KÜLTÜR BAKANLlGI
HALK KÜLTÜRLERINI
ARAŞTIRMA
ve
GELışTIRME
GENEL MÜDÜRLÜGÜ
YAYıNLARı:
166
SEMINER, KONGRE BILDIRILERI
DİzİSİ:
36
ıv. MİLLETLERARASI
TÜRK HALK KÜLTÜRÜ
KONGRESİ
BİLDİRİLERİ
III.
CİLT
Halk
Müziği,
Oyun, Tiyatro,
Eğlence
GöktanAY
(Türkiye)
Halkmüziği
ve
oyunları, geçmişten
günümüze, bazen birbirinden
ayrı,
bazen da birlikte
gelmiştir.Halk
müziğidaha fazla bir
uğraş,emek ve kabiliyet
istediğiiçin, demeklerde ve
kitle
eğitiminde.gerekli
yaygınlığıancak halk
oyunlarıile birlikte
sağlayabiImiştir. Kısacahalk
oyunları eğitimi,kitle
eğilimindedaima ön planda ele
alınmıştır.Her
insanıniçinde bir
boşalma aracı
olarak oyunun ortaya
çıktığıve
çeşitli şekillerdekendini
gösterdiğibilinmek-tedir. Ancak; türkü söylemek güzel ve güçlü bir sesi, saz çalmak ta iyi bir
yeteneği gerektir-diğinden,halk
arasında,halk
aşıklarmadeha gözü ile
bakıimış,onlara hürmet
edilmiş, bağlamalar,sazlar
baş tacı edilmiştir.Bizim
insanımız,kendi
müziğiilc
oynamış, ağlarnış, kısacagünlük dertlerini,
geleceğeait
düşüncelerini, arzulannıtürkülerle dile
getianiştir.Der-nekler, oyunlar kadar
müziklc
ilgilenememişlerdir.Bunun sebebi müzik
uzmanı yetişmemiş olmasıdır.Sonuçta, demeklerimizde iyi oynayan, fakat müzik
kulağıolmayan, ses
yetenek-leri
zayıf,herhangi bir
çalgıyıçalmayan
öğreticiler, öğrenciler üretilmiş.Festivaller,
yarışrnalar, şenlikler çoğalmış;dernekler folklor dernekleri
adı altındamantar
gibi
artmış, öğreticiler artmıştır. Şehirlersemt semt
kişilerintekeline
girmiş, şehirlerarasıdolaşan
uzmanlara, koreograflara sahip
olunmuş.Yurt
dışıgezilerinin
paylaşımındadahi
so-runlar ortaya
çıkmış.Halk
oyunları alanındadevletin birkaç
bakanlığınınüstünlük kurmak
istemesi ile
işlerdaha da
karışmıştır.Halk
müziğiyine kendisini bu
kargaşadan kurtarabil-miştir. Yarışmalarsayesinde halk
oyunları yaygınlaşırken,bir taraflan da bozulmalar
başlamış, ağır, oturaklıoyunlar yerini
hızlı, gösterişli,hareketli oyunlara
terketmiş.Ekiple-re
eşlikeden sazlar meselesi hala
halledilememiş,müzisyenlerle oyuncular
arasındakibera-berlik
sağlanamamış;yazma oyunlar, yazma türküler. katma figürler
ncıleştirilememiş;otantiklik
kavramıüzerinde
birleşilernemiş;halk
oyunlarıezgileri notaya
alınamamış;derle-meler durma
noktasına gelmiş.Ancak bütün bunlara
rağmenoyun ve
müzikıcbirçok uzman
ve
öğreticininisim
yaptığıda bilinmektedir. O halde meseleler neden çözülmeden yeni
kuşaklara aktarılmaktadır?Bunun sebebi bilimsel
düşünceve
çalışmasisteminin
bilinmeme-si,
yagınlaşmamasıolsa gerekir.
Halk
oyunlarıve
müziğinin bilimselliğe kavuşturulmasının şartı,malzemelerinin
yapılması,literatüre geçirilmesi ve
rnüzeleştirilmesidir.Halk
müziğiMuzaffer
Sarısözenve
ondan sora gelenlerle kendini
kurtarmış,ancak halk
oyunlarındabir
Sarısözen çıkmamıştır.Bilimsellik; gerçekçilik,
sağlıklı düşüncedir. kalıcı çalışmalardır.Bugün ülke genelinde
folk-lor malzemelerinin
çoğu kaybolmuş,kaynak
kişibulmak
zorlaşmıştır.Uzmanlar birbirlerini
küçük
şeylerle meşgulederken ana kaynak elden gitmektedir.Yeni
yakılanbir türkü ya da
yeni düzenlenen bir oyun,
iletişim araçlarıyla anındayurdun dört bir
yanına dağılmaktadır.çağ,
bilim
çağı olmuştur, gelişmelerçok
hızlıolmakta, bizler geride
kalmaktayız.Belkide
çok
yakında,derlenen bir malzemenin folklor
sayılabilmesiiçin gerekli "zamanda derinlik"
gibi ilkelerden de vazgeçrnek durumunda
kalabileceğiz.32
GÖKTAN AY
Bugüne kadar oyun ve
müziğimizbilimsel platformlarda ele
alınsaydı,birçok sorun
hal-!edilmiş, kalıcı
prensipler, kurallar,
teşkilatlar.kurumlar hayata
geçirilmişolurdu. Demek ki
devlet olarak:, uzmanlar olarak
yaparnadığımız işler var. Örneğin; halk oyunları ve müzik
alanında
günümüze
getirdiğimizaşağıdakisorunlara bir göz
atalım:1- Halk
oyunlarımızdaiki cümle (müzik ve ritm)
vardır.Bu iki cümle birçok oyunda
bir-likte hareket eder ya da müzik cümlesi birkaç tekrar sonunda
riımcümlesiyle
buluşur.Bu
nedenle
müzik-figür-riıminbirleştiğioyunlarda bir
oıurtum,bir rahatlama görülmektedir.
Ancak
oyunlanmızdabu otunuma dikkat edilmemektedir.
2-
Oyunlarımızdayörede olan
çalgılarayer verilmemekte: yörede olmayan
çalgılarayer
verilmektedir.
3- Keman, kanun, ud gibi sazlar Türk
sazıolarak
adlandınldığıhalde,
halkıngünlük
eğlencelerinde.oyunlarında,
türkülerinde
yaygınolarak
kullandığı cümbüş,klarnet ve keman
gibi sazlar halk
oyunlarımüziklerinde
kullandırılmarnaktadır.4-
Çalgıotlaryetkin, bilgili insanlar
değildirler.Davulun kuvvetli ses vermesi nedeniyle,
zurnanın çaldığı
melodinin
doğruluğuve
yanlışlığı anlaşılamamaktadır.Davul
müziğin değiloyunun,
figürün
ritmini çalmakta, böylece yöresel tokmak-çubuk ritm
özelliğiortadan
kaldırılmaktadır.
5- Çok
sazlı
denemelerde.tampcre sazlarla,
komalı
sazlar birlikte
kullanılmakta
veya
komalı sazların
birlikte
olduğugösterilerde sahnedeki
çalgıoturtumu iyi ayarlanamamak:ta
veya az
çalışılmasınedeniyle ortaya bir müzik-ritm kaosu
çıkmaktadır:6- Gösterilerde amaç, seyirciye iyi bir
sunuşvermektir. Verilen süre içinde çok oyun
ser-gilemek ya da zaman doldurmak için fazla figür tekran yapmak iyi bir
sunuş olmamaktadır.7-
Yapılanmizansenlerde,zengin-fakir,
ağa-fakiresprisinin
dışına çıkılamamış,çok
zen-gin diye
öğündüğümüzhalk
edebiyatıürünlerinden
faydalanılmamıştır,8-
Oyunlarınbirbirine
bağlanmasındamüzik-figür-ritm
bütünlüğünedikat
edilmemekte-dir.
9- Halk
oyunları, öğretici uzmanları tarafından arşivlenememekte,oyunlarınyöresel
rit-mik özellikleri ortaya
çıkanlamamaktadır.10- Halk
oyunlarısahne
sanatının gerektirdiğişartlardan faydalandınlamamakta;otantik
olmayan, sahne
sanatıolarak da
adlandırılmayanbugünkü
şekliylebir yere
,varılarnamaktadır.
Bütün
bunlarıntemelinde, devletimizin, halk
oyunlarıve
müziği eğitiminiyapacak,
eğitim kurumlarını,
ancak 1976
yılındansonra açabilmesi
yatmaktadır.Bugün halk
oyunlarıve
h~Jk müziği eğitimigörmeyen, herhangi bir halk
çalgısınıçalamayan,
film
bilgisine ve
folkfor terminolojisine sahip olmayan halk
oyunları öğreticilerinin oranı
%
90'dır.
Yine
kendi yöresi
dışındakiyöre oyununa
eşlikedemeyen, iyi bir ses
yeteneğiolmayan
"Büyümüş'Tuzman"
yada
"Iolklorcıı" olmalarıgerekenlerin
olgunlaşamadığı,görevlerini
yapamadığı
ülkemizde, yeni
yetişengençlerden, insanlardan bir "büyük" gibi, bir "Iolklorcu"
gibi
davranmalarını isıernekhayal olsa gerekir.
Çünkü, bilimsel yöntem
uzmanları;bilimde ilerleme ve
buluşlaryapabilmek için, iyi
yetişmiş, yaratıcı
ve
hazırlıklızihinlerin gerekli
olduğukadar; para, kitap, ekip, zaman,
çalışma,
mekan,
teşvikve cesaret gibi
imkanların bulunmasının şart olduğunuifade
ediyor-lar. Bu nedenle Devletin, bilim
adamlarının desteğive
teşviğiolmadan; kendi zevkleri ve
doğal yaşantılannın
bir sonucu olarak folklor malzemelerini yaratan
halkıve bu malzemeleri
derleyip
toparlayıp, arşivlcycn.eğiıimve
öğretiminiyapan
kişive
kurumlarıda
teşviketme-si gereklidir.
İnsanların
günlük
yaşantılan
içinde
almış oldukları
kararlar bilimsel gerçeklerdir. Zaman
içinde
birtakım
kavramlar önemini yitirmektcdir.
İnsanlar
bilimsel gerçekleri elbetteki
eğitimden almalıdırlar,
ancak ülkemizde bu sürekli
kılınmıyor.O halde halk kendi kendine
öğrenmelidir.
Ancak bu da kitle
iletişim araçlarının yaygınlaşmasıile bir yerde
zorlaşıyor.Çünkü, anadan, babadan, dededen çocuklara bir
şey aktarılamıyor.Bu nedenle
"eğitimle""çevre
şartlarına hazırlarnakla" "tcşviklc" yaratıcılıkdesteklenmelidir ki,
insanlarımızIolklor
değerlerine
sahip
çıkabilsinler.Kitle
eğitimindeönemli
işleviolan TRT Kurumu,
yıllardır yazıldığıhalde bir türlü
uy-gulamalarım değiştirmemektedir.
Oyun
programları,müzik
programlarıtck düzeiLkten
kur-tarılamamaktadır.
Elbette
yapımcılar prodükıörlcr, ıonmaistcrlcrmüzik ve oyun
alanında eğitim görmüşkimselerden
olmalıdırlar. Kısakurslarla bilimsel
konularıhalletmek fikri,
zaten bilimsel
gerçekçiliğe aykırıdır.Halk
müziğininmotoru olan ritm duygusunu, ne
toplu programlarda, ne de radyoda
hazırlanansolo bantlarda duymak mümkün
değildir.Saz-ların
partisyonlu olarak
çalınmasıdahi mümkün
değildir.Çok
bcğcndiğinizbantlar mutlaka
dışarda,
özenli stüdyolarda
yapılan bantlardır.Radyo
sanatçılarıTV
bantlarınımutlak
dışarda hazırlar.O halde radyo
stüdyolarıson model eihazlar
getirildiğihalde, piyasadan geri
kal-makta, iyi seviyede mal
ürcımcmckıcdir.Ve üstelik
çalışanıve
sanatçısıylabu insanlar TRT
Kurumunun kendi
malıdırlar.O halde neden adamsendeeilik,
işibiraz daha çabuk bitirelim
anlayışı
hakim
kılınmış? İdareellerimizinmi,
sanatçılanmızın mısuistimali var? Kim
folk-lorun içinde olan
dinamizrrıidurdurmaya kendini yetkili görmektedir? Bugün
radyolarımızdan"Türküler ve Oyun
Havaları","Yurttan Sesler", "Beraber ve Solo
Türkülcr"
gibi
ayrıadlarla
yayınlanan programların içeriği aynıdır.
Bu nedenle özellikle TV
kanallarındakioyun ve
müzik
programlarınınkalitesinin yükseltilmesi, folklor belgesellerinin
çoğaltılmasıyerinde
olacaktır.
Halk
oyunlarımızve
müziğimizelbette çok zengindir.
Çeşitlemeleriile bugün
dcrlcnc-merniş
yüzlerce oyun ve türkü
vardır.Ancak bu zenginlik
başınuzıçabuk
döndürrncktc,
bo-zulma ve
yozlaşmakendini göstermektedir.
Bozulmanın olmamasıiçin,
insanlarımızda,yöneticilerimizde, önce halk kültürü ile
donanmış sağlambir bilincin
olmasıgereklidir.
Kuvvetli bir
bağlayıcıve
birleştiriciolan halk kültürü, tabandan gelen
ağırlığıile daima
kendini herhangi bir
şekilde
gösterecektir. Ülkemiz elbette
gelişecektir.
kul-34
GÖKTAN AY
larısınlar.yine
de folklor
değerleriniunutamazlar. Çünkü, elektronik dünya insana
herşeyivermez, manevi yön daima eksik
kalır.Bu nedenle videonun. TV
kanallarının,Star
i
gibi
özel
yayınların yaygınlaşmasınarağmeninsanlar yine tiyatroya gidecek, konser
salonlarınıdolduracak, manevi
duygularını ıadacaklar,Ülkemizde halk
müziği eğitimi
1976, halk
oyunları eğitimi
de 1984
yılından
itibaren
yapılmaya başlanmıştır.
Kültür
Bakanlığına bağlıHalk
MüziğiKorosu 3'e
çıkarılmış,bir
halk
dansları topluluğu kurulmuştur.Yeni korolar ve topluluklar da kurulmaya
çalışılmaktadır.
Yeni kurulan
konservatuarların
mutlaka ilk kurulan
İstanbul Konservatuarını
iyice incelemeleri, sonuçlar
çıkararakuygulamaya geçmeleri gereklidir.
Aynısorunlarla-karşılaşmanın
çözümü budur. Konscrvatuarlarda, korolarda
asılolan;bilgili, tccrübeli,
sanatçı öğretici,
korist,
eğiticikadrosudur. Ben
açtımoldu
mantığıile bir çözüm getirmek
mümkün
değildir. Kuralsızlıkve sistemsizlik bu
kurumlarıçok kolay bir
şekilde yozlaştıracakur.Bu nedenle Anadolu'ya
yayılmafikrinin birkez daha
tartışmaya açılmasınınyerinde
olacağıkanaatindeyim.
Kültür
BakanlığıGüzel Sanatlar Genci
Müdürlüğü'nünde müzik ve oyun
alanındayap-mayı düşündüğü
uygulamalar için
konscrvaıuarlarla istişaredc bulunması,kültürümüzün
sağlıklı devamlılığı
için
şarttır.
199
i
yılında İstanbul'un
bir halk
müziği topluluğuna
ve
otantik
değerlere bağlıhalk
oyunları topluluğuna kavuşmasınıbcklemekteyiz.
Yıllardırsürüncemcde
bırakılan
bu
topluluğun tcşkili
için
1TÜ
T.M.D.Konservatuarı
halk
müziği
ve
halk
oyunları öğrcncifcri, mezunları yetişmişve güçlü bir kadro olarak
düşünülebilir.Kon-servatuar
eğitimi yapmışolanlara, her planda öncelik verilmelidir ki,
eğitimin gereğinde, müziğin,oyunun
bilimselolduğundakitleler bilinçlenebilisin.
Biz "konservatuarlar açmakla,
Öğrencialmakla,
öğretim elemanıatamakla, ders
program-ları
yapmakla, üniversitelcrc
bağlamaklaacaba müzik ve oyun bilimsellik
kazanmışoluyor
mu?" diye bir
araştırma yaptık.Konservaruar son
sınıf öğrencilerinebu konudaki
düşüncelerini
sorduk. Sonuçta;
Oyun ve
müziğinhenüz
bilimselliğc kavuşarnadığı, bilimselliğin. şuanda
konservatuar-larda görevli
değerli sanatçıve üstadlardan bilgi ve
ıccrübcyi,birikimi en iyi
şekildealan ve
mezun olduktan sonra konservatuarlarda hoca olanlarla
sağlanabileceği;Teori ve
pratiğin
bir
olmadığı,
ayaklar, makamlar ve usullerin
neılcştirilernediği;
Bilimsel
yayınların, metodların basılı olmadığı;Halk
çalgılarınınülke
çapındastandardizasyona uygun imal
edilemediği;Otantikliğin, bağnazlıkla
bir
tutulduğu;dinamik folklor ürünlerinin
kişilercestatik hale
getirildiği;