• Sonuç bulunamadı

2 Bir Sosyo- mekânsal Sistem Olarak Kültür 1

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "2 Bir Sosyo- mekânsal Sistem Olarak Kültür 1"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2 Bir Sosyo-mekânsal Sistem Olarak

Kültür

 Her toplumda belirli maddi ihtiyaçları gidermek amacıyla geliştirilmiş olan bir teknik sistemin yanında insanlar arası sosyal ilişkileri inceleyen kurallar, örf ve adetler, gelenekler ve düşünceler mevcuttur.

 İşte hem bu teknik sistem hem de sosyal ilişki

sistemleri kültürü oluşturan temel

mekanizmalardır.

(2)

 Toplumların en ayırt edici vasfı, kültür adı verilen oldukça karmaşık bir özelliğe sahip olmasıdır.  Bu karmaşık, insanının davranışlarının, alet

yapımı, gelin adetleri, cenaze ayinleri, çiftçilik, cinsiyet rolleri, cinsel pratikler ve sanat gibi son derece farklı alanları, yani öğrenmeye dayalı ve bireyler arasında aktarılabilen her şeyi kapsamasından kaynaklanmaktadır.

2

(3)

 Kültür anlaşılması kolay olan bir olgu değildir çünkü

öğrenilmiş olanı doğuştan olandan ayırt etmek kolay gözükse de pratikte bu hiç de kolay değildir (örneğin, ateş karşısında duyumsadığımız korkuya rağmen ateş yakmak gibi). Bunun nedeni öğrenilmiş olsun olmasın bütün davranışların zihinde bir temelinin olmasıdır. Örneğin bireyin yetişirken Arapça değil de Türkçe öğrenmesi açıkça kültürel bir fenomendir. Dil öğrenme becerisi ise insana özgü eşsiz bir özelliktir.

3

(4)

 Kültür böylece yaşamımız boyunca öğrenme yoluyla edindiğimiz her şeyi kapsadığından değişebilmektedir ve bu nedene dinamiktir.

 Kuşaklar arası farklılıklar, benzerliklerle beraber bireyin ailesinden ve ebeveynlerinden farklı düşünüp davranması bu dinamikliğe örnektir.

4

(5)

 Kültürel davranış aynı toplumdaki bireyler arasında da büyük farklılıklar göstermektedir. Her birey aynı yemeği yemez, hatta cinselliği aynı şekilde yaşamaz.

 Buna rağmen kültürel esnekliğin belirgin sınırları vardır; insanın duyu mekanizmaları, zekası, duyguları, üreme sistemleri, renk algısı, iyi ve kötü; maddi öğelere ilişkin değerlilik veya değersizlik algıları, dilsel yetenekler bütün dünyada aynıdır.

5

(6)

 Toplumsal yaşamın çeşitli değerlendirme pratikleri dahi farklı kültürlerde son derece benzer örüntüler sergilemektedir.

 İnsan güzelliğine ilişkin fikirler, aile ya da akrabalık bağlarının önemi, yaş ve cinsiyet ayrımlarının kabulü, “ün”ün önemi, din ve sanata verilen önem her insan toplumunun ortak unsurlarıdır.

6

(7)

 Kültür simgesel iletişim sistemi olan dil aracılığıyla aktarılmaktadır. İnsan dilinin keyfi bir niteliği bulunmaktadır: sözcükler anlam değiştirebilir, yeni anlamlar oluşturmak üzere birleştirilebilir ve değiştirilebilir ve sözcükler mevcut olmayan şeyleri, geçmiş ve gelecekteki olay ve olguları, soyut nitelikleri, zihinsel fenomenleri temsil edecek şekillerde kullanılabilmektedir.

 Dil böylelikle insanların tahayyül edilen durumlarda ne yapacaklarını aktarmalarına, deneyimlerini soyut kategoriler halinde örgütlemelerine (örneğin mutlu bir vesile ya da kötü bir işaret) ve daha önce hiç dile getirilmemiş düşüncelerini ifade etmelerine olanak sağlamaktadır.

7

(8)

 Ahlak, din, felsefe, edebiyat, bilim, iktisat, teknoloji

ve daha pek çok insan bilgisine ve inancına dair olan şeyler dil aracılığıyla öğrenilip kullanma yeteneğiyle sınırlı kalmaz; aynı zamanda kültürel bilgi, dil ve pratikler aracılığıyla da yeniden üretilmektedir.

 Toplumlara ve onların kültürlerine özgü bütünsel

yapı, bir toplumdan diğerine önemli farklılıklar göstermektedir. Bu farklılığın temel nedeni dil farklılığı ile toplumların yakın, orta ve uzun vadeli pratikleri ve sorunların giderilmesine ilişkin farklı çözümler üretmeleriyle ilgilidir.

8

(9)

 Böylece bir toplumdan diğerine, bir sosyal gruptan diğerine önemli ölçüde farklılaştığını gözlemlediğimiz kültürel çeşitlilik, toplulukların ve toplumların yaşadığı yerlerle özdeşiktir.

 Aynı dili ya da şiveyi kullanan, sorunlar karşısında benzer çözümler üretebilen ve uygulayan, çoğu kez birbiriyle dayanışan, aynı gelenek ve görenekleri taşıyan bireylerden oluşan sosyal gruplara ilişkin bu yapı, sosyo-mekânsal bir farklılığa / çeşitliliğe karşılık gelmektedir.

9

(10)

 Böylece dünyanın bir ucundan diğerine kültürleri birbirinden oldukça farklı toplumlarla karşılaşılmakta; heterojen toplumları barındıran büyük kentlerde daha dar alanlarda farklı kültürel gruplar bir arada, bazen ayrışık ama yakın yerlerde yaşamaktadır.

10

Referanslar

Benzer Belgeler

Saf alüminyum yumuşak, işlenmesi kolay ve korozyona dayanıklı, ısıl ve elektiriksel iletkenliği yüksek, alaşımlandırma ile mukavemeti önemli ölçüde

Daha zengin insanlar kentsel peyzajın çok daha iyi olduğu ve mali olarak bunun bedelini karşılayabildikleri bir çevrede yaşayıp altyapı ve hizmetlere kolayca

Böylece hem toplumsal hem de mekânsal kapanımı sıkı olan kümelenme dokusu, azınlık / yerli / öteki olarak algılanan grupların kendi yaşam alanlarında toplumsal

19.yy’dan bu yana kitle tüketimi türleri , ödeme gücü olan burjuvazinin egemenliği altında iken, 1920’lerden sonra bu durum daha alt tabakalar için de söz konusu olmaya

Buraya kadar nakledilenbilgiler göstermektedir ki; hicri birinci asnn sonlarına kadar re'y, doğal bir meleke olarak görülmekte; olumsuz bir niteleme şöyle dursun, bil ald

Aleviler arasındaki ayrışmalar, Alevilerce çok kırılgan bir ayrışma olarak ifade edilmese de devlet tarafından yapılan çalıştaylar nihai raporunda, Aleviliğin kendi

ölçer ve çocuğun gelişimine dair bir öngörü

Bu çalışmada, eğri eksenli çubukların düzlem içi statik ve dinamik davranışlarına ait denklemler, eksenel uzama, kayma deformasyonu ve dönme eylemsizliği etkileri göz