.
---MILLI FOLKLOR
ü,
Aylık
Türk
Dünyası
Folklor Dergisi
ç~ıti~~:ITI~7t§I~~lgi·ti~~II:~a
....:.:.:.:-:- .:.:.:.;.:-:.; :...••·.••·..•·..
~
.••·..
5.••..••.••.
:.I~
..·.:..•.•••..••.••.
I . ·••.:.·.$.,>·.•ş.IN
.•••.·•·..
:l..··.•••..••.:·•.
~
.••.
:.~
.••·.•.
ıpfşil
iÇİNDEKİLER
l'
ErgenekonDestanıve NevruzBayramı : ..
Prof. Dr.AbdulhaıakM. ÇAY
Bulgar Türklerinde veDiğerTürklerinYılbaşı.AdetlerindeAteş .
Ahmet TACEMEN
Azerbaycan'da Novruz Merasimi ..
Prof. Dr.Azad NEB!YEV ..Mesude EVEZKIZı
FAK'94 Ödülleri Sahiplerini Buldu .
Sahalarda Bahar Bayramr-Ihıax- " .
Yrd. Doç. Dr. M. FatihK1R1ŞÇıoOLU.
Iğdır'ın Aralık İlçesi'ndeNevruzKutlamalarıylattgili
Gelenek veİnanmalar " .
Yrd. Doç. Dr. AliYAKIcı
TürkDünyasında''Nevruz'' Kitaplan ..
Yrd.Doç.Dr. M.Öea! OOUZ
Bize Gelen Kitaplar ..
Göller Bölgesi YerAdlarıüzerine: BurdurJBucak ve
Isparta/Keçiborlu'dan YerAdları ..
Prof. Dr. Saim SAKAOOLU
Orta Toroslar ve Makedonya Yörükleri
HalkİnançlazıKarşılaştırması-
m
...
. Dr.YaşarKaya KALAFAT
ÇeçenyaHoryatları .
Halya Seyhan SIPAHIOOLU
Azerbaycan'da Folklor Faaliyetleri ., .
Prof. Dr. SamirKAzıMOOLU-AliAbbas ÇINAR
Bize Gelen Dergi ve Gazeteler , .
''BöyleBağlar"Hikayeleri üzerinde Mukayeseli BirAraştırma ..
Yrd.Doç.Dr. Nerin KOSE .
EfsaneninYapısıve Foııbiyonu ..
Juha PENTIKA1NENiYrd. Doç. Dr.İsmailGÖRKEM
İskandinavya'daFolklorÇalışmalannmEğilimleri ..
Stith THOMPSONiÖzkul ÇOBANOOLU
Masalın;Efsane, Menkabe, Mit, Fabl veFıkraGibi TürlerdenFarkı .
Max LOm!iS,everıgaı KARASUBAŞI..
Edebi Yönü' ile Sefil Selimi : .
Yrd. Doç.Dr.DoğanKAYA
AşıkSümmani'de Dil, Edebiyat, Sanat ..
Yrd. Doç. Dr. Hayrettin RAYMAN
"Göroğlı" .
Yrd. Doç. Dr. Olka ÇEliK
"Aksu Nezmileri" ..
Yrd.Doç.Dr. Erkin EMET
2 8 II 15 16 17 19 21 22 28 33 34 39 40 46 57 66 69 72 75 80
Türkler'in "atlı-göçebemedeniyeti"
dediğimizhayattarzını bırakıp "yerleşik
medeniyes?e geçmeleri cemiyetV~· aile içi
çatışmalanyla şehir hayatının; dolayı
sıylahikayekonularınınortayaçıkması
m sağlamıştır. İlkdefa Dede Korkut'ta
kahramanlığınyarıında aşkınve
bunla-rabağlıolarak birçok entrik unsurun
gö-rüldüğü(1) bu türün daha sonraki
dö-nemlerindekonularının ağırlıkmerkezi,
aşkınlehinedeğişmiş;tali olaylar da
ço-ğalmıştır.
Günümüzeyakıntasniflerde ise halk . hikayeleri hem hacim olarak daralmış;
hem de giderek aktüel konulara yer
ver-diğiiçin yepyeni bir özellikkazanmıştır.
Doğu Anadolu sözlü rivayetlerinin ve hikayeninanlatıldığıbölgedeki
mevzula-rınklasik halk hikayelerimizdeki birçok motif ve epizotlarlazenginleştirilmesiyle
meydanagelmişveadına"kaside" deni-len (2) "Böyle.Bağlar" hikayeleri de bu tür yeni tasniflerdir. Bu sebeble Konya yöresinden derlerren birbirininvaryantı
olan üç hikaye (3) üzerindeyapacağıımz
buçalışmamızda,anlatmalardakiçeşitli
motiflerin benzerlikleri ve farklılıklan
üzerinde durulurken. halk hikayeleriyle olan ilgisi de gözönünde
bulundurula-caktır.
Herşeydenönce üç hikayeayın şekil
de klasik halk hiküyelerimizin ekser-yetindegördüğümüzve şemasını aşağı
yaaldığımbelli plana uygun olarak
an-latılmaktadır:
40
Kahramanınailesinintamtılması
Kahramamntanıtılması Kahramanınmacerası
*Düğün
*Gurbete gitme
*Kahraman gurbette iken
kansınınbaşkasınaverilmesi
*Kahramamnmeınleltete dönüşü
Sonuç
Düğün
Şunubelirtelim ki, ayın şekilde
anla-tılmalanna rağmen,ilk bölümdeki
mo-tifler her hiküyedefarklıdır.Konya
var-yantıBöyle Bağlar'da ilk bölümde
"za-man", mevcutken, Rehani varyantında
"zaman"motifı, "İzzetBey Hikayesi"nde ise "yer" motifi görülmemektedir. Ancak daha çok hikayeyi anlatanla ilgili olan bu durum, hikayeleriri genel yapısında
farklıbit durum yaratmaktanuzaktır.
İncelediğimizüç hikayede de
kahra-manın babasıAli İzzet Bey (Güler To-sun'dan derlenen metinde sadece İzzet
Beyolarak geçiyor) (2, IV. Bölüm, s: 32, 10, 19)adında varlıklı, bağıbahçesi olan
biradamdır. Mesleğibelirtilmemekle
be-raber kasabaeşrafındanve ticaretle uğ
raşan biri olduğunu tahmin etmek
mümkündür. Bu haliyle kahraman halk hikayelerinin ekseriyetinde karşımıza
çıkan atı, askeri, sınırsız malıolan ve
bütün ülkeye hükıneden"baba" tarifin-den uzak, günümüzde hemen her yerde
rastlayabileceğimiztürden biridir.
Konya varyantıile AşıkReyhani
an-latması olan hikayelerde vaka
Malat-ya'da (2, s: 10) veDiyarbakır'da(2, s: 19) geçer. Yani her hikaye de belli bir yere
bağlıolarakanlatılmaktadır."İzzetBey Hikayesi"nde böyle birşey söz konusu
değildir.(2, s: 32). Klasik halk
hikayele-rininbazılarındadarastladığımızbu du-rumunanlatanın derlendiğibölgede çok
yaygın olması ve dinleyicinin unutmuş
olmasıylailgili olduğunu sanıyoruz.
Her üç varyantta da Ali İzzetBey'in (2, s:10) veİzzetBey'in (2, s: 32) birikız,
biri erkek olmak üzereikişertane evlat
vardırve adlan Hüseyin ile Fatma'dır.
Reyhani anlatmasıolan "BöyleBağ
lar" da iseAliİzzetBey'inherşeyi vardır
ama, Allah ona biroğuluçokgörmüştür
(2, s:19). Halk hikayelerimizin ekseriye-tindegördüğümüz"çocuksuzluk" proble-mi ilekahramanın çocuğa kavuşma şek
li(dua, büyülü elma, kurban kesme, aç doyurma çıplak giydirme, cami veya imaret yaptırmav.b.) burada da karşı
mıza çıkmaktadır: "Zamanla Allah ona
biroğulverir" sözünden AliİzzetBey'in "Hüseyin"adını verdiği evladına kavuş
masının"dua" yoluylaolduğunu anlıyo
ruz.
Klasik halk hikayelerimizde hiç
gö-rülmeyen, ilk defa buanlatılarda karşı
mıza çıkan "torunauzluk", her üç
hikayede deortaktır.AliİzzetBeyoğlu
nun evlenmesinin üzerinden epeyce uzun bir süre geçmesinerağmen
sevebi-leceğiveoğluölünce malının
kalabilece-ği bir torundan yoksundur (2, s:l1, 19, 32).
Ali İzzet Bey'in oğlunun evlenmesi-nin üzerinden, geçen, birbaşkaifadeyle
kahramanıntorun özleminiçektiğisüre
Ahmet Lok derlernesi ile Reyhani
anlat-masındanyedi yılolarak geçmektedir.
Nitekin AliİzzetBey gelinine:
Yediyıldır bağbeslerim (2, s: 11)
veya:
Yediyıldır bağbecerdini (2, s: 20)
şeklinde "kendini bir torun sahibi
yap-madığı"için sitem eder.
"İzzet Bey"adıylabilinen varyantta ise çok farklı birdurumla karşılaştık.
Hikayenin nesir kısmında İzzetBey'in
on yıldır torun sahibiolmayı beklediği
(2, s: 32) ifadeedilmişken nazım kısmın
da bu süre:
Yediyıldır bağbecerdim yavrum can
(2, s:33)
şeklinde,belirtilmektedir. Yediyıllık
.sürenin her üç varyantta da aynı şekilde
tekrar etmesi bize klasik halk hikayele-rimizdeki "nazım kısımlannın anlatının
değişmemesigereken kısımlan olduğu
ve bu cihetle anlatıcının şiirleriaynen tekrar etmeyeçalışması"(1, s: 51,112)
geleneğinin,günümüzeyakıntasniflerde
de gözönüne alındığınıgörstermesiaçı
sındençok önemlidir.
Her üç hikayede de Aliİzzet Bey'in torun sahibi olamamasınasebeb, "oğlu
Hüseyin'in iktidarsızlığı"dır.Güler To-sun'dan derlenen varyatta bu durumun sebebi belirtilmemekle beraber (2, s: 33); Reyhani anlatmasında "şeytanın(2, s: 11); Ahmet Lok derlemesinde ise
"baba-nın yersiz dua etmesi"nden dolayı
Allah'ınHüseyin'everdiğiceza" (2, s: 19)
olarak ifade edilmektedir. (Klasik halk hikayelerimizde hiç görülmeyen "torun-suzluk" veiktidarsızlık'' konuları üzerin-de birbaşka yazımızda genişolarak
du-rulacaktır.)
"Kaynatanıngelini ile birliktebağla
nna gidipçayınıorada içmek istemesi ve
yediyıldırkendisini torun sahibi
yapma-dığıiçin bir "hane" ile sitem edip, suçu ona yüklernesi her üç varyanrta daaynı dır(2, s: 11, 19, 33).Bilindiğigibi klasik halk hikayelerimizde çocuksuzluk ya
"Kerem ile Aslı" da olduğu gibi aynı dertten muzdarip üst düzeyde yönetici durumunda olan iki kişinin hanımları
(4) veya kendileri; ya "LatifŞah''ta
oldu-ğu gibipadişahla (Gamsız Şah) karısı
(Şemsinur)arasında(5)konuştukları;ya
da kahramanların kendi kendilerine (6)
dertlendikleri bir konudur. Oysa kaside-lerin temelini teşkileden ve halk hika-yelerindekiçocuksuzluğunyerini aldığı nıtahminettiğimiztorunsuzluk
proble-mi, BöylqBağlarhikayelerinde gelin ile
kaynataarasındakonu edilmektedir.
Ayrıcasadece Reyhanianlatmasında
karşımıza çıkanvekaynatanın:
Yücedağlar karsızolmaz
Yiğitlerikrarsızolmaz
Başkabahçeyi besleyelim
Oğul bağı barsızolmaz(3, s:20)
şeklinde "çocuğu olmadığı takdirdebaş
ka gelinalabileceğini"belirtmesi de ilk defa üzerinde çalıştığımızhikayelerde konu edilmektedir. Bunun temelinde-gü-nümüzde pek çok yörede de görüldüğü
üzere yeni evli bir çiftinçocuklarının
01-mayışında suçun -daha çok gelin
yük-lenmesi" fikrininyarattığıtahmin ediyo-ruz.
İştebütün bunlar halk hikayelerimiz için yepyeni birer motif olarakkarşımıza
çıkınaklaberaber hem gerçek hayattan
izlertaşıması,hem de hikayelerimizi
ro-manayaklaştıranentrik unsurlarınim
yenilerinden olması dolayısıyla önemli-dir.
AliİzzetBey'inoğluHüseyin'in
kan-sının"çocuk sahibi olamayışının
suçu-nun kendisindeolmadığını; oğlunun
ik-tidarsızlığıyüzünden yedi yıldır gerdeğe
giremediğini" (2, s: 12, 20, 34) babasına
söylediğini duyması üzerine gurbete
gi-der. Yani oğulun karısınıve aileocağını
bırakıpmemleketinden ayrılması,yedi
42
yıldır sakladığı sırnnın karısı tarafın
dan ifa edilmesidir. Oysa klasik hikaye-lerdeaşığıngurbetegidişiya sevgilisine
kavuşmakiçin kendisineşartolarak
sü-rülen başlık parasınıkazanmak (7, s:
50~51) onun muhtemel bir tehlikeden
korunması(8, s: 4); ya da kötü niyetli
bi-ritarafından kaçırılması (9,s: 3) v.b.
se-beplerle gurbete gitmekteydiler.
İlkdefa Böyle BağlarHikayelerinde
rastladığımız "kahramanıngururunun
yaralanmasısonucubaşka diyarıara
git-mesi", hikayeninanlatıldığıyöreden ya-ni gerçek hayattan izleri aksettirmesiyle
olduğukadar günümüzeyakın
tasnifler-deki entrikunsurlarınçokluğunuve
çe-şitliliğini göstermesi bakımından da
önemlidir.
Yine her üç varyantta da Hüseyin'in gurbetteinşaat işçisiolarakhayatını
ka-zandığını görüyoruz (2, s: 13, 21, 34).
Oysa klasik hikayelerde kahraman gur-bette iken saz çalarakhayatını
kazanır-dı(7, s: 53-82). . Yine ilk defa üzerinde çalıştığımız
metinlerde karşımıza çıkanbu durum halk hikayelerimizdekikahramanların
giderek daha değişik vasıflarlaortaya
çıkmaya başladığınıifade etmekte;
"gur-bete gitme sebebi"nde deolduğugibi,
an-latının yaygın olduğu yöreden pekçok
motifialdığınıgöstermektedir. '
Kahramanın memleketindenayrılıp
gittiğiyere,yaiıi"gurbet"e gelince ...
Ah-met Lok'tanderlenmişolan metinde Su-riye'ye (2, s: 13); Reyhani varyantında
Bağdat'a(2, s:21); Güler Tosun'danalı
nan hikayede ise dahayakınbiryere,İs tanbul'a (2, s: 34) gider. Hikaye
kahra-manıngurbette iken gittikleri yerlerin
uzaklığıveyakınlığıilefarklımekanlar
oluşunun/dahaçok"anlatıcıyagöre
gur-bet kavramınınifade ettiği mana'ya
bağlıbir durumolduğunu sanıyoruz.
Gerek kahramanıngurbete gitmesi ve bugidişin bağlı olduğusebeb; gerekse gidilen yer vekahramarıınoradameşgul
olduğu meslek şekli, günümüze yakın
tasniflerdeki unsurlann, eskilere oranla daha fazla ve gerçek hayatta da
rastla-yabileceğimiztürdenolduklannıgöster- .
mesiaçısındanönemlidir.
Varyantıannhepsinde de
kahrama-mniktidarsızlığı İslamiunsurlarabağlı
olarak ve hikaye sonunda ortadan kal-kar. Hüseyin ya Allah'ayaptığıdua ka-bul edilince (2, s: 17, 23) ya da yolda
gör-düğü yaşlıca ihtiyara (ki bu Hıdır'dır)
"gurbetten gelenin umduğu şey" olan
ufacıkhediyeyi (çay veşeker)verince (2,
s: 35) iktidarakavuşur.Yani, söz
konu-su anlatılardabu durum, Hızır yardı
mıyla gerçekleşir.Klasik halk
hikayele-rimizdekahramanın çocuğu kavuşması
m sağlayanbüyülüelmayıveren (11, s:
4);aşığıngurbettendönüşünde3günlük
yolu gözaçıp kapayana kadar alabilen
atıileonu, evlenmek üzere olan sevgili-sine-genellikle son anda-yetiştiren(7, s: 86-86)Hızır,burada da olağanüstü özel-likleri olan bir varlıkolarak ve sadece ilk defa BöyleBağlarhikayelerinde gör-o
düğümüz üzere yepyeni bir görevi
(kah-ramanın iktidarsızlığınıgiderme)
yük-lenmişbir kimliklekarşımıza çıkmakta
dır.
Kahramanıngurbetten dönme
sebe-bine gelince ... Reyhani anlatması ile . Güler Tosun'dan derlenen hikayeler'de Hüseyin birlikte çalıştığıve daha önce-den kavga ettiği arkadaşının"Aliİzzet
Bey'e oğlunun öldüğünü bildiren bir mektupyazdığınıitiraf etmesi" üzerine memleketine dönmeye karar verir (2, s: 21,34). Ahmet Lok'tan derlenen metin-de ise oldukçafarklıbir durumla karşı
karşıyayız:Burada kahraman "yeteri
kadarçalıştığınakarar vermesi" üzerine
dönüş hazırlıklarına girişir(2, s: 14).
Oysa aşık hikayelerimizde gurbetten dönme ya sevgiliden alınan bir haber üzerine (7, s: 76-77) ya da kardeşinin,
kahramanı bulması(9, s: 208) suretiyle
gerçekleşmekteydi.Bu olayın
kasideler-de değişik bir şekilde ortaya çıkması
hikayeninyaygın olduğuveya teşekkül
ettiğiyerdekisaktüel hadiselerin, anlatı
ya geçmesiyleolduğukadar, anlatıcıyla
ve dinleyici kesimiyle de ilgilidir.
"Herhangi bir sebeble kahramanın
birlikte amelelikyaptıklan arkadaşının
babasıAliİzzetBey'eoğlunun öldüğünü
bildiren kara haberi mektupla bildirme-si motifi, her üç varyantta da aynıdır.(2, s: 13, 21, 34). Bu haberi yazan kişi
hikayelerden Güler Tosunanlatmasında
Hasan (2, s: 34), Ahmet Lok derleme-sinde ise Kel Mehmet (2, s: 13)tir.
Rey-hani anlatinasındaise sadece "beraber
çalıştığı arkadaşı"(2, s: 21) olarak
geç-mesinin, anlatıcınınya da nakledenin
unutmasıile ilgiliolduğunutahmin
edi-yoruz.
Şunu da belirtelim ki, bu motif klasik halk hikayelerinin bazılarında
aynı şekildegeçmektedir. Bir farklaki,
aşıkhikayelerimizde bu mektubuyazanı
ya da gönderenaşığınsözlüsü ile evlen-mek isteyen birbaşka kişidirve ekseri-yetle deasılkahramandan dahavarlıklı,
daha yüksek düzeydedir (7, s: 99). Kasi-delerdeki bu farklı durumun, değişen
hayat şartlarınınmeydana getirdiği
zümrelerin daha da çoğalmasına bağlı
olduğunusamyoruz.
Gelelimkocasıölen gelinin birbaşka
sıylaevlendirilmeyekaIkışılması
motifi-ne. Sadece iki varyantta gördüğümüz
üzere AliİzzetBey,oğlu Hüseyin'in
öl-düğünü bildiren mektubu alıncagelini
Senem'i, Ahmet Lok derlemesinde
kalmasının doğru olmayacağını" (2, s: 13); Reyhani anlatmasındaise "gelinin
hayatını"(2, s: 21)düşündüğünden,
ev-lendirmeye karar verir. Güler Tosun'dan derlenen metinde ise böyle bir şey yok-tur. Bu hikayede Seneni'in
evlendirilme-sikaynatası tarafından değil; "kan
kar-deşliğiKahramanAğa'nınSenem'ioğlu
na istemesi"şeklindeortaya çıkar(2, s: 34).
Gelinin evlendirilmekistendiği kişi
ler, büt.tin varyantıarda aynıdır: Se-nem'in ikinci defa gelinlikgiydiğibu
dü-ğünün damadı Kahraman adlıbiriniri
oğludur(2, s: 13, 21, 34). Ancak
Kahra-manAğa'nınAliİzzetBey'le olanyakın
lıkderecesi her hikayede farklıdır: Ah-met Lok anlatmasındaKahramanAğa,
Aliİzzet Bey'in-arkadaşı(2, s: 13); Güler Tosun anlatmasındaise kankardeşidir
(2, s: 34). Reyhani anlatmasındaise "çok
sevdiğibiri" (2, s: 21)şeklinde
nitelendi-rilmesi onu "en güvendiğive beğendiği
bir arkadaşı"olarak düşünmemizeyol
açmaktadır. (Bu konu üzerinde bir baş
ka makalemizdeduru1duğuiçin,ayrıntı
ya girilmeyecektir.)
Hikayelerin hepsinde de Hüseyin memleketinedöndüğüzaman Senem
tel-li duvaklı gelin olmuş; düğün alayı at
üstündeki gelini, yeni yuvasına doğru
götürmektedir (2, s: 14, 21, 36).
Kahra-manınson anda ve tamzamanındatek"
rar ortayaçıkmasıvekarısını alıp götür-mesi, klasik halk hikayelerimize benze-mektedir.Bilindiğigibi bu tür
hikayeler-de Aşık, birbaşkasıylaevlenmek üzere
olan gelininkınagecesieğlencesinde
or-taya çıkar (7, s:). Ancak sevgili klasik
halk hikayelerinde ilk defa; üzerinde
ça-lıştığımız kasidelerde ise ikinci defa
ev-lenmek üzeredir.
BöyleBağlarHikayeleri'nin hepsinde de mutlu bir son söz konusudur: Senem
44
at üstünde gelin giderken, öldü sanılan
kocası Hüseyin, düğün alayınınönüne
çıkarve birbirlerinekavuşurlar(2, s: 19, 24,38).
Ayrıca, en canlı 'örneğini Aşık Ga-rip'tegördüğümüzgurbetten dönen
kah-ramanın kızkardeşiile sevgilisiyle
ev-lenmek üzere olan yeni damatadayının
evlenmesi (7, s: 99), varyant1ann hepsin-de hepsin-de aYIlı şekilde karşımıza çıkmakta dır: Senem'in kocasıHüseyin'e kavuş
masıüzerine Ali İzzet.Bey Kahraman
Ağa'ya "düğün alayının boş gitmesine
gönlüntın razı olmayacağını,bu sebeble Senem'in yerinekızı Fatma'yıgelin ola-rak kabul etmesini" teklif eder. Buna
ra-zıolan KahramanAğadaFatma'yıteliy
leduvağıyla evine götürür (2, s:19,24, 38).
Gelelim kahramanın ölümünün (bu-rada öldü haberi) evde kalan üzerindeki etkilerine... Varyant1ann hepsinde de Hüseyin'inkızkardeşiFatmaağabeyinin
öldü haberinialıncakaralar giyer ve
dö-nene kadar da yas tutar (2, s: 17, 23, 34). Yine bütün hikayelerde olduğu üzere aradan geçen oncayıl sonundakarşılaş
tıklarındabirbirlerinitanıyamazlar.
Zi-ra Hüseyin'in gurbete gidişindeküçük
bir çocukolan Fatma, odöndüğünde
ge-linlik birkız olmuştur(2, s: 17" 24, 37).
İlk örneğiniyine AşıkGarip'te gördüğü
müz (7; s:)bumotif, BöyleBağlar Hika-yelerinde geçen zamanınetkisini, gerçek ölçülerleverebilmiş;hatta bu etkinin se-bebini çeşme başındasu dolduran kız,
Hüseyin giderken yediyaşındaolan
kar-deşi Fatma'dır."(2, s: 23)şeklinde
rea-list bir ifadeyleaçılmıştır.
Ali İzzet Bey ise oğlunun öldüğünü
bildiren mektubualdığındabirvaryarıt
ta ağlaya ağlayakör olur (2, s: 35);
Ah-met Lok derlemesinde hasta olup,
yatak-lara düşer(2, s: 18); Reyhani
sındaise üzülmekle birlikte kendini
ka-pıpkoyuvermez (2, s: 21)
Sadece Güler Tosun'dan derlenen hikayede konusu edilen annenin oğlu
nun ölümüneağlamaktanve
üzüntüsün-den dolayı öldüğünügörüyoruz (2, s: 35).
Hikayeleriri hemen hepsinde görülen
"acıhaberin aile fertleri üzerindeki
tesi-ri"nin her hikayedefarklı şekillerde
kar-şımıza çıkmasının, anlatacısıile ilgili bir
durum oldutunu tahmin ediyoruz. Hikayeleriri hepsinde de oğlunun
ik-tidarsızlığım gelininden duyan;
Hüse-yin'in bu itirafı duymasıüzerine memle-ketini terketmesi Aliİzzet.Bey'deitiraz vesilesi olmaz ve ondan haber gelene ka-dar hiç arayıpsormaz. Zira bugün Ana-dolu'nun pek çok yöresindeyaygınolan
düşüneeyegöre, "erkek evlat, ailenin
te-melidir, anababasının yaşlılık güvence-sidir. O sebeple, onun kusuru sadece kendisine aitdeğildir;aileyi, hatta süla-leyi bile ilgilendiren bir durumdur." O yüzden AliİzzetBey gururkıncı,küçük
düşürücüolaniktidarsızlıkprobleminin
çevredenduyulmasıhalinde şerefinin
le-keleneceğini düşünür. Oğul da bunun
farkında olduğuiçin gece gizlice evinden
aynlıp gurbet yollarına düşecek;baba
da onun arkasından gözyaşı dökmeye-cektir. Bu sebeple hikayelerde yas ve üzüntü, Hüseyin'in ölümü ile ortaya çı
kan bir durumdur. Zira Türkdüşüncesi
ne göre ölüm şerefsiz yaşamaktandaha iyidir.
Görüldüğügibi ilk defa kasidelerde
ortayaçıkanve gerçek hayattakişekliy
le yorumlanan bu motif, hikayeleriri rea-list yönünü daha da kuvvetlendirici bir faktördür
Sonuç olarakşunuifade edebiliriz ki, her üç varyant da -ufak tefek
farklarla-ayındır.Gerekanlatım,gerekse
hikaye-lerin anlatıldığıyer ile ilgili olan bu
bö-lüm1er, motiflerinaynı hikayenin deği şikvaryantlan olduğudaha iyi izah et-mektedir. Aynca gerçek hayattanaldığı
pek çok motifinyanısıraeski motifleriri yerel ve daha realist bir renge
bürün-müş olmasıda, son dönem Türk halk
hi-kayelerimizin karakteri üzerinde bir so- .
nucavarmamızısağlayan unsurlardır.
.'
NOTLAR
1. BORATAV, Pertev Naili, "Halk Hikayeleri ve HalkHikayeciliği",Milli Eğitim Bası
mevi, Ankara 1946, s: 35.
2. KÖSE, Nerin "Türk HalkEdebiyatındaKı
sa Hikayeler",DokiızEylül Üni. Sosyal Bi-limler Enstitüsü, Türk Dili ve Ed.
Anabi-limDalı, İzmir1989, s: 79 III. Bölüm
(Ba-sılmamışYüksek Lisans Tezi).
3. BALBAY,Şaban, "KonyaİliHalk Hikaye-leri", Atatürk Üni. Ede. Fak. Erzurum 1973,(Lisans Tezi),
4. YİG İTLER,H. Zekai, "Kerem ile Aslı",
Öğün Yayınlan,s: 8.
5. "UtifŞahHikayesi", Ege Üni. Ed. Fakül-tesi, Halk Ed.Arşivi, Çıldırlı Aşık Şenlik
Anlatması,II-6, s: 1.
6. MAGRUPI, ŞEYDAYI, ŞABENDE
"Des-tanlar", TürkmenistanNeşriyatı, Aşkabat
1982, s: 161.
7. KOROK,DanışRemzi"AşıkGarip Hikaye-si", YelkenMatbaası, İstanbul.
8. "Umrnan Bey ile Benli HacerHanım Hika-yesi", Ege Üni. Ed. Fak. Türk Dili ve Ed. BölümüArşivi,V-7.
9. "Büryan ile Güld~ne"Ege Üni. Ed. Fak. Türk Dili ve Ed. BölümüArşivi,II·5.
10. ERGİN,Muharrem, "Dede Korkut
Kita-bı", BoğaziçiYayınları,İstanbul1986.
11. GÜRGEN, Fevzi, "Tahir ile Zühre", Doyu-ran Mat.,İstanbul1976.