• Sonuç bulunamadı

Fon Yönetimi Başkanlığı VakıfBank REEL SEKTÖR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Fon Yönetimi Başkanlığı VakıfBank REEL SEKTÖR"

Copied!
31
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

E EK E K KO O O N N N O OM O M M İ İ İ K K K G G G Ö Ö Ö R R Ü Ü N N N Ü Ü Ü M M M

N N N İ İ İ S S S A A A N N N 2 2 2 0 0 0 0 0 0 6 6 6

REEL SEKTÖR

► 2005 Yılı GSYİH Sonuçları

Türkiye, 2001 krizinin ardından 2002 yılı başından itibaren 15 çeyrektir devam eden büyüme sürecini 2005 yılının son çeyreğinde de devam ettirmiş, 2002-2005 sürecinde kesintisiz büyümüştür. Bu başarılı büyüme performansı ile, Türkiye’nin 1990-2000 yılları arasında %4,2 olan ortalama büyüme oranı sözkonusu dönemde

%7,5 olarak gerçekleşmiştir.

2005 Yılının ilk üç çeyreğinde büyüme oranı sırasıyla %6,6, %5,5 ve %7,7 oranında gerçekleşirken son çeyrekte %9,5 oranında gerçekleşerek 2005 yılının tamamını %7,4’lük GSYİH büyümesi ile kapatmıştır. 2004 yılında 300.6 milyar ABD doları olan GSYİH 2005 yılında 361.5 milyar ABD dolarına ulaşmış, kişi başına geliri

%19,8 oranında artarak 4.187 ABD Dolarından 5.016 ABD Dolarına yükselmiştir.

2005 yılının son çeyreğinde büyüme oranının beklentilerin üzerinde gerçekleşmesinde sanayi sektörünün %10,1, ticaret ve ulaştırma sektörlerinin ise sırasıyla %9,9 ve %15,2 oranlarında büyümesi en önemli faktörler olmuştur.

Çünkü, bu sektörler sırasıyla %28,7, %24,1 ve %14,9 olan paylarıyla GSYİH’nin büyük kısmını oluşturan sektörlerdir. Bunlara ek olarak, GSYİH içerisindeki payı %4,6 olmasına rağmen diğer sektörleri talep yönünden besleme özelliği olan inşaat sektörünün %14,8; ithalat vergilerinin %16,2 oranında büyümesi, GSYİH’nin son çeyrekteki yüksek oranda büyümesini etkileyen diğer önemli unsurlar olmuştur.

Net ihracat kaleminin negatif etkisine rağmen üretim tarafında gerçekleşen bu olumlu gelişmelerin özel nihai tüketim ve yatırım harcamaları ile desteklenmesi sonucunda son çeyrekte yüksek bir büyüme performansı sağlanmıştır.

Bir yıllık süreçte %7,4 oranında büyüyen GSYİH içerisinde önemli payları olan ve ticarete konu mal üreterek büyümenin sürdürülebilirliğini sağlayan tarım ve sanayi sektörlerindeki gelişme hızı, GSYİH büyümesinin altında kalmış, sırasıyla %5,6 ve %6,5 olarak gerçekleşmiştir. “Tek yıl” etkisine rağmen tarımdaki büyümenin bu seviyede gerçekleşmesi beklentilerin üzerinde sürpriz bir gelişmedir. Ancak, sanayi sektöründeki büyümenin GSYİH büyüme oranına göre düşük gerçekleşmesi dikkat çekilmesi gereken bir noktadır.

(2)

Üretim Yönünden Değerlendirme

2005 yılının son çeyreği itibariyle üretim yönünden yapılan değerlendirmede, tarım sektöründeki %0,1’lik ve mali kuruluşlar sektöründeki %1,2’lik daralmanın dışında tüm sektörlerde önemli üretim artışları olduğu görülmektedir. GSYİH içerisinde

%28,7 oranında payı olan ve birçok alt sektörde canlanmaya neden olan sanayi sektöründeki %10,1’lik büyüme hızı, son çeyrek performansında önemli bir etki yaratmıştır. Sanayi sektöründe yaşanan canlılık, ticaret, ulaştırma ve haberleşme sektörlerinde de yüksek büyüme oranları yakalanmasına katkıda bulunmuş, bu sektörlerde sırasıyla %9,9 ve %15,2 oranında büyüme oranlarına ulaşılmıştır.

Sanayi sektöründeki yüksek büyüme oranı, ekonomideki büyüme performansının sürdürülebilirliği açısından önemli bir göstergedir.

Sektörel Büyüme Hızları (%)

(1987 Fiyatlarıyla)

Sektörler

2004 Yıllık

2005 I.

Dönem 2005 II.

Dönem 2005

III.

Dönem 2005

IV.

Dönem 2005 Yıllık

Tarım 2,0 4,3 8,2 7,5 -0,1 5,6

Sanayi 9,4 6,6 3,9 5,7 10,1 6,5

İnşaat 4,6 20,6 25,4 25,6 14,8 21,5

Ticaret 12,8 7,0 5 7,5 9,9 7,4

Ulaştırma ve Haberleşme 6,8 6,8 4,7 8,0 15,2 8,8 Mali Kurruluşlar 1,1 0,7 0,3 -0,5 -1,2 -0,2 Konut sahipliği 1,8 1,3 1,4 1,6 1,9 1,5 Serbest Meslek ve Hizmetler 8 6,7 5,5 7,7 9,4 7,4 Devlet Hizmetleri 1,2 -0,3 1,3 1,0 1,2 0,8 Kar Amacı Olmayan Kuruluşlar 0,2 -1,3 0,1 -0,2 0,4 -0,2 İthalat Vergisi 26,2 8,7 8,8 14,7 16,2 12,2

GSYİH 8,9 6,6 5,5 7,7 9,5 7,4

GSMH 9,9 7,5 4,7 8,0 10,2 7,6

Kaynak : TÜİK

2005 yılının bütünü itibariyle sanayi sektörü büyüme oranı %6,5 olarak gerçekleşmiştir. Sanayi sektöründe yıllık bazda bu performansın yakalanmasında verilerini revize eden ve verileri geç ulaştıran işletmeler nedeniyle ilk üç çeyreğe ilişkin büyüme oranlarının revize edilerek yükseltilmesi etkili olmuştur.

2005 yılının son çeyreklik döneminde GSYİH içerisinde %10 oranında payı olan tarım sektörü %0,1 oranında gerilemesine karşın, ilk üç çeyrekte %4,3, %8,2 ve %7,5 oranında büyüme kaydetmiştir. Tarım sektöründe yaşanan bu gelişmenin sektörde mevsimselliğin önemli oranda azalmasıyla yaş sebze ve meyve üretiminde gerçekleşen artışlar ve hububat üretimindeki artışlardan kaynaklandığı belirtilmiştir. Tarım sektöründe elde edilen başarılı performans ticaret ve ulaştırma-haberleşme sektörlerinde yüksek büyüme oranlarına ulaşılmasında da etkili olmuştur. İlk üç çeyrekte hesaplamanın ekili-dikili alan üzerinden yapılması, son çeyrekte ise gerçekleşen üretim rakamlarının ilgili dönem rakamlarına eklenmesi nedeniyle yapılan revizyonların etkisiyle 2005 yılının tamamında tarım sektöründe %5,6’lık büyüme oranına ulaşılmıştır.

İnşaat sektöründe ilk üç çeyrekteki hızlı büyüme trendinin bir miktar yavaşladığı; sektörün %14,8 oranında büyüme kaydettiği görülmektedir. İnşaat sektöründe yakalanan büyüme performansının, sektöre girdi sağlayan alt sektörlerde hareketlenmeye neden olması ve istihdamın artırılması açısından önemli katkı sağlamasına karşılık, uzun dönemde, üretilen malların ticarete konu mallar olmaması nedeniyle ülkenin döviz üretme potansiyelini artırıcı etki yapamadığı gözönünde bulundurulmalıdır. Konut fiyatlarının aşırı şişmesi, konut talebinin belli bir doygunluğa ulaşması ve daha düşük gelirli bireylerin konut edinimine imkan verecek mortgage yasası konusundaki beklentilerin konut talebinin bir süre ertelenmesine yol açması, son çeyrekte inşaat sektörünün düşük büyüme performansını belirleyen faktörler olmuştur.

Son çeyrekte yüksek büyüme oranı yakalanmasında önemli bir diğer unsur da GSYİH içerisinde %7,5 oranında payı olan ithalat vergisindeki %16,2’lik artış olmuştur.

Son çeyrekte gerçekleşen bu büyüme rakamları ve daha önceki dönem rakamlarında yapılan revizyonlarla birlikte 2005 yılında GSMH %7,6 büyürken, GSYİH %7,4 oranında büyümüştür. 2004 yılında gerçekleşen

%8,9’luk GSYİH büyümesi büyük oranda sanayi sektöründeki %9,4’lük büyümeden kaynaklanırken, 2005 yılında GSYİH büyüme oranı, sanayi sektöründeki büyüme oranından daha yüksek gerçekleşmiştir. Yıllık bazda

%7,4’lük GSYİH büyümesine karşılık sanayi üretim endeksi artışı %5,3 olarak gerçekleşmiştir. 2002-2005 döneminde sanayi üretim endeksi artış hızı, 2005 yılı dışında sadece 2002 yılının 2. ve 3. çeyreğinde GSYİH büyüme oranının bir miktar altında kalmıştır. Diğer tüm çeyreklerde sanayi üretimindeki artış hızı GSYİH büyümesinin üzerinde gerçekleşmiştir.

(3)

Harcamalar Yönünden Değerlendirme

2005 yılı dördüncü çeyreğinde harcamalar tarafında dikkat çeken gelişmeler üçüncü çeyrekte olduğu gibi, tüketim, yatırım ve ithalattaki artışlar olmuştur. GSYİH içerisinde payı %62,9 olan özel tüketim harcamalarında artış eğilimi son çeyrekte de devam etmiş, tüketim harcamaları %16,7 oranında artarak, son çeyrek büyümesine %104 oranında katkı yapmıştır. Tüketim harcamalarının artışında işsizlik oranlarında düşüş olmamasına karşılık reel ücret düzeyinin artması ve reel faiz oranları düzeyinin düşük olması nedeniyle tüketim eğiliminin artması, yakalanan istikrar ortamının süreceğine yönelik oluşan beklentiler nedeniyle uzun vadeli ve cazip faiz oranlı tüketici kredisi kullanımının yaygınlaşmasının etkili olduğu görülmektedir. TÜİK ve TCMB’nin ortak çalışmasıyla yapılan tüketici güven endeksi ve CNBC-e tüketim eğilim anketine yüksek düzeylerde olmasa da tüketici güveninin sürdüğünü ve tüketicilerin gelecek dönem için olumlu beklentiler içerisinde olduklarını göstermektedir. Yılın son çeyreklik döneminde kullanılan tüketici kredileri miktarı %12,2 oranında artarken, üretimde çalışan başına kazanç %11,6 oranında artmıştır. Tüketim harcamaları alt gruplar itibariyle değerlendirildiğinde tüketim harcamalarının %28,1’ini oluşturan gıda ve içki harcamalarında %8,7’lik;

%22,4’ünün oluşturan dayanıklı tüketim mallarında %31,3’lük; %18,1’ini oluşturan yarı dayanıklı ve dayanıksız tüketim mallarında %39,6’lık; %13,1’ini oluşturan enerji, ulaştırma ve haberleşme harcamalarında %2,3’lük;

%11’ini oluşturan hizmetlerde %11,3’lük; %7,2’sini oluşturan konut sahipliğinde %1,9’luk artış gerçekleştiği görülmektedir. Konut sektöründeki canlılık, tüketicilerin mobilya, beyaz eşya gibi dayanıklı mallara olan talebini artırıcı bir etki yapmaktadır. Önümüzdeki dönemde, mevcut ekonomik istikrar ortamının devam etmesiyle birlikte özel nihai tüketim harcamalarının artış eğilimini sürdürmesi, ancak; tüketimin büyük oranda krediyle finanse edilmesinin etkisiyle tüketimdeki artış hızının bir miktar düşmesi olası görünmektedir.

Harcamalar Yönünden Değerlendirme (1987 Fiyatlarıyla) Harcama Bileşenlerinin Büyüme Oranları (%)

Harcama Bileşenleri 2004

Yıllık 2005 I.

Dönem2005 II.

Dönem 2005

III.

Dönem 2005

IV.

Dönem 2005 Yıllık Özel Nihai Tüketim Harcamaları 10,1 4,1 3,9 10,4 16,7 8,8

Gıda ve İçki 2,8 3,3 8,6 10,8 8,7 8,2

Dayanıklı Tüketim Mallları 29,7 3,2 2,9 26,0 31,3 15,0 Yarı Dayanıklı ve Dayanıksız Tüketim Malları 18,8 9,0 3,0 3,7 39,6 12,9 Enerji, Ulaştırma, Haberleşme 0,3 0,5 -4,1 0,6 2,3 -0,1

Hizmetler 9,3 6,5 5,0 7,8 11,3 7,8

Konut Sahipliği 1,8 1,3 1,4 1,6 1,9 1,5

Devletin Nihai Tüketim Harcamaları 0,5 4,4 4,0 3,2 0,0 2,4 Gayrisafi Sabit Sermaye Oluşumu 32,4 10,3 20,0 30,6 33,0 24,0

Kamu Sektörü -4,7 30,7 30,2 38,2 17,1 25,9

Özel Sektör 45,5 8,8 18,4 29,0 41,6 23,6

Stok Değişmeleri 14,7 6,3 -5,5 -77,3 -89,3 -30,3 Mal ve Hizmet İhracatı 12,5 14,0 6,7 3,9 10,9 8,5 Mal ve Hizmet İthalatı 24,7 10,6 9,1 11,2 15,3 11,5

GSYİH 8,9 6,6 5,5 7,7 9,5 7,4

GSMH 9,9 6,6 5,5 7,7 10,2 7,6

Kaynak : TÜİK

Toplam harcamalarının %37’sini oluşturan maaş ve ücret harcamalarının %1,2 oranında artmasına karşın,

%63’lük kısmı oluşturan diğer cari harcamaların %0,6 oranında azalması nedeniyle devletin nihai tüketim harcamaları değişmemiştir.

GSYİH’de önemli bir kalem olan gayri safi sabit sermaye oluşumu, ilk üç çeyrekte sırasıyla %10,3, %20 ve

%30,6 oranında büyürken, son çeyrekte %33 oranında büyümüştür. Bu büyüme hızı ile gayri safi sabit sermaye oluşumunun son çeyrek GSYİH büyümesine katkısı %85,6 olarak gerçekleşmiştir. Son çeyrekte, makine-teçhizat yatırımları %47,3; bina yatırımları %1 ve bina dışı yatırımlar %7,5 olmak üzere kamu sektörü yatırımları %17,1 oranında artmıştır. 2002’nin son çeyreğinde artmaya başlayan ve 2005’in ilk çeyreğine kadar ortalama %59 oranında büyüyen özel sektör yatırımlarının büyüme oranı, 2005 yılının ilk çeyreğinde %8,8’e gerilemiş; ikinci çeyrekte %18,4; üçüncü çeyrekte %29; dördüncü çeyrekte ise %41.6 oranında gerçekleşmiştir. Özel sektörün makine-teçhizat yatırımları son çeyrekte %43,5 oranında artarken, bina yatırımları %35,9 oranında artmıştır. Bu veriler özel kesimde yatırımların devam ettiğini göstermektedir.

Son bir yıllık dönemde gayrisafi sabit sermaye yatırımları %24 oranında artmıştır. Yatırımlardaki artış trendini açılan şirket sayısındaki artışla da teyit etmek mümkündür. Ocak-Aralık 2005 döneminde kurulan şirket

(4)

kooperatif ve ticaret unvanlı işyeri sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre %17,9; kapananların sayısı ise

%6,3 oranında artmıştır. Açılan şirketler için getirilen sermaye miktarı da bir önceki yıla göre %60,1 oranında artarak 7.717 milyon YTL’ye ulaşmıştır. Bina inşaatı yatırımlarındaki artış trendinde ise, 2005 yılının tamamına ilişkin yapı kullanma izin belgeleri ve yapı ruhsatları istatistiklerinde görüldüğü gibi, ticari amaçlı bina yatırımlarındaki artış etkili olmuştur.

Bu eğilimi destekleyen başka bir gelişme de verilen yatırım teşvik belgelerindeki artıştır. 2005 yılında verilen yatırım teşvik belgesi sayısı %5,5 oranında artarken, sözkonusu yatırımlar için getirilen sermaye miktarı ise

%10,9 oranında büyümüştür.

Yılın son çeyreğinde ihracat %10,9 oranında artarken, ithalat %15,3 oranında artmıştır. İthalat artış oranının ihracat artış oranından daha yüksek olması nedeniyle net ihracat GSYİH büyümesini %24,5 oranında daraltmıştır. Türkiye’nin mallarını ihraç ettiği pazarların büyüme performansında bir gerileme olmamasına rağmen TL’nin aşırı değerli olması, işgücü ve enerji üzerindeki yüksek vergi yükü, Çin etkisi gibi nedenlerle net ihracatın GSYİH büyümesine katkısı negatif olmuştur.

Canlı iç tüketim sayesinde 2005 yılının üçüncü çeyreğinde olduğu gibi dördüncü çeyreğinde de stokların payı önemli oranda düşmüştür. Canlı iç tüketim sayesinde stoğa yönelik değil, tüketime yönelik üretim gerçekleştirilmektedir.

2005 yılında gerçekleşen yüksek büyüme oranı, hem 2004 yılında yüksek oranlarda gerçekleşen büyüme oranının yarattığı baz etkisine hem de 2001 krizinin etkisinin ortadan kalkmasının yarattığı baz etkisine rağmen gerçekleştiği için, büyümenin devam ettiği yönünde önemli bir göstergedir. Yakalanan bu büyüme performansında tüketimin önemli bir ağırlığının olması 2006 yılında da bu performansın aksi bir gelişme olmadıkça devam edeceğine yönelik olumlu bir göstergedir.

Dört yıldır ulaşılan başarılı büyüme performansının sürdürülmesi ve büyümenin istihdam yaratan bir yapıya kavuşturulması için sektörler bazında bazı düzenlemelerin yapılması büyük önem taşımaktadır. GSYİH’ye katkısı fazla olan sektörlerin göreli durumunun düzeltilmesi ve sektörlerin mikro düzeyde istihdam yaratma potansiyellerinin artırılması açısından sektör spesifik politikaların devreye sokulması gerekmektedir.

► İşgücü Piyasasındaki Gelişmeler

Kurumsal Olmayan Sivil Nüfusun İşgücü Durumu

2004 III. Dönem 2004 IV. Dönem Ekim 2005 Kasım2005 Aralık2005

Kurumsal Olmayan Sivil Nüfus (000) 70.685 70.949 71.915 72.006 72.085 15 ve daha yukarı Yaştaki Nüfus (000) 49.944 50.189 51.050 51.146 51.202 İşgücü (000) 25.265 24.297 24.683 24.539 24.034 İstihdam (000) 22.874 21.870 22.197 21.928 21.332

Eksik İstihdam (000) 1.010 764 843 802 835

İşsiz (000) 2.390 2.428 2.487 2.611 2.702

İşgücüne Katılma Oranı(%) 50,6 48,4 48,4 48,0 46,9

İstihdam Oranı (%) 45,8 43,6 43,5 42,9 41,7

İşsizlik Oranı(%) 9,5 10,0 10,1 10,6 11,2

Eksik İstihdam Oranı(%) 4,0 3,1 3,4 3,3 3,5

İşgücüne Dahil Olmayanlar (000) 24.679 25.891 26.366 26.607 27.168 Kaynak : TÜİK

TÜİK tarafından (hareketli üçer) aylık dönemler esas alınarak her ay açıklanan işgücü istatistiklerinin “2005 yılı Kasım- Aralık ayları ile 2006 yılı Ocak ayı verilerinden oluşturulan ve Aralık ayı olarak açıklanan” verilere göre, sözkonusu dönemde işsizlik oranı %11,2 olarak gerçekleşmiştir. Aynı yönteme göre oluşturulan Haziran ve Temmuz ayı verilerine göre işsizlik oranı %9,1’e kadar gerilemiş; Ağustos ayında %9,4;

Eylül ayında %9,7; Ekim ayında %10,1;

Kasım ayında %10,6 olarak gerçekleşmişti.

İşsizlik oranlarındaki artış son dönemde ülkemizde “Büyümenin istihdam yaratma gücü neden düşük kalıyor?”

sorusu etrafında yapılan tartışmaları tekrar gündeme getirmektedir. Bu çerçevede baktığımızda ülkemizde büyüme sürecinde alt sektörler itibariyle üretim yapısındaki değişmenin istihdam yaratıcı özelliklere sahip olmadığı ve başka bir biçimde söylenirse işsizliğin giderek talep yetersizliğinden kaynaklanan konjonktürel bir işsizlikten teknolojik nedenlerden kaynaklanan yapısal bir işsizliğe dönüşme eğilimine girdiği söylenebilir. Bu bağlamda toplam talebin yönetimine dayalı politikaların dışında işgücünün ve işgücü piyasasının yapısını değiştirici, dönüştürücü politikaların sektörel düzeyde devreye sokulması bir gereklilik haline gelmektedir.

(5)

► Üç Aylık Sanayi Üretim Endeksi

Sanayi üretim endeksi (1997=100), yılın dördüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,8 oranında artış göstermiş ve 133,4 olarak gerçekleşmiştir. Sanayi üretim endeksinin önemli bir unsuru olan imalat sanayiinde

%7,4’lük; madencilik sektöründe

%16,6’lık; elektrik, gaz ve su sektörlerinde ise %8,8’lik üretim artışları gerçekleşmiştir.

Üç Aylık Sanayi Üretim Endeksi Değişim Oranı

16,2 10,6

8,5

4,7 7,8

4,5 6,1 3,1

0 5 10 15 20

I. Ç II. Ç III. Ç IV. Ç

2004 2005

Sanayi üretim endeksi son iki çeyrekteki yüksek oranlı artışların etkisiyle 2005 yılında %5,3 artarak 130’a ulaşmıştır. İmalat sanayiindeki yıllık artış %4,8 olarak gerçekleşirken, madencilik sektöründe %13,8, elektrik, gaz ve su sektöründe %7,6 oranında artış ortaya çıkmıştır.

Özel sektör imalat sanayiindeki artış %8,4 olarak gerçekleşirken, kamuda sözkonusu artış %2,1 olmuştur.

Üç Aylık Sanayi Üretim Endeksi Değişim Oranı (Özel Sektör İmalat Sanayi)

14.4

20.5

11.4

5.4 8,4 1.8 4.1

7.7

0 5 10 15 20 25

I. Ç II. Ç III. Ç IV. Ç

2004 2005

2005 yılının son çeyreğinde beklendiği şekilde yüksek oranlı bir sanayi üretim artışı yakalanmıştır.

Bu artışta, 2004 yılında ekonomide meydana gelen soğumayla birlikte sanayi üretim endeksinin yılın diğer dönemlerine kıyasla düşük bir oranda (%4,7) artmasının yarattığı baz etkisinin belirleyici olduğu görülmektedir.

İmalat sanayi alt sektörleri itibariyle yapılan değerlendirmede yılın son çeyreğinde mobilya imalatında

%64,6’lık, büro, muhasebe ve bilgi işlem makinalarında %59,4’lük, tıbbi, hassas ve optik aletlerde %35,9’luk, elektrikli makine ve cihazlarda %33,2’lik, plastik-kauçukta %19,8’lik, metal eşyada %15,2’lik, taşıt araçlarında

%13’lük, gıdada %9,9’luk, kimyada %8,6’lık, metalik olmayan diğer mineral maddelerde %7,9’luk, makine teçhizatta %7,8’lik, tütünde %7,5’lik, kağıt ve radyo, TV, haberleşme araçlarında %6,8’lik, rafine edilmiş petrol ürünlerinde %3,6’lık ve ana metal sanayiinde %2,4’lük üretim artışı; tekstil giyim, deri, ağaç ve mantar ürünleri, basım-yayım ve diğer ulaşım araçlarında üretim gerilemesi yaşanmıştır.

Sanayi üretim endeksinin bir yıllık dönemdeki gelişimi incelendiğinde, Çin menşeli ucuz ürünlerle rekabet edemeyen ve ihracatlarında önemli gerilemeler yaşanan tekstil, giyim ve deri sektörleri ile diğer ulaşım araçları dışındaki sektörlerde üretim artışlarının devam ettiği görülmektedir.

Sanayi sektörünün GSYİH’nin yaklaşık üçte birini oluşturduğu dikkate alındığında son çeyrekteki %7,8’lik artış aynı dönem GSYİH büyümesine yaklaşık %2,5 oranında katkı yaparken, 2005 yılının bütünü itibariyle %5,3’lük artış ise yıllık GSYİH büyümesine %1,7 oranında katkı yapmıştır.

2005 yılında %5,3 olarak gerçekleşen sanayi üretim artışı 2004 yılında gerçekleşen %9,9’luk artışın oldukça gerisinde kalmıştır. Sanayi üretim endeksinin alt kalemlerinden imalat sanayiindeki üretim artışı ise 2004 yılında

%10,4 iken 2005 yılında %4,8 olarak gerçekleşmiştir.

Sanayi üretim endeksi sektör ağırlıkları itibariyle detaylı biçimde incelendiğinde sektör ağırlıkları büyük olan sektörlerdeki üretim gerilemeleri ve düşük artış oranları dikkat çekicidir. Daha önceki raporlarımızda da değindiğimiz üzere, yılın bütünü itibariyle inşaat sektöründe yaşanan canlanmaya bağlı olarak inşaat alt sektörlerinde yüksek oranlı artışlar, makine teçhizat, ana metal gibi sektörlerde ise düşük üretim artışları olduğu görülmektedir. 2004 yılında %31,1 ve %11,6 gibi yüksek oranlı artışların yarattığı baz etkisi bu gerilemede önemli bir etken olsa da bu sektörlerdeki üretim düşüşleri dikkatli biçimde incelenmelidir.

(6)

► 2006 Yılının İlk İki Ayına İlişkin Verilerin Değerlendirmesi Ocak Ayı Sanayi Üretim Endeksi

Aylık Sanayi Üretim Endeksi, 2006 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %4,5 oranında azalarak son 23 ayın en düşük seviyesi olan 112,5’ye;

imalat sanayi üretim endeksi ise %6,1 oranında azalarak 109,5’e gerilemiştir.

Mevsimsel etkilerden arındırılarak yapılan değerlendirmede ise sanayi üretim endeksinin bir yılık dönemde

%5,4; imalat sanayi üretim endeksinin

%5,7 oranında gerilediği görülmektedir.

Sanayi Üretim Endeksi Aylık Değişim Oranı (%)

8,6 7

8,3

5 10,7

3,4 5

2,4 1,8

-1,4 6,8

10

-6 -4,5 -4 -2 0 2 4 6 8 10 12

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık

2005 2006

Sanayi üretim endeksine iktisadi faaliyet kolları itibariyle bakıldığında endekste %86,92 ile en fazla ağırlığı olan imalat sanayi sektöründe %6,1;

endeksteki ağırlığı %4,89 olan madencilik sektöründe %0,8 oranında üretim azalışı, endeksteki ağırlığı %8,19 olan elektrik, gaz ve su sektöründe ise %7,1 oranında artış olduğu görülmektedir.

OCAK

Endeks Değişim Endeks Değişim İKTİSADİ FAALİYET

KOLLARI

2006 2005

Toplam Sanayi 112,5 -4,5 117,8 5,0 Madencilik Sektörü 78,8 -0,8 79,4 15,9 İmalat Sanayi Sektörü 109,5 -6,1 116,6 5,0 Elektrik, Gaz ve Su Sektörü 164,5 7,1 153,5 1,8

İmalat sanayi sektörü iktisadi faaliyet kollarına göre incelendiğinde, kağıt ve kağıt ürünleri sektöründe %37,1, giyimde %35,4, metal eşyada %30,6, mobilyada %27,9, tekstilde %17,9, metalik olmayan diğer minerallerde

%13,7, elektrikli makine ve cihazlarda %11,1, radyo, TV, haberleşme araçlarında %10,3, petrol ürünlerinde

%5,3, ana metal sanayinde %3, kimya sanayinde %2,1, makine ve teçhizat sanayinde %1,1 olmak üzere toplam 12 sektörde üretim gerilemesi yaşandığı görülmektedir. Diğer ulaşım araçlarında %76,5, büro, muhasebe ve bilgi işlem makinelerinde %75, tütün ürünlerinde %26,2, plastik-kauçukta %24,8, deride %15,7, tıbbi, hassas ve optik aletlerde %14,9, motorlu kara taşıtlarında %9,2, ağaç ve mantar ürünlerinde %8,1, basım ve yayımda %4,9 ve gıdada %4 oranında üretim artışı gerçekleşmiştir. Sektördeki nispi ağırlıkları dikkate alındığında, tekstil, giyim, metalik olmayan diğer mineral maddeler, kağıt ve metal eşya sektörlerindeki yüksek oranlı üretim düşüşlerinin sanayi üretim endeksindeki gerilemede etkili olduğu görülmektedir.

Sanayi üretimindeki gerilemede bayram tatili nedeniyle çalışılan gün sayısının azalması, aşırı soğuk hava yüzünden üretimde meydana gelen aksamalar, doğalgaz krizi nedeniyle kısa süreli de olsa bazı sektörlerde yaşanan üretim kayıplarının etkili olduğu düşünülmektedir. Sözkonusu dönemde, tekstil ve hazır giyim ürünleri ihracatında yaşanan gerilemeler yanında metalik olmayan diğer mineral maddeler, kağıt, motorlu kara taşıtları ve mobilya gibi sektörlerin ihracatındaki azalma da sanayi üretim endeksindeki düşüşü açıklayıcı faktörler olarak ortaya çıkmaktadır.

Şubat Ayı Kapasite Kullanım Oranları

2005 yılı Şubat ayında %77,1 olarak gerçekleşen üretim değeri ağırlıklı kapasite kullanım oranı Şubat 2006 döneminde %77,3 olarak gerçekleşmiştir. Mevsimsel olarak ve Şubat ayının kısa sürmesi nedeniyle Şubat ayında kapasite kullanım oranının diğer aylara göre düşük gerçekleştiği gerçeğinden hareketle kapasite kullanım oranlarının 2006 dönemindeki performansının normal düzeyde olduğu söylenebilir. Mevsimsel etkilerden arındırılarak yapılan değerlendirmede Ocak ayında bayram, soğuk hava koşulları ve doğalgaz krizi gibi nedenlerle kapasite kullanım oranı %78,4 seviyesine gerilemişken, Şubat 2006’da kapasite kullanım oranının %80,9 düzeyine yükseldiği görülmektedir.

Kapasite Kullanım Oranı

77.1 76.6

80.5 81.3 81.4

80.6

82.7 82.3

80.9 80.7 79.8 79.8

75.4 77.3

68 72 76 80 84

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık

2005 2006

(7)

2006 Şubat ayında son bir yıllık süreçte, 22 alt sektörden 14’ünün kapasite kullanım oranlarında düşüş görülürken, 7’sinin kapasite kullanım oranı yükselmiş, bir sektörde ise değişiklik olmamıştır. Bir yıllık süreçte tütün, ağaç ve mantar ürünleri, basım-yayım, kimya, bilgi işlem makineleri, radyo, TV, haberleşme cihazları ile tıbbi, optik aletler sektörlerinin kapasite kullanım oranları artarken; gıda sektörü kapasite kullanım oranı değişmemiş, tekstil, giyim, deri, kağıt ve kağıt ürünleri, kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri, plastik- kauçuk, metalik olmayan diğer mineral maddeler, ana metal, metal eşya, makine-teçhizat, elektrikli cihazlar, taşıt araçları, diğer ulaşım araçları ve mobilya sektörlerinin kapasite kullanım oranlarında düşüş gerçekleşmiştir. 2006 Şubat ayında on sektörde kapasite kullanım oranları %80’in üzerinde iken, oniki sektörde %80’in altına düşmüştür.

2006 yılı Şubat ayında ve Ocak Şubat döneminde tam kapasite ile çalışamama nedenlerinden dış pazarda talep yetersizliğinin etkisini artırdığı, iç pazarda talep yetersizliğinin etkisinin geçen yıla göre önemli oranda düştüğü; diğer nedenlerde önemli bir değişiklik olmadığı görülmektedir.

Tam Kapasite Çalışamama Nedenleri (%)

Şubat Ayı Ocak-Şubat Ort.

2006 2005 2006 2005

İç pazarda talep yetersizliği 41,7 54,1 43,2 54,1 Dış pazarda talep yetersizliği 20,8 18,2 20,3 16,8

Mali imkansızlık 3,3 2,6 3,0 2,9

Yerli mallarda hammadde yetersizliği 4,4 4,3 4,3 4,0 İthal mallarda hammadde yetersizliği 2,3 2,2 2,2 2,2

İşçilerle ilgili meseleler 1,7 1,9 1,7 1,9

Kaynak: TÜİK

2006 yılı Mart ayı için beklentiler ise, üretim miktarının ve hammadde fiyatlarının, 2005 yılının aynı dönemine göre önemli oranda artacağı; satış fiyatlarının ve yurt içi fiyatların ise azalacağı yönünde oluşmuştur.

Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar Birimi olarak 2006 yılı Büyüme oranı tahminimizi %6,34 olarak revize ediyoruz..

(8)

PARA POLİTİKASI ANALİZİ

► TCMB Bilanço Analizi

22.Şubat-22.Mart.06 tarihleri arasında geçen bir aylık sürede TCMB toplam bilanço büyüklüğü 3.7 milyar YTL artarak 100 milyar YTL’yi aşmıştır. Bu artış dış varlıkların 4.1 milyar YTL artmasından kaynaklanmıştır. Aynı dönemde toplam döviz yükümlülükleri de 3.3 milyar YTL artmış, böylece TCMB’nin döviz pozisyonu1 fazlası 22.03.06 tarihi itibariyle yaklaşık 31.3 milyar YTL olarak gerçekleşmiştir. Döviz pozisyonu fazlasındaki bu artış büyük ölçüde döviz kurlarının bu dönemde yükselmesinden kaynaklanmıştır. Söz konusu etkiyi değerleme hesabının bakiyesinde ortaya çıkan 0.7 milyar YTL’lik değişimden görmek mümkün olmaktadır. Dış varlıklardaki artışın toplam döviz yükümlülüklerindeki artıştan mutlak olarak daha büyük olmasına rağmen, oransal olarak bundan küçük olması, dış varlıkların toplam döviz yükümlülüklerine oranı şeklinde ifade edilen, TCMB’nin kur riski oranının2 bir önceki aya göre azalmasına neden olmuştur.

TCMB Analitik Bilanço Analizi (Milyar YTL)

22.03. 06 22.02.06 30.12.05 31.12.04 Toplam Bilanço Büy. 100.78 97.12 90.07 74.67

Dış Varlıklar 82.36 78.26 72.34 53.59

İç Varlıklar 18.42 18.86 17.73 21.08

Toplam Döviz Yük. 51.09 47.82 51.52 49.93 Merkez Bankası Parası 49.69 49.30 38.55 24.74

Rezerv Para 29.14 27.00 32.70 20.33

Emisyon 20.03 18.95 19.61 13.47

APİ 20.12 17.73 4.98 3.62

Kamunun YTL Mevduatı 0.43 4.57 0.87 0.79 Dış Varlık - Top. Döv. Yük. 31.27 30.44 20.82 3.66 Dış Varlık / Top. Döv. Yük. 1,61 1,64 1,40 1,07 Dış Varlık / Emisyon 4,11 4,13 3,69 3,98 İç Varlık / Dış Varlık 0,22 0,24 0,24 0,39 Emisyon / Top. Bilanço 0,20 0,20 0,21 0,18 Kaynak:TCMB

Uygulanmakta olan para politikası çerçevesinde iç varlıklarda önemli bir değişimin yaşanmadığı bir süreçte, dış varlıkların artması iç varlıkların dış varlıklara oranının azalmasına neden olmaktadır. Bu gelişme bilançonun aktif kalitesinin arttığına işaret etmektedir. Söz konusu oran 22.03.06 tarihi itibariyle 0,22 olarak gerçekleşmiştir.

TCMB’nin, ekonominin diğer tüm birimlerine karşı YTL cinsinden toplam yükümlülükleri şeklinde ifade edilebilecek Merkez Bankası Parası’nda ise son bir aylık dönemde kayda değer bir değişim olmamıştır. Ancak bu büyüklüğün bileşiminde dikkat çekici değişikler meydana gelmiştir. Söz konusu değişiklerin temelde kamunun YTL mevduatında yaşanan hareketten kaynaklandığı görülmektedir. Bu hesapta 22.02 / 22.03.06 tarihleri arasında 4 milyar YTL’nin üzerinde bir azalma meydana gelmiştir. Bu nedenle ortaya çıkan parasal genişleme rezerv para ve APİ’deki artış şeklinde kendini göstermiştir.

Kamunun gelir ve gider dengesinin, söz konusu işlemlerin yapısı nedeniyle zaman açısından uyumsuzluk göstermesi, kamunun YTL mevduatında kısa dönemde ciddi dalgalanmalara neden olmaktadır. Söz konusu dalgalanmalar para politikası uygulaması hakkında bilgi içermese de, para politikası uygulamasının en iyi şekilde takip edilebildiği TCMB Analitik Bilançosu’nda önemli değişimlere neden olmaktadır. Bu nedenle bilanço kalemlerindeki gelişmeler yorumlanırkan, bu hesaptaki konjonktürel hareketlere dikkat etmek gerekmektedir. Yukarıdaki tablodan da görüldüğü gibi kamunun YTL mevduatındaki yüksek miktardaki değişim, karşılaştırmaya temel alınan 22.02.06 tarihinde bu hesabın genel eğilimin tersine çok yüksek bir değer almasından kaynaklanmaktadır.

► Parasal Büyüklükler

10.02 / 10.03.06 tarihleri arasındaki bir aylık sürede vadesiz mevduatlardaki artışın etkisiyle, M2 ve M2Y tanımlarına göre, para arzında sırasıyla %3,8 ve %3,5’lik artış gerçekleşmiştir. Rezerv para ve TCMB’nin bankacılık kesimine karşı APİ’den doğan net yükümlülüklerinin toplamından oluşan parasal taban ise

Parasal Göstergeler

10.03.2006 10.02.2006 2005 2004 % Değişim

(4) (3) (2) (1) (4)-(3) (3)-(2) (2)-(1)

M1 37.5 37.4 41.8 28.8 0,3 -10,5 45,1

M2 157.3 151.6 153.1 108.5 3,8 -1,0 41,1 M2Y 236.8 228.8 229.6 184.5 3,5 -0.,3 24,4 Parasal Taban 45.9 41.9 37.7 23.9 9,5 11,1 57,7

M2/Parasal Taban 3.43 3.62 4,06 4,53 - - -

DTH/M2Y 0.34 0.34 0.33 0.41 - - -

Kaynak:TCMB

1 TCMB’nin Dış Varlıkları ve Toplam Döviz Yükümlülükleri arasındaki fark.

2 Kur riski oranının artması (azalması) TCMB’nin kur riskinin azaldığını (arttığını) göstermektedir.

(9)

bu tarihler arasında %9,5 artarak 10.03.06 tarihi itibariyle 45.9 milyar YTL olarak gerçekleşmiştir. Parasal tabanın artış sürecinde APİ’den doğan yükümlülükler, bu dönemde de belirleyici olmaya devam etmiştir.

İncelenilen dönemde parasal tabanın para arzından daha hızlı artması sonucunda M2 / Parasal Taban olarak ifade edilen para çoğaltanı da bir önceki aya göre gerilemiş ve 10.03.06 tarihi itibariyle 3.43 olarak gerçekleşmiştir.

Aynı dönemde para ikamesi derecesini temsilen kullanılan göstergelerden DTH / M2Y’de ise bir değişiklik meydana gelmemiştir.

► TCMB Faiz Kararı

Para Politikası Kurulunun 23 Mart’ta yaptığı 2006 yılının 3.

toplantısının ardından yapılan açıklamada kısa vadeli faizlerin değiştirilmemesi kararının verildiği kamuoyuna duyurulmuştur. Bu kararla birlikte Bankalararası Para Piyasası ve İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda uygulanan gecelik faiz oranı, borçlanmada %13,50, borç vermede ise %16,50 düzeyinde kalmıştır. Yapılan açıklamada Para Politikası Kurulu’nca “son dönemdeki gelişmelerin kısa vadeli enflasyon tahminlerini olumlu etkilemekle birlikte, Enflasyon Raporu’nda ortaya konulan orta vadeli görünümü belirgin olarak değiştirmediği ” değerlendirmesinin yapıldığı belirtilmiştir.

TCMB O/N Faiz Oranları

Borç Alma Borç Verme 11.01.2005 17,00 21,00 09.02.2005 16,50 20,50 09.03.2005 15,50 19,50 11.04.2005 15,00 19,00 10.05.2005 14,50 18,50 09.06.2005 14,25 18,25 11.10.2005 14,00 18,00 09.11.2005 13,75 17,75 09.12.2005 13,50 17,50 02.01.2006 13,50 16,50*

*Teknik Düzenleme

30 Mart’ta “Para Politikası Kurulu Değerlendirmeleri Özeti”

yayınlanmıştır. Yayınlanan metinde, Şubat ayında yıllık enflasyonun sınırlı bir yükseliş göstererek %8,15 olarak gerçekleştiği, bu durumun TCMB tarafından daha önceden öngörüldüğü ve bu nedenle para politikasının orta vadeli perspektifine ilişkin belirgin bir duruş değişikliği yapmadığı ifade edilmiştir. Bunun yanı sıra enflasyondaki aşağı yönlü hareketin önümüzdeki aydan itibaren tekrar başlayacağının öngörüldüğü ve yıllık enflasyonun yıl sonunu hedefi olan %5’e yakın gerçekleşeceğinin tahmin edildiği belirtilmiştir.

Kaynak:TCMB

Toplam talep artışının istikrarlı seyrini koruduğunun belirtildiği açıklamada, arz-talep koşullarının enflasyonun düşüş eğilimine verdiği desteğin önümüzdeki dönemde, geçen yıllara göre daha sınırlı olacağının tahmin edildiği vurgulanmıştır.

Açıklamada hizmet fiyatlarında gelişmelerin 2006 yılı enflasyon hedefleri açısından bir risk unsuru olmaya devam ettiği, hatta bu grubun TÜFE’deki payının artmasının bu riski artırdığı ifade edilmiştir. Enflasyon hedefleri açısından risk unsuru olarak belirtilen diğer faktörler ise, daha önceki raporlarda olduğu gibi, petrol fiyatlarındaki gelişmeler ve uluslararası likidite koşullarıdır. Bunlara ek olarak Uluslararası Metal Fiyatları Endeksi’nin yıllık bazda yüksek oranlı artışlar göstermesi de maliyetler açısından risk unsuru olarak belirtilmiştir.

2006 Yılı PPK

Açıklamada “Bugünkü bilgiler ışığında, orta dönemde politika faizlerinin yükselme olasılığı, aşağı inme ya da sabit kalma olasılığına kıyasla daha düşüktür; kısa dönemde ise sabit kalma olasılığının geçen toplantıya göre azaldığı ifade edilebilir” ifadesine yer verilmiştir. Kurulun yaptığı açıklamalar, TCMB Başkanı’nın atamasına ilişkin sorunlar ve eldeki veriler çerçevesinde bir sonraki toplantıda faizlerin düşürülmesi yönünde karar alınması olasılığının düşük olduğu söylenebilir. Kurulun bir sonraki toplantısı 27 Nisan’da yapılacaktır.

Toplantı Tarihleri 27.Nis.06 25.May.06 20.Haz.06 20.Tem.06 24.Ağu.06 26.Eyl.06 19.Eki.06 23.Kas.06 21.Ara.06 Kaynak:TCMB

► Mart Ayı Enflasyon Gerçekleşmeleri

Mart ayında TÜFE’deki artış bir önceki aya göre %0,27 olurken yıllık artış %8,16 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde ÜFE’de aylık bazda %0,25, yıllık bazda ise

%4,21’lik artış meydana gelmiştir.

% Değişim

TÜFE’deki fiyat gelişmeleri ana harcama grupları itibariyle incelendiğinde, gıda ve alkolsüz içecekler alt grubundaki %1,30’luk aylık fiyat artışı, harcama grupları arasında birinci sırada gelmektedir. Bu harcama grubunun endeks içindeki ağırlığının %27,68 olması söz konusu fiyat artışının endeks değeri üzerindeki etkisini arttırmaktadır. Mart ayında tekstil sektöründe KDV oranlarında indirim yapılmasının etkisiyle giyim ve ayakkabı

(2003=100)

TÜFE Mart.2006

ÜFE Mart.2006 Bir önceki aya göre 0,27 0,25 Bir önceki yılın Aralık ayına göre 1,25 2,48 Bir önceki yılın aynı ayına göre 8,16 4,21 On iki aylık ortalamalara göre 8,05 4,49 Kaynak:TÜİK

(10)

ana harcama grubu fiyat endeksinde meydana gelen aylık %2,92’lik gerileme, bu dönemde TÜFE artışını sınırlayan en önemli faktör olmuştur.

TCMB tarafından 05/12/2005 tarihinde yayımlanan

“Enflasyon Hedeflemesi Rejiminin Genel Çerçevesi ve 2006 yılında Para ve Kur Politikası” adlı temel politika metninde enflasyon hedefleriyle uyumlu patika Mart.2006 tarihi itibariyle %7,4 etrafında +/-%2 olarak belirtilmiştir. Son aylardaki artış eğilimine rağmen yıllık enflasyon %8,16’lık değeri ile belirsizlik aralığı içersinde gerçekleşmiştir.

Ancak aynı duyuruda üçer aylık hedeflerden 1 puanlık sapmalar (aşağı ve yukarı doğru) olduğu takdirde, gözden geçirmelerde IMF teknik elemanlarıyla görüşmeler yapılacağı ifade edilmiş olup gerçekleşme söz konusu 1 puanlık sınıra oldukça yakındır. 30 Mart tarihinde yayınlanan Para Politikası Kurulu toplantı özetlerinde yıllık enflasyonun Nisan ayından itibaren tekrar düşüşe geçeceğinin beklendiği ifade edilmiştir. Dolayısıyla gerçekleşen enflasyonun bu aşamada TCMB’nin beklentileriyle uyumlu olduğu görülmektedir.

Ancak gerçekleşmelerin riskli bölgeye yakın olması nedeniyle TCMB’nin enflasyon hedefleriyle ilgili temkinli duruşunu devam ettireceği söylenebilir.

8.16 7.40 YıllıkTÜFE Hedefle Uyumlu Patika

5.40 9.40

3.00 4.00 5.00 6.00 7.00 8.00 9.00 10.00

Nis.05 May.05

Haz.05 Tem

.05 u.05

Eyl.05 Eki.05

Kas.05 Ara.05

Oca.06 Şub

.06 Mar.06

Nis.06

Özel Kapsamlı TÜFE Göstergeleri

2.00 4.00 6.00 8.00 10.00 12.00

Oca.04 Mar.04

May .04

Tem.04 Eyl.04

Kas.04 Oca.05

Mar.05 May.05

Tem.05 Eyl.05

Kas.05 Oca.06

Mar.06

F G

Özel kapsamlı TÜFE göstergelerinde, uzun süredir aşağı doğru olan eğilimin aksine, Mart ayında yıllık bazda artış yaşanmıştır. Enflasyonun orta vadeli ana eğilimini iyi bir şekilde yansıttığı düşünülen F ve G endekslerinde 2006 Mart ayında sırasıyla, %1,29 ve %1,14’lük artışlar yaşanmıştır. Mart ayında ortaya çıkan ters yönlü bu hareketi genel bir eğilim olarak nitelendirmek henüz mümkün değildir. Kaldı ki bu tarz hareketler zaman zaman ortaya çıkmasına rağmen son dönemlerde genel eğilimin aşağı yönlü olduğu yukarıdaki grafikten de görülmektedir.

ÜFE’ de Mart ayında bir önceki aya göre %0,25’lik artış yaşanmasına rağmen yıllık bazda ölçülen artış bir önceki aya göre gerileyerek %4,21 olarak ölçülmüştür. Bu dönemde tarım ürünleri fiyatlarında ortalama %0,36 oranında gerileme gözlenirken sanayi ürünleri fiyat endeksinde yaşanan %0,40’lık artış ÜFE’nin artmasına neden olmuştur.

Sektörler Sektör

ağırlıkları

Bir önceki aya göre % değişim

GENEL 100 0,25

Tarım 19,78 -0,36

Sanayi 80,22 0,40

Madencilik 1,47 -2,28

İmalat 73,98 0,48

Elektrik, gaz ve su 4,77 0,16 Kaynak:TÜİK

Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar Birimi olarak TÜFE artış oranı tahminimiz 2006 yılı Nisan ayı için

%0,34’tür. 2006 yıl sonu enflasyon tahminimizi ise %6,32 olarak revize ediyoruz.

(11)

KAMU MALİYESİ

► Merkezi Yönetim Bütçesi Gelişmeleri

Kamu Gelir ve Harcama Kalemleri

2006 Ocak – Şubat 2006

Milyon YTL Şubat Ocak - Şubat Hedef Ger. / Hedef (%)

Bütçe Gelirleri 12.807 26.426 156.214 16,8

Vergi Gelirleri 11.179 21.313 132.199 16,1

Diğer Gelirler 1.628 5.113 24.015 20,7

Bütçe Harcamaları 15.311 26.915 174.322 15,4

Faiz Dışı Harcamaları 8.548 17.891 128.062 13,9

Mal ve Hizmet 478 1.378 17.721 7,8

Personel 2706 6.191 36.021 17,2

Cari Transferleri 4.063 8.150 49.108 16,6

Sosyal Güv. Harc. 2.38 4.621 18.981 24,2

Faiz Harcamaları 6.708 9.024 46.260 19,4

Bütçe Dengesi -2.504 -489 -13.996 3,5

Faiz Dışı Denge 4.259 8.535 32.264 26,3

Kaynak: MALİYE BAKANLIĞI

Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan Şubat ayı bütçe gerçekleşmelerine göre Ocak ayında fazla veren Merkezi Yönetim bütçesi Şubat ayında 2.5 milyar YTL açık vermiştir. Şubat ayında faiz dışı fazla ise 4.3 milyar YTL olarak gerçekleşmiştir.

Merkezi Yönetim Bütçe gelirleri Şubat ayında 12.8 milyar YTL olarak gerçekleşmiştir. Gelirlerin 11.2 milyar YTL’lik kısmını vergi, 1.6 milyar YTL’sini ise vergi dışı gelirler oluşturmuştur. Bütçe tanımlamasında yapılan değişiklik temelde geçmiş yıllarla karşılaştırma yapmamızı engellese de 2005 yılına ait gelir rakamları Merkezi Yönetim Bütçe gelirleri ile karşılaştırılabilir yapıdadır. Şubat ayında, vergi gelirlerinde ortaya çıkan %30’luk artış dikkat çekmektedir. Şubat ayında vergi gelirleri içinde en yüksek artış oranları sırasıyla, gelir vergisi (%84,3), ithalden alınan KDV (%59,7) ve kurumlar vergisi (%32,3) tahsilatlarında gerçekleşmiştir. Şubat ayında dikkat çeken bir diğer önemli gelişme de vergi dışı gelirlerde ortaya çıkan %59’luk artıştır. GSM şirketlerinden alınan Hazine payları bu artışta önemli rol oynamıştır. Ocak-Şubat dönemi itibariyle değerlendirildiğinde ise vergi gelirleri 2005 yılının aynı dönemine göre %25,2 artarak 21.3 milyar YTL’ye ulaşmıştır. Bu dönemde Merkezi Yönetim Bütçe gelirleri 26.4 milyar YTL olarak gerçekleşmiştir. Bütçe gelirlerinde yılın tamamı için hedeflenen tutarın %16,8’lik kısmına Şubat ayı itibariyle ulaşılması, hedeflerle uyumlu bir gelişmedir. Ancak tekstil sektöründe yapılan KDV indirimlerinin toplam vergi gelirleri üzerindeki etkileri önümüzdeki aylarda dikkatle izlenmesi gereken bir olgu olarak görünmektedir.

Merkezi Yönetim Bütçe harcamaları Şubat ayında 15.3 milyar YTL olarak gerçekleşmiştir. Ocak ayındaki bütçe fazlasının Şubat ayında açığa dönüşmesinin en önemli nedeni faiz ödemelerinde ortaya çıkan artıştır. Ocak ayında 2,3 milyar YTL olan faiz ödemeleri Şubat ayında itfaların yoğunlaşmasıyla 6.8 milyar YTL’ye yükselmiştir. Faiz ödemeleri yılın ilk iki ayında 2006 yılı için planlanan tutarın %19,4’üne ulaşmış olmasına rağmen önümüzdeki aylarda faiz ödemelerinin bu denli yoğun olmayacağı dikkate alınırsa ilk iki aylık gelişmenin 2006 yılının tamamına yayılacak bir sorun olarak görünmemektedir. Ocak–Şubat dönemi itibariyle 17.9 milyar YTL’si faiz dışı, 9 milyar YTL’si faiz harcamaları olmak üzere toplam 26.9 milyar YTL harcama yapılmıştır. Yılın ilk iki ayında sosyal güvenlik kurumlarına yapılan transferlerin başlangıç ödeneğinin

%24,2’sine ulaşması dikkat çekicidir. Yine aynı dönemde personel harcamaları 6.2 milyar YTL, cari transferler ise 8.1 milyar YTL olarak gerçekleşirken, yatırım harcamaları ise 670 milyon YTL gibi hem mutlak hem de göreli olarak düşük bir düzeyde kalmıştır. Bununla birlikte yılın ilk iki ayında mal ve hizmet alımları için yapılan harcamaların başlangıç ödeneğinin sadece %7,8’ine eşit olması kamunun tasarruf davranışının cari ve yatırım harcamalarına yönelik olduğunun bir göstergesi olarak düşünülebilir.

(12)

2006 yılının ilk iki aylık döneminde Merkezi Yönetim Bütçesi 498 milyon YTL açık vermiştir. Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan rakamlara göre 2005 yılının ilk iki ayında hedeflerin %19’una ulaşan faiz dışı fazla 2006 yılı Ocak-Şubat döneminde 8,5 milyar YTL olarak gerçekleşerek yıl sonu hedefinin %26,3’üne ulaşmıştır.

Burada son derece dikkat çekici nokta, faiz dışı fazla konusundaki ilk iki aylık gerçekleşmenin 2005 yılının aynı dönemindeki gerçekleşmeden daha yüksek olmasıdır. Ancak faiz dışı fazla açısından 2005-2006 karşılaştırmasının daha sağlıklı yapılabilmesi için daha sonra açıklanacak olan IMF tanımlı faiz dışı fazla rakamlarına bakılması yararlı olacaktır.

► Kamu Kesimi Toplam Borçlanması

Hazine Müsteşarlığı 2006 yılı Mart ayında 534 milyon YTL’si kamu kurum ve kuruluşlarından, 7.1 milyar YTL’si ise piyasadan olmak üzere toplam 7.6 milyar YTL borçlanma gerçekleştirmiştir. Buna karşılık Mart ayında 9.5 milyar YTL iç borç geri ödemesi yapılmıştır. Böylece iç borç çevirme oranı Mart ayında %80,6 olarak gerçekleşmiştir. Piyasadan yapılan borçlanmanın iç borç ödemelerine oranı %79,4 olarak gerçekleşmiştir.

Ocak – Mart dönemi itibariyle toplam borçlanma tutarı 30.9 milyar YTL olarak gerçekleşmiştir. Toplam borçlanmanın %83,6’sı piyasadan gerçekleştirilmiştir.

Hazine Müsteşarlığı tarafından sadece iskontolu ihaleler dikkate alındığında ortalama faiz oranı Ocak ayında 14,02, Şubat ayında ise 13,97 olarak gerçekleşirken, Mart ayında

%13,89’a düşmüştür. Yılın ilk üç ayında iskontolu ihalelerde oluşan ortalama bileşik faiz ise 13,96 olarak gerçekleşmiştir.

HAZİNE İSKONTOLU İHALELERİ YILLIK BİLEŞİK FAİZ ORANLARI

13.89 19.40

0 5 10 15 20 25

Oca.05 Şub.05 Mar.05 Nis.05 May.05 Haz.05 Tem.05 Ağu.05 Eyl.05 Eki.05 Kas.05 Ara.05 Oca.06 Şub.06 Mar.06

► Borç Stoku

Merkezi Yönetim İç Borç Stoku:

Merkezi Yönetim İç Borç Stoku Şubat ayında 2.9 milyar YTL artarak 246.4 milyar YTL’ye yükselmiştir.

2005 yılı sonuna göre iç borç stoku 1.6 milyar YTL artış göstermiştir. 5 yıl ve daha uzun vadeli tahvillerin toplam iç borç stoku içindeki payı 2005 yılı sonunda %35,1 iken 2006 yılı Şubat ayı sonunda söz konusu oranın %39,4’e yükselmesi iç borç stokunun vadeye kalan süresini uzatan en önemli gelişmedir. Ocak ayında 24,4 ay olan iç borç stokunun vadeye kalan süresi Şubat ayı sonu itibariyle 24,4 aya yükselmiştir.

Merkezi Yönetim İç Borç Stoku

2005 Yıl Sonu Oca.06 Şub.06

İç Borç Stoku (Milyar YTL) 244.8 243.6 246.4

İç Borç Stokunun Vadeye Kalan Süresi (Ay) 23.5 24.2 24.4 Kaynak:HAZİNE

(13)

Dış Borç Stoku

Toplam Dış Borç Stoku

Milyar dolar 2004 2005Q3 2005Q4

Toplam Dış Borç Stoku 162.2 166.8 170.1

Kısa vadeli Dış Borç Stoku 32.6 38.4 38.2

TCMB 3.3 2.8 2.8

Bankalar 14.5 17.9 17.8

Reel Sektör 14.7 17.7 17.7

Orta ve Uzun Vadeli Dış Borç Stoku 129.7 128.4 131.8

TCMB 18.1 13.4 12.6

Kamu 73.9 68.9 67.7

Özel Sektör 37.7 46.1 51.5

KAYNAK: HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI

Hazine Müsteşarlığı tarafından açıklanan verilere göre 2005 yılı sonunda toplam dış borç stoku 2004 yılı sonuna göre 7.8 milyar dolar, 2005 yılı üçüncü çeyreğine göre ise 3.2 milyar dolar artarak 170.1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir

.

Dış borç stokunun gelişimi açısından özel sektör belirleyici rol oynamaktadır. 2004 yılı sonuna göre kamu kesimi ve Merkez Bankası borç stoklarını sırasıyla 6.1 milyar dolar ve 6 milyar dolar azaltırken özel sektörün dış borç stoku 19.9 milyar dolar artmıştır. Özel sektörün dış borç stoku 86.9 milyar dolar olarak gerçekleşmiş ve toplam stokun %51,1’ine ulaşmıştır. Uluslararası likidite koşullarındaki olumlu gelişmelerin etkisiyle grafikten de görüldüğü gibi özel sektör dış borç stokunu 2002 yılından itibaren hızla arttırmıştır.

Ö zel Kesim Borç Stoku /Dış Borç Stoku 47

37.9 34.3 35.2 41.3

51.1

0 10 20 30 40 50 60

2000 2001 2002 2003 2004 2005

Dış Borç Stoku / GSMH (%)

59

77.9 71.9

60.2 54.1

47.1

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90

2000 2001 2002 2003 2004 2005

2005 yılında toplam dış borç stoku %4,8 artış göstermiştir. Ancak reel olarak %7,6 büyüyen GSMH’nın toplam borç stokunun GSMH’ya oranı gerilemiştir. 2001 yılında %77,9 olan oran 2005 yılı sonu itibariyle %47,1’e gerilemiştir.

Kısa Vadeli Dış Borç Stoku

Kısa Vadeli Dış Borç Stokunun Toplam Borç Stıku İçindeki Payı (%)

23.9

14.4

12.6

15.9

20.1

22.5

0 5 10 15 20 25 30

2000 2001 2002 2003 2004 2005

2005 yılı sonu itibariyle kısa vadeli dış borç stoku 38.2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir.

Toplam dış borç stokunun içinde kısa vadeli dış borçların payındaki artış dikkat çekmektedir. Bu oran 2000 yılında %23,9 iken 2002 yılında

%12,6’ya düşmüş, 2002 yılı sonrasındaki süreçte sürekli artarak 2005 yılı sonunda %22,5 düzeyine yükselmiştir. Kısa vadeli dış borç stokunun borçlulara göre yapısına bakıldığında özel sektörün bu artışta belirleyici rol oynadığı

(14)

görülmektedir. 2002 yılında 14.8 milyar dolar özel kesimin kısa vadeli dış borç stoku 2005 yılı sonunda 35.4 milyar dolara yükselmiştir.

Orta ve Uzun Vadeli Dış Borç Stoku

Orta ve uzun vadeli dış borç stoku 2004 yılı sonuna göre 2.2 milyar dolar artarak 131.8 milyar dolara ulaşmıştır.

Özellikle 2005 yılının son çeyreğinde orta ve uzun vadeli dış borç stoku 3.5 milyar dolar artış göstermiştir. Kısa vadeli dış borç stokundaki eğilime benzer olarak bu artışta da özel sektör belirleyici rol oynamaktadır. 2005 yılında kamu kesiminin orta ve uzun vadeli dış borcu 6.1 milyar dolar azalarak 67.7 milyar dolara gerilerken, özel kesimin orta ve uzun vadeli dış borcu 13.7 milyar dolar artarak 51.5 milyar dolara ulaşmıştır. Özel sektör dış borç stokunun %29,5’i finansal kesime ait borçlardan oluşmaktadır. Hazine Müsteşarlığı tarafından, 2005 yılında uluslararası finansal piyasalardan düşük maliyetle ve hedeflerin üzerinde borçlanma gerçekleştirilmiştir.

Bunun sonucunda dış tahvil stoku 2004 yılı sonuna göre 790 milyon dolar artarak 30.9 milyar dolara ulaşmıştır.

Bu rakam merkezi yönetim toplam dış borç stokunun %48,2’sine karşılık gelmektedir.

2000 2001 2002 2003 2004 2005

TCMB Rezervleri / Kısa Vadeli Dış Borçlar 81,8 120,7 170,9 152,8 115,6 137,2 Toplam Dış Borç Stoku / İhracat 101,9 52,3 45,5 48,7 50,3 50,3 Dış Borç Servisi / GSMH 11,0 16,9 15,9 11,6 10,2 10,1 KAYNAK: HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI, TCMB

Dış borç stokuna çeşitli rasyolar itibariyle bakıldığında genel olarak bir iyileşme göze çarpmaktadır. 2000 yılında

%81,8 gibi düşük bir seviyede olan Merkez Bankası rezervlerinin kısa vadeli dış borç stokuna oranı kriz sonrasında hızla artmış, 2002–2004 yılları arasındaki süreçte ise düşmüştür. Merkez Bankası’nın son dönemdeki rezerv biriktirme davranışıyla tekrar yükselen rasyo 2005 yılı sonu itibariyle %137,2’ye yükselmiştir. En önemli döviz geliri kaynağımız olan ihracatın kısa vadeli dış borç stokunu karşılama oranı 2002 yılından itibaren artış eğilimi göstermektedir. 2005 yılı sonu itibariyle kısa vadeli dış borç stoku yıllık ihracatın %50,3’üne karşılık gelmektedir. Dış borç stokunda yaşanan iyileşme ile birlikte dış borç servisinin GSMH’ya oranı da gerilemektedir. 2001 yılında %16,9’a kadar yükselen rasyo 2005 yılında %10,1’e düşmüştür.

KAMU BORÇ YÖNETİMİ RAPORU ŞUBAT 2006

İç borçlanma nominal olarak azaldı. 2005 yılında toplam 151.8 milyar YTL’lik iç borçlanma gerçekleştirilmiştir. Bu tutarın %98,6’lık bölümü ihale ve doğrudan satış yöntemleriyle yapılmıştır 2004 yılındaki toplam iç borçlanmanın 160.4 milyar YTL olduğu gözönüne alındığında 2005 yılında 8.6 milyar YTL daha az iç borçlanma gerçekleştirilmiştir.

İç borç servisinde faizin payı azalıyor, anaparanın payı artıyor. 2005 yılındaki borç servisi açısından dikkat çekici nokta iç borç anapara ve faiz ödemelerinde yaşanan gelişmelerdir. 2005 yılında iç borç anapara ödemeleri bir önceki yıla göre 1.4 milyar YTL artmış ve borç servisinin %76,9’unu oluşturmuştur. Faiz ödemeleri ise 10.8 milyar YTL azalmıştır.

İç borçlanmada sabit faizli borçlanmanın payı azalıyor, değişken faizli borçlanmanın payı artıyor. 2004 yılında %84 olarak gerçekleşen piyasalardan yapılan iç borçlanmalar içinde sabit faizli borçlanmanın payı 2005 yılında %69,1’e düşerken, değişken faizli borçlanmanın payı %16’dan

%30,9’a yükselmiştir.

İç borç stoku içinde değişken faizli senetlerin payı artıyor. 2005 yılında iç borç stoku içinde değişken faizli senetlerin payı bir önceki yıla göre %6,1’lik bir artış göstermiştir. Sabit faizli senetlerin payı ise 2004 yılındaki %51,5’lik seviyesinden 2005 yılında %45,4’e gerilemiştir.

İç borçlanmada TL cinsi borçlanmaların payı azalıyor, döviz cinsi borçlanmaların payı artıyor.

Piyasalardan yapılan borçlanmaya para birimi açısından bakıldığında, 2005 yılında yapılan borçlanmaların %12,8’lik bölümü döviz, %87,2’lik bölümü ise YTL cinsindendir. 2004 yılında bu oranlar sırasıyla %9,8 ve %90,3 olarak gerçekleşmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir sonraki söyleşide IMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aziz Güngör, genç üniversitelilere önemli bilgiler aktardı.. Global Ports Holding Ege

KALAN VADEYE GÖRE BORÇLU BAZINDA KISA VADELİ DIŞ BORÇ STOKU (*) (Aralık 2015 itibarıyla). (Milyon

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yurt dışında ihraç edilen borçlanma senetlerinden (eurobond) itfasına bir yıl ve daha kısa vade kalanlar için yapılacak

ÜYESİ İLDEM AYTAR SEVER-/ Kadrolu / İç Mimarlık, ARŞ.. GAMZE ERGİN-/ Kadrolu / İç

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yurt dışında ihraç edilen borçlanma senetlerinden (eurobond) itfasına bir yıl ve daha kısa vade kalanlar için yapılacak

2012 yılı Aralık sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2011 yılsonuna göre % 23 oranında artışla 101 milyar dolar olarak gerçekleşti.. 1 yılda kısa vadeli dış

Ayşe Beyza Artukarslan 30 Eylül 2021 Perşembe 15:00-16:00 Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri 50231MEEOZ-ING2213 Mesleki İngilizce II Öğr. Ayşe

Fakültemiz; Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü, Eğitim Bilimleri Bölümü, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi