye Mahkemesinin AC.nr. 518/2010 sayılı kararını onamıştır.

Başvurunun kabul edilirliğinin değerlendirilmesi

22. Başvurucunun başvurusu hakkında bir karara varabilmek için Mahkemenin öncelikle Anayasa’da belirlenip Yasa ve İçtüzük’te ayrıntılı olarak açıklanan kabul edilirlik koşullarının yerine getirilip getirilmediğini görüşmesi gerekir.

23. Mahkeme, öncelikle başvurucunun Mahkeme’ye başvurmak için Anayasa’nın 113.7 maddesinde belirtildiği şekilde yetkili bir taraf olup olmadığını belirlemek durumundadır. Söz konusu madde şöyledir: Yasalarla belirlenen tüm yasal yollar tükendikten sonra bireyler, kamu otoriteleri tarafından kendi bireysel hak ve özgürlükler ihlal edildiğinde dava açma haklarına sahiptirler. Bu anlamda başvuru bir birey tarafından yapılmıştır. Başvurucu gerçek kişi olup Anayasa’nın 113.7 maddesine (bireysel başvuru) göre yetkili taraftır.

24. Başvurucunun yasal süre içerisinde başvurma konusunda Yasa’nın 49. maddesinde belirtilen kabul edilirlik koşullarını da yerine getirdiğini kanıtlaması gerekir. Son yargı kararı olan Prizren Bölge Mahkemesi’nin Ac. nr. 518/2010 sayı ve 16 Kasım 2010 tarihli kararının başvurucuya 17 Aralık 2010 tarihinde teslim edilmiştir.

Başvurucu ise 22 Nisan 2011 tarihinde başvurmuş olup Yasa’nın 49. maddesine göre Mahkeme’ye başvurmak için gerekli olan yasal süreye riayet etmiştir.

25. Bundan başka İcra Usulleri Yasasının 12 ve 14. maddelerine göre Prizren Bölge Mahkemesi “icraya ilişkin davalarda son mercidir.” Netice itibariyle başvurucu, Kosova’da yürürlükte olan mevzuata göre tüm kanun yollarını tüketmiştir.

26. Dahası Mahkeme, başvurucunun Yasa’nın 48. maddesinde talep edilen koşuları yerine getirdiğini tespit etmiştir. Söz konusu madde şöyledir: Başvurucu, başvurusunda ihlal edildiği iddiasında bulunduğu hak ve özgürlüğünü açıkça belirtmek ve kamu otoritesinin hangi somut hükmüne itiraz etmek istediğini açılamak durumundadır. Mahkeme bu doğrultuda başvurucunun İcra Usulleri Yasasının 24. maddesi [İcra Yetkisi] b) fıkrasından kaynaklanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürdüğünü tespit etmiştir. Söz konusu madde şöyledir:

Madde 24 [İcra Makamları]

24.1 İcra hakları aşağıdakiler gibidir:

[…]

(5)

b) […] idari usul ve idari uzlaşmalarda verilen icra kararı. Bkz. Karar Eki

27. Mahkeme, başvurucunun yetkili taraf olup Mahkeme’ye başvurmak için süreye ilişkin kıstasları yerine getirdiği, tüm kanun yollarını tükettiği ve iddia edilen ihlalleri açıkça belirterek ihlali işleyen kamu otoritesini de açıkladığından başvurucunun tüm kabul edilirlik koşullarını yerine getirdiğini tespit etmiştir.

Başvuru hakkında anayasal denetim

28. Başvurunun kabul edilirlik usulüne ilişkin kıstaslar yerine getirildiğine göre Mahkeme, başvuru esasının incelemesine geçebilir.

29. Başvurucunun başvurusunda Prizren Belediye Mahkemesinin BDK kararının icrasızlığına ilişkin onayan Prizren Bölge Mahkemesinin Ac. nr. 518/2010 sayı ve 26 Kasım 2010 tarihli kararına itiraz etmiştir.

30. Mahkeme BDK’nin 25 Haziran 2008 tarihinde başvurucunun itirazını kabul ederek işverene başvurucunun işyerine iadesini emrettiğini tespit etmiştir (49/08 sayılı karar). BDK, Kosova Memuriyet Hizmetlerine İlişkin 2001/36 sayılı UNMIK Yönetmeliğinin değiştirilmesi hakkında 2008/12 sayılı UNMIK Yönetmeliğinin (bundan sonra: “2008/12 sayılı UNMIK Yönetmeliği”) makamın lağvı neticesinde iş sözleşmesinin halen geçerli olduğu durumlarda sözleşme feshini öngörmediğini belirtmiştir. BDK, ancak sözleşme süresi dolduktan sonra makamın lağvına dayanarak işverenin süreyi uzatmayabileceği gerekçesini bildirmiştir. Başvurucunun sözleşmesi halen geçerli olduğundan bu vakada olaylar bu şekilde gelişmemiştir. BDK kararı nihaiydi.

31. BDK, 22 Aralık 2001 tarih ve 2001/36 sayılı Kosova Memuriyet Hizmetlerine İlişkin UNMIK Yönetmeliği esasınca 2004 yılının Eylül ayında kurulmuştur. Bkz. bu Kararın Eki.

32. BDK’nin görev ve sorumlulukları daha sonraki dönemde Kosova Cumhuriyeti Anayasası’nın 101.2 maddesi [Kamu Görevi] ile tekrar teyit edilmiştir. Söz konusu madde şöyledir: Kamu göreviyle ilgili bir Bağımsız Denetleme Kurulu, kamu görevini düzenleyen ve Kosova halkı çeşitliliğini yansıtan kural ve ilkelere uyulmasını güvenceye bağlar […].

33. Kosova Meclisi tarafından 15 Temmuz 2010 tarihinde kabul edilen 03/L-192 sayılı Kosova Kamu Görevleri Hizmetleri Bağımsız Denetleme Kurulu Yasasının 3. maddesi Anayasa’nın 101.2 maddesinin uygulanması anlamında şöyledir: Bağımsız bir organ konumunda olan Kurul, kamu görevlileri – devlet memurları tarafından gelen itiraz ve itirazların çözümlenmesinde ve Kosova Cumhuriyeti’nde Kamu Hizmetleriyle ilgili tüm kural ve ilkelerin düzenlenmesine yardımcı olan bir organdır ve kendi çalışmaları hakkında doğrudan Kosova cumhuriyeti Meclisine rapor sunar. Bkz Karar Eki

34. Mahkeme BDK kararlarının idari usulde uygulanabilir nihai kararlar olduğunu ve BDK kararlarına karşı yapılan itirazların 14. madde uyarınca [itiraz Hakkı] yürütmeyi durdurmadığını tespit etmiştir. Bundan başka 2001/36 sayılı Kosova Memuriyet Hizmetlerine İlişkin UNMIK Yönetmeliği değişikliği hakkında 2008/12 sayılı Yönetmeliğinin 11. maddesi [İtirazlar] şunu öngörmüştür: “Kurul kararları, yürürlükteki mevzuata göre adli incelemeye tabi tutulan kesinleşmiş idari kararlardır”. Bkz Karar Eki

(6)

35. Bununla ilgili olarak Mahkeme, Prizren Belediyesinin kararın yetkili mahkemece görüşülmesi için başvuruda bulunmayarak BDK kararıyla yasal süre dolduktan sonra kararın yürütümüne ilişkin sorumluluğu üstlendiğini tespit etmiştir.

36. Bundan başka BDK, 27 Haziran 2011 tarihinde Mahkeme’ye gönderdiği cevabında kendi kararlarının uygulanması gerektiğini, aksi halde yetkili mahkemelerce icrası için icra usulünün başlatılması gerektiğini bildirmiştir. Bundan başka BDK, Priştine Belediye Mahkemesinin İcra Usulleri Yasasının 28.1 ile BDK Yasasının 13, 14 ve 15.4 maddelerine dayanarak icra önerisini onadığı bir karar nüshasını (E. nr. 1150/10 sayı ve 14 Ocak 2011 tarihli) da teslim etmiştir. Bkz Karar Eki

37. Mahkeme, Başbakanlığın da gönderdiği cevabında BDK kararının uygulanmış olması gerektiğini ve Meclis’in 13 Kasım 2008 tarihinde başvurucuya gönderdiği cevapta BDK kararının icrası için Prizren Belediye Mahkemesine başvurması önerildiğini de tespit etmiştir.

38. Bu hukuki durumu dikkate almaksızın Prizren Bölge Mahkemesi 26 Kasım 2010 tarihinde çıkarttığı Ac. nr. 518/2010 sayılı kararla Belediye Mahkemesinin 30 Nisan 2010 tarihli kararı onanıp başvurucunun 25 Haziran 2008 tarihli BDK kararının uygulanmasına ilişkin talebini reddetmiş ve 03/L-008 sayılı Yasanın 23. maddesi [İcra Yetkisi] uyarınca BDK Kararının işyerine iade için icra gücü olan karar olmadığını değerlendirmiştir. Bkz Karar Eki

39. Mahkeme, yukarıda belirtilen olgulardan başvurucunun Kosova’da yürürlükteki mevzuatın sunduğu tüm kanun yollarından yararlanarak BDK kararının uygulanması yönünde tüm gayretleri sarf ettiğini, ancak tüm gayretlerine rağmen başvurucunun talep ettiği şekilde yetkili belediye makamları ve mahkemelerce kararın uygulanmadığını değerlendirmiştir.

40. Prizren Belediyesinin yetkili mahkemelere başvurarak adli inceleme talebinde bulunmadığı için BDK kararı kesinleşerek başvurucunun talebi doğrultusunda Prizren Belediyesi ve yetkili mahkemelerin icrayı yerine getirmemeleri sonucunda Kosova’da yürürlükte olan mevzuata göre yasal yükümlülüklerini hiçe saymışlar, bu şekilde Kosova’da hukuk düzeninin temeli olan hukukun üstünlüğü ilkesi ihlal edilmiştir.

41. Bu başvurunun sadece İcra Usulleri Yasasının 24. maddesi [İcra Yetkisi] anlamında değil, Anayasa’nın 31. maddesi [Adil ve Tarafsız yargılanma Hakkı] ve devletlerin yargı ve diğer kamu organlarında hakların eşit korunmasını güvence altına alan 13.

maddeyle [Etkin Başvuru Hakkı] ilgili olarak 6. maddeyle [Adil yargılanma Hakkı]

ilgili meseleleri de gündeme getirmiştir.

42. Mahkeme, herhangi bir mahkeme tarafından alınan kararın icrasının adil yargılanma hakkının bir parçası olduğunu, bu hakkın yukarıda belirtilen maddelerle güvence altına alındığını değerlendirmiştir (bkz. Hornsby v. Yunanistan davası, 19 Mart 1997 tarihli karar, 1997-II Raporları, s. 510, madde 40). Bu davada başvurucunun lehine çıkan bir nihai karardan kazanılan bir haktan mahrum bırakılmaması gerekirdi. Bir davanın gözden geçirilmesi ve yeniden görüşülmesi amacıyla kararın uygulanmayışını hiçbir organ haklı gösteremez (bkz. Başvuru no: 48553/99 Sovtranstvo Holding v. Ukrayna davası, AİHM 2002-VIII kararı, 72. madde ve 52854/99 sayılı Ryabylkh v. Rusya davası, AİHM 2003-IX kararı 52. madde). Öyle ki yetkili organların hukuk ve uygulama anlamında etkin olan kararların gereksiz gecikmeler olmaksızın uygulanmasını sağlayacak bir sistem kurma yükümlülüğü vardır (bkz. 21839/03 sayılı Pecevi v. Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya

(7)

davası 6 Kasım 2008 tarihli kararı; 22731/02 sayılı Martinovska v. Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya davası 25Eylül 2006 tarihli karar).

43. Bundan başka Mahkeme, mevcut başvurunun Anayasa’nın 54. maddesi anlamında da meseleleri gündeme getirdiğini de değerlendirmiştir. Söz konusu madde şöyledir:

“Herkesin, bu anayasa ve yasayla güvenceye bağlanmış hakların ihlali veya yok sayılması durumunda yargı yoluyla koruma ve böyle bir hakkın ihlali tespit edildiği durumda etkin yasal araçlara başvurma hakkı vardır.”

44. Mahkeme bu anlamda BDK’nin başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ilişkin tespitte bulunup kesinleşmiş karar aldıktan ve bu karar icra edilebilir olduktan sonra Prizren Belediyesinin BDK kararının icrasını reddetmesinden dolayı başvurucunun etkili kanun yoluna başvuru hakkı doğmuş olduğunu belirtir. Her halükarda, yukarıda belirtildiği şekilde Belediye Mahkemesi ile Bölge Mahkemesinin yasal yükümlükleri olduğu halde BDK kararını yürütmeyi reddetmişlerdir.

45. İlgili kurumlar BDK’nın 25 Haziran 2008 tarihli kararını uygulamayarak Anayasa’nın 54. madde ve AİHS’nin 13. madde hükümlerini tüm yararlı etkilerinden mahrum etmişlerdir.

46. AİHS’nin 13. maddesi şöyledir:

“Bu sözleşmede tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, ihlal fiili resmi görev ifa eden kimseler tarafından bu sıfatlarına dayanılarak yapılmış da olsa, durumun düzeltilmesi için ulusal bir makama başvurma hakkına sahiptir.”

47. Mahkeme bu koşularda, Anayasa ve AİHS’nin yukarıda zikredilen maddeleriyle güvence altına alınan adil ve etkili yargılanma hakkının ihlal edildiğini ve BDK’nin 49/08 sayı ve 25 Haziran 2008 tarihli kararının icra edilmesi gerektiğini tespit etmiştir.

(8)

BU SEBEPLERDEN DOLAYI

Yasa’nın 20. maddesi ve İçtüzüğün 56.(1) kuralına dayanarak Anayasa Mahkemesi’nin 9 Temmuz 2012 tarihinde yapılan duruşmasında oybirliğiyle:

I. Başvurunun kabul edilir olduğuna;

II. Anayasa’nın 54. maddesi ve AİHS’nin 13. maddesini ihlal eden Prizren Bölge Mahkemesi’nin Ac. nr. 518/2010 sayı ve 26 Kasım 2010 tarihli kararının hükümsüz ilan edilmesine;

III. Mahkeme İçtüzüğü’nün 74 (1) kuralı uyarınca Prizren Bölge Mahkemesi’nin Ac.

nr. 518/2010 sayı ve 26 Kasım 2010 tarihli kararının yeniden görüşülmesi için Prizren Bölge Mahkemesi’ne iadesine;

IV. İçtüzüğün 63 (5) maddesi gereğince Anayasa Mahkemesi kararının uygulanması yönünde aldığı tedbir hakkında Prizren Bölge Mahkemesi’nin Anayasa Mahkemesi’ni bilgilendirmesi gerektiğine karar verilmiştir.

V. İşbu karar Yasanın 20.4 maddesi uyarınca taraflara bildirilip Resmi Gazetede yayımlanır.

VI. Karar derhal yürürlüğe girer.

Raportör Yargıç Anayasa Mahkemesi Başkanı

Kadri Kryeziu, imza Prof. Dr. Enver Hasani, imza

(9)

İdari ve yargı kararlarının uygulanması usullerine ilişkin ilgili yasal hükümler:

2 Haziran 2008 tarihli İcra Usulleri Yasası (No: 03/L-008)

İcra Usulleri Yasası ile öngörülen yasal kurallar, uygulama usulleri ve kararların güvenliği düzenlenmiştir.

Madde 1

“…

1.1 İşbu Yasa tarafınca, özel bir yasa ile aksi öngörülmediği takdirde, ona bağlı olarak icra hakları (icra usulleri) esasları gereksinimlerinin gerçekleştiği mahkeme usullerine ilişkin kurallar belirlenir.

1.2 İşbu Yasa hükümleri, belirtilen bu tür icra ile ilgili olarak bir diğer organ yargılama yetkisinin bir yasa ile öngörüldüğü durumları dışında, aynı zamanda parasal yükümlülüklerin öngörüldüğü idari ve hafif suçlar usulleri kararlarında verilen icra için de uygulanır.

…”

Madde 24 [İcra Hakkı]

“…

24.1 İcra hakları aşağıdakiler gibidir:

a) mahkeme icra kararı ve icra mahkeme uzlaşması;

b) parasal yükümlülükle ilgili olması ve yasa ile bir başka durumun öngörülmesi halinde, idari usul ve idari uzlaşmalarda verilen icra kararı;

c) noter icra belgesi;

d) yasa ile icra belgesi olarak adlandırılan diğer bir belge.

…”

Madde 26 [Kararın Uygulanabilirliği]

“…

26.3 İdari usulde verilen karar, böyle bir usulün düzenlendiği kurallara uygun bir şekilde gerçekleşmesi halinde icra edilebilir hal alır.

…”

Madde 294 [İsçinin işyerine geri çevrilmesi durumunda verilen parasal tazminat]

“…

294.1 İsçinin işyerine geri çevrilmesi önergesinde bulunan icraat alacaklısı, işçinin işyerine geri çevrilmesi ile ilgili kararın geçerlilik kazandığı günden itibaren işyerine geri çevrildiği güne kadar ödenen aylık gelirler adına, ödeneklerin işveren tarafından para tutarının verilmesini belirleyen kararnamenin mahkeme tarafından getirilmesini isteme hakkına sahiptir. Aynı kararname ile mahkeme,

(10)

…”

2001/36 sayılı Kosova Memuriyet Hizmetlerine İlişkin UNMIK Yönetmeliği değişikliği hakkında 2008/12 sayı ve 27 Şubat 2008 tarihli Yönetmeliği

Madde 11 [İtirazlar]

“…

“Kurul kararları, yürürlükteki mevzuata göre adli incelemeye tabi tutulan kesinleşmiş idari kararlardır”.

…”

03/L-192 sayı ve 15 Temmuz 2010 tarihli Kosova Kamu Görevlileri Hizmetlerine İlişkin Bağımsız Denetleme Kurulu yasası

Madde 13 [Kurul Kararları]

“…

Kurul tarafından alınan kararname, nihai bir idari kararnameyi oluşturur ve işverenin personel yüksek görevlisi ya da en yüksek yetkili idare makamı, ya da itiraz eden taraf ile ilgili ilk kararnameyi alan sorumlu görevlisi tarafından yerine getirilir. Kararnamenin teslim alınmasından itibaren on beş (15) günlük bir zaman dilimi içerisinde onun gerçekleştirilip yerine getirilmesi gerekir.

…”

Madde 14 [İtiraz Hakkı]

“…

Kurul tarafından alınana kararname ile memnun olmayan ve Kurulun aldığı söz konusu kararının kanuna aykırı olduğu görüsünde olan taraf, kararnamenin tebligat yolu ile ibraz edildiği tarihten itibaren otuz (30) günlük bir zaman dilimi içerisinde yetkili bir mahkemede idari bir dava süreci için başvuru yapabilir.

Mahkemede idari davanın başlatılması, Kurul kararının yerine getirilmesi için engel değildir.

…”

Madde 15 [Kurul tarafından alınan kararların yerine getirilmediği durumda izlenecek usul]

“…

1. Kurul tarafından alınan kararın ilgili kurumun sorumlu kişisi tarafından yerine getirilmemesi, Kosova Cumhuriyeti Kamu Hizmetler Personeli – Devlet Memurları Kanun ile öngörülen görevlerin ciddi bir ihlalini oluşturur.

2. Bir kurum ve kurulusun yetkili sorumlusu Kurul tarafından alınan bir

(11)

durumda, bahsedilen kararname ile belirlenen uygulama süresinin tamamlanmasından sonra on beş (15) günlük bir zamanın geçmesi halinde, Kurul, düzenleyeceği yazılı bir bildiri ile Başbakana ve bu icra işlemini yerine getirmesi gereken sorumlunun doğrudan doğruya amirine bilgi verir.

3. İşbu madenin 2. fıkrası esasınca bildirinin sunulması istemi, icra işlemi için sorumlu olan sorumlu yönetici kişiye karsı disiplin prosedürünün açılması anlamına da gelir ve böyle var sayılır ve bu süreç Kosova Cumhuriyeti Kamu Hizmetler Personeli – Devlet Memurları Kanunu ile öngörülen hüküm ve kurallara uyacak şekilde yerine getirilir.

4. Bahsedilen bu kararın yerine getirilip icra edilmesi süresinden itibaren otuz (30) günlük bir zaman dilimi içerisinde, ilgili taraf, bunu yerine getirmeyen kurum ve onun yönetici personeline karsı, belediyenin yetkili mahkemesine başvurup bir icra süreci başlatabilir ve bu gelimse yüzünden ileri gelen maddi zarar ve maddi olmayan zararları geri ödenmesini – tazmin edilmesini talep edebilir. Eğer yetkili mahkeme, bununla ilgili durumsa sırasında, kararnamenin yerine getirilmesine itiraz eden isçiyi (tarafı) haklı bulursa, ayrıca almadığı maaş ve gelirlerin geri ödenmesi, mahkeme masrafları ve diğer olası masraflarının da telafi edilmesi konusunda da karar alırsa, bu kuruluşta icra görevinde sorumlu olan kişi kanuna göre bu kurulusu maddi zarar sokması yüzünden de sorumluluk taşır.

5. Kurul tarafından alınan ancak icra edilip gerçekleşmeyen kararnameyle hakkında Kosova Cumhuriyeti Meclisine yazılı bir rapor gönderip olay hakkında bilgi vermesi gerekir.

…”

Referanslar

Benzer Belgeler

Mahkeme, Yüksek Mahkeme’nin itiraz konusu kararla başvurucunun eski bir çalışının iş ilişkisinin kesilmesine ilişkin kararının iptali hakkında ilk ve ikinci derece

Mahkeme bu çerçevede başvurucunun kanunla öngörülmüş olan tüm kanun yollarını tükettiğini ve başvurabileceği bir başka kanun yolu olmadığından Kosova Mülkiyet

Öyle ki mahkemenin argümanda gündeme getirilen her hususu ele alması gerekli olmasa da (bkz. paragraf) başvurucuların esas argümanlarına değinilmelidir (bkz. AİHM

Temel Mahkeme buna ilaveten 17/2000 (Sağlık) Yönetim Yönergesinin başvurucunun davasında uygulanmadığını, onun 10 Temmuz 1999 tarihinden itibaren Kosova kamusal

Mitroviça Bölge Mahkemesi’nin Ac.nr.76/11 sayı ve 13 Şubat 2012 tarihli kararının hükümsüz İLANINA ve Anayasa Mahkemesi kararı ve dolayısıyla Skenderay

Bu nedenle Mahkeme, alt derece mahkemelerince başvurucunun uğradığı manevi zararın SIGMA tarafından karşılanması için belirlenmiş olan manevi tazminat tutarının

Söz konusu başvurular KO 40/09 sayılı Imer Ibrahimi ile Kosova Elektrik Kurumunun 49 eski çalışanının Kosova Yüksek Mahkemesinin bireysel kararlarına karşı

Dahası, STK mikro finans kuruluşu (MFK) bir anonim şirket kurmaya karar verdiğinde Bankalar yasası STK mikro finans kuruluşunun kapatılmasını gerektirmeyip açık bir