• Sonuç bulunamadı

3 Mart Hilafet kaldırıldı.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "3 Mart Hilafet kaldırıldı."

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

3 M a r t 1 9 2 4

Hilafet kaldırıldı.

(2)
(3)

EHLİYET, LİYAKAT, SADAKAT, DİYANET...

Aslında 3 Mart 1924 günü Meclis sıralarındaki kalabalığın sebebi başka bir kanunla ilgili görüşmelerin yapılacak olmasıydı.

Ama başkan az önce aldığı bir teklifi vekillere duyurdu:

“Efendim, Hilâfet’in ilgasına ve Hanedan-ı Osmanî’nin Türkiye Cumhuriyeti haricine çıkarılması hakkındaki kanunun diğer kanunlardan sonra müza- kere edilmesine dair şimdi hükümetten bir teklif aldım. Binaenaleyh diğer kanunları müzakere edeceğiz, ondan sonra bunu müzakere ederiz. Kanun okunacaktır efendim.”1

Hilafet’in Kaldırılması Kanunu’nun görüşülmesinden önce görüşülmesine başlanan kanunun gerekçesi okunmaya başlandı:

“Din ve ordunun siyaset cereyanları ile alâkadar olması birçok mahaziri dâidir. Bu hakikat bütün medeni milletler ve hükümetler tarafından bir düsturu esasi olarak kabul edilmiştir. Bu nokta-i nazardan yeni bir hayat varlığı temin etmek vazifesini deruhde eden Türkiye Cumhuriyeti Teşkilâtı Esasiyesi’nde zaten muhaddes olan Şer’iye ve Evkaf Vekâleti ile Erkânı Harbiyei Umumiye Vekâletinin mevcud olması muvafık olamaz. Şer’iye ve Evkaf Vekâletinin, ilgasına nazaran da bütün evkafın millete intikal etme- si ve ona göre de idare edilmesi tabiî bir neticedir. Binaenaleyh berveçhi âti mevaddın derakap bugün ve müstaelen müzaekre olunarak kanuniyet kesbetmesini teklif eyleriz...”2

Altında Yahya Kemal, Kılıç Ali, Celal Nuri, Ruşen Eşref gibi vekillerin imzası olan kanun teklifi iki vekâleti yani bakanlığı, iki riyasete yani başkanlığa çe- virmekteydi: Şer’iye ve Evkaf Vekâleti ve Erkan-ı Harbiye Vekâleti. Yani din ve orduya bakan iki bakanlık aynı kanunla kabineden çıkarılıp, sistemde o ana kadar olmayan riyasetlerle doğrudan başbakana ve cumhurbaşkanına sorumlu hale getirilmişti.

1 TBMM. Zabıt Ceridesi, devre 2, cilt 7, içtima 2, 3 Mart 1340 (1924), s.22.

2 TBMM. Zabıt Ceridesi, a.g.e.

(4)

Yeni rejim en başından kendisi için tehlike arz edecek iki kurum olan din ve orduyu doğrudan yönetmek için adım atmıştı.

Tasarının maddeleri okunurken, daha ilk maddede bir itiraz sesi yükseldi:

Itiraz, Şer’iye ve Evkaf Vekâleti yerine kurulan, Umuru Diyaniye Riyasetinin adınaydı.

“Diyanet Işleri dururken umuru diyaniye ne oluyor”3

Itiraz eden Meclis’in en batıcı fikirleri savunan ve belki de o salonda dine en uzak ismiydi: Tunalı Hilmi Bey.

Birkaç itirazdan sonra önerisi oylamaya sunuldu ve kabul edildi. Diyanet Işleri Riyaseti’nin isim babası Tunalı Hilmi Bey olmuştu.

Diğer 13 madde sessizce ve hiç itiraz olmadan Meclis’ten geçti.

Kurulan yeni riyasetin başına da güvenilir biri getirilmeliydi.

Icazetnâmesini Beyazıd Medresesinden almış, Süleymaniye Medresesi- nin büyük müderrislere verdiği Musile-i Süleymaniye payesini kazanmış, 1908’den itibaren Ankara ve Bursa’da müderrislik, müftülük yapmış, Istiklal Harbi sırasında Millî Mücadele’ye karşı Şeyhülislâm Dürrizade’nin fetvası- na Ankara müftüsü olarak karşı fetva yayınlamış, ilk Meclis’e mebus olarak girmiş bir isim.4

Mehmet Rifat Efendi’nin (Börekçi) ehliyet ve liyakat sahibi olduğuna şüphe yoktu, sadakatini de göstermişti. O yüzden yeni rejim ilk Diyanet Işleri Reisi olarak onu seçti.

17 yıllık başkanlığı sırasında Türkçe ezan ve kamete karşı çıkan imamların cezalandırılması talimatının da5 kurban, fitre ve zekâtların Tayyare Cemiye- ti’ne verilmesi fetvasının da altında Mehmet Rifat Börekçi’nin imzası vardı.

Bu sadakati protokolde üçüncü sırada yer alması ve 1941’de ömrünün so- nuna kadar Diyanet Işleri Başkanlığı koltuğunda oturmasıyla ödüllendirildi.

3 TBMM. Zabıt Ceridesi, a.g.e., s.23

4 Veli Ertan, “Rıfat Börekçi”, Islâm Ansiklopedisi, cilt 6, Türkiye Diyanet Vakfı, Ankara, s.325-326.

5 Ismail Kara, Cumhuriyet Türkiye’sinde Bir Mesele Olarak İslâm, Dergâh Yayınları, Istanbul, 2008, s.76.

Uzun yıllar kurban derileri toplama tekelinden büyük gelir elde eden Türk Hava Kurumu, bu fetvayı veren Diyanet İşleri Başkanı’nı uçururken...

(Cumhuriyet, 13 Mayıs 1944)

(5)

YILDIRAY OĞUR

Vefatının ardından yerine Ismet Paşa, 1938’de Dolmabahçe’de “Tanrı Ulu- dur” diye tekbir getirerek Atatürk’ün cenaze namazını kıldıran Ord. Prof.

Mehmet Şerafeddin Yaltkaya’yı getirdi. Aynı zamanda müderris olan Yaltka- ya, “kelam başta olmak üzere Islâmî ilimlere ve Arap edebiyatına vukufu ile şöhret sahibi”6 ehliyeti ve liyakati tartışılmaz bir isimdi. Sadakatini de Türkçe ezan, kamet ve Kur’an siyasetine sesini çıkarmayarak gösterip o da 1947’de vefatına kadar başkanlık koltuğunda oturdu.

MECLİS’TEKİ ELEŞTİRİLERE KALBİ DAYANMADI

Çok partili hayata geçilirken, devletin dine baskılarının yaklaşan seçimlerde tek parti iktidarının son bulmasına neden olabileceği ufukta görülürken, 1947’de Cumhurbaşkanı Inönü, dinler tarihi müderrisi Şemseddin Günal- tay’ı başbakan olarak atadığı gibi Diyanet’in başına da Meşrutiyet Döne- mi’nde Islâmcılığın kalesi Sebülürreşad’ın yazarı, itibarlı bir hadis âlimi7 ve Rıfat Börekçi’nin yardımcısı olan Ahmed Hamdi Akseki’yi getirdi. O da re- jimin bu açılım ihtiyacını iyi kullanarak, Imam Hatip okullarının başlangıcı olan Imam Hatip kurslarının açılmasına, okullara seçmeli din dersi konma- sına öncülük etti, çok sayıda dini kitap yazarak Diyanet yayımları arasından basılmasını sağladı.8

Devlet radyosunda Kur’an-ı Kerîm okuyan ilk Diyanet Reisi oldu.9 Bazı Arap alfabesiyle yazılmış dilekçeleri kabul ettiği için eleştirildi. Ama en çok Ko- re’de şehit düşen askerler için 15 Aralık Cuma günü Süleymaniye Camii’nde okutulan ve radyodan bütün ülkeye canlı yayınlanan mevlitte, söylediği “Bu ehl-i kitabın kitapsızlara, ehl-i imanın imansızlara karşı savaşıdır.” sözleri üzerine okları üzerine çekti. Eski CHP’li bakan ve vekil Hikmet Bayur, kaleme aldığı yazıda bu sözlerin lâikliğe aykırı olduğunu söyledi:

“Bir devlet memurunun bu tarzda konuşmak ve devlet radyosunun bunu yayınlamak hakkı yoktur.”10

1951’de Meclis’te Diyanet bütçesi konuşulurken yaşanan tartışmaları ise yüreği daha fazla kaldıramadı. Diyanet’in bütçesinin artırılması, Akseki’nin konuşmalarına dönük CHP’lilerin lâiklik eleştirilerinde tansiyon yükselmişti:

“...bütçe komisyonuna izahat verirken, Halkçılar tarafından bilhassa Van Milletvekili Ferit Melen tarafından bir takım narva tarizlere maruz kalması kendisini çok müteessir etmiş, bu teessürle o gece sabaha kadar uyumamış, ferdası gün Diyanet Riyaseti’nde bir komisyon müzakeresinde kalbinde bir fenalık hissetmiş, Numune Hastanesi’ne giderken hastane kapısında bayıl- mış, çok itinalı tedavilere rağmen iyileşmesi mümkün olmamış, bu süretle vazife başında ihrazı şahadet eylemiştir.”11

6 Ismail Kara, a.g.e., s.81.

7 Ismail Kara, a.g.e.

8 Ismail Kara, a.g.e., s.199.

9 Cumhuriyet, 6 Temmuz 1950.

10 Hikmet Bayur, “Millî Birlik”, Kudret, 22 Aralık 1950.

11 “Diyanet Reisi Akseki’nin Vefatı”, Sebilürreşad, 1951, sayı: 93, s.286.

(6)

KUR’AN’IN ARAPÇASI TÜRKÇE ALFABEYLE YAZILAMAZ DEYİNCE...

Ömrünün sonuna kadar Diyanet Işleri Başkanı olarak kalma geleneği De- mokrat Parti döneminde de sürdü. Beklenenin aksine seleflerine göre ehli- yet ve liyakat konusunda daha zayıf bir biyografisi olan12 eski milletvekili ve avukat Eyüp Sabri Hayırlıoğlu, uzun yıllar sonra cami dışında cüppe giyme hakkı verilen ilk Diyanet Işleri Başkanı olarak Demokrat Parti iktidarı boyun- ca reisliğe devam etti.

Ekim 1958’de Batı Trakya’da yayınlanan Sebat dergisine verdiği bir röpor- tajda Kur’an-ı Kerîm’in Arapçasının Türkçe alfabeyle yazılıp okunamayaca- ğını, harflerin ve anlamların değişeceğini söylemesi üzerine aleyhinde bü- yük bir kampanya başladı. Günlerce gazete manşetlerinden inmedi, gençlik örgütleri, siyasetçiler Diyanet Işleri Başkanı’nı istifaya çağıran açıklamalar yaptılar. Hayırlıoğlu bir basın toplantısı düzenleyerek istifa etmeyeceğini açıkladı.13 Ama bir yıl sonra hastalığını gerekçe göstererek görevi bıraktı.

KUR’AN’DAN 27 MAYIS’A İŞARET BULAN KİTABA DAYANAMADI 27 Mayıs darbecileri yerine atama yapmak için vefatını bekleyerek gelene- ğe uydular. Atama yaptıkları isim de ilginçti, her evde bulunan büyük ilmi- halin yazarı Ömer Nasuhi Bilmen. 27 Mayıs darbecilerinin Diyanet’in başına getirdiği Bilmen’in bu görev için ehliyet ve liyakati tartışılmazdı ama 27 Ma- yıs’ın uygulamaları, darbeyi meşrulaştıran hutbeler ve Yassıada’yı içine sin- dirmesi herhalde sadakatinin gereğiydi. Fakat o sadakatin de sınırları vardı.

27 Mayısçılar tarafından yanına Diyanet Işleri Başkan Yardımcısı olarak yer- leştirilen ehl-i tarik bir emekli general olan Sadettin Evrin’in yazdığı ve Di- yanet yayınlarının bastığı kitabındaki şu paragrafa daha fazla katlanamadı:

“Hazret-i Muhammed için Kur’an-ı Kerîm’de söylenen, ‘Biz seni ancak âlem- lere rahmet olarak gönderdik.’ ayetinin 27 Mayıs 1960 inkılabından bir ay sonra giren 1380 Hicri yılına tarih düşmesi içinde bulunduğumuz zamana ait bir işaret ve yukarıda belirtilen manevi rahmete bir beşaret addedilebilir.”14

12 Veli Ertan, “Eyüp Sabri Hayırlıoğlu”, İslâm Ansiklopedisi, cilt: 17, Türkiye Diyanet Vakfı, Ankara, 1998, s.50- 13 51.Cumhuriyet, 2-10 Ekim 1958, Milliyet, 2-11 Ekim 1958.

14 Sadettin Evrin, Allah Bizimle, Diyanet Işleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1961, Önsöz.

Hayırlıoğlu, düzenlediği basın toplantısında gazetecilere, ne demek istediğini yazarak anlatmaya çalışmıştı (Cumhuriyet, 14 Ekim 1958)

(7)

YILDIRAY OĞUR

Doğrudan Devlet Başkanı Cemal Gürsel’den gelen Türkçe ibadet, Türkçe ezana dönülmesi taleplerine 9 ay direnen15 ünlü din adamı, kendisinden habersiz basılan kitaptan sonra eşinin sağlık durumunu gerekçe göstererek emekliliğini istedi. Böylece Diyanet başkanlarının ömür boyu görev yapma geleneği bitmiş oldu.

ALMANYA’DAKİ İŞÇİLERE “ORUCU TATİLLERDE TUTABİLİRSİNİZ” FETVASI

Yerine gelen yine ehliyet ve liyakat sahibi saygın bir hadisçi olan Hasan Hüsnü Erdem’in de Menderes’in idamını sessizce karşılayarak gösterdiği sadakatiyle 2 buçuk yıl süren ve Kocatepe Camii’nin temelinin atılmasıyla hatırlanacak başkanlığının akıbeti benzer oldu. Diyanet’in general iki nu- marası Evrin, bu kez Nurculuk aleyhinde bir broşür hazırladı ve Başkan Er- dem buna itiraz edince bu kez re’sen emekliye sevk edildi.16

15 Cumhuriyet, 11 Ekim 1960.

16 Ismail Kara, “Diyanet Işleri Başkanlığı”, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce İslâmcılık, (Ed. Yasin Aktay) Iletişim Yayınları, Istanbul, 2004, s.192.Milliyet, 14 Ekim 1964.

Atatürk’ün bir Kur’an ayetinin Arapçasını Türkçe alfabeyle yazdığı el yazısı bile bulunup günlerce manşetlerden istifaya çağrılan Hayırlıoğlu’na karşı çıkarılmıştı. (Cumhuriyet, 5 Ekim 1958)

(8)

Askerler bu kez işi sağlama aldılar. Istiklal Harbi’nin öncülerinden ilk Şer’iyye ve Evkaf Vekili Mustafa Fehmi Gerçeker’in oğlu, medrese kökenli, yani ma- kam için ehliyet ve liyakati olan aynı zamanda Diyanette çalışmış, sonra hukuk

bitirip Danıştay’a girmiş, Yassıa- da duruşmalarına bakan Yüksek Adalet Divânı üyeliğine seçilmiş, idamlardan sonra Divânın yerine kurulan Anayasa Mahkemesi’nin ilk başkan vekilliği görevinden emekli olarak sadakatinden de emin olunan Tevfik Gerçeker’i bu koltuğa oturttular. Anayasa Mah- kemesi’nden Diyanet’e gelen Gerçeker de koltukta 13 ay otur- du. Almanya’daki Türk işçilere Ramazan oruçlarını tatillerde tu- tabilecekleri gibi fetvalar verdi.17 Adalet Partisi tek başına iktidara gelmişti. Iktidar değişiminden hemen son- ra yeni Adalet Partili bakan Refet Sezgin, Diyanet Başkanı’nı görevden az- letti. Artık yeni bir gelenek ortaya çıkıyordu.

MÜSLÜMAN KARDEŞLERLE GÖRÜŞMESİ OLAY OLDU

Göreve getirilen Ibrahim Bedrettin Elmalı, medrese kökenli eski bir müf- tüydü, ehliyet ve liyakat sahibiydi. Ama bir özelliği daha vardı. Elmalı, Millet

17 Milliyet, 11 Ocak 1966.

Bilmen, Cemal Gürsel’in Türkçe ezanı destekleyen konuşmasına karşı çıkmıştı

(Milliyet, 14 Ekim 1964)

(Milliyet, 11 Ocak 1966)

(9)

YILDIRAY OĞUR

Partisi ve Demokrat Parti’den Meclis’e girmiş eski bir vekildi. Ama onun bu siyasi sadakati de yeterli bulunmadı. Önce yardımcısı Cemalettin Kaplan görevden alındı, daha sonra Adalet Partisi’ne yakın bir vaiz olan başkanve- kili Yaşar Tunagür’ün Atatürk düşmanlığı, şeriatçı faaliyetleri gibi eleştiriler- le boğuştu. Hz. Muhammed’in doğumu kutlamaları için Tunus ve Libya’ya yaptığı ziyaretin ortasında, bağlı olduğu Devlet Bakanı Refet Sezgin tara- fından nezaketsiz bir şekilde geri çağrıldı. Gerekçeler arasında heyetinde şeriatçı isimler olması, Tunus’ta Müslüman Kardeşlerle görüşmesi vardı.

Görevden alındı. 1972’de Millet Partisi’nden yeniden Meclis’e girdiğinde görevden alındıktan sonra polis tarafından takip edildiğini açıklayıp “Bana bir gece dahi rahat vermediler. Beni takip ettikleri kadar anarşistleri takip etselerdi 12 Mart olmazdı.” dedi.18

Ardından gelen Diyanet Işleri başkanla- rından artık siyasi iktidara tam sadakat beklenmekteydi. Elmalı’dan sonra 76 ya- şında bu koltuğa oturan, yine medrese kökenli ehil bir âlim olan Ali Rıza Hakses, iki yıl sonra yaptığı tayinlerle ilgili bakanla yaşadığı sorunlar yüzünden önce sağlığı el vermiyor diye zorunlu tatile gönderil- di.19 Bunu kabul etmeyen başkan her gün makamına geldi. Danıştay’a dava açtı ama bu çekişme de fazla uzun sürmedi ve bir yıl iki ay sonra emekliye sevk edildi. Kırgın bir açıklama yaparak veda etti.20

ÖNCE DİYANET SONRA MECLİS YILLARI

Ardından gelen başkanlarla siyaset arasındaki sınırlar artık kalkmıştı. Lütfi Doğan dört yıl boyunca vekâleten yürüttüğü görevi bırakmasından sonra MSP Milletvekili oldu, darbecilerin teknokrat hükümetinin onun yerine asa- leten atadığı adaşı Lütfi Doğan da, Bülent Ecevit hükümetlerinin desteğiyle

18 Milliyet, 5 Mayıs 1972.

19 Milliyet, 18 Kasım 1967.

20 Milliyet, 16 Ocak 1968.

Diyanet İşleri Başkanı’na yapılan muamele, Adalet Partisi’nin kongresinde bakanın yuhalanmasına sebep oldu (Cumhuriyet, 29 Kasım 1966)

(Milliyet, 18 Kasım 1967)

(10)

dört yıl süren görevinin ardından ilk Milliyetçi Cephe hükümeti tarafından görevden alındı.21

O da siyasete girdi ve CHP’den milletvekili seçildi. CHP iktidar olunca Di- yanet’ten sorumlu bakan oldu. Halefi Süleyman Ateş, selefi olan bakanla anlaşamayarak bir yıl altı ayı doldurduğu görevinden yine kızgın ve kırgın bir şekilde istifa ederek ayrıldı.22

MİLLİ GÖRÜŞ VE SÜLEYMANCILARA KARŞI BAŞKAN

CHP hükümetinin yerine seçtiği Tayyar Altıkulaç’ın en önemli özelliğiyse Millî Görüş ve Süleymancılara karşı tutumuydu. Bu vasıfları ve sadakatiy- le darbenin ardından bile görevini korudu ve 1978’den 1986’ya kadar bu koltukta oturdu. CHP Milletvekili Celal Paydaş’ın bir tayin talebini yerine getirmeyince, CHP’li vekil silahla odasını bastı. 1986 yılında görev süresi dolmadan “Ilmî faaliyetlere dönmek istiyorum.” diyerek emekliliğini istedi.

Her ne kadar hakkında yolsuzluk ve irtica iddiaları çıksa da esas neden Tur- gut Özal’la uyumsuzluğuydu.23

21 Milliyet, 5 Ağustos 1976.

22 Milliyet, 26 Ocak 1978.

23 Milliyet, 9 Kasım 1986.

(Milliyet, 5 Ağustos 1976) (Milliyet, 26 Ocak 1978)

(Milliyet, 9 Kasım 1986)

(11)

YILDIRAY OĞUR

1987’de başkanlığa seçilen Sait Yazıcıoğlu’nun ömrü ANAP iktidarının ömrü kadar oldu, 1990’da hacca gideceklerde yaşanan sorunlar yüzünden istifa etse de istifası kabul edilmedi, 1992’de yeni DYP-SHP iktidarı görev süresini uzatmadı, yerine de 90’lar boyunca devletin bütün ihtiyaçlarına hitap ede- cek, sadakat testlerindeki skorları ehliyet ve liyakat testlerinin epey üstün- de olan Mehmet Nuri Yılmaz getirildi. 1992’den Ak Parti devrinin başladığı 2003’ün ilk aylarına kadar 11 yıl o makamı işgal etti.

ZAMANIN RUHU DEĞİŞİNCE GÖREVDEN ALINDILAR

Cumhurbaşkanı Sezer’in yerine atadığı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu “demokrasi ve Islâm’ın uyumu”, “Islâm’ın değil Müslümanların siyaseti” gibi tartışmala- rın eseri olan Ak Parti’nin kuruluş ruhuna da uygun bir dini ekolü temsil et- mekteydi. Tarihselci olarak bilinen ilahiyat ekolünün içinden gelen ehliyeti ve liyakati tartışmasız bir isim olan Bardakoğlu’nun, 7 yıl süren Diyanet Işleri Başkanlığı’ndan, bitimine 2 ay kala emekliye ayrılması çokça tartışılmıştı.

Genel olarak Bardakoğlu’nun mutlak sadakat yerine eleştirel tutumunun sürtüşmelere neden olduğu iddia edilmişti.

Cübbesini bizzat elleriyle giydirdiği yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez de ona yakın bir ilahiyat ekolünün içinden yetişmişti. Ama sadece ilahiyat eğitimi yoktu aynı zamanda gelenekle Kürt medreselerinden sağlam bir ilişkisi vardı. Göreve başlamasının açılım sürecinin başladığı bir döneme gelmesi de herhalde sadece tesadüf değildi. Cumhuriyetin kuruluş yılla- rında protokolde 3’üncü sırada yer alan Diyanet Işleri başkanları, 1960’dan sonra protokolde hızla irtifa kaybetmiş, 12 Eylül’le 51’inci sıraya kadar dü- şürülmüştü. 2012’deki düzenlemeyle protokolde 10’uncu sıraya yüksel- (Milliyet, 18 Mart 2003) (Milliyet, 20 Haziran 1990)

(12)

tildi. Ama bu sadece protokolde olan bir itibar yükselmesi değildi aynı zamanda bu 7 yıl Diyanet’te devletin soğuk yüzünün silindiği, Diyanet’in ülkedeki Müslümanlara dokunmaya başladığı, Cuma hutbelerinde güncel meselelerin işlendiği, hayata, çocuklara, kadınlara doğru açılımlar yapan yeni bir Diyanet’in de yükselen itibarının sonucuydu. Dönemin ruhuyla Islâm dünyasına doğru projeksiyonu çeviren Diyanet, iktidarın perspekti- fiyle de uyum içinde yoluna devam etti. 15 Temmuz gecesi okunan salalar da tarihe geçti.

Görevinin bitmesine üç yıl kala neden emekliye ayrıldığının sorusunun ce- vabını ise hâlâ bilmiyoruz. Veda konuşmasındaki meşruiyet çizgisi vurgusu bazı ipuçları veriyor.

Ama esas cevap galiba Diyanet’in bu uzun tarihinde saklı.

Cumhuriyetin stratejik bir hamleyle en başta vakıflarından ayırdığı, bütçe- siyle devlete bağımlı hale getirdiği, bakanlık olmaktan çıkarıp, başkanlığa çevirerek bürokrasi içine soktuğu Diyanet’in neredeyse bütün başkanları- nın iktidarlarla çatışması ya görevden alınması ya da istifa etmek zorunda kalması yapısal bir meseleye işaret ediyor.

Kalemiye sınıfının içine sığdırılmaya çalışılan ama aynı zamanda ilmiyye sı- nıfının da bir parçası olan Diyanet Işleri başkanları bu iki dünya arasında kaldılar. Lâik devletle Islâm’ın prensipleri, “ulu’l emre itaat”le, “iyiliği em- redin kötülüğü menedin” arasında bir denge tutturmak her zaman kolay olmadı, kolay olacak gibi de görünmüyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, Bingöl ili Genç ilçesi’nde bulunan Murat nehri’nden avlanan balıkların bağırsakla- rında Neoechinorhynchus rutili (Şekil 1, 2 ve 3)

Türk müzeciliğinin kurucuların­ dan olan Halil Ethem’in Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından yaptırılan büstü dün törenle Arkeoloji Müzesi

Onun için bu anılarda sevinçlerden çok düş kırıklıkları, mutluluklardan çok acılar vardır.”.. Bir kitap, bir anılar toplamı: ‘Umut

Bu kadar itinalar gösterilen, bu kadar mas­ raflar yapılan, bu kadar eziyetler çekilen İstan­ bul şehri acaba tam manasile ve tam şeklile bir Avrupa şehri

Ancak brusel- loz gibi sistemik infeksiyonlarda oral uygulama- dan sonra yeterli serum seviyesine ulaflmad›¤›, in vitro olarak da Brucella türlerine karfl› sadece or- ta

In this study, effect of trade openness on external debt in Turkey has been analyzed and following theoretical and empirical conclusions were obtained;

美國南加州大學(University of Southern California, USC,簡稱「南加大」)全球醫學學程(Global Medicine Program)碩士師生共 14 人,於 2015 年 7 月 6

Satürn: Gün batımından önce doğudan yükselmiş olan gezegen gecenin büyük bölümünde gözlenebiliyor. 6 Temmuz’da dolunay evresindeki Ay’la yakın