• Sonuç bulunamadı

MİMARÎDE GÜNEŞ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "MİMARÎDE GÜNEŞ"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4 0 " K U Z t Y £ l M X . M l U £ G 0 2 I GÜlSEŞ I L l A / A 5 V û t ı U

MİMARÎDE GÜNEŞ Derleyen : İlhan TURAN

Kâinata devamlı surette ışınlarını gönderen Güneşi bugünün atom çağın-da ilmin önünde bir muamma olmak-tan çıkmış, bitmek bilmiyen bu ener-ji kaynağının oriener-jini bulunmuş, mad-denin enerjiye dönüştürülmesiyle bu ışınların özellikleri kesin olarak anla-şılmıştır.

Canlıların yaşamalarında büyük rolü olan atmosferin; yer yüzünün ay-dınlanmasındaki önemini, aşağıdaki bir misâl tayinlemeye yeter.

Şu anda atmosferimizin haricinden, güneşi gözlememiz mümkün olsaydı, yer yüzünde gözümüzü kamaştıran bu enerji kaynağının; çok uzakta parlı-yan bir yıldızdan başka bir şey olma-dığını anlardık. Şu halde, güneş

ışın-ları atmosfere girdiği an, kırılmaya ve saçaklanmaya maruz kalmakta bu hâ-disede atmosferin aydınlanmasını mey-dana getirmektedir.

Atmosfere giren bu ışınların bir kısmı daha yer yüzüne gelmeden çe-şitli hava tabakaları tarafından yutu-lup ısı ve elektrik enerjisine dönüşür-ler.

Yer yüzüne direkt olarak erişenler ise kara ve denizler tarafından absorbe edilerek ısı enerjisine dönüşürler. Bu olay aynı zamanda yerin ve atmosfer-lerin ısınmalarını meydana getirir (Şe kil: 1.) Atmosferin ısınmasını meyda-na getiren ışınımlar:

1 — İNSOLASYON : Güneşten kı-sa dalgalı radyasyon suretiyle gelen

ısıdır. Atmosfer tarafından yutulamaz. 2 — K O N V E K S İ Y O N : Arz sat-hından yükselen sıcak hava ısıyı uzak kısımlara götürür.

3 — KONDİKSİYON: Arzın ısı-nan sathı ile temas halinde olan hava molekülleri ısıyı tabakalar arası nak-leder.

4 — R A D Y A S Y O N : Yer almış ol-duğu ısıyı uzun dalga radyasyonu ha-linde atmosfere verir. Bu ısı dalgası atmosfer tarafından tamamen yutulur. Güneş ısınları dalga boyları farklı ışınların bir karışımıdır. Bu dalga boylarının bir kısmını da atmosfer ta-bakaları değiştirmektedir. Mimar için önemli olan bu ışınların bazılarının özellikleri şöyledir:

(2)

At

_

A _ w uor* D SUHl İVPIHIAIIMÛ ttHİl UİVA K O Z M İ K I Ş I N L A R :

Mahiyetini pek kesin olarak bil-mediğimiz kısa dalgalı bir ışındır. Ci-simler tarafından yutulamaz. İnsanların ruhiyatı üzerindeki tesiri m ü h i m -dir. K o z m i k ışınların güneşteki infilâk-lara bağlı olduğu, atmosferdeki kesa-feti arttığı zaman, elektrikle çalışan merkezleri f e l c e uğrattığı v e ayın magnetik alanında b ü y ü k tesirler m e y -dana getirdiği tesbit edilmiştir. U L T R A V İ O L E I Ş I N L A R :

Özellikleri tam olarak bilinen bir ışındır. Çeşitli cisimler tarafından ab-sorbe edilerek ısı enerjisine dönüştü-rülürler. Beyaz v e parlak renkli ci-simlerin ancak bu ışınların 1 / 3 den istifade ettikleri tesbit edilmiştir.

Ultraviole ısınların B i y o l o j i k bir özelliği de bakteriler üzerindeki öldü-rücü tesiridir.

Bu yüzden bilhassa Sanatoryum v e diğer hastahanelerde b u ışından tam mânasiyle istifade etmelidir. Fa-kat bu arada direkt güneş ışığından

hastayı k o r u m a k icap eder. Yapılan araştırmalarda, kuarj kristallerinin ul-traviole ışınları geçirip diğer ışınları yansıttığı tesbit edilmiştir. Halbuki âdi cam bu ışını yutmakta v e ısı ener-jisine dönüştürmektedir.

Hastayla güneş arasına konmuş, kuarj kristallerinden bir pano, hasta-ya en ideal ışıklanmayı sağlamış olur.

(Şekil: 2).

Bitkilerin k l o r o f o r m teşkilinde bu ışının önemi çok büyüktür. Bugün ilim ultraviole ışınları sunî olarak el-de etmeyi başarmıştır.

B u sayede gün ışığı olmıyan yer-lerde yeşillikler meydana getirmek m ü m k ü n olmaktadır. Normal havalan-ma sağlandığı takdirde gün ışığından m a h r u m bir büroda çalışmak, manza-ra seyrini bir tamanza-rafa bımanza-rakırsak, gayet normaldir. (Şekil : 3.)

nzh

(3)

GUN IŞIĞI :

Bu ışığın halk arasında çeşitli adı vardır. Süzme ışık, kuzey ışığı, v.s. gün ışığı 7 rengin karışımı olduğu Newton tarafından ispat edilmiştir. Görme işlemi ancak bu ışıklar saye-sinde olmaktadır.

Astronomik bazı kavramlar: (Şe-kil: 4.) g açısı, ekvatörle güneş yörün-ge düzlemi arasındaki açıdır. Bu açıya deklinasyon açısı denir. Bu açı her mevsim değişir. (Şekil: 4 a.) a açısı g ü n e ş i n yükseklik açısıdır, açısı max. değerdedir. Bu açıda zama-na bağlı olarak değişir. Güneşin doğ-duğu ve battığı yer her zaman aynı de-ğildir. Yalnız 21 Mart ve 21 Eylülde güneş tam doğudan doğar ve batıdan batar. (Şekil: 4b) A. azimut açısı, gü-neşin yataydaki izi ile merdiyen ara-sındaki açıdır. Gölge yönünün tayi-ninde kullanılır (Şekil: 4c). (Şekil: 5) de bazı kütlelerin gölgelerinin tayini yapılmıştır.

İstanbul için, aşağıdaki aylarda güneşin yüksekliği, azımutu ve 1 met-relik cismin metre cinsinden gölge bo-yu verilmiştir. (Tablo 1.)

T A B L O I. 21 H A Z İ R A N :

Saat Azimut 1 m lik cismin Yüksek

-6 - 18 8 - 16 10 - 14 188,5° 88,5° gölgesi 3,8 m 1,31 m lik açısı 15° 37° 6 0 ° 12 — 0° 0,29 m 74 21 M A R T - 21 EYLÜL 8 - 16 69,8° 2,4 m 22 10 - 14 42° 1,1 m 42 12 — 0° 0,8 m 51 21 A R A L I K : 1 0 • 12 14 29,5° 0 ° 2 , 6 2 m m 2 1 ° 2 6 °

Diğer ayların a. - A açıların hesa-bı için abaktan istifade edilebilir. Yal-nız abaktan bulunacak neticelerle, tablo 1 den bulunan neticeler arasın-da gayet az fark vardır. Zira abak 40° kuzey enlemine Tablo ise 39°, 50' ku-zey enlemine göre hesablanmıştır. Abak. J. ELLİS Azonin'in CLIMATE -ARCHİTECTURE adlı kitabından alın-mıştır. Yalnız, abakta bir değişiklik yapılmıştır; Azimut açısı merdiyene göre. Öğleden evvel ve öğleden sonra olmak üzere negatif ve Pozitif olarak işaretlenmiştir. Saat ışınları kesik çiz-gilerle güneşin görünge izi de hiper-bollerle gösterilmiştir.

Misâl : 21 Mart saat 10 da abağa göre güneş pozisyonun tâyini.

Azimut tâyini: 10 h. ışının 21 Mart hiperbolünü kestiği noktaya A diye-lim.

4,4 cm. a = 4,4 : 3,75 r>o 1,2 m. 2° = a yükseklik açısının tâyini: abakta O dan başlayıp 80° - 70° - 60° lik çem-berler çizilmiştir. A noktası 40° - 50° arasındadır. Bu ara 10 parçaya bölü-nüp A ya isabet eden açı a yükseklik açısını verir. a = 42° Enterplasyonla

da bu açıyı tâyin etmek mümkündür. Mimaride, güneş karşımıza birbi-rine zıt iki Problem çıkartmaktadır.

1 — Çalışan fertleri direkt güneş ışığından korumak.

2 — İkâmetgâhlarda max. gü-neşlenmeyi temin etmek.

Direkt güneş ışınlarının kontrol altına alınması.

Çalışan kimseler üzerinde direkt güneş ışığı bilhassa göz fizyolojisinde fena tesirler meydana getirir. Artık şunu kabul etmek lâzım ki; her yapı-lacak sosyal bina mimarın kaleminden dökülecek estik bir kaç çizgi değil; o binadaki fertlerin psikolojisiyle ya-kından alâkası olan bir mekândır.

Direkt güneş ışığının göze olan tesiri ve alınması lâzım gelen tedbir-leri detaya gitmeden prensip şema-lariyle (Şekil: 6 - 1 2 ) de gösterilmiş-tir. Bu şemalara ait detaylara yabancı mecmuaların çoğunda rastlamak müm-kündür.

2. Maksimum güneşlenme prob-lemi :

Bu problem şehircilikte çok mü-him bir rol oynar. Klâsik şehircilikte cadde genişliklerinin tâyininde bu probleme cevap verilmeye çalışılmış-tır. Kullandığımız bazı nizamnameler-de, cadde genişliği ile bina yüksekliği-nin aynı tutulduğuna rastlamaktayız. Fakat bunların çoğu DİN den alınmış-tır. Alman şehirlerinin bazıları ile İstanbul arasında 10° lik bir enlem farkı olduğu düşünülürse. Neticelerin sıhhatli olmadığı anlaşılır.

Kıyas günü: Bina aralarındaki mesafenin tâyini için, yılın her ayında hesap yapmak gölge sahasını tâyin et-mek hem zor; hem de kesin bir neti-ceye varmak imkânsızdır. Şu halde gü-neşin min. bir eğimde geldiği anı tes-bit etmek, bizi neticeye daha kesin olarak götürür. İlk bakışta 21 Aralık dikkatimizi çekerse de, bu ayda hava-nın ekseri kapalı olduğunu düşünmek A yı O ile birleştirip meridiyene

göre ölçeceğimiz açı bize Azimut açı-sını verir. = 41°50).

Abakta güneş yüksekliği iki şekil-de tâyin edilebilir.

1° İm. lik bir dikin gölge boyunu bulmak için OA doğrusunu cm. olarak ölçüp 3,75'e bölrek a gölge uzunluğu-nu metre olarak bulmuş oluruz. OA =

BfMA. ON*/ DbûtUk-rutuuM 2 1 » Â Z 1 0 * A - . G G ' C « . = 6 O " 1

(4)

A

- S "

A*-" A*-" >

S*JOL S

GOZÇ GİLtVl ûuut? ISIULA*l.<iÖtt>«.fSLE.Ml\ilia V A P İ L M A S . I U A

EVJGCLOLU'A. POLAYISiyLA » GÖtÜŞ ACISI tCÜCÜLUlL D I İ E E T A İ L . A F T ; n

-CAMA ÇAtPAU IŞIULM. İCEt-Ot rAECLı I4IUH ALAei MÎ.YPAUA ötTlEJ e. ve U A V A Y I <$UWA.LTIIZ_

tU ILKtLT^T7BlC.0LAZA ftie. İTOR_ ILAVC &T Mtıc. ACL A t TAKAT BUBA » UsuAMıt OLAEAk^ fcÜCÜLTÜLMMSTÜB_

i Z

j £ l j

fi)

SİCAĞI„a KA,W-E. CKMAK.LA OİKLk: GUdCŞl^ıĞıl PARETCTE. PuşueuLMUSTİJfc-P> GOE.HŞAÇIS MAY. &UUALTICI UAVA &ÖI-C.&OYUti _ IAE.I yo t OLMUŞTUK-- aÇIICMtel 6ii(j'u.Şt01ıi1UE.0l.mÇ|'»SE.CİUCtKL

&ÖSE l|€SA.PU«Mi aÇIt^bv r-İAR-T. Nİ^Atl

H A V l & _ U A Z l E A V l _TGMMUX.AG,UİTOS G. UUCSL6 EJÜI KOUTUEOL ALTI

NA ALMIŞT İB_

raj&CY YAV)5\TIC\ &lt_ 4- ELEHMM K.UU.M).\ ALT İki A ALIÜMIŞ.

OLUILyATAY tLE LASL VCULLAVİMA K feU -B.E.TİVLUDI. toUTOOOLVAP.lLAB.lUE..

G,ÖctüS-Aj-&Wl»4ATe.i>ıe.Ç.TT> -1

& I M 0 6 W P E ^ V U L L A U I Ş U D E Y I H ? l t L _ l

HOL - KÖSÜ DOZ. . lijltLAUHASmM. ISTIfA^E-EDlLlS. j Ü

GÖB.U& AtlSlttl TKMCtMIMEB fcıtKASfcT SİSTEMİYLE (İÜMES ıŞIMLAtl KflW_ TUIJ.OL ALTIMA AUMHISTIL..

ŞSJU U M

21 Aralığa göre tâyinlenen bina ara-imkânsız olduğunu gösterir. Esasen 21 Aralığa göre tâyinlenen bina ara-lıkları ç o k b ü y ü k v e gayri iktisadîdir. Bunun için İstanbulun en fazla açık geçen (kış aylarında) bir günü kıyas günü olarak kullanabiliriz.

( D e v a m edecek)

aLEVUASI yAMSfTICI Ölü «L£ _ M AH3DIB- Ü1S.E.İNÇ T>Ü StÜ&ÜVlEŞ 1ŞIBLAEJ»! TAVAUA YAUSVT M AUTA. A V A N M b . TAVAV10AU OLMAK. TADI E.

Referanslar

Benzer Belgeler

Işığın doğal kaynağı güneştir ve elektromanyetik dalgalar halinde dünyamıza gelen ışığın içerisinde dalga boyları birbirinden farklı çeşitli

Fabrika- nın müştemilâtını teşkil eden malzeme parkı, de- polar, hangarlar ve hizmet binalarının mecmuu sahası ise 14836 m.. Fabrika normal şartlar içinde

Biz bu vakada dural sinüs trombozuna sekonder hemorajik infarkt gelimi ve buna bağlı herniye olmak üzere olan 28 yaında bayan bir hastaya acil kraniyal dekompresyon

Dersteki uygulama sırasında size verilecek Şekil 5.1 de, 9 Mayıs 1970 tarihinde Merkür gezegeninin Güneş önünden transiti sırasında, Yer üzerinde iki ayrı gözlem

Aslında konumuz daniska sözcüğü değil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine ve partisine ayakbağı olarak gördü ğü çevreciler için ileri sürdüğü iddialar

Serviksin benign ve premalign lezyonlarının tedavisinde LEEP in etkinliğini araştırmak amacıyla, polikliniğimize başvuran hastalardan sitolojik tarama testlerinde

Orwell, kitabın Ukraynaca baskısına yazdığı önsözde (1947), kitabı kaleme alma nedenlerini açıkça ifade etmiş ve burada anlattıkları da kitabın

Geliştiri- len sis-toplama sisteminin yaptığı şey esasen suyu damıtmak olduğu için, deniz suyu kullanılan bu enerji santrallerinde içme suyu üretmek. için de yeni