• Sonuç bulunamadı

Ekmekçizade Ahmet Paşa medresesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ekmekçizade Ahmet Paşa medresesi"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ekmekçizade

Ahmet

Paşa

medresesi

A R K E O L O G E R D E M Y Ü C E L Ekmekçizade A h m e t Paşa (? — 1618), XVI. yüzyılın ikinci yarısı ile XVII. yüzyılın başlarında yaşamış, yıllarca Osmanlı impa-ratorluğuna başdeftarlık etmiş, sayılı mali-yecilerdendir. Kendisi aslen Edirneli zengin bir sipahinin oğludur ve bu yüzden de genç-liği son derece rahat geçmiştir.

Ahmet Paşa'nın ismine tarihte ilk defa H. 1005 (M. 1596) yılında Sadrazam

İbra-him Paşa'nın zamanında, başdefterdar ola-rak rastlıyoruz. Sadrazamın güvenini son derece kazanmış ise de, d a h a sonra H . 1014 (M. 1605) de Sadrazam Kuyucu M u r a t Pa-şa ile geçinememiş, aralarındaki düşmanlık gittikçe şiddetlenmiştir. H a t t a bir ara Kuyu-cu M u r a t Paşa onun idam fermanını bile Sultan A h m e t I'den almış olmasına rağmen, son dakikada tesadüfen hayatını kurtarabil-miştir. Bundan sonra Ekmekçizade A h m e t Paşa, H . 1022 (M. 1613) de Nasuh Paşa'nın sadareti sırasında, sadrazamın kendisini ra-kip görmesi nedeniyle başdefterdarlıktan az-ledilmiş, önce K a r a m a n valiliğine, sonra da Haleb'e gönderilmiştir. F a k a t Sadrazam Öküz Mehmet Paşa, H . 1023 - 1025 (M. 1 6 1 5 - 1 6 1 6 ) yılındaki doğu seferine çıkar-ken, sadaret k a y m a k a m ı G ü r c ü Mehmet

Pa-şa'nın beceriksizliğini görerek onu görevin-den almış ve yerine de Halep'görevin-den Ekmekçi-zade A h m e t Paşayı getirmiştir. D a h a son-raki yıllarda, paşa bir ara sadrazamlık gö-revinin kendisine verileceğini ummuş, arzusu olmayınca d a üzüntüden hastalanmış ve bir daha ayağa kalkamamıştır. Ö l ü m tarihi H . 1028 (M. 1618) olup k o n u m u z u m e y d a n a getiren istanbul'daki kendi ismini taşıyan medresesinde yaptırdığı türbesinde gömül-müştür (1).

Ekmekçizade A h m e t Paşa Edirneli ol-duğundan istanbul'daki medresesinden baş-ka diğer hayır eserlerini bu şehirde yaptır-mıştır. Bunlar arasında, Edirne'de Ekmekçi-cğlu A h m e t Paşa veya Ayşe K a d ı n hanı is-miyle tanınan bir hanı (2), Ereğli'de tamam-lanmamış bir başka hanı (3), yine Edirne'de Ekmekçioğlu A h m e t Paşa veya Eski K ö p r ü ismi ile bilinen sekiz kemerli bir köprüsü (4), Edirne Pazarcılar içi sebili (5) ve birçok d a çeşmesi vardır.

istanbul'daki Ekmekçizade A h m e t Paşa medresesi, Şehzadebaşı Camii'nin arkasında Kovacılar caddesi ile Taştekneler sokağının birleştiği yerdedir (6). Medrese onyedi hüc-re, dershane (darülkurra), türbe, sebil ve ha-zireden ibarettir.

Klasik devir T ü r k mimarisinin sonla-r ı n - doğsonla-ru inşa edilen medsonla-reselesonla-rde gösonla-rül- görül-düğü gibi, bu yapının da mimarı, görüşle-rini gayet serbest olarak ortaya koymuştur. D a h a önceki bir yazımızda da (7) belirttiği-miz gibi bu tin m i m a r î örnekler, X V I yüz-yılın sonlarında istanbul'da ilk d e f a Sinan Paşa, G a z a n f e r Ağa medreselerinde görül-müş, d a h a sonra da Kuyucu M u r a t Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa ve Merzifonlu K a r a M u s t a f a Paşa medreselerinde de de-vam edilmiştir. Buna ilâve olarak Ekmek-çizade A h m e t Paşa medresesinde mimar, klasik T ü r k mimarisinin birçok eserlerinde

olduğu gibi simetriden kaçınmış, oldukça (1) Ekmekçizade Ahmet Paşa hakkın-da fazla tafsilât için bkz: Naimâ, Tarih, is-tanbul 1280, C. I - II; Kâtin Çelebi, Fezle-ke, istanbul 1286, C. II; Peçevî İbrahim Efendi, Tarih, istanbul 1283, C. I; Reşat Ekrem Koçu, A h m e t Paşa (Ekmekçizade) maddesi, «istanbul Ansiklopedisi», istanbul 1958, C. I.

(2) Rıfkı Melûl Meriç, Edirne'nin ta-rihi ve mimarî eserleri hakkında, «Türk Sa-natı Tarihi Araştırma ve İncelemeleri I», is-tanbul 1963, s. 453.

(3) Reşat Ekrem Koçu, aynı eser, s. 406.

(4) Rıfkı Melûl Meriç, aynı eser, s. 459.

(5) Rıfkı Melûl Meriç, aynı eser, s. 455.

(6) Belediye şehir rehberi, istanbul 1934, p a f t a 4 / 4 9 .

(7) Y. Önge - E. Yücel, A m c a Hüse-yin Paşa Külliyesi, «Arkitekt» istanbul 1966, S. 324, s. 181 - 187.

(2)

d a r bir sahaya da planını rahatlıkla yerleş-tirmeyi başarmıştır.

Medresenin kitabesi günümüze kadar gelememiş olduğundan yapıldığı tarihi ve mimarı hakkında kesin bir bilgi edinme-mize imkân yoktur. Diğer taraftan, konu ile ilgili bir belgeye veya eski bir kayda bugün için rastlamamış oluşumuz, bizi kesin tarih-tendirme yapmak imkânından yoksun bırak-maktadır. Buna rağmen, medresenin A h m e t Paşanın ölümünden önce (H. 1028-M. 1618) yapıldığını tayin edebildiğimizden, yapıyı XVII yüzyılın başlarına tarihlendirmek ye-rinde olacaktır.

Ekmekçizade A h m e t Paşa medresesinin yapı malzemesini köfeki taşt, kısmen mer-mer ve klasik tuğla m e y d a n a getirmiştir; ön cephe tamamen kesme köfeki taşından, yan cepheler ise tuğla hatıllı y o n t m a taştandır. C e p h e görünüşü, son derece sade, gösterişten uzak olup b u r a d a sadece iddiasız giriş kapı-sının iki yanına sıralanmış hücrelerin pen-cereleri, bir d ü k k â n ve köşede oldukça küt-levî A h m e t Paşa'nın türbesi ile küçük sebil görülmektedir.

Medresenin giriş kapısı köfeki taşından yuvarlak kemerli olarak yapılmıştır; kilit taşı üzerindeki k a b a r t m a bir rozet de bu-radaki yegâne süsleme elemanıdır. Yukarı-da Yukarı-da belirttiğimiz gibi kapının üzerinde ki-tabe yoktur. Bununla beraber buradaki dik-dörtgen bir sahayı çeviren bir korniş ve ke-net izi olduğuna şüphe götürmeyecek bazı delikler önceden b u r a d a bir kitâbenin bulun-duğuna işaret etmektedir. Ayrıca müzelerde b u r a y a ait inşa veya tamir kitâbesine rast-l a y a m a m ı ş orast-luşumuz maarast-lesef bunun günü-müze kadar gelemediğini belirtir.

Giriş kapısından üzeri kubbeli 5.00 X 3.CO m. ölçüsünde küçük bir m e k â n a girilir ki, bu kısmın duvarları tamamen munta-zam, köfeki taşları ile kaplanmıştır. Bura-da süsleme elemanı olarak, sadece kubbe intikalini sağlayan pandantifler üzerindeki kalem işleri vardır. Fakat bu kalem işleri XIX. yüzyıl üslûbunda, barok süsleme olup yapının inşa tarihinden çok sonraları yapıl-mıştır. Bunun çok yakın bir benzeri de Amcazade Hüseyin Paşa külliyesinin dersha-ne (darülkurra) revaklarında görülmekte-dir (8). Bu bezemenin altında orijinal kalem işlerinin bulunup bulunmadığını tesbit ede-memekle beraber, ilk yapılışında burasının da Amcazade Hüseyin Paşa külliyesinde meydana çıkarılan, klasik devir özellikle-rine sahip, kırmızı zeminli, beyaz rûmiler-den meydana gelmiş kalem işleri ile süslü olduğunu kuvvetli bir ihtimal olarak dü-şünmemiz haksız olmayacaktır.

Giriş kapısının önündeki antreden, med-resenin 27.50 X 20.50 m . ölçüsündeki dik dörtgen bir plan gösteren avlusuna girilir. Avlunun üç tarafı medrese hücreleri ile çev-rili olup girişin sağ tarafındaki, güney-doğu yönüne, yan y a n a iki büyük kütlevî yapı yerleştirilmiştir. Bu kütlevî yapılardan bir

tanesi dershane diğeri de Ekmekçizade Ah-met P a ş a n ı n türbesidir ki, T ü r k mimarî-sinde genellikle uygulanan, giriş kapısının eksenine gelen dershane, burada yer değiş-tirmiş ve yan t a r a f a kaydırılmıştır. Avlunun dört yanı, dershane ile hücrelerin önü bak-lava başlıklı 19 m e r m e r sütunun taşıdığı kubbeli revaklarla çevrilmiştir; revak sütun-ları birbirine ve medrese odasütun-larına ve kıble yönündeki dershane ile türbe duvarına biraz fazlaca sivri kemerlerle bağlanmıştır. Bu arada sütunların hemen hepsinin son onarım sırasında yenilendiğini de belirtmek yerinde olacaktır. Ayrıca revak kemerlerinin avluya bakan yüzlerinde, kilit taşlarının üzerine süsleme unsuru olarak birer rozet ve sütun aralarına da çörtenler yerleştirilmiştir.

Revakların arkasında 17 medrese hüc-resi, h a m a m - gusulhane ve bir ayakyolu bu-lunmaktadır. Bunların sıralanış sekiline ge-lince: Planda da görüleceği gibi girişin so-lunda biri köşede olmak üzere dört, sağında ise i'" e d a vardır. Kuzey - batı yönüne ha-m a ha-m - gusulhane, ayakyolu ve iki oda, gi-rişin karsısına gelen kısma da sekiz oda yer-leştirilmiştir. Fakat bu arada üzerinde du-rulması gereken bir başka husus, türbeye bitişik olan hücredir. Bu arada hücrenin sonradan değiştirilerek yuvarlak kemerli bir dükkân şekline sokulduğu düşüncesindeyim. Zira hücrenin avluya bakan kısmı sonradan

duvar ile örüldüğünü, dışarıya doğru mey-d a n a gelen taşkınlıklar kenmey-diliğinmey-den gös-termektedir.

Medrese hücreleri 3.00 X 3.00 m. ölçü-sünde olup ayrıca duvarların kalınlığı 1.00 m. yi bulduğundan girişler kendiliğinden bir nevi methaldir. Bu arada bir istisna olarak, girişe göre sol köşedeki hücreyi işaret etme-miz yerinde olacaktır; birçok medreselerde, meselâ Sultan Selim (Halıcılar) medresesin-de olduğu gibi, esas m e k â n a 2.50 m . uzun-luğunda bir nevi koridor ile girilmektedir. Hücrelerin üzerleri pandantifli küçük birer kubbe ile örtülü olup her birinin içinde, dışarıya doğru taşkın, tuğla yaşmakları olan ocaklar ve birer d e küçük dolap boşluğu (niş) bulunmaktadır. Hücreler pencereler ile aydınlanmakta olup cephedekiler yalnızca s : k a ğ a , diğerleri ise avluya açılmışlardır. Dikdörtgen söveli, demir şebekeli olan 'bu pencereler üıerinde, ikinci bir sıra olarak yuvarlak kemerli, içlik ve dişlik alçı pence-reler yer almaktadır.

Avlunun dershane karşısına rastlayan kuzeybatı kısmındaki iki mekânı, h a m a m

-(8) Amcazade Hüseyin Paşa külliyesi-nin dershane revaklarında XVII. yüzyıla ait orijinal kalem işleri de vardır. Sözünü ettiği-miz XIX. yüzyıl kalem işi, dershanenin medrese hücrelerine bakan tarafındadır.

(3)

gusulhane ve ayakyolu olarak kullanıldığı düşüncesindeyim. Hamam-gusulhane 3.50 x 3.00 m. ölçüsündedir ve beşik tonozlu üst örtüsü üzerinde d e ayrıca filgözü deliği bu-lunmaktadır. Duvarları tuğla hatıllı taştan olan h a m a m - gusulhane içerisinde, bir ocak, bir niş ile muhtemelen kurnalara aidiyetine şüphe götürmeyecek delikler görülmektedir. Bunun yanında yer alan ayakyolu 5.00 X 3.00 m. ölçüsündedir ve üzeri yine beşik tonozla örtülüdür. Aydınlığı temin etmek amacı ile de beşik tonozun üzerine dört fil-gözü deliği açılmıştır. T a ş döşemesi tama-mıyle çökmüş olan bu kısmın h a m a m - gu-sulhane ile müşterek bir kanal izi, her iki mekânın tesisat bakımından birbiriyle ilgili olduğunu kendiliğinden ortaya koymak-tadır.

Avlunun giiney-doğu (kıble) yönünde yer alan dershane ve türbe oldukça hey-betli bir görünüşe sahiptir. Dershane girişi bilhassa revaklarda belirtilmiş, ortada büyük bir sivri kemer, b u n u n iki yanında da birer yavru kemer yer almış ve böylece üçlü bir mimarî kompozisyon m e y d a n a getirilmiştir. Dershane önünde, dikkati buraya toplamak için ne lazımsa yapılmış; ortadaki kemerin dayandığı sütunlar da diğerlerinden ayrıla-cak şekilde sekiz köşeli olarak seçilmiştir. Diğer t a r a f t a n yan taraflardaki iki yavru kemer sütunları üzerine de iki baklavalı başlık üst üste yerleştirilerek yükseltilmiş ve böylece kemerlerin birbirine m u n t a z a m bağlanmaları sağlanmıştır. Revak kemerleri-nin dershane ile olan bağlantısını, duvarlar-daki üzengi taşları yerine kullanılmış bak-lava başlıklı dört yarım sütun sağlamakta-dır. Ayrıca dershane önündeki revakın üzeri dıştan tek bir tonoz, içten ise ü ç ayrı ayna tonozdan ibaret olup bunlardan ortadaki bü-yük, kenarlardakiler ise biraz d a h a küçük-tür. Revak zemininden biraz d a h a yüksek olan dershaneye iki m e r m e r basamakla çı-kılmaktadır. Yuvarlak kemerli giriş kapısı-nın söveleri ile birlikte yenilenen b u basa-maklar beyaz mermerden olmasına rağmen, arkasında köfeki taşından orijinal kemer iz-leri de dikkati çekmektedir.

Kare planlı, 9.00 X 9.000 m . ölçüsünde olan dershane sekiz köşeli bir kaide üzerine oturan oldukça geniş pandantifli merkezî bir kubbe ile örtülüdür. Dershane altlı üstlü

iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır; üst pen-cereler dikdörtgen söveli, üst sıra ise içlik ve dışlıklı, yuvarlak kemerli alçı pencerelerdir. Bunların sıralarınışı ise mihrap ve giriş ka-pısının yanlarında birer, iki kenarda ise üçer pencere dizisi meydana getirir. Böy-lece bu mekân alt sırada on, üst sırada is; on iki pencere olmak üzere, t o p l a m olarak yirmi iki pencere ile aydınlatılmaktadır.

Dershane kapısından girilince tam kar-şıda bir m i h r a p vardır, buradan d a b u me-kânın medrese talebelerine h e m ders hem de ibadet yeri olarak kullanıldığı anlaşılır. Medresenin dershanesi, diğsr kısımlar il; mukayese edilecek olursa, süsleme bakımın-dan onlara göre oldukça zengindir. Mihrap yanındaki pencerelerden birisinin kitâbelik kısmı kalem işleri ile süslüdür. Diğer alm-lıklardaki süsleme hakkında d a bize oldukça iyi bir fikir veren bu alınlıkta, kırmızı ze-min üzerine beyaz r û m î ve kıvrık dallardan ibaret bir kompozisyon görülmektedir. Bun-dan başka panBun-dantiflerden bir tanesi üzerin-de üzerin-de yine kırmızı zemin üzerine içerisinüzerin-de rûmîler bulunan yuvarlak bir madalyon dik-kati çekmektedir.

Kubbe içerisindeki kalem işleri ise bun-lara göre biraz daha geç devir karakteri ta-şımaktadır. Burada ortada iç içe geçmiş altı-gen ve yıldızlar, kenarlarda ise m a n d r mo-tifini andıran bir kompozisyon vardır. Di-ğer taraftan kubbe eteğini de yuvarlak ma-dalyonlardan ibaret bir bezeme çepeçevre kuşatmaktadır.

Kanaatimize göre, üslûp ve devir bakı-mından aralarında biraz f a r k olan bu kalem işlerinden, pencere kitâbeliği ile pandantif üzerinde bulunan XVII. yüzyıla, kubbe ete-ğindekini de XVIII. yüzyıla tarihlendirmek doğru olacaktır.

Medrese dershanesinin sağ duvarına bi-tişik olarak inşa edilmiş olan Ekmekçizade A h m e t Paşa'nın türbesi 8.00 X 8.50 m . öl-çüsündedir. D u v a r kalınlığı ise dershanede olduğu gibi 1.50 m . dir. Türbenin üzeri se-kizgen kasnağa oturan pandantifli merkezî bir kubbe ile örtülüdür. Dershane ve türbeyi birbirinden ayıran duvar da altta üç dikdört-gen söveli, üstte de de yuvarlak kemerli üç alçı pencere bulunmaktadır. T ü r b e kısmının başka bir mekân ile bu şekildeki bağlantısı ilk defa burada ortaya çıkmaktadır. Meselâ

XVI. yüzyıla ait Üsküdar Şemsi Paşa Ca-mii ve Y a h y a Efendi dergâhı da fonksiyon olarak burasını hatırlatmaktadır.

Türbenin medrese avlusu ile hiç bir ir-tibatı yoktur; giriş hazire ile sebil arasına açılmış, aydınlığı da kapısının iki yanında altlı üstlü birer ve cadde üzerinde yine altlı üstlü üçer pencere sağlamaktadır. Buradaki sütuncuklardan anlaşıldığına göre türbenin kendine mahsus, mütevazı bir de girişi bu-lunuyormuş.

Türbede, kitabe, levha taşımayan bü-yüklü küçüklü dokuz .ahşap sanduka vardır; kes!n tarih kavdı ile istanbul'da ölen Ek-mekçizade Ahmet Paşa bu türbeye gömül-müştür, diğer sekiz sanduka da ailesi efra-dına ait olacaktır.

Medresenin Taştekneler sokağı köşesin-de pek hazin bir d u r u m d a bir sebili vardır. Kitabesi bulunmayan bu sebilin H . 973 (M. 1565) tarihinde Hüsrev Kethüda tarafından yaptırıldığı kaydedilmiştir (9). Beyaz mer-merden gayet ince işçiliği olan sebilin sta-laktit başlıklı üç sütunu ve aralarındaki geometrik motifli demir şebekelerinin alt k ı -sımlarına, eteklerine kadar yo! seviyesinin yükselmesinden toprağa gömülmüştür.

Diğer taraftan bu sebilin yanında ah-ş ı p bir türbedar evi, medresenin arkasında da haziresi vardır. Bunlardan bilhassa h a -zire günümüzde pek perişan bir haldedir, hemen hemen bütün mezar taşları toprağa gömülmüştür, moloz yığınları arasında kay-bolmuştur.

Medrese uzun zaman bakımsız kalmış, zaman z a m a n her türlü fuzulî işgallere uğ-ramış ve tahrip edilmiştir. Nihayet, bu güzel eser ilk defa 1963 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce iş p r o g r a m ı n a alınarak res-torasyonuna başlanılmış, kısa aralarla çalış-malar 1966, 1967, 1968 yıllarında da devam etmiş ve b u satırların yazıldığı sırada, ka-lan dağınık işler hariç tamamka-lanmıştır (10).

(9) İzzet Kumbaracılar, istanbul Se-billeri, istanbul 1938, s. 7.

(10) Ekmekçizade A h m e t Paşa Med-resesi'nin restorasyonunu istanbul V a k ı f l a r Başmüdürlüğü Y. Mimarı Cahide T a m e r yapmaktadır.

r "

Suya ve rutubete karşı en

kuvvetli tecrit maddesidir.

A S F A L T I Ş

FERHAN AKSÜT

Çeşitli Asfalt Yol ve Tecrit İşlerinde, Mütehassıs Firma

F e r m e n e c i l e r . Kardeşim Sokak Griffin Han No. 4 4

G a l a t a - İ s t a n b u l

Telefon : 44 26 21

49 72 27

Gece 48 64 40

BURSA; 1732

.—

'

ARK. — 85

Referanslar

Benzer Belgeler

• pH sı 7.0 veya daha yukarı olan topraklar çok alkali veya bazik olup, saf kükürt ile düzeltilebilir.. • Profesyonel bir toprak analizi ne tür bir toprak düzenleyiciye gerek

8 İngilizce Listesi 9. Sınıf Phase-4 978-0198397984 MYP English Language Acquisition Phase 4 Kevin Morley, Alexei Gafan OUP Oxford 11 İngilizce Listesi 9.. Sherman Alexie

• Bir kayıt örneği (record instance), belli bir kayıt tipinin gerçek verisidir ve kayıt dosyası aynı kayıt tipinden olan kayıt örneklerinin kümesidir.. Örnek: GYTE isimli

28 LENA DOĞALTAŞ MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ İNKÖY MAHALLESİ PERLİ YOLU CAD... 29 UGUR

[r]

Nihayet asrı bir tersane ihtiyacı karşısında 1805 yılında çok harap bir hale gelmiş olan Aynalı kavak sarayı yıktırılıp yerine yeni bir havuz,

14 Çınarcık Meslek Yüksekokulu Çınarcık Vocational School Çocuk Gelişimi Child Development ÖNLISANS Associate Degree 2 10 285,00 15 Çınarcık Meslek Yüksekokulu

Tutulan su sayesinde Akdeniz’de yeni topraklar ortaya çıkacak, bu topraklar üzerinde yeni yerleşimler açılacak ve Av- rupa ile Asya birbirine bağlanacaktı. Bu da Atlantropa