• Sonuç bulunamadı

VERGİ KARNESİ SAHİPLERİNİN SOSYAL GÜVENLİK DURUMLARININ AÇIKLANMASI Vakkas DEMİR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "VERGİ KARNESİ SAHİPLERİNİN SOSYAL GÜVENLİK DURUMLARININ AÇIKLANMASI Vakkas DEMİR"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Eylül - Ekim 2011 VERGİ KARNESİ SAHİPLERİNİN SOSYAL GÜVENLİK

DURUMLARININ AÇIKLANMASI

Vakkas DEMİR* I- GİRİŞ:

Ülkemizdeki çalışma ve iş hayatında hem işyerinde çalıştığı için dev- lete kendi vergisini ödeyen hem de işverenin yanında çalıştığı için işve- renden ücret alan vatandaşlarımız bulunmaktadır. Bu durumda olan çalı- şanlarımız uygulamada “vergi karnesi sahipleri” veya “diğer ücretliler”

olarak adlandırılmaktadır.

Vergi karnesi sahiplerinin hangi koşullarda vergiye tabi olacakları ve hangi miktarda vergi ödeyecekleri, Gelir Vergisi Kanunu’nda, Vergi Usul Kanunu’nda ve diğer ikincil vergi mevzuatlarında hüküm altına alınmıştır.

Ancak, vergi karnesi sahiplerinin sigortalılık statülerinin ne olacağı (4/a sigortalılık statüsü veya 4/b sigortalılık statüsü) 5510 sayılı yasada ve bu yasaya istinaden çıkarılan yönetmelik ve genelge gibi ikincil mevzuatlarda açıkça yer almamaktadır.

Bu makale çalışmamızda, çalışma hayatında fiili bir durum olan vergi karnesi sahiplerinin 5510 sayılı yasanın hangi sigortalılık statüsü kapsa- mında sigortalı olmaları gerektiğini açıklamaya ve bu konuda SGK İl Mü- dürlüklerince yapılan uygulamaları izah etmeye çalışacağız.

II- VERGİ KARNESİ SAHİPLERİNİN VERGİ MEVZUATIN- DAKİ DURUMLARI:

Basit usûlde vergi mükellefi olanların yanlarında çalışan kişiler, özel hizmetlerde1 çalışan şoförler, özel inşaat2 sahiplerinin ücretle çalıştırdıkları inşaat işçileri, gayrimenkul sermaye iradı sahibi yanında çalışanlar, Gelir

* SGK Müfettişi

1 Özel hizmetler; kişilerin şahsi ihtiyaçları kapsamında çalıştırılan kişilerin yaptıkları iştir. Yaşlı bir amcanın kendi aracını sürememesi nedeniyle yanında çalışan şoförü örnek verilebilir.

2 Özel inşaat kelimesi; kişilerin kendi mülkleri kapsamında yakınları veya kendi kulla- nımları için inşa ettirdikleri binaları ihtiva etmektedir.

(2)

Eylül - Ekim 2011

Vergisi Kanunu’nun 35 ve 64 üncü maddelerine göre “Diğer Ücretliler”

sayılmaktadır. Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 247 ve 248 inci maddeleri- ne göre, diğer ücret kapsamında vergi lendirilen kişiler, vergi karnesi almak ve kullanmak zorundadırlar.

Diğer ücretli sayılan kişiler, vergi karnesini doldurur, işverene imza- latır ve vergi dairesine verirler. Vergi karnesi sahiplerinin vergisini biz- zat kendileri öderler.3 İşverenleri ödemezler. Basit usûlde vergi mükellefi olanlar, yanlarında çalışanların vergi karnesi almalarını ve karnelerinde yazılı vergilerini ödemelerini temin etmeye mecburdurlar.

Basit usûldeki vergi mükelleflerinin muhtasar beyanname verme yü- kümlülükleri olmadığı için, yanlarında çalışan vergi karnesi sahiplerinden de stopaj kesilmemektedir.

Vergi karnesi, VUK’un 248 inci maddesine göre, işe başlandığı veya iş değişikliğinin meydana geldiği tarihten itibaren bir ay içinde alınmak zorundadır.

III- VERGİ KARNESİ SAHİPLERİNİN HANGİ STATÜDE Sİ- GORTAL OLMALARI GEREKTİĞİ:

Vergi karnesi sahiplerinin sigortalılık statülerini belirlemeden önce, bunla- rın yaptıkları işin nitelik ve mahiyetini tam olarak tespit edip açıklığa kavuştur- mak gerekir. Vergi karnesi sahipleri asıl olarak, basit usul vergi mükelleflerinin yanında “yardımcı eleman” ve “çırak” olarak çalışmaktadırlar. Bu çalışma şeklinde, vergi karnesi sahibi basit usul vergi mükellefine belirli bir zamanda iş yapmakta, basit usul vergi mükellefi de vergi karnesi sahibinin çalışmalarının karşılığında ona belirli bir ücret ödemektedir.

Her ne kadar vergi karnesi sahipleri literatürde “işçi” olarak adlandı- rılmasalar da, yaptıkları işin özelliği açısından işçi vasfını taşımakta ve yaptıkları işte hizmet akdinin unsurları yer almaktadır. Çünkü hizmet söz- leşmesi, iş görme amacı olan, taraflar (çalışan-çalıştıran) arasında sıkı bağ- lılık4 ilişkisi bulunan bir sözleşmedir.

3 Vergi karnesi sahipleri, vergilerini brüt asgari ücretin yıllık % 25’i olacak şekilde, vergi karnesi doldurmak suretiyle yılda iki eşit taksitte vergi öderler. 2011 yılı değerlerine göre bu miktar toplam 358 TL’dir.

4 Bağlılıktan kastedilen, çalışanın çalıştırana tabi olması, belirli veya belirsiz bir süreyle onun emir ve talimatı altında bulunmasıdır.

(3)

Eylül - Ekim 2011 Şimdi yaptığımız açıklamalar doğrultusunda konuya somut bir örnek verelim. Örneğin; basit usûl vergi mükellefi olan tuhafiyeci Ayşe teyzenin yanında Ahmet adlı bir genç tezgâhtarlık yapmaktadır. Ayşe teyze Ahmet’i toptancıdan mal almaya göndermekte, banka işlerini yaptırmakta ve günün belli saatlerinde tuhafiye dükkanının diğer işlerini yürütmek üzere istih- dam etmektedir. Ahmet yaptığı işin karşılığında Ayşe teyzeden günlük 30 TL ücret almaktadır.

Örnekte verilen somut olayda Ahmet, basit usulde çalışan bir mükelle- fin yanında “yardımcı eleman” olarak çalışmakta ve ağırlıklı olarak hiz- met akdinin bütün unsurları (bağımlılık, hizmet görme, ücret vb.) yerine gelmektedir.

Gerek buraya kadar yaptığımız açıklamalar gerekse verilen somut ör- neğe göre, vergi karnesi sahiplerinin çalışmalarının asıl olarak işçi-işveren çalışması (hizmet akdi) şeklinde olduğu, bu nedenle vergi karnesi sahiple- rinin 5510 sayılı yasa kapsamında 4/a (eski adıyla SSK) sigortalısı olmala- rı gerektiği sonucu çıkmaktadır.

Ancak uygulamada kafaları karıştıran başka bir husus, vergi karnesi sahiplerinin aynı zamanda vergi mükellefi oldukları, bu nedenle 5510 sa- yılı yasanın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında (eski adıyla Bağ-Kur sigortalısı) sigortalı olmaları gerektiği şeklinde dile getirilen söylemlerdir.

Şimdi vergi karnesi sahiplerinin neden 5510 sayılı yasa kapsamında 4/b sigortalısı olamayacaklarını açıklamaya çalışalım. Hangi vergi mükel- leflerinin 4/b sigortalısı olacakları 5510 sayılı yasanın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde hüküm altına alın- mıştır. Bahse konu alt bentte aynen; “Ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olan- lar,…sigortalı sayılırlar” hükümleri bulunmaktadır.

Üstteki alt bent hükmünden çıkarılacağı üzere, vergi mükelleflerinin 4/b sigortalısı olabilmesi için, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olması gerek- mektedir.

Ancak vergi karnesi sahipleri, ticari kazanç veya serbest meslek kazan- cı nedeniyle değil, yalnızca ücret geliri nedeniyle gelir vergisi mükellef-

(4)

Eylül - Ekim 2011

leridir. 5510 sayılı yasa kapsamında kimlerin 4/b sigortalısı sayılacakla- rına ilişkin hükümlerin yer aldığı 4 üncü maddede, ücret geliri nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanların 5510 sayılı yasa kapsamında 4/b sigortalısı sayılacaklarına yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır.

Kaldı ki, 4/b sigortalılığının özünde “kendi nam ve hesabına bağım- sız çalışma” vardır. Vergi karnesi sahipleri ise, her ne kadar vergi mükel- lefleri iseler de, basit usûl vergi mükelleflerinin yanında ve işyerinde çalış- tıkları için, çalışmalarının “bağımlılık” ve “ücret” yönü ağır basmaktadır.

Bu anlatılan sebeplerden dolayı, vergi karnesi sahiplerinin 4 üncü madde- sinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında (eski adıyla SSK sigortalısı) sigortalı olmaları gerekmektedir.

Vergi karnesi sahiplerinin hangi statüde sigortalı olmaları gerektiğine yönelik SGK mevzuatında yazılı bir düzenleme olmasa da, makalemizde vardığımız bu sonucu (vergi karnesi sahiplerinin 4/a sigortalısı olmaları gerektiği) teyit ve tasdik eden eski Bağ-Kur mevzuatında düzenlemeler yer almaktaydı.

Bağ-Kur Genel Müdürlüğü’nün (devredilen) 24.01.1996 tarihli ve 1996/002 numaralı Genelgesinde; “…Ücret gelirinden dolayı vergi mükel- lefi olduklarını beyan edenlerden Kurumumuz kapsamında sigortalı olduk- ları tespit edilenlerin 24 üncü madde5 kapsamına girmemeleri nedeniyle, vergi daireleriyle yapılacak yazışma sonucu mükellefiyet türünün ücret ge- lirinden dolayı olduğunun kesinlik kazanması halinde, zorunlu Bağ-Kur giriş bildirgeleri ve sigortalılıkları iptal edilecektir. Ancak , bu durumda olanların talep etmeleri halinde, isteğe bağlı giriş bildirgesi doldurularak ve giriş bildirgesi arkasına gerekli şerh verilip tasdik edildikten sonra ilk prim ödedikleri tarih itibariyle sigortalılıkları başlatılabilecektir…” hü- kümleri bulunmaktadır.

Her ne kadar Bağ-Kur’un üstteki genelgesi Bağ-Kur’a ait bir genelge olsa da, konusu ve mahiyeti itibariyle makalemizde ele aldığımız, vergi karnesi sahiplerinin 4/b sigortalısı olmamaları gerektiği hususunu aynen ortaya koyup açıklığa kavuşturmaktadır.

5 Mülga 1479 sayılı yasanın 24 üncü maddesinde, Bağ-Kur kapsamında kimlerin sigor- talı olup kimlerin sigortalı olamayacakları hükümleri yer almaktadır.

(5)

Eylül - Ekim 2011 Günümüzde vergi mükellefi olanları Sosyal Güvenlik Kurumu, VE- DOP adlı vergi dairesi otomasyon projesinden tespitini yapıp, bu tür mü- kellefiyetleri re’sen (otomatikman) 4/b sigortalısı olarak tescil etmektedir.

Bu tesciller arasında bazen vergi karnesi sahipleri de yer almaktadır.

Dolaysıyla, bazı SGK İl Müdürlükleri vergi karnesi sahiplerini “na- sıl olsa vergi mükellefi” diye düşünerek re’sen 4/b sigortalısı olarak tescil etmekte ve bu durumda olanlara prim borcu tebligatı göndermektedir. An- cak, bu kişiler mükellefiyet türünün ücret gelirinden dolayı olduğuna dair vergi dairelerinden bir yazıyı SGK İl Müdürlüklerinde verdiklerin- de, bu kişilerin 4/b sigortalılıkları sona erdirilmektedir.

Çünkü, makalemizin üstteki bölümlerinde anlattığımız gerekçelerle, bu kişilerin 4/b sigortalısı olma imkânları yoktur. İlerleyen zamanlarda, sigortalılık iptali veya mahkeme sorunu yaşamak istemeyen vergi karnesi sahiplerinin sigortalılık durumlarını kontrol etmelerini ve şayet 4/b sigor- talısı olarak prim ödüyorlarsa, bir an evvel bu sigortalılık statüsünü sona erdirmelerini önemle tavsiye ediyoruz.

IV- VERGİ KARNESİ SAHİPLERİNİN SOSYAL GÜVENLİK- LERİYLE İLGİLİ ÖZEL DURUMLAR:

Vergi karnesini, Gelir Vergisi Kanunu’nun 64 ücü maddesinde sayılan- ların yanı sıra, özellikle mükellefiyet türü olarak ancak basit usûlde vergi mükellefi olanların yanlarında çalışanlar alabilmektedir. Kişinin mükel- lefiyet türü değiştiğinde yanlarında çalışan kişilerin vergisi vergi karnesi alarak ödenmez.

Basit usûl vergi mükellefi olan kuaför, berber, kasap, bakkal, kantin gibi iş- yeri sahiplerinin yanlarında çalışan kişilerin 4/a sigortalısı olmaları zorunludur.

Basit usul vergi mükellefi esnafın yanında çalışanların vergi karnesi ile vergi ödemeleri, bu kişilerin 4/a sigortalısı yapılmasına engel değildir.

Basit usuldeki bir mükellef yanında yardımcı eleman çalıştırırsa ve bunları 4/a sigortalısı yaparsa, diğer vergi kriterlerinin sağlanması şartıyla, sırf yanında elaman çalıştırdığı için gerçek usul vergi mükellefi olmasına gerek yoktur.6

6 Bu paragraftaki ifademiz Gelir Vergisi Kanunu’nun 47 nci maddesi hükümleriyle sabit bulunmaktadır.

(6)

Eylül - Ekim 2011

Vergi karnesi almak kişiyi otomatikman 4/a sigortalısı yapmaz. Ancak, ileride bu konuda bir inceleme veya şikayet olduğunda, SGK görevlileri yardımcı elemanı vergi karnesini aldığı tarihten itibaren 4/a sigortalısı sa- yar ve bundan dolayı basit usul vergi mükellefine (işyeri sahibine) oldukça fazla prim ve idari para cezası çıkarılır.

Basit usul bir vergi mükellefi yanında yardımcı eleman ve çırak olarak birden fazla kişiyi 4/a sigortalısı olarak çalıştırabilir. Buna mevzuatta bir engel yoktur. Ancak, deftere tabi olan gerçek usul vergi kriterleri şartını taşımaması gerekir.

V- SONUÇ:

Çalışma hayatımızda hem gelir vergisi mükellefi olan hem de ücret alan kişiler bulunmaktadır. Diğer ücretli olarak vergilendirilen bu kişiler vergilerini vergi karnesi ile öderler. Vergisini ödemeyen vergi karnesi sahi- binin borcu işverenin borcu olarak kabul edilmekte ve vergi dairesi öden- meyen vergiyle ilgili işvereni borçlu kabul edilmektedir.

Vergi karnesi sahipleri, her ne kadar vergi mükellefi olsalar da, bu kişi- lerin yaptıkları işte kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmaktan çok, hiz- met akdi ile çalışmanın unsurları daha ağır basmaktadır. Bu nedenle, bu ki- şilerin 5510 sayılı yasa kapsamında 4/a sigortalısı olmaları gerekmektedir.

SGK mevzuatında vergi karnesi sahiplerinin sigortalılık statülerinin ne olması gerektiğiyle ilgili bir düzenleme bulunmasa da, eski Bağ-Kur mevzuatında bu husus düzenlenmiş ve “diğer ücretliler”in Bağ-Kur (4/b) sigortalısı olamayacakları belirtilmiştir.

KAYNAKÇA

T.C. Yasalar (16.06.2006). 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağ- lık sigortası kanunu. Ankara : Resmi Gazete (26200 sayılı)

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna göre, bir işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin “asıl işin bir bölümünde” veya “yardımcı işlerinde” iş alan diğer

yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin ol- makla beraber doğrudan üretim organizasyo- nu içerisinde yer almaması”, “üretimin zorunlu bir unsuru olmayıp asıl iş

Ayrıca taraflar arasından akdedilen yazılı veya sözlü hizmet sözleşmesinin (bundan böyle “HİZMET SÖZLEŞMESİ” olarak anılacaktır.) eki niteliğindeki işbu

In Islamic societies that do not function as a structure based on class, instead of a concept expressing such a class directly, different and more general

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Hak-İş Konfederasyon Başkanı Mahmut Arslan ve bağlı Hizmet-İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Mesut

sözleşmesi normal olarak sona ermiş olsaydı muaccel hâle gelecek olan veya işçinin itirazı sebebiyle hizmet.. sözleşmesinin sona erdiği ana kadar

a) Asıl işveren ve alt işveren tarafından ayrı ayrı kurul oluşturulmuş ise, faaliyetlerin yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda iş birliği ve koordinasyon

Türk Sanatı, gerek İslamiyet öncesinde, gerekse İslamiyet sonrasında; motif, malzeme, teknik, kompozisyon açısından oldukça zengindir.. Çini, Seramik, Kalemişi, Hat,