Serveti Fünûn topluluğunun dağılmasından sonra edebiyat dünyasında bir boşluk meydana gelmiştir.
Topluluğun başkanlığına Faik Ali'yi seçmişlerdir.
Öncelikle oluşturdukları edebî harekete ve topluluğa isim bulma çabasında olmuşlardır.
İlk olarak Ahmet Haşim tarafından teklif edilen Sînâ-yı Emel ismi üzerinde durulmuştur.
Daha sonra ise Faik Ali’nin teklif ittiği Fecr-i Âti ismi topluluğa ad olarak seçilmiştir.
Servet i Fünûn dergisini yayın organı olarak seçmişlerdir.
Fecr-i Âti topluluğunun sözcülüğünü yapan Yakup Kadri, edebiyata bu topluluk içerisinde başlamıştır.
DEDE KORKUT HİKÂYELERİ
Onlara göre genç sanatçıların yetişmeleri için zengin bir kütüphane kurmak gereklidir.
Topluluğun Faik Âli, Celâl Sâhir, Fazıl Ahmet ve Hamdullah Suphi olmak üzere dört başkanı olmuştur.
Topluluktan Ali Canip, Hamdullah Suphi, Celâl Sahir gibi bazı isimler Milli Edebiyat akımına dâhil olmuşlardır.
Edebiyat tarihimizde
yayımlayan ilk topluluktur.
Daha sonra Yedi Meşaleciler ve Garipçiler gibi topluluklar bildiri yayımlamışlardır.
Her edebî topluluk gibi Fecr-i Âti de kendinden önceki edebi anlayışlara tepki duymuştur.
Onları yeteri kadar Batı yanlısı olamamakla suçlamışlardır.
Fakat eleştirdikleri Servet-i Fünûn Edebiyatı üzerine akımına tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Sanat anlayışları özellikle dil ve üslup yönünden Servet-i Fünûn topluluğu ile benzerlik gösterir.
Şiirlerinde son derece ağır ve süslü bir dil kullanmışlardır.
Şiir dili, konuşma dilinden uzaklaştırılmıştır.
Bu dönem şiirinde aruz vezni kullanılmıştır.
Aşk ve tabiat, bu dönem şiirinin başlıca konusu olmuştur.
Aşk konusu, romantik ve duygusal boyutta işlenmiştir.
Doğa tasvirleri de romantik, sübjektif ve çok abartılı olması nedeniyle gerçeklikten uzaktır.
Topluluk üyeleri, şiirlerinde sanatlı söyleyişlere yer vermişler; özellikle simge ve imgeleri sıklıkla
kullanmışlardır.
Topluluk üyeleri şiirde sembolizm, parnasizm ve empresyonizm akımlarından etkilenmişlerdir.
Roman ve hikâyede ise realizm ile natüralizmin etkisinde kalmışlardır.
Servet-i Fünun şiirinde görülen melankoli ve karamsarlık bu dönemde de görülür.
Fecr-i Âti topluluğu Servet-i Fünun’la Milli Edebiyat arasında bir köprü, bir ara dönem olma işlevi
görmüştür.
Şiiri duyulmak için yazan
mensupları şiiri sözden çok musikiye yakın bir tür olarak kabul etmişlerdir.
Bu dönemde tiyatro türüne pek önem verilmemiştir.
Fecr-i Âti döneminde Şahabettin Süleyman, Tahsin
Nahit ve Müfit Ratip gibi sanatçılar teknik yönden zayıf fakat konuşma diline yaklaşan eserler vermişlerdir Fecr-i Âti’ye mensup sanatkârların çoğu daha sonra Milli Edebiyat akımının en hararetli savunucusu
olmuşlardır.
Bu dönemin en büyük
temsilcisi ’dir.
Fecr-i Âti yazarları öykü ve roman türleri dâhil olmak üzere çoğunlukla Servet-i Fünûn çizgisini izlemişlerdir.
Dolayısıyla bu türlerde özellikle dil ve üslup konusunda yapmacıklığa düşmüş ve pek başarılı olamamışlardır.
Bu dönem sanatçılarından Yakup Kadri ve Refik Halit, topluluktan ayrılarak Milli Edebiyat akımının ilkelerini benimsemiştir.
Tahsin Nahit
Cemil Süleyman
Müfit Ratip
Şahabettin Süleyman
Fecr-i Âti'nin en önemli temsilcisi olan şair, topluluk dağıldıktan sonra hiçbir edebî topluluğa katılmamıştır.
İlk şiiri Hayal-i Aşkım 1905’te yayımlanmıştır.
Şiirlerinin başlıca konuları; çocukluk anıları, aşk ve tabiattır.
Kaçış, hayali bir âleme sığınma şiirlerinde dikkat çeken diğer önemli konulardır.
Ahmet Haşim
olarak da tanınır.
Akşam ve hüzün duygusu şiirlerinde iç içe geçer.
Dış dünya, Haşim'in hayal ve iç evreninden geçerek şiirlerine yansır.
Sembolizmden etkilenmiştir.
Şiirlerinde sıklıkla doğa manzaraları görülür.
“Sanat için sanat” anlayışını benimsemiştir.
Sembolistlerin genellikle tercih ettiği “akşam, gurup, şafak, gece, mehtap, yıldızlar, ormanlar, güller" gibi simge ve imgeler üzerinden şiirlerini yazmıştır.
Bütün şiirlerini
yazmıştır.
Toplumsal konularla ilgilenmemiştir.
Şiirlerinde daha çok serbest müstezat nazım biçimini kullanmıştır.
Müzikalite bakımından şiirlerinde uyum görülür.
Düz yazı türlerinde başarılı eserler vermiştir.
Fıkra, sohbet, gezi gibi türlerdeki yazılarında kendine özgü bir üslubu ve özgün görüşleri vardır.
Nesirlerindeki dil, şiirlerine göre sadedir.
olarak nitelendirdiği heceyi şiirin müzikalitesi açısından yetersiz bulmuştur.
Şiirle ilgili görüşlerini, poetikasını “Piyale” adlı şiir
kitabının önsözünde ve "Şiir Hakkında Bazı Mülahazalarda açıklamıştır.
“Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar”ı “Bir Günün Sonunda Arzu" adlı şiirinin çok muğlâk bulunması ile ilgili gelen eleştiriler üzerine görüşlerini ifade etmek için yazmıştır.
“Merdiven”, “O Belde” en ünlü şiirleridir.
Göl Saatleri, Piyale.
Frankfurt Seyahatnamesi.
Gurebahane-i Laklakan, Bize Göre. (Türk Edebiyatı’nda deneme türünün ilk örnekleri olarak
değerlendirilir.)
Eserleri
Fecr-i Âti topluluğu üyelerinden Tahsin Nahit, şair ve oyun yazarıdır.
Şiirleri bireysel konuları içerir.
Genellikle kadın ve aşk konularını işlemiştir.
Eserleri sanat gücü ve edebî bakımından pek güçlü değildir.
Şiirlerinde Ahmet Haşim'in etkisinde kalmıştır.
Tahsin Nahit
, ve şairi
olarak tanınmıştır.
Tiyatroyla da yakından ilgilenmiştir. Fakat tekniği zayıftır.
Fecr-i Âti’den başka bir harekete katılmamıştır.
Rûh-ı Bi-Kayd.
Hicranlar, Jön Türk, Firar, Aşkımız, Sanatkârlar, Ben Başka, Talak, Kırık Mahfaza, Osmanlı Sani, Kösem Sultan.
Eserleri
adlı eseriyle
Fecr-i Âti topluluğu içinde şiirlerini kitap halinde neşreden ilk kişidir.
Fecr-i Âti dışında hiçbir topluluğa dâhil olmamış hem bireysel hem de toplumsal konularda şiirler yazmıştır.
Şiirlerinde Ahmet Haşim’in tesiri açıktır.
Fecr-i Âti döneminde “destansı" yönü ağır basan epik şiirler kaleme almıştır.
Trablusgarp ve Balkan Harbi sırasında yazdığı şiirler şöhretini artırmıştır.
Şiirlerinde istiare ve teşbihlere çok fazla yer vermiştir.
Victor Hugo’nun “Mavi Gözlü Yunan Çocuğu" adlı şiirine karşı yazmış olduğu “Kin” şiiriyle tanınmıştır.
Şiirleri ölümünden sonra hakkında yazılanlarla birlikte basılmıştır.
Kin, Hatay’a Selam, Dev Şarkısı, Hisarlara Karşı, Hâtif Diyor Ki.
Emin Bülent Serdaroğlu
Eserleri
Fecr-i Âti üyeleri arasında tiyatro türünde en başarılı sanatçı olarak kabul edilir.
Döneminde tiyatroda teknik bakımdan en iyi eserleri yazmıştır.
Tiyatroyla ilgili eleştiriler de yazmıştır.
Müfit Ratip
Eserleri
Türkiye’nin
olarak kabul edilir.
Hikâyeleri, piyesleri, tercümeleri, pedagojik ve fikri eserleri, antolojileri, mensureleri ve iki edebiyat tarihi vardır.
Fecr-i Âti'nin kuruluşunda etkin bir rol oynamıştır.
Topluluğun sloganı hâline gelen
sözü ona aittir.
Üslûp bir şahsiyetin, yani ruh ve fikrin eda ile imtizacıdır.
Eserlerinde üsluba önem vermiştir.
Tiyatroları teknik açıdan zayıftır.
Hikâyelerinde kadın, ihtiras, para konu ve temaları dikkat çeker.
Konuşma diline yakın anlaşılır, sade bir dil kullanmıştır.
Eleştiri yazılarıyla öne çıkmıştır.
Şahabettin Süleyman
Edebiyat tarihiyle ilgili eserleri önemlidir.
Fecr-i Âti’den başka bir harekete katılmamıştır.
Köprülüzade Mehmet Fuat ile edebî bilgileri ihtiva eden
“Malumat-ı Edebiyye” adlı bir eser yayımlamıştır.
Fırtına, Aralarında, Karun, Avdet, Aziz Katil, Kül ve Burgu, Çıkmaz Sokak, Yeni İzdivaçlarda, Siyah Süs.
Eserleri
ve adlı
tiyatro eserleri onun ahlak
bozgunculuğuyla suçlanmasına neden olmuştur.
Fecr-i Âti topluluğu içinde hikâye ve romanlarıyla tanınmıştır.
Teknik bakımdan kusurlu olmakla birlikte romanlarında psikolojik tahlilleri başarılıdır.
İnhizam, Siyah Gözler, Kadın Ruhu.
Timsal-i Aşk, Ukde.
Cemil Süleyman
Eserleri
Hikâyelerinde özellikle
yer vermiştir.